Jump to content

NEDEN HÜMANİST DEĞİLİM !


Recommended Posts

http://www.felsefe.gen.tr/humanizm_nedir.asp

Hümanizm Nedir?

Hümanizm, Fransızca humanisme, insancılık, insanları sevme ülküsü, beşeriyetçilik.

Hümanizm ve Din

Hümanizm insani konularda doğaüstü inanışların hocalığını açıkça reddeder; fakat bunun yanında inançların kendisini hedef almaz. Genelde Ateizm ve Agnostisizm ile bütünleşebilir ama hümanist anlayış bunlara içkin değildir. Hümanizm bu tür doğaüstü güçlerin varlığıyla ilgilenmeyen etik tabanlı bir görüştür. Seküler bir hayat duruşu ilkesi ve her otorite karşısında insanı özgürleştirme çabası hümanizmin ırasıdır.

Hümanizme göre doğruyu bulmak insanın bir yetisidir. Fakat doğruyu bulma yönteminde gizemcilik, mistisizm, gelenek ve bunlar gibi genel geçer kanıtlarla ve mantıkla bütünleşmeyen yöntemler izlenemez. Gerçeğe duyulan bu arzu, gözü kapalı kabullenimlerle değil, bilimsel şüphecilik ve bilimsel yöntemle doyurulmalıdır. Otoriteyi ve aşırı şüpheciliği de reddederken, kaderin olaylar üzerindeki etkisini kabul etmez. Doğrunun ve yanlışın bilgisine kişisel ve ortak bilincin en doğru biçimde algılanmasıyla ulaşılabileceğini savunur.

Bunun yanı sıra hümanizm insanın tüm diğer canlı türlerinden daha özel olduğu düşüncesini reddeder. Hümanist filozof Peter Singer “Birçok istisna olmasına rağmen, hümanistlerin çoğu kendilerini en büyük dogmadan özgürleştiremiyor… önyargılı türcülük… Hümanistler diğer canlı türlerine karşı düşüncesizce istismarlara karşı durmalıdır.” diyerek hümanizmin doğalcılığını ve hayvanseverliğini belirtmiştir. Bizim diğer canlıların üzerinde tanrı-vergisi bir hüküm hakkımız olmadığını ekler.

Hümanizm insanın kapasitesine iyimser yaklaşır, bunun yanı sıra insan doğasının tümüyle iyi ya da tüm insanların hümanizmin savunduğu ussalcı ve manevi değerlere ulaşabileceğini savunmaz. Bu hedef birey için azim ve diğerlerinin yardımını gerektirir. İnsanın gelişimidir hümanizmin ereği, bütün insanlar için hayatı daha iyi yapmak. Hümanizm güzel şeyler yapmaya, şimdi ve burada iyi yaşamaya ve geleceğe daha iyi bir dünya bırakmaya yoğunlaşır, sonraki hayatta ödüllendirilmek üzere hayat boyu acı çekmeye değil.

Hümanizmin Tarihi

Hümanizm Rönesans'a, İslamiyet'in altın çağına ve antik Yunan kalıntılarına dayandırılabilir ve hatta hümanist düşünce Buda ve Konfüçyüs'te de görülebilir. Bunun yanında hümanizm terimi daha çok batı felsefesiyle bağlaşıktır. Hümanizm terimi 19. yüzyılın başlarında, 15. yüzyıl İtalya'sında klasik edebiyatla ilgilenen kimseler için söylenen umanista sözcüğünden kökenlenir.

Antik Yunan'da Hümanizm

Milattan önce 6. yüzyılda yaşamış Miletuslu Thales ve Colophonlu Xenophanes kendilerinden sonrakiler için hümanist düşüncenin yolunu hazırlamışlardır. Thales “kendini bilmeyi” dünyasının merkezine oturturken, Xenophanes döneminin tanrılarına inanmayı reddetmiş ve kutluluğu evrene ve evrendeki şeylere yüklemiştir. Sonra gelen ve ilk serbest düşünür olarak görülen Anaksagoras bilimsel yöntemlere katkıda bulunarak evreni anlamanın başka bir yolunu göstermiş oldu. Anaksagoras'ın öğrencisi Perikles de demokrasinin oluşumunu, özgür düşünceyi savunmuş ve etkilemiştir. Yazılarından çok azı bugüne gelebilmişse de Protagoras ve Demokritos da bilinmezciliği benimsemiş ve ruhani var oluşlarının doğaüstü bir varlıktan bağımsız olduğunu savunmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 275
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yanılıyorsun her zamanki gibi sevgili Drekinci kardeşim.

Ben hümanizmayı değil, insanı sana tanıtıyorum.

İyi ve kötü yönleri ile insan elbette kusurlu bir hayvandır.

Ben insanın hayvan doğasına önem veriyorum.

Senin gözünde insan ideal bir yaratıktır. Bunu eski iletilerinden kolaycak kanıtlayabiliriz.

Sen insanın kötü taraflarını görmezden gelen birisin.

Benim hümanizmayı eleştirme nedenim de o zatan..

Bu konuda ne yazdığımı aşağıya alıyorum.

Sen birçok iletinde kusurlu insanları reddediyorsun. Senin hümanizma anlayışında onlara yer yok.

Ben zaten hümanist olmadığımı ileri sürdüğümden onlar benim için bir sorun oluşturmuyor.

Sen benim onları da hümanizmaya dahil ettiğimi ileri sürecek kadar aptallaşıyorsun.

Kardeşim. Ben hümanizmayı kabul etmediğimi söylerken sen kabul ettiğimi ileri sürüyorsun.

Umarım düştüğün çelişkinin farkındasın.

Veya değilsin. Orası senin sorunun.

Secaat arzeden hırsız gibisin.

İşte bu iletinde açık seçik söylüyorsun ya!

Yaw insanın hayvan doğasına önem vereceksin de ne olacak?

İnsanın hayvan doğasının matah yönü nedir? İçgüdüleriyle hareket eden, güçlüye boyun eğen, güçsüzü ezen, bencil, acımasız vs bir yön.

İnsanın bu yönünü hümanizmaya dahil ediyor musun? Etmiyor musun?

Ediyorsan zaten hümanizma ile insanı bir tutuyorsun. Etmiyorsan, niçin hümanist değilsin?

İnsanlıktan çıkıp hayvan olmaya özeniyorsan kim ne diyebilir?

Ben insanın kusurlarını reddetmiyorum. Ben insanın, hayvan doğasından arındıkça, insanlaşacağını, insana insan özelliği veren yanlarını ön planda tutarak insanlaşacağını söylüyorum. Benim hedefim insan olmak.

Human olmak, animal değil.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben insanın kusurlarını reddetmiyorum. Ben insanın, hayvan doğasından arındıkça, insanlaşacağını, insana insan özelliği veren yanlarını ön planda tutarak insanlaşacağını söylüyorum. Benim hedefim insan olmak.

Human olmak, animal değil.

Sevgiler.

pardon birden tartışmaya daldım ama şurayı çok merak ettim . İnsanı hayvan sınıfından çıkarıp " insan " diye bir sınıf yaratıp birde içine bir tek tür olan insanı mı ekliyorum diyorsun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaw insanın hayvan doğasına önem vereceksin de ne olacak?

İnsanın hayvan doğasının matah yönü nedir? İçgüdüleriyle hareket eden, güçlüye boyun eğen, güçsüzü ezen, bencil, acımasız vs bir yön.

İnsanın bu yönünü hümanizmaya dahil ediyor musun? Etmiyor musun?

Ediyorsan zaten hümanizma ile insanı bir tutuyorsun. Etmiyorsan, niçin hümanist değilsin?

İnsanlıktan çıkıp hayvan olmaya özeniyorsan kim ne diyebilir?

Ben insanın kusurlarını reddetmiyorum. Ben insanın, hayvan doğasından arındıkça, insanlaşacağını, insana insan özelliği veren yanlarını ön planda tutarak insanlaşacağını söylüyorum. Benim hedefim insan olmak.

Human olmak, animal değil.

Sevgiler.

Alıntıladığım linkten:

...

Bunun yanı sıra hümanizm insanın tüm diğer canlı türlerinden daha özel olduğu düşüncesini reddeder. Hümanist filozof Peter Singer “Birçok istisna olmasına rağmen, hümanistlerin çoğu kendilerini en büyük dogmadan özgürleştiremiyor… önyargılı türcülük… Hümanistler diğer canlı türlerine karşı düşüncesizce istismarlara karşı durmalıdır.” diyerek hümanizmin doğalcılığını ve hayvanseverliğini belirtmiştir.

Dedikten sonra, hayvanı aşağılayan hümanizm anlayışınıza hayret ettiğimi belirtmeliyim.

Hakikaten de hayvandan üstün müdür insan sizce? -Kuşlar uçağa binemiyor, balıklar boğularak ölmüyor, ahh ahh, bir çitanın ferrarisi olamıyor... - Hmmm... Zavallı hayvanlar!

Bu mudur?

Kendi türünü başka türlerin üstüne koyan bir zihniyet ziyandır.

İnsancı olmak başka insancıl olmak bambaşka şeylerdir...

Dünya, tüm canlılarla paylaştığımız bir alandır. İnsan hayvandan üstündür, diyemezsiniz... Bazı özellikleri üstün olabilir ama bazı özellikleri de hayvanların üstün... Karşılaştırma yapamazsınız, insanı üstün göremezsiniz...

Hayvanları, işinize geldiğinde, işinize geldiği özellikleriyle kendi dünyanıza alıp "güdüleriyle yaşar" "güçsüzü ezer" vs, gibi abuk yaklaşımlarınızda kullanamazsınız...

tarihinde esron tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Murattlv;

Benim epistemolojik bakis acim, constructive epistemoloji, yani yapilandirmaci epistemoloji.

Buna gore hersey bir insanoglu yapilandirmaciligidir, bak linki burda;

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=45954

Ama benim asil olarak evrensel-insan zihniyeti olan bu yapilandirmaciligin evrensel ayniliktaki yapi ve isleyisinin sorunsal, kritik ve analitik gozlemini ortaya koymaktir. Yani deconstructive epistemolojidir.

Bunun disinda, metafizik, etik v.s. temelli felsefi konularda, disaridan bakan ve notr algilayan bir serbest dusunurum.

Yani, metafizik temelli herhangibir varlik uzerine ve etik temelli herhangibir yonlendirim yaptirim uzerine bir ideoloji, inancsal ve dogru tasimam.

Sadece olmasi gereken her turlu devlet orgutlenmesinin, dunyanin hangi cografyasinda ve toplumunda olursa olsun; evrensel hukuk ve insan haklarinin hak ve ozgurlukleri temelinde toplumun her kesiminin ve her turlu etik farkinin farklarinin esitlikli ve bir fark tarafinda yer almayan, taninan ve temsil edilen hak ve ozgurluklerini savunurum.

Yani devletin, bir dini, milli v.s. temelli bir etik tarafi ve yani olamaz ve toplumumun her farkli halkina ve kesimine hic birini one cikarmadan ve hic birini yok saymadan esit mesafede olmasini savunurum.

Ayni zamanda da bu farklarin insanoglunu her turlu ayirdigini ve cikar savasina soktugunun bilinc ve farkinda olarak, dogal zihniyetin bu yapisindan da numenal sorgulama ile arinilmasini savunurum.

Iste bu her turlu konuya, insansal evrensel,kavramsal, insan merkezli, epistemolojik, bilissel ve bilimsel yanasim sekli ve bakis acisidir.

Bu temelde de dogal zihniyetteki cikarci, ayrimci guc ve otorite gerektiren humanizm algisina gerek yoktur ve bu algi, zaten bir ust cumleye uyum saglamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili everest ve esron.

bu tartışmayı biz başka başlıklarda da yapmıştık.

İnsan da son çözümlemede bir canlı türüdür. Biyolojik yapısı, yüksek yapılı canlılar ile (aslan, kaplan, maymun, öküz, koyun, kurt, kuş, vs) büyük oranda benzerdir. Biyolojik altyapı göz önünde tutulduğunda övünebileceğimiz, üstünlük taslayabileceğimiz bir yönümüz yok.

Peki insanı diğer canlılardan ayıran özelliğimiz nelerdir? Bir özelliğimiz aklımızdır. Bir de ellerimizin hüneridir. Bu iki özelliğimizin bizlere kazandırdığı avantajlar sayılamayacak kadar çoktur. Bu özelliğimizin hakkını teslim etmek, bu özelliğimizi objektif olarak değerlendirmek, niçin tu kaka olsun.

Aklımız bize, dayanışmayı, paylaşmaya, eşitliği, sevgiyi, konuşmayı, matematiği, bilimi, teknolojiyi,

Hünerli ellerimiz zor doğa şartları ile baş etmeyi, doğaya mahkum olmamayı, doğayı kendi isteğimize göre değiştirebilmeyi, üretmeyi, vs vs kazandırmıştır.

Bu özelliklerimiz ortada dururken, bunlara insansal özellikler demenin nesi kötü. Sen desen de demesen de bu özelliklerimiz bizim yorumlarımıza bağlı olmayan objektif özelliklerimizdir.

Ha bunların yanında büyük oranda hayvansal özelliklerimiz de var. Yiyip, içip, mıçıyoruz, güçlüye boyun eğip, güçsüzü eziyoruz, zulm, işkence, cinayet işleyebiliyoruz. Başkalarının malına canına kast edebiliyoruz, Bencilliğimiz hat safhalara varıyor vs vs.

Bu yönlerimizi görmek başka, bu yönlerimizi kabullenmek, doğal göstermek başka şeydir. Bu yönlerimiz matah yönler değildir. Bu yönler yüksek yapılı hayvanlarda da var. Bu yönlerimizden arındıkça daha fazla insan oluyoruz.

Yani önemli olan hayvani yönlerimiz değil, insani yönlerimizdir. İnsani yönlerimiz ise hümanizmanın tanımı içinde var.

Ben de kaba hatlarıyla özetledim.

Söylemediğim şeyleri bana mal edip karşı çıkmak doğru bir tartışma şekli değildir. Yakışıksız oluyor

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili everest ve esron.

bu tartışmayı biz başka başlıklarda da yapmıştık.

İnsan da son çözümlemede bir canlı türüdür. Biyolojik yapısı, yüksek yapılı canlılar ile (aslan, kaplan, maymun, öküz, koyun, kurt, kuş, vs) büyük oranda benzerdir. Biyolojik altyapı göz önünde tutulduğunda övünebileceğimiz, üstünlük taslayabileceğimiz bir yönümüz yok.

Peki insanı diğer canlılardan ayıran özelliğimiz nelerdir? Bir özelliğimiz aklımızdır. Bir de ellerimizin hüneridir. Bu iki özelliğimizin bizlere kazandırdığı avantajlar sayılamayacak kadar çoktur. Bu özelliğimizin hakkını teslim etmek, bu özelliğimizi objektif olarak değerlendirmek, niçin tu kaka olsun.

Aklımız bize, dayanışmayı, paylaşmaya, eşitliği, sevgiyi, konuşmayı, matematiği, bilimi, teknolojiyi,

Hünerli ellerimiz zor doğa şartları ile baş etmeyi, doğaya mahkum olmamayı, doğayı kendi isteğimize göre değiştirebilmeyi, üretmeyi, vs vs kazandırmıştır.

Bu özelliklerimiz ortada dururken, bunlara insansal özellikler demenin nesi kötü. Sen desen de demesen de bu özelliklerimiz bizim yorumlarımıza bağlı olmayan objektif özelliklerimizdir.

Ha bunların yanında büyük oranda hayvansal özelliklerimiz de var. Yiyip, içip, mıçıyoruz, güçlüye boyun eğip, güçsüzü eziyoruz, zulm, işkence, cinayet işleyebiliyoruz. Başkalarının malına canına kast edebiliyoruz, Bencilliğimiz hat safhalara varıyor vs vs.

Bu yönlerimizi görmek başka, bu yönlerimizi kabullenmek, doğal göstermek başka şeydir. Bu yönlerimiz matah yönler değildir. Bu yönler yüksek yapılı hayvanlarda da var. Bu yönlerimizden arındıkça daha fazla insan oluyoruz.

Yani önemli olan hayvani yönlerimiz değil, insani yönlerimizdir. İnsani yönlerimiz ise hümanizmanın tanımı içinde var.

Ben de kaba hatlarıyla özetledim.

Söylemediğim şeyleri bana mal edip karşı çıkmak doğru bir tartışma şekli değildir. Yakışıksız oluyor

Sevgiler.

Evet tartışmıştıkta sende süpriz yumurta gibisin her başlıkta bir süprizle karşılaşıyorum valla :D

Neyse konuya gelirsek şu insanı diğer hayvanlardan ayıran aklı diyorsun . Tamam daha öncede ne demiştik . İnsan naif , güçsüz , hantal yani fiziki yönden zayıf , doğaya uyum sağlayabilecek yeterlilikte bir hayvan olamadığı için doğayı kendine uydurmayı seçmiştir .

E bu bir üstünlük değil hayatta kalma mücadelesinde bir yöneliş bir tercihtir . Türün neslini devam ettirme gereksinimidir .

Mesela biz çekiç başlı köpek balıklarının manyetik alanı hissedebilmesinden yola çıkarak onu hayvan sınıfından çıkaralım , onu diğer hayvanlardan üstün mü tutalım ?

Üstünlük sadece bir hayvanını aklını bize göre ne derce kullanabildiğiyle mi ölçülür ?

O zaman biyolojide bir tablo hazırlansın . Bütün hayvanlar akıllılıklarına göre sıraya dizilsin , en başa yunus balıklarını , sonra mavi balinayı , sonra golden retriever ı böyle böyle dizelim taki hamam böceğine kadar .

Sen yukarıdaki yorumda yazdığını içerlemişsen bunları da kabul et o zaman .

Üstünlük falan yok drekinci . Varsa kanıtla . Koskoca biyoloji ana bilimdalı . Neden bir üstünlük sınıflandırması hazırlamamışda canlıları fenotip ve genotipine göre sınıflandırmış ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuda ciddi derecede kavram kargaşası var.Hümanizm derken ben seküler hümanizmden bahsederim diğer kolpacıları dikkate almıyorum.Basit bir sınıflandırma yaparsak hayat görüşlerinden üç ana sınıfta bahsedebiliriz.

Dincilik/ümmetçilik:Kendi ümmetini diğerlerinin üstünde tutar ve nihai amaç tanrıya hizmettir.Önemli olan birey değil ümmettir.

Milliyetçilik/vatanseverlik:Kendi milletini/milliyetini diğerlerinin üstünde tutar ve nihai amaç vatana/millete hizmettir.Önemli olan birey değil toplumdur.

Hümanizm:İnsanı diğer her şeyin üstünde tutar ve nihai amaç insanlığa hizmettir.Önemli olan bireydir.

Milliyetçi olmak her zaman diğer milletleri yok etme amacı gözetmediği gibi hümanizm de insan dışındaki canlıları yok etmeyi amaçlamaz.Yalnızca insan bir numaralı önceliktir.Buna itiraz edenler şu soruya cevap vermeli,siz bir leoparın/filin ya da istediğiniz herhangi bir hayvanın ölmesini mi yoksa sizin ölmenizi mi tercih edersiniz?Cevap açıktır.Bu soruya cevap olarak kendi hayatını seçip de yine de hümanizmi insanı bir numaraya koyduğu için eleştirenler iki yüzlüdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence boş yere uğraşıyorsunuz.

Drekinci kardeşimiz bu konudaki görüşlerini değiştirecek değil.

Ona göre insan yeryüzünün halifesidir.

İslam'a göre de insan yeryüzünün halifesidir.

Müslüman ateist terimini boş yere kullanmıyorum... Nedeni var..

Drekinci kardeşimiz İslam'ın ritüel ve gelenklerine sadık başka özellikleri de var.

Ne pahasına olursa olsun yaşamanın ölmekten iyi olduğunu savunur. Bunun bir istisnası yoktur.

Nasıl yaşanırsa yaşansın yaşamak ölümden iyidir der.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuda ciddi derecede kavram kargaşası var.Hümanizm derken ben seküler hümanizmden bahsederim diğer kolpacıları dikkate almıyorum.Basit bir sınıflandırma yaparsak hayat görüşlerinden üç ana sınıfta bahsedebiliriz.

Dincilik/ümmetçilik:Kendi ümmetini diğerlerinin üstünde tutar ve nihai amaç tanrıya hizmettir.Önemli olan birey değil ümmettir.

Milliyetçilik/vatanseverlik:Kendi milletini/milliyetini diğerlerinin üstünde tutar ve nihai amaç vatana/millete hizmettir.Önemli olan birey değil toplumdur.

Hümanizm:İnsanı diğer her şeyin üstünde tutar ve nihai amaç insanlığa hizmettir.Önemli olan bireydir.

Milliyetçi olmak her zaman diğer milletleri yok etme amacı gözetmediği gibi hümanizm de insan dışındaki canlıları yok etmeyi amaçlamaz.Yalnızca insan bir numaralı önceliktir.Buna itiraz edenler şu soruya cevap vermeli,siz bir leoparın/filin ya da istediğiniz herhangi bir hayvanın ölmesini mi yoksa sizin ölmenizi mi tercih edersiniz?Cevap açıktır.Bu soruya cevap olarak kendi hayatını seçip de yine de hümanizmi insanı bir numaraya koyduğu için eleştirenler iki yüzlüdür.

Neden bahsedersen bahset, hümanizmi kurtarma çabaları günümüzde işe yaramayacaktır.

Zaten ne idiğü belirsiz bir görüş olan hümanizmayı günümüzde daha da büyük bir meydan okuma beklemektedir.

Seküler hümanizm bile hümanizmayı içine düştüğü bu çıkmazdan kurtaramaz.

Everest çok güzel bir ileti asmış.

Hümanizmanın ne olduğunu belki bilmiyoruz ama ne olmadığını biliyoruz.

Şimdilik bu bize yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem hümanizmi beğenmiyorsun,neyi beğeniyorsun hacı?Köleliği mi getirelim?Etnik temizliğe mi başlayalım?Orta çağa mı dönelim?Şeriat mı getirelim?

Hümanizm değilse ne?Nedir senin istediğin düzen?

Hümanizmanın ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz.

Hümanist değilim elbette.. Çünkü hümanizmanın ne olduğunu bilmiyorum.

Eğer hümanizma senin ve drekinci'nin yazdığı gibi birşey ise ben değilim kardeşim.

Onu çöp atın..

Hümanist olman şart mı kardeşim. Mutlaka birşey mi olmalısın?

Kendin ol.. Evrene hakim olacağım diye çırpınacağına dürüst insan ol. Sana yetmiyor mu? Bana yetiyor.

Bu arada..Şimdi haberlerdeydi.

Köpekler kanserleri kokayarak tanıyorlar..

Bu kesin olarak gösterilmiş.

Daha önce epilepsi atağının başlayacağını seziyorlardı.

Köpekler insanların ulaştığı teknolojiden çok daha ileri yetilere sahipler.

Köpekler kadar olamıyorsun Drekinci kardeşim..

Bak doktorlukta köpekler bizden daha becerikli ve daha bilgili..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hümanizma ünlü filozofların hemen tümünün değindiği, hem tartışmalı hem de oldukça muğlak bir terimdir.

1856 yılında Alman tarihçisi ve filozof Georg Voigt Rönesans hümanizmasını hümanizma olarak tanımlamıştır.

Bu hümanizma İtalyan rönesansı sırasında İtalya'da filizlenmiş ve Avrupa'da birçok ülke tarafından benimsenmiştir.

Aslında hümanizma teriminin kökeni insan değildir.

Bu terim 15'nci yüzyılda İtalyanca umanista teriminden kaynak almıştır.

Umanista öğretmen veya klasik greek bilgini (bilim adamı) anlamına gelir.

18'inci yüzyılda aynı terim farklı bir alanda kullanılmaya başlanmıştır.

Hümanizma terimine 1765 yılında Fransız aydınlanma dönemi sırasında ismi bilinmeyen biri tarafından insanlık aşkı şeklinde yeni bir anlam kazandırılmıştır.

18 ve 19'uncu yüzyıllarda bu terimi kullanan, insanlığı ilerletmeyi ve bilgiyi yaymayı amaçlayan, bazıları Hristiyan, çeşitli filantropik ve hayırsever kurumlar ortaya çıkmıştır.

Fransız devrimi sırasında insansal değerlerin yalnız dinden kaynak almadıkları görüşü yayılmaya başlamış ve kilise bu görüşle şiddetli bir mücadeleyi başlatmıştır.

Kilise hümanizmayı putperestliğin yeniden canlandırılması olarak yorumlamıştır.

Bu mücadele sırasında hümanizma negatif bir ton ve anlam kazanmaya başlamıştır.

Bu ortamda hümanizma ilerde insanlığın alternatif bir din olacak gibi bir değer ve anlam kazanmıştır.

Avrupa'da 18 ve 19'uncu yüzyıllarda hümanizma felsefesi aydınlanmanın temel taşlarından biri idi.

Bu hümanizmada insanların doğuştan özgür ve eşit olduğu görüşüne yer veriliyordu.

Bu zamanda genç Karl Marx insan hakları şeklinde tanımlanan politik özgürlüğü eleştirmiş ve insanın daha da bağımlı olacağını ileri sürmüştür.

Marx insanların kapitalist rejimde egolarından dolayı birbirleri ile sürekli çekiştiklerini ve haklara bu nedenden sahip olmaları gerektiğini ileri sürmüş ve gerçek özgürlüğün komünizmle sağlanacağını savunmuştur.

Yaşlanan Marx için hümanizma gerçek olmayan bir soyutlamadır. Marx'a göre insan haklarının kendileri soyut olduklarından, neden olacakları adalet ve eşitlik de soyuttur ve gerçekte aşırı adaletsizliğe neden olacaktır. Marx da aslında insanlar arasındaki eşitlik ve adalete dayanan hümanizmaya karşı bir tutum sergilemektedir.

Drekinci kardeşimiz komünist olduğuna utanacak mı acaba.. Efendisi hümanizmayı reddediyor..

Nietzsche için hümanizma teizmin seküler verziyonundan başka birşey değildir.

Geneology of Morals kitabında Nietzsche insan haklarını zayıfın güçlüyü kısıtlamada alet olarak kullanarak yaşam özgürlüğünü de kısıtlayacağını ileri sürmüştür.

Görüldüğü üzere hümanizma ne olduğu kesin olarak belli olmayan ve bazı filozofların reddettiği, bazılarının kendilerine göre yorumladığı bir felsefi yaklaşımdır.

Bütün bunların içinde bir de taopaipai'nin değindiği seküler hümanizma türü de vardır. Ona da ayrıca değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hümanizmayı belirli bir kavram olarak aklınızda canlandırabiliyor musunuz?

Ben bir türlü canlandıramıyorum.

Zaten çoğu filozof da canlandıramıyor ve aralarında kedi köpek gibi kavga ediyor.

Kavram karmaşası mı var yoksa olmayan bir şeyi olmasına çalışmak mı var.

Bu kavramı çağdaş kavramlar arasına sokmak için büyük mücadeleler veriliyor.

Seküler hümanizma ortaya çıktı.

Hayvanları da benimseyen ve kapsamına alan hümanizma ortaya çıktı.

Bütün bu çabaların nedeni hümanizma konseptini çağa uydurmaya çalışmak.

Çağ ise hızla ilerliyor.. Çocuk hakları, kadın hakları, azınlık hakları derken şimdi de hayvan hakları ortaya çıktı.

Doğayı koruma önem kazandı.

Ve ister inanın ister inanmayın bir de anti-hümanizm eğilim ortaya çıktı..

İnsanlık şaşırmış diyorum ben. Ne yapacağını ne edeceğini şaşırmış..

İlla bir konuda üstün olacağız. Ben senden üstünüm demesini de çok seviyoruz.

Ben senden daha hümanistim. Benim değerlerim senin değerlerinden çok daha üstün.

Yaw bu dünyada elifi görse mertek sanan 1,5 milyar Müslüman var.

Onlar insan değil mi?

Hümanistler onları nasıl değerlendiriyor. Özellikle batının hümanist ateistleri için onların anlamı ne?

Biliyorsunuz batıda ve özellikle ABD'de ateizm hümanizmle özdeş tutuluyor.

Seküler hümanizmanın bile ateizmle bir ilişkisi var.

Dindarlar insan değil mi kardeşim..

Usandım bu hümanizma yalanını okumaktan..

Üstelik politik olarak da yanlış hümanizmay eleştirmek.. Ses de çıkaramıyorsun bu sapıklığa.. İtiraz da edemiyorsun..

Hepimiz insanları seviyoruz. Çünkü onlar hemcinslerimiz. Her hayvan, her sosyal canlı kendi türdaşını sever. Çünkü onunla işbirliği yapmadan yaşayamaz.

Ama yalnız insanlar bu doğal eğilimi yüceltiyorlar.. Ve kendilerini bir matah sanıyorlar..

Değiller.. Bana göre tabii. Siz istediğinizi düşünün..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aklımız bize, dayanışmayı, paylaşmaya, eşitliği, sevgiyi, konuşmayı, matematiği, bilimi, teknolojiyi,

Hünerli ellerimiz zor doğa şartları ile baş etmeyi, doğaya mahkum olmamayı, doğayı kendi isteğimize göre değiştirebilmeyi, üretmeyi, vs vs kazandırmıştır.

Yanlış!

Aklımız bize, dayanışmayı-kalleşliği, paylaşmayı-açgözlülüğü, sevgiyi-nefreti, bilimi (atom bombasını ve insan öldürmeyi), tekonolojiyi ( tuşlara bağlı dostlukları-aşkları) vs vs de kazandırmıştır...

Hünerli ellerimiz, zor doğa şartlarıyla baş etmeyi falan kazandırmadı bize, tıpkı başka bazı hayvan topluluklarında olduğu gibi, sürüler halinde yaşıyoruz... Doğanın içine etmeyi öğretti bize aklımız, doğayı kendi isteğimize göre değiştirmeyi değil... Ve her zaman yener doğa insanı... Japonya'da gördük...

Ve pek ukalâ insan sürüler halinde yaşar...

Dağda tek başına tatile çıkan mı var? Tepeden bakarsanız bir plaja, böcek sürüsünden farkı olmayan bir manzara göreceksiniz...

Üretim?

Aman ne şahane, hiç ihtiyacımız olmayan şeyleri, olmayan paramızla alıp, bizi hiç umursamayan bir takım insanlarla sidik yarışı için ha babam de babam üretiyoruz...

Dünyanın haline bakarsanız, gerçekten bakarsanız, insanın hayvan gibi, sadece içgüdüsüyle yaşamasının bile, şu andakinden çok daha şahane bir manzara oluşturacağını şıp diye anlarsınız...

Kıyaslarsanız, insan şu haliyle, kesinlikle hayvandan daha alt seviyede ömür geçiren bir zavallı canlıdır...

Düşünmek şahane tabii ama neye hizmet ettiğine bakın... Salt egoya hizmet eden bir akılla, insanın yaşadığı şu hayat, cidden içler acısı değil midir?

Maalesef, insan düşüncesinin efendisi değil kölesidir ve her türlü kölelik ziyan üretir...

Akıl bir işe yarasa, düşünce üstün bir özellik olsa, en basitinden "savaş" diye bir kelimenin hiç bir dilde karşılığının olmaması gerekir ama bakın, herkes ama herkes "duruma göre" olabilir bir kavram olarak kanıksamıştır bunu...

İnsan acı çekiyor... İnsan hep acı çekiyor çünkü aklıyla yaşadığını sandığı bu düzende, özgür değil öncelikle... Özgür değil insan...

Kuşlar uçuyor... Kediler gerine gerine uyuyor... Ağaçlar yeşeriyor... İnsan hariç herkes doğasını ve doğalını yaşıyor...

Ve şu tartışmaya bakın, daha insan, kendinde var olan hayvanla ortak taraflarını kabul bile edemiyor... Bu ortak özelliklerin, örneğin güdülerin, kendisini aşağı bir konuma çektiğine inanıyor... Bedeniyle düşman insan...

Hayret ki ne hayret!

İnsan güdülerine (ihtiyaçlarına) düşman ama isteklerine dost!!!

( Lütfen kimse kendini kandırmasın, örnek; iki insanın tanıştıktan bir saat sonra sırf güdüsüyle seks yapmasını herkes eleştirir ve fakat iki insanın evlenirken mal üzerine anlaşma yapması herkese normal gelir... Ya da örneğin şu anda tüm giyim mağazaları beş yıl satışı durdursa, kim ama kim ölür kıyafetsizlikten ama tüm mağazalar açık, üretim tam gaz ve bu herkese normal geliyor... Niye? )

Bedeniyle barışık olmayan insan, hayvanların, düşünmediği için kendisine yapmadığı kötülüğü yapıyor kendisine:

Sevmediği bedenle seks yapıyor -genellikle evlilik adı altında-... Gittikçe büyüyen tabaklardan inanılmaz gereksiz şeyleri yiyor, obez oluyor - yaşı kırk üzeri olanlar hatırlasın, yirmi otuz yıl evvel sofralarımızdaki tabak ebadını-... İçiyor, uyuşturuyor kendini, koşturuyor, para kazanıyor, alıyor alıyor alıyor vs vs...

İnsan mutsuz çünkü... İnsan acı çekiyor çünkü...

Çünkü bu böyledir, doğal olmayan her şey mutsuzluk üretir...

İçine düştüğümüz bu düzen üzerinden düşünmeyiniz! Meseleye esastan bakınız!

Hayvanlarla ortak tarafınızla -ki bu çoğumuzu oluşturur zaten- barışın!

İnsan hayvan gibi güdüsüyle mi yaşasın, şeklinde bir yaklaşımda bulunurken dikkat edin, keşke böyle olabilse: Hangi hayvan -doğadaki- doyduğu halde yemeye, stok etmeye devam ediyor?- Sadece insan...

Hangi hayvan bedenden namus üretip birbirine hayatı zehir ediyor?

Aman da aman bilimimiz olmuş teknolojimiz olmuş, evlerimiz arabalarımız olmuş da ne şahane olmuş hakikaten yaaa!!! :huh:

Hangi hayvan özelliğini reddedip başka işlerle meşgul? Hepsi doğalını yaşıyor... Uçmaya çalışıp, ailesince uçması istendiği için umutsuzca uçmaya çalışan balık gördünüz mü?

İnsan, istediği işte çalışamıyor, istediği gibi yaşayamıyor, kısmını geçtim!

Çoğu insan, özelliğini, ne istediğini bile keşfedemeden ölüp gidiyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili esron yazının ana fikri, hayvanlar insanlardan üstündür. Hayvansal içgüdülerimiz aklımızdan üstündür. Sosyal yaşantımız sürüden farksızdır. Gereksiz üretiyor, gereksiz stok ediyoruz vs vs.

Ormanlar seni bekliyor. Ne duruyorsun.

Sevgili hacı, köpeğin koku alma yetisine bakarak köpeği benden ve mesleğinden üstün tutmaya başlamış.

Hümanizmanın binbir çeşidi ortaya çıkınca, elbette beraberinde kavram kargaşası da gelmektedir.

Ben sana basitçe yol göstereyim. Gerçi mezun olurken yemin edip etmediğini bilmiyorum ama, Aç doktorluk yeminini bir daha oku. Hipokrat yemini sana hümanizmanın ne olduğunu gösterecektir. ABD vatandaşı olurken yaptığın yemin ile karşılaştır. Veee neden hümanizmaya karşı olduğunun yanıtını belki böyle bulabilirsin. Taopaipai gözel bir soru sormuş, peki sen nesin? diye. Kendin olmak gibi ipe sapa gelmez bir demogojiyle yanıt vermişsin. Bir de kendin olmak nedir? onu açıklayabilsen. Herhalde böyle yanıtlarsın. Neysem oyum! Aziz Nesin de gençliğinde bu soruyu kendine sormuş? Hatta unutmasın diye soyadını Nesin diye değiştirmiş. Ama neysem oyum dememiş, Ne olduğunu hem kendine hem de tüm dünyaya gösterebilmiş.

Gelelim üstünlük, ilkellik, gerilik, ilerilik meselelerine. Temel kriter belirlenmiş hedeflere ulaşabilmedir. Bir tür yarıştır. Yarışı kazanan üstündür, ileridir, başarılıdır. Bu yarış hayvan ile hayvan, hayvan ile insan, insan ile insan, insan ile doğa arasında sürüp gitmektedir. Ve bu yarışta insan hep galip ve başarılı taraftadır. İnsanın hangi özelliğine bağlarsanız bağlayın kör gözüm parmağına, objektif olarak bu böyledir.

zenginlik, üretim, paylaşım, işbölümü, düşünme, konuşma, üreme, bilim, teknoloji vs mutluluk getirmiyormuş!! Bu palavradan öte bir şey değildir. Bunlara karşı çıkarsınız da, hiçbirinden vaz geçmezsiniz. Başkalarının geçmesini istersiniz. Hayvanları kendinizden üstün tutarsınız da, hayvanoğlu hayvan deyince küplere binersiniz.

Geçiniz efendiler, geçiniz!

İnsansanız, insanlığınızı biliniz!

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili esron yazının ana fikri, hayvanlar insanlardan üstündür. Hayvansal içgüdülerimiz aklımızdan üstündür. Sosyal yaşantımız sürüden farksızdır. Gereksiz üretiyor, gereksiz stok ediyoruz vs vs.

Ormanlar seni bekliyor. Ne duruyorsun.

Sevgili hacı, köpeğin koku alma yetisine bakarak köpeği benden ve mesleğinden üstün tutmaya başlamış.

Hümanizmanın binbir çeşidi ortaya çıkınca, elbette beraberinde kavram kargaşası da gelmektedir.

Ben sana basitçe yol göstereyim. Gerçi mezun olurken yemin edip etmediğini bilmiyorum ama, Aç doktorluk yeminini bir daha oku. Hipokrat yemini sana hümanizmanın ne olduğunu gösterecektir. ABD vatandaşı olurken yaptığın yemin ile karşılaştır. Veee neden hümanizmaya karşı olduğunun yanıtını belki böyle bulabilirsin. Taopaipai gözel bir soru sormuş, peki sen nesin? diye. Kendin olmak gibi ipe sapa gelmez bir demogojiyle yanıt vermişsin. Bir de kendin olmak nedir? onu açıklayabilsen. Herhalde böyle yanıtlarsın. Neysem oyum! Aziz Nesin de gençliğinde bu soruyu kendine sormuş? Hatta unutmasın diye soyadını Nesin diye değiştirmiş. Ama neysem oyum dememiş, Ne olduğunu hem kendine hem de tüm dünyaya gösterebilmiş.

Gelelim üstünlük, ilkellik, gerilik, ilerilik meselelerine. Temel kriter belirlenmiş hedeflere ulaşabilmedir. Bir tür yarıştır. Yarışı kazanan üstündür, ileridir, başarılıdır. Bu yarış hayvan ile hayvan, hayvan ile insan, insan ile insan, insan ile doğa arasında sürüp gitmektedir. Ve bu yarışta insan hep galip ve başarılı taraftadır. İnsanın hangi özelliğine bağlarsanız bağlayın kör gözüm parmağına, objektif olarak bu böyledir.

zenginlik, üretim, paylaşım, işbölümü, düşünme, konuşma, üreme, bilim, teknoloji vs mutluluk getirmiyormuş!! Bu palavradan öte bir şey değildir. Bunlara karşı çıkarsınız da, hiçbirinden vaz geçmezsiniz. Başkalarının geçmesini istersiniz. Hayvanları kendinizden üstün tutarsınız da, hayvanoğlu hayvan deyince küplere binersiniz.

Geçiniz efendiler, geçiniz!

İnsansanız, insanlığınızı biliniz!

Sevgiler.

Sana göre hümanizma bir yarışdır yani..

Hipokrat yemini edilimiyor artık. Sen Türkiye'de doktor olurken ettiğin yemini hatırlyor musun?

Onun Hipokrat'ın yemini olduğuna emin misin?

Hipokrat'ın yemininin tarihsel değeri var. Çağımızda o yeminle doktorluk yapamazsın.

Doktorluk çok değişti ve daha da değişecek.

Birçok ülkede ötenazinin uygulandığı bir tıp pratik ediliyor. Sen çağ dışı kalmış bir dinozor doktorsun.

İlerde ötenazi bütün ülkeler tarafından kabul edilecek.

Sen TC vatandaşı olurken yemin ettin mi? Etmediğini düşünüyorum.

Sovyetleri desteklemeni ve anayasaya ve ülkemizin bütünlüğüne ihanet ederek komünist ihtilali yapıp ülkeyi komünist bloğa teslim etme arzunu bu yemin etmeme yasallaştırıyor.

Ben hiç olmazsa bir ülkeye sadık kalacağıma yemin ettim.

Senin o sadakatin de yok... Hain bir Türksün sen..

Bunları senin bir yorumun üzerine yazdım.. Konu ile ilgili değiller..

Senin hümanizma görüşün defektif.

Ama buna hiç üzülme..

Çünkü şimdiye kadar yapılan bütün hümanizma görüşlerinde bir tür defekt var.

O nedenden bu felsefi yaklaşım herkes tarafından kabul görmüyor..

Sen insanın insanla mücadele ettiğini ileri süren bir hümanizmadan bahsediyorsun.

Benim de değindiğim hümanizma o zaten.

Farklı değerlere sahip olan kültür ve uygarlıklar arasındaki mücadeleden bahsediyorsun.

İngilizlerin Afrikalıları ve bu arada Türkleri de, aşağı görmelerinin ve onlara hükmetme istemelerinin nedeni bu hümanizma.

Sen bu hümanizmayı farkında olmadan savunuyorsun. Ben ise reddediyorum.

İnsanın aklı onu diğer hayvanlardan soyutluyor.

Ama bu akıl belki de onun ilerde yok olmasına neden olacak.

Bunu da düşünmeni tavsiye ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi de tıb bilimini ötenaziye indirgemiş. Tıp bilimine ötenaziyi ilave edince daha çağdaş olurmuş?

Yaw bu konuyu da tartıştık.

Adam öldürmeye ne kadar meraklısın?

Savaşlarda da adam öldürmek yasal.

ABD dünyanın dört bir yerinde savaşıyor. Git katıl ordusuna, ister düşman kabul ettiklerini öldür, ister iyileşme umudu kalmamışları.

Başka ne desem bilmem ki.

Ha şu komünistlik meselesi var.

Yaw senin sosyal demokratlığın ne ise, benim komünistliğim de o. Sen sosyal demokrasiyi toplum sağlığı ve esenliği için, uygun görüyorsun, ben komünizmi. Sen insanın insanı sömürmesini, haksız kazanç elde etmesini doğal görüyorsun ben eşitliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı vs. Bu tür beklentilerin doğruluğunu, yanlışlığını, uygulanabilirliğini zaman gösterir. Teoride ben, pratikte şimdilik sen haklı görünüyorsun. Ama insanoğlu her konuda teorik doğrularını pratik etme başarısını şimdiye kadar göstermiştir. Bundan sonra da göstermemesi için bir neden yoktur.

Ha bir de şu akıl meselesi var.

He vallah, aklımız sırtımızda yük. Bir gün başımızı yiyecek. Ne yapsak acaba, en iyisi akılsızlık mı ne?

Sevgiler.

tarihinde drekinci tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...