Jump to content

Her kızla beraber olmak ama evleneceği kızın bakire olmasını isteyen zihniyet


Recommended Posts

siz benim eşim olsanız değil imam nikahı tanrı nikahı olsa sizi gene almazdım :) hatta selam dahi vermezdim...

allahınız imam nikahlı kocanıza sabır versin. şimdiden ermiş statüsüne girmiştir bence ...

belli belli elinizden gelse karşıma bile çıkmaya taaa dünden niyetlisiniz selamda ne demek sizin için :p bence siz kendinize daha çok sabır dileyin buna sizin bizdende çok ihtiyacınız olacak :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 260
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bekarete önem vermediğini belirterek ilerici-modern düşündüğünü sanan arkadaşlar, batıda değil Türkiye'de yaşadıklarını unutmasınlar bence.

Evet, bekaret ilkel bir anlayıştır ama "Benim için önemli değil, bekaret aramam" diyen Türkiye'lilerin evlilik huzurları risklidir.

Batıdaki erkeklerin çoğu, ilişkiyi bitirdikten sonra ayrı yol çizer ve rahatsız etmez. Türkiye'de ise erkeklerin çoğu, bekaretini bozduğu kıza her zaman tekrar sahip olabileceğini düşünür ve buna yeltenen çoktur.

Bu tür durumlarda genelde kadın davranışı ise "Kocam duymasın" şeklindedir.

O yüzden bekarete önem verilmese bile, eş adayının geçmişinin geleceğe etkilerinin olmaması gerekir. Bu da iyice araştırılmadan güven sağlamaz. İlerde insanın başını belaya sokabilir.

"Neden müslümanlar bakire kızla evlenmek ister?" sorusundaki müslüman sözcüğü gereksizdir. Onun yerine "Türkler" denirse daha uygun olur.

Sebep; "el değmemiş kız alıp ilk tadına varan olmak" değildir. Genel sebebi mutlu-huzurlu bir evlilik yapmak ve aile şerefini korumaktır.

Batıda neden bekarete önem verilmez?

Çünkü geçmişte ilişkisi olan erkeğin tekrar rahatsız etme olasılığı çok azdır ve aile huzurunun bozulma riski pek yoktur.

İkinci olarak evlilik ve aile kurumunun kutsallığı yoktur. "Gerekirse boşanırım" diye düşünür. Ve aile şerefi, namus, "elalem ne der?" kaygıları da yok denecek kadar azdır.

Dolayısıyla Türkiye'de bekaret sorunundan önce bu değerler tartışılmalıdır.

Bana göre yeterince gelişmemiş bir ülkede bu değerlerin korunması önemlidir. Geliştikten sonra ise bu değerlere ihtiyaç kalmayacaktır. Tabi gelişmeden kastım, karakteristik yapı, insani değerler vs.

Sevgili Pante

Toplumsal tabulara karşı koymadan ve toplumdan bağımsız hareket edilemeyeceği kanaatini de kenara atmadan bu tip problemler insanların algısını değiştirecek ahlaki normları yerleştirmeden olmaz diye düşünüyorum. Bu gibi değerlerin muhafaza edilmesi gerektiğini sırf '' aile şrefine '' inhisar etmek ne kadar doğru olabilir ki ? Bu tabulardan mecruh düşmüş binlerce gençlerin varlığı aşikarken bu tabuları devam ettirmenin hiçbir mantıki anlamı yoktur. Bekarete önem veren erkekler kendine güvenmeyen , toplumsal baskılara boyun eğmiş , birlikteliğe bile dedelerinin yüklediği anlamı yükleyen içe kapanık yetişmiş kimselerin kompleksi ve refleksif tepkisidir. Bu yüzdendir ki bu tabu kesinlikle yıkılmalı , ahlaki normlar değiştirilmelidir. Daha önce yaşanmış birlikteliklerin yeni bir ilişkide geçerliliği olmamalı , sözkonusu edilmemelidir.Sonuçta daha fikirlerin değiştiği kadar hislerin de değiştiğini bildiğimiz için o dönem yapılanların şuanda bir öneminin olmadığını da en azından empati yeteneğimizle anlamalı ve bu gaileden mecruh düşmüş binlerce insanın problemleri gereksiz algılara mukavemet edilerek çözülmelidir . Ataerkil toplumdan kaynaklanan cinsiyet ayrımcılığına son verilmeli insanlar özgürce bedenlerini kullandıkları için şuanda yargılanmamalıdır. Daha yaşanabilir bir toplum tahayyülü kuruyorsak bunun kültürel evrimle , kültürel evrimin ise tekamül eden normlarla alakalı olduğunu bilmeli ve abuk sabuk baskılara boyun eğip '' aile şerefine '' inhisar edilmemelidir.

Sevgilerimle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendine güvensizliğinden ötürü bu tip menfi şeyleri yaşaman maalesef ki sadece senin için değil cemiyetimize şamil bir meseledir. Toplum nezdinde bir başkasıyla cinsel birlikte bulunmuş , hatta sadece el ele tutuşmuş kimseler bile '' orospu '' diye yaftalanırken ve bu algı tüm erkeklere sirayet etmişken '' artıkçılık '' yapıyorum kanaati tüm erkeklerde bakire olmayan kişiyle olan birlikteliklerde uyanır ve kendine olan güvensizliğinde etkisiyle bu algı perçinlenir ve senin yaşadığın problemler ihdas eder. Halen zifaf odası dışında '' kanlı çarşaf '' bekleyen bir toplumda seninde bu algıdan nasibini alman maalesef ki umumi algımıza müstenit bir geçerliliktir . Aklını bacak arasına endekslemiş kimselerle müşterek şeyleri düşünmüş olmandan ziyade halen aynı şeyleri düşünmen ise daha bir düşündürücü şeydir. Sonuçta bekarete önem vermediğini ve modernliği tahkir eder üslupla modern takılarak bazı şeyleri kabul ettiğini söylemene rağmen halen çocuğun olmasına rağmen senden önce yaşanmış şeylere takılıp kalman içinde kadınsızlığın verdiği ezikliğin sonucunda artıkcılık yapmış olma duygusunun güvensizliği ve huzursuzluğu yatıyor. Bu halen çoğu şeyi aşamamış bir kimse olduğunu gösterdiği gibi kabul edilebilir bir gerekçe değildir . Şuan eşin olan bir kimse hakkında bu tip söylemler geliştirmen '' erkek '' ya da '' koca '' olmaya liyakatsız bir insan olduğunun göstergesidir. Eğer ilk kez seninle birlikte olmuş olsa ve bu birlikteliğin sonucu evlilikle sonuçlanmamış olsaydı vicdanen huzurlu olacak ve siftah yapma gururunu da yaşayıp daha farklı arayışlar içerisinde bu ilişkiyi unutacaktın. Aynı şeyin kendisi için de geçerli olabileceğini ve şimdi eski ilişkilerinin hiçbir değer taşımıyor olabileceğini düşünmeyerek hareket etmen ise gerçekten ikili ilişkilerde ideal bir erkek tipi olmadığının belirtisidir. Bu kadar seviştikten sonra daha önce biriyle birlikte olmuş olduğunu öğrenmen sende ne etki bırakırdı merak etmiyor değilim . Tüm yaşanan güzel şeyleri bir bekaret uğruna yeni öğrendiğin saçma birşeyle bir kenara atabilecek ''alçaklığını'' yapabilecek miydin ? ( Tabir - i caizse ) Bir siyasetçinin seks kasedinin ortaya çıkmasıyla tüm bilgi birikiminin hiçe sayılması ve bir arkadaşınla olan güzel muabbetinden sonra onun etnik kökenini öğrenip saplantısal bir biçimde arkadaşlığı sonlandırışın ile tüm güzel şeylere rağmen sırf bakire değil diye tüm güzellikleri aptalca bir tabuyla gölgeye düşürmek muadildir. Sonuçta hepsi belli saplantıların , temelsiz önyargıların bir ürünü olduğu gibi dededen kalma ahlaki mirasa ayar verememiş bir kimsenin kabullendiği mesnetsiz algıdır. Bunu yıkmadığın müddetçe mutlu olamaz , bunlara mukavemet etmediğin müddetçe başkalarının mutlu olmasınıda engelleyen zihniyeti desteklemiş olursun.

Ben de bu tip algıya sahip ataerkil toplumun bir ferdi olaraktan eski birlikteliklerimde namus telakkisine göre hareket edip çok kişinin canını haksız yere yakma mükellefiyetini kendimde görüp ileride utanç duyacağım şeyler yaptım . Şimdi sağlıklı ve olgun bir biçimde düşündüğümde yaptıklarımın ne kadar yanlış olduğunu görüyor ve yaptklarımdan utanç duyuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bekarete önem vermediğini belirterek ilerici-modern düşündüğünü sanan arkadaşlar, batıda değil Türkiye'de yaşadıklarını unutmasınlar bence.

Evet, bekaret ilkel bir anlayıştır ama "Benim için önemli değil, bekaret aramam" diyen Türkiye'lilerin evlilik huzurları risklidir.

Batıdaki erkeklerin çoğu, ilişkiyi bitirdikten sonra ayrı yol çizer ve rahatsız etmez. Türkiye'de ise erkeklerin çoğu, bekaretini bozduğu kıza her zaman tekrar sahip olabileceğini düşünür ve buna yeltenen çoktur.

Bu tür durumlarda genelde kadın davranışı ise "Kocam duymasın" şeklindedir.

O yüzden bekarete önem verilmese bile, eş adayının geçmişinin geleceğe etkilerinin olmaması gerekir. Bu da iyice araştırılmadan güven sağlamaz. İlerde insanın başını belaya sokabilir.

"Neden müslümanlar bakire kızla evlenmek ister?" sorusundaki müslüman sözcüğü gereksizdir. Onun yerine "Türkler" denirse daha uygun olur.

Sebep; "el değmemiş kız alıp ilk tadına varan olmak" değildir. Genel sebebi mutlu-huzurlu bir evlilik yapmak ve aile şerefini korumaktır.

Batıda neden bekarete önem verilmez?

Çünkü geçmişte ilişkisi olan erkeğin tekrar rahatsız etme olasılığı çok azdır ve aile huzurunun bozulma riski pek yoktur.

İkinci olarak evlilik ve aile kurumunun kutsallığı yoktur. "Gerekirse boşanırım" diye düşünür. Ve aile şerefi, namus, "elalem ne der?" kaygıları da yok denecek kadar azdır.

Dolayısıyla Türkiye'de bekaret sorunundan önce bu değerler tartışılmalıdır.

Bana göre yeterince gelişmemiş bir ülkede bu değerlerin korunması önemlidir. Geliştikten sonra ise bu değerlere ihtiyaç kalmayacaktır. Tabi gelişmeden kastım, karakteristik yapı, insani değerler vs.

Bunun modernlikle, çağdaşlıkla hiçbir ilgisi yok. Eğer bekârete önem vermediği için kendisini modern zanneden gerizekalılar varsa kendilerini kandırmasınlar, çünkü onlar da en az bir müslüman kadar bekârete önem vermiş olurlar. Önem vermediği için kendisine böyle değerler atfediyorsa sıkıntılı salağın tekidir.

Gelelim bahsettiğiniz olaylara. Bu kadar önem taşıdığını düşünmüyorum, biraz abartmışsınız. İnsanlar birbirinden ayrılır ve çoğu zaman beraber oldukları insanları görmezler bile. Yani eski sevgilinin rahatsız etmesi olası bir durum; fakat abartıldığı kadar değil. Durum dediğiniz gibi olsa bile, ortaya bir sorun koymuşsunuz; ama çözüm koymamışsınız. Eski sevgilisinin rahatsız etme ihtimali var diye fellik fellik bakire mi arayalım yoksa bakire olmadığını öğrendiğimiz insanları terk mi edelim? Ne yapalım, bu işin çözüm yolu nedir? İnsanların algıları açılana kadar, hepsi modern(!), çağdaş(!) adamlar oluncaya dek bekaret karaborsaya kadar düşsün mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bekaret takıntısı, kadın bedenini ''kutsallaştırma'' saçmalığına dayanıyor. İlişkiye girince ''kirleneceği'' düşünülüyor. Bunların temelinde kadının da mülk gibi görülmesi, erkekten aşağı ve ona ait olan bir nesne gibi değerlendirilmesi var. Kadının da arzuları ve düşünceleri olan bir özne olduğunu anlamayan insanlar var. Çünkü bireysellik gelişmemiş. Onun o, ötekinin de öteki olduğunu anlamıyor adam. Oysa bir insanı çekici kılan, onun kendi arzularını ve potansiyelini gerçekleştirmesidir. Özgürlük insanı güzelleştirir. Özgür olan ve arzularını dinleyerek özneleşen insan da istediğiyle sevişir. Kendi adıma konuşursam, bir erkek olarak, birey olabilmiş ve kendini gerçekleştirme mücadelesi veren(özgürlüğü için özgürce eyleyen) bir kadını ''kutsal bakireye'' bin kere tercih ederim.

Kıskanmaz mıyım? Kıskanmam çünkü kimseyi mülküm olarak görmem. Karşımdakiyle eşitler olarak gönüllü bir ilişkide özgürce ilişkilenmeyi isterim. Çünkü gerçekten sevildiğimi ancak böyle anlayabilirim. İlişkide samimiyeti ancak böyle bulabilir, karşımdakine ancak böyle güvenip teslim olabilirim. Beni öncekiyle karşılatırmaz mı? Olabilir. Hatta olur muhtemelen, yani aklından mutlaka geçer. Ama ne yapayım? Düşüncelere ket vurulamaz. Ben de onu eski kız arkadaşlarımla karşılaştırırım kaçınılmaz olarak. Kimse mükemmel değil. Elbette daha iyi olduğun alanlar da olacak daha geri olduğun alanlar da. Önemli olan, gerçekten istediği için seni tercih edip seninle kalması. Başka birşey değil. Ama aklı ısrarla geçmişte ise rahatsız olurum ve kapı açıktır.

O bedene önceden bir başka erkeğin dokunmuş olması ise beni rahatsız etmez. Aksine, biraz tahrik bile ediyor diyebilirim. İnsan ''seri tek eşli'' bir yönelime sahip bence. Ama arada sırada küçük kaçamaklar, insanın ilişkisine daha enerjik ve mutlu dönebilmesinin de yolunu yapıyor diye düşünüyorum. İnsan da bir hayvan sonuçta. Bedene kutsiyet atfetmek saçma ve hastalıklı. Sevgilin bir hafta duş almasın, kokusundan hemen anlarsın aslında hiçbir kutsallığının olmadığını. :) Somurtuk ya da mutsuzlaşmış bir ilişkidense, arada bir küçük kaçamaklarla renklenmiş zinde bir ilişki daha keyiflidir. Hatta bunun da doğal bir yönelim olduğunu ve ilişki için gerekliliğini farkettikten sonra niye ''kaçamak'' olsun ki. Haberli ve hatta birlikte de yapılabilir. Şu ''eş değiştirme'' atraksiyonlarını olumlu buluyorum bu açıdan. Yeterki karşılıklı arzuyla olsun. Bu tür yaşanmışlıklar hayata renk kattığı gibi aslında ilişkiyi de daha güçlendirir. Zira toplumun gözünde büyük bir ahlaksızlık olan birşeyi de birlikte yapmışsınız. ''Suç ortaklığı'' da insanı daha yakınlaştırır, birbirine bağlar.

tarihinde Görkem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Büyükleri kırmamak adına yapılır böyle şeyler.

o dediğin evlilik öncesinde cahil aile büyülerini kırmamak için yapılır.

sırf sokaklarda, parklarda, bahçelerde sevişmek için kadını kandırmak amaçlı yapılana ben samimi bakmıyorum.

Gaz verip durma, agnostikler de imam nikahı yapmaz.

Velev ki yaptın, bu karşı tarafı kandırmak içindir.

Yahu sen cumalara da mı gidiyorsun yoksa :D

tarihinde Afrodit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

erkekler bir çok dişiyi dölleyip kaçmak isteyebilirler...

ama eğer bir dişiye bağlanacak ise başka bir erkek tarafından hiç döllenmemiş ve onunla beraberken de başka bir erkeğin döllemesini asla kabul etmeyecek bir dişiyi tercih eder...

maalesef durum böyledir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Ne derseniz deyin! Ben takılırım böyle mevzulara,tercih meselesi bu yüzden kimseyi ahlaksızlıkla damgalamam,zaten bende önüne gelenle yatan tip olsa idim böyle konunun lafını bile etmezdim...

O yüzden eşim kendini bana saklasın Bende öyle yapıyorum çünkü...

Bakir bir erkeğin bakire bir kız araması en doğal hakkıdır.Ama Türkiyede defalarca kez cinsellik yaşayıp bakire olmayan kızla evlenmem diyenler var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

benim tek sartim var sayet evlenmeyi dusunecegim zamana kadar bir kiz bana bekaretini sunmazsa evlenecegim kizin zarini onemserim, cunku bu bakireleri hep yakisikli oglanlar bozuyor sonra terkediyor baska kiza aynini yapiyor, kizlarimizda safya nedense hep bunlara asik olup kendilerini teslim ediyorlar, sanki birtek cinsel ihtiyac onlarda var.

bizim gibi normalde gormezden gelinen sadece evlilik deyince akla gelen tiplerdende elma kocanlarina talim etmemizi bekliyorlar, yok ogle yagma! burda adaletsiz bir dagilim var. bulsunlar o bekaretlerini sunduklari yakisikli oglanlarla evlensinler, bulabilirlerse!

Link to post
Sitelerde Paylaş

benim tek sartim var sayet evlenmeyi dusunecegim zamana kadar bir kiz bana bekaretini sunmazsa evlenecegim kizin zarini onemserim, cunku bu bakireleri hep yakisikli oglanlar bozuyor sonra terkediyor baska kiza aynini yapiyor, kizlarimizda safya nedense hep bunlara asik olup kendilerini teslim ediyorlar, sanki birtek cinsel ihtiyac onlarda var.

bizim gibi normalde gormezden gelinen sadece evlilik deyince akla gelen tiplerdende elma kocanlarina talim etmemizi bekliyorlar, yok ogle yagma! burda adaletsiz bir dagilim var. bulsunlar o bekaretlerini sunduklari yakisikli oglanlarla evlensinler, bulabilirlerse!

Doğada adalet beklemek yanlış bir şey. Bak Hayyam ne demiş:

Vefasız dünya diye yakınıp durma;

Dünya elindeyken tadını çıkarsana!

Herkese vefalı olsaydı bu dünya

Sıra mı gelirdi senin yaşamana?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğada adalet beklemek yanlış bir şey. Bak Hayyam ne demiş:

Vefasız dünya diye yakınıp durma;

Dünya elindeyken tadını çıkarsana!

Herkese vefalı olsaydı bu dünya

Sıra mı gelirdi senin yaşamana?

evet doga adil olmasada insanlar olabilir, dunyanin tadini cikartiyorum zaten :) bakiresizde olsa.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle konu başlığı hakkında birkaç söz söylemek gerekirse, bunun tam tersi bir durumun 'bazı erkek tayfası' tarafından düşünüleceği akıllara bile gelmez. Bir erkek harıl harıl bakire bir kız arıyorsa, bunun tam tersi neden hiç konuşulmuyor? Bir erkek neden bir kadının özelini sadece kendisi yaşamak isterken, bu şekilde düşünen erkek tipli yaratıklar neden aksini hiç düşünmüyor? Kadınların böyle bir düşünceye sahip olmaması neden onları aksi bir düşünceye itmez. Yani neden kadının da bakir bir erkek isteyebileceği akıllarının ucundan dahi geçmez... Nitekim bu konuda erkeklerin ciddi bir özeleştiri yapması gerekir. Aynı özeleştiriyi kadınlar da yapmalı...

Ya kadınlar? Erkekler kendilerinde böyle bir düşünceyi reva görürlerken onlar neden sessiz kalmaktadırlar? Neden kendilerini bakire kalmaya zorlarlar da erkeklerinden bunu beklemezler? İşte tam bu noktada kadınlar çok büyük bir hata yapmaktadırlar. Bu duruma başkaldıracakları yerde, neden kendilerine reva görüneni içlerine sindirmekteler? Ufak bir örnek vereyim, kendini o kadar alçaltmış ve düşürmüş kadınlar tanıdım ki 'erkek arkadaşım benimle birlikte olsa, karşımda başka biriyle yatsa dahi ben ona mecburum' deme haysiyetsizliğini gösterecek, kadınlığını küçültecek, kadınlara baskı kurup sindirmenin peşinde olan erkeklere daha fazla gaz verecek, kadınların cinsel özgürlüğünü baskı altına almaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Hemcinslerim! Akıllı olun... Bu zihniyetteki erkeklere asla yol vermeyin, çünkü onlar, kendi zevklerinden başka bir şeyi düşünmeyen, kadına aklı için değil başka bir yeriyle muamele yapan tiplerdir. Bu erkek bozmalarından kesinlikle uzak durun... Sizi; aklınızı, tavrınızı, hislerinizi, tüm samimiyetinizi tek bir kıstas yüzünden tek seferde silip atan kişilerden sonsuza kadar uzak durun... Onlar sizden nasıl ki, daha önce ilişki yaşamanızı takıntı haline getiriyorsa, sizde ona asla geçmişiyle ilgili özgürlük tanımayın! Çünkü o tarz insanlar asla bunu haketmezler...

Gelelim 'erkeğin doğasında birden fazla dişiyi dölleme' olayına... Ben bunu asla samimi bulmuyorum. Bu doğru olabilir, ancak 'konu içinde değerlendirdiğimizde' erkeklerin sınırsız cinsellik istemesinden başka birşey değildir. Yani kısacası, yaşadığı tüm ilişkilerin aklanması için kullandıkları bir yöntem, bunu karşı cins için düşündüğümüzde de ancak samimi olabiliriz... Bunu kendine reva gören zihniyet, karşısındaki insan için de görmüyorsa, samimi değildir... Erkek istediği gibi ilişki yaşar düşüncesini kadınlar için de duyamıyoruz... Çünkü empoze edilen şey sadece erkeğin böyle bir durumu istemesi düşüncesidir. halbuki bir kadın da çeşitli deneyimler yaşamak, farklı insanlarla birlikte olmak ister... Sadece bunu dile getiremez. Ama kadın bunu sadece ister... Yaşayamaz, yaşatmazlar...

Toplumumuz kadını cinsel baskıların odağı haline getirmiş, yaşamak istemesi bile birçok toplumda ayıp olarak adledilmiştir. Aksi bir tutum olsaydı, siz bu cümleyi kuramayacaktınız... Cinsel ilişki hem kadınların, hem de erkeklerin doğal bir ihtiyacıdır, sizin kadınların kendilerini evlenene kadar saklamasını, doğal olan insani bir ihtiyaçtan mahrum bırakmanız zulümdür.... Ki bir kadın da kendine bunu reva görüp karşı çıkmıyorsa, bu da kendine yaptıkları bir başka zulümdür... Bu başlığın halen değerinin olması; erkek kadar, kadınında hatasıdır...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...