Jump to content

Sscb'de Yaşantı


Recommended Posts

Bak arkadaşım, Almanyada, Hollandada, Azerbaycanda döner ve lahmacun satmaktan başka bi halt bilmeyen insanları da sen benden iyi bilirsin.

SSCB Uzay Programınının başkanı, uzay mühendisi olan Kerim Ali oğlu Kerimovu biliyormusun sen? Ya petrol kimyası konusunda çığır açmış prof. Yusuf Mehmetaliyevi?

SSCBde jazz denince akla gelen insanın Vagif Mustafazadeh (Azize Mustafazadenin babası) olduğunu biliyormusun peki? İki kez SSCB Kahramanı yüksek ödülü almış general Hezi Aslanov da herhalde ordu komutanlığını arapça yapıyormuş..

Bakünün neresinde olmuşsansa artık.. bilemiyorum.

Bu arada hakaretler yağdırmak için ayrı bir başlık aça bilirsin.. Arkadaşlar burada bilmedikleri konularda bilgi ediniyolar.

Bu mesajında alıntıladığın benim mesajımın silinmesini raporladım yönetime.

Sen de istersen alıntıladığın yukarıdaki mesjaında quote kodları arasından sil o metni.

Dedim ya,

İş farklı yerlere gitti.

Tabiki değerli bir halksınızdır.

Ancak imajınızın tüm Sovyetlerde ne olduğunu inkar edemezsin.

Bir mikrofon ele alıp gezselerdi rusya, ukrayna, belarus, kazakistan, özbekistan (orada kan da çıktı biliyorsun size ve meshet türklerine karşı), kırgızistan gibi ülkelerde,

Top10 hiç sevilmeyenler listesinde olurdunuz. (halen de öylesiniz)

İlk 3'te Çeçenlerle, Ermenilerle sıralamanız değişirdi.

İşin bir de bu yönü var.

Ve çok önemli bir yönü.

Alıntıladığın kısmı silebilirsin.

Hükmü yoktur.

Şahsına halkına kötü bir şey demek istemedim.

Bir şeyi yansıtacaksan tam yansıt.

tarihinde Birinci Tekil Şahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 69
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu mesajında alıntıladığın benim mesajımın silinmesini raporladım yönetime.

Sen de istersen alıntıladığın yukarıdaki mesjaında quote kodları arasından sil o metni.

Dedim ya,

İş farklı yerlere gitti.

Tabiki değerli bir halksınızdır.

Ancak imajınızın tüm Sovyetlerde ne olduğunu inkar edemezsin.

Bir mikrofon ele alıp gezselerdi rusya, ukrayna, belarus, kazakistan, özbekistan (orada kan da çıktı biliyorsun size ve meshet türklerine karşı), kırgızistan gibi ülkelerde,

Top10 hiç sevilmeyenler listesinde olurdunuz. (halen de öylesiniz)

İlk 3'te Çeçenlerle, Ermenilerle sıralamanız değişirdi.

İşin bir de bu yönü var.

Ve çok önemli bir yönü.

Alıntıladığın kısmı silebilirsin.

Hükmü yoktur.

Şahsına halkına kötü bir şey demek istemedim.

Bir şeyi yansıtacaksan tam yansıt.

Şimdi, öncelikle yansıtma meselesine bi bakalım. Benim bu başlıktakı önceki mesajlarımda Azerbaycan türklerini yüceltici, pohpohlayıcı nitelikte bir bilgi yada ima bulunmamaktadır. Gelmiş "nihohaa! Dil ve kültür özürlüsü Azerbaycan!" diye alakasız mesaj yazıyorsun ve peşinen raporluyorsun.

İşin hangi yöne gideceğini kestirmeden aşağılayıcı tavır sergilersense alırsın ağzının payını.

Şimdi gelelim işin diğer yönüne.

Avrupada da eline mikrofon alıp dolaşsan top 3te hintli ve afganlardan sonra türkler geldigini görürüz. Bunu da sen inkar edemezsin.

Dipnot: Şahsına halkına kötü bir şey demek istemedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili imansız öncelikle forumumuza hoş geldin.

Sovyet dönemine ilişkin soruları rahatlıkla yanıtladığına göre yaşın en azından 45 den fazladır.

Üstelik sovyet döneminin olumlu yönlerinin de farkındasın.

Dolayısıyla seni yakalamışken, benim de yanıtlarını öğrenmek istediğim sorularım olacak.

Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte, sovyetlere ait olan üretim araçları hızla özelleştirilerek, kapitalist üretim ve paylaşım ilişkilerine geçildi.

Bu üretim araçları özelleştirilirken fiyatları nasıl belirlendi?

Belirlenen bu fiyatları ödeyebilecek kadar kimlerde parasal birikim vardı?

Bu fabrikaları mülkiyetine geçirenler, eski komünist parti üye ve yöneticileri miydi?

Örneğin Azerbaycan'da, Haydar Aliyev, SSCB polit-büro üyeliğine kadar yükselmiş bir komünistken, Azerbaycan Cumhuriyeti kurulduktan sonra Azerbaycanın İlk Kurucu Cumhurbaşkanı oldu. Şimdi de Oğlu İlham Aliyev aynı görevi devam ettirmektedir. Bu ailenin fertlerinin devletin tüm önemli kademelerinde konuşlandırıldığı doğru mudur?

Sovyetler dağıldıktan sonra, her devlet kendi içinde siyasal partilerini kurdular. Çok partili demokrasiye geçtiler ve seçimlere gidildi. Hangi devletlerde komünist partiler seçimle yeniden iş başına gelebildi. Hangilerinde seçimleri kaybettiler?

Şimdilik bunları yanıtlamak için zaman ayırabilirsen memnun olurum.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelmiş "nihohaa! Dil ve kültür özürlüsü Azerbaycan!" diye alakasız mesaj yazıyorsun ve peşinen raporluyorsun.

Tamam da arkadaşım öyle bir yazdın ki, gören de Azerbaycan'ı SSCB'nin lokomotifi sanır.

Hayır SSCB'nin en arkadaki vagonlarındandı.

İşin hangi yöne gideceğini kestirmeden aşağılayıcı tavır sergilersense alırsın ağzının payını.

Doğru iş biraz millete gitti.

Ben ağzımın payını vermene izin verdim.

Vermesem biraz zor verirdin ağzımın payını :)

Avrupada da eline mikrofon alıp dolaşsan top 3te hintli ve afganlardan sonra türkler geldigini görürüz. Bunu da sen inkar edemezsin.

Sadece Avrupada değil.

Tüm eski sovyet ülkelerinde Türkler artık yavaş yavaş nefret edilen insanlar haline geliyorlar.

Bir çok eski SSCB ülkesinde ilk 3'e girmişlerdir bile :)

Ben bunu biliyorum.

Bunu da demekten çekinmem.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili imansız öncelikle forumumuza hoş geldin.

Sovyet dönemine ilişkin soruları rahatlıkla yanıtladığına göre yaşın en azından 45 den fazladır.

Üstelik sovyet döneminin olumlu yönlerinin de farkındasın.

Dolayısıyla seni yakalamışken, benim de yanıtlarını öğrenmek istediğim sorularım olacak.

Sayın drekinci, hoş bulduk.

O kadar yaşlanmadık daha :) 28 yaşındayım. (Üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim :) ) Fakat, cevapladığım soruların bir kısmını bizzat yaşadım, bir kısmını ise büyüklerimden duydum. Ayrıca en yeni tarihi öğrenmek için de bayağı efor sarfettim, arşivlerde, kütüphanelerde aylarca zaman harcadım.

Sorularınızı seve-seve cevaplarım.

Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte, sovyetlere ait olan üretim araçları hızla özelleştirilerek, kapitalist üretim ve paylaşım ilişkilerine geçildi.

Bu üretim araçları özelleştirilirken fiyatları nasıl belirlendi?

Belirlenen bu fiyatları ödeyebilecek kadar kimlerde parasal birikim vardı?

Bu fabrikaları mülkiyetine geçirenler, eski komünist parti üye ve yöneticileri miydi?

Öncelille belirteyim ki, Sovyetlerin dağılması ile özelleştirme sürecinin baçlanması arasında 2-3 senelik bir ara var. Azerbaycanı örnek olarak verirsek, 1991ci yılda özgürlüğünü resmen ilan etmesine rağmen 1993 sonları 1994te özelleştirilme başlandı.

Fiyat belirleme genellikle devlet kurulu tarafından belirlenen ilk fiyatın akabinde açık arttırma ile oldu. Fakat fiyatlar bazen komik rakamlarla ifade olunuyordu. Petrol makineleri üreten fabrikanın 500 dolara satıldığını bilirim ben :)

1990(1991)-1994 arasındakı zamanda insanların ticaret yapmak, özel üretim atölyeleri sahibi olmak şansı vardı. Genellikle birikimler bu bağlamdan temin olunurdu. Bir de olmazsa olmazlardan RÜŞVET!

Bundan başka insanların sovyet döneminde yaptıkları birikimler %90 gibi bir oranda SSCB bankalarında mevduat olarak yandı. Çok az kişi zamanında paralarını bankadan çekip yeni para ile değiştire bildi. (Benim ailemin 25.000 ruble - zamanın yaklaşık 30 bin doları da bankada yandı. Hala cüzdana bakıp bakıp hüznleniyorum. Bu arada babam da annem de öğretmendi.)

Emlakı özelleştiren kişilere gelince, o zamanlar zaten insanların büyük çoğunluğu parti üyesi idi. Dolayısıyla pek tabii ki, yeni kapitalistler içinde parti üyeleri ve yöneticileri de vardı.

Örneğin Azerbaycan'da, Haydar Aliyev, SSCB polit-büro üyeliğine kadar yükselmiş bir komünistken, Azerbaycan Cumhuriyeti kurulduktan sonra Azerbaycanın İlk Kurucu Cumhurbaşkanı oldu. Şimdi de Oğlu İlham Aliyev aynı görevi devam ettirmektedir. Bu ailenin fertlerinin devletin tüm önemli kademelerinde konuşlandırıldığı doğru mudur?

Sovyetler dağıldıktan sonra, her devlet kendi içinde siyasal partilerini kurdular. Çok partili demokrasiye geçtiler ve seçimlere gidildi. Hangi devletlerde komünist partiler seçimle yeniden iş başına gelebildi. Hangilerinde seçimleri kaybettiler?

Şimdilik bunları yanıtlamak için zaman ayırabilirsen memnun olurum.

Sevgiler.

Öncelikle bir yanlışı düzelteyim. Haydar Aliyev Azerbaycanın ilk kurucu cumhurbaşkanı değil.

Haydar Aliyev 15 Haziran 1993te hakimiyete geldi. Azerbaycan özgürlüğünü ilan ederken cumhurbaşkanı Ayaz Mütallibov idi. İlk Azerbaycan Cumhuriyeti cumhurbaşkanı ise Ebülfez Elçibey (Aliyev) oldu. Azerbaycan Cumhuriyetinin bütün ilklerinde Elçibey'in çabası ve ismi var. H.Aliyev o dönemde Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinde meclis başkanıydı.

1993ün ilk çeyreğinde azınlık olan talışların (%5 gibi) özgür cumhuriyet kurmak istemesi, bu karışıklıktan istifade kuzeyde lezgi, çerkes ayaklanmaları ve Baküde bildiğin silahlı çetelerin oluşması, 1988ten başlanan Ermenistanın Karabağ üzerindeki toprak iddiaları sonucu 1991-1992 de Karabağın en önemlı stratejik konumda olan bölgelerinin işğalı (Bakınız: Şuşa, Hocalı katlıyamı) ülkeyi bir kaosa sokmuştu. Bu kaosun yönetimi siyaset adamı olmayan Elçibey için çok zordu. Ve sonunda Haziran 1993te istifasını verdi. Kısa süre için meclis başkanılğına atanan H.Aliyev 3 Ekim 1993te erken seçimle Azerbaycanın cumhurbaşkanı oldu.

Aile fertlerinin genellikle önemli mercilerde olduğu doğru. Fakat genel olarak buna gerek de yoktur. Başkanlıktan daha önemli merci yok ki :)

Komunist Partileri genellikle bütün seçimlere katılıyor fakat şimdiye kadar %2 üzerinde oy aldığı görülmemiştir.

Sevgiler.

Hayır SSCB'nin en arkadaki vagonlarındandı.

Bak hala konuşuyor :)

Ben gittim Rusyaya. Türkiyenin 30 yıl önceki halinin belediye görmemişi gibiydi.

Doğrudur. Hala da eski SSCB ülkelerinde valilik ve belediye sistemleri arasında kalmış bir çok iş var. Kimin sorumluluğunda olduğu belirsiz.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eski sovyet filmleri bir kültürdür.

Ve ben çok hoşlanıyorum.

Çünkü sıcak ve hoş bir atmosfer yaratıyorlar.

İnce mizah da içeriyorlar.

Pek aşırı duygusal, vurdulu kırdılı şeyler yoktu.

Günlük hayat ve ilginç olaylar.

Stalker süper film mesela :)

Bu arada ilk elden gerçekten ilginç gözlemler sunduğun için teşekkürler. Benim Rusya'da ilginç bulduğum bir durum da binaların dışlarının ve içlerinin devlet sorumluluğunda olması. Yani bizdeki gibi binada yaşayanlar veya bina yönetimi yada site yönetimi aidatlar aracılığıyla temizlemiyor, boyamıyor. Devlet "göya" yapıyor. Öğrendiğime göre eskiden, yani sovyet zamanında yaparmış, ancak şimdi binaların dışı ve içi rezalet. Afedersiniz bok götürüyor. Türkiye'de gecekonduda yaşamayı tercih edersiniz, o derece yani.

tarihinde Yer Su tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

60'ların ve 70'lerin Türk pop müziğine bakarsanız dönemin Rus pop müziği ile acayip benzediğini, hatta taklidi olduğunu görebilirsiniz. Tabii Ruslar Fransız etkisindeydiler ...o başka. Ama bizim aldıklarımız direk o etkinin Rus yorumu. Pop (Türk) müzik şu an Amerikan etkisinde deniyor halbuki 60-70'lerin Rus etkisiyle kıyaslanamaz bile bence. O devirdeki Türk pop müziği Fransız veya ABD pop müziğine benzemiyor: Rus pop ile ayırd edilemez şekilde benzeşiyor. E dil dışında tabii :)

Azeri arkadaş koysun eski Sovyet filmlerinden birkaç şarkı o zaman görürsünüz dönemin Türk popu ile olan benzerliğini...

O motifleri ve ezgileri, şarkıcıların sesleri ve tarzlarını, o devirde ABD veya genel olarak batı pop müziğinde bulamazsınız.

Ana damarda (mainstream) tabii. Yoksa istisnalar olabilir.

tarihinde Yer Su tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Teşekkürler imansız.

Rica ederim..

60'ların ve 70'lerin Türk pop müziğine bakarsanız dönemin Rus pop müziği ile acayip benzediğini, hatta taklidi olduğunu görebilirsiniz. Tabii Ruslar Fransız etkisindeydiler ...o başka. Ama bizim aldıklarımız direk o etkinin Rus yorumu. Pop (Türk) müzik şu an Amerikan etkisinde deniyor halbuki 60-70'lerin Rus etkisiyle kıyaslanamaz bile bence. O devirdeki Türk pop müziği Fransız veya ABD pop müziğine benzemiyor: Rus pop ile ayırd edilemez şekilde benzeşiyor. E dil dışında tabii :)

Azeri arkadaş koysun eski Sovyet filmlerinden birkaç şarkı o zaman görürsünüz dönemin Türk popu ile olan benzerliğini...

O motifleri ve ezgileri, şarkıcıların sesleri ve tarzlarını, o devirde ABD veya genel olarak batı pop müziğinde bulamazsınız.

Ana damarda (mainstream) tabii. Yoksa istisnalar olabilir.

Doğru tespit. Örneğin ben

ile Neşe Karaböceğin acaip benzediğini düşünüyorum..
Link to post
Sitelerde Paylaş
Avrupada da eline mikrofon alıp dolaşsan top 3te hintli ve afganlardan sonra türkler geldigini görürüz. Bunu da sen inkar edemezsin.

Su satirda gecen cumleler ne anlama geliyor bi aciklarmisin?

Bak, altta gerekli duzeltmeyi zaten yapmistim deme. O halde o duzeltmeye neden gerek duydun sorusu geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba imansiz,

Benim de sormak istediğim birşey var.

Sovyetler Birliğinde askerlik nasıldı?

Merhaba

18 yaşını bitiren erkekler üniversite kazana bilmemişse direkt, üni öğrencileri bitirince askere alınıyordu. Ünilerde ekstra askeri dersler görüldüğü için mezunlar subay olarak, diğerleri er olarak katılıyordu orduya. Kara kuvvetleri için 2 sene, havacıların bazı bölümleri ve denizciler 3 sene askerlik yapıyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Su satirda gecen cumleler ne anlama geliyor bi aciklarmisin?

Bak, altta gerekli duzeltmeyi zaten yapmistim deme. O halde o duzeltmeye neden gerek duydun sorusu geliyor.

Yukarıdakı yorumları okursanız anlamları ortaya çıkar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba

18 yaşını bitiren erkekler üniversite kazana bilmemişse direkt, üni öğrencileri bitirince askere alınıyordu. Ünilerde ekstra askeri dersler görüldüğü için mezunlar subay olarak, diğerleri er olarak katılıyordu orduya. Kara kuvvetleri için 2 sene, havacıların bazı bölümleri ve denizciler 3 sene askerlik yapıyordu.

Üniversite kazanabilmişse derken anlayamadım. Orada nasıl bir sistem vardı? Sınav vs.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi, öncelikle yansıtma meselesine bi bakalım. Benim bu başlıktakı önceki mesajlarımda Azerbaycan türklerini yüceltici, pohpohlayıcı nitelikte bir bilgi yada ima bulunmamaktadır. Gelmiş "nihohaa! Dil ve kültür özürlüsü Azerbaycan!" diye alakasız mesaj yazıyorsun ve peşinen raporluyorsun.

İşin hangi yöne gideceğini kestirmeden aşağılayıcı tavır sergilersense alırsın ağzının payını.

Şimdi gelelim işin diğer yönüne.

Avrupada da eline mikrofon alıp dolaşsan top 3te hintli ve afganlardan sonra türkler geldigini görürüz. Bunu da sen inkar edemezsin.

Dipnot: Şahsına halkına kötü bir şey demek istemedim.

Iletinin tamamini yukarda yeniden veriyorum.

Kirmiziyla belirttigim paragraf bana gore kendi icinde kiyaslama gibi bir anlam tasiyor...

Eger bu yazdiklarinda Turkiye yi ve Turk insanini asagilayici bir maksadin yoksa, bu ulkelere ait verdigim bilgileri oku ve neyi neye gore kiyasladigini, veya yapmak istedigin, ima etmek istedigin her neyse bizlere aciklamani bekliyorum.

-----------------------------------

Afganistan Nüfus tahmini: 31,056,997 (Ülkenin Gini'si bilinmiyor)

Hindistan Nüfus 2011 tahmini: 1,195,000,000 (Gini 36.8)

Türkiye Nüfus sayımı: 73.722.988 (Gini (2005) 38)

*Gini katsayısı, bir ülkede milli gelirin dağılımının adaletli olup olmadığını ölçmeye yarayan bir katsayıdır. Katsayı 0 ile 1 arasında değerler alır ve yüksek değerler daha büyük eşitsizliğe tekabül ederler. Örneğin herkesin aynı gelire sahip olduğu bir toplumun Gini katsayısı 0 iken tüm gelirin bir kişide toplandığı (birden çok kişinin mensup olduğu) toplumun Gini katsayısı 1'dir. Gini katsayısı Lorenz Eğrisinin üstündeki alanın altındaki alana bölünmesiyle bulunur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Gini_katsay%C4%B1s%C4%B1

-----------------------------------

Bu da sizinki:Azerbaycan Nüfus 2009 tahmini: 9,047,000 (Gini (2006) 36.5 (58.) Bence şu kırmızı rakkamı dikkate al.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...