Jump to content

Kadın nasıl dövülmeli? (!)


Recommended Posts

Sanki her gece eşinizi dövün diye bir ayet varmış gibi saçma yorumlar yapılıp yapılıp duruyor. Ya ateistsindir. Allah'a inanmazsın bitti. bukadar. Ama ayette olmayan bişeyi sanki öyleymiş gibi kabul etmek ve zırvalamak niye. Ya çoğu ateist bu ayeti bilmiyor. Ya da bilerek çarpıtıyor. Başka bir seçenek yok çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 118
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Allah kendi haklarını Kur’ân’da nasıl koruduysa, onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını, ev sırlarını, namus ve iffetlerini koruyanlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce nasihat edin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın ve bununla da yola gelmez-lerse, son çare olarak şer’î ölçüyü kaçırmadan dövün (Nisa 34)

Kuranda böyle bir ayet yok, kafana göre bir şeyler uydurma... Böyle uydurup uydurup kendiniz inanıyorsunuz hep..

>>> Bu hususlar çok hassas hususlar. Cinayetler işleniyor namus meseleleri yüzünden.

Allah denen o şerefsiz tanrı yüzünden, neden olacak başka?

Link to post
Sitelerde Paylaş

önce nasihat, sonra çare olmazsa yatağında yalnız bırakma cezası, yine dayak yok. Hala mı yola gelmedi. Ve kötü niyetinde ısrar ediyor. En son çare dayak. O bile haddi aşmadan.

Bu hususlar çok hassas hususlar. Cinayetler işleniyor namus meseleleri yüzünden. Hey gidi hey. Burda poliyanacılık oynamaya gerek yok islamı karalayacam diye.

Şimdi benim islamı karalama derdim neden olsun Musab? İslam da, tüm dinler de zifir gibi kara zaten!

Şu yazdıklarından utanmalısın:

Önce nasihat! Sonra yatağa almama... Yine dayak yok...muş... Aman ne büyük lütuf!

Hala mı yola gelmedi?

Yola gelmek ne yaaa? İnsan eşeği için bu tabiri kullanmamalı ve sen burda bir insandan bahsediyorsun, bahsederken de "hala mı yola gelmedi" diyebiliyoırsun!

Kimi yola getiriyorsun sen? Kadın bir erkeğin atı mıdır, eşeği midir neyidir?

Yuhhh!

Kadını buraya kadar yazdıklarında mal haline getirdiğinin hiç farkında olmadan devam ediyorsun:

Kötü niyetinde ısrar mı ediyor, hadi bakalım dayak ama ne şahane bir din ki, o bile (!)haddini aşmadan.

Bile... Kelimeye bak, cilâ kısmı...

Dayak bile haddini aşmadan...

Haddini aşmadan bir insanı dövmek! ( Bu ne dangalak bir ifadedir yaaa!)

E yine yuhhh diyeceğim... Böyle bir durum böyle bir utanmazlık, böyle bir yanar dönerlik için başka kelimem yok!

Bu arada bu şahane dinde, erkekler kötü niyette ısrar edince bir dayak olayı göremiyorum ben nedense...

İnanmak adına, bir rezilliği sakın ama sakın savunmayın! Bunu yapmayın artık...

Ayetten daha vahimi:

Her tür saçmalık ve aşağılık durumun bir insan tarafından kabul edilebilmesi ve çeşitli gerekçeler uydurarak kırk türlü takla atması insanların...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya arkadaşlar Allah sanki kadınları kasti ve kayfi olarak dövün diye emir vermiş gibi konuşuyorsunuz ya !

o çok tartıştığınız ayet burda..

Allah kendi haklarını Kur’ân’da nasıl koruduysa, onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını, ev sırlarını, namus ve iffetlerini koruyanlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce nasihat edin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın ve bununla da yola gelmez-lerse, son çare olarak şer’î ölçüyü kaçırmadan dövün (Nisa 34)

Allah ayette önce iffetini koruyan kadının güzel ahlakından bahsediyor. Sonra iffetinde altını çiziyorum iffetinde kötü niyet olan kadından bahsediyor. Diğer kadınları dövmekle ilgili tek bir ayet var mı ? devam edelim kötü niyet sezdiğiniz kadınlara önce nasihat, bak direk dayak yok. önce nasihat, sonra çare olmazsa yatağında yalnız bırakma cezası, yine dayak yok. Hala mı yola gelmedi. Ve kötü niyetinde ısrar ediyor. En son çare dayak. O bile haddi aşmadan.

Bu hususlar çok hassas hususlar. Cinayetler işleniyor namus meseleleri yüzünden. Hey gidi hey. Burda poliyanacılık oynamaya gerek yok islamı karalayacam diye.

O çok konuşan ateistlerde cevap versinler bakalım ne kadar medeniler.

Allah kimseyi o duruma düşürmesin. Lakin kendi eşlerinde bu durumu sezdiler. konuştular nasihat ettiler olmadı. yatakları ayırdılar olmadı. Ne yaparlardı ?

Özrün kabahatinden beter.

Ne iffeti? iffet ne, sınırlarını kim belirliyor, kadın iffetli mi iffetsiz mi olduğunu nasıl ve kime kanıtlıyor?

Ayrıca iffetsizse de nasıl dayak atmak hakkı oluyor erkeğin? Oh ne âlâ..

Yola getirmek de ne acaba.. Önce uyar, sonra kız, sonra yatğını ayırıp seksle cezalandır, o da olmuyorsa döv. Ama haklısın, o dövmenin de bir adabı usulü varmış, videodaki sapık anlatıyor işte.

Çok fazla kanatmamak, kemikleri kırmamak filan lazımmış. Lütfetmiş..

Ama ben şahsen çok takdir ettim, çocukların önünde dövmeyin diyerek ne kadar çocuk sevgisi dolu olduklarını da gösteriyor bize. Birden müslüman olasım geldi yeminle..

Ayetin orijinali de aşağıda. İffet filan da demez ayrıca, direkt serkeşlik etmekten bahseder, itaat etmemeleri durumunu özenle vurgular. Ne demekse artık...

Diyanet İşleri

NİSA 4/34. Allah’ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah’ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce’dir, Büyük’tür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Simdi sevgili Ifeelgood, iffet ne demissin bekle 2 ay yeni bir dizi basliyor serefsiz medyamizin serefsiz kanallarindan birinde orda iffet ne herkese ögretecekler ondan sonrada herkes iffet icin ne yapmali kurandan, nisadan degil ordan ögrenecek seni bu kadar cahil bilmiyordum iffet nedir bilmezmisin sen? Kadin dirdir eder erkek hacamat alla alla.

Ayrica kadin nasil dövulmeli bunuda bangirrr bangirrr yaziyor gazetler her gün, hic okumadiniz mi? Bakin Davut Dikenoglu ne demis "vura vura" demis "vura vura dövmeli kadinlari" alla alla ben vurmadan dövecektim ama madem adet böyle bundan böyle bir iki vurayim bari.

E benim kitabim vur diyorsa ben öldurmezsem serefsizim, ya niye kadinlar, özellikle kadinlar bu dine inanir aklim ermiyor, ne diyorsun mechule?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arapçadan güya çevirirken, millet vaziyeti çakmasın diye farsça kelime koymak.. Arlanmazlığın, ezilip bükülmenin, kıvırmanın böylesi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ya niye kadinlar, özellikle kadinlar bu dine inanir aklim ermiyor, ne diyorsun mechule?

Erkek egemen topluma karsi; teslimiyet, caresizlik ve korku. Nesilden nesile aktarilan her turlu degerin otomatiklesmisligini, yerlesmisligini ve monotonlugunu aynen uygulamak, muhafazakarlik ve sorgulamama. Kader ve alin yazisi na baglilik, baba evi, koca evi ve hatta evlat evi baskisi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne kadar da asılsız iddealarla İslamiyet hakkında konuşuyorsunuz. Kadınların erkeklerden, fiziksel manada güçsüz olduğu bir gerçek. Dayağın kaynağı da bu. İslamiyet değil. Bugün bütün dünyada kadınlar dövülüyor. Amerikada her 15 saniyede bir kadın dövülüyor. Bunları biz destekliyoruz mu sanıyorsunuz? Benim bildiğim Müslümanlar karısını dövmek şöyle dursun, yardım etmek adına evin penceresini siler, bazen yemeği o hazırlar. Karısına her daim yardım eder. İslam adına kadınlara zulmedenlerin ise İslamiyet'le hiç bir ilgisi yoktur. Ayet ise apaçıktır. Bu ayetleri en iyi anlayan ise Peygamberimiz sav'dir. O eşlerine vurmak şöyle dursun, onları incitici bir söz dahi söylememiştir ve demiştir ki: (Bir erkek, hanımını döverse, kıyamette onun davacısı ben olurum) [R.Nasıhin]. Hem "Bana iki şey sevdirildi, bir kadın, öbürü gözümün nuru namaz" demiştir.

Bugün kadını tekerlek lastiği reklamında ticarete sunan insanlar, kadına asıl haksızlığı yapıyor.

Ayrıca ayetin tefsilatlı açıklaması için

videosunu izleyin.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadınlarla ilgili birkaç noktayı açıklamamız gerekecektir: Hadiste belirtildiği üzere karıya, kocanın "iyi muâmele"de bulunması esastır. Kocasının onun üzerinde bazı hakları vardır. Ancak onun da kocası üzerinde hakları vardır. Her ikisi de diğerinden bu haklardan daha fazlasını zorla isteyemez. Erkeğin kadınına karşı borçları nafakadır: Yiyecek, giyecek ve mesken temini. Dinimiz bunların asgarî miktarını tâyin ederken devrin şartlarını, örfü, kadının geldiği ailenin iktisadî seviyesini göz önüne almıştır. Fıkıh kitaplarımız bu meselelere geniş yer verir. Teferruata girmeden İslâm âlimlerinin icma ettikleri ana prensipleri kaydedelim:

Nikah akdi, istihdam (kadını hizmetlenme) akdi değildir. Bu sebeple yemek yapmak, evi süpürmek, çamaşır yıkamak gibi dahilî; dükkanda, tarlada çalışmak, hayvanları tımar etmek gibi harici işleri yapmakla mükellef değildir. Kadın, bu çeşit hizmetlerin görülmesi için, masrafı kocası tarafından karşılanmak üzere en az bir hizmetçi tutmak hakkına sahiptir. Koca, hanımın yemeğini pişmiş ve hazırlanmış olarak getirmek zorundadır. Kadın bir kısım ev işlerini yapıyorsa bunu hukukî bir mecburiyet olarak değil, bir iyilik, hoş bir âdet, örf olarak yapar. Bu çeşit işleri yapmak istemese kocası icbar edemez. Bu davranışı sebebiyle kadın günahkâr da olmaz. Ona terettüp eden hukukî vecibe: “Kocasından izin almadan evden ayrılmaması, kocasının istemediklerini eve almaması, çağırdığı takdirde yatağa gelmesidir.”

KADININ DÖVÜLMESİ MESELESİ'ne gelince, dinimiz, bazı sıkı kayıtlarla buna yer vermiştir. Yukarda kaydettiğimiz hadisten ayrı olarak Kur'an-ı Kerîm'de de yer verilen bir husustur. Kur'ân-ı Kerîm'de yer verilmiş olması mevzuya ayrı bir ehemmiyet kazandırmaktadır. Bizce, âyet-i kerîmenin bu meseleye temas etmiş olması kadınları himayeye mâtuf bir durumdur. Zira başta günümüzün en ileri memleketlerinde bile hâlâ câri olduğu üzere, her devirde, her millette kadınlar dövülmüştür. Kıyamete kadar da bu realite devam edeceğe benziyor. Sanki insanî münasebetlerin kadın-erkek bölümünün tabiî bir neticesidir.

İnsanlar zarurî olan münasebetlerinde her zaman orta yolu koruyamazlar, ifrat tefrit, rıza gazab, sevgi-öfke iç içedir. Bunların sonucu olarak münakaşalar, ağız kavgaları, yumruklaşmalar hatta cinâyetler vukûa gelir. Bunlar "olmamalıdır" diye bir teşriat olamaz. İslâm bu meselede realiteyi kabul ederek müntesiplerini makul hududda tutmaya, frenlemeye çalışır. Esasen her meselede "vasat yol"u göstermek İslâm'ın ana ruhunu teşkil eder.Bu kısa açıklamadan sonra asıl mevzumuza gelelim: Kur'ân-ı Kerîm'de, meâlen şu ayet mevcuttur: "Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara gelince, evvela kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında onları yalnız bırakın, yine dinlemezse dövün (Nisa, 34). Dikkat edilirse âyet kadının dövülmesini birçok şarta bağlamaktadır:

1- MEŞRU SEBEP: Kur'ân'da bu sebep "nüşuz" kelimesiyle ifade edilir. Türkçe meallerde umumiyetle hep "serkeşlik" olarak tercüme edilmiştir. Kelime Arapça'da yükseklik, tümseklik, sivrilik gibi mânalara gelir. Selef âlimleri kadınla ilgili olarak Kur'ân'da gelen bu tavırdan "kocasına isyanı, koku sürünmemesi, kocasını nefsinden men etmesi, kocasına daha önceki davranışını değiştirmesi, kocasına sevgisizlik izhar etmesi, kocasının tâyin ettiği evde oturmayı kabul etmeyip bir başka yerde oturması gibi durumları anlatmıştır.Yani, kocasına karşı olan vecibelerini yerine getirmemesi diye hülâsa edebiliriz. Vecibe olmayan işlerdeki itaatsizlikten dolayı dövmeye hakkı yoktur. Ev işlerini yapmaması gibi.

Veda Hutbesi'nde, kadını dövmeyi meşru kılan suç "nüşuz" kelimesiyle değil, "fâhiş" kelimesiyle ifade edilmiştir. Biz "çirkinlik" olarak tercüme ediyoruz. Bunu, dilimizde aynı kökten fuhuş kelimesiyle tercümeyi uygun bulmuyoruz. Çünkü fuhuş, zina mânasına gelir. Halbuki burada zinanın kastedilmiş olması mümkün değildir. Çünkü zinanın cezası recm denen hadd-i zina'dır. Bunun dayakla geçiştirilmesi mümkün değildir. Öyle ise, bu hutbede geçen fâhiş kelimesini fuhuşla açıklamak ve böylece Kur'ân'da geçen "nüşuz" kelimesinin vuzuha kavuşturulduğunu söylemek uygun olmaz.

2- CEZANIN USÛL VE MİKTARI: Kadın meşru bir sebeple dövülebilirse de bu, en son baş vurulacak yoldur. İlk önce, serkeşliği sebebiyle nasihat edip, tatlılıkla ondan vaz geçirme yolu aranacak. Bu müessir olmazsa yatağı ayrılacak. Bu iş, arkasını dönmek ve konuşmamak suretiyle gerçekleştirilir. Ayrı bir yatakta yatılır da denmiştir. Bu ceza da müessir olmazsa dayak meşru hâle gelmektedir.

İslâm burada da yenilik getirerek dayağın derecesini belirtmiş "çok acı verici olmaması"nı emretmiştir.Şu halde, İslâm, her devirde mevcudiyetini fiilen dünyanın her köşesinde muhafaza etmiş beşerî bir realiteyi ciddî kayıtlara bağlayarak kadınlar lehine ıslah etmiş, asgarî seviyeye, en az zararlı bir hâle getirmiştir

.Elmalılı Hamdi Efendi, dayakla ilgili yukarıda temas ettiğimiz ayet-i kerîmenin açıklamasını yaparken bir dipnot düşüyor. Buraya aynen kaydını uygun buluyoruz:"Burada, kadın dövülür mü, diye bir soru vârid olabilir. Evet dövülmez, fakat bu ifadede kadın demek nâşize (serkeş), âsiye (isyankâr) karı demek olmadığı da unutulmamak lâzım gelir. Sırasına göre insanca olmak üzere bir kaç tokat, hissi isyan ile sukuta doğru giden hırçın bir kadına kadınlık şeref ü terbiyesini bahşetmek için güzel bir ders olabilir. Şair Ziya Paşa merhum:"Nush ile yola gelmiyeni etmeli tekdir,Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir." demiştir.

Zamanımızda Kur'ân'ın işbu "onları dövün" emrini sui tefsir ederek dillerine dolamak isteyen Avrupalılar görüyoruz. Fakat ne garib bir tesadüftür ki, biz bu âyetin tefsîriyle meşgul olduğumuz sırada bir Fransız mahkemesinin, kocası tarafından dövülmüş olan bir Fransız karısına ikame ettiği davaya karşı "hırçınlık edip kocasını tehevvüre getiren bir kadının yediği dayaktan dolayı talâk (boşanma) dâvâsı ikamesine hakkı olmadığına" hükmettiğini gazeteler ilan ediyordu" (Cilt 2, s. 1351).

Geniş bilgi için, İbrahim CANAN Bey’in “Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye” isimli kitabının 385-397 sayfalar arasına bakılabilir.

Kur an'ı Kerim de, hangi nedenlerden boşanmanın zaruret haline geldiği açık bir şekilde belirtilmiştir.

1- Açık Edepsizlik (Zina)

Zina, İslam'da büyük bir suç, şirkle eş anlama gelecek kadar büyük bir günahtır. Zina, aile düzenini yerle bir eden; evlilik bağını hemen ortadan kaldıran, İslam hukuku açısından kadın ve erkeği ayrı konuma getiren korkunç bir fiildir. Böyle bir fiilin müslüman bir evde işlenmesi hiçbir zaman düşünülemez. Bu fiili müslümanın evine reva gören bir kadın ya da erkek, o eve layık olamaz ve derhal, hem de hiçbir hak iddia etmeden; mü'min olân eşinden boşanarak orayı terk etmelidir. Zina fiilini işleyen kadın ise bu kişi, aynı zamanda mehirden mahrum kalır ve mü'minlere nikahı haram olur."Onlara verdiklerinizin bir kısmını alıp götürmek için onları, sıkıştırmayın. Şayet apaçık bir edepsizlik yaparlarsa başka. Onlarla iyi geçinin..." (4 NiSA, 19)

"Ey peygamber; kadınları boşadığınız zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın. Rabb'iniz Allah'tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir edepsizlik yaparlarsa (fuhuş) başka..."(65 TALAK,1)

Zina fiili, bütün fıkhi anlaşmaları iptal eder. Zina eden kişi, müşrikierle aynı kategoriye girdiğinden ancak, zina eden veya müşrik olan biriyle evlenir. Müşrikler, kafir olduklarına göre, kafirlerle müminlerin nikahı haramdır. İşte bu konudaki ayetler.

"Zina eden erkek, zina eden veya müşrik kadından başkasıyla evlenmez; zina eden kadın da zina eden veya müşrik erkekten başkasıyla evlenmez. Böyleleriyle evlenmek mü'minlere haram kılınmıştır." (24 NUR, 3)

"...Kafir kadınların ismetlerini tutmayın, harcadığınız mehri isteyin..." (60 MÜMTEHİNE, 10)

"Allah'a eş koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar evlenmeyin..." (2 BAKARA, 221)

"...Bu size Allah'ın hükmüdür. Aranızda böyle hükmediyor..." (60 MÜMTEHİNE, 10)

"... Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kendisine yazık etmiş olur..:' (65 TALAK, 1)

2- Huzursuzluk Çıkarma, Fikri Anlaşmazlık

İslami bir toplumun, huzurlu bir ortam oluşturması için, toplumun çekirdeğini oluşturan ailenin huzurlu olması gerekir. Ailedeki huzuru ise, birbiriyle çok iyi anlaşan eşler sağlar. Ailedeki temel direkler, dengeli değilse aile yuvası her an yıkılmaya mahkumdur. Ailedeki huzuru ve sürekliliği sağlamak için, dengesiz olan direğin tamir edilerek düzeltilmesi, düzelmesi mümkün değilse değiştirilerek yenilenmesi, hem aile hem de İslam toplumu adına yararlı olacaktır.

Ailenin temel direklerinden biri olan kadın, kocasına karşı gelip evde huzursuzluk çıkarıyorsa, yani bir evde kadın, kocasının taşıdığı fikre destek vermiyor, köstekliyor, sözlü veya fiili olarak karşı çıkıp davasından döndürmeğe ya da alıkoymağa çalışıyorsa bu kadını boşamak, zaruri hale gelmiş demektir. Eğer erkek, bu kadını boşamazsa bu durumda iki şık ortaya çıkar.

Birinci şık, erkek karısına aldırış etmez, yoluna devam eder. Ancak, bu durumda evde huzursuzluk başgösterecektir. Huzursuzluğun baş göstermesi ile de, eğer varsa, çocuklar etkilenecek ve sonuçta bunalımlı bir nesil ortaya çıkacaktır. Bu nesil, belki de Allah'ı tanımayacak derecede dinden, imandan uzak bir nesil olacaktır. Çünkü kadın, evde devamlı çocukların yanında bulunduğundan dolayı onları daha fazla etkileyecektir. İstikbalde bu çocuklar, mücadeleci bir erkek için büyük bir kayıp ve davasına ağır bir darbe olacaktır. Ayrıca erkek, evde huzurlu bir ortam bulamadığından çalışmalarında başarısız olacak veya en azından istediği seviyeye gelemeyecektir. Birbirlerinin evliyası olması gereken mü'min erkek ve kadınlar, evde bu velayeti oluşturamamışlarsa, dışarıda hiç bir zaman oluşturamazlar; iyiliği emredemez, kötülükten alıkoyamazlar. O halde Kur an'ın emrettiği ölçüler içinde kadını boşamak şart olacaktır.

İkinci şık, mü'min erkek, karısının sözüne uyup davasından ve çalışmalarından vazgeçecektir ki, bu da o erkeğin, fasık olmasına ve dinden uzaklaşmasına neden olacaktır. Son yıllarda bunların birçok örnekleri bulunmaktadır.

"De ki: 'Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabalarınız, kazandığınız mallar, düşmesinden korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler, size Allah'tan, Rasulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise o halde Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin. Allah fasık kavmi hidayete erdirmez." (9 TEVBE, 24)

"Ey iman edenler, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının..." (64 TEĞABUN,14)

Allah yolundan alıkoymak için çalışan her kadın, aynı zamanda kocasının da düşmanıdır. Bu düşmandan sakınmanın ve korunmanın yolu, ondan uzaklaşmaktır. Bunun en iyi yolu da, o kadını boşamaktır. Çünkü, bu tür kadınlar iyi kadınlardan değillerdir. İsyankar kadınlar, eğer düzelmezlerse onları boşamak en ideal yoldur."Allah, insanları birbirinden üstün kıldığından ve mallarından harcadıklarından dolayı erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Onun için iyi kadınlar itaatkar olup, Allah'ın, kendilerini korumasına karşılık kendileri de gizliyi korurlar. Dik kafalılık, şirretlik etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarından ayrılın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhinde başka bir yol aramayın. Çünkü Allah yücedir, büyüktür." (4 NİSA, 34)

Eğer nasihat edilmesine, yataklarından uzaklaşılmasına ve dövülmelerine rağmen, düzelip kendilerine çeki-düzen vermezlerse onları boşanmak en iyi çaredir. Ancak düzelmeleri halinde, aleyhlerinde bir yol aramak yasaklanmıştır.

3- Dünya Hayatını Ve Süsünü Allah'a Tercih Etmek

Kadın olsun erkek olsun kişi; yaratılışın temel gayesi olan Allah'â itaat (kulluk) etmek ve O'nun dini için çalışmakla mükelleftir. Yaratılışlarının şuurunda olanlar, hareketlerinin yönünü ona göre düzenlerler. Ve yeryüzünde fitne kalmayıncaya ve hakimiyet yalnızca Allah'a ait oluncaya kadar çalışmak, inandığını söyleyen herkesin üzerine düşen bir görev ve sorumluluktur. İşte Kur'ani gerçekler:"Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım:" (51 ZARİYAT, 56)

"... Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz..." (1 FATİHA, 4)

"Fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki Allah, ne yaptıklarını görmektedir." (8 ENFAL, 39) Yaratılış gayesini unutup dünya hayatının süsünü isteyen kadınları (ya da erkekleri) boşamak, her iman eden mücadele erinin yapması gereken bir davranış olmalıdır. Aksi halde, bu kadınlar ya da erkekler davetçiye ayak bağı olacak ve engel teşkil edeceklerdir. Bu yüzden onlardan boşanmak, kadın iseler mehirlerini verip onları salmak en iyi yoldur."Ey Nebi! eşlerine söyle: 'Eğer siz, dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size müt'a (mehrinizi) vereyim ve sizi güzellikle salayım. Eğer siz, Allah'ı ve ahiret yurdunu istiyorsanız Allah, sizden güzel hareket edenlere büyük mükafat hazırlamıştır." (33 AHZAB 28-29)

Allah'ın nizamının egemen olması için çalışmayıp dünya hayatını ve süsünü isteyen kadınlar ya da erkekler, Allah'ın nizamının egemen olmasına çalışan davetçilerin önlerinde bir kambur, bir engeldirler. Bu engelin giderilmesi de mü'minler için bir zarurettir. Çünkü yüce Rabb'imiz, dünya hayatını ve süsünü isteyenlerin ahirette nasiblerinin olmadığını bildiriyor. Ahirette nasibi olmayanın, ahirette nasibi olanlarla beraber olması söz konusu olamaz."İşte onlar, ahiret verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Onlardan azab hiç hafifletilmez ve onlara hiç yardım edilmez." (2 BAKARA, 86)

"Kimler dünya hayatını ve süsünü isterse onlara oradaki amellerini tam veririz ve onlar orada hiçbir eksikliğe uğratılmazlar. Ama onlar öyle kimselerdir ki, ahirette onlar için yalnız ateş vardır ve yaptıklarının hepsi orada boşa çıkmıştır. Amelleri hep batıl olmuştur." (11 HUD, 15-16)

"Kim ahiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünya ekinini istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun, ahirette bir nasibi olmaz." (42 ŞURA, 20)Dünya hayatını ve süsünü isteyenin, ahiret ekinini isteyenle hiçbir ilgi ve ilişiği olmayacağından, mü'min bir şahsiyetin yapacağı en güzel hareket, dünya süsünü isteyen eşini boşamasıdır. Bu boşamanın nasıl, ne zaman ve ne şekilde olacağını ise İslami esaslar, net bir şekilde ortaya koymuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine yarım sayfa dır dır, vır vır , hepsi palavra.

Nisa 34'te açıkça yazıyor, itaatsizlik etmelerinden korktuğunuz kadınları önce uyarın sonra dövün. Henüz daha iffet de girmemiş, suç mahalline bile girilmemiş.

Şüphelendiğiniz diyor.

Şüphe varsa döveceksin, ehliyet sana verilmiş, gerek ve yeter şart, üstüne giydirilmiş, farz.

Koskoca Kuran altıbin küsür ayet, yüzlerce kere sadece müslüman erkeklere seslendiği halde, bir kere bile salt müslüman kadına seslenmez, neden?

Yani çok kereler, "Ey Mustafa, kadınını tarla gibi süreceksin, iffetini koruyacaksın, uyarıp döveceksin" derken

"Ey Hatice, erkeğin vururken sen de sağlı sollu iskiv yapıp kaçacaksın" diyen tek bir ayet bulunmaz.

Müslüman kadına hitap etmek bile çok sıkıntılıdır Kuran'da, illa da hitap edilecekse Muhammed üzerinden seslenilir kadınlara : "Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler (Ahzap 59) ."

Yani kadına ait örtünme yasağını bile, "Muhammed git sen söyle de şöyle şöyle yapsınlar" der. Efendi İlah da böylece zaten bir "mal" olan kadına seslenme zulmünden sıyrılmış olur .

tarihinde bilelimogrenelim tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kocasından izin almadan evden ayrılmaması, kocasının istemediklerini eve almaması, çağırdığı takdirde yatağa gelmesidir.

Peki, bunun aksi de geçerli mi?

Kur'ân-ı Kerîm'de, meâlen şu ayet mevcuttur: "Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara gelince, evvela kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında onları yalnız bırakın, yine dinlemezse dövün (Nisa, 34). Dikkat edilirse âyet kadının dövülmesini birçok şarta bağlamaktadır:

Yine yukarıdakı soru geçerlidir.

"kocasına isyanı, koku sürünmemesi, kocasını nefsinden men etmesi, kocasına daha önceki davranışını değiştirmesi, kocasına sevgisizlik izhar etmesi, kocasının tâyin ettiği evde oturmayı kabul etmeyip bir başka yerde oturması gibi durumları anlatmıştır.Yani, kocasına karşı olan vecibelerini yerine getirmemesi diye hülâsa edebiliriz.

Sevgisi yoksa dövüle bilir mi? Manyak mısınız? Zorla sevgi mi olur?

2- CEZANIN USÛL VE MİKTARI: Kadın meşru bir sebeple dövülebilirse de bu, en son baş vurulacak yoldur. İlk önce, serkeşliği sebebiyle nasihat edip, tatlılıkla ondan vaz geçirme yolu aranacak. Bu müessir olmazsa yatağı ayrılacak. Bu iş, arkasını dönmek ve konuşmamak suretiyle gerçekleştirilir. Ayrı bir yatakta yatılır da denmiştir. Bu ceza da müessir olmazsa dayak meşru hâle gelmektedir.

Yorumsuz!

İslâm burada da yenilik getirerek dayağın derecesini belirtmiş "çok acı verici olmaması"nı emretmiştir.Şu halde, İslâm, her devirde mevcudiyetini fiilen dünyanın her köşesinde muhafaza etmiş beşerî bir realiteyi ciddî kayıtlara bağlayarak kadınlar lehine ıslah etmiş, asgarî seviyeye, en az zararlı bir hâle getirmiştir

Allah razı olsun.. :)

1- Açık Edepsizlik (Zina)

Zina, İslam'da büyük bir suç, şirkle eş anlama gelecek kadar büyük bir günahtır. Zina, aile düzenini yerle bir eden; evlilik bağını hemen ortadan kaldıran, İslam hukuku açısından kadın ve erkeği ayrı konuma getiren korkunç bir fiildir. Böyle bir fiilin müslüman bir evde işlenmesi hiçbir zaman düşünülemez. Bu fiili müslümanın evine reva gören bir kadın ya da erkek, o eve layık olamaz ve derhal, hem de hiçbir hak iddia etmeden; mü'min olân eşinden boşanarak orayı terk etmelidir. Zina fiilini işleyen kadın ise bu kişi, aynı zamanda mehirden mahrum kalır ve mü'minlere nikahı haram olur."Onlara verdiklerinizin bir kısmını alıp götürmek için onları, sıkıştırmayın. Şayet apaçık bir edepsizlik yaparlarsa başka. Onlarla iyi geçinin..." (4 NiSA, 19)

Bi saniye, az önce zinanın cezası recmdir demedin mi sen?!

Ailenin temel direklerinden biri olan kadın, kocasına karşı gelip evde huzursuzluk çıkarıyorsa, yani bir evde kadın, kocasının taşıdığı fikre destek vermiyor, köstekliyor, sözlü veya fiili olarak karşı çıkıp davasından döndürmeğe ya da alıkoymağa çalışıyorsa bu kadını boşamak, zaruri hale gelmiş demektir. Eğer erkek, bu kadını boşamazsa bu durumda iki şık ortaya çıkar.

Ya koca haksızsa?!

"Fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki Allah, ne yaptıklarını görmektedir." (8 ENFAL, 39)

Ne ala! Allah bir din göndersin sonra da insan savaşsın.. Ulan maymun bile erik yerken tohumları rahat çıkarmı diye kontrol ediyor.. Sen dini "yolla" gerisini AlKaida halletsin.. Varmı öyle yağma?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakın bu size Kutsal Makine Makarna Canavarı'nın hükümleridir, kim ola ki bu hükümlerden cayadır, onun ayakları buz pateni pistine ayağa kalkamıyormuş gibi kayım kayım kayadır.

Her er kim ki kadınının spaghetti evinden kaçarak çufçup yapılmasından şüphelenesicedir, onun ketçabı kuruyasıcıdır, bu sizin gibi kaşık düşmanlarına bir uyarıdır, Gerekirse liflerimden kırbaç yapılıp, incitmeden dövülmeli, kafasına bağlayıp hamur oluncaya kadar kaynatılmalıdır. (El Spaghetti Suresi 31,1 )

Ey obeziteden patım patım patlayasıcalar, kola ve hamburgerden bazıları sizin düşmanınızdır, hayatın aldatıcı süsleridir, onlar için fırının öbür tarafında hafif kısık ateş vardır. ( Fire-ül Feyz Suresi, 88,8 )

Ey makaroni ümmeti cima-i içtibabı: 10-12 dakika arası kısık ateşte, iri ve diri oluncaya kadar kaynatın, zira tencereyi ateşte unutup gitmek, susuz devenin çöldeki dili dışarıda haline benzer. İffetinizi koruyun ki, aldananlardan olmayısınız. (Unforgiven Bahsi, 66, 6)

Nayn-nayn fayf, vay vay for. Bir çatalın bile muhtarı vardır, kaşığın keza öyle. Bıçak keskin dillidir ama efendisini bilir. Siz davarlık etmeyin, adam olun, madam olmayın. ( Beni kızdırmayın Ayeti , 176/ 6 )

Yok yani, hükümlerimi bu kadar açık yazdım da aranızdan hala anlamayan olduysa da aspiratörün dumanı gibi çeker alırım yanıma, sonra ben nettim hacı dersiniz ( Vaküm power, 54 ,4 )

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne kadar da asılsız iddealarla İslamiyet hakkında konuşuyorsunuz. Kadınların erkeklerden, fiziksel manada güçsüz olduğu bir gerçek. Dayağın kaynağı da bu. İslamiyet değil.

Bizzat kaynağa konuşuyoruz, size değil...

Dayanağın kaynağı kadının güçsüz olması ne demek?

Yani şunu mu diyorsunuz, Allah mecbur böyle bir şey söyledi çünkü kadın güçsüzdür fiziksel olarak erkekten... Durum böyle olunca mecbur erkeğe döv dedi, kadına da döv dese saçmalamışl olurdu?

Ayet kabak gibi ortada ve bir insanın bir insanı dövmesine icazet veriyor, bunu anlaşılır hale getirme çabanız bile abesle iştigal.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya arkadaşlar Allah sanki kadınları kasti ve kayfi olarak dövün diye emir vermiş gibi konuşuyorsunuz ya !

o çok tartıştığınız ayet burda..

Allah kendi haklarını Kur’ân’da nasıl koruduysa, onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını, ev sırlarını, namus ve iffetlerini koruyanlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce nasihat edin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın ve bununla da yola gelmez-lerse, son çare olarak şer’î ölçüyü kaçırmadan dövün (Nisa 34)

Allah ayette önce iffetini koruyan kadının güzel ahlakından bahsediyor. Sonra iffetinde altını çiziyorum iffetinde kötü niyet olan kadından bahsediyor. Diğer kadınları dövmekle ilgili tek bir ayet var mı ? devam edelim kötü niyet sezdiğiniz kadınlara önce nasihat, bak direk dayak yok. önce nasihat, sonra çare olmazsa yatağında yalnız bırakma cezası, yine dayak yok. Hala mı yola gelmedi. Ve kötü niyetinde ısrar ediyor. En son çare dayak. O bile haddi aşmadan.

Bu hususlar çok hassas hususlar. Cinayetler işleniyor namus meseleleri yüzünden. Hey gidi hey. Burda poliyanacılık oynamaya gerek yok islamı karalayacam diye.

O çok konuşan ateistlerde cevap versinler bakalım ne kadar medeniler.

Allah kimseyi o duruma düşürmesin. Lakin kendi eşlerinde bu durumu sezdiler. konuştular nasihat ettiler olmadı. yatakları ayırdılar olmadı. Ne yaparlardı ?

Sanırım bazıları hiçbir zaman anlayamayacak.

Kimin evinden malından bahsediyorsun?

Kimin evini malını kime emanet ediyorsun.

O ev o kadına da ait.

Daha başlangıçta batıyorsunuz.

İslamın kadına gerekli değeri vermediğini anlaman lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sapıklar kadını dövmenin sanatını yapmışlar..

Köleliğin de sanatını yapmışlardır, pedofilinin de..

İslam ahlakı ancak bu kadar olur.

selam hacı...

sizin gibi bilgi birikimi iyi olan bir insanın sosyolojik bir problemde bu kadar subjektif ve fanatizm barındıran ifadeleri kullanması a-teizmin içeriğinin henüz anlaşılamadığının delili olsa gerek...

antik dönem siyasetini ve bu siyaseti yapılandıran ataerkil sistemi görmezden gelerek antik dönemi günümüz şartları ile mukayese etmek doğru bir usul olmayacaktır...

kadına karşı şiddet sosyolojik bir sorundur.

kadına karşı şiddeti bir dine mal etmek ve kadınlara uygulanan din dışı şiddeti görmezden gelmek evrensel bir problemi fanatizm gözlüğü ile izlemek ve soruna karşı gerçek manada çözüm üretmemek olmaktadır...

sevgili hacı lütfen açıklarmısınız!

eşlerine şiddet uygulayan a-teistleri hangi kriter ile uyaracağız?

lütfen fanatizm gözlüğünden kurtularak sorunun uzantılarına değil bir fiil kendisine el atalım ve çözüm projeleri geliştirelim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadına şiddetin sebebini dine, hele de sadece İslâm'a indirgemek ve bu şekilde incelemek, meselenin özüne inmemek olur, bu da çok kolaycı bir yaklaşım olur.

Dinsiz veya ateist bir çok erkek de kadına şiddet uygulamaktadır, bunu nasıl açıklayacaksınız bu durumda?

Dinler, erkek egemen bir dünyada -erkl için- yine erkek tarafından uyduruldu nihayet.

Dinlerden çok evvel vardı bu sorun, hep var oldu. Dinler bu meselede erkekten taraf oldu, o kadar.

Asıl mesele, erk meselesidir. Erkekteki bu takıntıdır. Bu şekilde var olmanın, erkek tarafından asırlardır normal kabul edilmesidir.

Erkekler hayatı ve dünyayı kavrama biçimini değiştirmeden de kadına şiddet meselesi çözülemez.

Dediklerinde haklilik payi var Esron ancak Islam gordugun gibi bunu mesrulastirmis, hatta kurallara dokmus. Iste bizim Islam ile kadina siddeti bagdastirdigimiz nokta bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

dayanakları yanılmıyorsam nisa 34 ayeti. ancak o ayete neden uzaklaştıran, evden çıkarın yerine dövün anlamı veriyorlar. bir sonraki ayeti de göz önüne alıp tarafsız bir şekilde düşününce oradan dövün anlamı çıkarmak mümkün müdür? diyelim ki dövün anlamı çıkıyor ama neden ondan önceki iki emir göz önüne alınmıyor da sadece bu emir üzerine yükleniliyor? neden burada amacın kadını dövmek değil kadını ıslah etmek olduğu düşünülmüyor? içip içip zevkten ya da başkasına olan hıncından karısını dövenlerle neden bir tutuluyorlar? neden kadına, be kadın niye kocanı dinlemiyorsun, niye onun verdiği öğüdü tutmuyorsun da işi bu raddeye getiriyorsun diye sorulmuyor? neden kadının suçu örtbas edilmeye çalışılıyor?

Peki tam tersini dusunelim erkegi islah etmek icin ne yapmak gerekiyor? Ama Islam'a gore kadin erkek kadar zeki degil, dolayisiyla islah etmek ona dusmez, bu mudur dogrusu? Siz de oyle mi dusunuyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...