Jump to content

Bilimin Kaynakları


Recommended Posts

Saçma dersek olmayacak çünkü birşeyin bilimsel açıdan saçma olması onun saçma olduğuna kanıt değil buyurmuşlar.

Doğrusu şöyle olacaktı: Bir şeyin bilimsel açıdan saçma adlandırılabilmesi, onun mantıksal açıdan saçma adlandırılabilmesini (olmasına) gerektirmez. Neo-pozitivistler ve mantık kitaplarının farklı "saçma" kavramı değerlendirmesi...

Mantıksal açıdan saçma da diyemeyeceğiz çünkü P ise Q ve P değil ise Q da değil demiş oluyormuşuz.

Doğrusu şöyle olacaktı:

Eğer bir öngörü mantıksal olarak olanaklı değil ise, sınanabilir de değildir. Fakat buradan, mantıksal olarak olanaklı öngörülerin zorunlu olarak sınanabilir olması gerektiği sonucuna varamayız.

p ise q

p-değil

______

o halde q-değil

Yukarıdaki çıkarsama teknik olarak geçersizdir.

Bir de algılanamayan Zenci önermesi var hem ispatlanamayan,hem bilimsel olarak ölçülemeyen ancak adı zenci olan (patlıcan da olabilirdi ya dünya dilinde henüz varolmayan karşılıksız kelime "portondomo") O zaman biz buna kelimelerle geviş getiren felsefeci diyelim. Buradaki kelimeler kavramlar da olabilir ve dolayısıyla o kelimelerin cümle içinde kullanılabiliyor oluşu ortaya çıkan tümce açısından bahsedilen konunun anlamından bağımsız olarak bir varlık ifade eder ve literatürdeki ismi aptallıktır.

"Portondomo"ya yüklenilen anlama bağlı varlığa işaret edip etmemesi... Birileri "Portondomo" ile (içinde kullanıldığı önerme ile) sınanabilir önerme(ler) zincirine göndermede bulunabilir.

Öncelikle 4 köşeli üçgen neden dörtgen değilde üçgen ismi ile anılmaktadır sorusu akla gelir. Bunu genişletelim, Ahmet olan Mehmet. Burada bahsedilen kişi Mehmet dir fakat o bildiğimiz Mehmet değil Ahmet olan Mehmettir. Oysa Ahmet Mehmet den bağımsız nitelikler bütünüdür Ahmet latin kökenli uganda göçmeni bir aborjin iken, Mehmet Eskimo asıllı bir paraguaylı toprak solucanıdır. Mehmet isimli eskimo asıllı paraguay toprak solucanı da elbette mümkündür neden olmasın. Dolayısıyla aralarındaki benzerlik çok azdır ve hatta birbirlerini hiç görmemişlerdir. Ama 4 köşeli üçgen yazılabilir ve söylenebilir olduğundan bu önermeye göre Ahmet olan Mehmet de dahil olmak suretiyle aptallanmış olur. Aptallanma yeni bir olgudur. Açıklaması şudur. Kısaca alakasızlıktan alaka türetme girişimi olarak düşünülebilir. Buradaki ana nesne dildir. Dile gelen her şey olanaklı ihtimali taşımaktadır. Bu nedenden ötürü de algılanamayan zenci, 4 köşeli üçgen gibi manasız argümanlar eşliğinde sayısız argüman üretebilme ihtimali doğar.

Alice's Adventures in Wonderland tadında...

P : "Türevlenebilir fonksiyon sürekli değildir."

P önermesi iç çelişkilir, mantıksal olarak olanaksızdır, tıpkı "üçgen, dört köşelidir" gibi. Sanırım üçgen önermesi hem de dış dünya ile alakalı olarak görüldüğündendir ki, anlama zorluğu ile karşılaşıyoruz. P'nin çelişki içerdiğini göstermeme gerek var mı?!

Olanaklılığın türleri vardır, "dile gelen her şey olanaklıdır" tümcesi bir bakıma hatalıdır. Çünkü hangi açıdan olanaklı olduğu belirtilmemiş.

Bilimin maddeye inandığını öne süren metafizik düşünce sahipleri olmayana ergi kullanarak ispat yöntemi öne sürmekte yani birşeyin olup olmamasının maddi temelden hareketle kıstas alınamayacağını öne sürerek kelime i şehadet getirmektedirler.

Materyalizmin temel savı, varolan her şeyin maddi olduğudur. "Var olmak" burada felsefi bir terimdir, doğrudan ontolojiye göndermede bulunur ki, ontoloji metafiziğin alt-bölümlerindendir. O halde, demek ki neymiş? Bu önerme sadece bizim bilişimize özgü ya da semantik görüşümüze özgü bir şeyleri dile getirmekten ötedir.

Daha kolay sindirilmesi için terimleri bir yana koyup örneklerden devam edeceğiz ama bir iki şey daha söylemek lazım.

Bilimsel açıdan varlık sorunu bariz bir sınanabilirlik sorunundan öte değildir. Fenomenal dünyayı aşan her hangi bir sav bilimsel olamaz o halde. Neden? Çünkü savın hangi öncüllerden türetildiği sorulur, bilimsellik sözkonusu olduğu için de deneysel öncüllerden yola çıkılması gerekir ki, yasal olarak deneysel öncüllerden deney-üstü herhangi bir şeyin özellikleri ile ilgili bir şey türetilemez. Peki ampirizmin (bir bakıma bilimsellik ölçütünü) belirleyici görevini dışlayıp, varlık alanı üzerine konuştuğumuzda da bu geçerli midir? Hayır, değildir. Örneğin, bir takım a-priori ve a-posteriori öncüller kullanılarak bilimi aşan savlar ortaya atılabilir. Bkz: Ahlak felsefesi, zihin felsefesi.

Varlık üzerine hiç bir kavranabilir deneyin bize yanıtlama olanağı vermediği garip sorular ortaya atma eğilimizin nedeni nedir bilemeyeğim ama bilimin bu sorulara verebileceği cevapların sınırlı olduğunu düşünüyorum.

Hadi diyelim ki, materyalizmin tek savı olsun ve hiç bir metafizik soruna yanıtı olmasın. O tek sav ise "her şey maddidir" olsun. Bu durumda bilim materyalist midir? Ya da bilimsel savlar materyalizmi destekler niteklikte midir? Sanmıyorum. Birincisi, bilim fiziksel dünya konusunda yeterli bilgi sahibi olamayacağını, bir başka deyişle, vereceği bilgilerin deney ile sınırlı olduğunu kabul eder ve sonuçta genel bir tablo (ya da gerçekler listesi) oluşturmak açısından yetersizdir. Bu tamamlanamazlık, varolan şeylerin sadece bilimin inceledikleri ve bunların da maddi olduğu sonucu değil de, bilimin varolabilecek şeylerden fiziksel olanları seçdiği (seçebildiği) sonucu çıkar. İkincisi, zihin konusundaki anlaşmazlıklardır.

Düşünce nedir öyleyse buyrun cevabınızı görelim?

Sorun düşüncenin ne olduğu değil, zihinsel süreçlerin fiziksel yasalara indirgenip indirgenemeyeceği (reductionism)... Bu konu hakkında bir çok tartışma yapılmıştır, hala da yapılmaktadır. Ben idealist değilim. Ayrıca, düşüncenin neliği konusunda varlığa özgü bir sav da dile getirmek istemiyorum, bilimsel açıdan bunun (ontolojik olarak nelik sorunu) bilim-dışı olduğunu söylüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 127
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Çok basit bir soru: "Evrendeki her varlık maddedir, madde kökenlidir." bilimsel olarak nasıl nedenlendirilebilir, bu olguyu (eğer gerçekten öyle ise) betimlemek için ne tür bir model ortaya konulabilir ve yanlışlanabilirlik şartları nedir. Kısa ve basit bir soru, "Şaksiper kimdir, eseri nedir?" tadında cevap beklemiyoruz.

tarihinde Rexino tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Burada ‘var olan her şeyin öncülü maddedir’ yaklaşımına karşılık ‘neden böyledir?’ diye sorsak bilimsel bir cevap alamayız. Yani bu iddianın doğruluğu olgusal olarak sınanamaz. O yüzden 'biliyoruz' yerine 'inanıyoruz' tabiri kullanılmalıdır. Aksi takdirde yaygınca bir davranış olarak bir materyalistin ‘ben inanıyorum ki’ yerine ‘ben biliyorum ki’ ön eki ile başlaması amiyane tabiriyle ‘dilbilgisel üçkâğıtçılık’ olur." sonus

Kerameti kendinden menkuldür de ondan, var olanın gerçekliği sınanmaz ispata gerek duymaz. Siz ki karşısına maddi temelli bir şey koyamayacağınızdan anlaşılmaz çıkışlar yapıyorsunuz. Olgunun maddi temeli olduğunu dahi korkunuzdan kavrayamıyorsunuz. Sizinkisi Dr. Frankeştayn'lık yarattığınız canavarın korkusundan esareti kabul ediyorsunuz belki tanrınız acırda başınızı okşar, beklediğiniz iltifat da bu, öyle ya olmayana bu kadar güven için mazoşist olmak gerekli. Durumunuz bu kadar basitken Gordion'un düğümünü yaratıp olsa olsa bu kadar karmaşık olabilir diyorsunuz işte materyalizm burada Alexander 'ın kılıcıdır düğümü çözmeye uğraşmaz keser atar. Evren maddidir der noktayı koyar. Bu önerme değildir saptamadır, saptama. P ise Q ile de ilgisi yoktur. Ontolojiyle hiç yoktur. Aksini de maddi olmayanla kanıtlayamazsın demektir, bunun aksini kanıtlamaya uğraşmak için dahi materyalist olmanız gerekir. Siz bunu alıp test edemezsiniz bu beş duyunuzla gerçekliği algılamaktır, algıladığınız gerçeklik anlamında değildir, buradan kasap Ayvaz, ayvaz Kasap sonucunu çıkarmayın lütfen. Sana göresi bana göresi de yoktur. Çünkü referansa ihtiyaç duymadan tanımlıdır.

Evrende her şey de maddi dünyanın kombinasyonudur. Sizin düşünceleriniz, imgeleriniz, ejderhanız, tanrınız, unicornunuz bunlarda öyledir, yani kombinasyondur.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Söylediğim şey çok açık. Bilimin başlangıç noktası ve işlev sahası naturalisttir. Yani bilim naturalizmi kanıt üstü bir ilkeyle kabul eder. Sayfalarca açıklama yapmama gerek yok, basit bir sınır ölçütüdür bu. Kanıt üstü bir iman gerektirmesi sizlere rahatsızlık veriyor olsa da bu bir gerçektir, bilimin gerçeği. Aksini iddia ediyorsanız kanıtlarınızı sunmanız yeterli olacaktır. Şayet bilmiyorsanız öğrenmek için güvendiğiniz bir bilim sitesine girip araştırma yapabilirsiniz." sonus

Sanırım natüralizmi bilmeden, bilime atfettiniz. Sonradan kısmi natüralisttir diyebilirsiniz bu kabul edilebilir. Heisenberg'le birlikte bilim natüralist değildir de diyebilirsiniz. Çünkü en basit haliyle natüralizm bilimi açıklayamaz, başlangıç noktası ve işlev sahası hiç değildir.

"Doğalcılığa göre doğanın, nesnel yasalar uyarınca işleyen bir düzeni vardır. Gözlem ve deneye dayalı bilimler, işte bu yasalar sayesinde doğa ile ilgili her alanda sağlam, kesin bilgilere ulaşabilir." vikipedi

Dimi ama, bilimde böyle bir şey yok. Şayet bilmiyorsanız ...........

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine mi skolastik felsefe nefret ediyorum senden rexino

Doğrusu şöyle olacaktı: Bir şeyin bilimsel açıdan saçma adlandırılabilmesi, onun mantıksal açıdan saçma adlandırılabilmesini (olmasına) gerektirmez. Neo-pozitivistler ve mantık kitaplarının farklı "saçma" kavramı değerlendirmesi...

Bilimsel açıdan sınanamayan sembolik anlatımların gerçek dünyada ifade ettiği bir karşılığı yoksa,yani salt mantık önermesi açısından sınanamayan aksiyomlar ortaya atılıyorsa bu önermeye sofizm denebilir. Sınanamayan şey kendi anlamını kelimeye verilen tanım cümlesinden türetir. Ancak hem kelime sınanamaz olup hem de tanımı sınanamaz ise bunun saçma olduğu söylenir. Saçma karşılığı olmayan demektir eğretilemedir kısaca saçmadır.

Doğrusu şöyle olacaktı:

Eğer bir öngörü mantıksal olarak olanaklı değil ise, sınanabilir de değildir. Fakat buradan, mantıksal olarak olanaklı öngörülerin zorunlu olarak sınanabilir olması gerektiği sonucuna varamayız.

p ise q

p-değil

______

o halde q-değil

Yukarıdaki çıkarsama teknik olarak geçersizdir.

Ne doğrusu alıntıda farklı birşey mi diyoruz be adam. Sanki farklı birşey söylemişim gibi bir de doğrusu şu olacaktı diye saçmalamak da fundamentalist skolastiklere has bir manipülasyon yöntemidir okuyucuyu salak yerine koyar.

Böyle bir önermeyi nerede yaptım ben? p ne q ne? p ise q p değil ise q değil saçma aksiyomu bilimsel olarak zaten yok kendin yazıp kendin ispat yaptığını sanıp durma. Bilim mantık dışı değildir. Metafizik üyeleri sınanamaz kabul edilip üzerinde türetme yaptığından mantık dışıdır. Dolayısıyla bilimsel açıdan saçma olan birşey mantığın alanına da girmemektedir. Metafizik skolatiktir. Tanrının ya da birtakım soyut şeylerin üzerine aksiyomlar kurar tamamı yanlıştır. Ne p ne de q vardır.

"Portondomo"ya yüklenilen anlama bağlı varlığa işaret edip etmemesi... Birileri "Portondomo" ile (içinde kullanıldığı önerme ile) sınanabilir önerme(ler) zincirine göndermede bulunabilir.

Hayır bulunamaz. portondomo kendi dışında başka kavramlarla ifade edilemeyecek kendinde şey dir. Üzerinde önermede bulunulduğu an öneriye dahil olan önermeler zincirinden bağımsızdır. Yani portondomo her şeyin değil idir. hiçlik de onu tanımlayamaz tanımsızlık önermesi de. Dolayısıyla ondan bahseden başka birşeyden ve kendi önermesinden bahsetmiş olur şu an burada yazılı olanlar gibi. Fakat bu onu birkez varettiği için bir daha yok da edemez.

Alice's Adventures in Wonderland tadında...

P : "Türevlenebilir fonksiyon sürekli değildir."

P önermesi iç çelişkilir, mantıksal olarak olanaksızdır, tıpkı "üçgen, dört köşelidir" gibi. Sanırım üçgen önermesi hem de dış dünya ile alakalı olarak görüldüğündendir ki, anlama zorluğu ile karşılaşıyoruz. P'nin çelişki içerdiğini göstermeme gerek var mı?!

Olanaklılığın türleri vardır, "dile gelen her şey olanaklıdır" tümcesi bir bakıma hatalıdır. Çünkü hangi açıdan olanaklı olduğu belirtilmemiş.

Bay çok bilmiş den inciler. :D Dört köşeli üçgen önermesi de aynı şekilde safsatadır. Alice in diyarında gezen ben olmadığıma, dört köşeli üçgen gibi mümkün olmayan bir önermeden yola çıkmadığıma göre kendi iç çelişkinden bahsetmişsin benimkinden değil. Anladın mı bay skolastik zaten onu diyorum? Sanmam. Önce ortaya birşeyler atıyorsunuz kıçınızdan,sonra böyle saçmalık mı olur diye benzerlerini gösterek anlatıyoruz çelişkisini peki siz ne yapıyorsunuz? Demogoji. Alıyorsunuz oradan bir cümleyi içinde hatalar bulduğunuzu sanıyorsunuz. Hayır efendim yok öyle kıvırmak. Zaten o şekil önermeler öne süren ben değilim anlamış taklidi öğreten adam tribi atmayınız. Şekil üzerinden konuşup skolastik yoluyla kendinizi aklayamazsınız. Üçgen mantıksal olarak üç adet köşesi olmasından ötürü o isim ile anılan geometrik bir şekildir dış dünya iç dünya karıştırıp kıvırmanın manası yok. Dört adet köşeye sahip ama üç köşe ile tanımlanan bir geometrik şekil Euclid geometrisinde yoktur. Diğer geomeriler doğrusal olmadığından isimleri de yine başkadır. Kendi safsatalarınızın çelişkisi gösterildiği halde kavramsal terimlerle geviş getirim cümlelerimi yeniden yazıp yorumlayarak bir hata bulabilmeniz söz konusu değildir. Son derece açık ve net ifade edildi uzatnma otur yerine çalış da gel. :D

Dile gelen herşey olanaklıdır önermesi de sizin söylemlerinize göndermedir. Saçmalamayınız. Çünkü dört köşeli üçgen,algılanamayan zenci türü önermeler de türevlenemeyen sürekli fonksiyonlar gibi kendi safsatalarınızdır benim değil. Dolayısıylaa sadece sizi anlatır sizin için söylenmiştir o önerme. Çünkü dile gelmektedir başka kanıtı yoktur.

Dolayısıyla rexino çok komik bir şekilde bu alıntılarda kendi kendini çürütmüş oldun bravo benim de söylemeye çalıştığım bu zaten :D

Materyalizmin temel savı, varolan her şeyin maddi olduğudur. "Var olmak" burada felsefi bir terimdir, doğrudan ontolojiye göndermede bulunur ki, ontoloji metafiziğin alt-bölümlerindendir. O halde, demek ki neymiş? Bu önerme sadece bizim bilişimize özgü ya da semantik görüşümüze özgü bir şeyleri dile getirmekten ötedir.

Materyalizmin böyle bir savı yoktur. 17. yüzyılda yaşamıyoruz. Enerji de hareket de madde ve enerji döngüsü ve işlevleri açısından materyalizmin alanına girer. Var olmak derken neyin var olduğuna dair örneklem sunulmaz ise onun varolduğundan da bahsedilemez. En azından sınanabilir bir karşılığı olmalıdır. Bilişimize özgü şeylerin dışından yani gaip den ve bilinemeyecek olandan düşünce ya da mantık üretilemez. Birtakım isinmleri nesnel kılmaya yönelik boşuna bir çabadır. Kör kişi renklerden bahsediyorsa onların olup olmadığını anlamak için gören biri gerekir. Aynı şekilde bilinemeyecek şey üzerine konuşmak da saçmadır. Çünkü bilinemeyeceği için salt uydurma sıfatlarla tanımlanır gerçekliği sınanamaz. Dolayısıyla da metafizik tamamen uydurma bir yansıtma ve yüceltme olarak salt kelimelerin anlamlarını değiştirme yoluyla gevezelik etme sanatıdır.

Ya da şöyle anlatalım,bilinmeyen bilgi ötesine dair olduğu için gerektiğinden fazla ve karşılığı olmayan gerçek dışı kavramlarla bilebileceğinden fazlasını anlatabildiğini zannetme sanatıdır. Dolayısıyla tüm metafizik ontoloji ile birlikte safsatadan ibaret bir fantazidir. İnsanı ve kuş u görüp melek fantazisi üretmek meleğin varoluş koşulu değildir. Aynı şekilde bilinemeyecek ve bilgi ve tecrübe ötesi varlık da onun varolmuş olmasından ötürü değil olduğunu varsaymak yoluyla safsata üretmektir bundan ötesi değil. Bilemeyeceğinn şey üzerinde konuşamayacağın şey dir hiç bir şekilde anlamı yoktur boş tenekedir çok ses çıkar o kadar.

Bilimsel açıdan varlık sorunu bariz bir sınanabilirlik sorunundan öte değildir. Fenomenal dünyayı aşan her hangi bir sav bilimsel olamaz o halde. Neden? Çünkü savın hangi öncüllerden türetildiği sorulur, bilimsellik sözkonusu olduğu için de deneysel öncüllerden yola çıkılması gerekir ki, yasal olarak deneysel öncüllerden deney-üstü herhangi bir şeyin özellikleri ile ilgili bir şey türetilemez. Peki ampirizmin (bir bakıma bilimsellik ölçütünü) belirleyici görevini dışlayıp, varlık alanı üzerine konuştuğumuzda da bu geçerli midir? Hayır, değildir. Örneğin, bir takım a-priori ve a-posteriori öncüller kullanılarak bilimi aşan savlar ortaya atılabilir. Bkz: Ahlak felsefesi, zihin felsefesi.

Ahlak kişiler arası yaşam antlaşmalarının uzlaşmaya dayalı genel kurallarıdır. Ahlak felsefesi bir varlık değildir felsefedir. Konusu da insandır. Dolayısıyla da fenomenal dünyayı aştığını iddia etmek saçma bir idealizm dir. Ahlak veya zihin felsefesi denen şeyler kendinde geröçeklik özelliği taşımazlar. Tasrihsel nitelikleri mevcuttur ve yazılı ve sözlü olarak aktarılmış değerler bütünüdür. İzole edip idealize ederek sanki konusu insandan ve onun yaşam alanından davranış özellikleri ve antlaşmalarından aykırıymış gibi metafizik idea lara indirgenemezler. Sosyal bilimlerin konusudurlar. Sosyal bilimlerin deneysel yöntemi davranış biçimleri ve çevre arasındaki ve bu çevre ile birlikteki insanlar arası oluşumların tecrübelerle aktarımıdır. Sosyal bilimlerden habersiz kişilerin laboratuvar deneyleri ile sosyal test ve sonuçları karşılaştırmasından doğan çelişkisi ollan metafizik yaklaşım kendi öznel idealizminin de sebebidir. Ahlah insan davranışlarının dolaysız sonucudur. Köpeği bağlarsanız saldırır. İnsanı bağlarsanız da saldırır. Köpeği aç bırakırsanız saldırır insan da. Köpeği çiftleşmeden alı koyarsanız ilk serbest kaldığında bu ihtiyacını zorla gidermeye çalışır,insan da böyledir. İhtiyaçların kısıtlanmasından doğan saldırrgan tavırların zararını minimum a indirgemek için türlü antlaşmalarla kesin kural haline getirilmesinee ahlak diyoruz. Dünya ötesi ya da bilgi ötesinden gelmez. Tamamen bilinen şeylerle ilgilidir. Metafizik idea lar evreninden yansıma asla bilinemeyecek olan genetik bir özellik değildir. Skolastik felsefe her şeyin cin ini ruh unu tanrısını ve idea sını uydurup soyut pıuttan hareketle tümdengelim yaptığı için ahlakı ve zihini bilgi ötesinde doğa ötesinde arama hastalığına yakalanır. Oysa hepsi bilinebilecek tamamıyla da eylemde bulunan sonmut insan etkisinin dolaysız sonuçlarıdır. Materyalizm diyalektik yöntemi içinde hem bunları hem de madde enerji işlevlerini konu alabilir. Metafizik ise anlamsız kavramlar türeterek bunların kendi alanı olduğunu iddia eder. Oysa metafiziğin etkide bulunabileceği hiç bir alan mevcut değildir.

Varlık üzerine hiç bir kavranabilir deneyin bize yanıtlama olanağı vermediği garip sorular ortaya atma eğilimizin nedeni nedir bilemeyeğim ama bilimin bu sorulara verebileceği cevapların sınırlı olduğunu düşünüyorum.

Bilinmeyeni genelleyip isim koyarak soru sorma nedeni sadece cehalettir. Her şeyi bilebileceğine dair yanılgıdır. Evreni Anthropomorfik bir benzer açısından yorumlama hastalığıdır. Bu sorulara verilmiş cevapların da hiç bir anlamı ve geçerliliği yoktur. Varlıkbilim varlığın olup olmadığına ve sıfatlarına dair soyut kelimeler üretmenin ötesine geçemez. Sınanamayacak uyduruk öte evren fantazisine olan arzudur. Burayı ve maddi dünyayı kavrayamayan ezilmiş insanın maddi dünyayı küçümseyerek bir üst fantastik boyuttan anlam çıkarmaya çalışmasıdır. Kendini yüceltmedir. İnsanı insan yapan tüm nitelikler,duyum,elementel yapı,enerji, su ve mineral yapısı yani tamamı maddidir. Dolayısıyla bunun ötesi olmadığı halde öte uydurması buradaki hayata uyum sağlayamamasının,aynı zamanda kendini koruma dürtüsünü öte evrenlere atma hastalığının sonucudur. Böylece ölümsüzlük ve sonsuzluk hayallerine kapılabilir. Ancak hepsi aşırı yücelttiği maddi dünyadan olan örnekler yoluyladır. Kendi sınırlı bilgisinin ötesine çizgi çekip oraya bir Tanrı oturtur ki bu tamamıyla kendisidir ya da herşey der bilinnemeyecek olan der adını varlık koyup üzerine tartışır. Yalandır. Çünkü bunlar kendinden çıkmadır herhangi geçerliliği yoktur boşa vaktini alır. Bilim doğa ötesini gülünç bulur dolayısıyla metafiziğin de varlığa dair birşey söylemesi mümkün değildir. Asıl kendisinin bu noktada sınanamayana karşı nihilist ya da agnostik olması gerekirken birtakım soyut idea lar ve uydurma kavramlarla ortaya çıkar. Çünkü metafiziğin varolabilme koşulu olmayan üzerine iddiada bulunup o iddiayı telkin yolu ile kendi kendine kanıtlamaya çalışmasıdır. Sınanamaz kuralı koyarak da saçmaladığının ortaya çıkarılmasını kendince engellemiş olur ama bu dev ve eğri yüzeyli aynaya yansıttığı kendi insani görünümünün şekilleri ile muhabbete daldığı gerçeğini değiştirmez sadece komiktir ötesi değil.

Hadi diyelim ki, materyalizmin tek savı olsun ve hiç bir metafizik soruna yanıtı olmasın. O tek sav ise "her şey maddidir" olsun. Bu durumda bilim materyalist midir? Ya da bilimsel savlar materyalizmi destekler niteklikte midir? Sanmıyorum. Birincisi, bilim fiziksel dünya konusunda yeterli bilgi sahibi olamayacağını, bir başka deyişle, vereceği bilgilerin deney ile sınırlı olduğunu kabul eder ve sonuçta genel bir tablo (ya da gerçekler listesi) oluşturmak açısından yetersizdir. Bu tamamlanamazlık, varolan şeylerin sadece bilimin inceledikleri ve bunların da maddi olduğu sonucu değil de, bilimin varolabilecek şeylerden fiziksel olanları seçdiği (seçebildiği) sonucu çıkar. İkincisi, zihin konusundaki anlaşmazlıklardır.

Bu noktada asıl sorulması gereken metafiziğin sav ının ne olduğudur. Her şey varlık mı,ruh mu tanrı mı ontoloji mi ne? Bunların hiçbiri bir anlam ifade etmez. Hiç bir ilişki doğurmaz. İşlevsel değil yalan hikayedir. Madde enerji işlevlerini değerlendiren mateyalizm ise bu tür metafizik saçmalıklarla uğraşmaz. "Herşey" ne demektir? Her şey diye bir gerçek kavram yoktur. Bilinen bilinmeyen tüm olası veya olanaksız olguları tümdengelim nesnesi olarak tekile indirgemek saçmadır. Materyalizm aşama aşama gider bilinebilenleri sınar. Uzayı kim yarattı demez yaratma ve kim insani kavramdır. Ne yarattı ne zaman diye de sormaz çünkü ne sorusu evrendeki nesnelere özgü,zaman da onun görünümüdür. Bu nedenle iç çelişkidir ve soru anlamsızdır. Metafizik de bunlara dair konuştuğunu sanır. Materyalizm her şey diye bir kavrama gönderme yapmadığı gibi madde ile birlikte E=mc^2 formülü gereği bu dönüşümü ve işlevlerini de birlikte araştırır. Mutlak tekil ilk neden,uyduruk birincil töz ortaya atmaz. Her şey şudur demez. Olanı kullanarak mars a gitme yolu,hukuk ve kitleyi davranışları ile değerlendirip bilimsel tezler ve teoriler üretir. Tümevarımsaldır ve tüm olarak son nedeni öngörmez. Olandan hareketle sürekli ileri gider bilmediğine bilmiş numarası yapıp öte evrenlerden ilk varlıklar olgular uydurmaz. Bu yüzden de nesneldir öznel hayalperestliğe taviz vermez. Dolayısıyla tüm bilimsel tezler materyalizmi destekler. Çünkü varlıkbilimsel anlamda bir davranış biçimmi evrenin hiç bir olayında doğrulanamaz. Bunun da ötesinde herşeyi açıklamanın gerektiği savı da yoktur. Metafizik uydurur. İnsani anlamları geneller. Uyduruk varlıklar türetir. Hiç birşeyi de açıklayamaz. Herşeyi tek bir neden ile açıklamak gerektiği savını ortaya atar ama asla titiz değildir. Mateyalizmin savlarında eksik arar durur. Metafizik aptallığın bu titizliği kendisine uygulaması durumunda ise elinde tek birşey kalmayacaktır. Bundan kurtulmak içinde uydurduğu öte evreni sınanamaz kılar. Peki sen nereden biliyorsun? Vahiy ile mi? Komedi :D Zihin noktasındaki anlaşmazlıklar biliminn daha bilebileceği geliştirebileceği şeyler olmasından ötürüdür. Metafizik ile zihin açıklanamaz. Zihin ideası akıl tanrısı uydyurulup herşey bu tanrıdan tümdengelimsel olarak açıklanmış sayılır. Oysa akıl ve zihin yaşamdan sonradır önce değil. Metafizik böylesine ucuz ve uydurmadır o nedenle.

Sorun düşüncenin ne olduğu değil, zihinsel süreçlerin fiziksel yasalara indirgenip indirgenemeyeceği (reductionism)... Bu konu hakkında bir çok tartışma yapılmıştır, hala da yapılmaktadır. Ben idealist değilim. Ayrıca, düşüncenin neliği konusunda varlığa özgü bir sav da dile getirmek istemiyorum, bilimsel açıdan bunun (ontolojik olarak nelik sorunu) bilim-dışı olduğunu söylüyorum.

Sen kıvırıyorsun kısaca. Zaten ortaya birşey atamaz geviş getirirsin. Elbette zihinsel işlevler fiziksel yasalara indirgenebilir. Yoksa yalan makinesi olmazdı. Rüyaları tahmin eden çalışmalar da yapılmaktadır. Aynı şekilde yapay zeka ile programlanarak değil öğrenerek merdivenden inebilen Asimo vardır. Bu olmamış olsaydı zihinsel işlevler taklit de edilemez pc belleği ve hafızası olanaksız olurdu. Zihni doğa ötesi zanneden metafizik yanılgı da buradadır ve bu noktaya gelince kıvırır. Ontoloji bilim değildir. Dolayısıyla bir bilginin bilimsel olup olmadığına asla o karar veremez. Son zamanlarda mistikler bilimi sdin ile yerdeğiştirmeye kalkıştığı gibi bilim olmayan ontolojik varsayımsal kabullerle bilime biçim vermeye kalkışmakta ve gülünç olmaktadırlar. Ontolojinbin kendisi bilim dışıdır zaten ona göre bilimsel olsa ne olur olmasa ne olur. Sınanamaz,deneylenemez,gaibden haber verip uyduran varsayarak olduğunu iddia edenin bilimi yoktur o kendinden mennkul değerlendirmedir bilimsellik savları da geçersizdir bu nedenlerle. Komiksin rexino daha ötesi değil :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çok basit bir soru: "Evrendeki her varlık maddedir, madde kökenlidir." bilimsel olarak nasıl nedenlendirilebilir, bu olguyu (eğer gerçekten öyle ise) betimlemek için ne tür bir model ortaya konulabilir ve yanlışlanabilirlik şartları nedir. Kısa ve basit bir soru, "Şaksiper kimdir, eseri nedir?" tadında cevap beklemiyoruz.

1. Evrendeki her varlık derken varlığın tanımı nedir?

2. Evrendeki her madde derken her den kasıt nedir?

3. Evrene dair tümdengelimsel genellemeler yapan bilim var mıdır varsa örnek veriniz (Metafizik olmamalıdır çünkü sınanabilir deneylenebilir ve yanlışlanabilir öğeler içerebilmelidir)

4. Evren madde enerji döngüleri ve bunlar arasındaki işlevlerin zamana bağıl işlevlerinin bütünüdür. (Materyalizmin evren tanımlarından biri. İlksel töz gibi tekil ve birincil soyut önkabullere dayanan tanımlar ontolojik safsatalardır bilimin alanına girmezler, dolayısıyla da bilim felsefesi ile çürütülüp ontolojik kanıt olarak öne sürülemezler.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu tümce, "Sicim Kuramı mantıksal olarak olanaklı olduğu için ileri sürüldü" anlamına mı geliyor? Hayret!..

Sadece

Sicim Kuramı'nın savları mantıksal olarak olanaklıdır, aksi taktirde kuram olarak ileri sürülemezdi.

deyip bırakmamanız gerekir kastettiğinizin daha iyi anlaşılması için

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yine mi skolastik felsefe nefret ediyorum senden rexino

Skolastik mi? En azından espiri diye yutulması için daha farklı bir şeyler bulsaydın. Yeni Stoacılık filan olabilir. :-)

Bilimsel açıdan sınanamayan sembolik anlatımların gerçek dünyada ifade ettiği bir karşılığı yoksa,yani salt mantık önermesi açısından sınanamayan aksiyomlar ortaya atılıyorsa bu önermeye sofizm denebilir. Sınanamayan şey kendi anlamını kelimeye verilen tanım cümlesinden türetir. Ancak hem kelime sınanamaz olup hem de tanımı sınanamaz ise bunun saçma olduğu söylenir. Saçma karşılığı olmayan demektir eğretilemedir kısaca saçmadır.

Kavramları yerinde kullan. "Mantık önermesi açısından" değil, mantıksal olarak iç çelişki barındırmadığı için ortaya atılıyorsa ve sınanabilir değilse, bilimin ilgi alanına dahil değildir. Önermeye sofizm denilmez, stoisizm de denmez, septisizm de denmez, spirtüalizm de denmez.

Şeyler sınanmaz, şeyler olgular dünyasındaki bağlamlara göndermede bulunur. Olgusal olduğu iddia edilen önermeler sınanır, olgu durumunun betimi için en şeylerden istifade edilir. :-)

Saçma iki anlamda kullanılır, değinmiştim başlıktaki iletilerimin birisinde...

Gördüğün gibi, böyle devam edebilirim. Daha bir çok hatan var iletinde. Niyetim suçlamak, aşağılamak, ego tatmini değil.

- "Metafizik skolastiktir" demişsin. Skolastisizm'in savları metafizikseldir halbuki. Böyle saçma bir şey hiç duymamıştım.

- "Tanrının ya da birtakım soyut şeylerin üzerine aksiyomlar kurar tamamı yanlıştır." demişsin. Aksiyom kelimesinin yanlış kullanımını geçiyorum da "Tanrı vardır" önermesi açısından bilimin tutumunu yadsıyıcı olarak nitelemene ne demeli?! Umarım sınanabilirlik bakımından "yanlıştır" dememişsindir.

Böyle bir önermeyi nerede yaptım ben? p ne q ne? p ise q p değil ise q değil saçma aksiyomu bilimsel olarak zaten yok kendin yazıp kendin ispat yaptığını sanıp durma. Bilim mantık dışı değildir. Metafizik üyeleri sınanamaz kabul edilip üzerinde türetme yaptığından mantık dışıdır. Dolayısıyla bilimsel açıdan saçma olan birşey mantığın alanına da girmemektedir. Metafizik skolatiktir. Ne p ne de q vardır.

Aksiyom, önerme yapmak, skolastisizm bir birine girmiş gene... P ve Q, mantıksal formülasyonun üzerindeki argümanı desteklemek için ortaya attığım teknik olarak geçersiz çıkarsama örneğinde, üstteki argümanın ilk koşullu önermesinin oluştuğu art ve ön bileşenleri sembolize eder.

Hayır bulunamaz. portondomo kendi dışında başka kavramlarla ifade edilemeyecek kendinde şey dir. Üzerinde önermede bulunulduğu an öneriye dahil olan önermeler zincirinden bağımsızdır. Yani portondomo her şeyin değil idir. hiçlik de onu tanımlayamaz tanımsızlık önermesi de. Dolayısıyla ondan bahseden başka birşeyden ve kendi önermesinden bahsetmiş olur şu an burada yazılı olanlar gibi. Fakat bu onu birkez varettiği için bir daha yok da edemez.

Kelimeleri ve kavramlar bir birine girmiş. Ama şu karaladığım yerden bahsediyordum, "sınanabilir önermeler zincirine göndermede bulunabilir" derken. Birisi domatese bakıp, "ahaha, işte bu portondomo'dur." derse, sınanabilir önermeler zincirine göndermede bulunur. Ben ne demiştim? Birileri "Portondomo" ile (içinde kullanıldığı önerme ile) sınanabilir önerme(ler) zincirine göndermede bulunabilir.

Dört köşeli üçgen önermesi de aynı şekilde safsatadır. Alice in diyarında gezen ben olmadığıma, dört köşeli üçgen gibi mümkün olmayan bir önermeden yola çıkmadığıma göre kendi iç çelişkinden bahsetmişsin benimkinden değil. Anladın mı bay skolastik zaten onu diyorum? Sanmam. Önce ortaya birşeyler atıyorsunuz kıçınızdan,sonra böyle saçmalık mı olur diye benzerlerini gösterek anlatıyoruz çelişkisini peki siz ne yapıyorsunuz? Demogoji. Alıyorsunuz oradan bir cümleyi içinde hatalar bulduğunuzu sanıyorsunuz. Hayır efendim yok öyle kıvırmak. Zaten o şekil önermeler öne süren ben değilim anlamış taklidi öğreten adam tribi atmayınız. Şekil üzerinden konuşup skolastik yoluyla kendinizi aklayamazsınız. Üçgen mantıksal olarak üç adet köşesi olmasından ötürü o isim ile anılan geometrik bir şekildir dış dünya iç dünya karıştırıp kıvırmanın manası yok. Dört adet köşeye sahip ama üç köşe ile tanımlanan bir geometrik şekil Euclid geometrisinde yoktur. Diğer geomeriler doğrusal olmadığından isimleri de yine başkadır. Kendi safsatalarınızın çelişkisi gösterildiği halde kavramsal terimlerle geviş getirim cümlelerimi yeniden yazıp yorumlayarak bir hata bulabilmeniz söz konusu değildir. Son derece açık ve net ifade edildi uzatnma otur yerine çalış da gel. :D

Döktürmüşsün gene... :-) İtiraz ettiğin o kısmı, senin bir önceki iletindeki saçmalamalarına yanıt olarak yazmıştım. Mehmet, Ahmet, paraguaylı filan... Bir daha bak istersen. Senin iç çelişkinden bahsetmiyordum zaten, önermenin iç çelişkili olduğundan bahsediyordum.

Dolayısıyla rexino çok komik bir şekilde bu alıntılarda kendi kendini çürütmüş oldun bravo benim de söylemeye çalıştığım bu zaten :D

Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?

Materyalizmin böyle bir savı yoktur. 17. yüzyılda yaşamıyoruz. Enerji de hareket de madde ve enerji döngüsü ve işlevleri açısından materyalizmin alanına girer. Var olmak derken neyin var olduğuna dair örneklem sunulmaz ise onun varolduğundan da bahsedilemez. En azından sınanabilir bir karşılığı olmalıdır. Bilişimize özgü şeylerin dışından yani gaip den ve bilinemeyecek olandan düşünce ya da mantık üretilemez. Birtakım isinmleri nesnel kılmaya yönelik boşuna bir çabadır. Kör kişi renklerden bahsediyorsa onların olup olmadığını anlamak için gören biri gerekir. Aynı şekilde bilinemeyecek şey üzerine konuşmak da saçmadır. Çünkü bilinemeyeceği için salt uydurma sıfatlarla tanımlanır gerçekliği sınanamaz. Dolayısıyla da metafizik tamamen uydurma bir yansıtma ve yüceltme olarak salt kelimelerin anlamlarını değiştirme yoluyla gevezelik etme sanatıdır.

Ya da şöyle anlatalım,bilinmeyen bilgi ötesine dair olduğu için gerektiğinden fazla ve karşılığı olmayan gerçek dışı kavramlarla bilebileceğinden fazlasını anlatabildiğini zannetme sanatıdır. Dolayısıyla tüm metafizik ontoloji ile birlikte safsatadan ibaret bir fantazidir. İnsanı ve kuş u görüp melek fantazisi üretmek meleğin varoluş koşulu değildir. Aynı şekilde bilinemeyecek ve bilgi ve tecrübe ötesi varlık da onun varolmuş olmasından ötürü değil olduğunu varsaymak yoluyla safsata üretmektir bundan ötesi değil. Bilemeyeceğinn şey üzerinde konuşamayacağın şey dir hiç bir şekilde anlamı yoktur boş tenekedir çok ses çıkar o kadar.

Hala aynı teraneler... Benim sana karşı metafizik alanın varlığını, ne olduğunu, ne olmadığını konusunda bir şeyler içeren savım var mı? Yoksa "Şaksiper kimdir, eseri nedir?" diye sakız çiğnemeye devam mı edeceksin? "Böyle bir savı yoktur" dediğin materyalizmin temel savıdır. Açıp materyalizm üzerine yazılan her hangi bir kitaba ya da (akademik) felsefi kağıda bakabilirsin.

Ahlak kişiler arası yaşam antlaşmalarının uzlaşmaya dayalı genel kurallarıdır. Ahlak felsefesi bir varlık değildir felsefedir. Konusu da insandır. Dolayısıyla da fenomenal dünyayı aştığını iddia etmek saçma bir idealizm dir. Ahlak veya zihin felsefesi denen şeyler kendinde geröçeklik özelliği taşımazlar. Tasrihsel nitelikleri mevcuttur ve yazılı ve sözlü olarak aktarılmış değerler bütünüdür. İzole edip idealize ederek sanki konusu insandan ve onun yaşam alanından davranış özellikleri ve antlaşmalarından aykırıymış gibi metafizik idea lara indirgenemezler. Sosyal bilimlerin konusudurlar. Sosyal bilimlerin deneysel yöntemi davranış biçimleri ve çevre arasındaki ve bu çevre ile birlikteki insanlar arası oluşumların tecrübelerle aktarımıdır. Sosyal bilimlerden habersiz kişilerin laboratuvar deneyleri ile sosyal test ve sonuçları karşılaştırmasından doğan çelişkisi ollan metafizik yaklaşım kendi öznel idealizminin de sebebidir. Ahlah insan davranışlarının dolaysız sonucudur. Köpeği bağlarsanız saldırır. İnsanı bağlarsanız da saldırır. Köpeği aç bırakırsanız saldırır insan da. Köpeği çiftleşmeden alı koyarsanız ilk serbest kaldığında bu ihtiyacını zorla gidermeye çalışır,insan da böyledir. İhtiyaçların kısıtlanmasından doğan saldırrgan tavırların zararını minimum a indirgemek için türlü antlaşmalarla kesin kural haline getirilmesinee ahlak diyoruz. Dünya ötesi ya da bilgi ötesinden gelmez. Tamamen bilinen şeylerle ilgilidir. Metafizik idea lar evreninden yansıma asla bilinemeyecek olan genetik bir özellik değildir. Skolastik felsefe her şeyin cin ini ruh unu tanrısını ve idea sını uydurup soyut pıuttan hareketle tümdengelim yaptığı için ahlakı ve zihini bilgi ötesinde doğa ötesinde arama hastalığına yakalanır. Oysa hepsi bilinebilecek tamamıyla da eylemde bulunan sonmut insan etkisinin dolaysız sonuçlarıdır. Materyalizm diyalektik yöntemi içinde hem bunları hem de madde enerji işlevlerini konu alabilir. Metafizik ise anlamsız kavramlar türeterek bunların kendi alanı olduğunu iddia eder. Oysa metafiziğin etkide bulunabileceği hiç bir alan mevcut değildir.

Bana metafiziğin ne olduğu, ne olmadığını anlatma lütfen. Burada bilimin materyalizmi dışlayıp dışlamadığını tartışıyoruz. Ama sen bu konuda hiç bir şey söylemiyorsun. Metafiziğin farklı iki anlamını da devamlı bir birine karıştırıyorsun, bilmem farkında mısın?!

Metafizik:

1. Neo-pozitivistlerin kullandığı anlamda, doğrulanabilir olmayan önermeler için kullanılır.

2. Felsefenin bir sahası. (materyalizm, idealizm ve s. hepsini içerir.)

Ben materyalizmin bilim dışı olduğunu iddia ederken, bunu hem birinci, hem de ikinci anlamda söylüyorum. Ahlak konusunda bilimsel olarak yargıda bulunulamaz. Ahlağın fenomenal dünyayı aşmadığını iddia etmişsin. "Bir insanı öldürmek kötüdür." önermesi değer yargısı içerir. İddianı temellendirmen için yapman gereken şey, bu önermeyi deneysel (sadece deneysel!) öncüllerden türetmen... Bekliyorum ve açıkçası merak ediyorum. Yap bi tez-antitez-sentez! :-)

Bilinmeyeni genelleyip isim koyarak soru sorma nedeni sadece cehalettir. Her şeyi bilebileceğine dair yanılgıdır. Evreni Anthropomorfik bir benzer açısından yorumlama hastalığıdır. Bu sorulara verilmiş cevapların da hiç bir anlamı ve geçerliliği yoktur. Varlıkbilim varlığın olup olmadığına ve sıfatlarına dair soyut kelimeler üretmenin ötesine geçemez. Sınanamayacak uyduruk öte evren fantazisine olan arzudur. Burayı ve maddi dünyayı kavrayamayan ezilmiş insanın maddi dünyayı küçümseyerek bir üst fantastik boyuttan anlam çıkarmaya çalışmasıdır. Kendini yüceltmedir. İnsanı insan yapan tüm nitelikler,duyum,elementel yapı,enerji, su ve mineral yapısı yani tamamı maddidir. Dolayısıyla bunun ötesi olmadığı halde öte uydurması buradaki hayata uyum sağlayamamasının,aynı zamanda kendini koruma dürtüsünü öte evrenlere atma hastalığının sonucudur. Böylece ölümsüzlük ve sonsuzluk hayallerine kapılabilir. Ancak hepsi aşırı yücelttiği maddi dünyadan olan örnekler yoluyladır. Kendi sınırlı bilgisinin ötesine çizgi çekip oraya bir Tanrı oturtur ki bu tamamıyla kendisidir ya da herşey der bilinnemeyecek olan der adını varlık koyup üzerine tartışır. Yalandır. Çünkü bunlar kendinden çıkmadır herhangi geçerliliği yoktur boşa vaktini alır. Bilim doğa ötesini gülünç bulur dolayısıyla metafiziğin de varlığa dair birşey söylemesi mümkün değildir. Asıl kendisinin bu noktada sınanamayana karşı nihilist ya da agnostik olması gerekirken birtakım soyut idea lar ve uydurma kavramlarla ortaya çıkar. Çünkü metafiziğin varolabilme koşulu olmayan üzerine iddiada bulunup o iddiayı telkin yolu ile kendi kendine kanıtlamaya çalışmasıdır. Sınanamaz kuralı koyarak da saçmaladığının ortaya çıkarılmasını kendince engellemiş olur ama bu dev ve eğri yüzeyli aynaya yansıttığı kendi insani görünümünün şekilleri ile muhabbete daldığı gerçeğini değiştirmez sadece komiktir ötesi değil.

Bilinen bilinmeyen tüm olası veya olanaksız olguları tümdengelim nesnesi olarak tekile indirgemek saçmadır.

Tümel ve tekil önermeler arasında fark vardır. Hiç bir şey tekile falan indirgenmiyor (<-- mesela bu tümel bir önerme). Yazdığın uzun metinde ciddiye alınacak bir şey bulamadım doğrusu. Üzgünüm.

Sen kıvırıyorsun kısaca. Zaten ortaya birşey atamaz geviş getirirsin. Elbette zihinsel işlevler fiziksel yasalara indirgenebilir. Yoksa yalan makinesi olmazdı. Rüyaları tahmin eden çalışmalar da yapılmaktadır. Aynı şekilde yapay zeka ile programlanarak değil öğrenerek merdivenden inebilen Asimo vardır. Bu olmamış olsaydı zihinsel işlevler taklit de edilemez pc belleği ve hafızası olanaksız olurdu. Zihni doğa ötesi zanneden metafizik yanılgı da buradadır ve bu noktaya gelince kıvırır. Ontoloji bilim değildir. Dolayısıyla bir bilginin bilimsel olup olmadığına asla o karar veremez. Son zamanlarda mistikler bilimi sdin ile yerdeğiştirmeye kalkıştığı gibi bilim olmayan ontolojik varsayımsal kabullerle bilime biçim vermeye kalkışmakta ve gülünç olmaktadırlar. Ontolojinbin kendisi bilim dışıdır zaten ona göre bilimsel olsa ne olur olmasa ne olur. Sınanamaz,deneylenemez,gaibden haber verip uyduran varsayarak olduğunu iddia edenin bilimi yoktur o kendinden mennkul değerlendirmedir bilimsellik savları da geçersizdir bu nedenlerle. Komiksin rexino daha ötesi değil :D

Yeah, one million thanks. Zihin doğa ötesidir mi dedim? Zihinsel olgular fiziksel süreçlere indirgenebilir mi? İndirgenebiliyorsa, buyur fizikalizmi savunman için iyi bir şans. Lütfen argüman ile gel, Searle "Chinese Room" argümanını ortaya attı ve bilmem şey oldu, beyni çıkarırsan ortada bir b.k kalmaz ve s. felan değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sadece

Sicim Kuramı'nın savları mantıksal olarak olanaklıdır, aksi taktirde kuram olarak ileri sürülemezdi.

deyip bırakmamanız gerekir kastettiğinizin daha iyi anlaşılması için

Öyle olsa bile, senin o anlamı nasıl çıkardığın benim katımda hala meçhul. :-) Neyse, yanlış anlatma/anlaşılma olmuş. Yukarıdaki cümle, bir şeyin kuram olarak ileri sürülebilmesi için mantıksal olanaklılığın gerekli koşul olduğuna işaret eder. Başka bir şey değil.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
1. Evrendeki her varlık derken varlığın tanımı nedir?

2. Evrendeki her madde derken her den kasıt nedir?

3. Evrene dair tümdengelimsel genellemeler yapan bilim var mıdır varsa örnek veriniz (Metafizik olmamalıdır çünkü sınanabilir deneylenebilir ve yanlışlanabilir öğeler içerebilmelidir)

4. Evren madde enerji döngüleri ve bunlar arasındaki işlevlerin zamana bağıl işlevlerinin bütünüdür. (Materyalizmin evren tanımlarından biri. İlksel töz gibi tekil ve birincil soyut önkabullere dayanan tanımlar ontolojik safsatalardır bilimin alanına girmezler, dolayısıyla da bilim felsefesi ile çürütülüp ontolojik kanıt olarak öne sürülemezler.)

1. Sen bilirsin canım. Materyalizm felsefenin ontolojik sahasında bulunur. Orada varlık tanımı ne ise (yani neye iman ediyorsan) onu getir koy. Ama sakın sınanabilirliği varlık için yeterli koşul olarak varsaymaya kalkışma.

2. Varlıkların tümü...

3. "Tümdengelimsel genelleme" nedir bilmiyorum?! Bkz. "deductive generalization"/Google

4. Nedenlendirsene o önermeyi... Neden öyledir? Varlık nedeni nedir? Bununla ilgili her hangi bir model ileri sürdüğümüzde, ne tür öngörüler türetilebilir? Bunları formel olarak gösterebilirmisin?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Skolastik mi? En azından espiri diye yutulması için daha farklı bir şeyler bulsaydın. Yeni Stoacılık filan olabilir. :-)

Yeni stoacılık? Espri mi yaptığını sanıyorsun, kavramsal tartışma yapıyorsun sadece amaca yönelik elle tutulabilir içerik barındırmıyor hiç bir sözün.

Kavramları yerinde kullan. "Mantık önermesi açısından" değil, mantıksal olarak iç çelişki barındırmadığı için ortaya atılıyorsa ve sınanabilir değilse, bilimin ilgi alanına dahil değildir. Önermeye sofizm denilmez, stoisizm de denmez, septisizm de denmez, spirtüalizm de denmez.

Kavramların otoritesi ilan etme kendini. Kendi metafizik tanımların nesnel değil dolayısıyla neyin doğru neyin yanlış olduğuna sen karar veremezsin. Önermeye sofizm denebilir pekala. Gerçeklerin mecaz acılığı ile duyu organına bağlı acılık kavramını eşdeğer kılıp bu ikisini ortak farz ederek sonuç cümlesi ortaya atmak gibi. Senin yaptığın da bundan başka birşey değildir Tanrı ve varlık konusunda.

1."Materyalizm herşeyi maddeye dayandırır" Bu birinci yanlış önermen

2."Metafizik sınanamayanın alanıdır." Bu ikinci yanlış önermen.

3." Örneğin zihin ve Düşünce maddi temelden açıklanamadığına göre materyalizm metafiziktir" Bu da hem yanlış olup henmde ilişkili olmayan iki duryumdan öyleyse bağlacı ile yapmış olduğun sofizm dir yani safsatadır.

Şeyler sınanmaz, şeyler olgular dünyasındaki bağlamlara göndermede bulunur. Olgusal olduğu iddia edilen önermeler sınanır, olgu durumunun betimi için en şeylerden istifade edilir. :-)

Cümleye bak :) "Şeyler olgular dünyasındaki bağlamlara göndermede bulunur" boş bir laftır. Şey tek başına karşılığı olmayan genel bir nesnedir, Olgu, bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir, bağlam olgular arasındaki ya da olgular içinden ortaya çıkan ilişkilerin bütünüdür. Dolayısıyla bu üç kelimeyi aynı cümle içinde kullanmak edebi olarak estetik görünsede herhangi bir gerçekliğe karşılık gelmez. Yani demişsin ki "hiçbirşey".

Saçma iki anlamda kullanılır, değinmiştim başlıktaki iletilerimin birisinde...

Gördüğün gibi, böyle devam edebilirim. Daha bir çok hatan var iletinde. Niyetim suçlamak, aşağılamak, ego tatmini değil.

Gördüm evet böyle durmmadan kelime türetebilirsin sonsuz adet nasıl olsa herhangi somut karşılığı yok. Bence beyinn masturbasyonu yapıyorsun saçmalaman beni etkilemez. Ayrıca saçma olan senin yapmış olduğun alakasız açıklamaların tümüdür. Dolayısıyla saçmanın ne olduğunu açıklamış olman da bu bilmmiş ve komik tavrından sadece bir örnektir. Anlamsız kelimeler bütünü vasıtasıyla retorik yapmak olgular arasında nesnel bağıntılar kurmak değildir. Nesnel olma gayen de olmadığından sonsuza dek eğretileme yapabilirsin ve bunun adı skolastiktir.

- "Metafizik skolastiktir" demişsin. Skolastisizm'in savları metafizikseldir halbuki. Böyle saçma bir şey hiç duymamıştım.

- "Tanrının ya da birtakım soyut şeylerin üzerine aksiyomlar kurar tamamı yanlıştır." demişsin. Aksiyom kelimesinin yanlış kullanımını geçiyorum da "Tanrı vardır" önermesi açısından bilimin tutumunu yadsıyıcı olarak nitelemene ne demeli?! Umarım sınanabilirlik bakımından "yanlıştır" dememişsindir.

İkisi de eşittir zaten farketmez. Skolastik olmayan metafizik yoktur çünkü anlam nesneleri olan kelimelerinin görünür dünyada örneği yoktur. Aynı şekilde skolastik de dünya ötesi görünür ötesi hakkında konuşur. Metafizik skolastik tartışır,skolastiğin tüm savları metafizikseldir. Dolayısıyla bu ikisi birbirinden türer o yüzden saçma bulman gereken kendi savlarındır bu kısır döngü de sana aittir. Saçma bulurken saçmanın ne olduğunu açıkladığını da unutmuşsun buyur burdan.

Tanrı konusunda ortaya atılmış örneği ve belirtisi olmayan hayali varsayımın yadsınması onun varolduğuna kanıt değildir. Bilim Tanrı üzerine konuşmaz çünkü tamamen uydurmadır. Tanrıbilim bilimi reddedemez oysa hatta ondan faydalanarak onun bulgularından kendine kanıt uydurmaya kalkışır. Çünkü tanrıbilimin elimnde de ortaya attığı sav ı destekleyebilecek hiç bir kanıt yoktur. Dolayısıyla tanrının soyutlanmış salt kelimeden ibaret bir hayali mevcudiyet olmasından ötürü nesnel açıdan sınanabilir olmadığından bilimin alanına giremez. Ancak tanrıbilim bilimden asalak olarak geçinerek idealize ettiği kuramları tanrıbilime aktarır. Big bang i anlamayıp tanrıya kanıt sayması gibi. Oysa zamandan öncesi teknik olarak bir iç çelişkidir. Tanrı vardır sav ı sav olmanın ötesine hiç geçmemiştir. Oysa bilimsel bir sav kanıta ve doğrulanabilirliğe ihtiyaç duyar olmayan birşeyi varsaymak gereksizdir. Olmadığının kanıtı sonsuza dek sav olarak kalmasıdır. Oysa salt sav dan ötürü bir bilim yoktur. Bilim tanrının yokluğu ile de uğraşmaz, reddetmez. Kelimenin gerçek anlamında mevcudiyet olmadığı için alanına girmesi yokluğu dolayısıyla mümkün değildir. Cin ölçmeye çalışmak gibidir ve cinler periler ruhlar ve tanrılar hepsi anthropomorphic eğretilemelerdir. Pek tabii ki bir değerleri de yoktur. Aksiyom denilme nedeni de kendi kendisini var kılmış olmasından ötürüdür, matematik aksiyom gibi uygulanabilirliği de olmadığı halde.

P ve Q, mantıksal formülasyonun üzerindeki argümanı desteklemek için ortaya attığım teknik olarak geçersiz çıkarsama örneğinde, üstteki argümanın ilk koşullu önermesinin oluştuğu art ve ön bileşenleri sembolize eder.

Bu cümlenin herhangi bir anlamı bulunmamaktadır. Skolastik bir kendiliğinden kanıt önermesidir, herhangi kanıta ihtiyaç duymadan salt kendini ortaya atar. Saçmalama örneğidir.

Kelimeleri ve kavramlar bir birine girmiş. Ama şu karaladığım yerden bahsediyordum, "sınanabilir önermeler zincirine göndermede bulunabilir" derken. Birisi domatese bakıp, "ahaha, işte bu portondomo'dur." derse, sınanabilir önermeler zincirine göndermede bulunur. Ben ne demiştim? Birileri "Portondomo" ile (içinde kullanıldığı önerme ile) sınanabilir önerme(ler) zincirine göndermede bulunabilir.

Anlama kabiliyetinin ötesindedir. Ben senin saçma önermelerini doğrulamak için yazmıyorum. Dolayısıyla kendi kendini kendi cümlelerinle kanıtlamak için benim yazımı alıntılaman manasız olmuş. Orada bahsedilen şey senin genellediğin durumun eleştirisidir yaptığın genellemeler özneldir, nesnel açıdan doğrunun ifade biçimleri değillerdir.

Döktürmüşsün gene... :-) İtiraz ettiğin o kısmı, senin bir önceki iletindeki saçmalamalarına yanıt olarak yazmıştım. Mehmet, Ahmet, paraguaylı filan... Bir daha bak istersen. Senin iç çelişkinden bahsetmiyordum zaten, önermenin iç çelişkili olduğundan bahsediyordum.

Hatayı hep karşıda aradığından kendin neden bahsettiğini unutuyorsun. İç çelişkkili üçgen önermesinin sahibi sensin ben değilim. Ontolojik kanıt olarak bu tür sınanamaz önermeler ortaya atıyorsun oysa onlar salt çelişkiden ibarettir anlattığım da budur. Bıdı bıdı ederek kıyıdan sıvışmaya çalışma her yazdığında.

Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?

Bundan eminim, örneklere bakanlar da görebilir.

Hala aynı teraneler... Benim sana karşı metafizik alanın varlığını, ne olduğunu, ne olmadığını konusunda bir şeyler içeren savım var mı? Yoksa "Şaksiper kimdir, eseri nedir?" diye sakız çiğnemeye devam mı edeceksin? "Böyle bir savı yoktur" dediğin materyalizmin temel savıdır. Açıp materyalizm üzerine yazılan her hangi bir kitaba ya da (akademik) felsefi kağıda bakabilirsin.

Sakız gibi aynı şeyleri geveleyip duran sensin. Materyalizmin herşeyin temeli maddedir önermesini de kendin yazıyor sonra düşünce madde değildir,bilim dokunamadığını yok sayar şeklinde saçmalıyorsun sav ların bunlar. Dolayısıyla enerji madde döngüsünü de ihmal etmek suretiyle varlık blim i madde alanının dışında değerlendirip materyalizme karşı onu metafizik kılarak ontolojik kanıtlar ortaya atıyorsun metafizik olarak. Dolayısıyla ne materyalizm metafizik olmadığı,ne ilk töz iddiasında bulunup buna da madde demediği enerji işlevlerini de araştırma alanına ve düşünüş biçimine kattığı için senin savların geçersizdir. Böyle olduğu için de kelimelerden kavram kargaşaları yaratarak retorik yollarla sözde düzeltmeler yapıyorsun devam et komik oluyor çünkü.

Bana metafiziğin ne olduğu, ne olmadığını anlatma lütfen. Burada bilimin materyalizmi dışlayıp dışlamadığını tartışıyoruz. Ama sen bu konuda hiç bir şey söylemiyorsun. Metafiziğin farklı iki anlamını da devamlı bir birine karıştırıyorsun, bilmem farkında mısın?!

Metafizik:

1. Neo-pozitivistlerin kullandığı anlamda, doğrulanabilir olmayan önermeler için kullanılır.

2. Felsefenin bir sahası. (materyalizm, idealizm ve s. hepsini içerir.)

Ben materyalizmin bilim dışı olduğunu iddia ederken, bunu hem birinci, hem de ikinci anlamda söylüyorum. Ahlak konusunda bilimsel olarak yargıda bulunulamaz. Ahlağın fenomenal dünyayı aşmadığını iddia etmişsin. "Bir insanı öldürmek kötüdür." önermesi değer yargısı içerir. İddianı temellendirmen için yapman gereken şey, bu önermeyi deneysel (sadece deneysel!) öncüllerden türetmen... Bekliyorum ve açıkçası merak ediyorum. Yap bi tez-antitez-sentez! :-)

Pekala en baştan beri metafiziğin ortaçağ ve ilk çağda kaldığını bilimin ise pozitivist olduğunu öne sürüyorum en baştan beri. Materyalizmi dışlayan bilim yoktur. Metafiziğin anlamlarını karıştırdığım da yok uydurup uydurup demogoji üretiyorsun. Ayrıca metafizik soyutlama ve idea lar evreninden ibaret doğrulanamayan sınanamayan varsayımsal retorik yani skolastik metoda sahip bir disiplindir. Sen sadece iddia edersin zaten işin bu :) İddia ettiğin an sana göre öyle olmuş olur. Bence bilimi yaratmışsınız. Oysa bilim madde enerji işlevleri ve ölçülebilirin ötesi için birtakım önkabullere dayalı savlar öne sürmez. Bu senin belki kendine bilimsel kılıf uydurma arzun olabilir sadece ancak iddia ortaya atman materyalizmi bilim dışı yapmaz. Değer yargısı diyince kurtuldun demek Hah hah haa işte buna gülerim. Sen deney ne bunu bildiğine emin misin? Fen bilimleri yeryüzündeki tek deneysel yöntem değildir. Mürekkep testi ile kişinin hangi hislere yatkın olduğu ölçülebilir. Eğer bir anket yaparsan adam öldürmenin reddedildiğine dair birçok veriye ulaşabilirsin. Anlama özürlü olduğun için vu tür soruları laboratuvar ortamında test etmem gerektiği gibi kıçından birtakım savlar uyduruop kesin doğrular benim sözlerimdir diye yutturma derdine düşünüyorsun. Adam öldürmek değer yargısı değil, organizmanın yaşamaya çalışması ve hayatını sürdürme davranışı ile ilintilidir. Ahlak, birtakım ihtiyaçlar çevresel faktörlerce kısıtlandığında oluşabilecek saldırgan davranışlara karşı populasyonun kendi otokontrol mekanizmasını oluşturma potansiyelinin insan toplu kültüründeki yansımalarından biridir. Buradaki materyalist tanım da Anrtropolojik araştırmalara,arkeolojiye,populasyon dinamiğine bağlıdır. Dolayısıyla ahlak doğa ötesi değildir. Savın yine temelden yoksun ve geçersizdir. Buradaki deneysel ölçütler ahlakın ilk ortaya çıkışından bugüne kadarki evrimi dahilinde tarihsel bilgi aktarımına,arkeolojiye ve de kavimbilimsel araştırmalara dayanır. Ahlakı tanımlayan deney şartları fizik laboratuvarında kimyasal ya da tanecik modelleriyle açıklanmaz. Çok bildiğini sanıp sürekli zırvalıyorsun metafizik tanım bulmak için. :)

Tümel ve tekil önermeler arasında fark vardır. Hiç bir şey tekile falan indirgenmiyor (<-- mesela bu tümel bir önerme). Yazdığın uzun metinde ciddiye alınacak bir şey bulamadım doğrusu. Üzgünüm.

Tümel herşey manasına getirilmiş tekildir. Bu şekilde ayrım yapmış olduğunu sanman senin yanılgındır. Tümelin unsurlarına gönderme yapmadan tümel olarak referans almak ile tekil ilk töz arasında pratiik mana açısından bir fark mevcut değildir metafizik yanılgıdır. Sen ciddiye al diye yazılmadı o metin söyleyecek birşey bulamaman doğaldır çünkü metafizik önermelerle çürütülemez.

Zihin doğa ötesidir mi dedim? Zihinsel olgular fiziksel süreçlere indirgenebilir mi? İndirgenebiliyorsa, buyur fizikalizmi savunman için iyi bir şans. Lütfen argüman ile gel, Searle "Chinese Room" argümanını ortaya attı ve bilmem şey oldu, beyni çıkarırsan ortada bir b.k kalmaz ve s. felan değil.

Evet dedin. Bilim metafizik oluyor bu tür konularda diyerek dedin. Ortada bir metafizik yoktur. Ayrıca ortaya koyamadığın nesnellikleri kendi öznel düşüncelerin ile sınırlandırma alışkanlığın da komik oluyor. Yani hem açıklama istiyor hem de bu açıklamayı kendi değer yargıların ile sınırlandırıyorsun. Beyin işlevlerinin taklit edilebilmesi ve duyu verilerinin kodlanabilmesi yapay zeka, rüya resimleyen aygıt gibi konularda,öğrenen robotlar vs de zihnin fiziksel süreçlere indirgenebildiğini söyledim algılama sorunun var. Çünkü fiziksel süreç derken bilardo toplarını düşünüp düşünce yoluyla tele kinetik tasvir yapmamı bekler gibisin. Fiziksel süreçler düşünceden ayrı değillerdir örneğin düşünmenin beyinde oluştuğu bulgulanmıştır. Ama sen illa ki gizemli sınanamayan gözle görünen formülüze süreç aradığın için şaşırıyorsun. Bunları da kabul etmiyorsun sanki tek bilici kişi senmişsin gibi. Fiziksel süreçler enerji madde arasındaki olayları ve organizmayı da kapsarlar. Dolayısıyla düşünceyi vücut dışında sınanamaz kılman senin halüsinasyonundur. Işığı da hassas aletler olmadan ölçemezsin. Düşünce tek bir eylem değildir organizmanın bütün sinir uyarıları toplamına karşı vermiş olduğu toplam tepkidir. Yani düşünceyi fiziksel süreçlere indirgemek için ortaya ölçülebilir tekil formül atmak gerekmez. Oysa sen düşünvce sana göre nedir dendiğinde insanın ideasını öte evrene aktarıp varlık bilimde anlamı olduğunu da öne süremezsin. Dolayısıyla da düşünce algı mekanizması gelişmiş organik yapının bellek gelişimi ve alet yapma becerisi geliştirerek taklit etme yeteneği kazanarak nesneleri kendi ihtiyaçlarına yönelik olarak uyarlama davranışlarının bütünüdür dendiğinde bunun fiziksel formülü nerede diye sorarsın. Bu saçmadır. Çünkü bilim herşeyi tek nitelikle açıklamaz. Güneşin davranışı da fiziksel süreçlere indirgenememiştir tam olarak, füzyon elde edilemez. Tokamaklarda mümkündür ama çok kısıtlıdır. Dolayısıyla yapay zeka da düşüncenin fiziksel süreçlere indirgenmiş halidir. Doğayı tam manasıyla çözememiş olmak materyalizmin metafiziğe kaydığını ya da bilimin materyalizmi reddettiği şeklinde açıklanamaz. Sadece bilinemeyenler çoktur. Ancak bilinemeyeni bilir kabul etmek ise safsata olup varoluşa tekil ya da aynı manada tümel in bileşik algılanışı yolu ile tek noktadan varsayımlarla bakmak hiç birşey ifade etmez. Bilmem anlatabildim mi. Sanmıyorum anlamamışındır. Yine bıy bıy skolastik terimler sözlüğü tribi atarak düzeltmeler yapacaksın aklınca çünkü daha fazlasını yapabilecek nesnel perspektife sahip değilsin. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
1. Sen bilirsin canım. Materyalizm felsefenin ontolojik sahasında bulunur. Orada varlık tanımı ne ise (yani neye iman ediyorsan) onu getir koy. Ama sakın sınanabilirliği varlık için yeterli koşul olarak varsaymaya kalkışma.

İman da nedir? Ben buna inanıyorum bence vardır? Öznel idealizm yani olmayan bir şeyi var kılmak ve inanarak kutsal yalandan soyut put inşa etmek. Sınanabilirliği koymamı istemezsin tabi seni papaz seni. Çünkü sınanmaya başladığı an mantık puf u içinde uçup gidecektir. Kendi önkoşulunu doğrulanıp doğrulanmama ölçütünden kaçmak ve dokunulmaz kılan her türlü önerme safsatadır yalanın önkabulüdür. Çünkü sınabilir olanı yanlışlasan bile kendiliğinden doğruluğu ortaya çıktığı halde yalan ve safsatayı korumanın tek yolu onu dokunulmaz ulaşılmaz bilinmez kılmaktır. Sınanamaz varlıklar kategorisi diye bir kategori mevcut değildir insan uydurmasıdır.

2. Varlıkların tümü...

Hiçbiri hakkında bir fikrinin olmadığını iddia ettiğin sonsuz sayıda bilinmez sınanmaz varlık olabilir. Dolayısıyla varlıkların tümü demek ile birşey söylemiş olmazsın. Çünkü bilmediğin şeyler hakkında önermede bulunuyorsun safsatadır o yüzden.

3. "Tümdengelimsel genelleme" nedir bilmiyorum?! Bkz. "deductive generalization"/Google

Materyalizme metafizik yöntemle atfettiğin "Evrendeki herşey maddi temellidir" gibi. Buna tümdengelimsel genelleme denir. Hiç bir bilim evreni tümel veya tekil varsayımsal soyut tözler üzerinden açıklamaz. Herşey şudur budur şeklinde sadece metafizik önermeler yapılabilir ve kanıtı olamayacağı için de doğa ötesi olur. Böylece bilinene de bilinmeyene de doğa ötesi bir sınır çizgisi ççekilerek tümel ya da tekil öncülden tümdengelimsel bir genelleme yapılmış olur. Hiç bir gerçekliği yoktur varsayımsal,fantastik,anthropomorphic,mitolojik önermedir. Kabul edildiği sürece varsayılıp sınandığı an puf olur. O nedenle sınamak yasaktır, kabul gerçek sanılır oysa sadece özneldir. Fazla fundamentalistsin biraz da düşünmeyi dene herşey google da aranmaz :)

4. Nedenlendirsene o önermeyi... Neden öyledir? Varlık nedeni nedir? Bununla ilgili her hangi bir model ileri sürdüğümüzde, ne tür öngörüler türetilebilir? Bunları formel olarak gösterebilirmisin?

Kendin yap. Çünkü varlıkbilimsel soyut modeller üzerinden evren öncesi yoktur. Zamandan önce diye bir soru iç çelişkidir. Ereksel açıklamalar indsan yaşamı için olup evrene neden yüklemek önce sonnra sebep sonuç uydurmak bilimsel bakış açısı değil herşeyi kendisi zanneden insan biçimci ve insan merkezli düşünememe hastalığıdır. Determinizm yasaları evrende mutlak geçerlilikk içermezler zamanın nedenini sorabilecek bir karşıt bulunmaz. Çünkü uzay-zamanın ve varoluşunu kutuya kapatıp sebep olarak uydurulacak her soyut düşünce iç çelişki üreterek evreni insan tasarımı halinde hayal edecektir. Bunun adının varlık tanrı olup olmamasının da önemi yoktur sadece ölümsüz insan hayaletidir. Evren neden varoldu diye sorulmaz çünkü öncüle sahip değildir,saçmadır bu. Zamandan önce ne vardı gibi. Önce sonra hareket ve tüm bahsedilen işlevler evrenin sonucudur. Dolayısıyla sorunun cevabı neden sonuç ilişkileri de kendi içindedir ötesi ve öncül nedeni ortaya atılamaz. Bu kadar basit bir şeyi anlamayana da ne denir bilinmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Chaos,

Kusura bakma ama karşıma geçipte "olgu, bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir" diyene bir şey anlatamam. Dediklerinin bir çoğu hala yanlış, ne demek istediğimi, neye itiraz ettiğimi bile anlayamadığını düşünüyorum.

Ayrıca zihinsel süreçlerin doğa-üstü olduğunu savladığımı söylemişsin, iftira atmışsın. O iletimi bul çıkar, yoksa yalancı olarak hatırlayacağım seni.

Rexino beyhûde uğraşıyorsun:-)

Sanırım "Materyalizmin metafizik olmadığını, bilimsel olduğunu sanan arkadaşların psikolojik altyapıları ile ilgili" diye bir başlık açmak gerek. :-)

tarihinde Rexino tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Materialism, put broadly, affirms that all phenomena are physical. Questions about materialism, or “physicalism,” currently guide work in various areas of philosophy: for example, metaphysics, philosophy of mind, philosophy of language, and theory of value.

Put bluntly, the view is just this: Everything that actually exists is material, or physical.

Understood as a general position about what exists, materialism is an ontological, or a metaphysical, view. Characterized thus, it is not just an epistemological view about how we know, or just a semantic view about the meaning of terms. What, however, is the exact meaning of “material,” or “physical”? In the absence of an answer to this question, materialism will be an obscure ontological view. It will then be difficult, if not impossible, to confirm or to disconfirm materialism.

Paul K. Moser, J.D. Trout - Contemporary Materialism (2005)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Chaos,

Kusura bakma ama karşıma geçipte "olgu, bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir" diyene bir şey anlatamam. Dediklerinin bir çoğu hala yanlış, ne demek istediğimi, neye itiraz ettiğimi bile anlayamadığını düşünüyorum.

Ayrıca zihinsel süreçlerin doğa-üstü olduğunu savladığımı söylemişsin, iftira atmışsın. O iletimi bul çıkar, yoksa yalancı olarak hatırlayacağım seni.

Sanırım "Materyalizmin metafizik olmadığını, bilimsel olduğunu sanan arkadaşların psikolojik altyapıları ile ilgili" diye bir başlık açmak gerek. :-)

Tabi ya olgu senin metafiziksel zihninin ürettiği, metafizik şeydir, evrende sonus'un zihninde yarattığı.

Oh körler sağırlar birbirini ağırlar.

Sonus şu natüralizm üzerine ahkamlarınıza son verdiniz galiba. Bence de iyi olmuş. Allah devamını getirsin.

Selam ve dua ile.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...