Jump to content

Tanrının Varolma Olasılığı


Recommended Posts

selam b.t.şahıs...

izin verirseniz bu noktada bir sorum olacak!

inanç bir rahatsızlıksa inançtan kaynaklanan tüm veri tabanını inançtan alarak anti söylemi geliştiren anti inanç bir rahatsızlıkmıdır?

Bu yukarida belirtilen, seyin self contradiction temelli monizmidir. Eger bu monizmi bulup ta, karsitlari ile birlikte gozlemleyebilir ve disina cikabilir ve karsitlarin her bir monizmini notr algilarsan sorun cozulur.

Cunku inancin karsitlari inanmak ve inanmamaktir. Her ikisi de inancdisi degildir, inanc ile ilgili bir tarafta yer almak ve diger tarafa karsit olmaktir.

Iste bu dogal zihniyetin sorunudur ve aklin siniridir. Bunu asacak olan da bu ikili ve karsit karakterli uclemin disina cikabilecek olan, serbest dusuncedir.

Bunu saglamak ta, herbeynin kendi aklinin sinirlarini sorgulamasi ve bu sinirlarin bir sorun oldugunu algilamasi, bilince cikarmasi ve farkina varmasi temelindedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 312
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Burada nonteistler tartıştığına, teistlerle tartışılmadığına göre teizmin tanrısından söz etmiyoruz elbette.

O yüzden yanıt olarak verilen yanlış tanımlamalar yanıltıcı olmasın.

Tanrıyı, evrenin ve varlıkların oluşumunun nedeni olan ilk varlık olarak düşünelim.

Pante

İlk mesajdaki ifadelerin çok net olmasına rağmen, gördüğün gibi, ha bire laf kalabalığına boğuluyor asıl konu. Sürekli ekseninden kaydırılıyor konu.

Alıntıladığım şekildeki ifaden gibi, tek tek, cümle cümle veya soru cevap şeklinde gitmelisin bence, ancak belki o zaman -zayıf da olsa bir ihtimal- sustukları noktayı görebilirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doğrudur ama burda şu soru ortaya çıkar:

Bilinç seviyeniz nedir?

Sizin bilinç seviyenizle gerçek arasında bir bağ olduğu ne belli?

Tarihsel evrim sureci icinde insanoglunun beyin hacminin buyumesiyle ona kosut olarak gelisen dunyayi algilayis bicimindeki evrimsel gelisimler dunyayi ve evreni algilamada insanin bulanik,hayali bakis acisini terkederek, giderek daha mantikli,akla uygun cikarimlar yapmasini ve varolusu oldugu gibi gormesini saglamistir.

Bulanik bilincin yorumladigi evren ilk insana kendisi gibi bilincli ruhlarla dolu yari hayali bir evren gibi gorunmustu. İnsanoglu bu donemde tum canli dogaya karsi kendi portakal beyni cercevesinde bakmis kendi zihninde sizofrence yorumladigi bir doga kurgusu olusturmustu. Bu hayali kurgular onu bugun din adini verdigimiz ilk pratiklere goturmustur. Daha sonra feodal donemlerde sistemlestirilen ve egemenlerin gudumune verilen din olgusu, modern caglara geldikce giderek daha cok bilinclenen,degerlendirme olgusu gelisen,okuyan, dusunen ve zihnini gelistiren insanca geride birakilmaya mahkum edildi. İcinde bulundugumuz modern yasamlar boyunca bilimsel dusunusle,mantiksal yasayisla ve giderek din yerine aklin egemenliginin kurulmasiyla din olgusu insanlar icin kendi sizofrenik yatagindan degerlendirilmis ve olume mahkum edilmeye baslanmistir. İste benim bilinc seviyem bunlari kavrayabilecek seviyede.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili evrensel-insan...

bu noktada izin verirseniz bir sorum olacak!

hayatta hemen her şey etki tepki üzerine bina edildiyse aklımızı tanrı kavramı ile buluşturan etkene tanrı diyebilirmiyiz?

yukarıdaki ifadeniz zihnimde çok farklı pencereler açtı ve bu pencerelerden çok detaylı ve farklı sorular tasarladım...

lakin soruları bir mantık çizgisi üzerinden sunamıyorum af edin..."MD"

Rica ederim. Her seyden once kavram baskadir,ifade baskadir. Tanri bir kavramdir ve varlik ve inanc temelinde ifade edilir. Bu da ifadenin karsitlarinin monizmi olan ve biribirine zit olan varliksal var/yok ve inancsal inanis/inanmayistir.

Evet, tanri aklin bir urunu oldugundan aklin yarattigi bu kavrami yine akil inandigi bir dogru ile bulusturur. Bu dogru da genelde akila goruntu veren bir fenomendir. Eger yaratilan bir kavram akil yolu ile ozdeslesecegi, yani bulusacagi fenomeni bulamazsa iste o zaman o kavrami ifade olarak yoklar.

Onemli olan yaratilan kavram ile boyle bir bag kurmamak ve bu kavramin disinda kalarak kavrami gozlemlemektir. Cunku bag ister olumlu ister olumsuz olsun, bu KAVRAM BAGIMLILIGIDIR ve kavram disi bir gozlemi ortaya koyamaz,ayrica kavrami da iliskiyi kuran acisindan ortaya koyamaz. Cunku bag KAVRAM SABITLIGINDE ifade karsitliklarindan biri olarak ve digerine karsit olarak kurulur.

Eger akil bu konuda kararsiz ise iste o zaman bu baglardan birini degil; kavramin bilinmezligini ortaya atar. Cunku akli, bu kavrami ozdeslestirecek bir bag kuramamakta ama ozdeslestirebilecegini de baki kilmaktadir. Iste agnostisizm de budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hastalığı bilen, hastayı bilen, onu ve hastalığını tarafsız bir gözlemci olarak görebilen, hastaya ve hastalığa karşı önlemler alarak bir plan dahilinde bunla mücadele eden doktor deliyle deli mi olmaktadır?

SELAM B.T.Şahıs...

öncelikle ben tarafsız olmadığınız kanaatimdeyim...

sorunuza gelince deliliğin tüm evrelerini tespit edilmiş veri tabanı ile bilen ve bu evrelere göre anti evre geliştiren bir anlamda anti deli olan dr'ler deli bireye göre anti deli olduğudan görece farkı ile delidir!

bu bağlamda sorumu yinelemek zorundayım!

patalojik olarak incelenmesi gereken inanç rahatsızlığının tüm veri tabanını kullanarak anti söylem geliştiren anti inanç kavramsal ve patalojik olarak incelenmesi gereken bir rahatsızlıkmıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pante

İlk mesajdaki ifadelerin çok net olmasına rağmen, gördüğün gibi, ha bire laf kalabalığına boğuluyor asıl konu. Sürekli ekseninden kaydırılıyor konu.

Alıntıladığım şekildeki ifaden gibi, tek tek, cümle cümle veya soru cevap şeklinde gitmelisin bence, ancak belki o zaman -zayıf da olsa bir ihtimal- sustukları noktayı görebilirler.

Esron, dediğin gibi de yapsam netice değişmeyecek ve laf kalabalığına boğulacaktır.

Çünkü buna verilebilecek bir yanıt olsaydı onu sen-ben de bilirdik zaten.

Sonucu ya da verilebilecek yanıtları merak ettiğimizden değil, veremeyeceklerini bildiğimizden bu başlığı açtık.

Ve nonteistleri, strong ateistlerin dışındaki tüm ateistleri bile özürlü gören bir zihniyetin aslında kendisinin özürlü olduğunu göstermekti niyetim.

Görüldüğü gibi bu da net olarak ortada.

Hala bir açıklama yapabileceği düşüncesinde olanlar ve nonteistleri özürlü görmekte ısrarcı olanlar varsa ve açıklama getirememelerinin nedenini tanrı tanımına bağlıyorlarsa tekrar yazayım:

Tanrıyı, evrenin ve varlıkların oluşumunun nedeni olan ilk varlık olarak düşündüğümüz takdirde; bu nitelikte bir tanrının varolma olasılığının sıfır olduğunu nasıl açıklarsınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu bağlamda sorumu yinelemek zorundayım!

patalojik olarak incelenmesi gereken inanç rahatsızlığının tüm veri tabanını kullanarak anti söylem geliştiren anti inanç kavramsal ve patalojik olarak incelenmesi gereken bir rahatsızlıkmıdır?

Anti-inanç ya da buradaki anlamıyla ateizm, varlığını teizmin veri tabanına borçlu değildir.

Yanlış bir önkabulle yola çıktığın için tartışmayı çıkmaza sokuyorsun.

Teizmin veri tabanı da neymiş?

Efsaneler ve masallar, mistik hezeyanlar.

Ateizm bunlardan mı besleniyor?

Geçiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anti-inanç ya da buradaki anlamıyla ateizm, varlığını teizmin veri tabanına borçlu değildir.

Yanlış bir önkabulle yola çıktığın için tartışmayı çıkmaza sokuyorsun.

Teizmin veri tabanı da neymiş?

Efsaneler ve masallar, mistik hezeyanlar.

Ateizm bunlardan mı besleniyor?

Geçiniz.

Ateizmin veri tabani nedir? Neden ateizm vardir, varligini neye borcludur?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rica ederim. Her seyden once kavram baskadir,ifade baskadir. Tanri bir kavramdir ve varlik ve inanc temelinde ifade edilir. Bu da ifadenin karsitlarinin monizmi olan ve biribirine zit olan varliksal var/yok ve inancsal inanis/inanmayistir.

Evet, tanri aklin bir urunu oldugundan aklin yarattigi bu kavrami yine akil inandigi bir dogru ile bulusturur. Bu dogru da genelde akila goruntu veren bir fenomendir. Eger yaratilan bir kavram akil yolu ile ozdeslesecegi, yani bulusacagi fenomeni bulamazsa iste o zaman o kavrami ifade olarak yoklar.

Onemli olan yaratilan kavram ile boyle bir bag kurmamak ve bu kavramin disinda kalarak kavrami gozlemlemektir. Cunku bag ister olumlu ister olumsuz olsun, bu KAVRAM BAGIMLILIGIDIR ve kavram disi bir gozlemi ortaya koyamaz,ayrica kavrami da iliskiyi kuran acisindan ortaya koyamaz. Cunku bag KAVRAM SABITLIGINDE ifade karsitliklarindan biri olarak ve digerine karsit olarak kurulur.

Eger akil bu konuda kararsiz ise iste o zaman bu baglardan birini degil; kavramin bilinmezligini ortaya atar. Cunku akli, bu kavrami ozdeslestirecek bir bag kuramamakta ama ozdeslestirebilecegini de baki kilmaktadir. Iste agnostisizm de budur.

ilginiz için teşekkürler sevgili evrensel-insan...

"alıntı: evrensel-insan Onemli olan yaratilan kavram ile boyle bir bag kurmamak ve bu kavramin disinda kalarak kavrami gozlemlemektir. Cunku bag ister olumlu ister olumsuz olsun, bu KAVRAM BAGIMLILIGIDIR ve kavram disi bir gozlemi ortaya koyamaz,ayrica kavrami da iliskiyi kuran acisindan ortaya koyamaz. Cunku bag KAVRAM SABITLIGINDE ifade karsitliklarindan biri olarak ve digerine karsit olarak kurulur."

sevgili ateist bakışın yanıldığı noktayı bu paragrafta açıklamışsınız!

tekrar teşekkürler..."MD"

Link to post
Sitelerde Paylaş

SELAM B.T.Şahıs...

öncelikle ben tarafsız olmadığınız kanaatimdeyim...

sorunuza gelince deliliğin tüm evrelerini tespit edilmiş veri tabanı ile bilen ve bu evrelere göre anti evre geliştiren bir anlamda anti deli olan dr'ler deli bireye göre anti deli olduğudan görece farkı ile delidir!

Bu yanlış.

İki tane geçerli konum olamaz.

Tek geçerli konum vardır.

Tek koordinat vardır.

Güneşin etrafındaki tüm gerçekliği onu ters yüz ederek güneşin içine alamazsın.

Göreceliliği manüple ediyorsun.

Onu açıkça söyleyeyim ilk önce.

bu bağlamda sorumu yinelemek zorundayım!

patalojik olarak incelenmesi gereken inanç rahatsızlığının tüm veri tabanını kullanarak anti söylem geliştiren anti inanç kavramsal ve patalojik olarak incelenmesi gereken bir rahatsızlıkmıdır?

Veri değildir onlar.

İnanç rahatsızlığındaki tüm öğeler hayal ürünüdür.

Hatta bir mesaja inanan biriyseniz bile mesajın doğruluğuna ilişkin kesin VERİ üzerine HAYAL ÜRÜNÜ eklersiniz.

Hayal ürününü, BU BİR HAYAL ÜRÜNÜDÜR diye nitelemek ne onu baz almaktır, ne HAYAL İLE anti HAYAL ÜRÜNÜ oluşturmaktır ne de bir rahatsızlıktır.

tarihinde Birinci Tekil Şahis tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrıyı, evrenin ve varlıkların oluşumunun nedeni olan ilk varlık olarak düşündüğümüz takdirde; bu nitelikte bir tanrının varolma olasılığının sıfır olduğunu nasıl açıklarsınız?

Şimdi sen buna tanım mı diyorsun yani :)

Tanımladığın şeyin ne olduğu bile belli değil?

Maddi mi tinsel mi?

Ve neden herşeyin bir nedeni olması gereksin?

Zamanın bir ilk noktadan başladığına kanıtın nedir?

Vs vs sorular çoğaltılabilir ama laf kalabalığına boğulacağını bildiğim için burada kesiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anti-inanç ya da buradaki anlamıyla ateizm, varlığını teizmin veri tabanına borçlu değildir.

Yanlış bir önkabulle yola çıktığın için tartışmayı çıkmaza sokuyorsun.

Teizmin veri tabanı da neymiş?

Efsaneler ve masallar, mistik hezeyanlar.

Ateizm bunlardan mı besleniyor?

Geçiniz.

SELAM sevgili nesimi...

teizm etki a-teizm ise tepkidir değilmi!

a-teizmi tepkisel noktada besleyen etkisel kaynakları aktarırmısınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

SELAM sevgili nesimi...

teizm etki a-teizm ise tepkidir değilmi!

a-teizmi tepkisel noktada besleyen etkisel kaynakları aktarırmısınız?

Tepkidir elbette.

Bir zırvalar yumağına teslim olan insanlığın kendi eliyle cennet içinde cehennemi yaşamasına karşı her onurlu insanın duyduğu tepkidir bu!

Bu insan aklının isyanıdır!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada nonteistler tartıştığına, teistlerle tartışılmadığına göre teizmin tanrısından söz etmiyoruz elbette.

O yüzden yanıt olarak verilen yanlış tanımlamalar yanıltıcı olmasın.

Tanrıyı, evrenin ve varlıkların oluşumunun nedeni olan ilk varlık olarak düşünelim.

Evet ben de o varligi merak ediyorum. Ama beni yaratan olarak da dusunmuyorum.

Siz anlatmak istediginiz seyi yeterince desifre edemiyorsunuz sanirim...

Birseyden olustugumuz kacinilmaz; ama bu seyin adi nedir siz once bunu bize bir sunun.

Burada neyin arayisi icindeyiz? Kaldi ki her Ateist in dusuncesi bu.

Bir Tanri arayisi icinde degilsek, bu seyi madde olarak adlandirmamiz yetmiyor mu?

Yoksa maddelerden bir araya gelmis devasa bir madde butunlugu olarak mi dusundugunuz sey?

Acikca bize anlatiniz. Yoksa yanlis anlasilmalara sebep veriyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sana bir yanit vereyim ve sen onun uzerine dusun.

Ateizm, tanrinin varligi ve tantiya inanc ikilemlerini iceren teolojik ve akilci bir antitezdir.

Antitez olabilmesi icin, bir tez olabilmesi ve bir hipotez olabilmesi gerekir. Antitez, bir hipotezin (tanrinin varligi ve tanriya inanc) tezini algilamis, bilincine varmis ve onun sorununu, rahatsizliginin ve zararinin farkina vararak, hipotezin tezine karsilik ortaya konandir ve TEZI ICERMESI GEREKIR. TEZ,M ANTITEZI ICERMEZ. HIPOTEZ ISE HER IKISINI DE ICERIR.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tepkidir elbette.

Bir zırvalar yumağına teslim olan insanlığın kendi eliyle cennet içinde cehennemi yaşamasına karşı her onurlu insanın duyduğu tepkidir bu!

Bu insan aklının isyanıdır!

selam nesimi...

bahsettiğiniz "bir zırvalar yumağı" teizmdir değilmi?

bu "zırvalar" bir veri tabanı oluşturmuş ve anti muhatap olarak a-teizm (anti "zırvalar") üretilmiştir!"MD"

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimdir!

Akıldır!

Mantıktır!

Nesnel Gerçekliktir!

Bunlar neden degil, sonuctur. Ateizmin veri tabaninin nedenini ben acikladim. Neden olmadan sonuc ta olmaz. Reason neden-sonuc iliskisidir ve sorgulamadir. Ateizm, teizmin sorgulanmasi sonucu ortaya cikmistir. Teizm sorgulanmadan ateizm olmaz. Teizmin sorgulanabilmesi de, teizmden rahatsizlik duyan, zarar goren ve onu sorun olarak algilayan aklin, ona karsi cikisidir. Ama, bu HIPOTEZIN SORUNUNDAN AKLI KURTARMAZ. CUNKU AKIL HIPOTEZIN DISINA CIKAMAZ. Aklin sinirini asacak olan zeke, zihniyet ve dusuncenin akil siniri disi algiya acilmasi ve aklin siniriyla algilamadan kurtulmasidir. Iste bu serbest dusuncedir.

Freethought is a philosophical viewpoint that holds that opinions should be formed on the basis of science, logic, and reason, and should not be influenced by authority, tradition, or other dogmas.[1] The cognitive application of freethought is known as 'freethinking,' and practitioners of freethought are known as 'freethinkers.'[2]-Alinti-

http://en.wikipedia.org/wiki/Freethought

Akil, sinir olarak otoritenin, gelenegin, ve diger dogmalarin disina cikamaz, sadece olanlarina karsi gelir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi sen buna tanım mı diyorsun yani :)

Tanımladığın şeyin ne olduğu bile belli değil?

Maddi mi tinsel mi?

Ve neden herşeyin bir nedeni olması gereksin?

Zamanın bir ilk noktadan başladığına kanıtın nedir?

Vs vs sorular çoğaltılabilir ama laf kalabalığına boğulacağını bildiğim için burada kesiyorum.

Nesimi, boğuntuya getirmekte ısrarcısın ve saçma sorulara devam etmektesin.

Panteizmin tanrısının maddi olduğunu bilmiyorsan, panteizmin metafizik uydurmalara sahip olmadığını bilmiyorsan; hiç çabalama, bu eksikliklerle senin bir açıklama getirmen olanaksız.

Zaten panteizmin tanrısının olma olasılığının sıfır olduğunu kanıtlayabilme olasılığı sıfırdır.

Öyle olsa doğruluk olasılığı sıfır olan bir akıma dahil görünüp de neden kendimi zor duruma düşüreyim?! :)

Herşeyin neden bir ilk nedeni olmayabileceği ve zamanın bir ilk noktadan başlayamayabileceği konuları da senin kanıtlaman gereken konular ki olasılık sıfır olabilsin.

Çünkü sıfır olasılık iddiasında olan sizsiniz.

Bizimkisi sadece bir inanç.

İnanç, bilinmeyen içindir.

Örneğin paralel evrenlere kimisi inanır, kimisi inanmaz.

İnananlara "paralel evrenlerin olma olasılığı sıfırdır" iddiasında bulunuyorsan bunu kanıtlamak da sana düşer.

Siz bırakın bilinmeyeni, bilinemez olan hakkında bile yargıda bulunmaktasınız.

"Olma olasılığı olsa bile, olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. O nedenle tanrı inancını reddediyorum" demek varken bu tür absürd yargılarda bulunan neticede böyle tökezler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

öncelikle Panteye son derece önemli bir noktaya temas ettiği için teşekkür etmek istiyorum.

Pante'nin sabırlı ısrarlarına rağmen karşısında bir türlü yanıt vermeye cesaret edemeyen, bırakın yanıt vermeyi ona yaklaşmayı bile başaramayan ve bunu itiraf etme erdemini göstermek yerine içi boş kelime oyunlarıyla bir şeyler bildiği izlenimi vererek gizemli bir adam profili ortaya koyup ortamın sakinleşmesini beklemeye çalışan zavallının teki var.

soru zor. çözemeyince soru hatalı demek de lise sıraları dışında pek işe yaramıyor.

bilmem kaçıncı tekil şahısa bir kez de ben sormak istiyorum.

bir bebeği uzayın herhangi başka bir gezegenine gönderelim. hiç kimsenin olmadığı. varsayalım kendi kendine büyüdü ve 20 yaşına kadar geldi.

etrafında hiç kimse olmadığı için ne din ne peygamber ve tanrı ne de ona benzer hiç bir saçmalıktan haberi ve bilgisi yok.

sonra bizler buradan kalkıp ulan öldü mü kaldı mı bi bakalım diyerek ziyaretine gittik.

oraya ulaşınca aramızdaki öküzlerden biri daha selam bile vermeden kardeş sence bu gezegeni ve seni yaratan biri var mı diye sordu.(bu soruyu değişik şekilde de sorabilirsiniz)

çocuk düşünmeye başladı. evet yada hayır.

ŞİMDİ SORUYORUM.

evet yada hayır demeden önce çocuk aklından neler geçirmiş olacaktır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...