Jump to content

peygamberimizin Zeynep binti Cahş (r) ile evliliği


Recommended Posts

. Zeynep binti Cahş ®:

Allah Resulü’nün halasının kızıdır. Gayet asil, ince ruhlu ve iç derinliğine sahip bir hanımdı. Yakın akrabası olması hasebiyle Hz. Peygamber’in çok iyi bildiği ve tanıdığı birisi idi. Evlilik çağı gelince de onu, evlatlığı Zeyd’e istemişti. Onun ailesi ilk önceleri böyle bir teklif karşısında biraz tereddüt gösterince, bunun üzerine şu âyet nâzil olmuştur: "Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman, gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için, o işlerinde başka bir tercih hakkı yoktur. Her kim de Allah ve Resulü’ne karşı gelirse, açık bir sapıklık etmiş olur." (33, Ahzâb:36).

Neticede hem ailesi, hem de kendisi teklifi kabul etmişlerdir. Onlar kızlarını Resulullah’a vermek istiyorlardı. İstenen kişi başkası olunca, başlangıçta haklı olarak bir tereddüde kapıldılar. Daha sonra da Zeyd’le nikahları kıyılmış oldu. Ancak bu evlilik kısa sürmüş, sonunda boşanmak mecburiyetinde kalmışlardır.

Resulullah’ın bununla olan evliliği, bir kısım kimseler tarafından serrişte edilmiş, hakkında ileri geri konuşulmuştur. Tabii bunu yapanlar bir kısım münafık veya inançsız kimselerdir.

Kur’ân-ı Kerîm bu evlilikle alâkalı şu malûmatı vermektedir: "Allah’ın nimet verdiği, senin de nimetlendirdiğin kimseye: ‘Eşini bırakma, Allah’tan sakın’, diyor, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun; oysa asıl kendisinden korkulması gereken Allah’tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince, Biz, onu sana nikahladık ki, (bundan böyle) evlatlıkları, hanımlarıyla ilişkilerini kestikleri zaman, o kadınlarla evlenmek hususunda müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir." (33, Ahzâb:37).

Allah’ın kendisine İslâm nimetini verdiği ve Hz. Peygamber’in âzad ederek hürriyetine

kavuşturmak suretiyle lütufta bulunduğu kimse, Zeyd’dir ®. Burada bunun, bu niteliklerle nitelenmesi, nimetin değer ve şükrünü bilecek güzel niteliklere sahip olduğunu tescil ile, gönüldekini kendisine olduğu gibi söylemek için çekinecek bir taraf olmadığına bir dikkat çekmektir. Yani senin, böyle senden nimet görmüş bir kimseye karşı çekinmene hiçbir sebep yokken diyordun ki: "Eşini bırakma, kendi yanında tut." Yani Zeyneb’i boşama.

Yukarıda da bir nebze değindiğimiz gibi Zeynep ®, asil bir aileye mensup, soylu ve gayet ince ruhlu bir kadındı. Zeyd’i kölelikten azad edilmiş olduğundan dolayı kendine denk sayamamış, ona varmak istememişti. Bu evliliğe yalnızca Allah Resulü istediği için ‘evet’ demişti. Ancak Zeyd’e bir türlü kalbi ısınmamış, devamlı bir huzursuzluk içerisindeydi. Zaman zaman da Zeyd’e ® karşı kendi üstünlüğünü söylemekten geri durmuyordu. Gerçekten her iki taraf da böyle bir evlilikten mutlu görünmüyorlardı. Durum Resûlullah’a intikal ettiriliyor, ancak o hep sabır tavsiye edip, ayrılmalarını istemiyordu. Ve ona şu tavsiyeyi yapıyordu: "Hanımını yanında tut ve Allah’tan kork." Yani kadını boşamanın, önemsiz bir mesele olmadığını, Allah katında sorumluluk getiren bir iş olduğunu düşün. Çünkü "Allah katında helallerin en çirkini, boşamadır."

Ayetin devamında: "Allah’ın açığavuracağı şeyi içinde gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah, kendisinden korkmana daha çok lâyıktır."

Allah Resûlü, Cenâb-ı Hakk’ın bildirmesiyle, bir gün Zeyneb ®’in kendi hanımı olacağını biliyordu. Ancak bunu, açıklama emri olmadığı için gizliyordu. Yoksa böyle açık bir emir olsaydı, onu uygulama ve bu emre uymada asla tereddüt göstermez, onu tehir etmeyi aklından dahi geçirmezdi. Sonuç ne olursa olsun onu açıklardı. Fakat Resûlullah içinde hissettiği bir ilhamla karşı karşıya idi. Onu açığa vurmak ve insanlara bildirmek istemiyordu. Bu durum, Allah’ın bu işi açığa vurmasına kadar devam etti.

Bu durumu açıklamak Resûlullah’a o kadar zor gelmişti ki, bununla ilgili olarak Hz. işe validemizin şu sözü nakledilmektedir: "Eğer Allah Resulü kendisine gelen vahiyden bir şey gizleseydi, işte bu evlilikle ilgili olan âyeti gizlerdi."

Böyle bir durum da, peygamberliğin ağır yüklerinden biri oluyordu. Ancak Resulullah, diğer vazifeleri yanında bunu da yüklenmiş ve böyle bir durumu asla hoş karşılamayan, o günkü topluma karşı çıkmış, tevhid akidesini haykırmaktan, putları yermekten ve atalarının hatalarını söylemekten çekinmeyen Hz. Peygamber, bu konuda kavmiyle karşılaşmakta tereddüt göstermişti.

Konuyla ilgili tereddüdünün kaynağı ictihadîdir. Ve bizim inancımıza göre Peygamberimiz’in bu tereddüdü bu olayın Müslüman çevrelerde ve Araplar içinde ne denli büyük yankılar yapacağını, etkisinin nereye kadar varacağını düşünmesinden kaynaklanmıştır. Allah Resulü, bu tereddüdünde ısrar etmemiş, kısa bir zamanda bu tereddütleri yenmiş ve vahyin gereğini yerine getirmiştir. Ayetlerde gelen İlâhî ikaz, sadece içtihâdî olarak düştüğü bu tereddüt anı ile ilgilidir. Kişisel bir psikolojinin etkisidir. Ve bu tür bir tereddüt, Allah’ın ilminde ve ölçüsünde daha iyi olmanın karşısında yer alır. (Yani, İlâhî kriterlere göre Peygamber (sav), bu tereddüdü göstermemeliydi. Ayetlerden aldığı işaretle harekete geçmeliydi.)

Evet Zeynep’le evlenme çok ağır gelmişti. Ancak bunu reddetmek mümkün değildi. Çünkü bu evliliğin nikahı, bizzat Yüce Yaratıcı tarafından kıyılmış, buna melekler de şahitlik yapmışlardı.

Ancak hemen belirtelim ki, bazı müfessirler tefsirlerinde akıl-nakil itibariyle sağlam olmayan, uydurma bir rivayet söylemişler, bazı kimseler de bu rivayetlere sarılarak ileri-geri bir takım uygunsuz sözler sarf etmişlerdir. Güya Resulullah (sav) Zeyneb ®’i Zeyd’e nikahladıktan bir zaman sonra onların evine gitmiş, tesadüfen gözü ona ilişmiş, birdenbire güzelliği gönlünde yer etmiş de "Gönülleri çeviren Allah’ı tesbih ederim." demiş. Zeynep de bunu işitmiş ve Zeyd’e söylemiş. Zeyd de bu durum karşısında Resulullah’a gelerek hanımını boşamayı istemiştir. Bu nakillerin aslının olmadığını yazımızın ikinci kısmında inceleyeceğiz

http://www.yeniumit.com.tr/yazdir.php?konu_id=160

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 94
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

şöyle bi baktım rivayetlerden bahsediyorsun.

hadislerin tamamını reddetmiştin en son.sadece kuran,o yüzden rivayetlerden destek alma.

belki zeynep hala değil,dayı kızıydı.sana bunu hadisler söylüyor çünkü.hepsini reddetmiştin işine geleni almaya devam ediyorsun.

yalnız kuranla bu işin içinden çıkılamayacağını da biliyorsun. :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu işe bak Allah Muhammed e Zeyneple evleneceğini önceden bildiriyor..

Ama Muhammed in açıklamaya yetkisi YOK.. Müslümanlar böyle kılıf bulmuşlar.

Sonra aynı Allah diyor ki.

"Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah, kendisinden korkmana daha çok lâyıktır."

Ne diyor ayet. Muhammed insanlardan çekindiği için içinde gizliyormuş. Yoksa bu yazıyı yazan ulemanın Allah izin vermemişti o yüzden gizliyordu demesinden değil. Ayet açık açık insanlardan çekindiği için gizliyordu demiyor mu? E o zaman bu Allah izin vermemişti ne alaka?

Allah neden böyle bir evlilik istesin ki? Bu evliliğin İslama faydası nedir? İslamiyet Muhammed in Zeyneple evlenmesinden ne kazanmıştır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Gerçek bir tanrı bu kadar eleştirilmeye açık bir nikaha izin vermemeliydi.

Allah neden böyle bir evlilik istesin ki? Bu evliliğin İslama faydası nedir? İslamiyet Muhammed in Zeyneple evlenmesinden ne kazanmıştır?

Kilit nokta bu zaten <_< Gelecekte bu kadar eleştirilecek ve birçok insanın dinden çıkmasına sebep olacak olan Aişe ve Zeynep olayına ve hatta tümden çok eşlilik olayına Allah karşı çıkmalıydı (varsa tabii) , ezeli ve ebedi ilmiyle ama nerdeeee...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu miroğlu , bu kadar safsata ve iğrençliğe nasıl inanıyorsun be kardeşim... :o

Nikaha melekler şahitlik yapmış mışmış... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evvettt

Müslülerin pek cok büyük bir bölümü,Kelledeki USU cöpe attigindan dogruyla eyrigi birbirinden ayiramazlar.Hatta,dogruyu eyri,eyrigide dogru görürler.

Cöllerde yasayan Araplarda bit tabir vardir,bu tabir bizim bazi bölgelerdede azda olsa söylenir.

Türk müslümanlarda akraba evliligide yapilir ama Araplasmis Türklerde olur bu evlilik daha ziyade.

Tabir biraz kaba ama ,tamda uymahda bizden ziyade Arap gardaslarimiza.

Ana bir,baci iki,gerisine cal .....ki derler.

Gercekten Balkanlardan dönen Türklerde,akraba evliligi pek görülmez.Aslinda Türk kültüründe akraba evliligi kesin yapilmazdi Arap sara marazina Türkler tutulmadan önce.Tipda Akraba evliliklerini yasaklamaktadir.

Fakat Fellah olmus Türkler,tip yalan söylüyor,agamiz evlendiya,öyle birsey olsaydi agamiz evlenirmiydi derler.

Bencede endogrusunu Cölde deve güdenler bülür.

Fakülteymis,Ünüversiteymis,okulmus,doktormus,ilacmis,bunlar hep kafir isi.

Endogrusunu Arap usagi bülebülür.

Magarada yat uykuya gör tüm gercekleri.

Ama her magada göremezsin gercekleri,bu magaralar yalniz El Saudide bulunur.

Inönüyü öldürmeye kafaya koyan Araplasmis bir Türk ,gece Istihareye yatar,derki Yarap ben yarin Inönüyü kursun yagmuruna tutacam,eyer müsaade ediyorsan beyaz göster,etmiyorsan kara.Adam girer yataga uykuya dalar.Birde ne görsün azgin bir beyaz essek IA,IA,IA deye üstüne dogru süratle geliyor,kacmasa ezecek adami.O korkuyla sicrar kalkar.Hah der,Allah bana beyaz gösterdi.Inönüyü vurmama izin veriyor.

Tabancayi kor beline,bakanliklarin yanina gider,Inönüyü görüncede basar tetige,emme bizim muslo tutturamazda hapisi boylar.

Derlerki Lazlarda,beyin olmaz.

Yanlis,beyin muslolarin cogunda yohdur.Lazlarin kafasi yalniz övleden sonra calisir.Oda adam olana yeter canim.

Araplasmis Türklerin

Beyin yerine Arap hurmasi duludur kelleleri:-))))))

El misiriyetül memleketiyyetül Garabiyyede ,mensur El ezher üniversitesinden Allame profun biri deyoki,Muhammedin diskisi bile KUTSALDIR.

Iste,adam yetistirirken,böyle adam yetistirecenki %100 müsülüman olabülsün.Yohsa nah müsülüman olursunuz.Yohsa bizim kimin,KAFIR OLUR CIHARSINIZ:-)))))

El memleketu yunadi ümmetül Arab.

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
Yukarıda da bir nebze değindiğimiz gibi Zeynep ®, asil bir aileye mensup, soylu ve gayet ince ruhlu bir kadındı. Zeyd?i kölelikten azad edilmiş olduğundan dolayı kendine denk sayamamış, ona varmak istememişti. Bu evliliğe yalnızca Allah Resulü istediği için â??evet? demişti. Ancak Zeyd?e bir türlü kalbi ısınmamış, devamlı bir huzursuzluk içerisindeydi. Zaman zaman da Zeyd?e ® karşı kendi üstünlüğünü söylemekten geri durmuyordu.

Özellikle sırf bu ahlak dışı ilişkiyi aklamak için müslümanların söylediği şu yalan çok sinirime dokunuyor.Zeyd köleymişde o yüzden Zaynep onu hakir görmüşmüş.

Bunun doğrusunu anlamak için Zeyd'in kim olduğuna bakmamız gerekiyor.Zeyd köle olarak doğmuş biri değildi.Annesiyle birlikte akraba ziyaretinde bulunduğu sırada yapılan bir baskında kaçırılır ve köle olarak satılır.Bu şansız olay o dönem arap yarımadasında yaşayan en asil insanların bile başına gelebilirdi.Bu şekilde köleleştirilmiş birini hakir görmek kadar akıl dışı bir hareket olmaz ki onun dışında Zeyd şanslı olduğundan hiçbir zaman köle muameleside görmemiştir.

Daha sonra Hatice'nin yiğeni tarafından satın alınır.Birgün Hatice yiğeninin ziyarete gittiğide ona dilediği köleyi hediye edeceğini söyler ve Hatice Zeyd'i seçer.Daha sonra onu Muhammed'e hediye eder.Muhtemelen Zeyd güzel ve sevimli bir çocuktu,bu sayede kendisini hemen sevdirdi.

Bu esnada Zeyd'in öz babası olan Yemenli Haris oğlunun yasını tutmakta ve her kervana oğlunu aramaları için tembih etmektedir.

Bir gün Kelb kabilesine mensup bazı insanlar, hac için Mekke'ye geldiklerinde Zeyd'i görüp tanırlar ve babasına haber verirler.Babası ve amcası yanlarına fidye alıp Mekke'ye gelir ve Muhammed'in kapısını çalar.Gerekenden daha fazla fidye tekif ederek Zeyd'i geri almak isterler ama Zeyd Muhammed'in yanından ayrılmak istemez,çünkü kendisine bu zengin kadının evinde çok iyi davranılmaktadır.Bunun üzerine Muhammed Zeyd'i adet olduğu üzere kabeye götürür ve evlat edindiğini açıklar.Bu günden sonra ahzap suresi olayı yaşanana kadar Zeyd bin Muhammed olarak çağırılacaktır.

İşte Zeyneb'in hakir gördüğü idda edilen Zeyd hem babası,hemde Muhammed için bu kadar değerli bir insandı.Muhtemelen hem iyi huylu,hem sevimi hemde sadıktı.Hür bir insan olarak doğmuştu ve bu doğal özellikleri sayesinde olsa gerek hiçbir zaman köle muamelesi görmemişti.

Ayrıca bildiğiniz üzere cahiliye dönemnde arap toplumu evlat edinilen çocukğu öz oğul kabul eder ve asla ayırım yapmazdı.Zeynep'te bu toplumda yetişmiş bir kadın olduğuna göre farklı düşüncede olduğu idda edilemez.

Zeyneb'in Zeyd'i hakir gördüğü falan yalandır,çok büyük ihtimalle kocasını seviyordu ve evliliğinde mutluğuydu,çünkü Zeyd kendini sevdirecek özelliklerin hepsine sahipti.Bazı müslümanların idda ettiği gibi çirkin olduğu iddasıda yalandır.Muhammed'in suratına bakılmayacak çirkinlikte bir çocuğa bu kadar muhabbet beslemesi bana hiç mantıklı gelmiyor.Bilindiği gibi kendisi kör insanları gördüğünde suratını ekşitmektedir.Zeyd bin Harise,Bilal habeşi ile de karıştırılmamalı..Zeneb'in böyle bir adamı bırakıp,çember sakallı,kadın düşkünü 50'lik Muhammed'i tercih etmiş olması hiç mantıklı görünmüyor.

Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar,yoruldum

tarihinde jadı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkamizda yokki söyle bir Allah her istedigimizde bir ayet indirsin. Düsünsene Peygamber olmussun canin birsey cekiyor hemen bir ayet hasil oluyor, Ganimet mi istedin hamen bir ayet, karimi istedin baska bir ayet.

sen ne demek istiyorsun arkadaşım allah muhammedim tenasul uzvunun keyfine ayetmi indirmiş

haşa sümme haşa

nerden cıkartın bunu arkadaşım carpılacaksın bak söylemedi deme

Link to post
Sitelerde Paylaş
sen ne demek istiyorsun arkadaşım allah muhammedim tenasul uzvunun keyfine ayetmi indirmiş

haşa sümme haşa

nerden cıkartın bunu arkadaşım carpılacaksın bak söylemedi deme

-"Ma era rabbeke illa yüsariu hevake" (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tefsir/33/7,Kitabu'n-Nikah/29;Diyanet yayınlarından Tecrid, hadis no:1721;Müslim, e's-Sahih, Kitabu'r-Rıda/49,hadis no:1464;İbn Mace Sünen, Kitabu'No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed İbn Hanbel,6/134,158)

"Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor."

Aişe valideniz Muhammet'e mi söylemişti bunu? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
-"Ma era rabbeke illa yüsariu hevake" (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu't-Tefsir/33/7,Kitabu'n-Nikah/29;Diyanet yayınlarından Tecrid, hadis no:1721;Müslim, e's-Sahih, Kitabu'r-Rıda/49,hadis no:1464;İbn Mace Sünen, Kitabu'No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed İbn Hanbel,6/134,158)

"Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor."

Aişe valideniz Muhammet'e mi söylemişti bunu? :)

cakır ali farkındamısın

bu konuyu acan şahış haric cevap yazanların alayı ATEİST

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...