drekinci 0 Eylül 24, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 24, 2011 gönderildi Hemen ışık hızının geçildiğinden yola çıkmayın. Her bir kaç senede bir ışık hızı aşılır. Ama sadece medya haberlerinde. Sevgiler Bilimsel gelişmeler de sonuçta medyaya haber olur. Medyanın haberlerine inanıp inanmamak, haberin kaynağına ve sizlerin konuyu ne oranda bildiğinize de bağlıdır. Sevgiler. Link to post Sitelerde Paylaş
taopaipai 0 Eylül 24, 2011 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 24, 2011 gönderildi Tesla deli bir dahidir.. Sözüne güvenilmez. Tesla uzaylıları da gördüğünü söylemiştir. Aslında uzaylıları gördüğünü söylememiştir.Radyo dalgaları üzerinde deneyler yaparken kaynağı belirsiz bir sinyal aldığını ve bu sinyalin karakteristiğine bakarak başka bir gezegenden dünyaya gönderilmiş olabileceğini söylemiş.Tesla deli değildir fakat obsesif kompülsif bozukluğu olduğu bilinmektedir. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Aslında uzaylıları gördüğünü söylememiştir.Radyo dalgaları üzerinde deneyler yaparken kaynağı belirsiz bir sinyal aldığını ve bu sinyalin karakteristiğine bakarak başka bir gezegenden dünyaya gönderilmiş olabileceğini söylemiş.Tesla deli değildir fakat obsesif kompülsif bozukluğu olduğu bilinmektedir. Tesla manyağın teki idi kardeşim. Obsesif kompusif hastalık akıl hastalığıdır. Ve kronik bir akıl hastalığıdır. Akıl hastalıkları iyileşmezler. Hastayı bütün ömür rahatsız ederler. İlaçlar da onları iyileştirmez. Sadece belirtileri kontrol ederler. Tesla'nın bir tür şizofren olması bile mümkün. Ama ben o kadar ileri gitmiyorum. Akıl hastalıkları her zaman belli kategorilere sığmazlar. Tesla akıl özürlü değilse, akıl özürlüğü yoktur kardeşim. Ama adam aynı zamanda bir dahi.. Bunu da kabul etmek gerekiyor. Bu iki özellik nasıl bir araya geliyor diye sormayın. Çünkü geliyor. Bunun çok örnekleri var. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Einstein'ın özel görelik kuramı ışık hızının geçilmeyeceğine değinmez. Işık hızının geçilmesi bu kuramla uyumludur. Özel görelik kuramına göre ışık hızının altındaki hızlarla hareket eden parçacıklar hiçbir zaman ışık hızının üstünde hareket edecek şekilde hızlandırılamaz. Einstein'ın özel görelik kuramındaki denklemlerde simetri vardır. Bu simetriye göre özel görelik kuramı, ışıktan çok hızlı hareket eden ve en yavaş hızlarda bile ışık hızından hızlı hareket eden parçacıkların varlığını kurgular. Tachyon denen kuramsal parçacıklarının varlığı iddiası bu simetriye dayanır ama kimse onların varlığını gösterebilmiş değildir. Link to post Sitelerde Paylaş
gestep 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Teoriye uymayan bir olguyla karşılaşılırsa olgu inkar edilmez, teori ıslah edilir. Teori ıslah edilemezse yenisi inşaa edilir ama her halükarda eskiyen teori çalıştığı noktalarda bilime hizmeti sürdürür, ta ki hiçbir işe yaramayıncaya kadar. Herhalde bilim ile kadim olduğunu iddia eden bilgi arasındaki fark burada, biri sürekli kendini ispat etmek zorundadır, diğeri ise sürekli korunmaya muhtaç. Link to post Sitelerde Paylaş
Pante 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Deneyin doğruluğunun kabul gördüğünü varsayalım, neler değişecektir? Herhalde öncelikle ışık hızının yerini "nötrino hızı" alacaktır, benimsenmese de... Peki evrenin yaş tahmini değişir mi? Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Deneyin doğruluğunun kabul gördüğünü varsayalım, neler değişecektir? Herhalde öncelikle ışık hızının yerini "nötrino hızı" alacaktır, benimsenmese de... Peki evrenin yaş tahmini değişir mi? Evrenin yasi isik hizina gore ve photon'un isik hizina gore saptandigina gore, notrino'nun isik hizini rakam olarak degistirmesi, o tomatikman zamansal bir degisim getirecektir. Boyle bir degisim de, en azindan bilimin bilimselliginin, sabitlik,kesinlik,mutlaklik, degismez degerler v.s. temelinden yanlislanabilirlik, degiskenlik, yenilenebilirlik ve bunun surekli suregelen sureliligini ortaya koyacaktir. Sonucta evrensel onay almi bir bilimsel olguyu, yanlislayabilen ve degistirebilen; bilimin temeli olan gozxlem, deney, olcum olarak devam edecektir. Zaten inanc ile bilimin farki da budur. Biri aklin sabitidir, digeri gozlemin olgusunun yanlislanabilir olma olasiligidir. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Deneyin doğruluğunun kabul gördüğünü varsayalım, neler değişecektir? Herhalde öncelikle ışık hızının yerini "nötrino hızı" alacaktır, benimsenmese de... Peki evrenin yaş tahmini değişir mi? Bu fizikte yeni bir çağ açar. Kütlesi olduğu bilinen bir parçacık ışık hızında hareket ediyorsa, E=MC2 denklemi iflas eder. Bu denklem birçok hesaplamalarda kullanılıyordu. Yine kullanılmaya devam edecektir mutlaka ama vurulmuş olacaktır.. Newton'un f=ma denklemi nasıl kusurluysa, E=MC2 denklemi de öyle kusurlu olacaktır. Şimdiye kadar bu olasılık hiç düşünülmemişti. Mantık'ın da değindiği gibi bu gözlemin sonuçları son derece önemli. Çünkü evrende bilginin ışık hızı ile sınırlı olması yasası değiştiriliyor. Ayrıca çekim dalgalarının hızı da devreye girecek. Henüz kimse onların hızını ölçebilmiş değil. Çünkü henüz çekim dalgalarının varlığı gösterilebilmiş değil. Buna rağmen bazılarına göre çekim dalgaları ışık hızından hızlı hareket ediyor. Eğer bu da kesinleşirse, 20'nci yüzyılın başındaki kuramların çoğu çöplüğe atılacak demektir. Onların yerini yeni kuramlar da almazsan, fizik bir krize girebilir. Daha da ötesi ışık hızı ile açıklanamayan dolaşıklığı açıklamak zaten mümkün değil. Fizik bir zaman krizi geçirebilir. Zamansızlık kavramı oraya çıkabilir ki bu bilinen fiziği sarsacaktır. O zaman evrenin yaşı da anlamını yitirebilir. Big Bang kuramı da yeniden gözden geçirilebilir. Herşey değişebilir. Bu nedenlerden bu deneyin doğru yorumu gerekmektedir. Ortada bir hatanın olduğunun anlaşılması herkesi rahatlatacaktır. Ama bilim rahatlamak için var olan bir insansal etkinlik değildir. Bilim doğal olgulara mantıklı açıklamalar getirmeye çalışır. Şu anda bilim bir krizden geçmek üzeredir. Ama bu henüz gerçek bir kriz değildir. Bu gözlemlerin mantıklı bir açıklaması yapılacaktır. Nötrinoların ortamdan etkilenmemesi, fotonların ise etkilenmesi bu açıklama olabilir. Evrende hız limiti fotonların hızı ile sınırlı değilse, Pante kardeşimizin dediği gibi, nötrino hızı ile sınırlı olabilir. Zaten son ölçümlere gör arada çok az bir fark var. Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Bu fizikte yeni bir çağ açar. Kütlesi olduğu bilinen bir parçacık ışık hızında hareket ediyorsa, E=MC2 denklemi iflas eder. Bu denklem birçok hesaplamalarda kullanılıyordu. Yine kullanılmaya devam edecektir mutlaka ama vurulmuş olacaktır.. Newton'un f=ma denklemi nasıl kusurluysa, E=MC2 denklemi de öyle kusurlu olacaktır. Şimdiye kadar bu olasılık hiç düşünülmemişti. Mantık'ın da değindiği gibi bu gözlemin sonuçları son derece önemli. Çünkü evrende bilginin ışık hızı ile sınırlı olması yasası değiştiriliyor. Ayrıca çekim dalgalarının hızı da devreye girecek. Henüz kimse onların hızını ölçebilmiş değil. Çünkü henüz çekim dalgalarının varlığı gösterilebilmiş değil. Buna rağmen bazılarına göre çekim dalgaları ışık hızından hızlı hareket ediyor. Eğer bu da kesinleşirse, 20'nci yüzyılın başındaki kuramların çoğu çöplüğe atılacak demektir. Onların yerini yeni kuramlar da almazsan, fizik bir krize girebilir. Daha da ötesi ışık hızı ile açıklanamayan dolaşıklığı açıklamak zaten mümkün değil. Fizik bir zaman krizi geçirebilir. Zamansızlık kavramı oraya çıkabilir ki bu bilinen fiziği sarsacaktır. O zaman evrenin yaşı da anlamını yitirebilir. Big Bang kuramı da yeniden gözden geçirilebilir. Herşey değişebilir. Bu nedenlerden bu deneyin doğru yorumu gerekmektedir. Ortada bir hatanın olduğunun anlaşılması herkesi rahatlatacaktır. Ama bilim rahatlamak için var olan bir insansal etkinlik değildir. Bilim doğal olgulara mantıklı açıklamalar getirmeye çalışır. Şu anda bilim bir krizden geçmek üzeredir. Ama bu henüz gerçek bir kriz değildir. Bu gözlemlerin mantıklı bir açıklaması yapılacaktır. Nötrinoların ortamdan etkilenmemesi, fotonların ise etkilenmesi bu açıklama olabilir. Evrende hız limiti fotonların hızı ile sınırlı değilse, Pante kardeşimizin dediği gibi, nötrino hızı ile sınırlı olabilir. Zaten son ölçümlere gör arada çok az bir fark var. Iyiguzel de, Einstein'in teorisi zaten izafi, goreli degil miydi? Link to post Sitelerde Paylaş
taopaipai 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Iyiguzel de, Einstein'in teorisi zaten izafi, goreli degil miydi? Teorinin adı görelilik teorisiydi,teorinin kendisi göreli değildi. Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Teorinin adı görelilik teorisiydi,teorinin kendisi göreli değildi. Goreli olan zamandir ve zamanin goreliligidir. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Goreli olan zamandir ve zamanin goreliligidir. Göreli olan yalnız zaman değil.. Özel görelik konusunda bir yazı asıyorum. Orada daha geniş bilgi bulabilirsiniz. Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Göreli olan yalnız zaman değil.. Özel görelik konusunda bir yazı asıyorum. Orada daha geniş bilgi bulabilirsiniz. Ben "yalniz" kelimesini kullanmadim. Neden sadece "ozel gorelilik" konusunda, aslinda "genel gogelilik" konusunun aciklanmasi onemli. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Ben "yalniz" kelimesini kullanmadim. Neden sadece "ozel gorelilik" konusunda, aslinda "genel gogelilik" konusunun aciklanmasi onemli. O zaman ifadeniz eksik.. Yanlış değilse bile.. Genel görelikden de behsedeceğiz. Şu günlerde özel görelik tartışılıyor. Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi O zaman ifadeniz eksik.. Yanlış değilse bile.. Genel görelikden de behsedeceğiz. Şu günlerde özel görelik tartışılıyor. Oyle ya, sen bulduysan "eksiktir." Nede olsa aklinin dogrusundan sasmayan sensin. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Oyle ya, sen bulduysan "eksiktir." Nede olsa aklinin dogrusundan sasmayan sensin. Aklın yolu birdir. Kimse aklın göreliğinden bahsetmiyor, değil mi? Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Aklın yolu birdir. Kimse aklın göreliğinden bahsetmiyor, değil mi? Iste tam da dayandigin inanc budur. Aklin birligi, ama hangi aklin, kimin aklinin kime/neye gore birligi? Sorunda burada yatiyor. Ama insanoglunun gozleminin, teoriye tasinmasi ve bu teorinin testi ve ortaya koydugu olgu, akilciligin sabitine degil; tekrar gozlemin yanlislanabilirligine aciliyor. Iste aklin sabiti, degismezi,mutlaki, kesinligi ve bunlar icin harcadigi caba ile; gozlemin teorisi, testi, olgusdu ve bunun bir gozlem ile yanlislasnabilirliliginin farki INANCSALLIK VE BILIMSELLIK FARKIDIR. Her akil kendi kendini inandirdigi ve kendine dogruladigi sekilde sabittir. Ne varki, hewr aklin kendi kendini inandirdigi ve kendine dogruladigi DOGRULARI FARKLI VE GORELIDIR. Ustelik bir akil bir zamanlar kendine dogruladigi ve dogruluguna inandigi sabitini, yine kendi degistirir. Teistin, ateist olmasi gibi. Burada da sorun aklin degisiminin degismez degiskenligidir. Yani bir uctan digerine gecer. KARSITLARIN DISINA CIKAMAZ VE KARSITLARA NOTR GOZLEM UYGULAYAMAZ VE KARSITLARI VERENI ALGILAYAMAZ. Ayrica akil kendini goremez, kendini degerlendiremez, ayrimci, cikarci ve egoisttir. Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi 1927 yılında Solvay Konferansında Einstein ile Bohr arasında geçen o sıcak tartışmaların özünde temel kuram ve yasalar bulma saplantısı, yani son bilgi saplantısı yatıyordu. Bu çaba mutlak olanı bulma çabasıydı Iste aklin cikmazi,celiskisi ve sorunu. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Iste tam da dayandigin inanc budur. Aklin birligi, ama hangi aklin, kimin aklinin kime/neye gore birligi? Sorunda burada yatiyor. Benim için hiç de zor ve anlaşılmaz bir kavram değil. Biz bilimsel akıldan bahsediyoruz. Bilimsel akıl değişmez. Sabittir. Sizin aklınız ise göreli gibi duruyor.. En azınan bana buradan öyle görünüyor. Link to post Sitelerde Paylaş
ANTİATEİST 0 Eylül 25, 2011 gönderildi Raporla Share Eylül 25, 2011 gönderildi Benim anlamadığım bilim adamları diğer bilim insanlarını bağımsız deneyler için çağırıyor. Onların da yapacağı deney sonucundan benzer bulgular ortaya çıkarsa rahatlayacağız diyorlar. Sorum şu ki elin ispanyolu,japonu bu deneyi yapsa ne değişecek ? Sonuçta deney yine CERN içerisinde aynı düzenek üzerinden yapılmayacak mı? Yoksa bu teknolojiye sahip başka ülkelerde mi var ? (pek sanmıyorum) Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts