Jump to content

Allah neden kan istesin?


Recommended Posts

ilkel kabilelerde tanrı için kan dökmek adet haline gelmişti.

Oysa tanrı kanı ne yapsın?

Niye kan ve kurban istesin?

Yarattığı değersiz mahlukun kendisine kurban edilmesini istemesi canice olmaz mı?

Neden kendisine kan akıtılmasını istesin?

Gerçek bir yaratıcı kana susamış canavar gibi kan istemez, bilakis ihtiyacınız olmadığı sürece boşuna hayvan boğazlamayın demeli.

Sözüm ona islam aleminde kurban kesimi vardır, milyonlarca hayvan ihtiyaç olmadığı halde boğazlanır, amaç yinede aynıdır kan dökmek.

Fakire fukarayada et dağıtılmıyor, herkes kavurma yapıp kendisi yiyiyor, buna bizzat şahit oluyorum.

Ayrıca yine burada sözü geçmişti arabistanda hac için milyonlarca hayvan kesiliyor ve leşleri çöle gömülüyor buna inanç diyorsanız, size hayretler olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O Allahki öylesine etkilemiş olmalı ki müslüman kullarını, alemlerin efendisi Muhammedi sırtında taşıyan çöl ulaşım aracı devenin 1400 yıl önceki atasına bile hürmet etmeden 21yy hvaalanında uçak için deveyi kurban ettiren kula sahipse daha kan istemesinde ne istesin..

Link to post
Sitelerde Paylaş

amaç kan akıtmak değil. akıtılan kan orada canı temsil ediyor. inananlar inandıkları zırvalığa en değerli şey olan hayatı, canı sunuyorlar.

hac zamanı çöle gömülen hayvan ölülerinden hele hiç bahsetme resmen soykırım gibi bir durum.,

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sorunun cevabı aslında çok basit.

Önceki dinlerin tarnrıları neden kan istiyorsa, Allah adındaki İslam tanrısı da o yüzden kan ister. Tanrılara kan akıtarak insan veya hayvan kurban etme davranışı çok sayıda dinde mevcut. Bunun altında ilk dinlerin ortaya çıktığı dönemlerde insanların tanrılarının kana ihtiyacı olduğu düşüncesi yatıyor. İnsanlar, bedenden bağımsız ve ölüm sonrası bedeni terk eden ruh kavramına inanmaya başladıktan sonra. Ölmüş kişilerin ruhlarının Tanrı tarafından teslim alındığını düşünüyorlardı. Çevrelerine baktıklarında hayvanlar ve insanlar düzenli olarak ölüyorlardı. Ölüm onların da inancına göre ruhun yeniden teslim alınması anlamı taşıyordu.

Tanrının düzenli olarak rastgele can aldığının fark edilmesi insanlarda yeni bir fikrin doğmasına yol açtı.

Bu yöntemde kimin öleceğini Tanrı değil insanlar seçecekti...

Madem Tanrı kan ve ölüm istiyor, kimin öleceğini biz seçerek kanını akıtarak tanrıya sunarsak, tanrı bizi öldürmekten vazgeçebilir ve bizim kurban ettiğimiz canla yetinebilir diye düşündüler.

Amaç kimin öleceğini kontrollü olarak belirlemekti.

Örneğin yıldırım olayının sebebinin bilinmediği ve Tanrıların gazabı olarak değerlendirildiği ilkel bir kabilede, bir kişiye yıldırım çarpar ve o kişi ölürse Tanrı'nın kabileden herhangi bir kişinin ölmesini istediği sanılırdı. Tanrı kimin öleceğini rastgele ve tesadüfen seçiyor olmalıydı.

Oysa grubun değerli elemanları kaybedilmeye değmezdi, bundan hareketle Tanrının öldürmek ve can almak için yıldırım çarptırmasına veya doğal afet göndermesine gerek olmadan bir kişi veya grup kurban edilir ve Tanrıların bitmek tükenmek bitmeyen o meşhur can alma ihtiyaçları giderilebilirdi.

Ortadoğu gibi insan gücüne gereksinim duyulan tarım toplumlarında insan kurban etme geleneğinin yerini hayvan kurban etme aldı. Ortadoğunun kültürünün ve geleneklerinin taşıyıcısı olan monoteist dinlerin ulaşmadığı ilkel kabilerde yakın zamana kadar insan kurban etme davraışı devam etti.

İslam dinide Allah'ın kan ve can alma isteği hayvan kanıyla karşılanır, kanın hayvanın bilinci açıkken ve olayların farkındayken akıtılmasındaki ısrar da bu sebeptendir.

Gerçi İslam'daki Allah anlayışı özünde kullarının kendisine ibadet etmesine muhtaç değildir ama eski ve ilkel dinlerden kalan bu ritüeller hala uygulanmaktadır.

tarihinde TheQuestioningman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

2:154 - Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz sezemezsiniz.

3:157 - Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti, (sizin için) onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır.

3:169 - Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar.

3:170 - Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.

3:171 - Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler.

4:69 - Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadaştır!

4:74 - O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

9:52 - De ki: "Siz bizde iki güzelliğin (Zafer veya şehitliğin) birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi siz gözetedurun, biz de sizinle beraber gözetmekteyiz."

22:58 - Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince, elbette Allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Çünkü Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.

47:4 - Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun. Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın. Sonra harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak, ya da fidye ile salıverin. Allah'ın emri budur. Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı. Fakat böyle olması sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz.

bu ayetlerde Allah yolunda savaşanlar ölenler için yazılmış (şehitler) o zamanlar müslümanlığı yaymak için kılıf uydurmuşlar işte bireylerin aklına girip ölünce ödüllendirileceksin falan filan hadi saldır koçum ya allahuekber!! diye.

Türkiyedede müslümanlarda doğal olarak şehitlerin ödüllendirileceğine cennetin bilmemkaçıncı katına gireceğini vs inanıyor bu şekilde son günlerde sıkça artarak gördüğümüz şehit olan vatandaşlarımızın kardeşlerimizin aileleri kendini avutuyor acılarını bi nebze dindiriyor. Ben ateist'im ve bende seneye asker olucam hayırlısıyla ülkem için ölene kadar savaşırım ama ölürsemde arkamdan yok cennete gitti şimdi bilmemkaçıncı katta falan filan yapıyor hikayeleriyle kandırılmasını istemem.

Allah efendi kullarını bu kadar çok seviyo madem neden onları birbiriyle savaştırıyor? ırkçımı bu? sen müslümansın karşı geleni öldür sana ödül verecem vs yani adam öldüreceğine çık piyasaya tanrınız benim lan ayık olun de kan istiyosanda karşı çıkanı orda öldürürsün madem dünyayı sen yaratıyosun o kadar gücün var kendini çıkarıp göstermen bu kadarmı zormuş.Allah 1dir ve tekdir diyor hristiyanın yahudinin putperest'in tanrısı başkamı sen onları öldür inanmam diyeni öldür diyorsun

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurban, İslam dininin günümüzde en az anlaşılan ibadetlerinin başında gelir.

Kurban siz ateistlerin bildiği gibi Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmesi hadisesine dayanmaktadır. Bu meseleyi kısaca özetlemek gerekirse;

Hz. İbrahim'in Allah'a olan sadakati ve teslimiyeti ile oğlu İsmail'den bile vazgeçmesi sonucu Allah'ın ona mükafat olarak gökten bir koç indirmesidir. Bu konu Hz. Yusuf'un hayat öyküsünde de mevcuttur. Hz. Yakup oğlu Yusuf'un yokluğuna çok üzülmektedir ve yıllarca bunun için göz yaşı dökmüştür. Ancak ne zaman Yusuf'undan vazgeçip Allah'a yönelmiştir (buradaki yönelme manası üzüntüsünü teskin edecek şekilde yönelmeyi ifade etmektedir. yoksa Yakup (a.s.) hiçbir zaman Allah'tan yüz çevirmemiştir) işte o zaman Allah O'na Yusuf'unu bağışlamıştır ve kavuşmuşlardır. Ve yine aynı hadisede Hz. Yusuf'a iftira atarak zindanlara düşmesine vesile olan Mısır Aziz'inin karısı ne zaman Yusuf'undan vazgeçip Allah'ına yönelmiştir işte o zaman Allah, Aziz'in eşine Yusuf'u bağışlamıştır. (Aziz öldükten sonra)

Yani kurban meselesi de bunun gibidir. Bir müslümanı dünyaya bağlayan, sevdiği her her ne varsa, Allah'ın varlığından daha önemli olarak telakki etmemek adına, kurban etmeli ki Allah da Kendisine inananlara hem bu dünyada hem de diğer dünyada bunun mükafatını versin.

Yani Kurban ibadeti Allah için sevdiği şeylerden vazgeçmeyi temsil etmektedir. Bu her sene Müslümanlara hatırlatılmak amacıyla Allah tarafından emredilmiştir. Ancak laik düzenin dikte ettiği İslam anlayışında kurban ibadeti anlamsız gözükmektedir. Fakat biliniz ki insanoğlu yüzlerce yıl ineğe ve geçimini temin ettiği benzeri şeylere tapmıştır. İnek geçmiş toplumlar için önemli ve kıymetli bir geçim kaynağıdır ve Müslümanlar inançları uğruna, rızıklarını asıl temin edenin Allah olduğuna inançlarını göstermek için ve dünyada değer verdiği şeylerden vazgeçtiğini kanıtlamak için kurban kesmektedirler.

Bu geçmişteki Müslümanlar için böyleydi. Günümüzde inek olmadan da geçimini sağlayabiliyor insanlar. Ancak günümüz insanı da bu ibadetin hikmetini anlayabilecek ferasettedir. Günümüz Müslümanına düşen de bu ibadeti yaşatıp kurbanı ne için kestiğini unutmamasıdır.

Ayrıca, Suudi Arabistan devletinin ve birkaç Müslümanın yapmış olduğu yanlış uygulama İslam'a mâledilemez. İslam dini üçte birini fakire üçte birini misafirlere üçte birini de hane sahibine bırakacak şekilde kurbanı taksim etmiştir.

Kurban kesmeyi canilik olarak düşünen herkese soruyorum. Yediğiniz bitkilerin de birer canlı olduğunu bilmiyor musunuz? Ayrıca doğada çok az hayvan türü hariç diğer hayvanlar yine hayvan eti ile beslenmektedir. Öyleyse bu yırtıcı hayvanların da canice avlanmalarını engellemek mi gerekiyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurban, İslam dininin günümüzde en az anlaşılan ibadetlerinin başında gelir.

Kurban siz ateistlerin bildiği gibi Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmesi hadisesine dayanmaktadır. Bu meseleyi kısaca özetlemek gerekirse;

Hz. İbrahim'in Allah'a olan sadakati ve teslimiyeti ile oğlu İsmail'den bile vazgeçmesi sonucu Allah'ın ona mükafat olarak gökten bir koç indirmesidir. Bu konu Hz. Yusuf'un hayat öyküsünde de mevcuttur. Hz. Yakup oğlu Yusuf'un yokluğuna çok üzülmektedir ve yıllarca bunun için göz yaşı dökmüştür. Ancak ne zaman Yusuf'undan vazgeçip Allah'a yönelmiştir (buradaki yönelme manası üzüntüsünü teskin edecek şekilde yönelmeyi ifade etmektedir. yoksa Yakup (a.s.) hiçbir zaman Allah'tan yüz çevirmemiştir) işte o zaman Allah O'na Yusuf'unu bağışlamıştır ve kavuşmuşlardır. Ve yine aynı hadisede Hz. Yusuf'a iftira atarak zindanlara düşmesine vesile olan Mısır Aziz'inin karısı ne zaman Yusuf'undan vazgeçip Allah'ına yönelmiştir işte o zaman Allah, Aziz'in eşine Yusuf'u bağışlamıştır. (Aziz öldükten sonra)

Yani kurban meselesi de bunun gibidir. Bir müslümanı dünyaya bağlayan, sevdiği her her ne varsa, Allah'ın varlığından daha önemli olarak telakki etmemek adına, kurban etmeli ki Allah da Kendisine inananlara hem bu dünyada hem de diğer dünyada bunun mükafatını versin.

Yani Kurban ibadeti Allah için sevdiği şeylerden vazgeçmeyi temsil etmektedir. Bu her sene Müslümanlara hatırlatılmak amacıyla Allah tarafından emredilmiştir. Ancak laik düzenin dikte ettiği İslam anlayışında kurban ibadeti anlamsız gözükmektedir. Fakat biliniz ki insanoğlu yüzlerce yıl ineğe ve geçimini temin ettiği benzeri şeylere tapmıştır. İnek geçmiş toplumlar için önemli ve kıymetli bir geçim kaynağıdır ve Müslümanlar inançları uğruna, rızıklarını asıl temin edenin Allah olduğuna inançlarını göstermek için ve dünyada değer verdiği şeylerden vazgeçtiğini kanıtlamak için kurban kesmektedirler.

Bu geçmişteki Müslümanlar için böyleydi. Günümüzde inek olmadan da geçimini sağlayabiliyor insanlar. Ancak günümüz insanı da bu ibadetin hikmetini anlayabilecek ferasettedir. Günümüz Müslümanına düşen de bu ibadeti yaşatıp kurbanı ne için kestiğini unutmamasıdır.

Ayrıca, Suudi Arabistan devletinin ve birkaç Müslümanın yapmış olduğu yanlış uygulama İslam'a mâledilemez. İslam dini üçte birini fakire üçte birini misafirlere üçte birini de hane sahibine bırakacak şekilde kurbanı taksim etmiştir.

Kurban kesmeyi canilik olarak düşünen herkese soruyorum. Yediğiniz bitkilerin de birer canlı olduğunu bilmiyor musunuz? Ayrıca doğada çok az hayvan türü hariç diğer hayvanlar yine hayvan eti ile beslenmektedir. Öyleyse bu yırtıcı hayvanların da canice avlanmalarını engellemek mi gerekiyor?

Yazdıklarınızın bir kısmına katılıyorum. Et yemek gayet normal bir şeydir, bir canlının yaşaması diğerinin ölümüne bağlıdır. Kurban bayramı bu bakımdan vahşet değildir.

Burada sorulan soru neden kurban kesilirken kan akıtılmasının farz olduğu. Neden ölüm anında hayvanın bilincinin açık olması şart?

Yoksa kimse et yenmesin falan demiyor. :)

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ulen gene takiyeye başlamışsınız.

Alayınız kurban kesimine laf söylerken öbür taraftan löp löp döneri,tavuğu,sucuğu salamı götürüyorsunuz,deri montlar,ayakkabılar giyiyorsunuz,deri koltuklarda oturuyorsunuz,deri eşyalar kullanıyorsunuz.İnsan eleştirirken azcık tutarlı olur ki söyledikleri inandırıcı olsun.

kaçınız bu saydıklarımdan kaçınıyorsunuz acaba ? kaçınız dürüst cevap verebilecek ?

Ondan sonra kalkmış burda her zamanki gibi atıp tutuyorsunuz utanmadan.İnsanda biraz utanma olur

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdıklarınızın bir kısmına katılıyorum. Et yemek gayet normal bir şeydir, bir canlının yaşaması diğerinin ölümüne bağlıdır. Kurban bayramı bu bakımdan vahşet değildir.

Burada sorulan soru neden kurban kesilirken kan akıtılmasının farz olduğu. Neden ölüm anında hayvanın bilincinin açık olması şart?

Yoksa kimse et yenmesin falan demiyor. :)

Kanı akıtmanın amacı yenilecek olan etin kandan arındırılmasıdır. Bu tababet ilimlerinde sabit bir mevzuudur. Eti kanlı şekilde yemek zararlıdır. İnsan eti yemek zorundadır. Ancak eti kandan arındırmadan yemek caniliktir. Kanını akıtmak değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanı akıtmanın amacı yenilecek olan etin kandan arındırılmasıdır. Bu tababet ilimlerinde sabit bir mevzuudur. Eti kanlı şekilde yemek zararlıdır. İnsan eti yemek zorundadır. Ancak eti kandan arındırmadan yemek caniliktir. Kanını akıtmak değil.

Canilik var falan demedim ben yahu,et yemek şarttır zaten :)

Hayvanın bilincinin açık olmasının neden şart olduğunu sordum ölüm anında. Kanının boşaltılması için bilincinin açık olması gerekmiyor ki? Boğaz kesildiğinde fışkıran kan zaten arter ve venlerde dolaşan kanın sadece bir kısmı oluyor. Etin yediğimiz kısımları olan kasların içineki kılcal damarlardaki kan bu şekilde boşaltılamıyor ki zaten. Etleri parçalara ayırıp, iyice yıkamanız lazım kılcal damarlarda kalan kandan kurtulmak için. Kısacası hayvan kesildiğinde boğazından dışarı akan kan toplam kanın yarısı kadar bile değil. Kanın geri kalanının büyük çoğunluğu etlerin parçalanması ve yıkanması aşamasında gidiyor. Bir de şunu söyleyeyim, çiğ eti kandan %100 arındırmak pek mümkün değil, et pişerken kalan kanın plazmasındaki su buharlaşırken, eritrositler, lökositler ve trombositlerin büyük çoğunluğunu kalıyor. Farkında olmadan pişmiş halde kan hücreleri yiyoruz zaten.

Hayvanın kanının bilinci açıkken boşaltılmasının başka bir açıklaması olmalı. :)

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Canilik var falan demedim ben yahu,et yemek şarttır zaten :)

Hayvanın bilincinin açık olmasının neden şart olduğunu sordum ölüm anında. Kanının boşaltılması için bilincinin açık olması gerekmiyor ki? Boğaz kesildiğinde fışkıran kan zaten arter ve venlerde dolaşan kanın sadece bir kısmı oluyor. Etin yediğimiz kısımları olan kasların içineki kılcal damarlardaki kan bu şekilde boşaltılamıyor ki zaten. Etleri parçalara ayırıp, iyice yıkamanız lazım kılcal damarlarda kalan kandan kurtulmak için. Kısacası hayvan kesildiğinde boğazından dışarı akan kan toplam kanın yarısı kadar bile değil. Kanın geri kalanının büyük çoğunluğu etlerin parçalanması ve yıkanması aşamasında gidiyor. Bir de şunu söyleyeyim, çiğ eti kandan %100 arındırmak pek mümkün değil, et pişerken kalan kanın plazmasındaki su buharlaşırken, eritrositler, lökositler ve trombositlerin büyük çoğunluğunu kalıyor. Farkında olmadan pişmiş halde kan hücreleri yiyoruz zaten.

Hayvanın kanının bilinci açıkken boşaltılmasının başka bir açıklaması olmalı. :)

hayvanın bayıltılarak öldürülmesine ilişkin kesin bir hüküm yok.Ancak bayıltmada bazı riskler mevcuttur.

hayvanın kesilirken canlı olması olması gerekir kesinlikle.Böyle bir riske girmenin pek bir anlamı yok o yüzden

kaldıki kurbanın ilk insandan beri farz olduğunu biliyoruz.O dönemden itibaren hayvanı nasıl bayıltacaksın ?

kafasına sopayla vura vuramı.Şok uygulaması yeni çıkan bir uygulama.

o yüzden hayvanın bilincinin yerindeyken kesilmesi en temiz ve garanti olanıdır.

Başka uygulamaya gitmenin bir anlamı yoktur

Link to post
Sitelerde Paylaş

hayvanın bayıltılarak öldürülmesine ilişkin kesin bir hüküm yok.

Başka uygulamaya gitmenin bir anlamı yoktur

Bu bayıltmanın yasak olduğuna dair bir hükmünde olmadığını göstermez mi?

Bayıltmanın caiz olmadığına dair kesin bir hüküm yok. Böyle bir durumda karar kişiye kalmıştır.

Neyse benim için fark etmez, kesen nasıl olsa ben değilim. Nasıl keserlerse kessinler, ben yiyenim. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ulen gene takiyeye başlamışsınız.

Alayınız kurban kesimine laf söylerken öbür taraftan löp löp döneri,tavuğu,sucuğu salamı götürüyorsunuz,deri montlar,ayakkabılar giyiyorsunuz,deri koltuklarda oturuyorsunuz,deri eşyalar kullanıyorsunuz.İnsan eleştirirken azcık tutarlı olur ki söyledikleri inandırıcı olsun.

kaçınız bu saydıklarımdan kaçınıyorsunuz acaba ? kaçınız dürüst cevap verebilecek ?

Ondan sonra kalkmış burda her zamanki gibi atıp tutuyorsunuz utanmadan.İnsanda biraz utanma olur

Çocuk da yapıyoruz ama proses esnasında kırbaç, kelepçe kullanmıyoruz. Et obur olmakla, kurban etmek arasında ayrımı yapın artık yahu..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her seyi bilmesi gereken allah neden hayvanlarin bir yerine kanlarinin bosaltilip aci cekmeden kurban edilebilmeleri icin musluk veya tipa takmayi akil edememis?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

Bu yazıyı özellikle getirdim buraya.

Buyrun birlikte okuyalım. Gömülen kurbanlar

milyonları doyurur!

Türk hacı adayları, kutsal topraklarda her yıl 100 bin kurban kesiyor. Oysaki topluca gömülen bu kurbanlarla Türkiye’de 14 milyon aç insanın karnı doyar

NESLİHAN CUYAR İstanbul

Hac sezonunun başlamasıyla birlikte, Türk hacıların kutsal topraklarda kesip bıraktıkları binlerce kurban tartışma konusu oldu.

İlahiyatçılar, Türk hacıların kurbanlarını kutsal topraklar yerine Türkiye’de de kesebileceklerini, böylece etlerin toprağa gömülmek yerine yoksulların karnını doyurmada kullanılabileceğini söyledi.

Hacda kurban kesmenin bir zorunluluk olmadığını da vurgulayan ilahiyatçılar, binlerce hacının Suudi Arabistan’da kestiği kurbanlarla Türkiye’de 14 milyon kişinin karnını doyurabileceğini dile getirdi.

2 bin 800 ton et

Türk vatandaşları hacda kurban kesmek için İslam Kalkınma Bankası’na 100 - 110 dolar kurban bedeli yatırıyor.

Türkiye’den geçen yıl 110 bin kişi hac görevini yerine getirdi.

Bu yıl ise 85 bin kişinin gitmesi bekleniyor.

Hacılar yılda en az 90 - 100 bin kurban kesiyor.

Hesaplamalara göre bir koyundan ortalama 28 kilo et çıkıyor.

Bu da yaklaşık 2 milyon 800 bin kilo et ediyor.

Yani 2 bin 800 ton. Bir öğünde 200 gram etin bir kişiyi doyuracağı düşünüldüğünde, hacda kesilen kurbanların Türkiye’de kesilmesi halinde yaklaşık 14 milyon kişi, bu etlerle karnını doyurabilecek.

Ancak hacılar kurbanlarını kutsal topraklarda kestikleri için etlerin büyük kısmı ziyan oluyor, hatta çürüyor.

Ayrıca kurbanların derisi de çöpe gidiyor.

Oysa kurbanlar Türkiye’de kesilse, derileri de Türk Hava Kurumu’na önemli bir gelir sağlayabilir.

Niye Araplara kalsın ki? Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, hacdaki her türlü kurbanın Türkiye’de kesilebileceği görüşünde. Kurban kesmedeki amacın fakir doyurmak olduğunu belirten Beyaz, "Hacda kesilecek kurban yerine bunun bedeli ödenebilir. Bu para Araplarda kalmamalı, fakir halka intikal ettirilmeli" dedi.

İstenirse burada da kesilir Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beyza Bilgin de kurbanın kesileceği yerin hacı adayının insiyatifinde olduğunu belirterek, "İnsanlar hacda olunca orada kesenleri görüyor ve kendi de kesmek istiyor.

Yoksa burada da kesilse olur.

Önemli olan kurbanı kesmek.

Burada ya da orada kesmek fark etmez" diye konuştu.

Kesilen hayvanlar maalesef çürüyor

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Doç. Dr. Mehmet Görmez de, kurban kesimini zorunlu gören ya da görmeyen hac çeşitleri olduğuna değinerek, "Son zamanlarda birtakım organizasyonlar yapılıyor. Kurbanları Afrika ülkelerine götüren kurumlar var. Ancak bunun ne kadarı değerlendiriliyor, bilinmiyor. Birçok hayvan çürüyor. Dünyada açlık çeken ülkeler var. Hacı adayları kurban bedelini Türkiye’de bırakabilir" dedi.

Kimse Allah’la kul arasına girmesin

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Saim Yeprem, haccın kişisel bir ibadet olduğunu belirterek, kurbanı Türkiye’de ya da hac sırasında kesmenin mümkün olduğunu ifade etti. Yeprem, "Kurban kesme mükellefiyeti yoktur. Bir sakınca söz konusu ise kişiler kurbansız hac şekli olan ‘ifrad haccına’ niyet edebilirler. Allah’la kul arasına başkalarının girmesini tasvip etmiyorum" görüşünü dile getirdi.

Diyanet: Vekâletle burada kesilebilir

Diyanet İşleri Başkanlığı da web sitesinde yayınladığı hac rehberinde, Kurban Bayramı’nda hachda kurban kesmenin zorunluluk olmadığını, fakat sevap kazanmak için nafile olarak kesilebileceği belirtiyor. Sitede, "Nafile olarak bu kurbanı kesmek istedikleri takdirde, vekâlet vererek Türkiye’de kestirmeleri daha uygun olur" ifadesine yer veriliyor. Şükran kurbanlarının ise hacda kesilmesi gerektiği belirtiliyor.

Derisi bile gelse yeter...

Hacda kesilen kurbanların derilerinin ne olduğu da ayrı bir tartışma konusu.

Türk Hava Kurumu (THK) yetkililerine göre, derilerin ancak yüzde 20’si toplanabiliyor.

THK verilerine göre, geçen yıl Kurban Bayramı’nda 917 bin 862 adet koyun, 422 bin 888 adet keçi derisi ile 3 milyon 53 bin 474 kilogram sığır derisi toplandı.

Elde edilen 10 trilyon 510 milyar lira gelir, vakıf ve dernekler arasında paylaştırıldı.

İyi parçaları alıp kalanı atıyorlar

Kurban kesimi için iki farklı uygulama var.

Birincisi İslam Kalkınma Bankası kanalıyla hac için olan kurbanları kurulan özel mezbahalarda kestirmek.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve özel şirketler, genellikle İslam Kalkınma Bankası kanalıyla kurban kesilmesi işini organize ediyorlar.

Kurbanınızı kendiniz de kestirebilirsiniz.

Ancak burada kesilen hayvanların etleri genellikle boşa gidiyor.

Çünkü aynı anda binlerce kurban kesildiği için, çevrede bulunan fakirler bile etlerle ilgilenmiyor. Bazıları kurbanın en değerli yerlerini alıp geri kalanını toprağa gömüyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 years later...

Kabe'de hac farzı için kesilip yenmeyen, sırf kan akıtılmalı farzını yerine getirdikten sonra gömülen kurbanlar milyonları doyurur. Yalnızca Türkiye'den giden hacılar orada 100,000 kurban kesiyor her yıl ve etlerini yemiyorlar. Oysaki kurbanlar Türkiye'de kesilse Türkiye'nin 14 milyon aç insanını doyurur bu 100,000 kurban. Türkiye'de açlık ve yoksulluk sınırı 1,518 TL dir ve bu sınırda yaşayan yoksul sayısı 29 milyon insandır. "Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir" islam hükmü için en büyük vahşet ve en büyük israf bir arada işleniyor her yıl.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

Allah'la tutulan totem antlaşmasının gereği olduğu için... Kansız kurban olmaz ve totem antlaşmasında allah'ın kabul edeceği ciddiyette ağır hayvanların kanı şarttır. Tavuk kanı, balık kanı, güvercin kanı,  allah'ın cidiyetine leke düşürüceğini tahmin ettikleri için monger müslümanı adamları bunlardan kurban kesmeyi haram kılmışlar. En iyi dilek dileme yöntemi çaput bağlamaktır ama kansız olduğu için allah'ın müslümanların dileklerini kabul etmesi, hatta ilgilenmesi düşük bir ihtimal olduğu için müslümanlar önemli hayvanlarını kurbanda keserek allah'ın dikkatini çekmeye çalışırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...