Jump to content

Allah İnsanları Neden İmtihan Ediyor?


Recommended Posts

Bu sorunun cevabını düşündünüz mü hiç?

Allah'ın insanları imtihan etmesi için bir takım nedenler olmalı.

Onlar ne olabilir?

İmtihan insansal bir terim. İmtihan deyince ne dendiğini çok iyi anlıyoruz.

İmtihandan geçmenin önemini de anlıyoruz.

Çünkü imtihandan geçince kendimizi daha rahat, daha zengin bir yaşamda buluyoruz. Bazı kazançlarımız oluyor.

Allah'ın bu imtihanını da böyle değerlendirebilir miyiz?

Allah bizi imtihan ediyor ve davranışlarımızı değerlendiriyor.

Sonra bizi mükafatlandırıyor.

Ama nedense bu mükafatı bize yaşarken değil, öldükten sonra veriyor. Verip vermediğinden de emin değiliz.

Vereceğim sözüne inanıyoruz. Bize inanmaktan başka seçenek vermiyor.

Çünkü inanmazsak, imtihanı geçemiyoruz. İmtihanı geçebilmemiz için önce bir imtihanın varlığından haberdar olmamız lazım.

Sonra imtihanı geçmemiz gerekiyor. Ayrıca bizden imtihanın sonucunun biz öldükten sonra açıklanacağını kabul etmemiz isteniyor.

Ölme eşeğim yaz gelecek gibi birşey bu.

Bu saçmalığın paranın yüzleri gibi iki yüzü var.

Biri Müslümanların kendilerini imtihan için hazırlamaları.

Diğeri ise imtihandan geçmeleri.

İlki dünyada gerçekleşiyor. Müslümanlar Allah'ın Kur'an'da emrettiklerini harfiyen yerine getirmeye çalışıyorlar.

İkincisi hakkında hiçbir şey bilinmiyor. İnsanlar ölüyorlar ve bir imtihana tabi tutuluyorlar.

İslam hakkında en ufak bir nosyonu olmayanlar da bu imtihana tabi tutuluyor. Ve onların hepsi imtihanı geçemiyor.

Geçmelerinin mümkün olmadığı bir imtihana bu insanlar neden tabi tutuluyor?

Geçmeleri mümkün olmadığı halde buna neden imtihan deniliyor da tuzak denilmiyor?

Aslında bu mentaliteye göre Allah insanları imtihana tabi tutmuyor.

Allah insanları tuzağa düşürüyor.

Tuttuklarını bu dünyadaki kendi sapık eylemlerinde kullanıyor. Bu dünyada tutamadıklarını da öteki dünyada cezalandırmak için bu dünyada özgür kılıyor.

Bu dünyada gücü Müslüman olmayanlara yetmiyor. Onları ancak öldükten sonra cezalandırıyor.

İmtihan yalanında o kadar büyük boşluklar var ki..Görmemek mümkün değil. Bunlar o boşluklardan sadece birkaçı..

Yalnız salaklar, düşünmeyenler, inançlarını sorgulamayanlar, kafalarını kullanmayanlar inanır bu imtihan yalanına..

Ve onlardan o kadar çok var ki...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 73
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İnsanın hal ve hareketlerine, düşünce yapısına ve karakteristik özelliklerine baktınız zaman anlarsınız neden imtihanda olduğumuzu.

Şöyle ki tek bir özelliğe bakalım mesela: İyi olana yönelebilme yeteneği ve kötüyü de sçebilme özelliği.

Bu şekildeki bir varlığı imtihan etmezsin de ne edersin.?

Ne edersin, dünyaya atarsın diyelim mesela, ne olur herkes birbirini yer, buna emin ol.Belirli bir zümre herşeyi ele geçirir ve kendi saltanatı sürdürmek için ne varsa yapar.

Yani insan buysa, imtihan da olacak demektir.

Eğer insan sadece iyiliği seçebilseydi, imthan mantıksız olurdu mesela.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İmtihan Kur'an'ın birçok ayetinde geçer.

Bakara 155 bu imtihan şöyle tanımlanır:

Yemin olsun ki sizi korku, açlık, mallardan-canlardan-meyvalardan eksiltme

türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjde.

Bakara 249'da imtihanın şekli değişir ve imtihan bir ırmak olur.

Bu ayette ırmaktan su içenlerin kendilerinden çok daha güçlü bir düşmana karşı savaşma isteiği denemeye tabi tutulmuştur.

Ali İmran 152 dünya ve ahiret isteklerinin imtihan edildiğine değinir.

Mâide 48'de ise imtihan, Allah'ın neden herkesin aynı ümmete ait olmadığını açıklar.

En'am 53 imtihanın Allah'ın bir kesime lütufta bulunup bulunmadığını araştırmayı amaçlar.

A'raf 141 imtihanı Firavun'un İsrailoğullarına yaptığı zulüm olarak nitelendirir.

A'raf 155'e göre imtihan Allah'a inanıp inanmamadır.

İmtihan kavramı Yahudilikten Hristiyanlık ve İslam'a geçmiştir.

Bu kavram dinlerde karşılaşılan çelişki ve tutarsızlıkara yama yapmak için uydurulmuştur.

Kutsal kitapları yazanlar ve izleyen otoriteler dinlerdeki çelişki ve tutarsızlıkları çok iyi bilmektedirler.

Onları bazı açıklamalarla saklamaya veya kabul edilir sapkınlara çevirmeye çalışmışlardır.

İslam, Yahudilik ve Hristiyanlıkta tek bir imtihan konusu yoktur.

İnsanlar yaşamla ilgili her konuda imtihan edilmektedirler.

Yalnız Allah'a inanıp inanmama değil, insanların her davranışı bir imtihan nedenidir.

Müslüman kişi kendi aklını kullanarak özgür bir yaşam sürdüremez.

Atacağı her adımın, her etkinliğin, her düşüncenin ve hayalin bir imtihan olduğunu unutmamalıdır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın hal ve hareketlerine, düşünce yapısına ve karakteristik özelliklerine baktınız zaman anlarsınız neden imtihanda olduğumuzu.

Şöyle ki tek bir özelliğe bakalım mesela: İyi olana yönelebilme yeteneği ve kötüyü de sçebilme özelliği.

Bu şekildeki bir varlığı imtihan etmezsin de ne edersin.?

Ne edersin, dünyaya atarsın diyelim mesela, ne olur herkes birbirini yer, buna emin ol.Belirli bir zümre herşeyi ele geçirir ve kendi saltanatı sürdürmek için ne varsa yapar.

Yani insan buysa, imtihan da olacak demektir.

Eğer insan sadece iyiliği seçebilseydi, imthan mantıksız olurdu mesela.

İyi de insanın iyi olması için imtihana ne gerek var?

Ayrıca imtihan insanın daha iyi yapmıyor ki.. Bunu siz de kabul ediyorsunuz.

İnsanların hepsi aynı anda imtihanları kabul edip iyi olurlarsa, imtihanın anlamı yok. Böyle bir imtihana gerek yok

Yani imtihanın kendisi, olmaması için gerekli nedenleri içeriyor.

İmtihan olan bir toplumda düzen iyi değildir.

Çünkü düzen iyi olsa imtihana gerek yoktur.

İmtihana gerek varsa, mutlaka iyi gitmeyen bozukluklar vardır.

Ve imtihan onları düzeltmeyi amaçlamıyor. Sadece o düzensizlikleri yapanları öte dünyada cezalandırmayı amaçlıyor.

Yani sizin iddianız yanlış bir mantığa dayanıyor.

İmtihan bu dünya için gereksiz. Kötüler zaten kötülüklerini yapıyorlar.

Bu dünyada kötüleri iyilerden ayıran bir sistem yok. Yalnız öte dünya için böyle bir sistem var. Ve onu da Allah'ın kendisi saptıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslamın farklı dinlerin evrimi olduğuna inanan, imtihanın bile o dinlerden geldiğini düşünen biriyle islamdaki imtihanı tartışmanın ne anla mı var ki..?

İyi de kardeşim. İmtihan o dinlerde de var. Zaten Kur'an'ı yakından incelesen imtihan kavramının daha çok Yahudilerde olduğunu görürsün.

Musa ve Yahudilikle ilgili ayetlerde imtihan var.

İmtihan ne yapar?

Birleştirmez. Bütünleştirmez.

İmtihan tefrik eder. Ayırır. Seni ve beni, imtihanı geçenlerle geçmeyenleri tanımlar.

Bu durumda bu imtihanın yararı kimleredir?

İmtihan edilenlere mi? Yoksa imtihanı edenlere mi?

İmtihan edilenler imtihan edenlere veya edene çalışacaktır.

Ve bu imtihandan toplumun en ufak bir yararı olmayacaktır. Çünkü imtihanı kazanamayanlar öte dünyada cezalandırılacaklardır.

İmtihan bir otorite tarafından yapılır.

İslam konusunda o otorite Allah'dır.

İmtihanı geçemeyenler aslında zaten Allah'ın emirlerini yerine getiremeyenlerdir.

Bu dünyada Allah onlar üzerine bir otorite kuramamaktadır.

Yani Allah'ın imtihanı geçemeyecekler üzerinde bir otoritesi yoktur.

İmtihan çok saçma bir kavram..

Ancak sizin gibi akıllarını kullanmayanlar bu imtihan yalanına inanırlar.

İmtihanın insanlığa bir yararı yoktur. Olsaydı adına imtihan denmezdi zaten.

Ayrıca imtihan kavramı Allah'ın ne kadar beceriksiz olduğunu gösteriyor.

Herkesi iyi yaratabilirdi ama yaratmıyor kendine göre.

Neden? Çünkü imtihan edecek...

Kimi?

Bu durumda imtihan edilen kendisi değil mi?

İnsanın nasıl davranacağını onu yaratırken saptayamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İmtihan ayetlerinde Allah bana inanın diyor.

Benim emirlerim size saçma gelebilir. Ama onlara inanmak zorundasınız.

İnanmazsanız, imtihanı geçemezsiniz.. Sizi öte dünyada cehennemime atar sonsuza kadar yakarım diye tehdit ediyor.

İmtihanı geçmenin koşulu bilmek değil burada..

Bilmemek..

Bilmeyenler, konunun cahilleri, konuyu sorgulamayanlar ve deşmeyenler imtihanı kolaylıkla geçiyorlar ve cennete gidiyorlar.

Bu konuda en ufak bir kuşkusu olan, soran ve soruşturan, öğrenmeye, bilgi sahibi olmaya çalışanlar ise imtihanı geçemiyorlar.

Hiç böyle saçma bir imtihan gördünüz mü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

mülk suresi ikinci ayette imtihanın iyilik ve kötülük üzerinde olduğu belirtilir...

hanginizin daha iyi işler yapacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattık der...

peygamberlerin asıl fonkisiyonu insanlara iyiliği ve kötülüğü öğretmek değil ...

iyilik ve kötülük insanın doğasında vardır ve bunu aklıyla vicdanıyla ayırabilir...

peygamberlerin misyonu bu durumu hatırlatmak ve iyilere müjde kötülere uyarı vermektir...

imtihan edildiğini bilmek her durumda şart değildir...

adam iş verecği kişiyi sezdirmeden gözleyip imtihan edebilir...

yahut çocuğunu evereceği kişiye bildirmeden onun durumunu anlamak içi çeşitli denemelerden geçirebilir...

tanrı da cennetine layık olacak insanları seçiyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

kireç iyilik nedir?

Allah iyi midir sana göre?

Kendi kullarını yok etmekten(kavim helakları) zevk duyan bir tanrı tasviri var İbrahim dinlerinde. Hoş İbrahim diye birinin varlığı da mechul.

Kitab-ı Mukaddes yahudi rahiplerce yazılmış bir hikaye kitabıdır.

Sapık rahipler, sapık bir tanrı yaratmıştır.

Kuran da bu tanrıyı almış, kitap yazarı haline getirmiştir.

Kuran da, diğer kitaplar da insan yazmasıdır.

Kuran iyiliği emrederken kendi çıkarı doğrultusundaki iyiliği emretmiştir. Kendi çıkarına uymazsa kötülüğü de emredebilmiştir...

tarihinde CharlesDarwin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şikeli imtihan olur mu hacı?

Şeytanı insanların beyinlerine kadar sokacaksın sonrada suçu kabahati onlarda bulacaksın.

Dürüst ve adil tanrı bu mu?

Bu imtihanda şike yapıyor allah, ben kabul etmem bu imtihanı!

Link to post
Sitelerde Paylaş

kireç iyilik nedir?

Allah iyi midir sana göre?

Kendi kullarını yok etmekten(kavim helakları) zevk duyan bir tanrı tasviri var İbrahim dinlerinde. Hoş İbrahim diye birinin varlığı da mechul.

Kitab-ı Mukaddes yahudi rahiplerce yazılmış bir hikaye kitabıdır.

Sapık rahipler, sapık bir tanrı yaratmıştır.

Kuran da bu tanrıyı almış, kitap yazarı haline getirmiştir.

Kuran da, diğer kitaplar da insan yazmasıdır.

Kuran iyiliği emrederken kendi çıkarı doğrultusundaki iyiliği emretmiştir. Kendi çıkarına uymazsa kötülüğü de emredebilmiştir...

sana göre iyilik nedir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şikeli imtihan olur mu hacı?

Şeytanı insanların beyinlerine kadar sokacaksın sonrada suçu kabahati onlarda bulacaksın.

Dürüst ve adil tanrı bu mu?

Bu imtihanda şike yapıyor allah, ben kabul etmem bu imtihanı!

Evet. Zaten benim de iddiam o merkezde. Bu tam bir şike. Tam bir ahlaksızlık.

Ama ilginç olarak Allah'ı bu ahlaksızlıkla suçlayanlar biz ateistler değil.

Müslümanlar!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Valla yakında dersaneler bu konuyada el atar özellikle FEM, ahirete hazırlık kursları ,geçmiş yıllarda çıkan kabir sualleri..Münkir ve Nekirle başbaşa..İmtihan olunca işin sonunda. Kredi kartına 1o taksit..

Dersanelerin iş yapabilmesi için öncelikle sınava girenlerin anne babalarının imtihan sonuçlarını gözleriyle görmeleri gerekir. Yada öteki tarafa gidenlerin sınav sonuçlarının bu defa çocuklarına sms olarak gelmesi gerekir. İmtihanmış sevsinler sizi. Taban puanı ne bu sınavın. Böyle organizasyon olmaz. Bu sınava kimse katılmaz size söyleyeyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şikeli imtihan olur mu hacı?

Şeytanı insanların beyinlerine kadar sokacaksın sonrada suçu kabahati onlarda bulacaksın.

Dürüst ve adil tanrı bu mu?

Bu imtihanda şike yapıyor allah, ben kabul etmem bu imtihanı!

şeytan nedir...

belkide kötülüğün kendisidir...

bir kavram yaşayan konuşan bir canlı gibi tasvir edilmiş te olabilir...

buna teşhis sanatı derler eskiler bunu çok yaparlar...

şeytan her ne olursa olsun ve ne yaparsa yapsın insanı esir edemez...

yani insan yaptığı kötülüğü şeytana yükleyemez...

şeytana uydum yaptım diyen yine de suçlu görülüyor mahkemede...

ayrıca şeytan gibi melek te var insanı iyiliğe sevkeden...

şeytana uyma meleğe uy...

hangisine istersen uyabilirsin...

kötülüğü de iyiliği de seçebilirsin...

seçim senin...

şike yok...

Link to post
Sitelerde Paylaş

kulun dünya imtihanı, Allah için -haşa- bilinmeyenin bilinmesi gibi bir amaç için değildir. Allah her şeyi bilir, ama iradesini ve kuvvetini sarf ederek o işi yapan insandır ve her türlü sorumluluk da ona aittir.

Konuyu KADER mevzusuna getirmişsiniz.

Şunlar söylenebilir :

Kader, ilim nevindendir. İlim, malûma tâbidir. Yani nasıl olacak, öyle taallûk ediyor. Yoksa malûm, ilme tâbi değil.

İlim, bilmek ya da bilgi mânâsına geliyor. Malûm, bilinen, âlim ise bilen yahut bilgindemektir. Bu kaideyi bir misâl ile açıklamaya çalışalım. Meselâ, ben bir gencin fen fakültesinde okuduğunu bilmiş olayım. Bu bilgim ilimdir. Malûm ise, o gencin o fakültede öğrenci olduğu. İşte, benim ilmim bu malûma tâbidir. Yani o genç fen fakültesinde okuduğu için, ben de onu öylece bilirim.

Misâller çoğaltılabilir.

Madem Cenâb-ı Hak benim ne yapacağımı biliyor, denilmekle, Allahın âlim olduğu, soru sahibinin ise, o fiili yapacağı peşinen kabul edilmiştir. İşte o adamın, söz konusu fiili işlemesi malûm, Allahın, bunu ezelî ilmiyle bilmesi ise ilimdir. Ve bu ilim, malûma tâbidir.

İlim düsturları, bilineni, dış varlık noktasında idare etmek için esas değildir. Çünkü bilinenin zatı ve harici varlığı, iradeyle ilgilidir ve yapma gücüne dayanır. Bilindiği gibi bir şeyi, bir hadiseyi veya fiili bilmek, onu işleyebilmek için yeterli değildir. Bir örnek, konuşmayı herkes bilir. Ama, bir insan bu işe teşebbüs etmedikçe ve konuşma fiilini işlemedikçe onun konuştuğundan söz edebilir miyiz?

Bir başka örnek: Hz. Peygamber (a.s) İstanbul'un fethini müjdelemiştir. Ama, fetih fiilini Sultan Mehmet işlediği için fatih unvanını o padişaha veririz. İstanbulu, Peygamber Efendimiz (a.s)'in fethettiği gibi bir iddiada bulunmayız.

Demek ki, fâil olmak için fiili bilmek yetmiyor. Onu irade etmek, bizzat teşebbüs etmek ve işlemek gerekiyor. İşte Allah, insanın bütün amellerini, bütün fiillerini bilir. Ama, iradesini ve kuvvetini sarf ederek o işi yapan insandır ve her türlü sorumluluk da ona aittir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi; kul, kendi cüzi iradesini, -hayır olsun, şer olsun- hangi işe sarf ederse, Allah onu yaratır. İstemek kuldan, yaratmak Allah'tandır. Fakat, bütün fiilleri Allah'ın yaratması, insanı sorumluluktan kurtarmaz... İnsana kuvvet ihsan eden, her türlü imkânı bağışlayan Allah'tır. Kul bu imkânı, bu kuvveti onun rızasına aykırı olarak kullanırsa elbette sorumlu olur, suçlu olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kireç iyilik diye birşey yoktur.

sana örnek vereyim:

diyelim ki biri senin bir yakınına tecavüz ediyor. tecavüzcünün iyiliğini düşünüyorsan onun tecavüz etmesine izin vermelisin. tecavüz edilenin iyiliği için ise engel olmalısın. kriterin hangisi olacak?

iyilik ya da kötülük, insan türünün sosyal olarak ayakta kalabilmesi için ortaya çıkmış kavramlardır. sosyal var olma türün varolmasını da garantiler.

bazı kötülerin örneğin iflah olmaz tecavüzcü sapıkların genetik rahatsızlığı olduğunu biliyor musun? peki bu durumda kötü olmak onların suçu mu?

hiçbirşey siyah ya da beyaz değildir. aslında siyah ya da beyaz diye renkler yoktur. bu renkleri insan zihni yaratır. tıpkı iyilik ya da kötülük gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

kulun dünya imtihanı, Allah için -haşa- bilinmeyenin bilinmesi gibi bir amaç için değildir. Allah her şeyi bilir, ama iradesini ve kuvvetini sarf ederek o işi yapan insandır ve her türlü sorumluluk da ona aittir.

Konuyu KADER mevzusuna getirmişsiniz.

Şunlar söylenebilir :

“Kader, ilim nevindendir. İlim, malûma tâbidir. Yani nasıl olacak, öyle taallûk ediyor. Yoksa malûm, ilme tâbi değil.”

İlim, “bilmek” ya da “bilgi” mânâsına geliyor. Malûm, “bilinen”, âlim ise “bilen” yahut “bilgin”demektir. Bu kaideyi bir misâl ile açıklamaya çalışalım. Meselâ, ben bir gencin fen fakültesinde okuduğunu bilmiş olayım. Bu bilgim ilimdir. Malûm ise, o gencin o fakültede öğrenci olduğu. İşte, benim ilmim bu malûma tâbidir. Yani o genç fen fakültesinde okuduğu için, ben de onu öylece bilirim.

Misâller çoğaltılabilir.

“Madem Cenâb-ı Hak benim ne yapacağımı biliyor,” denilmekle, Allahın âlim olduğu, soru sahibinin ise, o fiili yapacağı peşinen kabul edilmiştir. İşte o adamın, söz konusu fiili işlemesi malûm, Allahın, bunu ezelî ilmiyle bilmesi ise ilimdir. Ve bu ilim, malûma tâbidir.

İlim düsturları, bilineni, dış varlık noktasında idare etmek için esas değildir. Çünkü bilinenin zatı ve harici varlığı, iradeyle ilgilidir ve yapma gücüne dayanır. Bilindiği gibi bir şeyi, bir hadiseyi veya fiili bilmek, onu işleyebilmek için yeterli değildir. Bir örnek, konuşmayı herkes bilir. Ama, bir insan bu işe teşebbüs etmedikçe ve konuşma fiilini işlemedikçe onun konuştuğundan söz edebilir miyiz?

Bir başka örnek: Hz. Peygamber (a.s) İstanbul'un fethini müjdelemiştir. Ama, “fetih” fiilini Sultan Mehmet işlediği için “fatih” unvanını o padişaha veririz. İstanbulu, Peygamber Efendimiz (a.s)'in fethettiği gibi bir iddiada bulunmayız.

Demek ki, fâil olmak için fiili bilmek yetmiyor. Onu irade etmek, bizzat teşebbüs etmek ve işlemek gerekiyor. İşte Allah, insanın bütün amellerini, bütün fiillerini bilir. Ama, iradesini ve kuvvetini sarf ederek o işi yapan insandır ve her türlü sorumluluk da ona aittir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi; kul, kendi cüzi iradesini, -hayır olsun, şer olsun- hangi işe sarf ederse, Allah onu yaratır. İstemek kuldan, yaratmak Allah'tandır. Fakat, bütün fiilleri Allah'ın yaratması, insanı sorumluluktan kurtarmaz... İnsana kuvvet ihsan eden, her türlü imkânı bağışlayan Allah'tır. Kul bu imkânı, bu kuvveti onun rızasına aykırı olarak kullanırsa elbette sorumlu olur, suçlu olur.

Bu açıklamalar çok saçma.. Anlaşılmadıkları bir yana, anlaşılmaları mümkün değil.

Konuyu saptırmaya yönelik açıklamalar.

Biz burada imtihandan bahsediyoruz. Allah imtihan ediyor. Allah nasıl davranacaklarını çok iyi bildiği kulunu imtihan ediyor.

Ve o bu imtihandan geçiyor veya geçemiyor. Allah aslında bunu da biliyor.

Ama o kul bilmiyor. Bilmesi de gerekmez. Çünkü o imtihan etmiyor. O imtihan oluyor. İmtihanı geçemeyeceğini o bilmiyor ama onu imtihan eden biliyor.

Görüyorsunuz.. Bu saçmalıklar devam edip duruyor..

Bu kafasızlara Allah'ın imtihan etmesinin ne kadar saçma olduğunu anlatmak mümkün değil.

Bir de utanmadan yazabiliyorlar. Neymiş, Allah'ın yaratması, insanı sorumluluktan kurtarmazmış.

Kardeşim, Allah diyor ki. Bana cehennem için odun lazım. Ben insanları cehennemimde yakmak için yarattım.

Sen şimdi gel de insanı suçla.. İnsan Allah'ın kendisi için ne istiyorsa onu yapıyor.

İnsan Allah'ın kendisini yarattığı şekle sadık kalıyor.

O insan Allah'ın emirlerini diğer insanlardan daha iyi yerine getiriyor.

Onun emirlerini ki onların arasında kendisini reddetmeleri de var, yerine getiriyor.

Ve bu insan Allah'ın indinde kötü oluyor.

Bu nasıl bir mantıktır..

Ne kadar sapıktır.

Böyle bir Allah'la uğraşıyoruz işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın mantığına göre Allah'ın imtihanını geçemeyen yoktur.

Bütün kullar o imtihanı geçmektedirler. O imtihandan kalan yoktur.

Neden mi?

Allah'ın ne kadar saçma olurlarsa olsunlar, bütün emirlerine inananlar imtihanı geçiyor.

Allah'ın emirlerine inanmayanlar ve Allah'a inanmayanlar da aynı imtihanı geçiyorlar.

Çünkü Allah onları öyle yaratmış ve onlar Allah'ın kendilerini yarattıkları gibi davranıyorlar.

Eğer başka türlü davransalar, Allah'ın emirlerine karşı gelmiş olurlar.

Ama onlara karşı gelmiyorlar ve Allah'ın kendilerinden istediği gibi davranıyorlar.

Dolayısıyla ip Allah'ın elinde..

İmtihan ettiklerinin hepsini imtihanı geçmiş kabul etmek zorunda.

Çünkü hepsini o bilerek yaratıyor.

Bu Müslümanların iddiası üzerine varılan sonuç.

Bu iddiaya göre Müslümanlar Allah'ı sapıklıkla suçluyorlar ve bunun farkında bile değiller.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İmtihan edenler neden imtihan ederler?

Sonucu bilmedikleri için imtihan ederler.

Bilselerdi imtihan etmelerine gerek olmazdı.

Allah imtihan mı ediyor, yoksa insanlarla oyun mu oynuyor?

Sonucu bildiği halde imtihan ediyorsa, oyun oynuyordur.

İmtihan edilenlerin sonucu bilmemesi hiç önemli değil.

Onlar sadece emir kulu.. Hepsi de Allah'ın emirlerini yerine getiriyor.

Hala anlaşılmadı mı Müslümanlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...