Jump to content

Evren neyin içinde genişliyor?


Recommended Posts

Sevgili mantık,

Aslında bizlere saçma olarak görünen ancak ayrıntılarına inildiği zaman bilim adamlarının görüşlerinde haklı olduklarını anlayabileceğimiz bilimde birçok konu var. Mantığımın almadığı, hayal edemediğim oluşumları sorgularım demişsiniz. Sorgulamalısınız da. Ama şunu da sorgulamak lazım: Acaba mantığımızın aldığı bir evren modeli, ya da yaratılışcılık modelleri (evrimde mesela) bizim yeniliklere kapalı beynimizin düşünce yapısını değiştirememesinden kaynaklanmıyor mu? Evet fizikte insan aklının algılayamadığı olaylardan bahsediliyor. Big-bang gibi ya da bir elektronun iki yerde birden olabilmesi gibi.

Ben Einstein in izafiyet teorisini ilk okuduğumda bana oldukça saçma gelmişti. Işık hızına yakın bir hızda seyahat edeceksin ve yanından geçen ışık gene ışık hızında yol alıyor olacak. Zaman yavaşlayacak, uzay kısalacak vs. Sağduyuma tamamen tersti. Ama burada gerçeğe daha yakın olan benim sağduyum değil Einstein'ın teorisidir. Çünkü gözlemler onun tezini her defasında kanıtlıyor.

Ben sizin aksinize evrenin bu akıl almayan modellerini beğeniyorum. Çünkü bu bende basite alınmaması gereken bir evren olduğu düşüncesini uyandırıyor. O kadar farklı ki mantığımız ve sağduyumuz ile onu kavrayamıyoruz. Belki de hiç kavrayamayacağız. Onu anlayabilme konusunda evren ile satranç oynuyoruz ve bizim her hamlemize karşı o başka bir hamle yapıyor. Bu düşünce beni mutlu ediyor.

"Gozlemleri eger bu tur zorlamalarla elinizdeki teoriye uyduruyorsaniz, sonra da yaptiginizi 'teorinin gelistirilmesi' diye lanse ediyorsaniz, bence bu iste bir bit yenigi vardir." demişsiniz. Bence durum böyle değil. Aksine gözlemler eldeki teorilere uymadığı için yeni açıklamalar getirmeye çalışıyoruz.

Bir konuda size katılıyorum. Evrenin daha iyi anlaşılabileceği modelleri bulunabilecek. Ama bir konuda da size katılamayacağım. O modellerde de bizim aklımızın alamayacağı izahlar olacak. "Ya biz bunu neden düşünemedik, halbuki gerçek buymuş" diyebileceğimiz mucize bir çözüm yolunun çıkacağını da sanmıyorum.

Dediğim gibi evreni bu hali ile seviyorum. Aynı zamanda insanın onu anlayabilme gayretini de büyük bir takdirle karşılıyourm.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ditfurth'un Başlangıçta Hidrojen Vardı adlı kitabında: "Evrende, evrenin genişlemesini durdurup, çökmeyi başlatabilecek kadar madde olmadığı ve dolayısıyla evrenin asla üzerine çökmeyeceği, sonsuza kadar genişleyeceği" şeklinde bir ifade var... Gerçi bu kitap bayağı eski bir kitap, ondan sonra bu görüş değişmiş olabilir...

Bu konuda yorum yapmak çok zor..

Evrende ne kadar madde olduğu bir tahminden başka bir şey değil.

Kesin değil..

Bence herşey mümkün...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaklaşık 1 aylık aradan sonra bu konuyla tekrar forumdayım aslında takip ediyordum sadece yorum cevap yazmıyordum

çoğunuz evrenin içinde genişlediği boşluk sonsuz olmalı gibi ifadeler kullanmışsınız

bence yanlış gerçi evreni ben yaratmadım böyle bi konudada sen kimsin bizi düzeltiyorsun diyebilirsiniz

ama sadece mantık açısından görüşlerimi belirteceğim.

evren denen olgu sadece madde enerji varlık dan ibarettir biri evren derken boşluk hiçlik evrenin içine dahil edilmemelidir

evren genişlemesi! diye bir şeyde olamaz sadece varlık madde enerji arasındaki mesafe çoğalıyor

enerji yogunlugunu kaybediyor yoğunlaşarak genişleme olmaz genişleme sadece yoğunluk azaldığında meydana çıkar bu güne kadar aksini görmedim duymadım okumadım bi kuraldır bu

tüm evrendeki maddeleri 2 cantimlik bir bi alanda sıkışmış olarak hayal edersek tüm evren 2 cantimden ibaret olucaktır

3 üncü bir santim yok yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrenin genişlemesinin herşeyi yarattığını kabul eden görüş, evrenin sonsuz bir boşluk içinde genişlemesi iddiasına bir alternatif değildir.

Daha doğrusu, evrenin kendisinin genişlerken sonsuz boşluğu oluşturması ile öyle bir boşlukta genişliyor olması aynı şeylerdir.

Dolayısıyla evrenin sonsuz bir boşluk içinde genişliyor olması, insan aklı açısından, daha mantıklıdır.

Çünkü herşeyin, "evrenin, evrendeki uzayın ve sonsuzluğun", bir anda yoktan var olarak ortaya çıkmasıı, insan aklının kavrayamayacağı bir kavramdır.

İnsan aklı sonsuz boşlukta bulunan bir nesnenin evreni oluşturduğu kuramını kolaylıkla kabul edebilir.

Ama herşeyin, nedensiz, sıfırdan başlamasını kabul edemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...
Ama herşeyin, nedensiz, sıfırdan başlamasını kabul edemez.

Niye edemesin ki

Hem insan aklı çevresindeki günlük hayatta gördüğü ölçekte olaylara aşinadır zaten ondan bazı şeyler daha "anlaşılır" gelir

Atomaltı ölçekte olsun makro ökçekte olsun kuantum ve genel görelilikte ilk bakışta akla aykırı görünür ama doğrudurlar

Mantıksal açıdan mümkünse olmaması için bir neden yok

tarihinde kenzo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Niye edemesin ki

Hem insan aklı çevresindeki günlük hayatta gördüğü ölçekte olaylara aşinadır zaten ondan bazı şeyler daha "anlaşılır" gelir

Atomaltı ölçekte olsun makro ökçekte olsun kuantum ve genel görelilikte ilk bakışta akla aykırı görünür ama doğrudurlar

Mantıksal açıdan mümkünse olmaması için bir neden yok

Sıfırdan başlayan bir örnek verebilir misiniz?

Ben verebilirim ama, benim sıfır tanımım çok farklı..

Siz sıfırla yokluğu kastediyorsanız, böyle bir örnek veremezsiniz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Belki de buna yoktan varolma denilmemeli (?)

Kütle ve enerji birbirlerine dönüşebildiklerine göre.

saygılar....

0 kütleli fotonların (enerji) çarpışınca elektron ve pozitron a dönüşmesi gibi mi alınıyor big bang bilmiyorum.

bildiğim kadarıyla Big Bangdan önce kütle

ama enerji de yoktu..

ama yine de yoktan var olmak yerine

başka bir unsurun "kütle ve enerji"ye dönüştüğünü düşünebiliriz.

tarihinde templet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kütle ve enerji yoktu demek, hiç bir varlık yoktu demek değildir ki...

kütle ve enerji olarak tanımlayanamayacak bir varlık türü (parçacık ve madde demiyorum) dolduruyordu varlığı belki, bu tür ne olabilir diye düşünmek lazım...

tarihinde templet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
kütle ve enerji yoktu demek, hiç bir varlık yoktu demek değildir ki...

kütle ve enerji olarak tanımlayanamayacak bir varlık türü (parçacık ve madde demiyorum) dolduruyordu varlığı belki, bu tür ne olabilir diye düşünmek lazım...

Onun ne olduğunu biliyoruz ama...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Onun ne olduğunu biliyoruz ama...

bu herhalde:

Önemli olan içinde yalancı zerreleri barındıran sonsuz bir boşluğun olduğudur..

Bunu kimse yadsıyamaz...

Evren onun içine genişlemektedir..

Belk de evrenler onun içinde genişlemektedirler..

Aksi takdırda yaratılışı açıklayamazsınız..

Her zaman var olan bir enerjiye gereksinim vardır.

Onu başka nasıl açıklayabilirsiniz?

İnsan akıl, mantık ve rasyonalitesi böyle bir boşluğun olması gerektiğini dikte ediyor..

Nedensiz bir başlangıcı insan aklı kabul edemiyor.

Bu nedenin yalancı zerreler olması insan aklına çok uygun bir kavram..

Evren onlardan birinin false vacuum olması ile yaratılmıştır.

Bunu bütün aklı başında bilim adamları kabul ediyor.

Bildiğimiz klasik 3 boyutlu bir boşluktaki yalancı zerreler içerisinde yine 3B bir evren oluşmuş ama

o yalancı zerrelerin tanımını, nereden geldiğini bir yere bağlayamadığımdan, bu tez benim için boşlukta duruyor..

bu boyutları ancak çoğaltırsak bir yere varabiliriz gibi geliyor. parçacıklar sicim olursa, 3 uzay ve bir zaman boyutu açılıp geri kalanları yumak gibi açılmamış sicimler... hatta zarlar...... yani çıkış yolu sicim teorisinde gibi geliyor...

tarihinde templet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bu herhalde:

Bildiğimiz klasik 3 boyutlu bir boşluktaki yalancı zerreler içerisinde yine 3B bir evren oluşmuş ama

o yalancı zerrelerin tanımını, nereden geldiğini bir yere bağlayamadığımdan, bu tez benim için boşlukta duruyor..

bu boyutları ancak çoğaltırsak bir yere varabiliriz gibi geliyor. parçacıklar sicim olursa, 3 uzay ve bir zaman boyutu açılıp geri kalanları yumak gibi açılmamış sicimler... hatta zarlar...... yani çıkış yolu sicim teorisinde gibi geliyor...

Sicim teorisi en ufak bir delilden yoksundur.

Sicimlerin varlığını telkin eden hiç bir gözlem yoktur.

Aynı şekilde, ek boytların varlığı da bazı fizikçilerin fantazisidir.

Ama ilginç olarak delilsiz değildir.

Daha doğrusu dört boyutun varlığına ait sözde bir gözlem vardır. Ona Bilim forumunda değinmiştim.

Sicim teorisi doğru olmasa bile o kadar önemli değildir.

Çünkü atomaltı düzeye inince neyin ne olduğu değil, nasıl davrandığı önem kazanmaktadır.

Ha sicim olmuş, ha quark.. Ne farkeder.

Nasıl olsa onları asla göremeyeceğiz..

Ben bu nedenlerden dolayı sicim teorisine sıcak bakmaya başladım.

Ama bu teori fizikçiler tarafından hem çok tutulmakta, hem de çok eleştirilmektedir.

Fizikçilerin karşılaştıkları sorunların çözümünde çok başarılı olması, bu teorinin bir uydurma olduğu izlenimini vermektedir.

Her derde deva bir kuramdır.

Aynı şeyleri genişleme kuramı için de ileri sürebiliriz.

Genişleme kuramı Big Bang kuramını kurtarmak için ortaya atılan bir açıklama ve bir zorlamadır.

Genişleme kuramının en ufak bir delili bile yoktur.

Bu kuramı açıklama için Alan Guth, diğer kuramlardan yararlanmaktadır.

Bir kuramı diğer bir kuramla açıklamaya çalışmak bir yerde saçmalıktır diyebilirsiniz.

Ve haklısınız..

Şimdilik durum bu merkezde..

Yeni bir kuram gelinceye kadar elimizde bunlar vardır..

Hepinize kolay gele..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arayış kurgusuna sahip romanlarda ana karakter sonunda başladığı yere geri döner. mesala "Simyacı"

Bir şeyleri kurtarmak için zorlanarak geliştirilimiş gibi duran teoriler, çok zarif bir biçimde bir yere (başladığımız yere) bağlanana kadar zorlamaymış gibi gelecek.

kolaysa başına gele....

Link to post
Sitelerde Paylaş

eğer evren dediğimiz kavramlar topluluğu bir şekilde yoktan var oldu yada edildiyse o zaman hiçlik bizim bildiğimiz anlamların ötesinde değerler ihtiva ediyor demektir. çünkü evren bir balon gibi sürekli genişlemektedir ve bu genişleme vaktin birinde sonlanarak kendi içine çökecektir geçerli bilimsel görüşlere göre.

eğer balon gibi genişleyen bir evren yapısının içerisinde yer alıyorsak öyleyse bu paralel evrenlere sahip bir oluşum olduğunu gösterir..

tüm söylediklerim düşüncelerimin eseridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
eğer evren dediğimiz kavramlar topluluğu bir şekilde yoktan var oldu yada edildiyse o zaman hiçlik bizim bildiğimiz anlamların ötesinde değerler ihtiva ediyor demektir. çünkü evren bir balon gibi sürekli genişlemektedir ve bu genişleme vaktin birinde sonlanarak kendi içine çökecektir geçerli bilimsel görüşlere göre.

eğer balon gibi genişleyen bir evren yapısının içerisinde yer alıyorsak öyleyse bu paralel evrenlere sahip bir oluşum olduğunu gösterir..

tüm söylediklerim düşüncelerimin eseridir.

Hangi geçerli görüş?

Kaynağı var mı bu söyleminizin?

Yoksa kendi düşünceniz mi?

Bense tam aksini biliyorum.

Evrende genişlemeyi durdurup, üzerine çökmeyi başlatabilecek kadar madde olmadığı için genişleme asla durmayacak.

bkz: "Başlangıçta Hidrojen Vardı"; Hoimar V. Ditfurth

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hangi geçerli görüş?

Kaynağı var mı bu söyleminizin?

Yoksa kendi düşünceniz mi?

Bense tam aksini biliyorum.

Evrende genişlemeyi durdurup, üzerine çökmeyi başlatabilecek kadar madde olmadığı için genişleme asla durmayacak.

bkz: "Başlangıçta Hidrojen Vardı"; Hoimar V. Ditfurth

Bu gibi konularda kaynağa gerek yok AteshBey..

Konuyu kimse bilmiyor.

Herkesin bu konuda yapacağı yorum tümüyle delilsiz olacak ve bir spekülasyonu geçemeyecektir.

Bir kaynak vermişsin ama, onu destekleyecek hemen hiç bir delil yoktur.

Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?

Yoksa kendi üstüne çökecek mi?

Çökme çoktan başlamış bile olabilir..

Bize ışık hızında evrenden gelen bilgiler asında yüzmilyonlarca, hatta milyarlarca yıl öteden kaynak alıyor.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...