Jump to content

Evren neyin içinde genişliyor?


Recommended Posts

"Bu ne demek şimdi?

Mutlak yoklukdan mı bahsediyorsun?

Hiçliğin içinde hiç mi bir şey yok?

Bu hiçlik denen şeyin akıllı bir açıklamaya ihtiyacı var bence." Ateshbey

Hiçlikte bir şey olursa o hiçlik olur mu?

Zaten bu nedenledir ki "hiçliğin enerjisi" gibi kendi içinde tutarsız olan kavramlara itiraz ediyorum.

Mutlak yokluk zaten evrenin varlığıyla, mutlak değildir.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

"Bu ne demek şimdi?

Mutlak yoklukdan mı bahsediyorsun?

Hiçliğin içinde hiç mi bir şey yok?

Bu hiçlik denen şeyin akıllı bir açıklamaya ihtiyacı var bence." Ateshbey

Hiçlikte bir şey olursa o hiçlik olur mu?

Zaten bu nedenledir ki "hiçliğin enerjisi" gibi kendi içinde tutarsız olan kavramlara itiraz ediyorum.

Mutlak yokluk zaten evrenin varlığıyla, mutlak değildir.

Selamlar.

Ehh o halde şöyle bir soruda geliyor akla;

Big Bang neyin patlaması ya da genişlemesidir?

Yokluğun ya da hiçliğin mi?

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mantık in uzun yazısını quote etmek kendi yazımı öldürmek olurdu ama yazım onun big-bang in yanlışlığını savunması üzerine olacak.

İnsanoğlu doğayı anlamaya çalışırken ilk önce yaptığı gözlemlerden faydalanır. Elde ettiğimiz gözlemlere göre evren genişliyor. Bunu farklı bir şekilde yorumlamaya çalışmak gerçekten bilim yapmak mıdır? Bilimi görmek istediğiniz şekle sokabilir miyiz? Böyle birşey yapmak bilim olur mu?

Peki big-bang ya da yeni hali ile standart modelden fizik neden vargeçemez. İki nedenden dolayı:

1. Evrenin genişlediği ışık tayfının kızıla kaymasıyla gözlenmiştir. Ama bu basit bir kızıla kayma ya da compton etkisiyle açıklanabilecek bir olgu değildir. Bu evrenin gerçekten genişlediğini ortaya koyan bir gözlemdir. Hatta bu konudaki gözlem o kadar hassastır ki şu an evrenin genişleme hızında bir artış olduğunu dahi biliyoruz.

2. Arka fon radyasyonu kalıntı bir radyasyondur ve tüm evreni doldurur. Bunun kelvin değeri bile standart model tarafından öngörülmüş ve gözlemler birkaç derece farkla standart modeli desteklemiştir.

Hacı'nın değindiği gibi evrenin oluşumunu anlamakta beynimiz zorlanmaktadır. Bunun nedeni beynimizin evrimsel gelişiminde böyle bir misyonunun olmamasıdır. Nasıl bir makak Dünya'nın yuvarlak olduğunu, yaşadığı yerin Dünya adlı ufak bir gezegen olduğunu anlayamıyorsa, bizim zihnimiz de yaşadığımız evrenin şeklini ve konumunu anlayamamaktadır.

Evrenin tamamen insan zihni açısından anlaşılır olduğunu iddia etmek ve bu yönde gözlemlediğimiz ve doğruluğundan oldukça emin olduğumuz verileri kendi gerçeklerimize göre yorumlamaya çalışmak; gerçeği anlamaya çalışmak değil kendimize bir gerçek yaratmak olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hem hiçlik deyip hemde var olan ne demek?

Var olan evren, onun primitive hali (madde, enerji, plazma vs.), evren hiçlikle çeperlenmiş. Evren galaksileri ve uzayı kapsayan, onu çevreleyende hiçlik. Bir boşluk, uzay değil, sadece evren balonundan sonrası yok. Herşey o çepere kadar.

Ben böyle rasyonalize ediyorum. Lütfen dikkat realize demiyorum.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Var olan evren, onun primitive hali (madde, enerji, plazma vs.), evren hiçlikle çeperlenmiş. Evren galaksileri ve uzayı kapsayan, onu çevreleyende hiçlik. Bir boşluk, uzay değil, sadece evren balonundan sonrası yok. Herşey o çepere kadar.

Ben böyle rasyonalize ediyorum. Lütfen dikkat realize demiyorum.

Selamlar.

Ama evren son sürat genişliyor. Bir çeper varsa orada genişlemenin durması gerekmez mi? Gerekmiyorsa hiçlik denen şeyde mekan var demektir... Off iyice kafam karıştı! :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evren birşeylerin içinde genişlemek zorunda mı?

Bence bu kendi zihnimizin evreni tamm olarak anlayamamasından kaynaklanıyor. Uzay ve zamanı hatalı algılıyoruz. Sorun burada bence.

Evrenin genişlediği gözlemlenmiş, nerde, nasıl sorularının sorulması zorunluluk. "perception is reality" Algıladıklarımızla kanaatlara ulaşmak doğaldır, sizin aklınıza bilinemezcilikten başka bir yöntem geliyorsa lütfen belirtin. Uzay ve zamanı yanlış algılıyorsak, herşeyi yanlış algılıyoruz. Bencede agnostik olalım.

"İnsanlar dünyanın düz olduğuna inandıkları zamanlarda haksızdılar. Dünyanın küre şeklinde olduğunu düşündüklerinde de haksızdılar. Fakat eğer dünyanın küre şeklinde olduğuna inanmanın, düz olduğuna inanmak kadar yanlış olduğunu düşünüyorsanız, sizin bakış açınız, bu ikisinin toplamından daha yanlıştır."

Isaac Asimov

Selamlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

CharlesDarwin ve diger arkadaslar,

Big Bang teorisi dogru mudur, degil midir konusu bana dusmez. Bu isin uzmanlari var, fizikciler var.

Ben sadece bu islerle ilgilenen bir amator olarak okuduklarimi degerlendiririm. Tutarli olup olmadiklarina bakarim. Olcumleri denklemlere uydurmak adina insan beyninin almayacagi oneriler getiriyorlar mi, bunlari neye dayanarak getiriyorlar, ona bakarim.

Insan bir seye cok uzun sure bakinca artik gozu alisir, mantikli gelmeye baslar. Fizikciler de ayni denklemlere, ayni fikirlere cok uzun sure bakip, guvendikleri hocalarindan da ayni seyleri ayni sekilde duya duya artik bazi sorulari sormayi birakmis olabilirler. (Kucuk cocuklarin "Peki Tanri'yi kim yaratti" diye sorabilmesi fakat bu soruyu yetiskinlerin genellikle sormamasi gibi).

Bunlari tespit edebilecek kisiler, olaya disaridan bakanlar olacaktir.

Su anki fizigin cizdigi evren tablosunu anliyor musunuz? Once bu tabloyu ne kadar anladiginizi ve bunu zihninizde canlandirip canlandiramadiginizi degerlendirin.

Su anki fizikcilerin cizdigi evren tablosuna gore, evren kendi ustune kapali ama sinirsiz bir ortam. Bir yone dogru yeterince uzun sure giderseniz, basladiginiz yere donuyorsunuz.

Uc boyutlu bir kure yuzeyinde bunu anlayabilirsiniz ama gunumuz fizikcileri bunun bildigimiz 4 boyutlu (4. boyut zaman) evren icin gecerli oldugunu soyluyorlar.

Bunun 4 boyutlu kure hayal etmeye calismaktan ve 4 boyutlu kure sadece zihnimizde degil, gercekte de var olabilir, hatta vardir demekten farki ne?

Simdi ben boyle bir iddiayi sorgulasam ve desem ki, arkadaslar, sizin denklemleriniz evreni boyle hayal edince cok guzel bir sekilde yerli yerine oturuyor diye, ben beynimin almadigi ve alamayacagi boyle bir fikrin dis dunyaya uydugunu dusunmek zorunda miyim diye sorsam ne cevap alirim acaba?

Ayrica, bilen bilir, su anki big bang teorisi evrendeki homojenligi aciklayamayacagi icin, degistirip 'inflation' teorileri gelistirdiler. Haci sik sik bahsediyor. Bu teorilerin en populerine gore, evren iki asamali olarak genisledi ve ilk 'bang'den sonra bir sure normal hizda genisleyip, sonra ikinci bir buyuk genisleme yasadi ki bu genislemenin hizi isik hizinin bilmem kac kati. Sonra bu da durdu ve evren normal sekilde genislemeye devam etti.

Simdi, bilim adamlari gozlemleri ve evrenin 'duz'lugunu aciklayabilmek icin denklemlerinde boyle hokkabazliklar yapmak zorunda kaliyorlar. Tum bunlar da bana zamaninda gezegenlerin yorungeleri ile ilgili olarak yapilan gozlemleri, Ptolemy'nin yer merkezli evren modeline uydurmaya calisan astronomlarin cabalarini hatirlatiyor.

Gozlemleri eger bu tur zorlamalarla elinizdeki teoriye uyduruyorsaniz, sonra da yaptiginizi 'teorinin gelistirilmesi' diye lanse ediyorsaniz, bence bu iste bir bit yenigi vardir.

Insanlar elbette soracaklar, 'evren genisliyorsa, neyin icinde genisliyor' diye. Bu sorudan dogal bir soru yok. Bu aynen "Peki Tanri'yi kim yaratti" sorusu gibi bir soru.

Bilim adamlari diyorlar ki, bildigimiz evrenin genislemesi icin bu 3 boyutlu evreni daha cok boyutlu bir ust evrenin icine yerlestirmek sart degil, matematiksel olarak daha ust boyutlardan bagimsiz 3 boyutlu modeller gelistirilebilir ve bu model kendi basina genisleyebilir diyorlar.

Matematiksel olarak cok sey mumkun olabilir. Ama matematik ile dis dunya ayni sey degil. Her zaman uyusmak zorunda da degiller.

Insanlar elbette soracak, evren genisliyorsa, neyin icinde genisliyor, evrenin icinde bulundugu sey de mi genisliyor, o nereye genisliyor diye.

Dikkat edin, gunumuz kozmolojisindeki big bang modeli, evrendeki maddenin bir bosluga yayildigini ve gittikce daha uzaklastigini falan soylemiyor. Bahsettikleri genisleme bu degil.

Mevcut teoriye gore, genisleyen sey evrenin kendisi. Yani bildiginiz hersey, 'mekan' genisliyor.

Olay bir bombanin paylayip, parcalarinin etrafa dagilmasi gibi degil yani. Sik verdikleri ornekte oldugu gibi, uzerine benekler cizilmis bir balonun sisirilmesi gibi olay. Nasil o balon sisirildiginde benekler hem buyur hem de birbirinden uzaklasirsa, su anda da evrende galaksiler o sekilde birbirinden uzaklasiyor.

Bolonun yuzeyi evrenin kendisi ise, evren o sekilde genisliyor.

O zaman elbette bu genislemenin nereye dogru oldugunu soracak insan zihni. Bu sorudan dogali yok.

Ama bilim adamlari bu soruyu anlamsiz ilan ederek (cunku matematiksel olarak mumkunmus daha ust boyutlu bir ortamda bulunmasa da evrenin genislemesi) bence neredeyse "Peki Tanri'yi kim yaratti" sorusunu yasaklayan dincilere benziyorlar bu konuda.

Gunumuzde fizikciler fazla uctu, gerceklikten fazla koptular bana sorarsaniz.

Matematik ile gercek dunyayi birbirine denk gormeye basladilar. Gozle gorup elle tutamadiklari seylerle ugrasmaya oyle alistilar ki artik urettikleri fikirlerin gozle gorunup elle tutulur olup olmadigini onemsememeye basladilar.

Atomlarla, elektronlarla ilgilenip, bunlari gozle gormeden bunlar uzerinde deneyler yapilmaya baslanmasindan beri olay buna donustu.

Ondan once, fizikciler daha somut, daha kolay el altina alinir ve gozlenir seylerle ugrasiyorlardi. Surtunme kuvvetini incelemek, havaya atilan bir tasin cizecegi rotayi hesaplamak ve olcmek, vs bunlar daha hayatin icinde, daha kolay deneyi yapilir konulardi.

Ne zaman atomalti dunyaya ve galaksiler otesi uzaya ciktilar, ondan sonra bence teorilerde de gerceklikten kopukluklar basladi.

Su anda mevcut datanin denklemlere uyusup uyusmadigina bakiyorlar sadece. Elektronun ne oldugu, nasil gorundugu, neye benzedigi gibi bir soruyu ornegin "anlamsiz ve onemsiz" diye es geciyor gunumuz biliminin bakis acisi. Cunku onemli olan modeldir ve modelin neyi ne kadar acikladigidir.

Bugun elektron bulutu deyince kimin ne kastettigi zihnin onune getirilip anlasilir birsey degil. Bu tur kavramlari o sekilde goz onunde canlandirip oyle inceleme gibi bir niyette dahi degiller artik. Bunun mumkun olmadigi ve gerekli de olmadigi kanisina varmislar.

Bence bugun fizikciler, en azindan bu tur konularla ugrasirken hayal ile gercegi birbirine karistirmaya basladilar.

Bir yandan isik hizini hicbirsey gecemez derken, bir yandan da mevcut datayi denklemlere uydurabilmek icin "evren ilk zamanlarinda bir sure isiktan daha hizli bir hizla genisledi" demekten geri kalmiyorlar.

Ondan sonra da yaptiklari is icin sadece sozlerine guvenmemizi bekliyorlar.

Bu haliyle, otoritelerini kullanip insanlari istedikleri seye inandiran din alimlerinden ne farklari kaliyor?

Eskiden din alimleri ortalama vatandasin anlamadigi seylere sahipti (okuma yazma bilmek, ya da baska bir dil, ornegin arapca ya da latince bilmek gibi) ve bu ayricaligi kullanarak insanlari istedikleri seye inandiriyorlardi.

Simdinin fizikcileri de ortalama vatandasin anlamadigi bir dili (fizikteki formullerin dili ve ileri matematik) bildikleri icin bunlari kullanarak insanlara adeta "siz anlamazsiniz, bu konuda benim lafima guvenmekten baska sansiniz yoktur" diyorlar.

Halbuki kendi aralarindaki sohbetlere baktiginizda, artik yerlesmis ve kabul goren pek cok konuda bile aslinda pek cok fizikcinin dahi kendi aralarindaki sohbetlerde ikna olmamis bir hava cizdigini gorursunuz.

Bunun icin Lee Smolin'in "The Trouble with Physics" kitabina bakin. Bu kitap ile ilgili olarak Bilim forumunda bir baslik da acmistim bir sure once. Belki de su anda son arsivde kalmis olabilir.

Ben, bana anlatilan teorilerde duydugum tutarsizliklari veya anlasilmaz, beyne sigdirilamaz bilgileri sorgulama hakkina sahibim. Hepimiz sahibiz. Anlamadiginiz hicbir seyi koru korune kabul etmeyin. Yoksa dincilerin sizi dusurdugu tuzaga bambaska bir konuda, o guvendiginiz bilimciler tarafindan dusurulursunuz.

Benim de yaptigim bundan ibaret. Anlamaya calisiyorum. Koru korune inanmiyorum. Beynimin ne kadar karmasik olursa olsun, tum fikirleri kavrayabilecegine inaniyorum. Matematikten de az bucuk anlarim (sonucta muhendislikte master'im var), dolayisiyla, fizikcilerin anlattiklarini onlarin dilinden anlayabilecek yetenege sahibim.

Ama ABD'de fizik doktorasini tamamlamis cok yakindan tanidigim ve kendisiyle fizik konusunda sayisiz sohbetler yaptigimiz, su anda Turkiye'deki bir universitede fizik docenti olan arkadasim da dahil olmak uzere, hicbir fizikci bana merak ettigim noktalari anlasilir ve ikna edici bir bicimde aciklamayi basaramadi.

Isin ilginci, bu noktalari onlarin da anlamadigini ama oylece kabul ettiklerini farkettim.

Lee Smolin'e katiliyorum. Gunumuz fizigi gercekten "trouble" icinde. Hickimse kafasina yatmayan seye koru korune inanmamali. Bu yuzden de pek cok modern fizik teorisi ile ilgili olarak "skeptik" (kuskucu) bir pozisyondayim.

Bu o teorileri reddettigim ve bilime inanmadigim, guvenmedigim, vs anlaminda algilanmasin. Tam tersi, bilimin kendi yontemi ile zaman icinde kendi kendisini bilim disi ve/veya dis dunyaya uymayan, gercek disi, yanlis teorilerden kurtaracagina inaniyorum. Yaygin teoriler ile ilgili konusurken de sanki bu teoriler gercekten de dogruymus gibi yazip ciziyor ve oyle davraniyorum.

Yani kuantum fizigi olsun, big bang teorisi olsun, yazilarimi genellikle bunlar dogruymus kabulu altinda yaziyorum. Ama bu demek degildir ki soylenen her seyi koru korune kabul edecegim ve sorgulamayacagim. Beynimin almadigi bir seyi koru korune kabul etmek bana gore degil.

Bunu ise bizler gibi acik fikirli kisilerin tumu yapmalidir diye dusunuyorum.

Eger benim anlamadigim, beynimde canlandiramadigim veya tutarsiz ya da tuhaf buldugum bazi seyleri (bu yazida birkacindan bahsettim) anladigini iddia eden varsa, aciklamalarini dinlemeye hazirim. Cunku gercekten duyup anlamak istiyorum.

Ama olayi en fazla benim kadar anliyorsaniz, fakat anladiginizi zannediyorsaniz, o zaman hic zahmet edip aciklamaya kalkmayin cunku o kadarini ben de biliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Mantık;

Burada yazanların hepside sizin söylediklerinizin farkında hatta sizden fazla. Sanırım hepimiz bildiğimiz kadarı ile tartışmalara katılıyoruz. Yapılan tartışmalar size yararsız gelebilir fakat ben hoşuma giden ama yararsız çok şey yapmaktayım zaten bir eksik bir fazla farketmez. Buradaki tartışmalar sonucunda nobel beklentim de yok.

Bizi doğru yola sevketmekle boşa zaman harcayacağınıza sizde katılsanız tartışmalara şu halinizden daha verimli olursunuz.

Amerika'da doktora yapmış arkadaşınız size açıklayamamış olduktan sonra elbette bizden çok şey beklemeyin, bilakis hiç bir şey beklemeyin. Ama şunu da unutmayın burdaki istisnasız herkes cevapsız kalacak binlerce soru sorabilirler.

Bu soruları cevaplayan arkadaşınız Hawking de olsa farketmez.

Çünkü "aptalların sorup akıllıların cevap veremeyeceği, binlerce soru vardır.".

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrenin içi varsa dışı da vardır.

Evren kendi içini oluştururken, dışını da oluşturmak zorunda olsa bile, hem içi vardır, hem de dışı..

Evrenin dışı hakkında çok şey söylenebilir.

Evren hiçlik içinde genişlemektedir.

HACI

hacı çoktan inanmış BİRŞEYLERE..

bilim milim hava...

Link to post
Sitelerde Paylaş

vgm,

Tartismalar yararsiz degil. Elbette fikir alisverisinde bulunacagiz. Bu ortam onun icin var zaten.

Eger benim ne dusundugumu merak ediyorsan, kendi aklimin yatacagi turde bir spekulasyonun nasil birsey olacagini aciklayabilirim.

Tabi dikkat edersen, bunun spekulasyon oldugunu bastan soyluyorum. Ben fizikci degilim. Ortaya koyacagim evren modeli pek cok acidan onlarin begenmedigi bir model olabilir. Ama ben kendi begenecegim ve aklima yatan turde bir model nasil olmali diye dusununce boyle bir sonuca ulasiyorum.

Benim hayal ettigim evren sonsuz buyuklukte. Genislemiyor. Kizila kayma doppler etkisi ile degil, compton etkisi ya da baska birseyle aciklaniyor. Kozmik arkaplan radyasyonu ise yildizlarin uzayi isitmasi veya baska bu tur bir fikirle aciklaniyor. (Bu dediklerime dayali ciddi kozmoloji teorileri var ve bu teorileri savunan kozmologlar var). Kara madde ve kara enerji yok. Cekim kuvveti degisik olceklerde degisik etkide bulunuyor, bu yuzden galaksiler dagilmadan o kadar buyuk hizla kendi etraflarinda donebiliyor. (Yani kara madde yuzunden degil). Ya da kara madde kara deliklerin icindeki madde olabilir. Dolayisiyla, fizikcileri kara madde fikrine goturen fikir o sekilde aciklanmis olur. Evren genislemedigi icin kara enerjiye gerek yok benim modelimde.

Bir yone dogru gidince basladigin yere donmek diye birsey yok benim evren modelimde. Yildizlar ve galaksilerde madde cevrimi bildigimiz sekilde isliyor.

Kara delik diye birsey mumkun ve mevcut bu modelde. Hatta bir kara delikte coken madde, evrenin baska bir tarafinda tekrar cikiyor. Bahsettigim cevrimin bir parcasi da bu. Boylece madde yokolmuyor, tekrar kullaniliyor.

Evren sonsuz oldugu icin entropinin surekli artisi sorun yaratmiyor. Hatta entropiyi yerel olarak 'reset'leyen bir mekanizma da olabilir. O zaman evrenin sadece ezeliligi degil, ebediligi de saglanmis olur.

Ama ne ezeli olmasi, ne de ebedi olmasi sart degil aslinda bu evrenin. Tabi ezeli degilse, nasil ortaya cikmis oldugunu aciklamak guclesir. Big bang'deki sorunun aynisi ortaya cikar. Ebedi degilse, ebedi olmamasi o kadar sorun teskil etmez. Zamanla, isi olumu yoluyla evren soguyup olecek demektir ve bu bir sorun yaratmaz bu modelde. Ezeli bir seyin ebedi olmamasi tuhaf olacagi icin ya hem ezeli hem ebedi olmali, ya da hem gecmiste hem gelecekte sonlu olmali. Gecmisteki sonu aciklamak daha zor olacagi icin hem ezeli, hem de ebedi bir modeli tercih ederim.

Boyle bir modelin 19. yuzyilda kalmis bir bakis acisi oldugunu soyleyebilirsiniz. Ama bilimde eski teorilerin tekrar canlanmasi karsilasilmayan birsey degil. Ayrica, bence sorunu daha az olurdu boyle bir modelin. Eger bizi big bang fikrine goturen temel gozlemler baska bir sekilde aciklanabilseydi.

Fakat su anda elimizdeki en iyi aciklama big bang. Big bang aciklamasi ise, evrenin neyin icinde genislediginden tutun, geometrisinin nasil anlatilan sekliyle mumkun olduguna, nasil ortaya cikip, sonunun nasil olacagina kadar pek cok sorun ortaya cikariyor. Kara enerji sorunu da cabasi.

Ben bu kadar fazla sayida ve daha cetrefilli sorunla ugrasmaktansa, big bang fikrine goturen gozlemlerin baska bir sekilde aciklanip aciklanamayacagina bakilmasini tercih ederdim isin asli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger evren modelimizi kokunden degistirmeden bu konuda bir aciklama yapmak istersek, o zaman gunumuz fiziginin populer teorilerine dayanan bazi aciklamalar akla gelir.

Bunlarin biri, M teorisinin 11 boyutlu evreni ve 'brane' kavrami olur. Bu bakis acisina gore evrenimiz cok boyutlu bir multiverse'te bulunan 3 boyutlu bir brane'den ibarettir. Bu aciklama evrenin nereye dogru genisledigi sorununu cozer.

String teorisine soguk bakiyorsak, o zaman bildigimiz evren modeli ile evrenin genislerken genisledigi ortami da kendisininn yarattigini dusunmemiz gerekir. Matematiksel olarak evrenin daha ust boyutlu bir evrende bulunmasi gerekmediginden, belki de durum gercekten de budur ve evren tek basina bulunmaktadir, evrenin otesi diye birsey yoktur (tanimli degildir) ve evrenin kendisi buyumektedir denebilir. Ki zaten mevcut aciklama da bu sayilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evren modelini yapılan gözlemlere ve fizik yasalarına uydurmak zorundayız.

Tabii yapılan gözlemleri farklı yorumlamak da mümkün..

Mantık'ın yaptığı o bence.

Ama nasıl bir evren modeli oluşturursak oluşturalım temel ilke olan değişimden uzaklamamız ve onu ihmal etmemiz mümkün değil.

Çünkü değişim gözlerimizin önünde vuku buluyor.

Zaten Big Bang kuramı da o değişim üzerine kurulmuş olan bir teoridir.

Buradaki değişiklik evrenin genişlemesidir.

Evren modelleri arasında benim favorim evrenin ortasında maddenin çıktığı bir kaynağın olduğu iddiasıdır.

Bunu benim bulduğumu sanıyordum. Yaptığım araştırmaların sonunda benden 80 yıl önce bir İngiliz fizikçinin bu modelden bahsettiğini düş kırıklığı ile öğrendim.

Evrenin bu modeli genişlemeyi açıkladığı gibi, mikrodalga zemin radyasyonunu da açıklıyor..

Ayrıca hidrojenden helyum ve diğer elementlerin sentezini da açıklamak mümkün.

Diğer gözlemlerin hemen hepsi ile de uyumlu gibi duruyor.

Tabii bu teorinin kanıtı için böyle bir kaynağın bilimsel olarak gösterilmesi gerekiyor.

Bu arada Bilim forumunda arada bir yazan Emre belki de evrenin çökmekte olduğunu ileri sürmüştü...

Bu elbette mümkün. Biz evrenin geçmişini gözlemliyoruz.

Oysa evren çoktan genişleme döneminden çıkmış, çökme dönemine başlamış olabilir.

Bize ulaşan bilgiler milyonlarca yıl geçmişten geliyor..

Üzerinde düşünmeye değer bir iddia gerçekten..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Evren sonsuz oldugu icin entropinin surekli artisi sorun yaratmiyor. Hatta entropiyi yerel olarak 'reset'leyen bir mekanizma da olabilir. O zaman evrenin sadece ezeliligi degil, ebediligi de saglanmis olur." Mantık

Burda sıkıntım zamanı ezeli kabul etmekten kendimi alamıyorum, öyle ise bir şekilde evrenin kendi üzerine çöküp yeniden doğması mekanizmasına aklım yatıyor. Anka kuşu misali. Ezeli ve ebedi evren var olanın ezeli olmasını açıklamıyor çünkü yıldızların tamamı enerjilerini tüketmiş olmalılardı diye kuruyorum.

Sesli düşündüm.

Aklıma halamın kocasının halama dediği geliyor. "senin aklın yitmez buna" Hakketen aklım yetmeye yetmiyorda, niye varız onu hiç anlamıyorum.

Az bi kendime güvenim vardı. Sağol mantık.:)

Selamlar.

tarihinde vgm tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu arada Bilim forumunda arada bir yazan Emre belki de evrenin çökmekte olduğunu ileri sürmüştü...

Bu elbette mümkün. Biz evrenin geçmişini gözlemliyoruz.

Oysa evren çoktan genişleme döneminden çıkmış, çökme dönemine başlamış olabilir.

Ditfurth'un Başlangıçta Hidrojen Vardı adlı kitabında: "Evrende, evrenin genişlemesini durdurup, çökmeyi başlatabilecek kadar madde olmadığı ve dolayısıyla evrenin asla üzerine çökmeyeceği, sonsuza kadar genişleyeceği" şeklinde bir ifade var... Gerçi bu kitap bayağı eski bir kitap, ondan sonra bu görüş değişmiş olabilir...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...