Jump to content

AKP'nin Seçmen Profili belli oldu


Recommended Posts

ben Atatürkcüyüm akapeyede oy verdim...

İyi etmişsin. Ellerin dert görmesin...

Atatürkçü olmak, Kemalizm falan hikaye.. Bir yığın Atatürk sever AKP'ye oy verdi, bunu hepimiz biliyoruz. Bu halkın Atatürk'le bir sıkıntısı yok, Atatürk'ü bu sonradan görme liberal tayfayla tartışmanın hiçbir anlamı yok, onlar hakikaten salak çünkü falan deyip durduk..

-----------

Evet, Atatürk mesele falan değil. Merkezdeki, merkezin sağındaki hatta Kılıçdaroğlu'nun son dönem dile getirdiği abuk sabuk Kürtlere özerklik vaadleriyle birlikte bir kısım sosyal demokrat da bu dandik AKP'ye oy verdi.

Herkes ekonomist oldu başımıza.. AKP'nin yalanlarını misler gibi yiyor, AKP beslemesi ekonomistlerin bütün söylediklerini Allh emri gibi kabul edip toz pembe tablolar çiziyor.

Herkes bir tutturmuş ekonomik istikrar iyi, hastaneler artık bedava oldu, bu AKP süper!

Dünyada kredi kartı ve banka kredisi borcundan batmış boğulmuş başka kaç tane acayip halk vardır acaba.. Herkes borçla yaşıyor. Millet kredi çekebilmek için kefil arıyor, kime rica etse bir başkasına kefil olduğunu öğrenip başka kapılar çalmaya koyuluyor.

Ekonomi iyiymiş..

Birilerinin ekonomisi kesin olarak iyi tabii. Bundan kimsenin şüphesi yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ekonomi öyle güllük gülistanlık değil elbet, ama akp iyi kötü yürütüyor işi, bakıyorsun diğer partilerde liderlerde iş yok, milletde gidiyor (bir kısım Atatürkcülerde dahil) akapeye oy veriyor, adamlar nerdeyse 10 yıldır iktidarda daha ekonomik bir kriz çıkmadı, çıkaramadılar, oysa 94'den 2002 yılına kadar bu ülke üç büyük ekonomik kriz yaşadı, üç kez iflas etti....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anketin asıl can alıcı sorusu; kendisini "Atatürkçüyüm, Kemalistim" diye niteleyen %16,4'e "Neden CHP değil de AKP?" sorusu olurdu.

Ve kendisini "Türk milliyetçisi" diye niteleyen %24,4'e "Neden MHP değil de AKP?" sorusu.

Sizce neden olabilir?

a- AKP'yi tehlikesiz ve başarılı gördükleri için

b- Kendi partilerine küstükleri için

c- Bunlar aslında eski ANAP'lı, DYP'li, DSP'li, BBP'li olanlar

d- Menfaat, beklenti, aldanma

e- Ahmaklıklarından

f- Hepsi

f- Hepsi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi etmişsin. Ellerin dert görmesin...

Atatürkçü olmak, Kemalizm falan hikaye.. Bir yığın Atatürk sever AKP'ye oy verdi, bunu hepimiz biliyoruz. Bu halkın Atatürk'le bir sıkıntısı yok, Atatürk'ü bu sonradan görme liberal tayfayla tartışmanın hiçbir anlamı yok, onlar hakikaten salak çünkü falan deyip durduk..

-----------

Evet, Atatürk mesele falan değil. Merkezdeki, merkezin sağındaki hatta Kılıçdaroğlu'nun son dönem dile getirdiği abuk sabuk Kürtlere özerklik vaadleriyle birlikte bir kısım sosyal demokrat da bu dandik AKP'ye oy verdi.

Herkes ekonomist oldu başımıza.. AKP'nin yalanlarını misler gibi yiyor, AKP beslemesi ekonomistlerin bütün söylediklerini Allh emri gibi kabul edip toz pembe tablolar çiziyor.

Herkes bir tutturmuş ekonomik istikrar iyi, hastaneler artık bedava oldu, bu AKP süper!

Dünyada kredi kartı ve banka kredisi borcundan batmış boğulmuş başka kaç tane acayip halk vardır acaba.. Herkes borçla yaşıyor. Millet kredi çekebilmek için kefil arıyor, kime rica etse bir başkasına kefil olduğunu öğrenip başka kapılar çalmaya koyuluyor.

Ekonomi iyiymiş..

Birilerinin ekonomisi kesin olarak iyi tabii. Bundan kimsenin şüphesi yok.

Kredi kartı borçlarına sadıklık açısından Türkiye Avrupa ortalamasının çok üstünde, belki olması gereken seviyede değil ama ortalamanın üstündeyiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Doların olması gereken gerçek TL değeri 1.65 - 1.70'tir, üstü devalüasyona girer. Ki bu rakam Merkez Bankası başkanının bizzat kendi açıklamasıdır.

Dolar 1.87 TL şu anda. Olması gerekenin çok üstünde. Ne kadar daha yüksek olması lazım?

Dolar eğer biraz daha yukarı ( 1.90ların üzerine ) çıkarsa dolarla borçlanan işadamlarının başına ne geleceğini ve bunun da ülkeye nelere mal olacağını biliyor musunuz peki?

Türk parasına son altı ayda güven kalmayıp kira kontratlarının, sözleşmelerin vs. artık dolar üzerinden yapıldığından haberdar mısınız?

Ve doların devalüasyon boyutlarında yükseğe tırmanmasının, ihracaatı teşvik için TL'nin değerini bizzat düşüren hükümeti bile telaşlandırdığını biliyor musunuz?

Gün geçtikçe yükselen doların ateşini alabilmek için Merkez Bankası'nın son iki ay içerisinde ne kadar dolar rezervi erittiğini araştırdınız mı?

Hem Merkez Bankası ne demeye elindeki hazır döviz rezervini eritiyor dersiniz?

Doları gerçek değeri 1.65 -1.70 TL arasıdır arkadaşım.

Üstü devalüasyondur.

Neyse, tüm bunlar çok yakında enflasyona yansıdığında bu yazıyı bir daha okursun.

1.65 seviyesi bile Türk lirasının gerçek değerini yansıtmaz. BigMac indeksine bakarak bu iş yürümez. Türkiye son yıllarda büyümek için cari açık vermeyi peşinen kabul etti. Şimdi cari açığı kapatmak için yüksek kur politikasına geçilecek, çok da doğru yapılacak. İktidara yakın çakma ekonomist Yiğit Bulut doların yukarıya gidişinin engelleneceğini yazmış,büyük hata olur. Dediğin gibi dolarla borçlanan çok insan var ama uzun vadede ülke refahı için 1.90-2.00 seviyesi hatta 0.5usd+0.5 euro sepeti için 2.5 lira ideal. Uzun vadede büyümek için bu dediklerim şart. Yoksa o cari zımbırtı bi taramızda patlayacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba sayın Naper

Şu anki izlenen Düşük Faiz/ Yüksek Kur politikası bence yanlış değil. AKP geçen yıl halka hiç sezdirmeden Kasım aylarında başladığı bu politikaya seçimlerde % 50’yi kapar kapmaz derhal ivme kazandırdı.

Bu aynı zamanda sekiz yıldır uygulanan ekonomik politikalardan 180 derece dönüşü de ifade ediyor.

Öncekiler göz boyamaya yönelik olup daha çok seçim yatırımıydı.

Şimdiki izlenen politika kısa vadede enflasyonu biraz yukarı çıkaracak, kurlar yüksek olacağından kişi başı milli geliri aşağılara çekecek, hatta bu zamana kadarki ekonomik kalkınma öyle eskisi gibi % 9 felan da olmayacak. Bunlar tabii işin olumsuz yönleri.

Fakat beri tarafta bu yeni politika artık çekilmez hale gelen cari açığı hizaya sokup ihracatın artmasına, ihracatın artması da yerli sanayinin gelişmesine vesile olacak. Diğer taraftan paradan para kazanmaya çalışan yabancı yatırımcıların umutları söndürülecek, artık bundan sonra Türkiye’ye sırf paradan para kazanmak için değil, kalıcı yatırım için gelinecek. Zira ancak kalıcı yatırım gerçek manada gelişmeyi sağlar. İşsizliği azaltacak olan da bu hakiki yatırımlar olacak. Ülke artık üretime endekslenecek ve ithalat yüksek kur sebebiyle ( şimdiki gibi 1.85 - 1.90 aralığında olması da iyi değil, çünkü böyle olması bir tarafı yaparken diğer tarafı da yıkıyor. Bunu çok iyi bilen Merkez Bankası piyasaya sürekli döviz pompalıyor. ) pahalı hale geleceğinden yerli yatırımcılar mecburen ihracata yönelmeye başlayacak. İhracat ise yerli üretimi canlandıracak bu da dışa daha az bağımlı bir Türkiye yaratacak.

Ancak bir şey var: AKP doğrusunun bu olduğunu bildiği halde niçin 2011 seçimlerini bekledi? Niçin sekiz yıl boyunca bile bile paradan para kazanan faizcileri besledi durdu? Bunun adı şark kurnazlığı değil midir? Ben önceki mesajlarımda biraz da bunu anlatmaya çalıştım.

2011 seçimlerine kadar uygulanan ekonomik politikalardan gerçekte kazanan ülke olmamıştır. En çok kimlerin işine yaradığını önceki mesajlarımda belirttim.

Şu ana kadar elde edilen gelirlerin büyük bir kısmı üretime dayalı değil, özelleştirmeden elde edilen gelirlerdir. Devlet bu zamana kadar haraç mezat ve peşkeş şeklinde yapılan özelleştirmelerle resmen mirasyedicilik yapmıştır. Devlet tarafından yapılan bazı birtakım yatırımlar ( toplu konutlar, dubler yollar vs. ) özelleştirmeden elde edilen gelirlerle gerçekleşmiştir.

İddia ediyorum ki bir sonraki seçimler yaklaşacağı sıralar AKP, parti çıkarı gereği halkın gözünü boyamaya yönelik o eski Yüksek Faiz/ Düşük Kur/ Değerli TL politikasına tekrar dönecek.

Öyle ya, meydanlarda halka söyleyeceği bir şeyleri olması lazım.

AKPliler bu taktiğin iyi oy getirdiğinden o kadar eminler ki boşuna 2023’lerden bahsetmiyorlar.

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

AKP'nin yalanlarını misler gibi yiyor, AKP beslemesi ekonomistlerin bütün söylediklerini Allh emri gibi kabul edip toz pembe tablolar çiziyor.

Herkes bir tutturmuş ekonomik istikrar iyi, hastaneler artık bedava oldu, bu AKP süper!

Merhaba sevgili IFeelGood

Bence çok yanılıyorsun!

Senin de çok iyi bildiğin üzere yurdum medyası özellikle son dört yıl boyunca işbaşındaki hükümete gerçek manada muhalefet eden yazarlardan geçilmez oldu. Böyle olduğu için de 2011 yılının son aylarını idrak ettiğimiz şu günlerde ‘ileri demokrasi’mizin altın çağlarını yaşar hale gelmesi bana şahsen ayrı bir gurur veriyor. Her şeyden önce bu günleri gösteren yüce Rabbime hamdü senalar olsun diyorum.

İlaveten 1950li yıllardan beri ‘sağ’duyusundan asla taviz vermemiş güzide halkımıza ve basındaki tüm liberal ‘köşeci’ kardeşlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum.

Nice basın yayın organı gibi her ‘Sabah’ bizleri aydınlatan oldukça değerli bir gazetemiz vardır ki, bu gazetenin o dillere destan şanlı gazetecilik misyonu yurdumun ayma…, pardon aydın bireylerinin bilgisi dahilindedir diye düşünüyorum:

Evet, yanılmadınız; o misyon şahsiyetli sert AKP muhalefetidir.

Nasıl dünyanın her tarafında işbaşında olan tüm hükümetler gerekirse şiddetle eleştirilir, işte bu gazete de kalemini asla satmayan ‘köşeciler’i ile daima doğrunun ve halkın yanında yer almakta, şahsiyetli diğer tüm medya organları gibi şerefli misyonunun gereğini yerine getirmekten asla geri kalmamaktadır.

Her ne kadar diğer nice şerefli medya gibi haklı olarak başkalarına ‘postal yalayıcıları’ diyen bu gazete ve onun değerli köşecileri, hani ne bileyim karşı cenah tarafından arasıra ‘’O uğursuz dilleriyle AKP, Tayyip Erdoğan ve kurmaylarının iskarpinini yalayıp parlatan utanmaz, ahlaksız, onursuzlar sürüsü’’ gibi oldukça haksız olduğu ayan beyan olan çeşitli itham ve iftiralara uğrasalar da onları bu kutlu yoldan hiçbir güç çeviremeyecektir diye düşünüyorum. Aydın olmanın da bir bedeli vardır ki tüm Sabah Gazetesi köşecileri bunun gayet iyi idrakindedirler bence.

Bu, sadece fikri hür vicdanı hür değil, aynı zamanda da besili ve gürbüz köşecileriyle halkımızı daima aydınlatan gazetenin bir de ‘ekonomi köşecisi’ vardır ki, bahsini etmeden geçemeyeceğim:

O köşecinin adı Süleyman Yaşar

Nasıl ki bu gazetede Engin Ardıç ve Emre Aköz o temiz, besili suratları, yumuşacık etli butlu ve de Gut’lu pamuk elleriyle kalemini asla satmayan ‘köşeli her aydın’a yaraşır tarzda siyasi konuları ele alarak şiddetli AKP muhalefeti yapıyorlarsa, Süleyman Yaşar adlı değerli ekonomi köşecisi kardeşimiz de ekonomi konularında halkı afyonla…, pardon aydınlatmaktan asla geri durmamaktadır.

İnsana ‘’köşeci dediğin işte böyle olur’’ dedirten o enfes yazılarını okumak bile insana özel bir mutluluk veriyor desem hiç yalan olmaz şahsen.

Ne zaman onun yazılarını okusam, aklıma tavada unutulduğu için iyice ısınıp kaynayan, sonra da sağa sola sıçrayıp vıcık vıcık yapışan ( bööögggkkk ) ayçiçek yağı gelir ki, inanın şu yaşıma geldim işbaşındaki bir hükümete bu kadar yağc..., pardon 'sert eleştiri' getiren haysiyetli ikinci bir yazar daha görmedim.

Varsa eğer evlatları, şerefli bir yazara yaraşır vakarla hükümet eleştirisi yaparak evinin rızkını kazanan babalarıyla kimbilir ne kadar gurur duyuyorlardır. Allah (CC) herkese böyle bir baba nasip eder inşallah.

--------------

Mesela ne gibi yazılar yazar basınımızın bu çok çok değerli ve bir o kadar da haysiyetli yazarı:

AKP tam sekiz yıl boyunca yurtdışından gelen sıcak paracılara yüksek oranda faiz mi ödemiş, bunu da sezdirmeden halkın cebinden mi almış?

‘’Bu hükümet sayesinde Türk liramız değer kazandı, çok iyi oldu sevgili vatandaşlarım.’’

Dolar 1.40 mı?

‘’Kişi başı milli gelir 10.600 dolar oldu sayın halkım. Yani AKP’yi seçin demek istiyorum yani.’’

Dolar 1.87 mi oldu?

‘’Bu hükümet çok başarılıdır. Mesela bakın kişi başı milli gelir 10.600 dolardır. Bu hükümet başarılıdır.’’

AKP 2011 seçimlerinden itibaren 180 derece çark edip bu sefer de tam tersi Düşük Faiz/ Yüksek Kur politikası mı uygulamaya başladı?

‘’Alçak faiz lobicileriiii! Namussuzlaaar…’’

Cari açık almış başını mı gitmiş?

‘’Derin devletçileeeer… Hede hödöööö… ‘’

Hükümet daha önce hiç umursamadığı cari açığı artık kontrol altına almaya mı çalışıyor?

‘’Sevgili vatandaşlarım bilsinler ki hükümet gayet yerinde bir politikayla cari açığı kontrol altına almaya çalışıyor, gel gör ki şu namussuz faiz lobicileriiii yok mu …’’

İşte böyle devam edip gidiyor.

Kısacası her sabah çöreklendiği köşesinden AKP’nin ekonomik politikalarını o müthiş yazılarıyla öyle bir yerden yere vuruyor ki ülkemizde böylesi köşecilerin varlığı ileriye doğru daha bir umutla bakmama vesile oluyor şahsen.

Ne zaman onu okusam tavada unutulup kalan ve Picasso'nun o estetik fırça darbelerini andıracak güzellikte etrafa sıçrayan o yağın miskler gibi iç açıcı kokular saçtığını düşünür, her daim mutlu mesut olurum.

Böylelerini okuyup da mutlu mesut olan nice yurdum insanı gibi.

tarihinde Yakup tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kredi kartı borçlarına sadıklık açısından Türkiye Avrupa ortalamasının çok üstünde, belki olması gereken seviyede değil ama ortalamanın üstündeyiz.

Kredi kartı borcu olan ödemesin, eve haciz gelme dönemi bitti. :)

Varsa sorunu olan yazayım bir dilekçe hemen. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kredi kartı borcu olan ödemesin, eve haciz gelme dönemi bitti. :)

Varsa sorunu olan yazayım bir dilekçe hemen. :)

Nasıl yani..GBT kaydına bile işleniyor suçlu gibi sabıkalı oluyorlar diye duymuştum..

influenza

Sözle Atatürkçüysen tabi Akp ye oy verirsin ..

Akp ye oy verdiğine göre;

Arapça dilinin ilk okullarda seçmeli ders olarak verilmesine de bir Atatürkçü olarak destek vermişsindir. .

tarihinde duygu_m tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

...

Sizce neden olabilir?

a- AKP'yi tehlikesiz ve başarılı gördükleri için

b- Kendi partilerine küstükleri için

c- Bunlar aslında eski ANAP'lı, DYP'li, DSP'li, BBP'li olanlar

d- Menfaat, beklenti, aldanma

e- Ahmaklıklarından

f- Hepsi

Bence "b" bu durum üc sene icinde cok degisir. Tabi savas halinde olmazsak. Bu recep basimizi belaya sokacak. Sorunumuz olmayan bir komsu kalmadi.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kredi kartıyla GBT'nin ne alakası var, eskiden tebligat alıp mal beyanında bulunmayana bir hafta hapis vardı gbt ondan çıkar, o iş tarih oldu.

Gbt de yazılırmış diye duyum almıştım.. Peki sizin bu söyleminizin dayanagı nedir..?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Seçmen AKP'nin ekonomide diğerlerinden daha başarılı olduğunu düşünüyor.

Kişibaşına düşen araba telefon ev vs sayısı artınca ortalama refah seviyesinde yükseliş oluyor.

İnsanların kredi borçlu olması ekonominin kötü olduğunu sonucunu doğurmaz.

AKP seçmeninin Atatürkçü olup olmadığı düşüncesi ve Atatürkçülerin AKP'ye oy vermemesi gerektiği düşüncesi bence yersiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tablo, Tarhan Erdem'in Radikal'deki yazısından.

%50'nin sırrı diye medyaya düşen haberde bu tablo yoktu ve İslamcıların oranından hiç bahsedilmemekteydi.

Tablo incelendiğinde görülecektir ki; oranlar %117'yi bulmaktadır. Yani %17 bir fazlalık vardır.

%17'lik fazlalık Tarhan Erdem'in de yazısında belirttiği gibi deneklerin birden çok şık işaretlemesinden ya da kendini çift sıfatla nitelemesinden kaynaklanıyor.

Yani, örneğin bazı denekler kendisini "milliyetçi muhafazakar", "Atatürkçü, ulusalcı", "Muhafazakar islamcı" gibi tanıtıyor. Bu yüzden de sonuç 100'ün üzerinde çıkıyor.

Bu bir hatadır.

hata deneklerden değil, araştırma şirketinden kaynaklanıyor.

Ya da bilinçli olarak özellikle böyle sunuluyor ki; AKP'ye oy veren kitle içinde laik-sekuler kesimin de önemli yer tuttuğunu vurgulayabilsinler.

Buna rağmen AKP'ye oy veren kitlenin sadece islamcı, liberal ve muhafazakarlardan oluşmadığı, çeşitli nedenlerle Atatürkçü, ulusalcı, sosyal demokrat ve milliyetçi olanların da oy verdiği açıktır.

AKP'nin milliyetçi kesimden oy aldığı zaten biliniyordu, bu şaşırtıcı değil.

Kendisini Atatürkçü, ulusalcı ve sosyal demokrat görenlerin AKP'ye oy verme sebepleri ise kolay izah edilebilecek bir konu değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba sevgili IFeelGood

Bence çok yanılıyorsun!

Senin de çok iyi bildiğin üzere yurdum medyası özellikle son dört yıl boyunca işbaşındaki hükümete gerçek manada muhalefet eden yazarlardan geçilmez oldu. Böyle olduğu için de 2011 yılının son aylarını idrak ettiğimiz şu günlerde ‘ileri demokrasi’mizin altın çağlarını yaşar hale gelmesi bana şahsen ayrı bir gurur veriyor. Her şeyden önce bu günleri gösteren yüce Rabbime hamdü senalar olsun diyorum.

İlaveten 1950li yıllardan beri ‘sağ’duyusundan asla taviz vermemiş güzide halkımıza ve basındaki tüm liberal ‘köşeci’ kardeşlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum.

Nice basın yayın organı gibi her ‘Sabah’ bizleri aydınlatan oldukça değerli bir gazetemiz vardır ki, bu gazetenin o dillere destan şanlı gazetecilik misyonu yurdumun ayma…, pardon aydın bireylerinin bilgisi dahilindedir diye düşünüyorum:

...

Bu, sadece fikri hür vicdanı hür değil, aynı zamanda da besili ve gürbüz köşecileriyle halkımızı daima aydınlatan gazetenin bir de ‘ekonomi köşecisi’ vardır ki, bahsini etmeden geçemeyeceğim:

O köşecinin adı Süleyman Yaşar

Nasıl ki bu gazetede Engin Ardıç ve Emre Aköz o temiz, besili suratları, yumuşacık etli butlu ve de Gut’lu pamuk elleriyle kalemini asla satmayan ‘köşeli her aydın’a yaraşır tarzda siyasi konuları ele alarak şiddetli AKP muhalefeti yapıyorlarsa, Süleyman Yaşar adlı değerli ekonomi köşecisi kardeşimiz de ekonomi konularında halkı afyonla…, pardon aydınlatmaktan asla geri durmamaktadır.

İnsana ‘’köşeci dediğin işte böyle olur’’ dedirten o enfes yazılarını okumak bile insana özel bir mutluluk veriyor desem hiç yalan olmaz şahsen.

Ne zaman onun yazılarını okusam, aklıma tavada unutulduğu için iyice ısınıp kaynayan, sonra da sağa sola sıçrayıp vıcık vıcık yapışan ( bööögggkkk ) ayçiçek yağı gelir ki, inanın şu yaşıma geldim işbaşındaki bir hükümete bu kadar yağc..., pardon 'sert eleştiri' getiren haysiyetli ikinci bir yazar daha görmedim.

Varsa eğer evlatları, şerefli bir yazara yaraşır vakarla hükümet eleştirisi yaparak evinin rızkını kazanan babalarıyla kimbilir ne kadar gurur duyuyorlardır. Allah (CC) herkese böyle bir baba nasip eder inşallah.

:):)

Sevgili Yakup,

Bu çok değerli "köşeci" yazarımızı hiç okumadım desem inan, ama görüyorum ki onu okumayarak çoook şeyler kaybetmiş, adeta aydınlanmamın önüne kendi ellerimle barikatlar dizmişim. Utanç içindeyim...

...

Seni yeniden görmek öyle güzel ki..

Hoşgelidin Değerli Dostum.

Geç kaldın ama olsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kendisini Atatürkçü, ulusalcı ve sosyal demokrat görenlerin AKP'ye oy verme sebepleri ise kolay izah edilebilecek bir konu değil.

Bunu izah edebilmek için önce şu soruyu yanıtlamamız gerekir:

Deneklerin yüzde kaçı İslamcı, muhafazakar, liberal, Atatürkçü, ulusalcı, sosyal demokrat vb. kimliklerin ne olduğunu tam olarak biliyordur?

Kendisine okunan bu kimliklerden birine kendini dahil ederken ne derece doğru bir tespit yapabiliyordur acaba?!

Bence büyük çoğunluğu tanımlarını yeterince bilmeden yanıtlamıştır ve örneğin "Atatürkçüyüm" diyenlerin önemli bir kısmı Atatürkçülüğün ne olduğunu tam olarak bilmiyordur.

O nedenle herşeyden önce bu anketin ve değerlendirmenin ciddiye alınması mümkün değildir.

Hele oranı %117'yi bulan ve şıkları içinde "Kürt" olan bir anketin doğruluğunu savunmak olanaksızdır.

Ne demek Kürt?

Siyasi kimliklerin içinde etnik kimliğin ne işi var?

Herhalde bunu "Kürt milliyetçisi" anlamında kullanmış olmalılar ama ankette yanıltıcı olmuş ve kesinlikle sonucu etkilemiştir.

"İslamcı" oylarının çoğunun Doğu'dan çıktığı belirtiliyor. Eğer ankette "Kürt milliyetçisi" yazsaydı, belki de İslamcı oylar bu denli yüksek çıkmayacaktı.

Dolayısıyla sonuç olarak bana göre sebeplerden en önemlisi siyasi bilinçsizliktir.

İkinci olarak ise muhalefeti oy verecek derecede yeterli görmemek gelmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...