Jump to content

Bu Ülke de İslamiyet Sayesinde Yaşıyoruz


Recommended Posts

  • İleti 58
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

1- İslam nasıl Türklerin ayakta kalmasını sağlar?

İslam,Türklerin ayakta kalmasını sağlamıştır evet : ) Topal olarak : P Alaya almak istemezdim ama gerçek şudur: İslam gerici beyinleri darlaştırıcı ve kendisini eleştirmenin günah olduğu bir dindir. Hemen hemen bilirsiniz.. Her neyse: Osmanlı'dan bu yana bakacak olursak; İslamla bir ülke yönetilirse ne oluyor anlıyoruz. Türk tarihinden şuana bakacak olursak - kahretsin bizim saf insanlarımıza diyorum ! - Ama sizler ne şanlı diyorsunuz..

O halde sonuç: şansız bir dini boşlamakta (-ki zaten boş bir inançtır.) Haydi Şaman olalım : )

2- Kurtuluş Savaşı'nı örnek vermişsiniz.. İslamın sağladığı inanç,İslamın sağladığı vsvs,İslamın sağladığı vsvs..

İslam şimdi kurtarsın bizleri diyorum efendim. İslam şimdi kendini yobazlaştıran o yüce liderden kurtarsın !

Link to post
Sitelerde Paylaş
İllaki cevap vermek şart mıdır :)

Peki cevap verelim: Geniş çerçeveden bakmıyorsunuz. Ben kesinlikle görüşlerinze katılmıyorum.

Birinicisi Türk savaşlarının gururunuda mağlubiyetinide ben Türklükten başkasına mal etmezdim.

İkincinide gelelim şu geniş çerçeve olayına: Soru şu peki Türk Milleti İslam dinini kabul etmiş olmasalardı ne olurdu? Siz 100 yıl kadar geriye gittiniz ben 1300 yıl geriye gittim? Siz buna ne dersiniz?

Ben size hemen küçük bir varsayımda bulunayım: Dedelerimiz -mesele- İslam dinini değil de Hırıstiyanlık dinini kabul etmiş olsalardı belkide Roma'nın kalbine oturup Papa'lığı tekeleni alıp Eski Roma İmparatorluğunun varisi olarak bugün bile dünya üzerindeki tek hakim güç olacaktık.

Bu senaryoya ne dersiniz? Merakla bekliyorum. (Ama lütfen demagoji-popülizm gibi şeylerden uzak duralım.)

Saygılar, Sevgiler.

biz istersek,hristiyan olalım,ister yahudi ( örnek olarak mümkündeeğil zaten ) ister budist ister ateşperest BİZ TÜRKÜZ,BU EVRÖPALI ŞEREF NOKSANI TOPLULUKLARIN,ASIL BİZİM DİNİMİZLE DEĞİL YÜCE MİLLETİMİZE KARŞI KİNLERİ BULUNMAKTA

.Bknz YÜCE ATİLLA !

çanakkale savaşının önemi gerçekten büyük

kabul etmek gerekirse arkadaşlar,cephede savaşan askerler,padişan,din,ümmet devlet için çarpışmışlardır.O güce zaten karşı durabilmek için büyük manevi kuvvete ihtiyaç duymak lazım.Bunuda islam-devlet-padişah inancı sağlamış,çanakkale geçilememiş --> akabinde rusya dağılmış;doğu cephesi kırılmış--> kurtulus savaşında rusların da büyük yardımlarını görmekteyiz....

Şimdi öyle dersek konunun en başında,o olmasaydı bu olmasaydı diye,o vakit alparslana,daha öncesine ERGENEKONA kadar gider durur...

Bence arkadaş siz İNANÇSIZLARIN neden inanmadığına kızmış ondan açmış bu konuyu.

siz İNANCI OLMAYANLAR ! islam dinini hadi geçelimde ULU ÖNDER YÜCE TÜRK MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmasaydı,gerçekten bugun bunları yazamazdınız,ya meczupların,ya din satıcılarının ellerinde canlarınızı bişeye ( siz diyorsunuzya --> varsa diye ) verirdiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben şuanda bu ülke de yaşıyorsak İslamiyet sayesinde yaşadığımıza inanıyorum. Bu kanıya nereden vardığıma gelince;

Çanakkale savaşlarında, dedelerimizde İslamiyetin vermiş olduğu çok güçlü bir maneviyat vardı.Bunu kendi öz büyük dedelerimden biliyorum ama bilimsel olarakda kanıtı şu sözlerde veriyorum; En basitinden şehitliğe inanmasalardı canlarını bu vatan için vermezlerdi. Veya yine İslamiyet'de Hür olmayana cuma farz değildir deniliyor, hür olmamız için canlarını binlerce baba,oğul hatta 15 yaşında bile gençler canlarını veriyor

Şu an bile dünyada 6000 tane yaşayan din var.Bu dinlerin herhangi birine inanan insanlar kendi inandıklarının kutsallığına,yüceliğine canı gönülden inanıyorlar.Ve bunları korumak içinde ellerinden gelen bir çok şeyi yapmaktan kolay kolay çekinmezler.Çünkü herkesin kendi gözünden kendi dini ve tanrısı EN kutsaldır.

Eğer türkler islamiyeti kabul etmeseydi,senin bugun bu yazıda yazdığın "İslamiyet sayesinde..." cumlesi muhtemelen "x dini sayesinde ..." olacaktı.Bu yüzden buradaki yücelik islama mal edilemez.İnsanlara bu öldürme ve ölüme gitme tutkusunu veren şey tanrı gibi yüce olduğu söylenen bir kavram ve bunu yaratan dindir.

Doğru cümle şöyledirki "Çanakkele savaşlarında, Anadolu topraklarında yaşayan -genelde türk ırkına mensup- insanların 250.000 İngiliz,Hint,Anzak öldürmesini ve aynı zamanda 250.000 Türkün de korkmadan ölüme gitmesini sağlayan olgu DİNdir."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çanakkale savaşı olmazsa siz(biz yani) olmazdınız?

Muhtemeldir.

Ama burada bir mantık hatası var.Tarihteki bir olayın doğruluğu bugün bizi oluşturup oluşturmamasına göremi sınanır?

Eğer Ankara Savaşında Moğollar Selçukluları yenip binlerce Türk kızının ırzına geçmeseydi bugun belkide ben var olamayacaktım.Demekki iyikide selçuklular ankara savaşında yenilmiş,moğollar anadoluyu yağmalayıp binlerce Türk kızına tecavüz etmiş.

Eğer Çinliler ve Moğollar orta asyadan Türkleri sürmeseydi biz bügün anadoluda var olamazdık.İyiki çinliler,moğollar bizi orta asyadan sürmüş.Binlerce insanımızı öldürmüş.

..

..

Eğer Çanakkale savaşlarını kaybedip,Kurtuluş savaşınıda kaybetmiş olsaydık.O zaman oluşacak yeni toplumsal düzen ve empoze edilen düşüncelere göre insanlar "İyikide osmanlı çanakkalede yenilmilş,yoksa bugun biz olmazdık..." diyebilirlerdi.Yani bugun senin varlığını Çanakkele savaşına bağlamış olmanın nedeni Çanakkale Savaşının kazanılmış ya da kaybedilmiş olması değil, sonuca göre oluşmuş toplum ve o toplumun kabul ettiği normlardır.

tarihinde CherokeKd tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben şuanda bu ülke de yaşıyorsak İslamiyet sayesinde yaşadığımıza inanıyorum. Bu kanıya nereden vardığıma gelince;

Çanakkale savaşlarında, dedelerimizde İslamiyetin vermiş olduğu çok güçlü bir maneviyat vardı. Bunu kendi öz büyük dedelerimden biliyorum ama bilimsel olarakda kanıtı şu sözlerde veriyorum; En basitinden şehitliğe inanmasalardı canlarını bu vatan için vermezlerdi. Veya yine İslamiyet'de Hür olmayana cuma farz değildir deniliyor, hür olmamız için canlarını binlerce baba,oğul hatta 15 yaşında bile gençler canlarını veriyor. Ki o savaş sırasında yaşanan olayları ve mucizeleri bilmek için Çanakkale'ye gidip, Çanakkale'nin manevi laboratuvarına girmiş Mehmet amcadan gazi dedelerimizin yazdıklarını okuyup dinlemeniz gerekir. Eğer onlarda İslamiyet inancı olmasaydı, bu hayata bir kere geliyorum deyip canımı kimse için veremem derlerdi! Hele ki sizin gibi Allah'a inanmasalardı kaçıp giderlerdi. Siz de şuanda egemenlik altında olur böyle rahatlık içinde olamazdınız. O kadar şey düşünüyorsunuz da bunları hiç düşündünüz mü merak ettim. Demek istediğim inanmıyorsanız saygı duyun. Buyrun alalım cevapları ateist biraderler.

katılıyorum..

ben hem atatürke hem de müslümanlığa laf söylenmesinden rahatsız oluyorum..

bunların hatırı için bilr olsa saygılı olmalıyız çeşitli değerlere

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çanakkale savaşı olmazsa siz(biz yani) olmazdınız?

Muhtemeldir.

Ama burada bir mantık hatası var.Tarihteki bir olayın doğruluğu bugün bizi oluşturup oluşturmamasına göremi sınanır?

Eğer Ankara Savaşında Moğollar Selçukluları yenip binlerce Türk kızının ırzına geçmeseydi bugun belkide ben var olamayacaktım.Demekki iyikide selçuklular ankara savaşında yenilmiş,moğollar anadoluyu yağmalayıp binlerce Türk kızına tecavüz etmiş.

Eğer Çinliler ve Moğollar orta asyadan Türkleri sürmeseydi biz bügün anadoluda var olamazdık.İyiki çinliler,moğollar bizi orta asyadan sürmüş.Binlerce insanımızı öldürmüş.

..

..

Eğer Çanakkale savaşlarını kaybedip,Kurtuluş savaşınıda kaybetmiş olsaydık.O zaman oluşacak yeni toplumsal düzen ve empoze edilen düşüncelere göre insanlar "İyikide osmanlı çanakkalede yenilmilş,yoksa bugun biz olmazdık..." diyebilirlerdi.Yani bugun senin varlığını Çanakkele savaşına bağlamış olmanın nedeni Çanakkale Savaşının kazanılmış ya da kaybedilmiş olması değil, sonuca göre oluşmuş toplum ve o toplumun kabul ettiği normlardır.

bu durumda neyin iyi neyin kötü olduğuna asla karar veremezsin....

dolayısıyla islama da iyi yada kötü diyemezsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu durumda neyin iyi neyin kötü olduğuna asla karar veremezsin....

dolayısıyla islama da iyi yada kötü diyemezsin...

Çanakkale Savaşlarında toplam yarım milyon insan can vermiştir.Birçoğuda yeni ergen olmuş gencecik insanlardır.Her insanın ortalama 3 çocuğu olduğunu varsaysak, ve çanakkale savaşlarının üstünden yaklaşık 3 kuşaklık zaman geçmiş olduğunu düşünürsek

3 üzeri 3 * 500.000 = 13.500.000.

Çanakkalede ölen insanların soyundan gelebilecek olan bu 13,5 milyon insan nerdedir? Bugün pencerimden baktığımda önünde baharın sevincini yaşayan,kelebeklerin peşinden koşan,gülen bir çocuk göremiyorum.Belkide benim hayalimdeki çocuk Çanakkale Savaşında ölen Mehmet Efendinin torunuydu.Ama bugün yok.Bugün BBC'yi açtığımda yağmurdan kaçmaya çalışan mavi gözlü,sapsarı saçlı bir çocuk göremiyorum.Belki benim göremediğim o çocukta Çanakkalede ölen Johnnny'nin torunuydu.

Biz belki bugun varız ama Çanakkale Savaşlarında 500.000 kişi birbirinin kafasına kurşun sıktı,birbirlerinin ayaklarını,kollarını bombalarla parçaladılar,birbirlerinin gözlerine şarapnel parçaları soktular.Birbirlerini vahşice öldürdüler,öldürttüler.Ya o insanlar ne olacak? O insanların çocuklarının,torunlarının yaşaması gereken dünya ne olacak?

Hangisi daha yüce;ölmekmi yoksa öldürmekmi? Hangisi daha yüce; vatanı işgalcilere karşı korumakmı yoksa yeni vatanlar fethetmekmi?

Bu durumda neyin iyi neyin kötü olduğuna rahatlıkla karar veririm.

Bir toprak parçasını,bir kitabı,bir tanrıyı,bir sembolu kutsal sayıp kutsal şeyler yaratan; sonrada bu kutsal şeyler üzerinden insanları ölmeye,öldürtmeye yollayan her şeye lanet olsun.

İyiki öldüler,onlar ölmese biz var olmayacaktık mı? Yoksa;

Keşke o savaş hiç olmasaydı, o kadar insanda ölmeseydi,ben de var olmasaydım mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çanakkale Savunmasındaki askerlerimizin dini olayın yalnızca bir yönü eğer "Çanakkale'deki askerlimizin dini" diyebaşlayan bir cümle kurulacaksa bu benim için bir şey ifade etmez çünkü söz konusu din o günün olayı değildir.

Bu tip olaylar değerlendirilecekse püf nokta kökene inmektir. Eğer olay köklerinden itibaren ele alınmazsa "Çanakkale'deki askerlerimizin dini inançları" diye başlayan söylemler havada kalır.

Çünkü tarihsel olaylar birbirinden bağımsız değerlendirilemez ;)

Yani Çanakkale'de askerlerimizin dini şuydu ve bu savaşın olumlu sonuçlanmasına sebep oldu düz mantık bu din iyidir hepimiz bu dine geçelim demek gibi bir çıkarım doğru olmaz.

Ben dedelerim neler borçlu olduğunu biliyorum milletimin ne olduğunu biliyorum damarlarımda akan kandan daima gurur duydum. Milletimden daima gurur duydum. Gerisi lafügüzaf...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Eğer Ankara Savaşında Moğollar Selçukluları yenip binlerce Türk kızının ırzına geçmeseydi bugun belkide ben var olamayacaktım.Demekki iyikide selçuklular ankara savaşında yenilmiş,moğollar anadoluyu yağmalayıp binlerce Türk kızına tecavüz etmiş. Eğer Çinliler ve Moğollar orta asyadan Türkleri sürmeseydi biz bügün anadoluda var olamazdık.İyiki çinliler,moğollar bizi orta asyadan sürmüş.Binlerce insanımızı öldürmüş.
Simdi senin Mogol dedigin Temur bak kendisinden nasil bahsediyor; Biz ki Melik-i Turan Emir-i Türkistanız Biz ki Türk oğlu Türküz Biz ki Türk'ün Başbuğuyuz Temur´un bu sozlerinden de anlasilacagi uzere Cingiz Kaan ile baslayan Turk-Mogol federasyonu Turkleri Orta Asya´dan falan surmemistir, ancak kendisine itaat etmeyen devletleri ve halklari dize getirip, cezalandirmistir.

Cingiz Kaan´dan itibaren Turk-Mogol Kaanlarinin ordularinin % 70´e yakini Kipcak Turklerinden olusmaktaydi ve geri kalani ise diger boylar ve ornegin Ermeniler gibi bolge ulkelerinden toplanmis savascilardi.

Ayrica o donemde Mogol tabiri tipki Osmanli gibi bir hanedan ismi olarak kullaniliyordu. Osmanlici ve ummetci kaynaklarin Turk-Mogol federasyonuna atfen yaptiklari sozde tecavuz ve Turk katliamlari ise tamamen ummetci ve yobaz anlayistan kaynaklanmaktadir.

Cunku Turk-Mogol federasyonu, Osmanli veya Harzemler gibi hicbir zaman Araplar´a acimamis ve kutsal saymamislardir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Klasik teist mantığı,

"İyi olan Allah'dan kötü olan insandan"

İslam'ın sebep olduğu negatif etkileri yazdığımızda "Bunları İslam'a mal edemezsiniz" diyerek suçu insana atan müslümanlar,

Çanakkale zaferinden İslama pay çıkarmaktan çekinmiyorlar,

İşte bu ikiyüzlülükten, bu samimiyetsizlikten nefret ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çanakkale Savunmasındaki askerlerimizin dini olayın yalnızca bir yönü eğer "Çanakkale'deki askerlimizin dini" diyebaşlayan bir cümle kurulacaksa bu benim için bir şey ifade etmez çünkü söz konusu din o günün olayı değildir.

Bu tip olaylar değerlendirilecekse püf nokta kökene inmektir. Eğer olay köklerinden itibaren ele alınmazsa "Çanakkale'deki askerlerimizin dini inançları" diye başlayan söylemler havada kalır.

Çünkü tarihsel olaylar birbirinden bağımsız değerlendirilemez ;)

Yani Çanakkale'de askerlerimizin dini şuydu ve bu savaşın olumlu sonuçlanmasına sebep oldu düz mantık bu din iyidir hepimiz bu dine geçelim demek gibi bir çıkarım doğru olmaz.

Ben dedelerim neler borçlu olduğunu biliyorum milletimin ne olduğunu biliyorum damarlarımda akan kandan daima gurur duydum. Milletimden daima gurur duydum. Gerisi lafügüzaf...

kaçan cevaplarda var güzel cevaplarda var.....Tabiki cevaplar sorular olacak.

biri demiş moğallar türk kızlarının ırzına geçti,belkide bende ırzına geçilmiş bir türk kızının gayri meşru çocuğuyuma getirmiş,o olmasaydı bu olmasaydu

siz hep şartların başka başka türlü oldugunda,insanların başka başka şekillerde yaşayacağınıza bakıyorsunuz...

ya arkadaşım tabiki sürekli kuramla muramla bu işler yürümez ama kuramla zart zurtla iş yürüten sizsiniz,size göre tam delil yok ozaman yaratıcıda yok diyen sizsiniz,biz diyoruzki kuranda bundan 1600 sene evvel,2 denizin birbirine karısmadığını yazdırmıs,siz onuda kabul etmiyor öarpıtıyorsunuz demişşiniz,burda hep gerçekleri öarpıtan sizsiniz.

o makaleyi piyasaya süren vatandaşın 18 yaşını doldurmamış bir arkadaş olduguna eminim.yaşı büyük olsa zaten çanakkaleyi sadece dinle kazandığımızı öne sürmezdi.

Aslında bu sakallı papazların ( akp yanlıları-irticacı puştlar vs vs oportinis puştlar ) es geçtirdikleri merkez bu,çanakkale savaşı sadece dinle imanla kazanlılmadı,onların tanımadığı MUSTAFA KEMAL ( ATATÜRK DEMEZ ONLAR SÖZDE O TANRIDIR ONLARA GÖRE,ONLARDA SADECE ALLAHA İNANIRLAR ) savaşın seyreini 3 kere değiştirmiştir....Tekrar yazayım bu savaşta tabiki din-iman-allah-kitap ön planda olmuşşsada;diğer etkenleride unutmamak lazımdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Klasik teist mantığı,

"İyi olan Allah'dan kötü olan insandan"

İslam'ın sebep olduğu negatif etkileri yazdığımızda "Bunları İslam'a mal edemezsiniz" diyerek suçu insana atan müslümanlar,

Çanakkale zaferinden İslama pay çıkarmaktan çekinmiyorlar,

İşte bu ikiyüzlülükten, bu samimiyetsizlikten nefret ediyorum.

onları kendilerine mal edenler bugun,cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunlarını yapıyorlar...

biz büyük ortadoğı projesinin eşbaşkanıyım diye orda burda atıp tutuyorlar,ama biliyorlarki

avrupanın abd nın arkasında olmazsa başına gelecekleri biliyor o şahıs.

iyi olan da insandan,kötü olanda insandan.

iyi olanda allahtan,kötü olanda allahtan.

her şeyi o yaratır,fakat seçme şansı verir,bu demek değilki o sadece iyileri korur gözetir,yada onların amelleriyle uğraşır,dünyada insanları başı bozukda kılmamıstır,kafalarına basa basa bunları yapacaksınız yoksa size dünyada rahatta yok demiştir.

dese zaten iİSLAMIN NEGATİF ENERJİSİNİ SEN BURADA YAZAMAZDIN.YAZMAYA ÖDÜN KOPARDI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Simdi senin Mogol dedigin Temur bak kendisinden nasil bahsediyor; Biz ki Melik-i Turan Emir-i Türkistanız Biz ki Türk oğlu Türküz Biz ki Türk'ün Başbuğuyuz Temur´un bu sozlerinden de anlasilacagi uzere Cingiz Kaan ile baslayan Turk-Mogol federasyonu Turkleri Orta Asya´dan falan surmemistir, ancak kendisine itaat etmeyen devletleri ve halklari dize getirip, cezalandirmistir.

Cingiz Kaan´dan itibaren Turk-Mogol Kaanlarinin ordularinin % 70´e yakini Kipcak Turklerinden olusmaktaydi ve geri kalani ise diger boylar ve ornegin Ermeniler gibi bolge ulkelerinden toplanmis savascilardi.

Ayrica o donemde Mogol tabiri tipki Osmanli gibi bir hanedan ismi olarak kullaniliyordu. Osmanlici ve ummetci kaynaklarin Turk-Mogol federasyonuna atfen yaptiklari sozde tecavuz ve Turk katliamlari ise tamamen ummetci ve yobaz anlayistan kaynaklanmaktadir.

Cunku Turk-Mogol federasyonu, Osmanli veya Harzemler gibi hicbir zaman Araplar´a acimamis ve kutsal saymamislardir.

Ben sadece Anadoludaki Türklerin tarihteki büyük bir hezimetine örnek olarak gösterdim.Yoksa Timurun Moğol-Türk kökleri vardır.Ama bu savaştan sonra büyük acılar çeken anadolu türkleri olmuştur.

Ayrıca Türklerde Moğollarda savaşçı,yağmacı(dolayısıyla tecavüzü seven) kavimlerdir.

Koskaca Türk kavimide orta asyadan Avrupalara kadar sırf fetih,seyir,temiz hava için gelmemiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben sadece Anadoludaki Türklerin tarihteki büyük bir hezimetine örnek olarak gösterdim.Yoksa Timurun Moğol-Türk kökleri vardır.Ama bu savaştan sonra büyük acılar çeken anadolu türkleri olmuştur. Ayrıca Türklerde Moğollarda savaşçı,yağmacı(dolayısıyla tecavüzü seven) kavimlerdir. Koskaca Türk kavimide orta asyadan Avrupalara kadar sırf fetih,seyir,temiz hava için gelmemiştir.
Sevgili Arkadasim zaten Temur Anadolu´da fazla kalmamistir. Ayrica Ankara savasinda Temur Selcuklular ile degil Osmanlilar ile savasmistir. Kaldi ki o sirada Anadolu´da yasayan Turkmenlere baski uygulayan Osmanli´nin ta kendisidir.

Ancak ben yukaridaki iletimi senin tarih bilgini sorgulamak icin degil Turklerin Orta Asya´dan suruldugunun tamamen palavradan ibaret oldugunu anlatmak icin yazdim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben şuanda bu ülke de yaşıyorsak İslamiyet sayesinde yaşadığımıza inanıyorum. Bu kanıya nereden vardığıma gelince;

Çanakkale savaşlarında, dedelerimizde İslamiyetin vermiş olduğu çok güçlü bir maneviyat vardı. Bunu kendi öz büyük dedelerimden biliyorum ama bilimsel olarakda kanıtı şu sözlerde veriyorum; En basitinden şehitliğe inanmasalardı canlarını bu vatan için vermezlerdi. Veya yine İslamiyet'de Hür olmayana cuma farz değildir deniliyor, hür olmamız için canlarını binlerce baba,oğul hatta 15 yaşında bile gençler canlarını veriyor. Ki o savaş sırasında yaşanan olayları ve mucizeleri bilmek için Çanakkale'ye gidip, Çanakkale'nin manevi laboratuvarına girmiş Mehmet amcadan gazi dedelerimizin yazdıklarını okuyup dinlemeniz gerekir. Eğer onlarda İslamiyet inancı olmasaydı, bu hayata bir kere geliyorum deyip canımı kimse için veremem derlerdi! Hele ki sizin gibi Allah'a inanmasalardı kaçıp giderlerdi. Siz de şuanda egemenlik altında olur böyle rahatlık içinde olamazdınız. O kadar şey düşünüyorsunuz da bunları hiç düşündünüz mü merak ettim. Demek istediğim inanmıyorsanız saygı duyun. Buyrun alalım cevapları ateist biraderler.

yine mi Çanakkale demogojisi? "allaha inanmasalardı kaçıp giderlerdi" demişsin. allaha inanmayan Atatürk, o savaşta kaçıp gitseydi, namusunu arabın allahı mı kurtaracaktı?

Çanakkale savaşını diline dolayıp, milliyetçilik perdesine bürünen ümmetçiler; madem savaş arapçayla kazanılıyor, filistinli din kardeşleriniz yeterince müslüman değiller mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sizinle bu konunun nesini tartışayım ki? İşiniz gücünüz cümleleri çarpıtmak. Açtığım konunun amaçlarından bir tanesi de o savaşta şehit olanların %99'u Müslümandı ve namus için vatan için dinleri için canlarını verdiler. Siz ne için vereceksiniz ki? Yakındığınız birşey mi var? Kendinizi binlerce yıl önceki Türklerle mukayese hiç etmeyin çünkü onlarda da tanrı inancı vardı ve inançları son derece Müslümanlığa benzerdi ki Müslümanlığı kabul ettiler. Ben artık sizin bu saçmalıklarınızdan sıkıldım, nerede sahte müslüman var onu örnek verip Müslümanlığı karalıyorsunuz. Geçin bu ayakları geçin buna ancak sizin gibi aklı karışanlar kanıpta inançsız olup boşluğa sürüklenir. Herşeyde kanıt istiyorsunuz ama asıl sizin söylediklerinizin hiçbir kanıtı yok ve artık bende burada takılmıyorum, anlattığım gibi değil anlamak istediğiniz gibi anladığınız için siz bizi asla anlayamazsınız. İşte siz ateistlerin en büyük problemi burada yatıyor tabiki anlayabilene...

--------

Resulullah Çanakkale’de

Resûlullah Çanakkale'deki asker evlâtlarının yardımına gitmişti

Tarihler 1928 yılını göstermektedir. Osmanlının son devir âlimlerinden, ilmi ile amil Alasonyalı Cemal Öğüt Hocaefendi hacca gider. Cumhuriyet yeni kurulmuş, hızlı bir değişim yaşanıyor, Çanakkale savaşının üzerinden de on yılı aşkın bir zaman geçmiştir.

Cemal Öğüt Hocaefendi Mekke'deki vazifesinin tamamladıktan sonra Medine'ye gider. Medine'de her zamankinden fazla kalır. Bu esnada Osmanlı coğrafyasının değişik bölgelerinden gelen hacılarla istişarelerde bulunur. Osmanlı devleti yıkılmıştır, Osmanlı'dan geri kalan toprakların büyük çoğunluğu ya işgal altındadır ya da sömürge durumuna düşmüştür.

Cemal Öğüt Hocaefendi vaktinin çoğunluğunu Mescid–i Nebevî'de geçirir. Bu arada Efendimizin türbesindeki görevlilerle yakınlık hâsıl olur. Hiçbir dünyalık beklemeden, sadece Resûlullah'a sevgi ve muhabbetinden dolayı türbeye hizmet eden bu güzel insan da Cemal Öğüt Hocaefendiye yakınlıkduyar ve güzel bir dostluk kurulmuş olur.

Cemal Öğüt Hocaefendi türbedarla yaptığı sohbetlerde bir şey dikkatini çeker. Türbedar Osmanlı devletine son derece bağlıdır, hatta o kadar ki Osmanlı adı geçtiği yerde muhakkak bir hürmet ifadesi belirtisi gösteriyordu. Bu nuranî ihtiyarın Osmanlı'ya bu derece bağlı ve hürmetli olması Cemal Öğüt Hocaefendinin merakımı celbeder, bir gün sorar:

"Sizde Osmanlı'ya karşı derin bir sevgi ve muhabbet görüyorum, bunun özel bir sebebi var mı?" Nurani ihtiyar derin bir düşünceye daldı, kısa süre sonra başını kaldırdı ve şöyle dedi:

"Allah ve Resûl'ünün muhabbeti, Osmanlı'yı sevmemi gerektirir." Cemal Öğüt Hocaefendi bu açıklamadan pek bir şey anlamaz. Anlamadığı da zaten yüz hatlarından anlaşılmıştır. Türbedar pek fazla bilgi vermek niyetinde değildir, ancak Cemal Öğüt Hocaefendi bir şeylerin olduğunu anlar ve ısrar eder. Nur yüzlü ihtiyar anlatmaya devam eder:

"Osmanlı'yı sevmem için şu anlatacağım hâdise yeter de artar bile."

1915 senesinde Medine'de başından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatır.

1915 yılının hac mevsimi idi. Her hac mevsiminde olduğu gibi, dört bir yandan mü'minler geliyordu, bu gelenlerin içinde Hindistan ulemâsından, âlim, zahit, keşfi açık gerçek bir Allah dostu da bulunuyordu. Bu Allah dostu ile sizinle olduğu gibi yakınlık oluştu, sohbetine katıldık. O kadar güzel sohbetleri oluyordu ki, kendi ağlıyordu, dinleyenleri de ağlatıyordu. O zamanlar Osmanlı'nın çok sıkıntıda olduğu zamanlardı, ehl–i küffar, İslâm'a karşı saldırıya geçmiş, Payitahtta Çanakkale Boğazı'nda büyük savaş oluyordu.

Hindistanlı âlimde bir şey dikkatimi çekmişti, sohbetlerinde ağlıyor, namazlarında ağlıyor, yolda yürürken bile gözünden yaş eksik olmuyordu. Ağlamadığı zamanlar bile devamlı hüzünlü idi. Merakım artıkça artı ve bir gün kendisine bunun sebebini sordum:

"Efendi! Bu mübarek yerdesin, gözün gönlün açılacağı yerde devamlı ağlıyorsun, ağlamadığın zamanlarda yüzünde hüzün var, bunun sebebi, hikmeti nedir?" Beni yayına oturttu, gözlerindeki yaş damlaları daha da hızlanarak akmaya başladı. Sonra yaşlarını sildikten sonra bana dedi ki:

"Ben uzun yılların hasreti ile çok uzaklardan buralara geldim. Ben Kâinatın Efendisi'nin kokusunu, ruhaniyetini Hindistan'dan alırdım. Şimdi buralara geldim, Efendimin kabr–i şerifi başındayım, ama Hindistan'da aldığım feyiz ve nuranîliği burada bulamadım. Bu ne hâldir diye düşünüyorum, acaba bir günah mı işledim, bir suçum mu var? Efendim benim üzerimden himmetini çekti mi? Ya da Efendim, burada değil, burada olsa onu hisseder, onun ruhaniyetinden bereketlenirdim. Bu hâl beni perişan etti… Ağlamamın sebebi budur."

Türbedar bu Allah dostunu dikkatle dinledi, ancak o da bu işe ne bir yorum getirebildi, ne de bir şey diyebildi. Ancak nur yüzlü türbedarın da kafası karışmıştı. Bu Hindistanlı âlimin, yalan söyleme, abartı yapma gibi bir durumu söz konusunu değildi. Son derece samimî bir hâl içindedir. Hindistanlı âlimin söylediklerine yabancı değildi. Her hac mevsiminde değişik bölgelerden gelen Allah dostları ile karşılaşır, onları Allah Resûlü'nün ruhaniyeti ile nasıl bağlantılar kurduklarını bilirdi. Bu Hindli âlim de onlardan biri idi, türbedarın bunda zerre şüphesi yoktu. Peki, bu âlimin söyledikleri nasıl açıklanacaktı?

Yaşlı türbedar gündüz dinlediklerinin etkisinde kalmıştı, gece yatağına yattığında da kafasındaki soru işaretleri gitmemişti.

Sabah namazına kalkmadan önce türbedar bir rüya görür. Rüyasında Kâinatın Efendisini görür. Nur yüzlü türbedar, edebinden Efendimize bir şey soramaz. Dün yaşananlar aklına gelir, bir şey diyemez. Türbedarın düşüncelerine Kâinatın Efendisi cevap verir:

"O kardeşimin hissettiği doğrudur. Ben her zamanki makamımda değilim, birkaç zamandır Çanakkale'deyim… Çok zor durumda bulunan kardeşlerimi yalnız bırakmaya gönlüm razı olmadı. Onlara yardım ediyorum…"

Hindistanlı âlim, Allah dostunun vaziyeti anlaşılmıştı. Burada akla şöyle bir soru gelebilir: Efendimiz bulunduğu makam itibariyle, bir anda birden çok yerde bulunamaz mı? Elbette bulunur, başta Hızır Aleyhisselâm'ın ve Allah'ın veli kullarının bulunduğu gibi. Buradaki, hâdise birine gösterirler, ondan da herkese duyururlar mahiyetindedir.

Yetiş ya Muhammed Kur-an’ın elden gidiyor!

Çanakkale en zorlu günlerinden birini geçiriyor. Küffar ordusunun askerleri ilk defa karaya ayak basmıştır, ellerindeki üstün silah ve teçhizatla saldırıya geçerler. O zamanlar Osmanlı'nın müttefiki olan Almanya ordusuna mensup bazı subaylar da cephede bulunmaktadır. Şimdi bu subaylardan birine kulak verelim.

Alman Subay Sanders anlatıyor:

Çok dehşetli bir saldırı karşısında kalmıştık. Karaya çıkan İngiliz askerlerini gemiden top atışları ve makineli tüfekler destekliyordu. Bulunduğumuz siperlerden değil hareket etmek, en küçük bir hareket belirtisi bile onlarca mermiyi hemen o hareket noktasına çekiyordu.

Mevzilerden elini kaldıranın eli, miğferini kaldıranın miğferi parçalanıyordu. Böyle bir sağanak altında çaresizlik içinde beklemekten başka bir şey yapamıyorduk.

Bu şekilde ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Birden bulunduğum yerden yaklaşık on beş metre uzağımızdan korkunç bir ses geldi. Sesle birlikte bir Türk askeri siperden kalktı, düşmana doğru koşmaya başladı. Hem koşuyor hem kollarını sağa sola sallıyor, hem de sesi çıktığı kadar bağırıyordu. Yanımda bulunan tercümanıma dedim ki:

–Şu koşan asker ne diyor?

–Komutanım! "Yetiş ya Muhammed Kitabın elden gidiyor!" diye bağırıyor.

Böyle bir manzarayı tarih görmemiştir. Asker sanki üzüm toplar gibi düşman mermilerini elleriyle topluyordu. Onu gören diğer askerler de siperlerinden hareketlendi ve o anda çok çetin bir savaş başladı. Kısa zaman sonra karaya çıkan İngiliz birliğinden geriye yerde yatan asker cesetlerinden başka bir şey görünmüyordu.

tarihinde ByPoSeiDoN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...