Jump to content

Dini böyle öğreniyorlar


Recommended Posts

Genetik hastalıklar? Onlar neden var?

Arkadaş yazdık ya yukarda

Birde kendine ne kadar iyi baksanda yakalandığın hastalıklar vardır.Buda sınava tabidir diye

bunlar doğuştan gelen yahut daha sonra yakalandığın bir hastalıktır.Bunlarda sınav gereğidir.

Bazen insanlar hastalıkla,bazen fakirlikle,bazen zenginlikle imtihan edinilir dedik ya.

ya birde yazılanı anlayın be kardeşim dişimi kırcam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaş yazdık ya yukarda

Birde kendine ne kadar iyi baksanda yakalandığın hastalıklar vardır.Buda sınava tabidir diye

bunlar doğuştan gelen yahut daha sonra yakalandığın bir hastalıktır.Bunlarda sınav gereğidir.

Bazen insanlar hastalıkla,bazen fakirlikle,bazen zenginlikle imtihan edinilir dedik ya.

ya birde yazılanı anlayın be kardeşim dişimi kırcam.

Pardon Tıpda Uzmanlık Sınavı (TUS) yapar gibi sınav yapıyor arap allahınız.

O zaman bunlar nasıl bir imtihan? Cevap ver bakalım.

- Ben çift cinsiyetli doğdum allah beni sınav ediyor. Hangisini kapattıracam şimdi? İkisini birden mi kullanacağım? İkisini de düşünmeyip sadece iman mı edeceğim?

- Down Sendromum var kendi yemeğimi bile yiyemiyorum sınava nasıl gireceğim?

Eğer bunlar bizler şükretsin diye yaratılmış arazlar diyorsan senin kafanın içinde ne var merak ediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sinirlendiğimi de nereden çıkardın?

Sivri zeka demişsem, demek ki sivri zekalıymışsın! Bu sinirlenme nidası değil ki!

Sinirlendiğim üzerine uzun uzun yazmışsın.

Gerçekten sinirlenip, bre aptal diye yazsaydım. Bu bir sonraki iletin için sana yeterdi. Tümünü bunu üzerine inşaa ederdin.

Konu hakkında ise; yine bildiğini okuyorsun.

Postacı olduğunu itiraf ediyorsun. Konuyu mektubun yazarına havale ediyorsun. Mektubun yazarından bana ne? Sen mektubu açmış okumuş anladığını gündeme taşımışsın. Biz de anladığın kadarını yanıtlamışız. Paçan sıkışmış mektubun yazarına sığınmaya çalışıyorsun. Sen şimdi sana verdiğim cevapları oku, nerede yanlış yaptığını anlamaya çalış, sonra mektubun yazarına git de ki, yahu dananın kuyruğu böyleymiş, böyle söylüyorlar, ben mi yanlış anlamışım, sen mi yanlış anlatmışsın bu işi bir düzelt.

Müslümanlığı sosyal çevremden öğrenme konusunda zaten hemen bir başka başlık açmışsın.

En doğru yanıtı da sevgili Pante vermiş. İnsanlar öğrendiği her şey sosyal çevresinden öğrenir. Ama kişisel alt yapısı ve mental kapasitesi bu öğrenmede belirleyici olur. Aptal birine fizik öğretemezsiniz.

Sevgiler.

çok güzel bir örnek vermişsiniz, teşekkür ederim. insan sosyal çevresinden "fizik" öğrenmez. Birilerinin fizik dersinden anladıklarını tatbik ederken onları görüp fizik öğrendim denilmez. Fizik ilmini tahsil etmek isteyenler bununla ilgili bir eğitim sürecinden geçmesi gerekiyor. Açıp fizik kitabını kendi kendine fizik profesörü olan da görülmemiştir. Akademik bir çalışma yapması, bu ilmin otoritelerinin sırasından geçmesi şarttır.

Dini yaşamayı da geçtik, bazıları bizzat tefsir, hadis, kelam, akaid gibi islami ilimler noktasında bol keseden atıp tutuyor.

Mektup; hayatın kendisinin bir mektup olduğunu anlasak keşke. İnsana, anlaması ve idrak etmesi için gönderilmiş bir mektup hükmünde bu dünya.

Hala "benim" davranışlarım noktasındasınız. Yahu sayın drekinci, bırakın beni, ben neyim ki, ben kendime bir değer atfetmiyorum, ben bilirim de demiyorum, ben kendimi kanıtlamaya da çalışmıyorum. Size mektubunuzu veren postacı sayın beni. Benim şahsımı dikkate almayın. Bana bakmayın. Size sunduğum fikirlere bakın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

...

İslam'ı değerlendirmeleri de böyledir. İşin özünden bihaber bir garibanın düşüncesine bakar İslam'la ilgili genel hüküm verirler. Arapça bilmezler ama kuran tefsir ederler. İslam tarihi bilmez hadis şerhederler. Birisi çıkıp da bir yorum yapar, onu asıl kabul ederler. Adamın biri televizyonda aklına geleni fütursuzca söyler, git dinini ondan öğren derler. Ne Allah'ı tanırlar, ne peygamberi. Sorsan hepinizden iyi biliyoruz derler.

İşte böyle, onların ipiyle kuyuya inenler oradan çıkmak için çok beklerler.

...

Iskaladığın iki nokta var;

Bir... Ben dahil bu forumdaki pek çok ateist, müslüman olarak yetiştirildik ve hayatımızın bir döneminde Allah vs. zımbırtılara inandık, İslam'ı felan ciddiye alıp hayatımızda uygulamaya çalıştık. İnanan olduğumuz dönemde İslam'ı samimiyetle anlamaya çalıştık, önyargımız pozitifti, yani "İslam her konuda doğrusunu söyler" diye düşünüyorduk. İnandığımız ama araştırıp derinlemesine öğrenmeye fırsatımızın olmadığı dinimizi biraz daha araştırdığımızda; Kuran'a, Kütübü sitte'den hadislere biraz hakim olduğumuzda İslam'ın bronz çağı mitolojisinden öte birşey olmadığını gördük.

Yani, dini peşinen reddettiğimiz bir dönemde dinden çıkmadık, dine samimiyetle sarılıp araştırırken dinden çıktık.

İki... Zerre kadar aklı olan insan zırvalığın uçunu, köşesini görse hemen tanır; saçmalık olduğunu, yalan olduğunu, düzmece olduğunu anlar ve itiraz eder. Her zırvayı sonuna kadar dinlemek zorunda değilim... Bak şimdi... Tanrı insanların günahlarına kefaret olsun diye kendi oğlu şeklinde dünyaya gelip işkence ile öldürülmüş, sonra tekrar dirilip göğe yükselmiş... Gerisini dinleyecek misin? Gerisi bir ton hristiyan teolojisi... "Tanrı'nın oğlu" lafını duyduğun an geri vitese takarsın... Haklısın, zira zırvalığı tespit ettin ve değerli zamanını uyduruktan öyküler dinlemekle geçirmek istemezsin... Aha işte senin essah sandığın şeylere prim vermeyen adamlar da aynen senin gibi geri vitese taktılar. Olay budur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

dinimizi biraz daha araştırdığımızda; Kuran'a, Kütübü sitte'den hadislere biraz hakim olduğumuzda İslam'ın bronz çağı mitolojisinden öte birşey olmadığını gördük.

Yani değerlendirme tamamen bireysel öyle mi? Çevrenizekilere baktınız, Kuran meali okudunuz, kütüb-i sitte'ye bir göz gezdirdiniz ve anladınız ki (!) mitoloji. Bu doğru bir değerlendirme midir?

şunu bir dinle:

Ben de biraz fizik kitabına baktım, kütleyle hızı çarptığı yazıyor. yahu dedim hızı nasıl çarpacaksın elinle tutamıyorsun ki, işte dedim bir yanlış. sonra bir baktım ki sürtünmesiz yüzeyden bahsediliyor... düşündüm ki böyle bir yüzey gerçek değil. mitoloji olduğuna kanaat ettim. gerçek hayata tatbik ettim yine tutmadı. anladım ki hepsi yalanmış. fizik profesörleri de yalancı. zaten fizik diye bir şey de yok. aslında bilim diye bir mefhumun olması yanlış. özgür düşünmeye başladım, fizik kanunlarına bağlı olmadan yaşıyorum ve çok mutluyum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani değerlendirme tamamen bireysel öyle mi? Çevrenizekilere baktınız, Kuran meali okudunuz, kütüb-i sitte'ye bir göz gezdirdiniz ve anladınız ki (!) mitoloji. Bu doğru bir değerlendirme midir?

şunu bir dinle:

Ben de biraz fizik kitabına baktım, kütleyle hızı çarptığı yazıyor. yahu dedim hızı nasıl çarpacaksın elinle tutamıyorsun ki, işte dedim bir yanlış. sonra bir baktım ki sürtünmesiz yüzeyden bahsediliyor... düşündüm ki böyle bir yüzey gerçek değil. mitoloji olduğuna kanaat ettim. gerçek hayata tatbik ettim yine tutmadı. anladım ki hepsi yalanmış. fizik profesörleri de yalancı. zaten fizik diye bir şey de yok. aslında bilim diye bir mefhumun olması yanlış. özgür düşünmeye başladım, fizik kanunlarına bağlı olmadan yaşıyorum ve çok mutluyum.

Fizik kitaplarında yazan şeyler fiziksel uygulamaları var; elektromanyetiğin, termodinamiğin, parçacık fiziğinin uygulamaları her an her yerde hayatımızı kolaylaştırıyor, sen de şu anda o anlamadığın fizik kurallarının akıllı adamlar tarafından anlaşılması ve uygulanması ile tasarlanan ve üretilen bir aygıta bakıyorsun.

Bilimsel metodla elde edilen bilgi hayatımızı kolaylaştırdı ve güzelleştirdi... Ömrümüzü de uzattı... Evlat acı yaşama riskimizi de düşürdü...

İslam'i kurallar ise uygulandıkları her yerde ızdıraba neden oldular. İslam devletleri bugün dünyanın en geri, en despot, en tehlikeli yerleridir. İslam ne kadar uygulanırsa o kadar ilkellik, gerikalmışlık getirir. Dünya'yı bir düşün... Dinsiz Danimarka mı? Dinli Afganistan mı? Hangisinde yaşamak istersin?

Fizik kitabına geri dönelim; fizik dahil tüm bilimsel bilgi deneye açıktır. Kitaplarda yazan şeyler yeniden denenip doğrulanabilir, ya da yanlışlanabilir. Bilimsel metodun parçasıdır zaten bu... Yanlışlanabilemeyen, yanlışlanması yasak olan bilgi bilimsel bilgi değildir zaten.

Yani sen Fizik kitabında bir hata bulabilirsin, bu hatayı da yayınlarsın, Fizik kitabı bir dahaki baskısında değişir. Buna karşıt dinlerin kutsal kitaplarındaki hataları düzeltmenin imkanı yoktur.

Ayrıca şunu düşün; fizikçilerin kitaplara yazdıkları formüller gökten inmiyor... Eh... Götlerinden de uydurmuyorlar. Yıllarca üzerinde çalışılmış, defalarca denenmiş şeyler bilimsel bilgi olarak kitaplara giriyor...

Senin rehber olarak gördüğün şey ise bronz çağında yaşamış bir adamın kulağına melekler tarafından fısıldandığına inanılar bir zırva yığını. Üstelik bu zırva o kadar süpermiş ki hiç değiştirmeye gerek kalmadan tüm insanlığa ve tüm zamanlara hitab edermiş.

Neyse... Yakışır size... Devam...

Link to post
Sitelerde Paylaş

çok güzel bir örnek vermişsiniz, teşekkür ederim. insan sosyal çevresinden "fizik" öğrenmez. Birilerinin fizik dersinden anladıklarını tatbik ederken onları görüp fizik öğrendim denilmez. Fizik ilmini tahsil etmek isteyenler bununla ilgili bir eğitim sürecinden geçmesi gerekiyor. Açıp fizik kitabını kendi kendine fizik profesörü olan da görülmemiştir. Akademik bir çalışma yapması, bu ilmin otoritelerinin sırasından geçmesi şarttır.

Dini yaşamayı da geçtik, bazıları bizzat tefsir, hadis, kelam, akaid gibi islami ilimler noktasında bol keseden atıp tutuyor.

Mektup; hayatın kendisinin bir mektup olduğunu anlasak keşke. İnsana, anlaması ve idrak etmesi için gönderilmiş bir mektup hükmünde bu dünya.

Hala "benim" davranışlarım noktasındasınız. Yahu sayın drekinci, bırakın beni, ben neyim ki, ben kendime bir değer atfetmiyorum, ben bilirim de demiyorum, ben kendimi kanıtlamaya da çalışmıyorum. Size mektubunuzu veren postacı sayın beni. Benim şahsımı dikkate almayın. Bana bakmayın. Size sunduğum fikirlere bakın.

Sevgili haybenbe

öyle görünüyor ki, fizik bilimi ile inançlarını aynı kefeye koyuyorsun. Aynı kefeye konduğunda ne oranda yanıldığını zaten arkadaşlar gayet güzel açıklamışlar. inancın deneyi olmaz, inancın bilimi de olmaz.

Ben masala inanıyorum dersen akan sular durur.

Veee kendine ait değerlendirmelerin, ilginç bir ruh halini ortaya koyuyor. Tipik bir dindar. Kul, köle psikolojisi.

Biz sana da, sunduğun fikirlere de değer verip, sorularını yanıtlamaya, yanılgılarını açıklamaya çalışıyoruz.

Öyle görünüyor ki fikirlerini taşıdığın her kimse, doğru dürüst taşıyamıyorsun.

Yetersiz kaldığını da açıkça söylüyorsun.

O zaman sen git!

Fikirlerini taşıdığın gelsin!

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili haybenbe

öyle görünüyor ki, fizik bilimi ile inançlarını aynı kefeye koyuyorsun. Aynı kefeye konduğunda ne oranda yanıldığını zaten arkadaşlar gayet güzel açıklamışlar. inancın deneyi olmaz, inancın bilimi de olmaz.

Ben masala inanıyorum dersen akan sular durur.

Veee kendine ait değerlendirmelerin, ilginç bir ruh halini ortaya koyuyor. Tipik bir dindar. Kul, köle psikolojisi.

Biz sana da, sunduğun fikirlere de değer verip, sorularını yanıtlamaya, yanılgılarını açıklamaya çalışıyoruz.

Öyle görünüyor ki fikirlerini taşıdığın her kimse, doğru dürüst taşıyamıyorsun.

Yetersiz kaldığını da açıkça söylüyorsun.

O zaman sen git!

Fikirlerini taşıdığın gelsin!

Sevgiler.

islamın tefsir, hadis, kelam gibi ilim dalları olduğuna işaret etmek için o örneği kullanmıştım. bizde herkes din alimi, doktor ve futbol yorumcusudur. bu forumda gördüğüm de farksız. burası, mealinden kuran okuyarak işte çelişki buldum diyenlerle dolu.

beni dindar olarak gördüğünüz için teşekkür ederim. bir ateistin gözüyle de kulluk yaptığım farkediliyor demek ki. "bu ruh halinle senin de bizden bir farkın yok" demenizden kat kat iyidir. teşekkür ederim.

seviyeli üslubunuz ve yanıtlarınızın ciddiyeti için teşekkür ederim. Burada yazdıklarım, alıntıladıklarım, paylaştıklarım ekseriyetle sahiplendiğim, beğendiğim, inancıma yakın bulduğum, içselleştirdiğim, bir fikir veren, benim için bir anlam taşıyan şeyler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

islamın tefsir, hadis, kelam gibi ilim dalları olduğuna işaret etmek için o örneği kullanmıştım. bizde herkes din alimi, doktor ve futbol yorumcusudur. bu forumda gördüğüm de farksız. burası, mealinden kuran okuyarak işte çelişki buldum diyenlerle dolu.

beni dindar olarak gördüğünüz için teşekkür ederim. bir ateistin gözüyle de kulluk yaptığım farkediliyor demek ki. "bu ruh halinle senin de bizden bir farkın yok" demenizden kat kat iyidir. teşekkür ederim.

seviyeli üslubunuz ve yanıtlarınızın ciddiyeti için teşekkür ederim. Burada yazdıklarım, alıntıladıklarım, paylaştıklarım ekseriyetle sahiplendiğim, beğendiğim, inancıma yakın bulduğum, içselleştirdiğim, bir fikir veren, benim için bir anlam taşıyan şeyler.

Bir bilim, sosyoloji ve edebiyat kitabını aslından da okusanız, çevirisini de okusanız anlatılmak istenen değişmez. Yöresel özellikler içeren kitaplar sadece etkili olmaz. Evrensel kültüre ait olanlar hangi dile çevirilirse çevrilsin değişmez.

Kuran araplar için yazılmış, diğer dillerdeki insanlar anlamazlar diyorsan bu kuranın sorunu. Demek ki ne evrensel ne de tanrısal.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir bilim, sosyoloji ve edebiyat kitabını aslından da okusanız, çevirisini de okusanız anlatılmak istenen değişmez. Yöresel özellikler içeren kitaplar sadece etkili olmaz. Evrensel kültüre ait olanlar hangi dile çevirilirse çevrilsin değişmez.

Kuran araplar için yazılmış, diğer dillerdeki insanlar anlamazlar diyorsan bu kuranın sorunu. Demek ki ne evrensel ne de tanrısal.

shakespear 'in türkçeye çevrilmiş bir eserini okuyan, o eserinde bahsedilenin sadece anlamını öğrenir. "ben shakespear okudum" dese komik olur. edebiyatını görmek isteyen orijinalinden okur. Fibonacci serisini size ne kadar anlatırsam anlatayım matematiğin diliyle onu irdelemeden konuya vâkıf olamazsınız.

Kuran'ın anlamını merak edenler mealden okuyabilirler, ne söylediğini anlamak öğrenmek herkesin görevidir. Ama iş dinle ilgili hüküm vermeye, ayetin tefsirini yapmaya geldiğinde "onun diliyle" incelemek, ilmi bir değerlendirme yapmak şarttır. Bu esasa göre değerlendirilmesi sağlıklı sonuç verir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

shakespear 'in türkçeye çevrilmiş bir eserini okuyan, o eserinde bahsedilenin sadece anlamını öğrenir. "ben shakespear okudum" dese komik olur. edebiyatını görmek isteyen orijinalinden okur. Fibonacci serisini size ne kadar anlatırsam anlatayım matematiğin diliyle onu irdelemeden konuya vâkıf olamazsınız.

Kuran'ın anlamını merak edenler mealden okuyabilirler, ne söylediğini anlamak öğrenmek herkesin görevidir. Ama iş dinle ilgili hüküm vermeye, ayetin tefsirini yapmaya geldiğinde "onun diliyle" incelemek, ilmi bir değerlendirme yapmak şarttır. Bu esasa göre değerlendirilmesi sağlıklı sonuç verir.

Merak etme kuran'dan birşeyler yazarken tefsirlere bakarak yazıyorum. Kendi anladığımı değil. Bu tefsirler de bugünün bilimin ışığında yazılmış tefsirler değil, kuranın taze yazıldığı zamanki tefsirler. Bilgilerin kaybolmadığı zamandaki tefsirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'i kurallar ise uygulandıkları her yerde ızdıraba neden oldular. İslam devletleri bugün dünyanın en geri, en despot, en tehlikeli yerleridir. İslam ne kadar uygulanırsa o kadar ilkellik, gerikalmışlık getirir. Dünya'yı bir düşün... Dinsiz Danimarka mı? Dinli Afganistan mı? Hangisinde yaşamak istersin?

Kuranın şu hükümleri, peygamberin şu hadisleri gelişime manidir. diyorsanız bunun delillerini ortaya koymanız gerekiyor. Örneğin, yalanı, zulmü, içkiyi, kumarı, zinayı, stokçuluğu, faizi, gıybeti, ırkçılığı kısacası her türlü kötülüğü yasaklamanın gelişime engel olduğunu ispat edebilir misiniz?

Yanlışlanabilemeyen, yanlışlanması yasak olan bilgi bilimsel bilgi değildir zaten.

İlahi kitap bir bilimsel bulgu/bilgi değildir.

Dinsiz Danimarka mı? Dinli Afganistan mı?

dinsiz çine ne dersiniz? :)

fazla ileri giden batının ileri gitmişliğinin nedenleri arasında olan dünyanın geri kalanını sömürmek ve kaynaklarını tüketmekse bu ileri gitmişliğe özenenler durumu bir de bu açıdan tekrar değerlendirmeleri gerekir. Ve diğer açıdan ticaret konusunu örnek alırsak, ticarette dürüstlük, çalışkanlık, bilgi, prensiplilik gibi nitelikleri hayatına tatbik etmiş bir gayrimüslim başarılı olacaktır, bunları uygulamayan müslüman geri kalacaktır. Burada gayrimüslimin müslümana üstün gelmesi durumu değil, müslümanların sıfatlarının üstünlüğü ortaya çıkar. müslümanların öncelikli böyle olmaları gerekir. Bugünün islam toplumlarının ilerlemesini sağlayabilecek araştırma, öğrenme, ilim elde etme vb şeyleri müslümanlar değil batılılar uygulamışsa onlar ileri gider tabi ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merak etme kuran'dan birşeyler yazarken tefsirlere bakarak yazıyorum. Kendi anladığımı değil. Bu tefsirler de bugünün bilimin ışığında yazılmış tefsirler değil, kuranın taze yazıldığı zamanki tefsirler. Bilgilerin kaybolmadığı zamandaki tefsirler.

muhkem ve müteşabih ayetlerin olduğunu dikkate alarak tekrar değerlendirmek faydalı olacaktır.

kuranı kerim tüm zamanlara hitap ettiği için bazı ayetlerin hikmetleri zamanla ortaya çıkabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...