Jump to content

Son Kullanım Tarihi Geçmiş Mucizeler


Recommended Posts

Biliyorsunuz dinler tarihi mucizelerle doludur. Musa Kızıldenizi ikiye ayırmış, asası yılana dönüşmüş, gökten yiyecek yağdırmış, Nuh bir gemiye bütün canlı türlerini sığdırmış, Süleyman karıncalarla ve kuşlarla konuşurmuş, İsa körleri iyileştirirmiş, ölüleri diriltirmiş, Yunuz bir balığın karnında yaşamış, İbrahim Allah'la konuşmuş, hatta kalbi mutmain olsun diye olüleri nasıl dirilttiğini göstermesini bile istemiş, Muhammed Miraca Allah'la buluşmaya gitmiş, ayı ikiye bölmüş vs vs..

Allah Yahudileri maymuna dönüştürmüş, bazı kavimleri helak etmiş falan.

Bütün bunlar binlerce yıl önce olduğu iddia edilen mucizeler. O zamanlar peygamber bolluğu bile varmış. Mesela Musa ile harun kardeş peygamberler, Musa yine başka bir peygamberin 2 kızı ile evlenmiş, Hızır'la yolculuğa çıkmış. Sonra bütün bunlar bunlar 1400 küsur yıl önce bıçakla kesilir gibi kesilmiş.

Şimdi birkaç bin yıl önce ortalık peygamber kaynarken, son 1500 yıl yıldır hiç peygamber gelmemesinin nedeni nedir? Gerçi son yüzyıllarda birkaç kişi peygamber olduğunu iddia etmiş ama birkaç yüz kişi hariç kimseyi inandıramamışlar.

Bu durumda üç haksızlık söz konusu:

1. Peygamberlere çok özel bir ayrıcalık tanınmış oluyor, Allah onlarla direk veya dolaylı olarak konuşuyor. Bu diğer insanlara karşı yapılmış büyük bir haksızlık. Bizler burada Allah'ın şöyle bir görünmesini istesek, inananlar hemen o zaman imtihanın ne anlamı kalır gibi argümanlar ileri sürüyorlar, o zaman peygamberlerin imtihanı olmuyor mu?

2. Bu peygamberler zamanında yaşamış ve bu mucizelere bizzat şahit olmuş insanlarla, bu peygamberleri ve mucizelerini hiç görmemiş insanların durumu. Burada da 2. gruptaki insanlara yapılan büyük bir haksızlık söz konusu. Madem ortada bir imtihan var, neden bu ayrıcalık? Musa'nın, İsa'nın, Muhammed'in ölümünden sonra doğan insanların peygamberle tanışma, sohbet etme, mucizelere tanık olma hakkı yok mu?

3. Birde bu peygamberler zamanında yaşamış, ama ne onlarla aynı dili konuşan, ne de o peygamberleri gören insanlar var. Mesela Muhammed'i ele alalım. Adam 1400 küsur yıl önce ben peygamberim demiş, ama Arap yarımadası dışında kimsenin haberi yok. Madem Allah insanlara uyarıcı gönderecek, neden aynı zamanda, her millete o milletin dilini konuşan birini göndermez. Mesela Arap yarımadasına Muhammed'i gönderirken, diğer milletlere ve coğrafyalara da Hakan'ı, George'u, Chei Ling'i, Katsumo'yu, Mutombo'yu, Oturan Boğa'yı, Hernandez'i, Herman'ı, Yuri'yi vs. göndermeliydi. Adalet bunu gerektirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1. Peygamberlere çok özel bir ayrıcalık tanınmış oluyor,

2. Bu peygamberler zamanında yaşamış ve bu mucizelere bizzat şahit olmuş insanlarla, bu peygamberleri ve mucizelerini hiç görmemiş insanların durumu. Burada da 2. gruptaki insanlara yapılan büyük bir haksızlık söz konusu. Madem ortada bir imtihan var, neden bu ayrıcalık? Musa'nın, İsa'nın, Muhammed'in ölümünden sonra doğan insanların peygamberle tanışma, sohbet etme, mucizelere tanık olma hakkı yok mu?

haklısın arkadaşım ahirette tanrıya sorarım bu çifte sıtandardın hesabını ona.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ortada bir haksızlık yok. Ama torpil var. Allah'ın bazı güzide dostları var. Hz. İbrahim as. gibi. Allah'ın habibi var, Hz. Muhammed sav. gibi.

Ha bana niye torpil geçilmedi dersen Allah'ın ezeli ilmiyle bilmesi sonucu kim neyi haketmiş ise Allah ona onu vermiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hristiyanlar Big-Bang'e inanmazlar çünkü bilimsel olarak evren 13,7 mlyar yaşındadır.

Oysa Hristyanlara göre tüm Evren sadece 6000 yaşındadır. Yanlış duymadınız sadece 6000!.

Müslümanların alıntı yaptığı Hristiyanlar işte böyle paçoz ve angut kişilerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hristiyanlar Big-Bang'e inanmazlar çünkü bilimsel olarak evren 13,7 mlyar yaşındadır.

Oysa Hristyanlara göre tüm Evren sadece 6000 yaşındadır. Yanlış duymadınız sadece 6000!.

Müslümanların alıntı yaptığı Hristiyanlar işte böyle paçoz ve angut kişilerdir.

Dünyayı öküzün veya balığın üzerinde olduğunu zannedenler de var. Güneşin secde ettiğini söyleyenler de.. Dünyaya tesadüfen geldik diyenler de var, evrim teorisini bir gerçek olarak görenler de var. Bu düşünceler yüzünden kimseye paçoz veya angut diyemeyiz. Sen düşünce özgürlüğünden yana değil misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyayı öküzün veya balığın üzerinde olduğunu zannedenler de var. Güneşin secde ettiğini söyleyenler de.. Dünyaya tesadüfen geldik diyenler de var, evrim teorisini bir gerçek olarak görenler de var. Bu düşünceler yüzünden kimseye paçoz veya angut diyemeyiz. Sen düşünce özgürlüğünden yana değil misin?

Aynen öyle, düşünce özgürlüğünden yanayım.

Bunun en hakiki göstergesi onların yaşam tarzına karışmaya çalışmamamdır.

Oysa dinler bizim düşünce özgürlüğümüze saygı gösteriyor mu?

İslam'da toplumun genelinden farklı düşünenlerin öldürülmesine dair hükümler yok mu?

Biz en azından kimseyi zorlamayız, saygı gösteririz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rahman adaletlidir. Bir yerde haksızlık görünüyorsa her şeyi bilmediğimizden dolayıdır.

Bu durumda üç haksızlık söz konusu:

1. Peygamberlere çok özel bir ayrıcalık tanınmış oluyor, Allah onlarla direk veya dolaylı olarak konuşuyor. Bu diğer insanlara karşı yapılmış büyük bir haksızlık. Bizler burada Allah'ın şöyle bir görünmesini istesek, inananlar hemen o zaman imtihanın ne anlamı kalır gibi argümanlar ileri sürüyorlar, o zaman peygamberlerin imtihanı olmuyor mu?

Allah sana görünse inan görünmesini istemezdin.

Çünkü hiç bir şey bedava değildir ve peygamberlik büyük bir sorumluluktur.

Muhammed,İsa ve Musa peygamberler evet gerçeği görmüşlerdir ama bunun karşılığında büyük bir sorumluluk almışlardır.

2. Bu peygamberler zamanında yaşamış ve bu mucizelere bizzat şahit olmuş insanlarla, bu peygamberleri ve mucizelerini hiç görmemiş insanların durumu. Burada da 2. gruptaki insanlara yapılan büyük bir haksızlık söz konusu. Madem ortada bir imtihan var, neden bu ayrıcalık? Musa'nın, İsa'nın, Muhammed'in ölümünden sonra doğan insanların peygamberle tanışma, sohbet etme, mucizelere tanık olma hakkı yok mu?

Bir kere şunu iyi anlayalım. Mucize aynı zamanda bir imhihan aracıdır.

Tarihte hiç bir kavim mucizeleri görünce topluca imana gelmemiştir.

Mucize hem imana yol açmıştır hemde inkarı artırmıştır.

Musa peygamberin verdiği mucizeler Firavunun inkarını artmıştır.

Fakat aynı mucize Firavunun yanında çalışan sihirbazların müslüman olmasına yol açmıştır.

Salih peygamberin kavmine getirdiği dişi deve kavminden bazılarının imanını artırmış, fakat yine aynı mucize bazılarının inkarda daha da ileriye giderek deveyi kesmelerine yol açmıştır.

Yahudiler Musa peygamberin denizi ikiye bölmesi ile kurtulmuş fakat sonunda altın buzağı ile sınava tabi tutulmuşlardır.

Geçmişte ne olduysa aynısı günümüzde de olmaktadır. Sonuçta insan aynı kafa ve zihniyete sahip. Tarih tekerrürden ibaret.

Mucizeler geçmişte kalmıştır diyen zihniyetin tersine bu yüzyılın insanlığına da gelen bir mucize vardır.

Bilim ve teknolojinin hat safhaya ulaştığı ve insanların eskisinden daha şüpheyle dinlere baktığı bir dönemde Allah'ın bizi unutması ve bir mucize göndermemesi tabi ki düşünülemez. Sonuç itibariyle mucizeleri ulaşmıştır.

Bilgisayar ve teknoloji çağına yakışır bir şekilde bu mucize matematiksel bir mucizedir ve adı On Dokuzdur. (74:30, 41:53)

Tabi ki her mucizede olduğu gibi bu mucizede bir elçi tarafından duyurulur.

19 mucizesi de elçi Reşad Halife (74:1/2, 3:81) tarafından Kuran'ın indirilişinden tam 19x74 ay yılı sonunda 1974de Amerikadan dünya halkına duyurulmuştur.

Tıpkı geçmiş kavimlere gelen mucizelerde olduğu gibi 19 mucizesi de herkesi imana getirmeyecektir.(74:31) Bazı kesim imana gelirken bir başka kesim inkarda daha da ileri gidecektir. (74:31)

Reşadın şüphesiz bir elçi olarak gerçeği görmesi de torpilli olmasını değil tam tersi ilk başta söylediğim ve peygamberler de olduğu gibi büyük bir sorumluluk almasıdır. Bu sorumluluk bu mucizeyi duyurmak ve din için adam kesen yobaz sözde islamcı kesim ile hayatı pahasına da olsa başlayacak olan savaşta yerini almak olmuştur. Sonuç olarakta öldürülmüştür. (4:155)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Rahman adaletlidir. Bir yerde haksızlık görünüyorsa her şeyi bilmediğimizden dolayıdır.

Allah sana görünse inan görünmesini istemezdin.

Çünkü hiç bir şey bedava değildir ve peygamberlik büyük bir sorumluluktur.

Muhammed,İsa ve Musa peygamberler evet gerçeği görmüşlerdir ama bunun karşılığında büyük bir sorumluluk almışlardır.

Bir kere şunu iyi anlayalım. Mucize aynı zamanda bir imhihan aracıdır.

Tarihte hiç bir kavim mucizeleri görünce topluca imana gelmemiştir.

Mucize hem imana yol açmıştır hemde inkarı artırmıştır.

Musa peygamberin verdiği mucizeler Firavunun inkarını artmıştır.

Fakat aynı mucize Firavunun yanında çalışan sihirbazların müslüman olmasına yol açmıştır.

Salih peygamberin kavmine getirdiği dişi deve kavminden bazılarının imanını artırmış, fakat yine aynı mucize bazılarının inkarda daha da ileriye giderek deveyi kesmelerine yol açmıştır.

Yahudiler Musa peygamberin denizi ikiye bölmesi ile kurtulmuş fakat sonunda altın buzağı ile sınava tabi tutulmuşlardır.

Geçmişte ne olduysa aynısı günümüzde de olmaktadır. Sonuçta insan aynı kafa ve zihniyete sahip. Tarih tekerrürden ibaret.

Mucizeler geçmişte kalmıştır diyen zihniyetin tersine bu yüzyılın insanlığına da gelen bir mucize vardır.

Bilim ve teknolojinin hat safhaya ulaştığı ve insanların eskisinden daha şüpheyle dinlere baktığı bir dönemde Allah'ın bizi unutması ve bir mucize göndermemesi tabi ki düşünülemez. Sonuç itibariyle mucizeleri ulaşmıştır.

Bilgisayar ve teknoloji çağına yakışır bir şekilde bu mucize matematiksel bir mucizedir ve adı On Dokuzdur. (74:30, 41:53)

Tabi ki her mucizede olduğu gibi bu mucizede bir elçi tarafından duyurulur.

19 mucizesi de elçi Reşad Halife (74:1/2, 3:81) tarafından Kuran'ın indirilişinden tam 19x74 ay yılı sonunda 1974de Amerikadan dünya halkına duyurulmuştur.

Tıpkı geçmiş kavimlere gelen mucizelerde olduğu gibi 19 mucizesi de herkesi imana getirmeyecektir.(74:31) Bazı kesim imana gelirken bir başka kesim inkarda daha da ileri gidecektir. (74:31)

Reşad’ın şüphesiz bir elçi olarak gerçeği görmesi de torpilli olmasını değil tam tersi ilk başta söylediğim ve peygamberler de olduğu gibi büyük bir sorumluluk almasıdır. Bu sorumluluk bu mucizeyi duyurmak ve din için adam kesen yobaz sözde islamcı kesim ile hayatı pahasına da olsa başlayacak olan savaşta yerini almak olmuştur. Sonuç olarakta öldürülmüştür. (4:155)

Reşad Halife (19 Kasım 1935 – 31 Ocak 1990) Kur'an'da 19 Mucizesi olarak bilinen ve İslam dünyasında tartışmalara yola açan "matematiksel sistemi" 1974 yılında keşfeden bilim ve reformist din adamı. 1935 yılında Mısır'da doğdu.

ABD'de biyokimya dalında doktora yaptı. Bir süre Birleşmiş Milletler'de bilim danışmanı olarak çalıştı. Uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmış iki düzine makalesi bulunmaktadır.

1974 yılında Kur'an'da 19 sayısı ve katları üzerine kurulu bir matematiksel sistemin mevcut olduğunu ve 9:128-129 ayetlerinin bu matematiksel sistemi bozduğunu iddia ederek bu ayetlerin Tanrı'ya ait olmadığını öne sürdü ve bu ayetleri içermeyen Kur'an nüshasını çevirisi ile beraber 1989 yılında Amerika'da yayımladı.

Adam kafirmiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1974 yılında Kur'an'da 19 sayısı ve katları üzerine kurulu bir matematiksel sistemin mevcut olduğunu ve 9:128-129 ayetlerinin bu matematiksel sistemi bozduğunu iddia ederek bu ayetlerin Tanrı'ya ait olmadığını öne sürdü ve bu ayetleri içermeyen Kur'an nüshasını çevirisi ile beraber 1989 yılında Amerika'da yayımladı.

Şunu demeyi unutmuşum.

Her mucize bir sorumluluk doğurduğu için on dokuz mucizesinin bireysel olarak bizlerde yarattığı sorumluluk ise ön yargılarımızı, kulaktan dolma dogma bilgilerimizi, atalarımızın öğrettiğini bir kenara bırakacak cesareti gösterip, Allah'ın bize verdiği ilim ve işaretler neticesinde o bahsettiğin 2 sözde ayetin Allah katından olmadığını idrak edebilmektir.

Bu sorumlulukta bize bu olayı araştırmaya, araştırmaya ve yine araştırmaya sevk etmektedir cübbeli.

Öyle araştırmadan buraya gelip "efendim şu mucize var bu mucize var" deyip hazıra konmak yok.

Zaten hazıra kona kona islam dünyası bu hale gelmedi mi? :)

Bu sorumluluğu almayıp bu mucizeyi en azından körü körüne şiddetle inkar eden müslümanlar ise hiç şüphesiz peygamber döneminde yaşamış olsalardı Muhammed peygamberi reddedecek, kendi atalarının dinine, atalarından öğrendiklerine sahip çıkıp kendilerini savunacaklardı.

Allah Kuran'da atalarının dininden giden kavimleri laf olsun torba dolsun diye bize anlatmıyor.

Bu potansiyeli bildiğinden bir daha olmaması için Allah bizi uyarıyor.

Evet, geçmişte hangi kavme bir elçi gelse o kavmin kodamanları tarafından kabul görmemiş, ataların dini tercih edilmiştir.

Geçmişte elçilerin geldiği kavimler ise gelen elçilerin son elçi olduğu iddiasında bulunmuş ve sonradan gelen elçileri sahtekarlıkla suçlamıştır ve öldürmüşlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peygamberlik, nasıl büyük bir sorumluluk oluyor? Sadece ayrıcalık o kadar. Diğer insanlar gibi karanlıkta değilsin, gerçekten emin olmuş oluyorsun. Arkana almışsın Allah gibi büyük bir gücü, artık korkacak neyin var? Dünyada başına gelecek en kötü şey ne olabilir? En fazla ölüm. İsa gibi. Sonsuz hayat yanında 60-70 yıllık hayat ne ki? Ama hiçte öyle görünmüyor. Ölüm korkusu ile karısını bile kızkardeşim diye tanıtabilecek kadar alçalabilen peygamber var (İbrahim), yatağına en yakın takipçilerinden birini birakıp başka yerlere kaçan peygamber var (Muhammed), Hem bile bile adam öldüren, hem de yargılanmaktan korkup tüyen peygamber var (Musa).

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazen şunu düşünürüm; Acaba dinsel kaynaklardan bize aktarılan anlatımlar,olaylar belli bir süzgeçten geçmiş sembolik aktarımların kuşaktan kuşağa değişimleri sonucu insanların kavrayabildikleri olaylarmıdır. Öneğin Nuh'un gemisi tüm canlı DNA'larının kopyalarını taşıyan bir birim olabilirmi?

Yunusu yutan balık belki bir denizaltıydı veya onun gibi birşey...Tamam kızmayın uzaylı dini savunucusu değilim ama binlerce yılllık insanlık macerası öyle bir çırpıda basite alınacak bir konu da değil. Mısır uygarlığı,Aztek, Maya toplumları. Kızıldeniz belki o zamanki jeolojik yapı nedeniyle gelgit etkisinde kalıp Akdenizle birleşeen o iki parmak şeklindeki kıyıları suların çekilmesi ile geçişe uygun hale gelmiş olabilir bir kaç metrelik derinlikten bahsediyoruz ki Ay'ın çekim gücünün günümüzde azaldığı belirtiliyor.. Şakkı kamer meselesine gelirsek burada açıkca bir şaklabanlık var tapılan kültün yüceltilmesi..Ama çokta kabül görmediği var ortada bir iki zorlama iddia ile. Nuh denen kimse belkide yıldızlar arası yolculuk yapmış bir şahsiyettir. Kripton gezegeni bitmek üzereyken biliyorsunuz Kalel oğlu Süpermeni Dünya'ya postalamış ve başımıza neredeyse peygamber olacak bir süper kahraman çıkarmıştı !

Mısır Piramitleri işte 3000 küsur yıldır çözülemeyen muamma hikayeleri...Piramitlerin ne olduğunu batılı akeologlar çoktan çözdü bal gibi bunuda bangır bangır belgeselerde anlatıyorlar..Ne yazıkki küremizin insanlarının algı ve eğitim düzeyi en moderninden en berbatına kadar kıyasla aynı olmasını global kapitalizm nasıl istiyorsa o şekilde kullanıyor..

Gerçekten şunu kendinize bir sorunuz deney faresinden ne farkımız var, kokusunu almamızın sağlandığı peyniri bulmak için kafa göz patlatıp labirentler arasında koşuşturulmuyormuyuz..Bize tepeden bakıp zavallı mücadelemizi tebessümle izleyenler ha 3000 yıl önceki peygamberlerdi, ha şimdiki otoriteler...Asıl komik olan ise peynire ulaştığımızda her seferinde bozuk çıkıp berbat kokması..

tarihinde ziobelle tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunu demeyi unutmuşum.

Her mucize bir sorumluluk doğurduğu için on dokuz mucizesinin bireysel olarak bizlerde yarattığı sorumluluk ise ön yargılarımızı, kulaktan dolma dogma bilgilerimizi, atalarımızın öğrettiğini bir kenara bırakacak cesareti gösterip, Allah'ın bize verdiği ilim ve işaretler neticesinde o bahsettiğin 2 sözde ayetin Allah katından olmadığını idrak edebilmektir.

Bu sorumlulukta bize bu olayı araştırmaya, araştırmaya ve yine araştırmaya sevk etmektedir cübbeli.

Öyle araştırmadan buraya gelip "efendim şu mucize var bu mucize var" deyip hazıra konmak yok.

Zaten hazıra kona kona islam dünyası bu hale gelmedi mi? :)

Bu sorumluluğu almayıp bu mucizeyi en azından körü körüne şiddetle inkar eden müslümanlar ise hiç şüphesiz peygamber döneminde yaşamış olsalardı Muhammed peygamberi reddedecek, kendi atalarının dinine, atalarından öğrendiklerine sahip çıkıp kendilerini savunacaklardı.

Allah Kuran'da atalarının dininden giden kavimleri laf olsun torba dolsun diye bize anlatmıyor.

Bu potansiyeli bildiğinden bir daha olmaması için Allah bizi uyarıyor.

Evet, geçmişte hangi kavme bir elçi gelse o kavmin kodamanları tarafından kabul görmemiş, ataların dini tercih edilmiştir.

Geçmişte elçilerin geldiği kavimler ise gelen elçilerin son elçi olduğu iddiasında bulunmuş ve sonradan gelen elçileri sahtekarlıkla suçlamıştır ve öldürmüşlerdir.

Doğru söze ne denir? Eyvallah...

Şimdiki dindarların yaptığı da aynen budur. Demek ki akıl, mantık, izan, anlayış, kavrayış, idrak açısından bir milim ilerleme olmamış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyayı öküzün veya balığın üzerinde olduğunu zannedenler de var. Güneşin secde ettiğini söyleyenler de.. Dünyaya tesadüfen geldik diyenler de var, evrim teorisini bir gerçek olarak görenler de var. Bu düşünceler yüzünden kimseye paçoz veya angut diyemeyiz. Sen düşünce özgürlüğünden yana değil misin?

Bütün bunlara inananlar yine müslüman olanlar. İslam dini musevilikten ne varsa almış.

"İbni Abbas (r.a.) gibi zatlara isnad edilen sahih bir rivayet var ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan sormuşlar: "Dünya ne üstündedir?" Ferman etmiş: Dünya, öküz ve balığın üzerindedir.Bir rivayette, bir defa ale's-sevr demiş, diğer defada ale'l-hût demiştir.

Muhaddislerin bir kısmı, İsrailiyattan alınma ve eskiden beri nakledilen hurafevâri hikâyelere bu hadisi tatbik etmişler. Hususan Benî İsrail âlimlerinin Müslüman olanlarından bir kısmı, kütüb-ü sabıkada sevr ve hût hakkında gördükleri hikâyeleri hadise tatbik edip, hadisin mânâsını acip bir tarza çevirmişler."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir din akıl almaz olaylar, abartılar, saçmalıklar içermezse o din din olmaz. Patates yemekleri kitabı olur.

Birinin karınca ile konuşması kocakarılar için mucizedir. Zaten din de kocakarı gibi insanlar içindir.

tarihinde ermanevren tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...