Jump to content

Çekim Yasası


Recommended Posts

İnsan beyninin gizemi hala tam olarak çözülememiştir. Bakın insan beyni düşünce sürecinde ya da uykudayken bile etrafa çeşitli dalgalar yaymaktadır.Bunları alfa, teta, beta, zeta olarak sıralamak mümkün. Bu dalgalar sayesinde telepati ve benzeri şeylerin mümkün olabildiğini düşünüyorum.

İyi de bu dalgaların radyoaktivitedeki alfa, beta, gama.. ışımalarıyla hiçbir ilgisi olmadığını da biliyorsundur umarım. Bu dalgalar elektromagnetik dalgalar gibi boşlukta veya havada yayılmazlar. Beyin dalgaları dediğimiz şeyler nöronların aksonları boyunca iyonların değişimine mitakip olarak ilerleyen eş yönlü aksiyon potansiyedir sadece. Beyinin genel olarak nasıl çalıştığı gayet de biliniyor ve telepati gibi şeyler insan vücudunun çalışma prensipleri ve maddesel yapısının temelleri anlaşılmadan önceki devirlerde, her duyduğuna inanmaktan hoşlanan bir takım insan tarafından uydurulmuştur. National Geographic Channel'da bu tür saçmalıkların aslında saçmalık olduğunu ispatlayan progaramlar bile yapılıyor. İnsanın vücuduna dair bilinmeyen bazı küçük ayrıntıları olduğu doğrudur ama emin ol ki onları keşfettiğimizde de onların da maddesel şeyler olduğu ortaya çıkacak.

Kısacası beyin dalgaları beyin dışına çıkıp havada yayılmaz, aksinin olduğunu söyleyenler şarlarandır.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 72
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Din hocası bize şunu anlatmıştı çok hoşuma gitmişti...

İnsan görmediği hiçbir şeyi hayal edemez buna herşey dahildir. Mesela örümcek adam diye birşey yoktur ama örümcek ve adam diye bşrieyler olduğundan dolayı zihnimiz o tarz bir çıkarımda bulunmuş ve örümcek adam hayali kahraman olarak yaratılmıştır. Yani siz istediğiniz kadar uçuk hayal şeylerden-kahramanlardan bahsedin ister istemez gördüklerinizden izler taşıyacaktır...

Uzaylılardamı izler taşıyor? mesela?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzaylılardamı izler taşıyor? mesela?

Şahsen ben uzaylılara şu an için inanmıyorum. Ne zaman adam gibi kanıtlarlar o zaman inanırım.

Uzaylı figürleri de bellidir. Daireden esinlenilmiş bir uçan araç, Yeşil bir ten rengi. zayıf ve orantısız da olsa inan anatomisini andıran bir vücut vs...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Afrika kabilesinde yaşıyan bir insanla avrupa şehrinde yaşayan insanın bildiği elemanlar neticesinde hayalleri bir olmayacaktır. Bu konuda sana katılıyorum.

Ancak benim bahsettiğim daha farklı.

Örneğin uçmak. İnsan "beden" ile uçamıyor. Ama uçmayı hayal edebiliyor. Yani kafasında bedenen yapabileceğinin daha fazlasını hayal ediyor. Hatta bu hayal başka şeyler bulmasına zorluyor. Sonunda uçak keşfediliyor. İnsan "beden + uçak" ile uçabiliyor. Belki elli yıl sonra demiradam gibi bir kıyafet giyip uçabilecek teknolojiye sahip olabileceğiz. Ama aslında insanın hayal ettiği süpermen gibi olmak. Yani beden ile hayal ettiği her şeyi yapabilmek.

İşte burada bir çelişki ortaya çıkıyor. Çünkü madde aleminde ve temel mantığa göre; Gerçek gerçekliğinin dışına çıkamaz. Bu durum, insanın sanki bedeninin dışında daha geniş bir donanıma sahip bir bedende olduğunu düşündürüyor. Hatta daha geniş bir çevresel koşulda. Bedenimizle (veya sosyoekonomik alanımızla) sınırlanışımızın dışına çıkmak istiyoruz. Çalışıyoruz, para biriktiriyoruz-hayal kuruyoruz. Ama çıkamıyoruz.

Hepimiz birer süpermen olsaydık. Hep aynı yaşta. Ve bir birimizi öldüremeyecek kadar ölümsüz olsaydık. Çevresel olarak her bir insanın sahip olduğu alan bir dünya kadar olsaydı vb. bu durumda daha da çoğunu istermiydik? Çalışır biriktirirmiydik? Hayal kurarmıydık. Eğer evet ise biz o durumda dahi gerçek değilizdir. Taki hiçbir şey istemeyecek varlık TANRI olana dek.

Kripton ile cennet-cehennem arasında ciddi bir ilişki görüyorum. Ve cennette tasarlanan insan figürü / yada mehdi ile süpermen arasında ciddi bir ilişki görüyorum.

Din hocası bize şunu anlatmıştı çok hoşuma gitmişti...

İnsan görmediği hiçbir şeyi hayal edemez buna herşey dahildir. Mesela örümcek adam diye birşey yoktur ama örümcek ve adam diye bşrieyler olduğundan dolayı zihnimiz o tarz bir çıkarımda bulunmuş ve örümcek adam hayali kahraman olarak yaratılmıştır. Yani siz istediğiniz kadar uçuk hayal şeylerden-kahramanlardan bahsedin ister istemez gördüklerinizden izler taşıyacaktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin niyetin nedir açık konuş Esron? !!

Diye bir hiddetle başlayıp, forumlarda konu ne olursa olsun genel olarak yazdığınız bilim-ateist eşitlemesine dayanan bir çok temelli temelsiz cümleyi ard arda sırlamışsınız ama konuyla ilgili bir gerçek yok içinde yine.

Sakin olun öncelikle. Sizinkine uymayan bir düşünce ile karşılaştığınızda bunca öfke niye?

İkimiz de teist değiliz ama bu bir ortak nokta değil.

Çünkü:

Siz teizme karşısınız. Ben dışındayım, bu ikisi farklı durumlar. ( Diğer bir deyişle siz teizmle sürekli bağlantı halinde düşünüyor, öfkeleniyor, konuşuyor ve yaşıyorsunuz, benim bağlantım yok teizmle.)

Öncelikle bunu anlamalısınız, sonra da, benim tüm yazdıklarımda, konuyu açan üyeye, görüşümü bildirdiğimi kavrayabilmelisiniz.Sadece sorusuna cevap verdiğimi. BUnu bir meydan okuma olarak anlamak size bağlı bir sorun benimle ilgisi yok.

O öyle değil böyle diye destan döşemek sizi doğru da yapmaz haklı da yapmaz, haksız da ama boşa çaba çünkü kimse ne sizin ne de benim açıklamamla, kuracağımız üç beş cümleyle bu konuya ilişkin bilgi sahibi olamaz, ki zaten verdikleriniz bilgi değil, öznel görüşleriniz...

Sakin olun lütfen bütün forumları savaş alanına çevirmek şart mı?

Burada merak edilen "olumlu düşünce" üstelik.

Cervantes'in uzaylılarla ilgili görüşlerine istinaden de:

Adını "uzaylı" olarak sınırlamamakla beraber, bunca gezegen ve galaksi içinde bir tek dünyada zeki bir hayat olduğunu hiç düşünmüyorum.

Gözümün gördüğüne inanırım diyen bir yapım yok, hiç olmadı çünkü basitçe bu tavrın başta bilim olmak üzere her türlü yaratıcı fikrin başlamaması anlamına geldiğini iyi bilirim.

tarihinde esron tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

uzaylı başka canlılar olabilir...

mesela ben uzaylıyım...

uzayda ot biter kuş öter...

toprak ve su olan yerlerinde...

birde uygun mevsimsel şartlarda...

dünyadakine benzer bir evrimsel süreç başlayıp insan denen tehlikeli canlıya kadar evrimleşmiş olabilirler...

insan oluştuktan bir süre oradaki cannlılık sonra kendini yok etmiştir zaten...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sakin olun öncelikle. Sizinkine uymayan bir düşünce ile karşılaştığınızda bunca öfke niye?

Seni mı kıracağım, sakin olurum elbette. :) Oldukça sakin ve hoşgörü davrandığımı düşünüyorum aslında.

Ama ilk sayfadaki uzun yazımda söylediğim gibi bu tür şeylerin varlığına ihtimal vererek ancak kendinizi rahatlatırsınız.

Madem bunlar hoşunuza gidiyor, böyle şeylere(Telepati, biyoenerji, telekinezi..) itibar etmeye devam edin öyleyse. Durumunuz üzücü bir durum malesef.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konularda okunabilecek en berbat kitabı okumuşsun bence ve konuyla ilgili bir karar varmak için de çok kötü bir yol seçiyorsun

Hepsini birden irdeleyerek verenler de var, dil ve çevirileri de önemli tabii, ben bu konuda en verimli Osho kitaplarını tavsiye ederim.

arkadaş secret'ı sölüyor sende en berbat kitap o deyip oshoyu tavsiye ediyorsun. kusura bakma ama tencere - kapak gibi olmuş bunlar. osho'nun kitaplarının diğer safsata kitaplardan tek farkı saçmalamasının sürekliliğidir bence. diğerleri genelde 2-3 kitap yazıp saçmalamakta tıkanıyorlar ama osho öylemi adam döktürdükçe döktürüyor :)

Senin niyetin nedir açık konuş Esron? !! Ne diye adamın kafasını saçmalıklarla bulandırmaya çalışıyorsun! Bu şekilde düşünmeni sana yakıştıramadım açıkçası, dinlerden özgürleşmiş bir bireyin tıpkı dinler gibi ispatsız safsatalar ve inanışlar olan bu tür şeylere inanması için bir sebep göremiyorum. Astroloji de zaten eski dinlerin bir uzantısı, üniversitelerde astroloji safsatasıyla ilgili bir fakülte bulamazsın, bu konuda eğitim verdiğini söyleyen kurumlar da bazı bağımsız kurullardır. Hikaye uydurmanın ve de bunlara inanmaya daha dünden gönüllü bir sürü insanın bulunduğu bir Dünya'da bunların hayatta kalması için çok sayıda sebep var. Bu anlatılar ve inanışların dinlerin temelini oluşturan efsanelerden farkı yok. Her 2 taraf da temellenddirme yapmadan desteksiz atıyor. Ben de istersem Taig-Yhoi diye uydurma bir kitap yazabilir ve içinde deve sidiğinin sifalrıyla, biyoenerjinin plastik sandalyeye oturamakla düzenlendiğini sallayabilirim. Hem de öyle bir üslupla yazarım ki, inanacak bir sürü aptal bulabilirim. Pozitif enerji diye bir şey yoktur, enerji pozitif veya negatif olamaz, insanın bedensel ve biyolojik yapısının dışında bir varlığı yoktur. Düşüncelerimiz, duygularımız, hislerimiz ve hafızamızdaki bilgiler dahi beyindeki nörokimyasal ve biyokimyasal süreçlerin ürünü sadece. Kullanılan ilaçların bu durumlarda değişiklik yaratması da maddesel olduğumuzun kanıtı. İnsan bedeninin gerçekleri henüz bilimeden önce ortaya çıkmış aptalca Çin-Japon efsaneleriyle uğraşmakla, Ay'ı böldüğünü söyleyen çöl bedevisi Muhammed'in saçmalıklarına inanmak arasında bir fark yok. Batı Dünya'sındaki hızlı sekülerleşmeden yararlanarak parasal çarkı döndürmek isteyen bazı kimseler, inanırı kalmamış eski Çin-Japon dinlerini Uzak Doğu felsefesi adı altında aptallara pazarlarken, gerçeklerin farkında olan bir non-teist olarak sen eğer bu saçmalıklara inanıyorsan; sen de o sığ ve dar görüşlü olmakla suçladığın teistlerden farksızsın. Seda Sayan'ın programında biyoenerjiden ve beslenmeden söz eden Ahmet Maranki kim oluyor da, ömrünü tıba adamışlardan daha iyi biliyor. O herif bizim sınavlardan önce saatlerce okuduğumuz ve adeta hatmettiğmiz kan pıhtılaşma faktörlerinin mekanizması konusunda nasıl oluyorda aptal bir bitki kökü göstererek milyarları cebe indiriyor? !

Bizim durumumuzu şöyle düşün: Tramvaya biniyorsun ve karşıda oturan adam benim görünmez çocuğum var falan diyor. Adam başlıyor görünmez çocuğuyla ilgili hikayeler anlatmaya, görünmez çocuklara nasıl bakılır klavuzundan yazılar gösteriyor sana...En basidinden ne dersin? Bu adam deli boşvereyim dersin. Ama öyle olmuyor işte, adam yanından geçerken sana dönüp, sen benim görünmez çocuğuma çarptın diye seni dövmeye kalkıyor. Benim görünmez çocuğum kutsaldır! Dinlerin durumu da böyle, sizlerin de. Siz görünemezciler, bilinemezciler de aynen böylesiniz. İşiniz gücünüz ateistler şöyle, ateistler böyle! Siz kimsiniz öyleyse? Gerçekler tektir, mutlaktır ve insan düşüncesinden bağımsızdır bunu kafana sok. Gerçek ben düşünsem de düşünmesem de var olandır. Doğru ise kişiden kişiye değişen algılardır. Aynı gerçek hakkında insanların farklı yorumlara doğru demesi mümkün olsa bile asıl gerçek değişmez. Müddei iddiasını ispatla mükellefir. Bir iddia ortaya atan kişi, iddiasını kanıtlayamıyorsa karından konuşan bir kaçıktır o kişi. Hala varlıkları olduğu gibi ve maddesel olarak algılayamadınız. Hala son derece mekanik kurallarla işleyen evrenimizde, sırlar, büyüleyici esrar perdeleri arıyorsunuz. Kimse bilimin kölesi olmak zorunda değil ama biraz beynini çalıştıran insan çevresinde gördüğü ve hatta değer verdiği kişilerin bile aralarında çeşitli kimyasal reaksiyonlar gerçekleşen organik ve inorganik maddeler yığını olduğundan şüphe duymaz. Teizmin insanlığa verdiği en büyük zarar, insanlara mistik şeylere inanabilme yetisi hastalığını kazandırması oldu. Dinlerin başlaması da, bu yüzden 200 000 yıl önce geşimiş dillerin çıkmasıyla paralel. Artık mantıksal geçerliliği olmayan bu tür inanışları -ister Ortadoğu olsun, ister Uzakdoğu- bırakmalı ve doğaya bakışımızı engelleyen faktörleri ortadan kaldırarak yaşamımızı daha yaşanılır kılmalıyız. Bunun dışındaki Telepati, Astroloji, Yoga, Reiki gibi saçmalıklarla ancak kendinizi ve diğer insanları kandırarak uyuşturursunuz, tıpkı dinlerin ortaya çıktıkları dönemden bu yana yaptıkları gibi... İnsanlar sadece bir atom ve molekül yığını olduğunu idrak ettikleri zaman aydınlanacaktır.

arkadaşın eline sağlık yazılacakların hepsini yazmış, bu metinden sonra bu başlığa ne yazılsa boştur.

Nostradamusun olayı nedir peki?

o zamanki malın en iyisini çekiyormuş. başka da bir olayı yok :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında bahsettiğin olayın materyalist bir temeli var.

Bir şeyi gerçekten istersen tüm koşullarını ona göre ayarlarsın,aklın sürekli o hedefe kitlenir ve çok çalışırsın.O şeye ulaşmak içim tüm imkanlarını seferber edersin.Popüler kitap yazarları buna "evrene mesaj göndermek" diyor. :)

Peki negatif duygular içinde olursan ne olur?Aslında hiçbir şey yapmazsın,depresif bir halde ne istediğini bilmez bir vaziyette tembelce vakit geçirir ve birşeyi gerçekten "istememiş" olursun.Bu versiyon da "evrene gönderdiğin negatif mesaj"..

Lisede iken MGK dersine gelen komutanımız söylerdi:

"Başarısızlığın mazereti yoktur!"

Başarısız olma ihtimalimiz,birşeyi isteyip elde edememe ihtimalimiz her zaman vardır.Ama biz her zaman aksini düşünüp evrene -yani kendimize- pozitif mesajlar yollayalım.

tarihinde Haqem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

A-aaa...! Bu ne böyle yahu?! Bugün çeken çekene! Birkaç gündür kafama takılan ve bana tanıdık gelen bir isim vardı. Kim bu kişi diye düşünüyordum; Bir ara aratayım da öğreneyim derken unutmuş gitmişim. Az önce bir sitede dolanırken isim karşıma çıkmasın mı? Ben mi çok güçlü olup çekiyorum, yoksa güç sezgilerimde olup olacakları önceden seziyor? yoksa farkında olmadan dua ediyorum da kabul falan mı oluyor? :huh: Dur bakalım daha neler göreceğiz? :ph34r:

tarihinde uykucu şirin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Efsane tabii ki.

Aynı efsane fetüsler için de geçerli.

Bu bahsettiğim olayla tıpta görülen "placebo" etkisi benzer veya aynı kavramlar mı yoksa tamamen farklı olaylar mı? Placebo da hasta etkisiz haplarla iyileçeceğine inanıyor ve iyileşmesi belki de bu sayede gerçekleşiyor. Orada da klasik müzik sayesinde daha mutlu ve ruhi sağlığı düzeltici etkisi sebebiyle böyle bir verim atışı gerçekleşmiş olamaz mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslını sorarsanız beni en çok üzen şeylerden bir tanesi de modern ve çağdaş olduğunu söyleyenlerin kahve falı, astroloji, yoga, nazar ve uğur gibi şeylere inanıyor olması.

Özellikle de ev hanımları bunlara çok rağbet gösteriyor. Seda Sayan'ın programlarında şarşatanlar boy gösteriyor. Klasik müzikle kanseri 1 ayda bitirdiğini söyleyenlere herkes inanıyor mesela.

İnsan biyolojisiyle ilgili en basit prensipleri bile sorsan duymamış olan Ahmet Maranki gibi adamlar 2 tane ot gösterip şifa dağıtıyoruz diyorlar. Alternatif tıp kadar aşağılık bir şey yok.

Hele bilimsel ve çağdaş olduğunu iddia edip tüm zırvaların yolundan gidenlere tahammülde zorlanıyorum zaman zaman. Aptalca eski Çin-Japon dinlerini yaşam felsefesi diye pazarlayan ve köşeyi dönenler var.

Meditasyon, yoga, biyoenerji, yaşam enerjisi, kozmik beyin gücü, telepati, telekinezi, channelling, reenkarnasyon, psişik deneyim, holistik sağlık gibi saçmalıklara inanmak bir utanç değildir de nedir?

Kimse kusura bakmasın benim gözümde bu modern çağ zırvalarına inananlarla Neololitik kökenli dinlere inananlar arasında zihnen fazla fark yoktur. Üzücü bir durum. Laikler de yapıyor bunu.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslını sorarsanız beni en çok üzen şeylerden bir tanesi de modern ve çağdaş olduğunu söyleyenlerin kahve falı, astroloji, yoga, nazar ve uğur gibi şeylere inanıyor olması.

...

Meditasyon, yoga, biyoenerji, yaşam enerjisi, kozmik beyin gücü, telepati, telekinezi, channelling, reenkarnasyon, psişik deneyim, holistik sağlık gibi saçmalıklara inanmak bir utanç değildir de nedir?

Aman kıyamam üzülme sen... :)

Modernizme ve çağdaşlığa yeni bir tanım getirelim: Kahve falı, astroloji, nazar, uğur, yoga, biyoenerji, telepati, vs vs'ye inanmıyorsan acayip çağdaş ve modernsindir...

Bu mudur?

Birisi bir şeye yoğunlaşarak bir hastalığını iyi ettiğini söylüyor...

Birisi kalkıyor namaz kılınca, kiliseye gidince, vs kendini tamamen rahat hissettiğini, bunu yaparak daha iyi bir insan olduğunu, öfkelenmediğini söylüyor...

Birisi diyor ki, ben yoga yaparak içimde ne kadar negatif his varsa arındım...

Başka birisi diyor ki, hayatımda yıllarca çözemediğim ve beni mutsuz eden ne varsa meditasyonla üstesinden geldim...

Vs vs vs...

Bu insanlar çağ dışı ve ilkel ama bu insanların hepsini bir torbaya koyup üstüne etiket yapıştırma işini yapanlar mı modern?

Argüman nedir burada?

Birisi sana kalkıp meditasyonla "mutlu oludğunu" söylediğinde, "hayır bu mutluluk değil, öyle mutlu olunmaz" dediğinde, adama poposuyla güler mutlu olan...

Argümanın nedir?

Her türlü tıbbi tedaviden geçip sancısını geçirememiş bir hastanın, biyo enerji veya alternatif tıbbın sunduğu bir otla aylardır çektiği sancı geçmişse ve ona ne dersin onu söyle bana:

Sen çok çağ dışısın, çağ içi kalıp niye sancı çekmeye devam ettin, mi dersin?

Ben meditasyon veya yoga veya yaşam enerjisi, vs ile, ölen çocuğumun içimde açtığı yangını söndürdüm, diyen anne veya babaya dönüp:

Ayy ne kadar ilkelsiniz, mi dersin?

Argümanın ne?

Vayyy babam vayyy!!!

Yukarda güya görüş, fikir diye sunduğunuz şeyler, mutsuz insanın mutsuzluğunun sağlamasını yapma çalışmasından başka hiç bir şey sunmaz argüman olarak karşı tarafa...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...