Jump to content

Çekim Yasası


Recommended Posts

  • İleti 72
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Esron, nasıl bir bakış açın var senin diye sormak istemiyorum. Herkesin farklı bakış açısına sahip olması normaldir. Sen benim insanlara etiket yapıştırma hakkımın olmadığımı da nereden çıkardın? İstediğim gibi etiketlerim de. Senin de söylediğin gibi yoga gibi zırvaların faydalı olduğuna dair tek argüman yapanların kendilerini rahatlattıklarına dair subjektif iddialar. Senin gibi kişiler de bu beyin yoksunu insanlarla işbirliği yaparak gerçekleri gizlemekten haz duyuyor. Bu olaylar tek kelimeyle psikolojik yanılsamalardan, inançlardan ve ilüzyonlardan oluşuyor. Telepatinin varlığına inanmak için herhangi bir sebep yok. Bilinen bir gerçek var ki insanlar 4 milyar yıl süren evrimin bir ürünü. Bana söyler misin insanlar telepati ve telepati yapma yeteneklerini evrimin hangi aşamasında elde ettiler? Astroloji ve falın eski medeniyetlerin artık inanırı kalmamış dinlerinin uzantıları olduğunu ve seküler yaşamaya başlamış teistlerin içlerindeki çelişkiden doğan boşluğu doldurmak adına hayasızca sarıldığı şeyler olduğu da bir gerçek. Telekinezi vardır iddiasına kanıt, ben dün telekinezi yaptım diyen şizofrenik adamlar mı yani? Uluslararsı saygın bilim kurulları neden varlığını kabul etmiyor bunların? Haydi açıklasınlar bunların bilimsel çalışma mekanizmalarını. Bana dinlere inanmakla Çin-Japon inançlarına inanmak arasında fark gösteremezsin. Meleklere inanmakla, psişik güçlere inanmak arasında herhangi bir fark yok. Çevremizde bana cin çarptı, dün gece meleklerle konuştum, gördüğüm rüyalar gerçek oldu diyen bir sürü insan yok mu? Bunlara da mı inanalım?

Dinlere neden inanmıyorsan bunlara da inanmayacaksın. Bir de bunlar benim kişisel görüşlerim değil, yoganın budizm adındaki dinin ibadeti olduğunu bilmeyen mi var? Kimisi yogayla rahatladım der, kimisi namazla rahatladım der. Namaz ve yoga arasında fark yoktur. Hintlilerin güneşe tapınma ibadeti Surya Namazkara da bunlara benzer hareketler içerir. Güneş tanrısına tapan insan nasıl psikolojik olarak rahatlıyorsa, yoga yapan ve namaz kılan da rahatlıyor. Ama bu rahatlama Surya Namazkara, Namaz ve Yoganın mistik güçleri olduğundan değil, kendini kandırımasından ve psikolojik nedenlerle oluyor. Rahatlama mekanizması da yine beyindeki kimyasal epifenomenlerle, nöronların arasındaki aksiyon potansiyeli ile oluyor. Osho falan bizi kesmez, olmayan şeylere varmış gibi değer biçmek ancak ya çocukların ya da sorunlu bir bakış açısının ürünü olabilir. Eğer Kuran'da şifre buldum diye halka yalanlar söyleyenlerin, müritleriyle cinsel ilişkiye girdiği çiftliklerinde yaşayan sahte guruların bu aptallar üzerinden tonlarca para kazandığını göremiyorsan, sana söyleyebileceğim tek şey kafanı biraz çalıştırmandır. Sana bir soru daha evrimi kabul ediyor musun?

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Valla para parayı çekiyor.Demekki bir çekim yasası var... :lol:

Aynı kafadan olanlar birbirini çeker neden mi? Karşılığı var da ondan.Her insan kendini görmek ister ve bunun içinde diğer insanlar ona ayna olur.Kendini yansıtmayan kişilerle pek muhatap olmazlar ama kendini yansıtan kişilerede muhabbet duyarlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdıklarımı tekrar okursanız, argümanınız olmadığını söylemiştim... Hâlâ yok...

"Ben bilimselim ateistim şahaneyim," tek argüman bu...

Bu argüman, sizi yansıtıyor, hayatı değil...

Dikkatle okuyunuz yazdıklarımı ve cevap veriniz, biyo enerjiyle iyileştim ben, diyen bir kanser hastasına ne diyelim? Sen hâlâ kansersin, iyileştim sanıyorsun mu, diyelim?

Neee?

Onu söyleyin bana, zama zingo yapmayın burda...

Aman kıyamam üzülme sen... :)

Modernizme ve çağdaşlığa yeni bir tanım getirelim: Kahve falı, astroloji, nazar, uğur, yoga, biyoenerji, telepati, vs vs'ye inanmıyorsan acayip çağdaş ve modernsindir...

Bu mudur?

Birisi bir şeye yoğunlaşarak bir hastalığını iyi ettiğini söylüyor...

Birisi kalkıyor namaz kılınca, kiliseye gidince, vs kendini tamamen rahat hissettiğini, bunu yaparak daha iyi bir insan olduğunu, öfkelenmediğini söylüyor...

Birisi diyor ki, ben yoga yaparak içimde ne kadar negatif his varsa arındım...

Başka birisi diyor ki, hayatımda yıllarca çözemediğim ve beni mutsuz eden ne varsa meditasyonla üstesinden geldim...

Vs vs vs...

Bu insanlar çağ dışı ve ilkel ama bu insanların hepsini bir torbaya koyup üstüne etiket yapıştırma işini yapanlar mı modern?

Argüman nedir burada?

Birisi sana kalkıp meditasyonla "mutlu oludğunu" söylediğinde, "hayır bu mutluluk değil, öyle mutlu olunmaz" dediğinde, adama poposuyla güler mutlu olan...

Argümanın nedir?

Her türlü tıbbi tedaviden geçip sancısını geçirememiş bir hastanın, biyo enerji veya alternatif tıbbın sunduğu bir otla aylardır çektiği sancı geçmişse ve ona ne dersin onu söyle bana:

Sen çok çağ dışısın, çağ içi kalıp niye sancı çekmeye devam ettin, mi dersin?

Ben meditasyon veya yoga veya yaşam enerjisi, vs ile, ölen çocuğumun içimde açtığı yangını söndürdüm, diyen anne veya babaya dönüp:

Ayy ne kadar ilkelsiniz, mi dersin?

Argümanın ne?

Vayyy babam vayyy!!!

Yukarda güya görüş, fikir diye sunduğunuz şeyler, mutsuz insanın mutsuzluğunun sağlamasını yapma çalışmasından başka hiç bir şey sunmaz argüman olarak karşı tarafa...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdıklarımı tekrar okursanız, argümanınız olmadığını söylemiştim... Hâlâ yok...

"Ben bilimselim ateistim şahaneyim," tek argüman bu...

Bu argüman, sizi yansıtıyor, hayatı değil...

Dikkatle okuyunuz yazdıklarımı ve cevap veriniz, biyo enerjiyle iyileştim ben, diyen bir kanser hastasına ne diyelim? Sen hâlâ kansersin, iyileştim sanıyorsun mu, diyelim? Neee?

Onu söyleyin bana, zama zingo yapmayın burda...

Sadece biyoenerjiyle kanser yenilseydi, kanser korkulan bir hastalık olmazdı. Kanser hakkında konuşmanız için kanserin gelişimini ve yayılma mekanizması hakkında bilgi sahibi olmanız gerekiyor.

Biyoenerji sayesinde iyileştiğini söyleyen bir kişiye -eğer gerçekten iyileştiyse- söylenebilecek en doğru şey iyileşmesinin asıl sebebinin bilimsel metodarla üretilmiş ilaçlar olduğunu söylemektir.

Hasta eğer iyileşmediyse ve biyoenerjinin onu iyileştirdiğini sanıyorsa, gerçekleri saklamanın pek bir anlamı yok. Daha önce de belirttiğim gibi bunlar benim kişisel görüşlerim değil, gerçeğin kendisi.

Ben burada kendi kanaatimi beyan etmekten ziyade bilim dünyasının bu tarz söylemlere yaklaşımını yansıtıyorum. Sana bir soru sordum, insanlar telekinezi yeteğine evrimin hangi aşamasında eriştiler?

Bizler normal biyolojik yapımızın dışında mistik güçlere, doğal üstü yetilere sahip olmayan ve gayet maddesel prensiple göre çalışan hayatta kalım makineleriyiz ve hala hayvanlar aleminin bir üyesiyiz.

Benim argüman sunmama gerek yok ki. Doğaüstü şeylerin gerçek olduğu senin iddiansa sen argümanını sunacaksın, bizim senin desteksiz argümanlarını yanlışlamak için neden uğraşalım.

Aynı şey cin, peri, melek, ejderha gibi şeyler var diyen insanlar için de geçerli. Eğer iddialarını ispatlayamıyorlarsa onlara inanmak için herhangi bir gerekçe de yok. Söylediklerin bana değil bilimsel yaklaşıma ters düşüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bana dinlere inanmakla Çin-Japon inançlarına inanmak arasında fark gösteremezsin. Meleklere inanmakla, psişik güçlere inanmak arasında herhangi bir fark yok.

..........................................

Dinlere neden inanmıyorsan bunlara da inanmayacaksın. Bir de bunlar benim kişisel görüşlerim değil, yoganın budizm adındaki dinin ibadeti olduğunu bilmeyen mi var? Kimisi yogayla rahatladım der, kimisi namazla rahatladım der. Namaz ve yoga arasında fark yoktur.

............

Sana bir soru daha evrimi kabul ediyor musun?

1.Sana bir fark göstermek zorunda olduğumu nerden çıkarttın? Ben gayet net görüyorum farkı, sen göremiyorsan bu senin sorunun.

2.Emrin olur... :) da, hâlâ öğrenemedin gitti, ben inanmak fiiliyle yaşamam, ben bilirim, bahsettiklerimi mutlaka biliyorumdur.

Namazla yoga arasında sana göre fark yoksa, bence sana en yakın olanını seç biraz gevşe, bu öfke, bu kendine faşizm zararlı.

3. Evrimi kabul ediyor muyum da ne demek, tabii ama senin tarifleyip torbana koyduğun ve etiketleyip duvara asarak her gün zır zır tekrar ettiğin bir açıklamayla değil...

Hayatın kendisidir değişim, dönüşüm...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biyoenerji sayesinde iyileştiğini söyleyen bir kişiye -eğer gerçekten iyileştiyse- söylenebilecek en doğru şey iyileşmesinin asıl sebebinin bilimsel metodarla üretilmiş ilaçlar olduğunu söylemektir.

Allah Allah... :D

Hangi bilimsel metod ilâcından bahsediyorsun?

Tüm doktorlar eve yollamış adamı git rahat rahat öl diye, ilâç milâç yok, anlamıyorsun galiba?

Sonra biyoenerjiye takılmış adam ve iyileşmiş...

Bu adama ne diyeceksin? Diyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah Allah... :D

Hangi bilimsel metod ilâcından bahsediyorsun?

Tüm doktorlar eve yollamış adamı git rahat rahat öl diye, ilâç milâç yok, anlamıyorsun galiba?

Sonra biyoenerjiye takılmış adam ve iyileşmiş...

Bu adama ne diyeceksin? Diyorum...

Bunlar sadece masallarda olur. Eğer hastanın ilaçsız iyileşmesi için %0.1 şans varsa ve o şans tuttuysa bunun sebebi biyoenerji değil, bağışıklık sisteminin çalışması olabilir.

Senin anlattığın bu olaylar genelde Samanyolu Televizyonunda gerçekleşen olaylar. Onu bırak da sen bir önceki yorumumdaki sorularıma cevap ver. Darwin'in evrim teorisini kabul ediyor musun?

Tanrıyı bildiğini(inanmak demedim dikkat et. :D ) söylüyorsun ya. Ben de sana soruyorum. Kısa ve öz bir yanıt ver. Tanrının olduğuna dair bilginin kaynağı nedir? Bu bilgiye nasıl ulaştın?

Bu modern çağın alternatif ruhsal inanç felsefelerini doğru kabul etmekle, diğer dinlerdeki melek, cin, gulyabani, peri, denizkızı gibi şeyleri kabul etmek arasında ne fark var? Kıvırma.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de hokus pokusla birşeylerin düzeleceğini sanmıyorum.Ama sevgi,moral ve güven ile kişilerin pek çok zorluğu aşacağına inanırım...

Evet, bu mümkün olabilir. Kişinin psikolojik durumu beyinden salgılanan hormonların derişimini etkileyebilir belki. Strest vücuda zarar veriyor, huzur ise tam tersi. Sihir falan saçma tabi ki.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Söylediklerin bana değil bilimsel yaklaşıma ters düşüyor.

Otur bilimsel bilimsel mutsuz ol o zaman... :lol:

İnsanların ne düşüneceği ve nasıl yaşayacağına dair manifestolar hazırla, nutuklar at ama tek kişiyi ikna edemeden, öfkenle yaşlan...

Ağır be senin de işin... ^_^

Ne diyeyim başka... B)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, bu mümkün olabilir. Kişinin psikolojik durumu beyinden salgılanan hormonların derişimini etkileyebilir belki. Strest vücuda zarar veriyor, huzur ise tam tersi. Sihir falan saçma tabi ki.

Az çelişkiye bak yaaa... Ne psikolojisi ya, psikoloji ne?

Cümle ne kadar havalı, sanırsın bir şey var içinde:

Kişinin psikolojik durumu beyinden salgılanan hormonların derişimini etkileyebilir belki. :lol:

Hiç yakışıyor mu bilim bilim diye hoplayan birine bu?

Psikolojik durum ne? Bedende nerde bulunur, yerini söyle... Stres ne, huzur ne, sevgi ne?

Hayır yani, bilim, madde madde diye zıplayan birinin kesinlikle bedende madde olan şeylerle açıklama yapması beklenmez mi?

Ne gezeeer?

Kullandığı tüm kavramlar soyut...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Esron,kişi şayet zevk alıyorsa veya kendini stress ten bir türlü uzak tutabiliyorsa,yaptığı herşey o kişi için faydalı olabilir kanaatindeyim.Bu Yoga da olur,meditasyon da.Sonuçta kişi kendini mutlu hissediyorsa geri kalanı bahane gibi...

Başkalarının ne dediği kişinin umrunda olmamalı...

tarihinde faniolanbaki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Az çelişkiye bak yaaa... Ne psikolojisi ya, psikoloji ne?

Cümle ne kadar havalı, sanırsın bir şey var içinde:

Kişinin psikolojik durumu beyinden salgılanan hormonların derişimini etkileyebilir belki. :lol:

Hiç yakışıyor mu bilim bilim diye hoplayan birine bu?

Psikolojik durum ne? Bedende nerde bulunur, yerini söyle... Stres ne, huzur ne, sevgi ne?

Hayır yani, bilim, madde madde diye zıplayan birinin kesinlikle bedende madde olan şeylerle açıklama yapması beklenmez mi?

Ne gezeeer?

Kullandığı tüm kavramlar soyut...

Ah aaah cehalet diye buna denir. Tam aksine bu sözlerim soyut sanılanların somutluğunun göstergesidir. Psikolojik durumun merkezi beyin korteksidir. Hani beynin şu önce bulunan kıvrımlı yeri var ya. Senin tüm düşüncelerin, duyguların, bilgilerin ve inançlarının saklandığı yer beyin. Beyin bir kompleks. Arka beyinde, hipokampusta, hipofizde çeşitli endokrin bezler var. Bunlar beyinden gelen elektrokimyasal uyaranlar karşısında çeşitli hormonlar salgılıyor. Salgılanan bazı hormonlar da nöronların arasındaki boşluklardan aksiyon potansiyelinin geçmesini sağlayan nörotransmitter maddeler olarak görev yapıyor. Gecenin bu saatinde sana bunları uzun uzun açıklamaya açıkçası pek niyetim yok ama seni kırmamak için birkaç şey söyleyeyim. Duyguların, düşüncelerin tamamı merkezi sinir sisteminin denetiminde. Nöron denen hücreler zarlarının her iki tarafında derişimi farklı iyonla bulunduğu için bir elektriksel potansiyel fark altındalar. Belli bir eşik değer aşılıdığında sodyumlar hücre içine, potasyumlar hücre dışına yöneliyor ve akson boyunca doğrusal olarak ilerleyen bu dalgalara uyartı deniliyor. Beyin aşırı miktarda nöron hücresinin bulunduğu bir yer. Bahsettiğim tüm bu reaksiyonlar da işte bu aksiyon potansiyeli mekanizmasıyla gerçekleşiyor. Depresyon hapı diye aldığımız etken maddeler de işte nöronlar arasındaki boşlıkta sinyal iletimini kolaylaştırırak veya geri alım inhibitörü olarak iş görüyor. Beyindeki bu kimyasal olaylarda meydana gelen değişiklik kana hormon basmakla görevli bezleri uyararak farklı davranmalarına yol açıyor. Mesela korktuğunda salgılanan adrenalin böbrek üstü bezlerden salınıyor. Kalp ritmini, nabzı, kasılma gücünü ve kan akımını artırıyor. Yine merkezi sinir sistemini uyararak metobolizmayı hızlandırıyor. Bir de uzun süreli stresin temel etkenlerinden olan kortizol hormonu var. Bu hormonun devamlı kanda yüksek oranda bulunması bazı hasarları tetikleyebiliyor. Nöroloji ve psikiatri de bunlarla ilgilenir. Bizler duygusuz ve katı robotlar değiliz ki. Duygularımız var ama maddesel temelli. Ağlayan bir çocukta, köpekten can havliyle kaçan bir adamda veya sevinç gözyaşları döken bir insanda doğaüstü bir şey yok. Gayet maddesel.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Esron,kişi şayet zevk alıyorsa veya kendini stress ten bir türlü uzak tutabiliyorsa,yaptığı herşey o kişi için faydalı olabilir kanaatindeyim.Bu Yoga da olur,meditasyon da.Sonuçta kişi kendini mutlu hissediyorsa geri kalanı bahane gibi...

Başkalarının ne dediği kişinin umrunda olmamalı...

Olmaz zaten kimin ne dediği huzurlu ve mutlu insanların umurunda, argümansız yargıçların dikkatini çektiğim nokta da bu...

Ve insanların hayata dair çok ama çok temel bir şeyi sürekli yok sayarak düşünmesi, tartışması, o da şu:

Hayatta mutluluk ve huzur esastır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bizler duygusuz ve katı robotlar değiliz ki. Duygularımız var ama maddesel temelli.

Duygusuz ve katı robot değilsen, çocuğumun ölümünü, hastalığımı meditasyon veya namazla atlattım, diyen birinden neden utanç duyduğunu, bu duruma neden üzüldüğünü de açıkla bakalım bir...

Duyguların madde temelli olduğundan mı?

Çünkü benim duyularımın hepsi madde temelli değil de... B)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çünkü benim duyularımın hepsi madde temelli değil de... B)

Psikiatri ve nöroloji bilimlerini yok sayıyorsun yani. Bu sözün tıpla açıkça çelişiyor. Sana davranış mekanizmasının nasıl çalıştığını özetledim.

Neden üzülüyorum çünkü insanların gözgöre göre kandırılmasından hoşlanmıyorum. Aslında bunun benim canlı olmamla ve evrimle yakından bir ilgisi var.

Neden yaşıyoruz? Canlı organizmaların var olmasının tek nedeni nükleik asitlerin çoğalma ve benzelerini yapma eğilimi. 4.1 milyar yıldır bu devam ediyor.

Gördüğümüz gibi içimizde çevreyi kendimize benzerlikler yaratacak şekilde etkileme eğilimi var. Ben de düşüncelerimi o yüzden yaymaya çalışıyor olabilirim.

Gerçekten de insanların kendileri gibi düşünülmesinden hoşlandığı ve bu yolla kendine benzer bireyler var etmeten hoşlandığı bir gerçek.

Esron, insanların düşünceleri, kendilerinin dışındaki bağımsız çevreyi doğrudan etkileyemez. Ayrıca sen inanmak istemesen de tüm duyguların maddesel.

Depresyona girip ağladığında, ateşe deydiğinde elini çektiğinde gerçekleşen tüm olaylar senin etki-tepki prensibinin gereği ve kimyasal temelli.

Herkesi duyguları vardır. Hatta bir radikal ateist olan Ateist Bakış bile dugu yüklüdür herkes gibi. Önemli olan kendinin farkında olabilmek.

Gerçekler sizi neden bu denli rahatsız ediyor anlamıyorum. Sadece keyif verdiği için gözgöre göre yanlış olduğu belirgin şeylerin peşinden gitmek mi amaç?

Bunlar başta masum görünüyor ama uzun vadede baktığında insanlığın gelişmesinin de önünde büyük engel teşkil ediyorlar. Soruyorum tanrıyı nereden biliyorsun?

Bu soru forumda sana defalarca yöneltilemesine rağmen kaçınıyorsun sanki yanıtlamaktan. Tanrının varlığına dair bilginin kaynağı neresi ve bu tanrının işi nedir?

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden üzülüyorum çünkü insanların gözgöre göre kandırılmasından hoşlanmıyorum.

İşiniiiiz gücünüz eksen kaydırmak bir konu tartışılırken... Yorulmadınız mı?

Yüz çeşit soru verdim...

Şunu şunu şunu yaşamış insana argümanın ne dedim, sen hâlâ bu insanların kandırıldığından ve buna üzüldüğünden bahsediyorsun... Konuyla senin üzüntünün, kandırılmanın ne ilgisi var?

Argüman sun argüman... Bir argüman sunamayıp, yok şu şöyle de yok bu böyle de, en ucuzundan bilimsel açıklama koyuyorsun kafana göre, sanki senden başka kimse bu konuları bilmiyor... Burda açtık gözümüzü sanki...

Geç bunları geç, argüman sun...

Sana huzurdan, sana mutluluktan bahsediyorum, diyorum ki adamın çocuğu ölmüş ve diyor ki: Ben meditasyonla, ben namazla, ben biyor enerjiyle, vs vs, huzur buldum ve mutluyum...

Nokta...

Adam mutlu...

Adamın mutluluğundan niye rahatsızsın? Argüman?

Ne diyeceksin, senin aslında mutsuz olman gerekiyor, kendini kandırıyorsun, mu? Ne, onu söyle bana...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...