Jump to content

Atatürk reenkarne olsaydı;


Recommended Posts

  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Eğer başa geçseydi, sizce eğitim alanında ki reformlar neler olurdu?

1930 larda basılan biyoloji kitaplarında evrimden önemli ölçüde bahsedildiğini duymuştum.

Bugünlerde ise evrimin adı bile geçmiyor kitaplarda, yaratılış inancından bahseden biyoloji kitapları var.

Atatürk biyoloji dersinde evrime daha geniş yer ayrılmasını sağlayabilirdi bence.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl çelişiyorsun yazdıklarınla.

Konu, milletin Atatürk sevgisi olunca "korkularından" oluyor.

Konu, "kendi korkularınız" olunca "Korksaydık şeriat isteyemezdik" oluyor.

Ödleksiniz ödlek! Biri çıkıp da "Höd!" diyecek olsa kaçacak delik ararsınız. :lol:

Atatürk için ne zaman-nerede dindar denmiş yahu?

Ne yalancı birisin sen!

Millet Atatürk'ün namaz kılmadığını da bilir, oruç tutmadığını da, içki içtiğini de.

Sen Türkler arasında değil, Araplar arasında yaşadığını sanıyorsun herhalde.

Türkler yarı şaman-yarı müslümandır. Türke özgü müslümanlıktır bu. Öyle kalkıp da günde 5 kez namaz kılmak yoktur Türklerde.

Sen bu Türklerle mi şeriat kuracaksın. O şeriatı başına geçirirler senin! :D

asıl çelişen sensin,nerden biliyorsun inanmadığını dedikten sonra kim ata için dindar diyor diyorsun,ilginç .

korkularından ziyade bilmediklerinden atayı seviyor,ve gün geçtikçe atayı sevmeyen ama korkusundan seviyormuş edası takınan sayısıda azalıyor,hem çıkacak biri kaldımı allasen (: adam gizli kameradaki rezilliğinle uğraşıyor,kim nereye çıkıyor artık.

malumun ülkemde Allah inancı olan dindar sayılıyor,atanında din için hayal ürünü dediğini yeni yeni duyduklarına şoka uğruyorlar,sadece türklerle değil dünyada Rahman'ın kuralları işleyecek,bu bir vaaddir hızlıca ona kayıyor dünya,arap baharları gibi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer başa geçseydi, sizce eğitim alanında ki reformlar neler olurdu?

Bu tür konularda Atatürk karar vermeden önce muhakkak uzmanlardan, bilm adamlarından oluşan bir heyet kurar ve araştırılıp, irdelenip, tartışılıp bir rapor çıkarılmasını isterdi.

Herhalde yine öyle yapardı ve kesinlikle eğitimde reform değil devrim yapardı.

İlköğretimden itibaren branşlaşmayı sistemleştirir, üniversite önlerindeki yığılmaların önüne geçecek yenilikler getirirdi.

Gereksiz bilgi yüklemelerini engeller, temel bilgileri verdirtir ve asıl olarak mesleğe yönlendirir, meslekte uzmanlaştırırdı.

Tabela üniversitelerini kabul etmez, her üniversiteyi Bilkent düzeyinde, her liseyi Galatasaray-İstanbul Lisesi düzeyinde isterdi.

Bu konularda daha fazla yazmak isterdim ama konu geniş ve detaylı. O nedenle kısaca belirttim.

tarihinde Pante tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İlk önce Kirli Gök yüzüne bakar ve iç geçirirdi... Deriinn deriinnn nefes alır ve

"Akp yi seçen cahil halka yazıklar olsun" derdi.

Bunu diyen:

"Biz Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika projelerinin eş başkanlarından birisiyiz ve bu görevi yapıyoruz." - RTE

Bunu Yapan:

Cumhuriyet tarihi boyunca ne kadar "arazi" özelleştirdik biliyor musunuz? 2009 rakamlarına göre; 44 milyon metrekare arsa ve arazi satıldı "bütün" cumhuriyet tarihi boyunca. Bunların 34 milyon metrekaresi 2003-2009 yılları arasında yapıldı.

ATATURK YANAN AMPULLERI BIR BIR SONDURURDU!

tarihinde Vision tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

asıl çelişen sensin,nerden biliyorsun inanmadığını dedikten sonra kim ata için dindar diyor diyorsun,ilginç .

korkularından ziyade bilmediklerinden atayı seviyor,ve gün geçtikçe atayı sevmeyen ama korkusundan seviyormuş edası takınan sayısıda azalıyor,hem çıkacak biri kaldımı allasen (: adam gizli kameradaki rezilliğinle uğraşıyor,kim nereye çıkıyor artık.

malumun ülkemde Allah inancı olan dindar sayılıyor,atanında din için hayal ürünü dediğini yeni yeni duyduklarına şoka uğruyorlar,sadece türklerle değil dünyada Rahman'ın kuralları işleyecek,bu bir vaaddir hızlıca ona kayıyor dünya,arap baharları gibi..

Meçhule, sen gerçekten de cahil düzeyinde boş birisin.

Bunları yazdığım için inciniyorsun belki ama düzelmen için faydası var.

Sen tanrıya inanmakla dindar olmayı bile birbirine karıştıracak düzeydesin.

Tanrıya inanmak başka, dindar olmak başka.

Demek ki sen çevrende namaz kılmayanları, ibadete düşkün olmayanları hep ateist olarak görmektesin.

Öyle olsa Türkiye'de ateistler en yüksek orana sahip akım olurlardı.

Ayrıca sakın şu gaflet, dalalet ve hıyanet günlerine aldanma.

Çıkmaz diye düşündüğün bu halkın içinden ne cevherler çıkar.

İslamcılar RTE gibi birini on yıllarca beklediler. O gitti mi söner balonları.

Ve cevher çıkmasına bile gerek kalmaz ama keşke çıksa da Kılıçdaroğlu gibi yarım liderlerle halk oyalanmasa..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tür konularda Atatürk karar vermeden önce muhakkak uzmanlardan, bilm adamlarından oluşan bir heyet kurar ve araştırılıp, irdelenip, tartışılıp bir rapor çıkarılmasını isterdi.

Herhalde yine öyle yapardı ve kesinlikle eğitimde reform değil devrim yapardı.

İlköğretimden itibaren branşlaşmayı sistemleştirir, üniversite önlerindeki yığılmaların önüne geçecek yenilikler getirirdi.

Gereksiz bilgi yüklemelerini engeller, temel bilgileri verdirtir ve asıl olarak mesleğe yönlendirir, meslekte uzmanlaştırırdı.

Tabela üniversitelerini kabul etmez, her üniversiteyi Bilkent düzeyinde, her liseyi Galatasaray-İstanbul Lisesi düzeyinde isterdi.

Bu konularda daha fazla yazmak isterdim ama konu geniş ve detaylı. O nedenle kısaca belirttim.

Okuyunca, yıllar evvel Cemal Kutay'ın meşhur Tarih Sohbetleri kitabında bir Atatürk-Ahmet Rasim anısı okumuştum, o hatırayı arayıp buldum internetten ama Cemal Kutay şuna benzer bir not düşmüştü altına: İlk kabine halkın demokrasi ile seçilmemişti ama böyle Ahmet Rasim gibi değerli insanlardan oluşmuştu...

Hatıra şu:

Ahmet Rasim, bir gün Ankara'da, Anafartalar'da dolaşırken İsmail Müştak Mayakon'a rastlar.

İsmail Müştak:

"Aman efendim", . "Siz buralardasınız, nasılsınız?"Ankara'da bir emriniz mi var?.

Ahmet Rasim:

"Fırınlarda ekmeklerin dört köşe değil de, yuvarlak yapılması yüzünden buralara kadar geldim."

Bu sözden bir mana çıkaramayan İsmail Müştak Beye Ahmet Rasim Bey şöyle açıklamada bulunur:

Bir ekmek alayım, dedim fırından, elimden düşüp yuvarlanmaya başladı. Bu tekerleğin arkasından

ben de Ankara'ya kadar koştum. Şaşkın şaşkın onu arıyorum şimdi. "

O akşam Çankaya'da bu konuşulanları İsmail Müştak, Atatürk'e anlatınca:

Atatürk düşünceli ve birazda sinirli bir tavırla;

"Siz ne dediniz "

İsmail Müştak sessiz kalmış. Ve Atatürk Müştak ' a

Yarım yüzyıl Türk kültürüne hizmet eden bir yoksul zat, sana Ankara'da ekmek aradığını

söylediği halde, sen neden yardım etmedin? " .

O gece Ankara'nın bütün otelleri aranarak Ahmet Rasim Bey bulundu (kimi kaynaklar da

meyhanede bulunduğu yazılmıştır) ve Çankaya'dan gönderilen bir araba ile Atatürk'ün huzuruna

getirildi. Atatürk, Ahmet Rasim'i ayağa kalkarak karşıladı ve masada yanına oturttu. Biraz sonra

ona şu teklifte bulundu:

"Boş bulunan İstanbul Milletvekilliğini lütfen kabul eder misiniz?.."

Ayağa kalkan Ahmet Rasim. Atatürk'ün elini öptü ve

:"Şimdi anladım, ekmek gerçekten aslanın ağzında imiş!" ..

Link to post
Sitelerde Paylaş

1930 larda basılan biyoloji kitaplarında evrimden önemli ölçüde bahsedildiğini duymuştum.

Bugünlerde ise evrimin adı bile geçmiyor kitaplarda, yaratılış inancından bahseden biyoloji kitapları var.

Atatürk biyoloji dersinde evrime daha geniş yer ayrılmasını sağlayabilirdi bence.

Bunun 13:35 inden başlayıp,

bununla anlatılmaya devam ediyor cumhuriyet tarihi boyunca okullarda evrim teorisinin nasıl evrime uğradığı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tür konularda Atatürk karar vermeden önce muhakkak uzmanlardan, bilm adamlarından oluşan bir heyet kurar ve araştırılıp, irdelenip, tartışılıp bir rapor çıkarılmasını isterdi.

Herhalde yine öyle yapardı ve kesinlikle eğitimde reform değil devrim yapardı.

İlköğretimden itibaren branşlaşmayı sistemleştirir, üniversite önlerindeki yığılmaların önüne geçecek yenilikler getirirdi.

Gereksiz bilgi yüklemelerini engeller, temel bilgileri verdirtir ve asıl olarak mesleğe yönlendirir, meslekte uzmanlaştırırdı.

Tabela üniversitelerini kabul etmez, her üniversiteyi Bilkent düzeyinde, her liseyi Galatasaray-İstanbul Lisesi düzeyinde isterdi.

Bu konularda daha fazla yazmak isterdim ama konu geniş ve detaylı. O nedenle kısaca belirttim.

Bu konunun ayrı bir başlıkta enine boyuna tartışılmasını isterim açıkçası.

Aramızdan bir eğitimci açar umarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Günümüzün AKP'sini Atatürk'ün 1930'da kurdurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasına benzetebiliriz. Siyasi çizgi olarak ve taraftarları bakımından birbirine çok yakın.

Benzetemessin çakma Atatürkçü! Neden mi? Dönemin şartlarına göre SCF tehlike arz ediyor olabilirdi, ama bu dönemde o dönem ile aynı değil.

İkincisi, Atatürk bu dönemde yaşasaydı şunları yapardı:

1) Türkiye'yi dış konjonktürde zora sokan, yoran ve yavaşlatan her türlü iç sorunu 1 yılda tek elden çözerdi.

Atatürk Osmanlı'nın yıkılması sürecinde statükoculara karşı çağın gereklerine uygun devrimler tokat gibi çarpmıştır, tokatı yiyen devrilmiştir, o yüzden,

2) Bu dönemin statükocularına aynı tokatları indirir ve çok kısa sürede devirir ve sonucu alırdı.

Atatürk'ü kimyasal bir reaksiyona giren bir enzim gibi düşünün, tepkimenin ieleriye doğru gerçeklemesi için uygun ortam koşulları olduğunda aktivasyon enerjisini artırıp tepkimyei hızlandıran ve gerçekleştiren ve sonra da tepkimeden kullanılmadan çıkan bir enzim.

Malesef gerici Osmanlı artığı sağ siyaset Atatürk'ün mirasına bulaştırıldı diyorum ben hem de kendi takipçileri tarafından.

Başta kendi kurduğu ordu tarafından.

tarihinde ghostbuster tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazı akıllılar için

Atatürk'ün Bursa Nutku

“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diyecek.

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!”

Link to post
Sitelerde Paylaş
Benzetemessin çakma Atatürkçü! Neden mi? Dönemin şartlarına göre SCF tehlike arz ediyor olabilirdi, ama bu dönemde o dönem ile aynı değil.

"Atatürkçüyüm" dediğimi mi duydun da, çakma diyorsun. Onu git çakma gördüğün "Ben Kemalistim", "Ben Atatürkçüyüm" diyenlere söyle.

SCF'nin AKP'ye benzemediğini yazanlar bilsin ki; Türkiye'de halk daima 2 büyük partide birleşmiştir.

CHP'nin ya da SHP, DSP gibi benzerlerinin karşısında daima tabanının bir kesimi dinciler ve dindarlar olan merkez sağ muhafazakar parti olmuştur.

1930'da kısa dönemli SCF, 1950'lerde DP, 1960-1970'lerde AP, 1980'lerde ANAP ve DYP, 2000'lerde ise AKP.

Detaylar önemli değildir. Birinin daha fazla dinci oluşu, diğerinin daha fazla milliyetçi oluşu önem arzetmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Atatürkçüyüm" dediğimi mi duydun da, çakma diyorsun. Onu git çakma gördüğün "Ben Kemalistim", "Ben Atatürkçüyüm" diyenlere söyle.

SCF'nin AKP'ye benzemediğini yazanlar bilsin ki; Türkiye'de halk daima 2 büyük partide birleşmiştir.

CHP'nin ya da SHP, DSP gibi benzerlerinin karşısında daima tabanının bir kesimi dinciler ve dindarlar olan merkez sağ muhafazakar parti olmuştur.

1930'da kısa dönemli SCF, 1950'lerde DP, 1960-1970'lerde AP, 1980'lerde ANAP ve DYP, 2000'lerde ise AKP.

Detaylar önemli değildir. Birinin daha fazla dinci oluşu, diğerinin daha fazla milliyetçi oluşu önem arzetmez.

Demek istediğinde haklısın sayın pante.

Bunun en güzel örneği de SCF nin içinden Adnan Menderesi çıkarmasıdır.

Bu şekilde benzetmek doğru tabi ama bizim karşı çıktığımız SCF yi oluşturan kadro, siyasi anlayış, görüş, tipleme gibi yönlerden, bu partiyi AKP ile benzetmek.

Fethi Okyar------Tayyip Erdoğan

Nuri Conker------Abdullah Gül

Ahmet Ağaoğlu----Bülent Arınç

Bu yönden bakınca hiç bir şekilde benzemediği bariz.

Sizin de bu açıdan bakmadığınız belli fakat herkes aynı şekilde düşünmüyor işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Atatürkçüyüm" dediğimi mi duydun da, çakma diyorsun. Onu git çakma gördüğün "Ben Kemalistim", "Ben Atatürkçüyüm" diyenlere söyle.

SCF'nin AKP'ye benzemediğini yazanlar bilsin ki; Türkiye'de halk daima 2 büyük partide birleşmiştir.

CHP'nin ya da SHP, DSP gibi benzerlerinin karşısında daima tabanının bir kesimi dinciler ve dindarlar olan merkez sağ muhafazakar parti olmuştur.

1930'da kısa dönemli SCF, 1950'lerde DP, 1960-1970'lerde AP, 1980'lerde ANAP ve DYP, 2000'lerde ise AKP.

Detaylar önemli değildir. Birinin daha fazla dinci oluşu, diğerinin daha fazla milliyetçi oluşu önem arzetmez.

Takılıyorum, sana vurmak güzel oluyo, bir de SolIncvitus'a... :)

Atatürk'ü bırakmayan herkes iyidir.

Ama Atatürk yaşasaydı aynen dediklerimi yapardı.

Hatta Erdoğan'ın yaptığı gibi yapardı.

Nerde ne sorun varsa, Egemen güçler ile uzlaşarak çözerdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bence etrafına bakar ve sanırım şöyle derdi; allah belanızı versin diyecem ama zaten siz kendi kendinize belanızı bulmuşsunuz. yaptıklarımdan da bir bok anlamamışsınız. ismette zamanında söylediğinde haklıymış. anadoludan birer çiftlik alıp hiçbirşeye karışmadan yaşamak lazımmış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meçhule, sen gerçekten de cahil düzeyinde boş birisin.

Bunları yazdığım için inciniyorsun belki ama düzelmen için faydası var.

Sen tanrıya inanmakla dindar olmayı bile birbirine karıştıracak düzeydesin.

Tanrıya inanmak başka, dindar olmak başka.

Demek ki sen çevrende namaz kılmayanları, ibadete düşkün olmayanları hep ateist olarak görmektesin.

Öyle olsa Türkiye'de ateistler en yüksek orana sahip akım olurlardı.

Ayrıca sakın şu gaflet, dalalet ve hıyanet günlerine aldanma.

Çıkmaz diye düşündüğün bu halkın içinden ne cevherler çıkar.

İslamcılar RTE gibi birini on yıllarca beklediler. O gitti mi söner balonları.

Ve cevher çıkmasına bile gerek kalmaz ama keşke çıksa da Kılıçdaroğlu gibi yarım liderlerle halk oyalanmasa..

dediklerimi tersten okumayı bu kadar nasıl başarıyorsun merak içindeyim.Ülkemin insanlarıdır dindarı öyle yorumlayan,atanın eli açık bir resmine hemen tav olmasıda bundandır.bizim başbakanı beklediğimiz yoktu,biz sadece vaadi bekliyorduk.incinmiyorum,müsterih olabilirsin..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ramazan'da Ömer Çelakıl'ın programına bakayım dedim biraz.Ciddiye aldığımdan değil de laf olsun diye baktım.Adını hiç duymadığım bir geri zekalı İmamı çıkarmış programa.Adam isim vermeden, Feto'nun Mehdi olduğuna inandığını ima eden laflar etti.Çelakıl da hiç bir şey söylemedi,diğer sunucu kadın da.Öyle mal gibi susup kaldılar.Halkı uyandırması gereken medya bozuksa,halkın bozulmaması garip olurdu.

Ve bu adamı Humeyni gibi ülkeye tantana ile getirecekler.Galiba o güne hazırlanıyor bazı hainler..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...