Jump to content

Devletin Kara Kutusu: Dersim


Recommended Posts

Devletin o kara kutusu tek Dersim demek komik..

Bu mesele Cumhuriyetle hesaplaşma derdi..

Yoksa dertleri Dersimde olan biten değil...

İşim gereği hayatım Çinde geçiyor.. Ama Çinde kimsenin Mao dönemi şöyle kötüydü şunlar oldu bunlar bitti dediğini duymadım...

Dedikleri şu.. O dönem yaşandı ve bitti. Bizler o dönemin şartlarını tam olarak bilemiyoruz... Mao dönemi zamanın şartları doğrultusunda yaşanmıştır..

Günümüz şartlarına bakarak yanlıştı demek doğru olmaz..

Eğer öyle bakacaksak yani günümüz şartlarına göre o zaman 70 yıl sonra PKK ya yapılan operasyonları katliam olarak isimlendirenler çıkacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 111
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tersine Aleviler Atatürk'ü Dersim üzerinde bir koruyucu kalkan olarak görmekteydiler.

Onun varlığı sayesinde 1937'de katliam olmadığını, ağır hasta olup yatağa düşünce kalkanın düştüğünü ve katliam yapıldığını söylerler.

Aç Rıza Zelyut'un" Dersim Katliamı ve seyit Rıza gerçeği" adlı kitabını oku.

Rıza Zelyut bir Alevidir, solcudur ve Dersim konusunda en doğru bilgileri aktaran yazardır.

Dersim'i çıban olarak görmek başka, o çıbanın nasıl tedavi edileceğini düşünmek başkadır.

Dersim elbette bir çıbandı. Ama Fevzi Çakmak gibileri kesilip atılmasından, Atatürk gibileri ise icrahatının-irininin akıtılıp iyileştirilmesinden yanaydılar.

O irin de aşiret reisleri, gerici feodal ağalardı.

Bence de Rıza Zelyut amacı üzüm yemek değil de bağcı dövmek olan basındaki tüm ardniyetli müfterilere gereken cevabı en güzel şekilde vermiş:

------------------------------

http://haberguncel.blogspot.com/2011/12/dersim-cahilleri-riza-zelyut.html

Dersim cahilleri - Rıza Zelyut

Günlerdir bütün televizyonlarda; CHP'yi kötü gösterebilmek adına Dersim işini kaşıdılar. Sunucular; Ahmet Hakan gibi divan sazıyla yol gösterdi, cumhuriyete hınç duyanlar da bütün kinlerini kustular. Hem de yalanı; gerçek imiş gibi anlatarak.

Örneğin; İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarında 'halkın zehirli gazla fareler gibi yok edildiği' iddiası yokken bunu bile ileri sürdüler. Bu müfteriler; Çağlayangil'in harekat esnasında Dersim'de olmadığını bile bilmeyecek kadar cahiller. Bunlar, hiç ilgisi bulunmayan Koç Kırı (Koçgiri diye bir terim yok) ile Koç Uşağı'nı bile aynı sanan cahil profesörler; öğretilmiş yalancılar.

Bu programlarda suçlu çıkarılmaya uğraşılan Kemal Atatürk; aslında Dersim halkının koruyucu eli gibiydi. 13 yıl boyunca Dersim bölgesini silahlı güç kullanarak değil de barış elçileri ile ikna etmeye çalışıyordu. Bu yüzden daha 1924'te Hozat'ı işgal eden Seyit Rıza'nın üstüne ordu yollamamıştı. Bölge halkının Kızılbaş Türkmenlerden oluştuğunu iyi bilen Atatürk; Dersim'e Alevilik dersi verecek okullar açılmasını bile teklif etmişti. Lakin; eğitimin kendi saltanatlarını yıkacağını bilen derebeyleri bunu da reddettiler.

Bu yalancı cahillere bir belge daha sunalım: Seyit Rıza'nın başında bulunduğu 1937 ayaklamasını dönemin komünistleri de 'gerici derebeylerinin isyanı' olarak görmüş ve mahkum etmiştir. Komüntern belgeleri de Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği adlı kitabımızda bulunuyor.

Ayrıca; 07. 07. 1939 tarihli TBMM oturumunda konuşan İçişleri Bakanı Faik Öztrak Dersim operasyonları sonucunda bölgeden 14 bin 593 tüfenk ele geçirildiğini açıkladı. O zamanlar Türk ordusunda bile bulunmayan 'son sistem' 14 bin 593 tüfengi, oradaki insanlar kuş avlamak için mi kullanmıştı?

SABİHA GÖKÇEN'E İFTİRA

Dersim'deki 1937 ayaklanmasını bastırmak için Atatürk'ün de katıldığı toplantıda karar alınmıştır. Bu harekat 1937 Eylül'ü başında bitirilmiştir. Başbakan İsmet Paşa da, basına yaptığı açıklamada, 'Tunceli tam bir sükuna kavuştu' demiştir.

Atatürk'ü manevi kızı Sabiha Gökçen'in de uçağı ile katıldığı bu operasyonda 262 isyancı öldürülmüştür. Bu rakam da ispat ediyor ki Sabiha Gökçen'in zehirli gaz kullanarak binlerce insanı yok ettiği iddiası, tamamen yalandır. Zaten Sabiha Gökçen; çarpışmaların tam ortasında; haziran ortalarında geri dönmüştür.

Atatürk'ün isyanları bastırırken sivilleri koruduğunu önceki isyanlar da gösteriyor. 1925 yılında patlayan ve 13 vilayeti kaplayan Şeyh Sait isyanı ile 1928-30 arasındaki Ağrı isyanı ordu birlikleri ile bitirilirken siviller hedef alınmadı. 1937 Dersim operasyonu da tam böyledir. Lakin 1938 yazındaki harekatta 13 bin 160 kişi öldürülmüştür. Burada sivil halka kırım uygulandığı görülüyor. Belli ki Kızılbaş'tan öç alma duygusu ağır basmıştır.

Bu kötü işi yaptıranlar 7 yıl sonra Demokrat Parti'ye geçmiştir. Hüseyin Aygün gibiler öğrensin ki 25 Eylül 1937'den itibaren başbakan Celal Bayar'dır. Atatürk ise Haziran başından itibaren Savarona yatında hasta yatmaktadır. Hastalığı sırasında, Atatürk'ü çevresindekilerin nasıl kandırdığını da Sabiha Gökçen'in anıları gösteriyor. Pazar günü de o belgeyi sunacağım.

YENİ DÜNYA KURULUYOR

Atatürk ve çağdaş cumhuriyetin yeminli düşmanları ile cahil televizyoncular bilsin ki o zamanki sorun Dersim Sorunu olmanın çok daha ötesinde; Devrim Sorunu'dur. Dersim olayları; şeyhliğin, seyyitliğin, aşiret reisliğinin, ağalığın egemen olduğu Orta Çağ zihniyeti ile yeni ve çağdaş bir millet yaratan modern zihniyetin çatışmasıdır.

Bugün yakıcı soru şudur: Kimin yanında duracağız? Emperyalistlerin işbirlikçisi gerici feodalların mı yoksa bugünkü Türkiye'yi kurabilmek adına ölümüne mücadele veren devrimcilerin mi?

SOY AĞACI

Dün AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik; CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu 'Kürt Alevisi' ilan etti.

Kürt olmak da Türk olmak kadar şerefli bir durumdur amma Kılıçdaroğlu, 'Horasan Erenleri' dediğimiz, Anadolu'yu Türkleştiren 'baba'ların torunlarından birisidir. Zaten Tunceli'nin merkezi; 'Kızılbaş Türkmenler'in yaşam alanı olmuştur. Kürtler buraya ancak 1515'te Bıyıklı Mehmet Paşa'nın emrine girip Osmanlı'nın paralı askeri olarak Kızılbaşlara kılıç sallamak için gelmişlerdir. Belgeleri de bizim kitabımızda bulunmaktadır.

Hem bilmemek hem de siyasal çarpıtma yapmak ayıp olmuyor mu?

---------------------------------

tarihinde Yakup tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Riza Zelyut fasist bir agizdir,kendini kandirsin...

:angry:

Rıza Zelyut faşist denilebilecek en son adamdır.

Faşizme karşı mücadele vermiş bir devrimciye, bir Töb-der'liye, 12 Eylül cuntasının kitaplarını yaktığı-yıllarca mahpus tuttuğu ilerici bir insana

sırf doğruları söylediği için, tertipçilerin diliyle konuşmadığı için faşist ağızlı demek, faşistliğin daniskasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Devletin o kara kutusu tek Dersim demek komik..

Bu mesele Cumhuriyetle hesaplaşma derdi..

Yoksa dertleri Dersimde olan biten değil...

İşim gereği hayatım Çinde geçiyor.. Ama Çinde kimsenin Mao dönemi şöyle kötüydü şunlar oldu bunlar bitti dediğini duymadım...

Dedikleri şu.. O dönem yaşandı ve bitti. Bizler o dönemin şartlarını tam olarak bilemiyoruz... Mao dönemi zamanın şartları doğrultusunda yaşanmıştır..

Günümüz şartlarına bakarak yanlıştı demek doğru olmaz..

Eğer öyle bakacaksak yani günümüz şartlarına göre o zaman 70 yıl sonra PKK ya yapılan operasyonları katliam olarak isimlendirenler çıkacaktır.

Demek ki Çinliler gerizekalıymış.

Mao'nun ekonomik planlamaları yüzünden bir dolu insanın ölmesini 'zamanın şartları'na uyduracak kadar salaklar.

Gerçi ben bunların senin kçından uydurma olduğunu düşünüyorum; ama dediğin doğru olsa bile bu Mao'nun beyinsiz bir katil olduğu gerçeğini değiştirmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle söylenmesi gereken şey şudur:

Cumhuriyet, Alevileri Sünni İslam'ın baskısından önemli ölçüde kurtarmış, insan ve yurttaş olarak en azından yasalar önünde diğerleriyle eşit duruma getirmiştir.

Onlar da bu nedenle, tekkeler kapatılmasına rağmen seslerini çıkarmamış ve Cumhuriyete itaat etmişlerdir.

Dersim -yani Kürt Alevi bölgesi- dışında herhangi bir Alevi kalkışması görülmemesinden çıkarılan sonuç budur.

Geçmişte ve bugün de, Anadolu'daki Kürt Alevilerinin sayısı Türk Alevilerinin onda biri bile değildir.

Çok büyük çoğunluğu oluşturan Türk Alevilerinin Dersim olaylarına bakışı şöyledir (bunu herhangi bir Erzincanlı, Sivaslı, Malatyalı, Maraşlı, Eskişehirli, Ankaralı, Mersinli, Antalyalı, İzmirli, Manisalı, Aydınlı, Balıkesirli, Çanakkaleli, Ordulu, Nevşehirli, Niğdeli, Kırşehirli vb. Aleviye sorup araştırabilirsiniz):

Dersimlilere Alevi olarak sevgi ve sempati fakat isyancılıkları ve Kürtçülükleri yönünden antipati ve ötekileştirme.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dersim -yani Kürt Alevi bölgesi- dışında herhangi bir Alevi kalkışması görülmemesinden çıkarılan sonuç budur.

Kürdün alevisi olmaz, bunlar kürtte değildir, 1915 olaylarında kürt aleviyiz diyen ERMENİ dönmeleridir.

Gerçi ben bunların senin kçından uydurma olduğunu düşünüyorum; ama dediğin doğru olsa bile bu Mao'nun beyinsiz bir katil olduğu gerçeğini değiştirmez.

Mao çok akkıllı biridir koskoca bir kültürü Masonlara kukla yapmıştır. İpek elbiselerle gezen koca bir kültür şuan masonların kölesi. İşte Marksizm böyle bir hastalıktır, adamı yahudiye kukla yapar.

tarihinde Fatihatud Dehr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çamurculara Tüküren Anket - Mehmet Faraç mehmet+fara%25C3%25A7.jpg

Bu köşede ısrarla vurguladım, “Dersim meselesi” üzerinde yürütülen tartışmaların iki hedef var; CHP üzerinden Atatürk’ü vurmak ve Alevi yurttaşları CHP’den uzaklaştırmak…

Diyeceksiniz ki; “İyi de kardeşim ‘Dersim’ meselesini ortaya çıkarıp krize dönüştüren, CHP’nin ta kendisi değil mi?..” Evet, toplumun içini acıtan da bu zaten!..

Ancak hiç merak etmeyin, 12 Haziran öncesinde CHP’ye uyarı yapan kitleler, bu konuda da gaflet içindekilere gerekli yanıtı vereceklerdir!..

Biz şimdi asıl meselemize dönelim ve toplumun bir anket üzerinden Atatürk konusunda verdiği şamar gibi yanıtlara gelelim:

Bu yanıt aynı zamanda, Atatürk düşmanı gazetelerde Atatürk’e saldırmak için demeç verenlere de!..

Onlardan biri de Taraf adlı gazetede Büyük Önder için saygısızca sözcükler kullanan ve “Cemevlerinden Atatürk fotoğrafları kalkacak” diye fetva veren şahıs!..

Gerçi, Karacaahmet Sultan Derneği‘nin değerli başkanı Muharrem Ercan, “Atatürk’ün resimlerini kimse indiremez. Bizim Atatürk’ten başka kimimiz var?” diyerek o işgüzara bilgece bir yanıt vermiş ama biz yine de çok önemli o ankete dikkat çekelim:

Ezici Bir Yanıt!..

Dersim tartışmaları üzerine Metropol araştırma şirketinin 30 ilde bin 367 kişi, Tunceli’de ise 435 kişi ile görüşerek yaptığı anket, CHP üzerinden Atatürk’ü vurmaya çalışan soytarılara da çok iyi yanıtlar veriyor.

Türkiye genelini temsil eden katılımcıların yüzde 44′ü Dersim olaylarını “devletin isyanı bastırması”, yüzde 22′si ise “devletin katliam yapması” şeklinde yorumlamış!..

Tuncelili katılımcıların yüzde 78′i olayı “bir devlet katliamı” olarak tanımlamış.

Hem Türkiye genelindeki (yüzde 68.5) hem de Tunceli katılımcılarının büyük bir kesimi (yüzde 91.7) arşivlerin tamamen açılmasını istemiş.

Türkiye genelinin yüzde 60.5′i, Tuncelilerin ise yüzde 46.7′si Kemal Kılıçdaroğlu’nun net bir tutum sergilemediğine dikkat çekmiş.

Tuncelilerin yüzde 45.1′i “olayların sorumlusu” olarak devleti göstermiş… İkinci sorunlu yüzde 18 ile dönemin hükümeti CHP… Atatürk’ü sorumlu tutan Tuncelilerin oranı yalnızca yüzde 2.1.

Türkiye genelini temsil eden katılımcılara göre birinci sorumlu yüzde 26.7 ile dönemin hükümeti CHP, ikinci sorumlu yüzde 22 ile devlet.

Türkiye genelindeki denekler arasında da Atatürk’ü sorumlu tutanların oranı yüzde 2.3 gibi çok düşük çıkmış...

Evet, bu anket son dönemde CHP ve “Dersim” konusu üzerinden Atatürk’e saldıran Sorosçulara, liboşlara ve Truva kısraklarına çok iyi bir yanıt olmuş…

Binlerce kezdir de ortaya çıkıyor ki; halkın çok büyük bir kesimi Atatürk’e toz kondurmuyor…

Anlayacağınız, toplumun, ezici bir çoğunluğu, Büyük Önder’e çamur sıçratmaya kalkışan soytarıların yüzüne tükürmeye hazır!..

Mehmet Faraç/AYDINLIK

http://haberguncel.blogspot.com/2011/12/camurculara-tukuren-anket-mehmet-farac.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

:angry:

Rıza Zelyut faşist denilebilecek en son adamdır.

Faşizme karşı mücadele vermiş bir devrimciye, bir Töb-der'liye, 12 Eylül cuntasının kitaplarını yaktığı-yıllarca mahpus tuttuğu ilerici bir insana

sırf doğruları söylediği için, tertipçilerin diliyle konuşmadığı için faşist ağızlı demek, faşistliğin daniskasıdır.

Merhaba Pante, az önce bir faşistin(!) daha makalesini yayıma verdim.

Ne dersin, sence bunu beğenirler mi?! :)

tarihinde Yakup tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba Pante, az önce bir faşistin(!) daha makalesini yayıma verdim.

Ne dersin, sence bunu beğenirler mi?! :)

Sevgili Yakup;

Mehmet Faraç gayet güzel yazmış.

Bu anket konusuna ben de değinmiş ve Alevilerin %98'inin bu sapkın karşı devrimcilerin yalan ve iftiralarına itibar etmediklerini belirtmiştim.

Bu sapkınların gözünde kim doğruları konuşursa, kim meseleye objektif yaklaşırsa tu kaka.

Ama kim yüksekten atıyorsa, kim soykırım diyorsa, kim Atatürk'ü sorumlu tutuyorsa, kim uydurulan mavalları dile getiriyorsa, kim rakamları 5-10 misliyle abartıyorsa o muteber kişi oluyor.

Benim rahatsız olduğum bu sapkın kesim değil. Onların liboşluğunu da, dincilerle ittifakını da biliyoruz. Rahatsızlık veren; ortamdan etkilenen yazarlar, siyasiler.

İçinde bulunduğumuz dönemde öyle bir atmosfer varki, bilhassa sol içinde "Sonra beni Kemalistlikle, ulusalcılıkla suçlarlar" çekincesi yerleşmiş durumda.

O çekinceyle yazılarında gerçekleri yazamıyor, iftiraları reddedemiyorlar. Ucundan, kenarından feodaliteye değiniyorlar ama yürekli yazamadıkları belli.

Bazılarının kalemi "isyan" diyebilecek kadar bile cesur değil.

Halbuki o dönemde hiçbir solcu, hiçbir sosyalist parti bunlar gibi yüreksiz olmadılar ve gerici feodal isyana karşı tavır aldılar ve Ankara'yı desteklediler.

70'li yıllarda solun en zirve olduğu dönemde bile böylesine bir tavır sergilenmedi. Dersim'in katliam olduğunun yanında isyan gerçeği de inkar edilmedi.

Bu zavallıları okudukça, Mehmet Faraç'ların eline, yüreğine sağlık diyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

:angry:

Rıza Zelyut faşist denilebilecek en son adamdır.

Faşizme karşı mücadele vermiş bir devrimciye, bir Töb-der'liye, 12 Eylül cuntasının kitaplarını yaktığı-yıllarca mahpus tuttuğu ilerici bir insana

sırf doğruları söylediği için, tertipçilerin diliyle konuşmadığı için faşist ağızlı demek, faşistliğin daniskasıdır.

Devlet onun agzini büzüp kendi agzi yapmis,Dersim i Dersimliler bilir,kimse bize masal anlatmasin,fasist devletlerinide savunmasinlar.Günes balcikla sivanmaz.Bu fasist korku cumhuriyetinin halklara kan,zulümden baska birsey verdigi yoktur,bundan sonra da veremez.Kemalist ve islam diniyle esir alinmislar,kendilerine hayri olmayanlarin baskalarina hayri olmaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

O adam hiç kimse Dersim'den bahsetmezken kitabını yazmış, katliamı anlatmış.

Devlet, Dersim'e katliam mı diyordu da, onu kendi ağzı yapmış olsun.

Biz 70'li yıllardan beri aynı şeyleri söylerken devletin ağzıyla mı konuşuyorduk. Saçmalıyorsun.

Dersim'i elbette Dersim'liler daha iyi bilir. Nitekim tümüne yakını Rıza Zelyut gibi düşünüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1937'den önce ''isyan'' vardı. 1938'den önce yoktu. Katliam 1938'deki harekatta oluyor. 1937 harekatında isyancılar etkisiz hale getiriliyor. Kaldı ki bu Pante'nin itiraf ettiği üzere devletin varlığını hedef alan bir isyan da değildi. Ona karşın yine de etkisiz hale getiriliyorlar. Devlet başından beri Dersim'de. Yol, köprü, okul, kışla yapıyor. Kimde ne kadar silah var, nüfus kaç v.s. hepsini kayıt altına alabiliyor. Dersimlilerin buna da bir itirazı olmamış. 1937'de de aşiret reislerinin etkisiz hale getirilmesiyle İnönü'nün de belirttiği gibi iş bitiyor. Ama o da ne? İnönü bu açıklamasından bir gün sonra görevden ''ayrılıyor''. Atatürk'le ters düştüğü için! Çünkü Atatürk'ün Dersim'le işi bitmiş değil. Çünkü daha önceden yazılmış Şark Islahat Planı bundan ibaret değil. Asıl amaç bölgeyi Türkleştirmek. İsyan falan değil. Bu yüzden 1938'de tekrar giriyor devlet. Ortada isyan yok. Devletin katliamı var. Atatürk de sorumlu. İnönü'nün yerine getirdiği adam için sorumlu, diğer kadrolar için sorumlu, harekat öncesinde Bayar'ın tehditkar konuşmalarını duyduğu halde birşey yapmadığı için sorumlu. 1937'deki harekatta aşiret reisleri etkisiz hale getirildiği ve Dersim'e devlet girdiği halde 1938 harekatına engel olmadığı için sorumlu. Meselenin isyan bastırmak değil Şark Islahat Planı çerçevesinde bölge halkını yok etmek olduğunu çok önceden bilip de destek olduğu için sorumlu.

Yeterince net mi?

Şu ''feodalizmle mücadele'' zırvasını da bir kenara bırakın artık. Yok böyle birşey! Feodalizmle mücadele sadece Dersim için mi akıllarına gelmiş? Başka yerde yok muydu feodalizm? Feodalizmle mücadele böyle mi olur hem? Feodalizmle mücadele edildi madem neden katliamdan sonra feodal üretim ilişkileri aynen devam etti bölgede? Feodalizmle mücadele edecek adam ağalara vekillik mi verir? Toprak reformunu bile yapmayanlar mı mücadele edecek feodalizme? Katliama kılıf uydurup diktatörü kurtarmak için faşist devleti savunur duruma düşmüşsünüz. Hele sen Pante efendi! Hem devrimci, solcu geçinip hem de oligarşik devleti canhıraş savunan ikiyüzlü sapığın tekiymişsin. Seninle iletişim kurup düzgünce konuşsak birşeylerin farkına varırsın diye umut etmiştim ama iyi niyetli değilmişsin fikirlerinde. Bunu gördüm.

Son olarak da herkese şunu söyleyeyim. Bugün Dersim meselesini gündeme taşımak AKP'nin ya da bir başkasının çıkarına gelecek diye tarihsel gerçeklerin üzerini kapamak vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır. CHP'nin işine gelmediği ya da kendi kafanızdan ''cumhuriyeti korumak gerekçesi'' uydurduğunuz için tarihsel bir gerçekliği iftira ve yalanla karıştırmak, üstünü örtmeye kalkmak mide bulandırıcıdır. Beş para etmez sürüsü olduğunuzu biliyordum ama bu kadarı beni bile şaşırttı.

Kaldı ki, Dersim meselesinde CHP devlete eşitti ve içinde sonradan Demokrat Partiyi kuracak kadrolar da vardı. Onlar da bu işe karıştı. ''Madem özür dileyip geçmişle yüzleşiyoruz, bunu tüm katliamlar için yapalım. Osmanlı zamanından beri tüm katliamlarle yüzleşelim. Kuyucu Murat'tan Ebu Suud Efendiye, Bedrettin'e yapılanlardan Celalilere, Maraş Çorum ve Sivas katliamlarına dek hepsiyle yüzleşelim'' deseniz, ya da CHP'niz bunu dese, muhafazakarlar ve AKP yerin dibine girerdi. Ama diyemiyor. Neden diyemiyor sizce? Birbirlerinden farkları yok çünkü. Mesele devleti ve katliamlarını savunmak olunca hepsi aynı bokun soyu çünkü. Sizde aynı devlete bağlı kalarak, CHP'cilik yaparak AKP'ye karşı olduğunuzu sanmaya devam edin!

Biz gericilikle mücadeleyi sizden öğrenecek değiliz.

tarihinde Görkem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

1937'den önce ''isyan'' vardı. 1938'den önce yoktu. Katliam 1938'deki harekatta oluyor. 1937 harekatında isyancılar etkisiz hale getiriliyor. Kaldı ki bu Pante'nin itiraf ettiği üzere devletin varlığını hedef alan bir isyan da değildi.

Cahil devrimci önce dersim çapulcu ayaklanmasının 1,5 sene sürdüğünü falan öğren sonra bu konular hakkında yaz. :lol:

Bu ayaklanmalar olurken Tc dış politkasında neyle uğraşıyor bir de onları öğren, yandan yemiş emperyalist kukla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1937'den önce ''isyan'' vardı. 1938'den önce yoktu. Katliam 1938'deki harekatta oluyor. 1937 harekatında isyancılar etkisiz hale getiriliyor. Kaldı ki bu Pante'nin itiraf ettiği üzere devletin varlığını hedef alan bir isyan da değildi. Ona karşın yine de etkisiz hale getiriliyorlar. Devlet başından beri Dersim'de. Yol, köprü, okul, kışla yapıyor. Kimde ne kadar silah var, nüfus kaç v.s. hepsini kayıt altına alabiliyor. Dersimlilerin buna da bir itirazı olmamış. 1937'de de aşiret reislerinin etkisiz hale getirilmesiyle İnönü'nün de belirttiği gibi iş bitiyor. Ama o da ne? İnönü bu açıklamasından bir gün sonra görevden ''ayrılıyor''. Atatürk'le ters düştüğü için! Çünkü Atatürk'ün Dersim'le işi bitmiş değil. Çünkü daha önceden yazılmış Şark Islahat Planı bundan ibaret değil. Asıl amaç bölgeyi Türkleştirmek. İsyan falan değil. Bu yüzden 1938'de tekrar giriyor devlet. Ortada isyan yok. Devletin katliamı var. Atatürk de sorumlu. İnönü'nün yerine getirdiği adam için sorumlu, diğer kadrolar için sorumlu, harekat öncesinde Bayar'ın tehditkar konuşmalarını duyduğu halde birşey yapmadığı için sorumlu. 1937'deki harekatta aşiret reisleri etkisiz hale getirildiği ve Dersim'e devlet girdiği halde 1938 harekatına engel olmadığı için sorumlu. Meselenin isyan bastırmak değil Şark Islahat Planı çerçevesinde bölge halkını yok etmek olduğunu çok önceden bilip de destek olduğu için sorumlu.

Yeterince net mi?

Şu ''feodalizmle mücadele'' zırvasını da bir kenara bırakın artık. Yok böyle birşey! Feodalizmle mücadele sadece Dersim için mi akıllarına gelmiş? Başka yerde yok muydu feodalizm? Feodalizmle mücadele böyle mi olur hem? Feodalizmle mücadele edildi madem neden katliamdan sonra feodal üretim ilişkileri aynen devam etti bölgede? Feodalizmle mücadele edecek adam ağalara vekillik mi verir? Toprak reformunu bile yapmayanlar mı mücadele edecek feodalizme? Katliama kılıf uydurup diktatörü kurtarmak için faşist devleti savunur duruma düşmüşsünüz. Hele sen Pante efendi! Hem devrimci, solcu geçinip hem de oligarşik devleti canhıraş savunan ikiyüzlü sapığın tekiymişsin. Seninle iletişim kurup düzgünce konuşsak birşeylerin farkına varırsın diye umut etmiştim ama iyi niyetli değilmişsin fikirlerinde. Bunu gördüm.

Son olarak da herkese şunu söyleyeyim. Bugün Dersim meselesini gündeme taşımak AKP'nin ya da bir başkasının çıkarına gelecek diye tarihsel gerçeklerin üzerini kapamak vicdansızlıktır, ahlaksızlıktır. CHP'nin işine gelmediği ya da kendi kafanızdan ''cumhuriyeti korumak gerekçesi'' uydurduğunuz için tarihsel bir gerçekliği iftira ve yalanla karıştırmak, üstünü örtmeye kalkmak mide bulandırıcıdır. Beş para etmez sürüsü olduğunuzu biliyordum ama bu kadarı beni bile şaşırttı.

Kaldı ki, Dersim meselesinde CHP devlete eşitti ve içinde sonradan Demokrat Partiyi kuracak kadrolar da vardı. Onlar da bu işe karıştı. ''Madem özür dileyip geçmişle yüzleşiyoruz, bunu tüm katliamlar için yapalım. Osmanlı zamanından beri tüm katliamlarle yüzleşelim. Kuyucu Murat'tan Ebu Suud Efendiye, Bedrettin'e yapılanlardan Celalilere, Maraş Çorum ve Sivas katliamlarına dek hepsiyle yüzleşelim'' deseniz, ya da CHP'niz bunu dese, muhafazakarlar ve AKP yerin dibine girerdi. Ama diyemiyor. Neden diyemiyor sizce? Birbirlerinden farkları yok çünkü. Mesele devleti ve katliamlarını savunmak olunca hepsi aynı bokun soyu çünkü. Sizde aynı devlete bağlı kalarak, CHP'cilik yaparak AKP'ye karşı olduğunuzu sanmaya devam edin!

Biz gericilikle mücadeleyi sizden öğrenecek değiliz.

Tescilli sapık kalkmış, gerçekleri konuştuğum için bana sapık demeye yelteniyor.

Neden?

Dersim'in isyan olduğunu söylediğim için.

Neden?

"Planlanmış bir katliam niyeti olsaydı; 1937'de olurdu" diyerek iftiralarını çürüttüğüm için.

Neden?

"Atatürk, katliam yaptırmak için Bayar'ı getirmiş olsaydı; Ocak 1938'deki karakol baskınından sonra katliam yapılırdı, Ağustos beklenmezdi" dediğim için.

Neden?

"1938 katliamı, Atatürk'ün ağır hasta ve denetimden yoksun olduğu sıra yapıldı" diyerek Atatürk'e yönelik ithamlarının temelsiz olduğunu ortaya koyduğum için.

Buna rağmen sapıkça iddialarını utanmadan sürdürüyorlar. Üstelik ortaya koyabildikleri geçerli tek bir kanıt dahi olmadan.

Dönemin yöneticilerinin feodaliteyle mücadele edememeleri ya da bu konuda başarısız olmaları, bölgedeki feodalite gerçeğini ortadan kaldırmaz.

O feodalitenin gerici ilkel niteliklere sahip olmadığını da göstermez.

Bu sapıklar, feodaliteyle mücadele edilmediğini iddia ederler, "edilseydi feodalite ortadan kalkardı" diye saçmalarlar.

Ama diğer taraftan Türkleştirmeye, asimilasyona zorladıklarını söylerler de, Türkleştirilememe, asimile edememe konusunu düşünmezler.

Şimdi bu sapkın mantığa karşı "Asimilasyon amacı olsaydı; asimile edilmiş olurlardı, demek ki asimilasyon yok" mu diyelim.

Bunlar tam bir liboş karakteri, liboş mantığı. Diyalektik düşünceye, bilimsel mantığa sahip biri böyle saçmalamaz. Bu, devrimci maskesi altındaki liboş düşüncelerin göstergesidir.

Nitekim bu sapkını izlemiş olsanız liboşlarla nasıl anlaştığını, en yavşak, en kaçık, en sapık olanıyla bile (örneğin jadı) nasıl benzer düşündüğünü görebilirsiniz.

Bir de benimle konuşup bir şeylerin farkına vardıracağını umut etmişmiş. Bak sen şu sapığa! Sen benim liboşlaşacak kadar alçalacağımı mı sanıyorsun?!

Be dangalak! Sana kalsa sen Mahirleri, Denizleri de düzeltmeye kalkarsın. Onların o dönem Kemalistlerden faydalanmak amacıyla öyle düşündüklerini, öyle yazdıklarını söyleyecek kadar alçaksın sen! Onları takiyye yapan, sahtekarlık yapan devrimciler olarak göstermek kadar aşağılık bir tavır olur mu? Onların yanında mıydın da böyle iftira ediyorsun yavşak!

Dinle bakalım ne demiş Deniz, daima inandıkları gerçekleri mi haykırmışlar yoksa ortama mı uymuşlar:

4.50'yi iyi dinle de gör bakalım gerçek düşüncelerini saklarlarmıymış yoksa apaçık söylerlermiymiş...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nokta atışıyla sapığın argümanlarını yanıtlayınca asabiyet yapıp saçmalamış. Hem de ne saçmalama! Hiçbirinde mantığın zerresi bile yok. Üstelik -bu konudan kendisine mama çıkmayacağını anladığından olsa gerek- ne alakaysa mesele Denizlere falan gelmiş. Pante'nin saçmalıklarını iredeleyelim;

Neden?

Dersim'in isyan olduğunu söylediğim için.

Neden?

"Planlanmış bir katliam niyeti olsaydı; 1937'de olurdu" diyerek iftiralarını çürüttüğüm için.

Neden?

"Atatürk, katliam yaptırmak için Bayar'ı getirmiş olsaydı; Ocak 1938'deki karakol baskınından sonra katliam yapılırdı, Ağustos beklenmezdi" dediğim için.

Neden?

"1938 katliamı, Atatürk'ün ağır hasta ve denetimden yoksun olduğu sıra yapıldı" diyerek Atatürk'e yönelik ithamlarının temelsiz olduğunu ortaya koyduğum için.

Dersim isyan olduğunu söyledin. Ama 1937'den öncesi için isyandır diyebildin. Hem de devleti hedef almayan bir isyan. O nasıl isyansa artık! Oysa katliam 1938'de oluyor. 1937'de aşiret reisleri etkisiz hale getiriliyor. İnönü de ''Dersim meselesi bitti'' diye beyan veriyor. Ama bir gün sonra kendisi koltuğundan oluyor. Celal bayar, aşiret reisleri ''temizlendiği halde'' Dersim'i meclisten hedef gösteriyor. Çok daha evvel hazırlanan Şark Islahat Planı çerçevesinde -ki bu plan incelendiğinde devletin bölgeyi dümdüz etmeyi kafasına koyduğu, amacının da asimilasyon olduğu açıkça görülecektir- harekatın fitili ateşleniyor ve korkunç bir devlet katliamı yaşanıyor. Tüm bunlar olurken Atatürk'ün gıkı bile çıkmıyor!

"Planlanmış bir katliam niyeti olsaydı; 1937'de olurdu" diyor Pante. Ne alaka? 1937'de Şark Islahat Planı çerçevesinde planladıklarını yapamadılar, aşiret reislerini etkisiz hale getirdiler sadece. Devamı belli ki gelecekti ama İnönü taş koydu. ''Bu iş bitti'' dedi. Belli ki Atatürk'ün gözünde bitmemişti. İnönü görevinden ''ayrıldı'' ve katliam yapıldı. Herşey çok önceden planlanan Şark Islahat Planına göre yapıldı. Bu plan yapılırken Atatürk'ün de sağlığı yerindeydi. Bu plan bölgenin tarih boyunca çıban başı olduğunu söylüyor(ki tarihte, yani Osmanlı döneminde bölge Kürt olduğu için değil kızılbaş olduğu için çıban başı olarak görülüyordu) ve asimile etme politikasının şiddet kullanarak uygulanması gerektiği belirtiliyor. 1938'de tam da bu yapılıyor.

"Atatürk, katliam yaptırmak için Bayar'ı getirmiş olsaydı; Ocak 1938'deki karakol baskınından sonra katliam yapılırdı, Ağustos beklenmezdi" diyor Pante. Ne bu, cevap mı şimdi? Katliamın sana göre geç kalmış olması neyi değiştirecek? Şark Islahat Planı ortada. Katliamı o zihniyet yaptı. Bu plan yapılırken de Atatürk hayattaydı. Onun seçtiği adamlar, onun sağlığı yerinde iken hazırlanan plan çerçevesinde katliamı yaptı. Meseleyi kapamak isteyen İnönü de görevden alındı. Herşey gayet açık. Boşa çırpınma.

Dönemin yöneticilerinin feodaliteyle mücadele edememeleri ya da bu konuda başarısız olmaları, bölgedeki feodalite gerçeğini ortadan kaldırmaz.

O feodalitenin gerici ilkel niteliklere sahip olmadığını da göstermez.

Bu sapıklar, feodaliteyle mücadele edilmediğini iddia ederler, "edilseydi feodalite ortadan kalkardı" diye saçmalarlar.

Yahu sapık herif, ortada feodalizmle mücadele etmeye dair niyet yoktu ki. Bu yönde bir plan proje mi vardı? Şark Islahat Planlarıyla asimilasyon projeleri üreten Atatürk ve çevresi feodalizme karşı ne üretti ki onların feodalizmle mücadele edeceklerine dair bir kanı oluştu sende? Bu senin kuruntun. Tam aksine, böyle bir mücadele niyeti olmadığını gösteren bir yığın olgu var önümüzde. Ağalara vekillik vermesi gibi. Dersim'i dümdüz etmesine karşın feodal ilişkilerin aynen sürmesi gibi. Beynin körelmiş senin.

Ama diğer taraftan Türkleştirmeye, asimilasyona zorladıklarını söylerler de, Türkleştirilememe, asimile edememe konusunu düşünmezler.

Yahu senin kafan hiç çalışmıyormuş be! Sonuca bakarak ''demek ki şöyleymiş'' diyen yok. Bunu ancak sen yaparsın. Ortada Şark Islahat Planı var babalar gibi. Elde kanıt var yani. O plan ortada dururken asimilasyon amacı güdüldüğünü kim inkar edebilir? Senin gibi hokkabazlardan başka! İnönü'nün ırkçı, asimilatör beyanları var gazetelerde yayınlanmış. Herşey delilli.

Bitti Pante. Resmi tarihin yalanlarının boyası dökülüyor artık. O boya döküldükçe, senin gibilerin devrimci gençleri devlete bağlayan dil cambazlıkları da etkisizleşiyor. Çünkü savunduğunuz devletin ne mal olduğu gün yüzüne çıkıyor.

tarihinde Görkem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yavşak düşüncelerinin yanıtını aldın Freddie.

Şark ıslahat planı'nı "feodalitenin tasfiyesi, reform" değil katliam planı diye yorumluyan bir zihniyete sapık demeyelim de ne diyelim.

1929 yılında zirai kredi kooperatifleri kanunu çıkarılmış.

Tarımda kalkınmaya kredi olarak o dönem için büyük bir para olan 26 milyon ayrılmış.

7 milyon dönüm tarım arazisi topraksız ya da az topraklı köylülere dağıtılmış.

Tarımda makinalaşma seferberliği başlatılmış, 3000 civarında traktör dağıtılmış.

1937′de köy kalkınma hamlesi başlatılmış. Şevket Süreyya Aydemir, bunun büyük bir kalkındırma seferberliği olduğunu ama bu büyük rüzgarın 1945′lere kadar sürebildiğini ve kesildiğini söyler.

Lenin, Stalin yapınca devrim oluyor. Atatürk yapınca katliam planı. Hadi ordan liboş sapık!

O dönemin komünist enternasyonali'nin yorumu ortada. Plana destek vermiş ve isyancıları eleştirmiş.

Komünist olduğunu iddia eden biri liboşların, dincilerin iftiralarıyla mı hareket eder, yoksa dönemin komünistlerinin yorumlarına mı önem verir? Buyrun:

'İki ayı aşkın bir zamandan beri Ankara hükümeti, Dersim bölgesindeki Kürt aşiretlerinin yeni bir gerici ayaklanmasını bastırmakla uğraşıyor. Feodal unsurlar; Kemalist parti tarafından gerçekleştirilen reformlara rağmen, bugüne kadar ülkenin bu sapa bölgesinde barınmayı başarmışlardır. Bu bölgeye geçtiğimiz yıl Tunceli adı verilmiştir. Dersim'in egemen katmanları, yürürlükteki yasalara rağmen, kendi yasadışı ayrıcalıklarını koruyabilmişlerdir. Dersim'de devlet otoritesi sadece kağıt üzerinde kalıyordu. Feodal aşiret reisleri her fırsatta devleti hiçe sayarlardı. Bugün Kemalist hükümetin enerjik reformları yüzünden, kendi iktidarlarını tehdit altında hisseden feodal unsurların ümitsiz bir direnişi ile karşı karşıya bulunuyoruz.'

(29 Temmuz 1937 tarihli Komüntern'in yayın organı Rundschau)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ulan sapık herif, bana liboş deyip durma, hangi liboş ben gibi devlete karşı çıkıp özel mülkiyetin toptan tasfiyesini savunuyor? Sen ulusalcısın, oligarşik devletten yana bir işbirlikçisin diye biz de otomatikman liboş olmuyoruz. Bu bir.

Şark Islahat Planının içeriği çok açıktır. Kafamı bozma alıntılarım buraya, yerin dibine girersin!

Tarihsel bir konuyu iredelerken, adam akıllı iredelemek yerine komintern ne demiş onu getiriyorsun önüme. Komintern öyle dedi diye onu mu savunacağım? Sen bir meseleye bakarken ''Atatürk ne demiş'' sadece bunu düşündüğün için beni de kendin gibi sanıyorsun galiba. Komintern, Stalin'le birlikte yozlaşarak oportünistleşmiş, enternasyonalizm ve dünya devrimi davasına ihanet etmiş bir örgüt haline geldi. Bu konuda ne dediği beni bağlamaz. Zira tarih kurumu değildir. Komintern SSCB'nin Batı'ya karşı TC'yi yanına çekme ve bu yüzden kemalistlere gül dalı uzatma politikasını yansıtan oportünist bir açıklama yapmış. Yanlış yapmış.

Kemalistlerin toprak reformu gibi bir amaçları olmadığını, işçi ve köylülere karşı bir nitelik kazandığını ise komintern çizgisi bile inkar etmez. Bak Stalin 1927'de ne diyor; ''Kemalist devrim, bir üst tabaka devrimidir; milli ticaret burjuvazisinin bir devrimidir. Bu devrim, (...) aslında köylülere ve işçilere karşı, evet bir tarım devrimi imkanına karşı yönelen, milli ticaret burjuvazisinin devrimidir.'' (Stalin, Cilt 9, sayfa 204, İnter Yayınları)

tarihinde Görkem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kemalistlerin toprak reformu gibi bir amaçları olmadığını, işçi ve köylülere karşı bir nitelik kazandığını ise komintern çizgisi bile inkar etmez. Bak Stalin 1927'de ne diyor; ''Kemalist devrim, bir üst tabaka devrimidir; milli ticaret burjuvazisinin bir devrimidir. Bu devrim, (...) aslında köylülere ve işçilere karşı, evet bir tarım devrimi imkanına karşı yönelen, milli ticaret burjuvazisinin devrimidir.'' (Stalin, Cilt 9, sayfa 204, İnter Yayınları)

Stalin TC'yi beşinci kolu yapabilseydi bunları yazabilecekmiydi, yahu ne kadar salaksınız siz anlamak mümkün değil. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...