Jump to content

Din ve Eğitim


Recommended Posts

http://media.gallup.com/POLL/Releases/pr060308bii.gif

Yukarıdaki grafik Gallup tarafından gerçekleştirilen bir araştırmanın sonucunu göstermektedir. X ekseni eğitim durumunu, Y ekseni ise "İnsanlar allah tarafından bugün oldukları şekilde yaratılmıştır" görüşüne

katılanların oranını belirtiyor. Lise ve daha az eğitimliler arasında 58% ile başlayan oran, yüksek lisans mezunlarında 25%' e kadar geriliyor.

Bu konuda bir araştırma yapıldı mı bilmiyorum ama Türkiye' de üniversite mezunları arasında ateist oranının, ilk okul mezunları arasındaki ateist oranına nazaran çok daha yüksek olacağını düşünüyorum.

Aynı durum bireysel bazda değil de toplumsal bazda yaklaşıldığında da benzerlik gösteriyor. Eğtimli insan sayısı, okuma yazma oranı en yüksek olan isveç, danimarka, japonya gibi ülkelerdeki ateist oranı

eğitim ortalaması daha düşük olan ülkelere nazaran çok daha fazla.

Bu veriler ışığında söz konusu durum nasıl değerlendirilebilir ? Eğitim ile din arasında nasıl bir bağlantı vardır? İnsanlar okudukça, bilgi sahibi oldukça dinden neden uzaklaşmaktadırlar?

LEGRANDMENSONGE

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
İnsanlar okudukça hurafelerden uzaklaşıyorlar sonuç bu. Ama dinden tamamen uzaklaşmak değil.

Sahte dinler ayıklanıyor veya dindeki sahtelikler...

Grafikte insanların bugün olduğu şekliyle yaratıldığına inananlar baz alınıyor. Hurafe değil bizzat semavi dinlerin dayank noktası bu.

Eğitim seviyesi arttıkça sadece hurafelere inananlar değil, toptan semavi dinlere inananların sayısı azalıyor.

öyle ki akademik çevrelerde bu oran 5% lerin de altına iniyor.

Hurafeleri bir kenara bırakalım ve soruyu şu şekilde soralım;

Neden belirli bir toplum içerisinde eğitim seviyesi arttıkça inançlıların oranı azalır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 8 years later...

 Hadımköy TOKİ Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde kız ve erkek okula girerken ayrılıyor. Okulda kız ve erkekler ayrı koridorları kullanıyor ve ayrı sınıflarda eğitim görüyorlar. Okulun en üst katına yapılan kantine "Bayan öğrenci kantini" yazısı asıldı.

haremic01.jpg

haremic02.jpg

  Emine Erdoğan : Harem kadınları hazırlayan (!) bir eğitim yuvasıydı. 

tarihinde Engse Hohol tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bence bu yaptıkları boşuna bu çağda insanların bilgiye ulaşması artık çok kolay. istedikleri kadar dini eğitim versinler nafile.

din adamları insanlara çocukluklarından itibaren din hakkında hep hoşlarına gidecek hikayeleri anlatırlar, diğerlerini bilirler(örn:varaka, cüveyriyye , ayşe , köle zeydin karısı Zeynep vs .....) ama insanlar uzaklaşır korkusuyla anlatmazlar. ama artık zamanımızda benim gibi bir zamanlar dindar olan insanlar bu bilgilere ulaşıp kendilerini bu karanlıktan kurtarabiliyorlar. şimdi düşünüyorum 90lı yıllarda olsaydım nereden aklıma gelecekti de buhari hadislerini arayıp da bulacaktım satılıyormuydu satılmıyormuydu onu da hatırlamıyorum... ama yaşadığımız zamanda bilgiye ulaşmak sadece bir tık ötende hemde birden çok kaynaktan. öğreniyoruz daha çok öğreniyoruz Osmanlının yumuşattığı , atatürkün cumhuriyetinin daha da yumuşattığı islam anlayışının nasıl bir yanıltmaca olduğunu daha da iyi anlıyoruz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok doğru söylüyorsun, şu son yıllarda bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Ben müslümken Kuran'ı incelemek istediğimde internet erişimim yoktu. Şu yıllardaki gibi yaygın değildi, bilgisayar da pahalıydı, herkes alamazdı. Hele ben hiç alamazdım, daha okul yeni bitmiş, ne bilgisayar alması! Çevremdeki arkadaşlardan yardım istedim, onlar da Kuran okuyacağız diye hevesle yardım ettiler. Hiç bir tercümeye güvenmediğim için hepsinden farklı bir tercüme getirmelerini istedim. Karşılaştırma yapmak için.

Oturduk herkes elindeki tercümeden okuyor ve karşılaştırıyoruz. Hemen sorun patlak verdi. Tercümeler çok farklıydı. Böyle bir şey nasıl olur dedim, herkes kafasına göre mi tercüme ediyor bunu?

Daha bir iki üç sayfa gittiğimizde bunlar işin renginin başka tarafa gittiğini anladılar. Eleştirel araştırdığımı anladılar. Biraz çıngar çıktı. Pişman oldular, tercümeyi bırakalım Arapça okuyalım bile diyen oldu. Çok sert tepki verdim, tercümeleri bırakın gidin, size ihtiyacım yok dedim. Hepsini ben kendim okurum dedim.

Bunlar "abilere" sormuşlar, bizim başımıza böyle bir iş geldi, Kuran öğreneceğiz diye toplandık, herif habire eleştiriyor Kuran'ı, "böyle şey mı olur, bu ne böyle" deyip duruyor demişler. "Hepiniz cehenneme gidip sonsuz yanacaksınız" demişler. Hepsi çil yavrusu gibi dağıldı, kimse gelmedi. Oturdum kendim tek tek okuyup karşılaştırdım, Arapça lügat buldum, elimden geleni yaptım anlamak için.

Sonuç belli tabii... Okudukça bunu kabul etmem asla söz konusu olamaz diye diye okuyordum. Fakat son satıra gelmeden kararımı kesinleştirmedim. Çok da zamanımı aldı. Son satıra kadar bekledim ve kapağını kapattığımda islamdan çıkmıştım. Bu kitaba inanmam söz konusu bile olamazdı, bu yani berbat bir şeydi, tek kelimeyle çöplüktü.

Kepazeliğe bak yahu! Kutsal kitabı okunup araştırıldığı için sonsuz cehenneme gidilen bir din! Bundan daha rezil bir kepazelik olur mu!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi ülke niye bu halde anlayın işte... Sekiz kişiden yedisi kafir olup cehennemde sonsuza kadar yanmaktan tırstığı için arkasına bakmadan kaçıyor, bir tek kişi cesaretle bu cahil çöl yağmacısı çiziktirmesi şeyi (*) okuyup araştırıyor ve islamdan çıkıyor. Diğer yedisi salak salak bu saçma sapan uyduruk dine koyun gibi bağlı kalmayı sürdürüyor.

Sekizde bir... Bu halktan bir bot çıkar mı... Çıkmaz. Mümkünü yok. Bu halktan bir bot olsun, ben de Crab nebulası olurum yani...

(*) Kasıtlı şey dedim, bu şeye kitap denemez çünkü. Kitap dediğin şeyde bir konu bütünlüğü, konu geliştirme aşamaları olur. Bu bulamaç gibi saçma sapan bir şey. Ömrümde hiç bu kadar saçma sapan bir şey okumadım. Ordan burdan hırsızladıkları ne kadar saçmalık varsa karmakarışık doldurmuş allahın cahil vahşi yağmacıları... Ben ömrümde böyle kepazelik hiç görmedim. Çok kitap okudum, bunun kadar berbatını hiç görmedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
33 dakika önce, democrossian yazdı:

Çok doğru söylüyorsun, şu son yıllarda bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Ben müslümken Kuran'ı incelemek istediğimde internet erişimim yoktu. Şu yıllardaki gibi yaygın değildi, bilgisayar da pahalıydı, herkes alamazdı. Hele ben hiç alamazdım, daha okul yeni bitmiş, ne bilgisayar alması! Çevremdeki arkadaşlardan yardım istedim, onlar da Kuran okuyacağız diye hevesle yardım ettiler. Hiç bir tercümeye güvenmediğim için hepsinden farklı bir tercüme getirmelerini istedim. Karşılaştırma yapmak için.

Oturduk herkes elindeki tercümeden okuyor ve karşılaştırıyoruz. Hemen sorun patlak verdi. Tercümeler çok farklıydı. Böyle bir şey nasıl olur dedim, herkes kafasına göre mi tercüme ediyor bunu?

Daha bir iki üç sayfa gittiğimizde bunlar işin renginin başka tarafa gittiğini anladılar. Eleştirel araştırdığımı anladılar. Biraz çıngar çıktı. Pişman oldular, tercümeyi bırakalım Arapça okuyalım bile diyen oldu. Çok sert tepki verdim, tercümeleri bırakın gidin, size ihtiyacım yok dedim. Hepsini ben kendim okurum dedim.

Bunlar "abilere" sormuşlar, bizim başımıza böyle bir iş geldi, Kuran öğreneceğiz diye toplandık, herif habire eleştiriyor Kuran'ı, "böyle şey mı olur, bu ne böyle" deyip duruyor demişler. "Hepiniz cehenneme gidip sonsuz yanacaksınız" demişler. Hepsi çil yavrusu gibi dağıldı, kimse gelmedi. Oturdum kendim tek tek okuyup karşılaştırdım, Arapça lügat buldum, elimden geleni yaptım anlamak için.

Sonuç belli tabii... Okudukça bunu kabul etmem asla söz konusu olamaz diye diye okuyordum. Fakat son satıra gelmeden kararımı kesinleştirmedim. Çok da zamanımı aldı. Son satıra kadar bekledim ve kapağını kapattığımda islamdan çıkmıştım. Bu kitaba inanmam söz konusu bile olamazdı, bu yani berbat bir şeydi, tek kelimeyle çöplüktü.

Kepazeliğe bak yahu! Kutsal kitabı okunup araştırıldığı için sonsuz cehenneme gidilen bir din! Bundan daha rezil bir kepazelik olur mu!

 

Benim diğer bir imam hatipli arkadaşım da Kuran'In Arapça basit olduğu için arapça indirildiğini savunurdu. Sahtekar mıydı bilmiyorum. Ama YNÖ'yü sevdiğini filan söylerdi (zaten büyünce hastalandı).

Bence ayteler konusunda birilerine güvenmek zorundayız. Bunlar İslam tarihini filan bilen, laikliği / parlamenter cumhuriyeti anlayan kimseler olmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, leonardo18 yazdı:

Benimbirilerine güvenmek zorundayız.

Hiç bir müslüme asla güvenmem. Hayatımda güvendiğim hiç mi Müslüm yok, var. Bunların bazıları iyi niyetlidir, güvenilebilir. Ama islam hakkında hiç bir şey bilmezler. Kulaktan dolma bir kaç saçma sapan şeyi islam sanırlar. Bir şey bilmedikleri için güvenebilirsin bunlara, bir şey bilselerdi islam hakkında, son derece tehlikeli olurlardı.

İslamın kaç kuruş etmediğini bile bile islam üç lira eder diyen sahtekarlara, asla ve asla güvenmem. Yaşar Nuri bilmiyor muydu bu islam bir kuruş bile etmez! Bal gibi biliyordu. O yüzden güvenebileceğim son kişidir. Siyasi görüşlerine değer veririm, din konusunda allah var dediğine bile inanmam daha nesine inanacağım! 

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, democrossian yazdı:

Şimdi ülke niye bu halde anlayın işte... Sekiz kişiden yedisi kafir olup cehennemde sonsuza kadar yanmaktan tırstığı için arkasına bakmadan kaçıyor, bir tek kişi cesaretle bu cahil çöl yağmacısı çiziktirmesi şeyi (*) okuyup araştırıyor ve islamdan çıkıyor. Diğer yedisi salak salak bu saçma sapan uyduruk dine koyun gibi bağlı kalmayı sürdürüyor.

Sekizde bir... Bu halktan bir bot çıkar mı... Çıkmaz. Mümkünü yok. Bu halktan bir bot olsun, ben de Crab nebulası olurum yani...

(*) Kasıtlı şey dedim, bu şeye kitap denemez çünkü. Kitap dediğin şeyde bir konu bütünlüğü, konu geliştirme aşamaları olur. Bu bulamaç gibi saçma sapan bir şey. Ömrümde hiç bu kadar saçma sapan bir şey okumadım. Ordan burdan hırsızladıkları ne kadar saçmalık varsa karmakarışık doldurmuş allahın cahil vahşi yağmacıları... Ben ömrümde böyle kepazelik hiç görmedim. Çok kitap okudum, bunun kadar berbatını hiç görmedim.

 

İşte proje ondan gerekiyordu. Kenan Evren her şeyi yıktı projeyi yıkmadı. Şimdi adam mevcut projeyi bozdu.

mantıksal ülke, mantıklı halk olmak gökten gelen bir şey değildir. İngiltere, Almanya böyle ülkelerdir, insanları mantıksal halk olmayı öğrenmişlerdir. Bizde de proje oydu. İyi kötü o yönde gidiliyordu. Çiller-Miller onlara rağmen gidiyordu. Halk iyice aç bırakılmasaydı belki yine bir şey olmayacaktı. Refah Partisi tam kapatılsaydı da bir şey olmayacaktı. Yani fırsatımız da çoktu. Bunlardan birini değerlendirebilseydik aynı yolda yürüyor olacaktık.

Bakalım ne olacak. Ben en çok, tek laik Müslüman ülke de şeriata dönünce neler olacak onu merak ediyorum. ABD ve Batı'nın ipinde bile olmaz. İslam coğrafyasının geneli için üzülüyorum. Sınıfın sonuncu olma potansiyelimiz var. İnşallah da öyle olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yıllar boyu bir enflasyona çare bulmadılar. Çiller geldi enflasyon iyidir bile dedi. Demirel 500 günde enflasyonu düşürürüm sözü verdi, tutmadı. Ecevit zaten kazığın pekini attı. Yani bir kişi çıkıp da paradan sıfırları bir atamadı. Bu attı. Habire de rantını yiyor. Başka da yaptığı becerdiği bir iş yok. Ama sıfırları attı. Yetti yani, onca kişinin yapamadığı iş. Yaptı mı, evet yaptı. 

Hani meşhur fıkra var ya, dünya tıp kongresinde doktorlar kimleri neresinden klonladıklarını anlatıyorlarmış da... :lol: Anlatmayım şimdi, meşhur fıkradır. Bu aynen öyle, yaratıldı yani... Sıfırdan klonlandı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Verilen grafik bütün dünyada geçerli. Eğitim seviyesi arttıkça insanlar dine daha az inanıyor. Küçük çocuklar masallara inanır. Büyüyüp de masalların gerçek olmadıklarını öğrendiklerinde inanmayı bırakırlar. Dinler de masaldır. İnsan bilgi sahibi oldukça dine inancı ve ihtiyacı kalmaz.

Hükümetin bakanı da eğitim seviyesi arttıkça bize oy verenlerin sayısı azalıyor diyor.

Ortalıkta bizi okumuşun şerrinden koru diye dolaşıyorlar.

Manyak bunlar!

Hükümette kalabilmek için halkı kör cahil yapmayı göze alıyorlar.

Halk kör cahil olduğunda kalacak bir hükümet olacak sanıyorlar.

Sana uçakla, tankla saldırmaya gelenden okla, mızrakla mı savunacaksın kendini?

Mankafa bunlar!

Zamanında Uğur Mumcu uyarıyordu. Bunca imam hatip lisesinden mezun olanlar imam olmuyor, hatip olmuyor diye. Şimdi bütün devlet liselerini imam hatip yaptılar. Devlet fabrika gibi yobaz yetiştiriyor sürekli.

Çocuklarımızı artık nerede okutacağız diye kara kara düşünüyoruz. Son kalan kaliteli bir kaç okulu da proje okulu adı altında yok ettiler. İslam doktrini dışında eğitim şansı kalmadı. 

Bu okulları kazanabilmek için senelerce emek, çaba ve maddi kaynak harcayan insanlar bir anda harcandı. Bu okulları kazanabilmek için senelerce yarış atı gibi koşturan çocuklar şimdi bütün emeklerinin boşa gittiğini görüyor. Bu çocukların geleceği yıkıldı. Kadıköy anadolu lisesini kazanan bir tanıdığımız anaokulundan ilkokuluna, kursuna, özel dersine harcadığı paranın 500.000 TL yi geçtiğini söylüyor. Hükümet tepeden inme bu karar ile belirli bir kesimdeki vatandaşı eziyor. 

Bu durumdan hoşnut olan güruh ise böyle giderse memlekette fikir üretecek, teknoloji üretecek adam kalmayacağından habersiz uçurumun kenarına boğazlanmaya koşuyor.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Düşünenleri kaldırdılar zaten. Akademisyen filan. Feto'cu diye istifa ettirdiler. Radyo ODTÜ'de geçen sene çok az reklam olurdu. darbe girişiminden beri reklam sayısı özel radyoları geçti.

Ben İslam dünyasının geneli için üzülüyorum. İslam dünyası'da İran ve Sudi Arabistan kutuplarında dönmeye başlayacak. Tamamı kontrolsüz, yarı-sömürge konumunda. Bir de İsrail meselesi var.

Çocuk konusu da şöyle: Bir yerden sonra biraz evlilik/çocuk düşmanı olmayı öğrensinler. Ben istemez miyim dedem zamnındaki gibi boy boy 6-7 tane kızlı/erkekli kalabalık ailem olsun. Her biri ayrı bir mutluluktur. Çok kardeşli ortamda olmak da her açıdan iyidir derler.

Ama o zaman dünya nüfusu biz ölmeden 20 milyar filan da olsun mu?

 

- Dünyada mantığa dayalı ülkelerin, "mantıklı ülke" dediğimiz ülkelerin sayısı azdır (dünyanın kaymağını da her nedense bunlar yerler). Atatürk'ü ve arkadaşlarını benim anlayış biçimim, ülkeyi mantıklı ülke yapma yoluna sokmak. Bu projeden vaz geçilmesi demek çok kötü bir şey demek. Hani bütün türki-cumhuriyetlere biz örnek olacaktık? (hepsi Rusya analarına dönmüş durumdadır).

Ben daha çok İslam dünyasının alternatifi ne diye soruyorum. Pakistan tek başına kalacak. (ki onlar da demokrasi sayılmaz).

Yani soruyorum, çünkü bilmiyorum. Müslümanların durumu cidden vahim.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ülkede, bütün sorunlarımızı dindarlıkla çözeceğini düşünen insanlar artık her yerde söz sahibi.

Herkes dindar olursa ülkede hiçbir sorunun kalmayacağını sanıyorlar.

Çünkü dindar insanların ahlaklı olacağını, dinin bu insanlara Allah korkusu aşılayacağını ve dolayısıyla bu şekilde bütün sorunların üstesinden geleceklerini düşünüyorlar.

Dindarlığın insanı ahlaklı yapıp yapmadığına, Allah korkusu dediğimiz duygunun insanları suç işlemekten caydıracak bir işleve sahip olup olmadığına da bakmıyorlar.

Bunu görmeleri için başka yere bakmalarına gerek yok.

Kendilerine baksalar bile bir kanaat sahibi olabilirler.

“Kendilerine baksalar” diyorum çünkü dinin, dindarlığın bizim üzerimizde ne kadar tesiri olduğunu, bizi hangi kötülüklerden alıkoyduğunu en iyi biz biliriz.

Dindarlıkla bir ahlak, bir terbiye kazanamamış insanların bütün toplumu dindarlıkla terbiye edeceğini sanmaları gerçekten çok garip.

Gerçekten hiç düşünmüyor musunuz? Gerçekten dindarlığın, ileri sürdüğünüz gibi bir işlevi olup olmadığına hiç bakmıyor musunuz?

Kendinize, etrafınızdaki dindar arkadaşlarınıza, dindarlığı toplumsal ve siyasi sorunların çözümünde bir yol gören ülkelerin durumuna hiç bakmıyor musunuz?

Bütün bunlara baktığınızda ne görüyorsunuz?

Dininin, dindarlığın insan üzerinde sizin sandığınız gibi bir etkisi varsa milyonlarca Müslümanın durumu ortada, onlara niçin yapmıyor bu etkiyi?

‘Ama yanlış anlıyorlar, dini doğru yaşamıyorlar o yüzden Müslümanlar bu durumda’ kolaycılığına kaçmaktan kurtulup, meselenin üzerinde derinlemesine ne zaman düşüneceksiniz?

Herkes mi yanlış anlıyor? Herkes mi eksik yaşıyor?

Eğer öyleyse milyonlarca insanın yanlış anladığı veyahut tam olarak yaşayamadığı bir dini getirip toplumsal meselelerin odağı yapmak size de saçma gelmiyor mu?

Dinin en net kuralları bile insanlar üzerinde kötülükten caydırıcı bir etki göstermiyor. Niçin?

Mesela din ‘Yolsuzluk, hırsızlık yapmayın’ dediği halde bütün Müslüman ülkelerin yolsuzluk sıralamasında en üst sıralarda olmasını neyle açıklıyorsunuz?

Din defalarca ‘hukuk, adalet’ vurgusu yaptığı halde dünya hukuk devletleri sıralamasında ilk 80 ülke arasında bir tane bile Müslüman ülke olmamasını neyle izah ediyorsunuz?

Din ‘İşi ehline verin’ dediği halde adam kayırmanın, iltimas geçmenin dindarlar arasında bu kadar yaygın olmasını neyle açıklıyorsunuz?

Din, ‘Bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir’ dediği halde İslam dünyasında oluk oluk kan akmasını, dindarların birbirlerinin kafalarını kesmelerini neyle açıklıyorsunuz?

Peki hiç düşünmüyor musunuz din insanları niçin terbiye etmiyor? Niçin onlara bir ahlak vermiyor?

Allah korkusunun her şeyi çözeceğini sanıyorsunuz. Allah korkusu diye bir şey varsa dindarlar Allah’tan niçin korkmuyorlar?

Dindarlıkla her sorunu çözeceğinizi sanıyorsunuz. Nasıl? Hangi yolla?

Mesela eğitimde dindarlıkla nereye varacaksınız? Nasıl bir eğitim sistemi kuracaksınız ki dünyada rekabet edebilir bireyler yetiştireceksiniz?

Dindarlık takıntınız yüzünden, eğitimi daha da berbat hale getirdiniz.

Yapabildiğiniz tek şey imam hatip açmak ve insanların çocuklarını o okullara zorla göndermek.

Diyelim ülkedeki bütün çocuklar imam hatibe gitti. Ne olacak? Bununla nereye varacaksınız?

Ne öğreteceksiniz o çocuklara? Siyer? Hadis? Tefsir?…  Sonra? Bunları öğrendiklerinde ne olacak, nereye varacak bu çocuklar?

Dünyada nasıl bir varlık gösterecekler? Nasıl rekabet edecekler?

Tefsir, hadis okumak insanı ahlaklı yapsaydı ömrünü bu konuları okumakla harcayan bugünün iktidar mensuplarını yapmaz mıydı?

Tefsir, hadis, siyer okuduklarında iyi insan olacaklarını mı sanıyorsunuz?

Eğer dinin böyle bir etkisi varsa tek bir İslam ülkesinde niçin göstermedi bu etkisini?

İslam dünyasında tefsirin, hadisin âlâsını öğreten medreselerden mezun insanlar din adına birbirini boğazlıyor.

Din, onları niçin insan yapmadı?

Sanatta, ticarette, bilimde… daha birçok alanda dindarlığı esas aldığınızda nereye varacaksınız?

Din sanatla ilgili ne söylüyor bize? Ekonomide hangi kuralları uygulayacaksınız?

Bilimde nasıl bir yol izlemenizi öneriyor?

Dinin insanları daha güvenilir yapacağını sanıyorsunuz.

O yüzden mi siyasi hayatınızın en büyük darbesini, kendini dindar olarak tanımlayan bir topluluktan yediniz?

Mesele sadece Türkiye değil. Dindarlıkla bir yere varabilmiş, tek bir sorununu çözebilmiş tek bir Müslüman ülke var mı?

Yaşanabilir hayatlar kurabilmiş tek bir İslam ülkesi var mı?

‘Eğer başka bir ülkede yaşamak zorunda kalsaydınız bu hangi ülke olurdu?’ sorusuna bütün Müslüman ülke halklarının büyük çoğunluğunun bir Batı ülkesini söylemesini neyle izah ediyorsunuz?

Niçin kimsenin aklına bir Müslüman ülkede yaşamak gelmiyor?

Diğer taraftan herhangi bir konuda örnek gösterebileceğiniz tek bir Müslüman, dindar topluluk var mı dünyada?

Varsa söyleyin, nerede?

Yoksa, niye olmuyor? Niçin İslam dünyası, Müslüman topluluklar bu halde? Niçin yapabildikleri bir tek güzel şey yok?

Kendi aralarındaki mezhep sorunlarını bile çözemeyen, bundan dolayı birbirinin kafasını kesen dindarlar dindarlıklarıyla hangi sorunları çözecekler?

Bir düşünün hangi sorunları çözebilirler?

Bütün bunların üzerine hiç kafa yormadan dindarlığın bütün sorunların çözeceğini iddia etmeniz olacak şey mi?

İslam ülkelerindeki bu geri kalmışlık, bu sefil tablo tesadüf mü?

Tesadüf değil. Olmuyor, çünkü din bireysel inanç meselesi. Her insanın kişiliğine, zekasına, karakterine göre onda şekil alıyor. Her insan dini farklı anlıyor, farklı yorumluyor.

Bundan dolayı da din toplumsal meselelerde norm yapıldığında iç çatışmaları artırıyor ve o ülkeyi, o topluluğu çürütüyor.

“Benim anladığım dini yorum en doğrusu” diyerek çatışmaktan, kavga etmekten bir yol alamıyorlar.

Dindarlık dediğiniz şey ülkedeki bütün insanları birbirine düşman etti. Bunu göremeden hâlâ dindarlık diye tutturmanız akıl alır gibi değil.

Üstelik bu sadece bugünün meselesi değil.

Dört halife döneminden beri süre gelen, 1400 yıllık bir ayrışma ve çatışma var.

Kimsenin de gücü, farklı yorumlardan dolayı oluşan bu ayrışmaları ortadan kaldırmaya yetmiyor.

Üstelik bu durum sadece İslam dünyası için geçerli değil. Bütün dinler için aynı.

Böyle olduğu için yani dinler toplumsal norm yapıldığında toplumları disipline sokup terbiye edeceğine daha ayrıştırdığı için dünya devletleri seküler yasalara ihtiyaç duymuşlar.

Tekrar edeyim: Din bireysel bir inanç meselesidir. Her insan kendi kişiliğine, karakterine göre dine bir anlam yükler. Bundan dolayı istediğine inanır inancını istediği gibi yaşar.

Din, devlet eliyle toplumsal meselelerde çözümün aracı yapıldığında sorunları çözmüyor bilakis daha da içinden çıkılmaz hale sokuyor.

Kavgaları, çatışmaları, ayrılıkları körüklüyor.

Bütünlüğe darbe vuruyor. İnsanı düşünmekten, akılla hareket etmekten alıkoyuyor.

Birinin suç ya da günah gördüğü bir eylemi bir diğer farklı bir yorumla meşru görebiliyor. Herkesin yorumu, anladığı farklı olduğu için ortak bir kural haline gelemiyor.

Şifalı, yüceltici etkisini kaybediyor.

Tüm bunlara dikkat etmeden dindarlığı yaymak, bununla bir ülkenin sorunlarını çözeceğini sanmak cehalet değilse nedir ki?

 

Levent Gültekin

Link to post
Sitelerde Paylaş

Levent Gültekin'in eline sağlık. 

Seviyorum yazılarını. 

Gerçekten de dinlerin kötülüğü engellemek gibi bir özellikleri kesinlikle yoktur.

İster Tevrat'da, ister İncil'de, ister Kuran'da anlatılanlara bakın cehennemden bahseder ama işlenen günahın affından da bahseder. 

Dinler insanların kötülük yapmasını engelleyeceği yerde kötülük yapan insanların yaptıkları kötülükleri yıkayıcı bir günah yıkama makinesi görevi görmektedir.

Bu yapılarıyla kötülüğü teşvik ettiğini söyleyebiliriz.

"Önceleri tanrıya bana bir bisiklet vermesi için dua ediyordum. Yıllar boyunca tanrıya dualarımı duyup bana bir bisiklet vermesi için yalvardım. Tanrı hiç bir zaman duama karşılık vermedi. Ama sonra dinin bu şekilde çalışmadığının farkına vardım. Gittim ve beğendiğim bisikleti çaldım. Sonra da tanrıya bu işlediğim günahı affetmesi için yalvardım." G. Carlin

Link to post
Sitelerde Paylaş

4 yaşında çocuğa anlatır gibi de anlatıyor. Ama durum cidden vahim. İnsanların bütün bunları zaten biliyor olmaları gerekmektedir.

Hoşuma gitmiyor ama din önemli bir unsurdur. ABD bu nedenle ülkesindeki bütün inanç sistemlerini korumaya çalışmaktadır. Örneğin azınlık dinlerini çoğunluk dinlerine ezdirmemektedir. Hatta hukuk sistemimizin temelinin de dini inançlara dayandığını öne sürmek yanlış olmaz.

Ama "halkı dine göre biçimlendirmek" demek laiklikten vaz geçtin ve fanatizme yöneldin demektir. Böyle bir şey ancak Krallık rejiminde olur. Çünkü monarşi ilkesi de yoğun biçimde dine dayanmaktadır. Ama krallığın olmadığı yerde bunu yapmak İran/Nazi almanyası benzeri fanatizme dayalı düzen demektir. Dİnle de alakası yoktur çünkü dini ahlaka aykırı biçimde kullanmaktadır.

- Da insanlarla konuşunca sokaktakilerin çoğunun bunu zaten bildiklerini görüyorum. TR'de bir kara-gömlekli olayı var. Tayyip indirildikten sonra bunları da çözmek gerekecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...