Jump to content

Televizyonda Dünya Düz mü Tartışması


Recommended Posts

Irak televizyonunda Dünya düz mü tartışması yapıldı.

Adamlardan birisi bilimsel araştırma metodlarından söz ederken, dindar olan Dünya'nın düz olduğunun Kuran'da açık olduğunu belirtiyor.

Bu yaşlı adam Kuran ayetlerini tam da olması gerektiği gibi 'apaçık' anlamış. :D

Bu videonun bana şu sözleri hatırlattığını da belirteyim.

Suudi Arabistanlı ünlü islam alimi Şeyh Abdülaziz Bin Baz:

“Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da Müslümanlar’ın hazinesine katılır... Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batıya kaydığını görürlerdi. Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi. Velhasıl (bunların hiçbiri görülmediğine göre) bu iddia (dünyanın hareketli olduğu iddiası) sayması uzun sürecek birçok nedenden dolayı batıldır.”

.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 43
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Biri diyor "Kuran'da dünya düzdür yazıyor aksini iddia eden kafirdir." öteki "Kuran bilimle iç içedir. Dünyanın yuvarlak olduğu, big bang vs... hepsi yazıyor" diyor. Kitap bir tane ama istediği yöne çeken çekene.

tarihinde Cervantes tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Engizisyon mahkemeleri zamanında da meleklerin cinsiyeti tartışılırdı. Herhalde insanoğlunu yaratan birşey varsa bakıp bakıp binlerce senede bir arpa boyu yol alamadığımızı gördükçe üzüntüden üzüntüye gark oluyor olsa gerek.

Hani bazen karşılıklı saygı olarak ifade edilen birşey vardır. Müslüman değilsindir ama insanların dinine falan saygı göstermen gerekir. Veya Putperest değilsindir ama onlara da saygı göstermen gerekir.

Ben şahsen hala tartışılan dünya düz mü tartışmalarını ve buna benzer acınası şeyleri gördükçe din denilen kavramın nasıl da insanoğlunun binlerce senesine mal olduğunu görüyorum. Durum böyleyken bu saygı da neyin nesi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'a göre Dünya'nın düz olduğu hadis ve ayetlerle sabit ve su götürmez bir gerçektir. Kurtubi ve taberi tefsirleri gibi eski Kuran tefsirlerinde Dünya'nın düz olduğu ima edilir.

Kehf suresinde Güneş'in balçığa batmasından tutun da yıldızların en yakın gökte olmasına, yıldızların her an Dünya'ya düşebilecek ceviz taneleri gibi anlatıldığı ayetlere kadar açıktır bu.

Kuran'daki bir çok ayette Dünya'nın ''döşendiğinden ve serildiğinden'' bahsedilir. ''Güneş'in battığı yere ulaşınca'' ifadesi sık sık geçer. Güneş'in secde etmesi gibi masalsı anlatımlar da buna eşlik eder.

Koskoca evrenin sadece 6 günde yaratılmasını 6 evre diye yuvarlayan müslümanlar, yer,n gökten önce yaratılmasına ne derler? Kuran'a göre önce yer(dünya) 4 günde, gökler 2 günde yaratılmıştır.

İlgili ayetlerde göğün Dünya'dan daha sonra yaratıldığından bahsedilir. Yani Kuran'a göre Dünya güneşten daha yaşlıdır. Her gök katının sorumlu bir baş meleği bulunur, bunlar şeytanlara atış tanesi olarak yıldız fırlatır.

Atış taneleri olarak kullanılan yıldızların güveni içinde şeytanların uzak tutulduğu göğün en üst katında Allah'ın 8 tane melek tarafından taşınan arşı(tahtı) bulunur. Allah bu tahta bedeniyle oturur.

Allah kainatı yaratmadan önce yer denizi ve gök denizi bitişikti. Bu ıssız denize Maun da denmektedir. Maun denizinde Allah'ın tahtı(arş) su üzerindeydi. İslam'a göre kainat yaratılmadan önce su molekülleri vardı.

Sahih hadislerden çıkan sonuçlara göre Güneş, Ay'ın sadece 2 katı büyüklüğündedir. Kuran'da ay bir nur topudur, bu açıkça yazılıdır. Güneş 5.kat göktedir, yıldızlar 1.kat gökte. Yani yıldızlar Güneş'ten daha yakındır.

'''Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur.''' (İbni Kesir, 2/29; 50/1).

'''Yer yüzü suyun üzerindedir, su kayanın üzerindedir, kaya da balinanın sırtı üzerinde olup iki tarafı arş ile buluşur. Balina da ayakları havada olan meleğin sırtının üst kısmındadır.''' [el-Heysemî, 8/131]

Sonuç: Gerçek İslam'da Dünya düzdür.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyanın düz olduğunu söyleyen ve inanan ortaçağların hırıstiyan dindar materyalistleridir..işte bu günkü ateistlerde mesek icabı onların torunları sayılırlar.

Bunlar bilimadamlarını bile asarlar ..faturayı da müslamünlara keserler....gafiller...............

aslında dünyanın düz olduğunu söyleyen cahil dindar materyalistler olması gerekir..

hani herzaman deriz cahil dost olacağına akıllı ateist olması daha iyi değilmi ?

akıllı ateistemi olurmuş ! pes valla

bu sapık fikir aynı kaynaktan çıktığı için her ikiside farksız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kardeşim ahan da bakın her taraf düm düz...

biz ne yapalım yani düz gördüğümüz halde yamuk mu diyelim...

Yoo, bizim orası dümdüz değil. Mesela ben caddeden eve giderken yokuş tırmanmam gerekiyor. Diğer taraftaki anayola inmem içinde yokuş aşağı gitmem gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyanın düz olduğunu söyleyen ve inanan ortaçağların hırıstiyan dindar materyalistleridir..işte bu günkü ateistlerde mesek icabı onların torunları sayılırlar.

Bunlar bilimadamlarını bile asarlar ..faturayı da müslamünlara keserler....gafiller...............

aslında dünyanın düz olduğunu söyleyen cahil dindar materyalistler olması gerekir..

hani herzaman deriz cahil dost olacağına akıllı ateist olması daha iyi değilmi ?

akıllı ateistemi olurmuş ! pes valla

bu sapık fikir aynı kaynaktan çıktığı için her ikiside farksız.

Sana tam teşekküllü bir beyin ameliyatı gerekli, bu hastalıktan başka türlü kurtulamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Kuran'daki Eski Kozmolojiyi Gözler Önüne Seren Ayetler:

Bakara 2/115, Bakara 2/22, Rad 13/3, Hicr 15/19, Taha 20/53, Kaf 50/7, Naziat 79/30, Gaşiye 88/20, Şuara 26/28, Kehf 18/86, Kehf 18/90, Lukman 31/10, Şems 91/6, Yasin 36/40

Kuran'da defalarca "yeri yayıp döşedik" diyor. Çöl bedevisi Güneşin kara bir balçıkta battığını, gece ve gündüzün oluşması için Güneş'in yörüngesinde akıp gittiğini, gökkubbenin üstünde 7 kat gök yaratıldığını sanıyordu. Uzayın enginliğinin farkında olamadığı için Dünya ve Güneş'in birbirine toslamamasını da ilahi bir mucizeye olarak görüyordu.

flat-earth.jpg

206664_207375589282793_3109873_n.jpg

7gkeskiyazlufakju9.jpg

165218_577184285635679_194102120_n.jpg

Aşağıdaki ayette Kuran bize apaçık yerin düzleştirildiğini söylüyor:

Gaşiye 20

وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ

Ve ilel ardı keyfe sutıhat.

1. ve ilâ el ardı : ve arza, yeryüzüne

2. keyfe : nasıl

3.
sutıhat : satıh yapılmış, düzleştirilmiş

Diyanet İşleri

Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!

Peki neden pekçok mealde "yayılıp döşendi" diye çevrilir? El cevap:

Nâziat 30 şöyle der:

"Bundan sonra da yeryüzünü döşedi."

1. ve el arda : ve arz, yeryüzü 

2. ba'de : sonra 

3. zâlike : bu 

4.
dehâ-hâ : onu yayıp döşedi

Görüldüğü gibi dehaha fiili "onu yayıp döşedi" diye tercüme ediliyor. Ancak "sutıhat" kelimesi düzleştirmek anlamına geliyor. Mealciler bu kelimenin anlamını kaydırarak hakkı örtmekte ve böylece "kafir" olmaktadır.

Pisagor, Aristo, Eflatun ve Eratosten gibi Kadim Yunan düşünürleri bilimsel yöntemleri kullanarak Dünya'nın küreselliğini keşfettiler. Onlardan etkilenen Müslim elitler ve din adamları da yerin küreselliğinden bahsetmişlerdir. Farabi, İbn Rüşd, Gazalî, Seyyid Şerif Cürcânî, Piri Reis, Sad-ı Taftazanî, Fahreddin-i Razi, Zemahşeri, Katip Çelebi gibi isimleri bunlara örnek olarak verebiliriz. Bazı Müslümanlar Dünya'nın küreselliği gerçeğinin İslam inancına muhalefeti olmadığını savunmak için bu isimleri delil olarak gösterirler. Ancak onların görmediği yada görmezden geldiği bir gerçek var ki o da Müslimlerın bunu Kuran'dan değil pozitif bilimden öğrendiği gerçeğidir. İmam Gazalî yerin küreselliğinden bahsetmiş olabilir, doğrudur. Ama bunu Allah'tan değil, filozoflardan öğrenmiştir. Dolayısıyla Müslüman bilginlerin yerin küre şeklinde olduğunu bilmiş olmalarının Kuran'a bir faydası yok.

Bakalım ne diyor Gazalî:

"
Felsefenin kabul ettiği prensiplerin bir kısmı
İslâm dininin temel esasları ile çelişmez. Meselâ diyorlar: Ay'ın tutulması olayı, arzın güneşle ay arasına girmesiyle ay ışığının görünmemesinden ibarettir. Çünkü ay, ışığını güneşten alır. Arz ise yuvarlaktır ve gök her taraftan onu çevrelemiştir.
Matematik hesaplarla ispatlanmış
bu çeşit gerçekleri din namına inkâr etmek dine karşı bir cinâyettir. Metotsuz bir tarzda dini savunanların zararları, metotlu bir şekilde dine hücum edenlerin zararından daha fazladır. Darb-ı meselde denildiği gibi: Akıllı düşman, ahmak dosttan daha iyidir."

(Gazzâli, Tehâfutu'l-Felâsife, 80)

Gördüğümüz gibi Gazalî bu bilgiyi pozitif bilimlerden edindiğini söylüyor.

Örneğin Fahreddin-i Razi, Mefatihul Gayb'da "Yerin küre şeklinde olduğu kesin delillerle sabittir" demesine rağmen Allah arzı size bir döşek kıldı ayetinin tefsirinde Dünya'nın hareketsiz olduğunu söylüyor. Dünya'nın yuvarlaklığını Kuran'dan bulduysalar neden onun hareketli olduğunu da bulamadılar acaba? Görüldüğü gibi bir takım Müslim düşünürlerin ve din adamlarının yerin yuvarlaklığından söz etmelerinin Kuran'a bir faydası yok. Müfessirler keşfedilen bilimsel gerçekleri laf cambazlığı ile Kuran'a uydurmaya çalışmışlar sadece.

Gelelim "Ayette Güneş'in Yörüngesinden Kasıt Onun Galaksi Merkezli Yörüngesidir" Şeklindeki Mucizetör Zırvasına

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir
. (Yasin 36/40)

Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar.
Güneşi ve Ay'ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu Allah'tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O'nundur. Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. (Fatır 35/13)

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır.
Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor.
Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. (Zümer 39/5)

Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir.
Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir. (Yasin 36/38)

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır.
Her biri bir yörüngede yüzmektedirler (Enbiya 33)

Ayetler apaçık Güneş'in hareketiyle gece ve gündüzün oluşumundan bahsediyor. Lafı eğip bükmeye hiç gerek yok. 

Güneş geceleri nereye gidiyor? sorusuna Muhammed'in cevabı:

Arşın altında secde yapmaya gider; bu maksatla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine: Geldiğin yere dön! denir. Böylece battığı yerden doğar. (Buhari, Tefsir Ya-sin 1, Bedul-Halk 4, Tevhid 22,23, Müslim, İman 250, (159), Tirmizi, Tefsir, Ya-sin, 4225)

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...

İslam apolojistlerine ayet 18:86 ve 90'ı gösterdiğimizde bunun Zulqarneyn'in bakış açısından yapılan manzara tasviri olduğunu söylerler. Dolayısıyla ayet şiirsel ve mecazidir. Oysa ünlü İslam müfessirlerinden Fahreddin-i Razi'nin ilgili ayetinde tefsirinde yaptığı açıklamalar bu apolojyayı reddeder.

Güneşin Bîr Gözede Batması

Cenâb-ı Hakk "Onu kara bir balçıkta batar buldu" buyurmuştur. Bu ifade ile ilgili birkaç bahis vardır:

Birinci Bahis: İbn Amir, Hamza, Kisâî ve Âsım'ın râvisi Ebu Bekr, bu kelimeyi hemzesiz elifle ofarak, "sıcak, hararetli" manasına, (sıcak bir gözede) şeklinde okumuşlardır. Ebu Zerr'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:

"Bir deve üzerinde Resûlullah (s.a.s)'in terkisinde idim. Derken Hz. Peygamber (s.a.s) batmak üzere olan güneşi gördü ve bana, "Ey Ebâ Zerr. bunun nerede battığını biliyor musun?" dedi. Ben, "Allah ve Resulü daha iyi bilir" deyince, "Muhakkak ki o sıcak ve kaynar bir gözede batmaktadır" buyurdular.

Bu İbn Mes'ud, Taiha (r.a) ve İbn Âmir'in kıraatidir. Diğer kıraat imamları ise bu kelimeyi, hamîatin (balçık) şeklinde okumuşlardır. Bu da, İbn Abbas (r.a)'ın kıraatidir. (Anlatıldığına göre) bir gün, İbn Abbas, Muâviye'nin yanında bulunuyordu. Muaviye, bu kelimeyi elif ile, (sıcak) şeklinde okuyunca, o, "Hayır o şeklinde olacak" dedi. Bunun üzerine Muaviye, Abdullah b. Ömer (r.a)'e:

"Sen nasıl okuyorsun?" dedi. O:

"Emirel-mü'minînin (yani senin) okuduğun gibi" cevabını verdi. Sonra Muaviye, Ka'b-ul Ahbar'a dönüp:

"Güneşin nasıl battığını buluyorsun?" dedi. O:

"Bir su ve çamur içine? Bunu Tevrat'ta da böyle bulmaktayız" dedi. içinde su bulunan şey demektir. Nitekim Arapça'da (siyah balçık) denilir. Bil ki (balçık) ile (sıcak) arasında bir zıdlık yoktur. O gözenin, bu iki özelliği de taşıyan bir göze olması mümkündür.

Yeryüzü Küre Şeklindedir

İkinci Bahis: Yeryüzünün küre şeklinde olup, gökyüzünün onu kuşattığı delil ile sabittir. Yine güneşin de, bu felek içinde yer aldığında şüphe yoktur. Hem Cenâb-ı Hak da:

"Onun yanında bir kavim buldu" buyurmuştur.

Güneşin yakınında oturan birr kavmin olamayacağı malumdur. Hem sonra güneş, yeryüzünden kat kat büyüktür. Binâenaleyh o güneşin, yeryüzünündeki bir gözeye girip batması nasıl düşünülebilir? Bunun böyle olduğu sabit olunca, ayetteki "Onu kara bir balçıkta batar buldu" ifadesi, birkaç şekilde yorumlanabilir:

a) Zülkarneynin mülkünün sınırları batıya ulaşıp, ondan daha ileri gidilecek meskûn bir yer kalmayınca, her ne kadar aslında böyle değilse de güneşi bir gözede, karanlık bir çukura batıyormuş gibi gördü. Bu tıpkı, denizde yolculuk eden kimsenin güneşi, gerçekte denizin ötesinde kaybolduğu halde, sahili göremediği için, sanki denize batıyormuş gibi görmesine benzer. Bu izahı, Ebu Ali el-Cübbâi, Tefsir'inde yapmıştır.

b ) Yeryüzünün batı tarafında, denizce kuşatılmış yerler vardır. Binâenaleyh güneşe bakan, onun sanki o denizde batıp kaybolduğunu sanır. Batı denizinin, çok sıcak olduğunda şüphe yoktur. Dolayısıyla, bu deniz bu açıdan "hamiye" (sıcak-hararetii) olmuş olur. Yine kendisinde balçık, kokuşmuş çamur çokça oulunduğu için "hamle" (balçık) olmuş olur. O halde ayetteki, "Onu kara bir balçıkta batar buldu" ifadesi, yeryüzünün batı tarafını denizin kuşattığına ve orasının çok sıcak olduğuna bir işarettir.

c) Ehl-i Ahbar (rivayetler), "Güneş, suyu ve balçığı çok bir gözede batar" demişlerdir. Bu, son derece akıldan uzak bir şeydir. Çünkü, ayın tutulmasını gözetlediğimizde ve bunu araştırdığımızda, batılıların, "Bu tutulma işi, gecenin evvelinde olduğunu söylediklerini; doğuluların ise bu işin, gündüzün evvelinde vuku Dulduğunu söylediklerini gördüğümüzde; o zaman, batılılara göre gerenin başlangıcı olan zamanın, doğululara göre, gündüzün başlangıcı olduğunu anlamış oluruz.

Hatta bize göre gecenin başlangıcı olan o vakit, bir başka beldede ikindi, bir başka beldede öğle, bir diğer beldede kuşluk, dördüncü bir beldede, güneşin doğuş vakti, beşinci bir beldede de gece yarısı olduğunu anlarız. İşte bu durumlar, istikra (arama-tarama) ve araştırmalardan sonra elde edilen bilgiler olup, biz de güneşin bütün bu vakitlerde doğmuş, mevcut, görünürde olduğunu anladığımıza göre, güneşin bir çamura, kokmuş bir balçık gözeye battığının söylenmesi, bu yakînî bilginin aksine olmuş olur.

Allah Teâlâ'nın kelamı ise böyle töhmetlerden berîdir. Binâenaleyh geriye, zikrettiğimiz, önceki yorumlara başvurmak kalır.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihul-Gayb, Akçağ Yayınları: 15/250-251-252

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam apolojistlerine ayet 18:86 ve 90'ı gösterdiğimizde bunun Zulqarneyn'in bakış açısından yapılan manzara tasviri olduğunu söylerler. Dolayısıyla ayet şiirsel ve mecazidir. Oysa ünlü İslam müfessirlerinden Fahreddin-i Razi'nin ilgili ayetinde tefsirinde yaptığı açıklamalar bu apolojyayı reddeder.

Unutmadan buraya bir dipnot düşeyim: Fahreddin-i Razi Dünya'nın küresel olduğunu (pozitif kanıtlara dayanarak) kabul ediyor ve doğal olarak c şıkkında görüldüğü gibi geleneksel savunmaya başvuruyor. Ancak sonunda lafı "Olayın doğrusunu Allah bilir" demeye getiriyor. Fakat konuyla ilgili zikrettiği hadislerden de açıkça görülebileceği üzere İslam'a göre Güneş'in battığı belirli bir yer var.

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...