Jump to content

Televizyonda Dünya Düz mü Tartışması


Recommended Posts

Kuran'daki Eski Kozmoloji:

Doğu da, Batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (Bakara 2/115)

O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar koşmayın. (Bakara 2/22)

O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır. (Rad 13/3)

Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. (Hicr 15/19)

“Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık. (Hicr 20/53)

Yeryüzünü de yaydık ve orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik. (Kaf 50/7)

İşte bundan sonra arzı yayıp döşedi. (Naziat 79/30)

Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! (Gaşiye 88/20)

Mûsâ, “O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir” dedi. (Şuara 26/28)

Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik. (Kehf 18/86)

Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. (Kehf 18/90)

Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik. (Lukman 31/10)

Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun. (Şems 91/6)

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. (Yasin 36/40)

Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay'ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu Allah'tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O'nundur. Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. (Fatır 35/13)

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. (Zümer 39/5)

Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir. (Yasin 36/38)

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler (Enbiya 33)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 43
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kuran'ın kozmolojisine bakıyorumda, muhammet yeni birşey söylememiş.

zaten yeryüzünde insanlar tarafından gözlenen, bilinen, astronomik olayları sırayla dizmiş muhammet.

bir de atmış, herhalde nasılsa bilinmiyor, atsam da herkes yer deyu: dağlarda yeryüzünde sarsılmayasınız diye sözde kazıkmış. ha?

şu an modern bilim tarafından bilinen, ama muhammet zamanında bilinemeyecek birşey söyleseler, yeminlen bileklerimi kesicem :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında Dünya'nın düz olmadığı bazı İlk ve Ortaçağ Avrupası düşünürleri tarafından ortaya konulmuştu. Pisagor (570-495), Aristo (384-322) ve İparhos (190-120) tümü bunu biliyordu. Hindistanlı matematikçi ve astronomer Aryabhata (476 - 550 MS) bunu biliyordu. Ve de Hristiyan bilgin Anicius Boëthius (480 - 524 MS), Piskopos Isidore of Seville (560 - 636 MS), Piskopos Rabanus Maurus (780 - 856 MS), keşiş Bede (672 - 735 MS), Piskopos Vergilius of Salzburg (700 - 784 MS) ve Thomas Aquinas (1225 - 1274 MS).

Ancak görünüşe bakılırsa Arap putu bu gerçekten habersizdi. "Arzı meddettik" (15:19) ayetiyle yerin (bir halı gibi) uzatılıp yayıldığını söylüyor.

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyanet VakfıNAZİAT 30. Ondan sonra da yerküreyi döşedi,

Diyanet İşleriNAZİAT 79/30. Ardından yeri düzenlemiştir.

Yaşar Nuri ÖztürkNAZİAT 30.Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.

Elmalılı Hamdi YazırOndan sonra da arzı döşedi

Ömer Nasuhi Bilmen(29-31) Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.

Hasan Basri ÇantayBundan sonra da yeri (ikaamete saalih bir halde) yayıb döşedi.

Muhammed EsedVe ardından yeri düzenleyip yaymıştır,

Abdulbaki GölpınarlıVe yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi.

Süleyman AteşBundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.

Suat YıldırımSonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı.

Ali BulaçBundan sonra yeryüzünü serip döşedi.

Edip YükselVe yeri de yumurta biçimine soktu

İbni KesirBundan sonra yeri döşemiştir.

Kuranın , dünyanın yuvarlak olduğunu bu ayette belirttiği söyleniyor ama tefsirler arasındaki anlam farkı çok korkutucu.. düz mü yoksa yuvarlak mı diyolla anlayamadım :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

KURAN'DA YER (DÜNYA)

Meded (15:19): Uzatmak, genişletmek, germek. مَدَدْ

Sutihat (88:20): Yaymak, sermek, düzleştirmek, preslemek. سطحت

Dehaha (79:30): Germek, uzatmak. دحاها

Mehden (20:53): Uzatmak, yaymak, genişletmek. مهاد

Fereş (51:48): Sermek, düzleştirmek. فَرَشَْ

Besat (71:19): Düzleştirmek, kaplamak, yaymak, sermek. بسط

Mihâd (78:6): Düz arazi, ova, düzlük. مهاد

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 month later...

İlahiyatçı Bayındır: Gündüz güneşe bağlı olmayan bir varlık

Prof. Dr. Bayındır, şunları kaydetti: "Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor. Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır. Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir. Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır. Resim ve belgeseller üzerinde yaptığımız çalışmalarda da güneşin tepede olmasına rağmen karanlık olduğunu, Güneş’in yok olmasına rağmen gündüz denilen varlığın ortaya çıktığını görüyoruz. Güneş’ten yansıyan ışınları gündüze çeviriyor."

http://haber.sol.org...ik-haberi-43648

ltqtq.jpg

Yani "Güneş kristalimsi bir madde olduğu için Tanrı'nın tahtından dağıtılan nuru fiziksel aleme yansıtır" diyor. Bu yoruma göre Güneş sadece bir projektor oluyor.

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İlahiyatçı Bayındır: Gündüz güneşe bağlı olmayan bir varlık

Prof. Dr. Bayındır, şunları kaydetti: "Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor. Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır. Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir. Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır. Resim ve belgeseller üzerinde yaptığımız çalışmalarda da güneşin tepede olmasına rağmen karanlık olduğunu, Güneş’in yok olmasına rağmen gündüz denilen varlığın ortaya çıktığını görüyoruz. Güneş’ten yansıyan ışınları gündüze çeviriyor."

http://haber.sol.org...ik-haberi-43648

ltqtq.jpg

Yani "Güneş kristalimsi bir madde olduğu için Tanrı'nın tahtından dağıtılan nuru fiziksel aleme yansıtır" diyor. Bu yoruma göre Güneş sadece bir projektor oluyor.

Bu cöplük mü oldu simdi? :)

space_p12.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazi ateistler o yasli adami nasilda kendilerine dost edinmisler. Iste bu kadar karaktersiz olur boyle insanlar. Ya kardesim bir seye inanmamak o seyi carpitip cikarlariniz dogrultusunda kullanabileceginiz anlamina gelmez. Gider 100 tane mealin icinden isine hangisi geliyor ise onu getirir. Yahu azicik adam olun adam. Insan olun azicik. Ayni sozum dincilerdende yine kendini bilmeyen cahil cuhala icinde gecerli. Azicik arastirma yapinda beyninizi gelistirin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlahiyatçı Bayındır: Gündüz güneşe bağlı olmayan bir varlık

Prof. Dr. Bayındır, şunları kaydetti: "Kur’an-ı Kerim şunu da gösteriyor ki Dünya’yı, Güneş aydınlatmıyor. Dünya’yı aydınlatan, Güneş ışınlarını aydınlığa çeviren gündüz dediğimiz varlıktır. Gündüz dediğimiz varlık ufkun altında da olsa, bunu aydınlığa çevirmektedir. Karanlığın oluşması, Güneş’in batmasından değil, gece denilen varlığın ortaya çıkmasıdır. Resim ve belgeseller üzerinde yaptığımız çalışmalarda da güneşin tepede olmasına rağmen karanlık olduğunu, Güneş’in yok olmasına rağmen gündüz denilen varlığın ortaya çıktığını görüyoruz. Güneş’ten yansıyan ışınları gündüze çeviriyor."

http://haber.sol.org...ik-haberi-43648

ltqtq.jpg

Yani "Güneş kristalimsi bir madde olduğu için Tanrı'nın tahtından dağıtılan nuru fiziksel aleme yansıtır" diyor. Bu yoruma göre Güneş sadece bir projektor oluyor.

iste bunu gordugum gun Suleymanciliktan istifa ettim..!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

KURAN'DA YER (DÜNYA)

Meded (15:19): Uzatmak, genişletmek, germek. مَدَدْ

Sutihat (88:20): Yaymak, sermek, düzleştirmek, preslemek. سطحت

Dehaha (79:30): Germek, uzatmak. دحاها

Mehden (20:53): Uzatmak, yaymak, genişletmek. مهاد

Fereş (51:48): Sermek, düzleştirmek. فَرَشَْ

Besat (71:19): Düzleştirmek, kaplamak, yaymak, sermek. بسط

Mihâd (78:6): Düz arazi, ova, düzlük. مهاد

flat-earth.jpg

Kuran'daki Eski Kozmoloji:

O, yeri sizin için döşek ( فِرَاشاً), göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar koşmayın. (Bakara 2/22)

Tefsirler

İbn Abbas, İbn Mesud ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sahabelerinden bir grup Şöyle dediler: “Sizin için yeryüzünü bir yaygı kıldı”: üzerinde yürünebilen, düz ve yerleŞilen mekan kıldı demektir.45

Katade dedi ki: “Sizin için yaygı kıldı”: sizin için düzlük kıldı demektir.46

Er-Rebi b. Enes dedi ki: “Yeryüzünü sizin için yaygı kıldı” Yani düzlük kıldı” demektir.47

Ebu’l-Aliye dedi ki: “Yeryüzünü sizin için yaygı kıldı” Yani düzlük kıldı” demektir.48

Aynısını Firyabi, Tefsir’inde, Mucahid’den rivayet etmiŞtir.49

Suddî dedi ki: “Yeri sizin için yaygı kılan”: Üzerinde yürünebilen yaygıdır. O da sabit bir düzlüktür. Bu Katade ve Rebi b. Enes’ten de rivayet edilmiŞtir.50

Hülasa: Bu bölümde zikredilen ayetlerde dünyanın
dehâ
,
tahâ
,
firaŞ/feraŞe
,
bisat
,
medd
,
satıh
ve
mehd/mihad
gibi lafızlarla zikredildiğini ve bu lafızların hepsinin zahirinin yayılma, uzatılma, düzleŞtirme anlamlarına geldiğini gördük. Zahir anlamın dıŞına çıkılması için yine nastan bir delil gerekir. Dünyanın küre Şeklinde olduğunu söyleyenler ise bu anlamların, dünyanın büyüklüğü sebebiyle küre olmasına mani olmadığını ifade etmeye çalıŞmıŞlardır. Ancak onları dünyanın küre olduğu fikrine iten sebep, felsefe ve kelamcıların iddialarıdır. Naslarda dünyanın küre olduğuna delalet yoktur. Her ne kadar bazıları kendi iddialarına göre dünyanın yuvarlak olduğunu ifade ettiğini düŞündükleri bazı ayetler zikretmiŞlerse de ilerleyen kısımlarda bu iddialara cevaplar verilecektir.

O, yeri yayıp döşeyen (مَدَّ الأَرْضَ), orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır. (Rad 13/3)

Ragıb dedi ki: “Medde: çekmek, uzatmak demektir” Müfradat (2/597)

Taberi dedi ki: “Medde’l-arz: enine boyuna yaymaktır” Taberi Tefsiri (16/328)

Mukatil b. Süleyman: “Kabenin altından dünyayı yayıp döşedi” demektir. Mukatil, el-Eşbah ve’n-Nezair (281) Tefsiru Mukatil (2/165)

İbn Kesir dedi ki: “Medde’l-arz”: enine ve boyuna uzatıp genişletti demektir. İbn Kesir (4/431)

Kurtubi der ki: “Yüce Allah göklerdeki âyetleri (delilleri) beyan ettikten sonra "yeri uzatıp döşeyen... O'dur" buyruğu ile yeryüzündeki âyetleri beyan etmektedir. Yani yeri enine, boyuna yayıp döşeyen O'dur.

Bu âyet-i kerîme yeryüzünün küre gibi olduğunu iddia edenlerin kanaatleri ile yeryüzünün kapılarının yukarıdan aşağıya doğru üzerine düştüğünü iddia edenlerin kanaatlerini reddetmektedir. İbnu'r-Râvendî'nin iddiasına göre yer aşağı doğru yuvarlanır gibi olmakla birlikte; yerin altında yukarı doğru yükselen rüzgarı andıran, yukarı doğru çıkan bir cisim de vardır. O bakımdan yukarıdan aşağı düşen ile aşağıdan yukarı doğru çıkan hacim ve güç itibariyle mutedil hale gelerek birbirleriyle uyum sağlamaktadırlar.

Başkaları ise; yerin birisi yukarıdan aşağı doğru düşen, diğeri ise aşağıdan yukarı doğru çıkan iki cisimden meydana geldiğini iddia etmişlerdir. Böylelikle bu iki cisim arasında denge kurulmaktadır. İşte yeryüzünün durmasının sebebi budur. Müslümanların ve Kitap ehlinin kabul ettiği görüş, yeryüzünün durduğu, sakin olduğu ve uzanıp döşenmiş olduğudur. Yeryüzünün hareketinin adeten meydana gelen zelzeleler ile ortaya çıktığı şeklindedir” Kurtubi (9/280)

İbn Atiyye el-Endülüsi dedi ki: “Medde’l-Arz” ifadesi dünyanın küre şeklinde değil, yayılmış olmasını gerektirir. şeriatın zahiri de budur.” İbn Atiyye, el Muharraru’l-Veciz (3/298)

Yeri de yaydık (مَدَدْنَاهَا), ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. (Hicr 15/19)

“Rabbim, yeryüzünü size beşik (مَهْدًا) yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık. (Taha 20/53)

Yeri sizin için bir beşik (مَهْدًا) yapan ve üzerinde (geçiminizi kazanma) yolları var eden O'dur; umulur ki doğru yolu (seçer ve onu) izlersiniz. (Zuhruf 43/10)

Taberi, Süddi’nin Şöyle dediğini rivayet ediyor:
“Yeryüzünü sizin için düz kılan”
yani sergi kılan demektir.25

Mukatil, Vahidi ve İbn Ebi Zemeneyn de aynısını söylemiŞtir.26

El-Hasen el-Basri: Mehd: “Yaygı demektir” dedi.27

Begavi ve Kurtubi de “Sergi ve yaygı” olarak açıklamıŞtır.28

İbn Kesir: “Sabit, üzerine yerleŞilen yaygı demektir” der.29

Ragıb der ki: “Mehd: çocuk için hazırlanan yatak/beŞiktir… Mehd ve mihad, hazırlanan, üzerine basılan yerdir… mehedtu leke keza: sana Şunu hazırladım, düzledim demektir… imtehede’s-senam: devenin hörgücü beŞik gibi düz oldu demektir.30

Allah, yeryüzünü sizin için bir sergi (بِسَاطًا) yapmıştır. Ki, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz.(diye). (Nuh 71/19-20)

  • Kurtubi dedi ki: Allah, yeri sizin için bir sergi" gibi yayılmış halde" kılmıştır. Kurtubi (18/306)
  • Begavi “Sizin için yeri yayıp serdi” demektir” demiştir. Tefsiru’l-Begavi (8/231)
  • “Besate”: bir şeyi yaymak ve genişletmektir. Bazen bu her iki anlamda da kullanılır. Bazen de bu anlamlardan biri kastedilerek kullanılır. Besate’s-sevb: elbiseyi sermek anlamına gelir. Bisat: sergi de bu köktendir. Her serilen şey bisat adını alır. Bu yüzden Allah: “Yeryüzünü de sizin için yayan O’dur” (Nuh 19) buyurmuştur. Bu ayette geçen bisat, geniş yer demektir.” Ragıb, Mufradat (1/135)
  • İbn Kesir rahimehullah bu ayetin tefsirinde Şöyle dedi: “Yani yeryüzünü yayıp düzledi ve sağlam dağlarla onu sabitledi”

Yeryüzünü de yaydık (مَدَدْنَاهَا) ve orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik. (Kaf 50/7)

Katade dedi ki: “Yeri yaydık” diğer ayette: “Bundan sonra yeri yaydı” Bize anlatıldı ki: Şehirlerin anası Mekke’dir, yeryüzü Mekke’den uzatılarak yayılmıŞtır”43

Kurtubi der ki: İbn Abbas der ki:

Biz arzı su üzerinde yaydık, demektir. Nitekim yüce Allah bir baŞka yerde: “Bundan sonra da yeri yayıp döşedik” (en-Nâziât, 79/30) diye buyurmaktadır. Bir baŞka yerde de: ‘Yeri de yayıp döşedik, ne güzel düzleyicileriz biz” (ez-Zâriyât, 51/48) diye buyurmaktadır.

İŞte bu buyruklar yerin küresel olduğunu iddia edenlerin kanaatlerini reddetmektedir ki buna dair açıklamalar daha önceden (er-Ra’d, 13/3. âyetin tefsirinde) geçmiŞ bulunmaktadır.

Biz, yeryüzünü bir döşek (مِهَادًا), dağları da birer kazık yapmadık mı? (Nebe 78/6)

Tefsirler

Taberi İbn Abbas, İbn Mesud ve bir grup sahabeden, rivayet ediyorlar:

“Yeryüzünü size düzlük kılan”: Bu üzerinde yürünen döŞek ve yerleŞilen düzlüktür.”33

Katade dedi ki: “Yeryüzünü düzlük kılmadık mı” yani sergi kılmadık mı demektir.”34

El-Hasen dedi ki: “Yeryüzünü düzlük kılmadık mı”: yani yaygı demektir.35

İbn Teymiye dedi ki: “Allah Teâla Kitabında yeryüzünün yaygı, semanın onun üzerinde çadır gibi yuvarlak kubbe olduğunu yeryüzünün ise döŞek ve sergi (düz) kılındığını haber vermiŞtir.”36

Yere ve onu yayıp döşeyene (طَحَاهَا) andolsun. (Şems 91/6)

Tefsirler

İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: “Tahaha”: yaymak demektir.37

Hasen el-Basri ve Mucahid dedi ki: “Ve ma tahaha: yaymak demektir”38

İbn Zeyd dedi ki: “Tahaha serip yaymak demektir”39

ابن اَلدنذر عَن اَلضحاك مَثلو
Abd b. Humeyd, Ebu Salih’ten, İbn Munzir de Dahhak’tan: “tahaha” yaymak demektir dediklerini rivayet etmiŞlerdir.40

Taberi dedi ki: “Tahâhâ: yeryüzünün sağından ve solundan yayılmasıdır” demiŞtir.41 Begavi ve Vahidi de yaymak demek olduğunu belirtmiŞtir.42

Biz yeri genişçe yaydık (فَرَشْنَاهَا) ve onu pek de güzel düzenledik! (Zariyat 51/48)

Tefsirler

Bu ayette iki kelime dünyanın düzlüğüne delalet etmektedir: feraŞnaha ve el-mahidun.

Ragıb der ki: feraŞe: elbiseyi yaymaktır. Yayılan Şeye ferŞ ve firaŞ denir. Allah Şöyle buyurmaktadır: “O Rab ki yeri sizin için bir döşek yaptı” (Bakara 22) Yani yeryüzünü alçalttı ve onu üzerinde kalmanın imkansız olduğu bir tümsek kılmadı”31

Mahidun kelimesi ise bir önceki ayette mehd kelimesinin izahında geçmiŞti.

Kurtubi dedi ki: “Bu ayet dünyanın küre gibi olduğunu söyleyeni reddetmektedir”32

Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! (سُطِحَتْ)(Gaşiye 88/20)

Taberi, Katade’den Şöyle dediğini rivayet ediyor: “Yere bakmazlar mı, nasıl yayılıp döŞendi” yani serildi demektir.20 İsnadı hasendir.

İbn Ebi Hatim, Begavi, Vahidi, Sa’lebi, Sem’anî, Kurtubi ve İbn Kesir dediler ki: “Ve yerin nasıl yayılıp döŞendiğine” Yayılıp, uzatıldığına.21

İbn Adil dedi ki: “BeŞik haline getirildi, yani serildi ve uzatıldı” Bazıları buradan dünyanın küre Şeklinde olmadığına delil getirmiŞlerdir. İbnu’l-Hatib dedi ki: “Bu zayıf görüŞtür. Zira küre çok büyük olduğundan her kıtası satıh/düz zemin gibi olur”22

Derim ki, bu ve diğer ayetlerin zahiri dünyanın yayılmıŞ olduğuna, satıh Şeklinde olduğuna açıkça delalet etmektedir. Peki dünyanın küre Şeklinde olduğuna dair yorumlamalara ve zorlamalara iten sebep nedir? Dünyanın küre Şeklinde olduğunu bildiren ayet mi yoksa bir hadis mi var ki bu zorlamalara gidilmektedir? Bunun sebebi, kâfirlerin ve felsefecilerin dünyanın top gibi yuvarlak olduğuna dair açıklamalarıyla kafalarının karıŞmıŞ olmasıdır. Allah en iyi bilendir.

Ragıb, Müfredat’ta Şöyle der: “Sath; evin üstüdür. Satahtu’l-beyt, eve dam yaptım, satahtu’l-mekan, yeri dam gibi dümdüz yaptım demektir. “Bakmıyorlar mı yere nasıl dümdüz edilmiŞ?” insatahu’r-Raculu: adam sırt üstü uzandı demektir. Kahine “satih” denmesi bir deri parçasını serdiğinden dolayıdır. Mistah: çadıra kendisiyle çatı yapılan direktir. Satahtu’s-seridete fi’l-kas’ati: tiridi tasa yaydım demektir.23

İbn Atiyye Şöyle demiŞtir: “Ayetin zahiri dünyanın düz olduğunu, küre Şeklinde olmadığını göstermektedir. İlim ehlinin görüŞü de budur. Küre Şeklinde olduğuna dair görüŞ, her ne kadar dinin rükünlerinden bir rüknü eksiltmese de Şeriat alimlerinin sabit bulmadığı bir görüŞtür.”24

İşte bundan sonra arzı yayıp döşedi (دَحَاهَا). (Naziat 79/30)

  • Taberi, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Kabe, dünya yaratılmadan iki bin sene önce su üzerinde dört direk üzerine kuruldu. Sonra yeryüzü kabenin altından yayıldı” Hasen. Taberi (3/61, 24/208) Ebu’ş-şeyh el Azamet (4/1381)
  • Taberi, Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Allah kabeyi yeryüzünü yaratmadan iki bin sene önce yarattı, dünyayı da oradan yaydı” Hasen. Taberi (24/208) Beyhaki Şuab (3/431) İbn
    İshak es-Siyra (1/27)
  • Katade dedi ki: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” dehâhâ; yayıp sermek demektir. Hasen. Taberi (24/210)
  • Suyuti, Durru’l-Mensur’da dedi ki: Abd b. Humeyd ve İbn Ebi Hatim İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyorlar: “Bir adam İbn Abbas’a dedi ki: Allah’ın kitabında iki ayet bir birine muhalif” İbn Abbas radıyallahu anhuma: “Sen bunu ancak görüşünle söylüyorsun, oku bakalım” dedi. Adam: “De ki: "Arzı iki günde yaratan Allah'ı siz mi inkâr ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz?” (Fussilet 9) ayetinden “Çeşitli rızıklarını arayıp soranlar için tam dört günde takdir etmiş, sonra yaratmak için, gaz halinde bulunan gökyüzüne yönelmiştir” (Fussilet 11) ayetine kadar okudu. Sonra da “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” (Naziat 30) ayetini okudu. İbn Abbas radıyallahu anhuma Ģöyle cevap verdi: “Yer, gök yaratılmadan önce yaratıldı. Sonra sema yaratıldı, sonra yer, sema yaratıldıktan 9 sonra yayıldı. Dehaha sözü ancak yaymak, sermek demektir.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • İbn Munzir İbrahim en-Nehai’den rivayet ediyor: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı”: Dünya Mekke’den yayılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • Katade dedi ki: “Bana ulaştığına göre dünya Mekke’den yayılmıştır. Sahih. Taberi (11/531) Abdurrazzak Tefsir (2/213)
  • Abd b. Humeyd, Ata’dan rivayet ediyor: “Bana ulaştığına göre dünya kabe’nin altından yayılıp uzatılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)

Kaynak: http://ateistcanavar...n_duz_olusu.pdf

Iraklı astronomi araştırmacısı Fadhel Al-Sa'd 2011'de katıldığı bir TV programda yerin düz olduğunu savundu.

Yeryüzünün şekline ilişkin ayetlerin analizi:

BAa4L.jpg

Mûsâ, “O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer düşünüyorsanız bu, böyledir” dedi. (Şuara 26/28)

Doğu da, Batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (Bakara 2/115)

Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik. (Kehf 18/86)

Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu. (Kehf 18/90)

  • Güneş Arş’ın altında secde yapmaya gider; bu maksatla izin ister, kendisine izin verilir. Secde
    edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi
    yakındır. O vakit kendisine: ”Geldiğin yere dön!” denir. Böylece battığı yerden doğar.”
    (Buhari, Tefsir Ya-sin 1, Bed’ul-Halk 4, Tevhid 22,23, Müslim, İman 250, (159), Tirmizi, Tefsir, Ya-sin, 4225)

Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik. (Lukman 31/10)

Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. (Yasin 36/40)

Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay'ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu Allah'tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O'nundur. Allah'ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. (Fatır 35/13)

Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. (Zümer 39/5)

Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir. (Yasin 36/38)

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler (Enbiya 33)

c6j7.jpg

165218_577184285635679_194102120_n.jpg

Bakara suresi-29.ayet

29. O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan sonra (ثُمَّ) göğe yönelip onları yedi gök

halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Fussilet suresi-12. ayet

12.Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

7gkeskiyazlufakju9.jpg

Bence Kuran'ın ilkel evren modelini görmemek için kör olmak lazım. İman da tıpkı aşk gibi gözleri kör eden bir marazdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özetle ayetlerde geçen satıh, sergi, döşek, beşik, yaygı, medd-i arz gibi tasvirleri inceleyen Taberi, İbni Abbas, İbni Kesir, Kurtubi, Celaleddin Suyuti, Ragıb el-Isfahani, Vehhabi müftü Abdulaziz bin Baz gibi alimler "Kuran'a göre dünya düzdür" sonucunu çıkarmışlar. Ayetleri dürüstçe analiz ettiğimizde, parçaları birleştirdiğimizde Muhammed'in düz Dünya'sıyla yüzleşiriz. Bu tevil götürmez bir gerçek.

Bizim Türk Müslümanları ise hâlâ "ayetler bunlar ama anlamları farklı" deyu başını kuma gömmeye, birkaç ilahiyatçının keyfi yorumuyla avunmaya devam ediyor ne yazık ki. Ama avunmak da bir yere kadar. İnternet kullanımı yaygınlaştıkça elbet bir gün bu avuntular yeni nesiller için tatmin edicilikten çok uzak olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

l1Vsy1Z.jpg

  • Taberi, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Kabe, dünya yaratılmadan iki bin sene önce su üzerinde dört direk üzerine kuruldu. Sonra yeryüzü kabenin altından yayıldı” Hasen. Taberi (3/61, 24/208) Ebu’ş-şeyh el Azamet (4/1381)
  • Taberi, Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyor: “Allah kabeyi yeryüzünü yaratmadan iki bin sene önce yarattı, dünyayı da oradan yaydı” Hasen. Taberi (24/208) Beyhaki Şuab (3/431) İbn
    İshak es-Siyra (1/27)
  • Katade dedi ki: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” dehâhâ; yayıp sermek demektir. Hasen. Taberi (24/210)
  • Suyuti, Durru’l-Mensur’da dedi ki: Abd b. Humeyd ve İbn Ebi Hatim İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet ediyorlar: “Bir adam İbn Abbas’a dedi ki: Allah’ın kitabında iki ayet bir birine muhalif” İbn Abbas radıyallahu anhuma: “Sen bunu ancak görüşünle söylüyorsun, oku bakalım” dedi. Adam: “De ki: "Arzı iki günde yaratan Allah'ı siz mi inkâr ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz?” (Fussilet 9) ayetinden “Çeşitli rızıklarını arayıp soranlar için tam dört günde takdir etmiş, sonra yaratmak için, gaz halinde bulunan gökyüzüne yönelmiştir” (Fussilet 11) ayetine kadar okudu. Sonra da “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı” (Naziat 30) ayetini okudu. İbn Abbas radıyallahu anhuma Ģöyle cevap verdi: “Yer, gök yaratılmadan önce yaratıldı. Sonra sema yaratıldı, sonra yer, sema yaratıldıktan 9 sonra yayıldı. Dehaha sözü ancak yaymak, sermek demektir.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • İbn Munzir İbrahim en-Nehai’den rivayet ediyor: “Bundan sonra da yeryüzünü yaydı”: Dünya Mekke’den yayılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)
  • Katade dedi ki: “Bana ulaştığına göre dünya Mekke’den yayılmıştır. Sahih. Taberi (11/531) Abdurrazzak Tefsir (2/213)
  • Abd b. Humeyd, Ata’dan rivayet ediyor: “Bana ulaştığına göre dünya kabe’nin altından yayılıp uzatılmıştır.” Durru’l-Mensur (8/412)

UJrMk4M.jpgZO8t5q2.jpg

Kaynak: Dünya ve Kubbesi, Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî

http://ateistcanavar...n_duz_olusu.pdf

tarihinde Tasvir-i Efkar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...