Jump to content

Soykırım tartışmaları üzerine...


Recommended Posts

İlginç bir tarihi dönemden geçiyoruz. Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek üzere kollarını sıvamışlar. Devletçi ekonomilere tahammülleri yok. Ortadoğu coğrafyasının tüm zenginliklerini özelleştirmek peşindeler.

Kuzey afrikayı, ırak'ı hallettiler. Sıra Suriye'de İran'da veee de Türkiye'de. Türkiye'de tamamen teslim olmuş bir iktidar yetmiyor. Böyle bir iktidar olsa bile bu iktidarın toprak vermeye gücü yetmez.

Mesele ortadoğu halklarının sorunlarını barış içinde çözüme kavuşturabilme meselesidir. Bunu en iyi emperyalistleri işin içine katmadan doğrudan görüşmelerle halletmek mümkün. Ancak Tarihi kavgalar, toprak almalar, imparatorluk kurmalar eski dönemlerde olağan şeylerdi. Güçlü ordular güçsüzlerin topraklarını işgal eder. Halkını köle eder. Mallarına savaş ganimeti diye el koyarlardı. Böyle olduğu için dünyanın her yerinde göçler, öldürmeler, soykırımlar vs olmuştur. Bunları intikam mantığı ile çözüme kavuşturmak mümkün değildir. Bütün etnik kökenlerin yerleri yurtları birbirine karışmıştır. En eskiyi bulmak, en eski etnik kökeni de bulup bunları buluşturmak mümkün değildir. En doğru çözüm Bütün ekilebilir arazileri üretim aracı kabul edip kamulaştırmak. Herkesin malı yapmaktır. Bunu da ancak sosyalist bir iktidar yapabilir. Ufukta sosyalist bir iktidar görünmemekte, dolayısıyla sovyetlerde olduğu gibi bir uzlaşı olanağı da görünmemektedir. Hoş sovyetler de bu işi beceremedi ama. Fazla patırtı gürültü olmadan dağıldılar.

Diyeceğim o ki bu kritik dönemde emperyalistlerin oyununa gelip eski yaraları kaşımamak gerek. Halklar arasında düşmanlık duygularını körüklememek gerek. Artık güç ile, top ile tüfek ile toprak kazanmak, toprağın üzerine konmak vs devri kapandı. İster kapitalist ilişkiler içinde, ister sosyalist ilişkilerle barış içinde sorunlarımızı emperyalistleri işin içine katmadan çözebilmeyi başarmalıyız.

Sevgiler.

İki sınıf var, biri diğerini kullanmakla yetinmiyor, onu yok ediyor.

Bilinçsizleştiriyor, çaresizleştiriyor yani.

Ama yaptığının kendini yok etmek olduğunun bile farkında değil, diyalektik bilmiyor çünkü.

Basit bir örnek;

daha fazla kâr için daha az ücret vermek sonunda hiç kâr edememesine mal oldu egemen sınıfın, bu ise sonunu görmesini sağladı gariplerin.

Fakat haklılar, başka çareleri yok, güçsüzler ve güçsüz bırakmak zorundalar ama fasit daire işte, kendileri daha da güçsüzleşti işin sonunda.

Bu işler çok karışık değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 64
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Sayın drekinci

Devletçi ekonomiler sadece sosyalist sistemlerde yok sizde biliyorsunuz ki.

Dediğiniz gibi garip bir tarihi dönemden geçiyoruz.

Öyle bir bilgi kirliliği var ki burada yazan kişilerden bile emperyal-kapitalist ayrımı yapamayan insanlar.

Kapitalist olan insanları emperyal maşalığı yapmakla suçluyorlar.

Fakat kendileri, tarihi gerçekleri emperyal düzenine göre değiştirirken hiç bir sakınca görmüyorlar.

Sizce de, önce aramızda ki bu çürük yumurtaları temizlememiz gerekmiyor mu?

Bu tiplere ne dendiğini eminim benden çok daha iyi biliyorsunuzdur.

Saygılar.

Hem kapitalist, hem de anti-emperyalit nasıl olunuyor bi' anlatın da öğrenelim.

Çok merak ediyorum, öğrenirsem belki ben de öyle olurum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hem kapitalist, hem de anti-emperyalit nasıl olunuyor bi' anlatın da öğrenelim.

Çok merak ediyorum, öğrenirsem belki ben de öyle olurum.

33-38 arası ekonomi politikalarını incelerseniz öğrenirsiniz.

Ama öyle olmanızın imkanı yok.

Sizden bu saatten sonra olsa olsa liboş olur.

Çünkü görünüşe göre o yolun yolcususunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

33-38 arası ekonomi politikalarını incelerseniz öğrenirsiniz.

Ama öyle olmanızın imkanı yok.

Sizden bu saatten sonra olsa olsa liboş olur.

Çünkü görünüşe göre o yolun yolcususunuz.

Çok ilginç, hani şu Turgut Özal'ı, Tansu Çiller'i, Recep Tayyip'i başa geçiren politikaları mı inceleyeyim?

Adnan'ı, Süleyman'ı ve falan ile filanı geçiyorum.

Hitler falan diyeceğim de alınacaksın, garip kalacaksın.

Bence sen incele o dönemi bir kez daha ama bu sefer avrupa'da ne oluyormuş o esnada ona da bak, faydası olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok ilginç, hani şu Turgut Özal'ı, Tansu Çiller'i, Recep Tayyip'i başa geçiren politikaları mı inceleyeyim?

Adnan'ı, Süleyman'ı ve falan ile filanı geçiyorum.

Hitler falan diyeceğim de alınacaksın, garip kalacaksın.

Bence sen incele o dönemi bir kez daha ama bu sefer avrupa'da ne oluyormuş o esnada ona da bak, faydası olabilir.

Sen ne tür hezeyanlar içindesin böyle okuyunca gözlerim açıldı.

İncelemen gereken insan prof. Orlov ve beraberinde gelen iktisat heyeti.

Bu ne saçmalık böyle sana 33-38 diyorum.

Demirel, Tayyip? Kafa güzel herhalde.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili gestep.

Emperyalizm, kapitalizmin son aşamalarında ortaya çıkar. Kapitalist ilişkilerin filizlenip geliştiği ülkelerde bir süre sonra ulusal pazar, kapitalistlere yetmez olur. Birbirlerinin pazarlarına göz dikerler. Önceleri savaşarak başka ülkelerin pazarlarını ele geçirmek istediler. Kapitalist sistem iki büyük pazar paylaşım savaşı yaşadı. Gördüler ki savaşların astarı yüzünden pahalıya mal oluyor. Kapitalist ilişkilerden vazgeçmeden. Hem kendi pazarlarını, hem sömürdüğü ülkelerin pazarlarını birbirlerine açmaya başladılar. Globalizm, neoliberalizm işte budur. Kapitalizm paylaşım savaşlarına girmişken Birincisinde sovyetler, ikincisinde Çin, kapitalist ilişkilerden koptu. vs

Yani Tarih sınıf savaşları ve mücadeleleri tarihidir ama kapitalistler de kar uğruna, pazar uğruna birbirleri ile savaşırlar.

Gelelim Türkiye ye, Emperyalist bir imparatorluğun parçalanıp bir sürü ulus devlete bölünürken. Anadolu coğrafyasında da Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Değil emperyalist, olmak kendi bağımsız varlığını bile sürdürmek kaygısındaydı. Ekonomik düzen olarak da karma ekonomiyi seçti. Devletçi politikalar ile emperyalizmden bağını koparmaya çalıştı, devlet eli ile burjuva oluşturarak nispeten ulusal kapitalist bir ülke olma yoluna girdi. Yokyaa nın bahsetmek istediği zannedersem 1933-1938 arası ekonomi politikalardır. Kamu iktisadi kuruluşları ile emperyalizme karşı durmaya çalıştı. Yine devlet eli ile burjuva yaratarak ülke kalkınmasını kapitalist yoldan olmasına karar verdiler. Daha doğrusu İzmir İktisadi Kongresinde bu yönde bir karar çıktı.

Genel olarak konjonktüre uygun bir karar idi. Sosyalizmi inşa edecek ne bir işçi sınıfı, ne de modern bir burjuva sınıfı yoktu. Elde olanların en akılcı kullanımıydı. Sovyetler ile iyi ilişkiler geliştirmek de istiyordu.

Vel hasıl bu günlere geldik. Kapitalist-Emperyalistler Sermaye ihracı ile her ulusun pazarını sömürüyorken. Artık silah kullanmaya ihtiyaç duymazken. ABD Kapitalizmin jandarması olmaya başladı. Diğer kapitalist ülkeleri de yanına alarak (G8) Artık dünyaya silah zoru ile şekil verme yoluna saptı. Bu şekilde davranmaya sovyetler dağıldıktan sonra daha fazla gözü kapalı girdi. Ulusal pazarını kaptığı her ülkeye güya koruma amacıyla üs'ler, füze kalkanları vs yerleştirdi. Aslında bu üsler yerleştirdiği ülkeye karşı da kullanılabilecek üslerdir. Bu nedenle bu üsleri kapatmak bile başlı başına bir risk olmaya başladı.

Özetle diyeceğim o ki. Kapitalist ilişkilerle kalkınmaya çalışan bir ülke, antiemperyalist olabilir. Pek çok 3. dünya ülkesi bu durumdadır. Her kapitalist ülkeye emperyalist demek hata olur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili gestep.

Emperyalizm, kapitalizmin son aşamalarında ortaya çıkar. Kapitalist ilişkilerin filizlenip geliştiği ülkelerde bir süre sonra ulusal pazar, kapitalistlere yetmez olur. Birbirlerinin pazarlarına göz dikerler. Önceleri savaşarak başka ülkelerin pazarlarını ele geçirmek istediler. Kapitalist sistem iki büyük pazar paylaşım savaşı yaşadı. Gördüler ki savaşların astarı yüzünden pahalıya mal oluyor. Kapitalist ilişkilerden vazgeçmeden. Hem kendi pazarlarını, hem sömürdüğü ülkelerin pazarlarını birbirlerine açmaya başladılar. Globalizm, neoliberalizm işte budur. Kapitalizm paylaşım savaşlarına girmişken Birincisinde sovyetler, ikincisinde Çin, kapitalist ilişkilerden koptu. vs

Yani Tarih sınıf savaşları ve mücadeleleri tarihidir ama kapitalistler de kar uğruna, pazar uğruna birbirleri ile savaşırlar.

Gelelim Türkiye ye, Emperyalist bir imparatorluğun parçalanıp bir sürü ulus devlete bölünürken. Anadolu coğrafyasında da Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Değil emperyalist, olmak kendi bağımsız varlığını bile sürdürmek kaygısındaydı. Ekonomik düzen olarak da karma ekonomiyi seçti. Devletçi politikalar ile emperyalizmden bağını koparmaya çalıştı, devlet eli ile burjuva oluşturarak nispeten ulusal kapitalist bir ülke olma yoluna girdi. Yokyaa nın bahsetmek istediği zannedersem 1933-1938 arası ekonomi politikalardır. Kamu iktisadi kuruluşları ile emperyalizme karşı durmaya çalıştı. Yine devlet eli ile burjuva yaratarak ülke kalkınmasını kapitalist yoldan olmasına karar verdiler. Daha doğrusu İzmir İktisadi Kongresinde bu yönde bir karar çıktı.

Genel olarak konjonktüre uygun bir karar idi. Sosyalizmi inşa edecek ne bir işçi sınıfı, ne de modern bir burjuva sınıfı yoktu. Elde olanların en akılcı kullanımıydı. Sovyetler ile iyi ilişkiler geliştirmek de istiyordu.

Vel hasıl bu günlere geldik. Kapitalist-Emperyalistler Sermaye ihracı ile her ulusun pazarını sömürüyorken. Artık silah kullanmaya ihtiyaç duymazken. ABD Kapitalizmin jandarması olmaya başladı. Diğer kapitalist ülkeleri de yanına alarak (G8) Artık dünyaya silah zoru ile şekil verme yoluna saptı. Bu şekilde davranmaya sovyetler dağıldıktan sonra daha fazla gözü kapalı girdi. Ulusal pazarını kaptığı her ülkeye güya koruma amacıyla üs'ler, füze kalkanları vs yerleştirdi. Aslında bu üsler yerleştirdiği ülkeye karşı da kullanılabilecek üslerdir. Bu nedenle bu üsleri kapatmak bile başlı başına bir risk olmaya başladı.

Özetle diyeceğim o ki. Kapitalist ilişkilerle kalkınmaya çalışan bir ülke, antiemperyalist olabilir. Pek çok 3. dünya ülkesi bu durumdadır. Her kapitalist ülkeye emperyalist demek hata olur.

Sevgiler.

Arkadaşım sen okumayı pek sevmiyorsun anlaşılan.

Daha önce de böyle yapmıştın, başını bilmeden sonundan başlayınca komik oluyorsun. Buradaki "atatürkçü" arkadaşların sempatisini kazanmktan başka işe yaramıyor gördüğün iş.

Komik.

Kapitalizmin dinamiklerinden haberdarsan eninde sonunda olacak olanı görebilirsin ve hiçbir kapitalistin emperyalizm dışında kalamayacağını da bilebilirsin.

Kapitalistlerin çok iyi bildiği şey "durursan düşersin" mottosudur.

Durulamayacağına göre...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşım sen okumayı pek sevmiyorsun anlaşılan.

Daha önce de böyle yapmıştın, başını bilmeden sonundan başlayınca komik oluyorsun. Buradaki "atatürkçü" arkadaşların sempatisini kazanmktan başka işe yaramıyor gördüğün iş.

Komik.

Kapitalizmin dinamiklerinden haberdarsan eninde sonunda olacak olanı görebilirsin ve hiçbir kapitalistin emperyalizm dışında kalamayacağını da bilebilirsin.

Kapitalistlerin çok iyi bildiği şey "durursan düşersin" mottosudur.

Durulamayacağına göre...

Hadi ordan, çok bilmişlik yapma.

Lenin'in-Stalin'in döneminde kalmış ucubelersiniz.

Bitti artık vahşi kapitalizm- açık emperyalizm. Şimdi yeni sömürgecilik var, entegrasyon var.

Kapitalist olmakla emperyalist olunmuyor.

Sana zorla kazık atıp, sömüren yok. İşine gelenden alırsın, gelmeyenden almazsın.

Bir yığın ileri düzeyde kapitalist ülke var, emperyalist ilişkiler içinde olmayan-olamayan.

Onlar yapamıyorsa, Türkiye gibi küçük ölçekli kapitalist sistemlere sahip olanlar hiç yapamaz.

Dün sömürü olmadığını iddia eden, şimdi kalkmış sapkın solculuk taslamaya...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi ordan, çok bilmişlik yapma.

Lenin'in-Stalin'in döneminde kalmış ucubelersiniz.

Bitti artık vahşi kapitalizm- açık emperyalizm. Şimdi yeni sömürgecilik var, entegrasyon var.

Kapitalist olmakla emperyalist olunmuyor.

Sana zorla kazık atıp, sömüren yok. İşine gelenden alırsın, gelmeyenden almazsın.

Bir yığın ileri düzeyde kapitalist ülke var, emperyalist ilişkiler içinde olmayan-olamayan.

Onlar yapamıyorsa, Türkiye gibi küçük ölçekli kapitalist sistemlere sahip olanlar hiç yapamaz.

Dün sömürü olmadığını iddia eden, şimdi kalkmış sapkın solculuk taslamaya...

Nazik üslubun bitiriyor beni ama o kadar bilinçsizsin, o kadar her bi' şeyi çözmüşsün ki garipsemiyorum artık.

Devam.

Kapitalizm ne, ondan haberin yok, "kazık atmayandan al" diyebiliyorsun doğal olarak.

Çok eğleniyorum sizin gibileri görünce, moralleniyorum.

Ve tekrar:

Tüm kapitalistler emperyalisttir, emperyalist olmadığını iddia eden kapitalistler ya kafa buluyordur ya da ne yaptığının farkında değildir.

İki dakkika materyalist olun, hem Heraklitos kadar bile olsanız yeter.

Yazık.

Adamın biri senin gibisine bi' şeyler anlatmış, buradan buyur http://www.itusozluk.com/goster.php/kapitalizmin+son+evresi/@5907454

tarihinde gestep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kapitalizmin dinamiklerinden haberdarsan eninde sonunda olacak olanı görebilirsin ve hiçbir kapitalistin emperyalizm dışında kalamayacağını da bilebilirsin.

Kapitalistlerin çok iyi bildiği şey "durursan düşersin" mottosudur.

Durulamayacağına göre...

Sevgili gestep. Kapitalizm sömürü düzenidir. Her sömürüye emperyalizm dersen sapı samana karıştırmış olursun. Emperyalizm merkezi kapitalist ülkelerin diğer zayıf (tarımı ve sanayisi yeterince gelişmemiş) ülkeleri sömürmesidir. Yani emperyalizmde sınıfsal sömürü değil, uluslararası sömürü vardır. Evet her kapitalistin biti kanlandıkca kendi ülkesinin pazarı yetmedikçe başka ülkelerin pazarlarına göz diker. Ancak atı alan Üsküdarı geçmiştir. Artık gelişmiş kapitalist ülkelerin pazarlarını serbest rekabet ile ele geçirmek mümkün değildir. Hatta kendi ülkenin pazarı da emperyalistlere açıldığı için değil gelişmek hızla iflasa doğru giderler. Ancak Örneğin Türkiye yi ele alalım. Kendinden geri ülkelere mal ve hizmet götürerek onları sömürebilir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili gestep. Kapitalizm sömürü düzenidir. Her sömürüye emperyalizm dersen sapı samana karıştırmış olursun. Emperyalizm merkezi kapitalist ülkelerin diğer zayıf (tarımı ve sanayisi yeterince gelişmemiş) ülkeleri sömürmesidir. Yani emperyalizmde sınıfsal sömürü değil, uluslararası sömürü vardır. Evet her kapitalistin biti kanlandıkca kendi ülkesinin pazarı yetmedikçe başka ülkelerin pazarlarına göz diker. Ancak atı alan Üsküdarı geçmiştir. Artık gelişmiş kapitalist ülkelerin pazarlarını serbest rekabet ile ele geçirmek mümkün değildir. Hatta kendi ülkenin pazarı da emperyalistlere açıldığı için değil gelişmek hızla iflasa doğru giderler. Ancak Örneğin Türkiye yi ele alalım. Kendinden geri ülkelere mal ve hizmet götürerek onları sömürebilir.

Sevgiler.

Kapitalizmden bahsediyorsun ve ülkelerin tutumundan dem vuruyorsun, iyi misin?

Emperyalizm santralize olmuş mali ve sınayi sermayenin adıdır.

Tekelleşmiş kapitalizme emperyalizm adını takmışlar, neyin peşindeyiz?

Bir takım "gariban" kapitalist tekel oluşturamadı diye onlara antiemperyalist mi diyeceğiz?

Kapitalistlerin ne ulus, ne toplum, ne de ona benzer bir sorunu vardır.

Merak ediyorsan tek sorunları "verimlilik", yani daha fazla kâr etmek, çünkü başka şansları yok oldukları yeri daha fazla işgal için.

Ve tüm işgalciler gibi ölümü göze almışlardır, öldürmeyi mi umursayacaklar.

Komikçilik yapmayın.

tarihinde gestep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Solcunun salağı insanlar arasındaki doğal-zorunlu ticaret ilişkilerini bile emperyalizm sanandır.

Ya da kalıpsal düşünen salaklarımız da çoktur. Örneğin kapitalist sisteme özgü üretim yöntemlerini kullanıyorsan, mecburen antiemperyalist olamazsın.

Vay be! Termodinamiğin kanunları gibi yani, öyle mi!

Demek ki ben mülkiyet sahibiysem, örneğin parfüm üretiyorsam, asla antiemperyalist olamam. "Açın kapıları, sömüren sömürsün, işgal eden etsin" öyle mi?!

Kafaya bakınız. Bu kafa,"ama sen yarın dışarıya da satmak isteyeceksin" diyor. Elbette isteyeceğim. Hatta belki satabilmek için, içe sattığımdan daha düşük fiyat da koyacağım.

Şimdi emperyalist mi oldum?

Emperyalizm yayılmacılıktır. Yayıldığı pazarları parsellemektir. Oraya başkalarını sokmamaktır. Oradakileri iktisadi, siyasi olarak kendine bağlamaktır, istediği gibi kullanmaktır. Oranın kaynaklarını dilediği gibi kullanabilmektir. Sana sormadan önemli bir iş yapamayacak hale getirmektir.

Ben mesela Bulgaristan'a parfüm satınca bunlara sahip oluyor muyum? Olmuyorsam, olmama olanak yoksa emperyalist zihniyet ve ilişki de yoktur, olamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Solcunun salağı insanlar arasındaki doğal-zorunlu ticaret ilişkilerini bile emperyalizm sanandır.

Ya da kalıpsal düşünen salaklarımız da çoktur. Örneğin kapitalist sisteme özgü üretim yöntemlerini kullanıyorsan, mecburen antiemperyalist olamazsın.

Vay be! Termodinamiğin kanunları gibi yani, öyle mi!

Demek ki ben mülkiyet sahibiysem, örneğin parfüm üretiyorsam, asla antiemperyalist olamam. "Açın kapıları, sömüren sömürsün, işgal eden etsin" öyle mi?!

Kafaya bakınız. Bu kafa,"ama sen yarın dışarıya da satmak isteyeceksin" diyor. Elbette isteyeceğim. Hatta belki satabilmek için, içe sattığımdan daha düşük fiyat da koyacağım.

Şimdi emperyalist mi oldum?

Emperyalizm yayılmacılıktır. Yayıldığı pazarları parsellemektir. Oraya başkalarını sokmamaktır. Oradakileri iktisadi, siyasi olarak kendine bağlamaktır, istediği gibi kullanmaktır. Oranın kaynaklarını dilediği gibi kullanabilmektir. Sana sormadan önemli bir iş yapamayacak hale getirmektir.

Ben mesela Bulgaristan'a parfüm satınca bunlara sahip oluyor muyum? Olmuyorsam, olmama olanak yoksa emperyalist zihniyet ve ilişki de yoktur, olamaz.

Ah be akıllı çocuk, sen sat parfümünü.

"Doğal-zorunlu ticaret" demek, ah be küçük çocuğum.

Tarihe materyalist bakmayı öğrenemediğin için oluyor bunların hepsi ama neye materyalist bakabiliyorsun ki...

Ah be ahlaksız çocuğum, zavallıcığım.

tarihinde gestep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ah be akıllı çocuk, sen sat parfümünü.

"Doğal-zorunlu ticaret" demek, ah be küçük çocuğum.

Tarihe materyalist bakmayı öğrenemediğin için oluyor bunların hepsi ama neye materyalist bakabiliyorsun ki...

Ah be ahlaksız çocuğum, zavallıcığım.

Kimin zavallı, kimin çocuk olduğu ortada!

Senin niyetin kapitalizm karşıtlığı değil, antiemperyalizm karşıtlığı. Kime yutturuyorsun? Yemiyoruz artık bu liboş numaralarını.

Meselelere materyalist bakmak yetmez, diyalektik de bakacaksın. Öyle bakamadığın için böyle saçmalamaktasın işte.

Tarihte emperyalistlere karşı verilen mücadelelere baktığında çoğunda sosyalist öncülük göremezsin.

Bu sapkın zihniyetler, neticede konuyu Kurtuluş Savaşının antiemperyalist bir savaş olmadığı zırvasına getirir.

Asıl niyet odur zaten. Solculuk, liberallik hikayedir. Amaç, yurtseverliği zayıflatmak, Atatürk sevgisini yoketmeye çalışmak, halkın birliğini bozmaktır.

Bütün liboşların izledikleri yönteme bakın, genelde aynıdır. Çünkü benzer kaynaklardan beslenirler. Oralardan şarz olur, buralarda boşalırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimin zavallı, kimin çocuk olduğu ortada!

Senin niyetin kapitalizm karşıtlığı değil, antiemperyalizm karşıtlığı. Kime yutturuyorsun? Yemiyoruz artık bu liboş numaralarını.

Meselelere materyalist bakmak yetmez, diyalektik de bakacaksın. Öyle bakamadığın için böyle saçmalamaktasın işte.

Tarihte emperyalistlere karşı verilen mücadelelere baktığında çoğunda sosyalist öncülük göremezsin.

Bu sapkın zihniyetler, neticede konuyu Kurtuluş Savaşının antiemperyalist bir savaş olmadığı zırvasına getirir.

Asıl niyet odur zaten. Solculuk, liberallik hikayedir. Amaç, yurtseverliği zayıflatmak, Atatürk sevgisini yoketmeye çalışmak, halkın birliğini bozmaktır.

Bütün liboşların izledikleri yönteme bakın, genelde aynıdır. Çünkü benzer kaynaklardan beslenirler. Oralardan şarz olur, buralarda boşalırlar.

Ben senin sevdiğin yurdu zaten sevmem kaplan.

"Diyalektik" demişsin de hangisinden bahsetmişsin çözemedim.

İşine gelmeyene "sapkın" diyerekten müslümanlarla fark yaratamamışsın, yoksa pek fark yok mu aranızda?

İki satır yazıda bilmem kaç kere söven ufacık çocuk bile değildir gözümde, kaplandır.

Umuyorum anlayabildin, diyalektik falan biliyorsun ya, soyutlarsın.

Yaa şeytan gördün di' mi, halımız bu.

tarihinde gestep tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...