Jump to content

Hz. Süleyman kimdir?


Recommended Posts

*Aşağıdaki yazılanlar Büyük Larousse ansiklopedisinden tamamen alıntıdır.(Cilt 21 Sayfa No:10906)

SÜLEYMAN ibr Şelomo, İbraniler'in üçüncü kralı (İ.Ö. 970'e doğr. - 931). Davut ile Batşeba'nın oğlu.

Anasının çevirdiği dolaplar sayesinde muazzam bir mirasa kondu ve bunu korumayı bildi. Servetini güvenlik altına

almak için surlar yaptırdı. Süvari birlikleri ve savaş arabalarıyla ordusunu destekledi.Askeri gücünü yanlız siyasetini

kabul ettirmek için değil. Mısır ve Fenike ile karlı bağlantılar için kurmak içinde kullandı. Tir kralı Hiram ile ticari

ilişkilere girdi ve onun yardımıyla, ibrani ülkesine refah getirecek olan bir ticaret filosu kurdu.Ne var ki, ülkeye akan

servetin büyük bir bölümü kralın derbedesine ve kralın büyük inşaatlara gidiyordu.Yedi yılda bitirilen(969'a doğru-962'ye

doğru)Yehova tapınağı'nın("Birinci Tapınak") görkemini Kutsal Kitap yazarı anlata anlata bitiremez.Ama bütün bu masraflar

halkı büyük bir yük altında bırakıyordu;angaryaların ardı arkası kesilmiyor, vergiler günden güne artıyordu.Güney

kabilelerinin ayrıcalıklı durumu(özel bir statüleri vardı ve memurlarla saray erkanları onlar arasından seçiliyordu)Kuzey

kabileleri arasında hoşnutsuzluk yaratmıştı.İsyan heran patlamak üzereydi. Nitekim krallık Süleyman ölünce ikiye bölündü.

-Ed. Kuran'ın ve islam kaynaklarının Süleymanla ilgili olarak verdiği bilgiler özellikle divan edebiyatı yapıtlarını büyük ölçüde

besledi. Dinsel-destansı yaşamını konu edinen yapıtlar (Süleymanname, XV. yy. Uzun Firdevsi; Kitab-ı Süleymaniye, 1551,

Hamdi vd.) yazıldı. Bu edebiyatta anlatılanlara göre Süleyman kuşların, hayvanların dilini anlıyor, onlara ve cinlere sözünü

geçiriyordu. Veziri bilgeliği ile ünlü Asaf'tı. Güzelliğini hüthütten öğrendiği ve rüzgara emrederek tahtıyla birlikte yanına

getirttiği Belkıs ile evlendi.Karıncaların beyi ona bir çekirgenin budunu armağan etti, budun yarısı Süleman'ın ordusunu

doyurdu.Emrinde çalışan cinleri izlerken öldü. Bu sırada bir kurtçuk, dayandığı asayı kemiriyordu.Cinlerin tamamlamakta

olduğu yapı sona erince peygamber yere yığıldı ve öldüğü ancak ozaman anlaşıldı.

-Giz. bil. Melek Rafael'in (İsrafil) Süleyman'a üzerinde iblisleri denetim altına almayı sağlayan bir mühür bununan bir yüzük

verdiğine inanılır.Yahudi-Hristiyan geleneğine bağlı batı gizli bilimlerinde bir çok büyü kitabı ve büyü anahtarı Süleyman'ın

adıyla anılır. İç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşan bir Hegzegram olan Süleyman mührü, bir çok yazar tarafından

hermesçiliğin bir özeti niteliğindedir.

////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Görüldüğü üzere Müslümanlara göre Peygamber, Yahudi-Hristiyan inancına göre büyücü, ama aslında nasıl biri olduğunu

bu yazıda apaçık görüyoruz.

"Tanrı varsa vardır yoksa yoktur neden inanmak zorundayım"

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 68
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

solomon efendi kudüsdeki yahudi eşrafından biridir :)

pek çok hayır yapmış ki kerata, ismi bir (kendisinin yaptırması da ayrı bir muamma) tapınakla anılmaktadır.

efenim böylelerine bizim oralarda hem de "poliglot" diyorlar. yani bilmediği lisan yoktur. şimdinin ingilizce, rusça mesabesindeki o zamanın kuş, it, börtü-böcek dillerini bilirmiş. pipisinin keyfine göre rüzgara emir verir sağdan sola estirirmiş. bir keresinde de "inşiallah" demeyi unutmuş olmalı ki 100 (1000 de diyolar) kadınla yattıktan sonra tek oğlu olmuş o da tahtalı köyü boylamıştır. bu konuda babası demirci davud'a çektiği de söyleniyor ama yaptıklarına baktığımızda görüyoruz ki babası onunla mübarek idrarlarını yarıştıracak durumda değildir. zamanında evlerine gittiğimde de babası davud, "sülücüm, göster bakayım pipini mefisto amcana" dediğinde, üzerime işediği her ne kadar rivayet edilse de kat'iyen inanmayın. bunlar israiliyyat tevatürlerinden.

başka marifetlerini inşiallah sonra anlatırız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

süleyman ın annesi betşebadır kocasının ismi bir kaynağa göre uriya

davut ile arasındaki yaş farkı 40

bir insanın gözü ne kadar dönebilir bir insan ne kadar saldırganlaşabilir bir insan nereleri işgal edebilir sorularının cevabı adolf hitler ise

günahın sübyancılığın güzelliğin hilenin ve başka bir insanın hayatını dolaylı dolaysız almanın bir diğer ismide

bet seba ve davud dur

torgny lindgren adlı bir yazar tarafından da bu olay kitaplaştırılarak anlatılmış bahsi geçen kitap yazarına 1986 da fransanın en saygın ödüllerinden birini kazandırtmıştır..nokta..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 months later...

Betseba nin kocasi Hitti Uriya olup savasta on cepheye surulerek bilerek olume gonderilmistir.

Zeynep'in kocasi Zeyd de ne hikmetse bosandiktan sonra Ordu komutani olarak 629 yilinda Mute'ye savasa gonderilmistir.

Ne tesaduf ki Zeyd in ordusu 3.000 kisi iken,karsilarindaki asker sayisi 100.000 idi.

Zeyd kumandan idi ancak meshur Halid Bin Velid siradan asker idi.

Zeyd'i on safta cepheye suren her ne hikmet ise su emri vermisti

Ordunun kumandanı Zeyd b. Hârise dir Şayet bu zât şehid düşerse yerine Cafer b. Ebi Talib, o da şehid düşerse Abdullah b. Revâha geçecektir.

Dogal olarak sayilan isimlerin hepsi kisa surede dunya degistirdi ve komutayi Halid Bin Velid aldi.

Burada anladigimiz kadar ilk kurtulunmak istenen Zeyd dir ama diger iki sahsiyet te pek istenmemektedir.

Belki de Muhammed ve Davud haklidir,karisini aldigi bir insan ile yuzyuze bakmak pek hos bir durum olmasa gerek.

Kuran da ayrica Sad suresinde Davut tan bahsedilir ve 99 koyunu olanin ortaginin bir koyununa goz dikmesi anlatilir ki bu da hareminde bir cok kadin olan Davut un arkadasi Hitti Uriya nin tek karisini almasi ile iliskilendirilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir varmış bir yokmuş

Zamanın birinde Yahuda adı verilen bir ülkede Süleyman isimli bir Kral yaşarmış. Halkı ona kısaca Sülo demiş , ama Sülü diyenler çoğunluktaymış.

Sülü , ara sıra ormanda gezintilere çıkar , hayvanlarla konuşur özelliklede kuş ve karıncalarla sohbetler edip, hal hatır sorarmış.

Rüzgarı istediği yerden estirip, “Len doğudan es len” dediğinde rüzgar doğudan, “len batıdan es len” dediğinde rüzgar batıdan esermiş.

Sülü’nün etrafındaki koruma görevlisi badigartlar da cinlerden oluşurmuş.

Bir gün Sülü kuşlarla sohbet ederken hüdhüd kuşunun aralarında olmadığını görerek sinirlenir ve : “Len hüdhüd nerde len” demiş.

Tam bu sırada hüdhüd gelince Sülü aynen şunları söylemiş; ”Len hüdhüd müsün hödük müsün nerdesin len bi saattir seni arıyom”

Hüdhüd hemen Sülü’nün yanına gelip şunları söylemiş.

“Lan oğlum Sülo dur hele dinle beni , bugün Sebe diye bir ülke gördüm melikesi güneşe tapıyordu.”

Bunu duyan Sülü öfkelenir ve aynen şunları söyler:

“Has…tir, Allah’tan başka kime tapılır ki.”

Bunun üzerine Hüdhüd kuşu da Sülü’yu doğrulayıp:

"(Halbuki) O büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tapılacak yoktur." (Neml-26)

der.

Hemen ardından Sülü bir mektup yazıp hüdhüdle Sebe melikesine gönderir. Mektupta aynen şunlar yazılıdır;

“Len , nedir ula Allah varken sen gitmiş güneşe tapıp duruyormuşsun. Artist misin oğlum sen.

Gelirsem bacaklarını kırarım senin. Dağıtırım len orayı.”

Mektubu alnıca 3.5 atan Sebe melikesi Sülü’ye rüşvet gönderir.

Rüşveti kabul etmeyen Sülü etrafındakilere : “Len kim o melikenin tahtını baba getirecek” der.

İfrit adındaki cin : “Ben getiririm” diyo.

Ama ‘Kitaptan ilmi olan kimse ise’ : göz açıp kapayana kadar tahtı Sülü’nün önüne getirir bile.

Tahtı yanında gören Sülü : “Has…tir. Bu ne oğlum. Şimdi şükür mü edeyim , nankörlük mü edeyim” diyerek şaşkınlığını dile getirir.

Sülü tahtın biçimini değiştirip Sebe melikesinin tahtını tanıyıp tanıyamayacağını test etmek ister.

Sebe melikesi gelip Sülü’yü görünce “ Vay vay vay vay Sülü , nasılsın, çağa çocuk nasıl” diye hal hatır sorar. Kendi tahtını ise gözü bir yerlerden ısırmasına rağmen ‘tanımayanlardan olur’.

Sonra hep beraber Sülü’nün sarayına giderler. Sülü’nün sarayının tabanı camdan , altından da su aktığından, Sebe melikesi yeri ıslak zanneder ve eteğini yukarı dahi çeker.

Bu ihtişamı gören Sebe melikesi : “Keşke bende daha önce Müslüman olsaydım da Allah beni de hidayete erdirseydi , benim de böyle saraylarım olsaydı” diye iç geçirir. Ve hiç zaman kaybetmeden Müslümanlardan olur.

Öldükten sonra Sülü’yle birlikte cennete gidip sonsuza kadar mutlu yaşarlar.

Gökten 3 tane Allah düşmüş. Hepsi Muhammed’in başına.

NEML SURESİ

16- Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur."

17- Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleyman'ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu.

18- Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!" dedi.

19- (Süleyman) onun sözüne gülümseyerek dedi ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat."

20- (Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: "Hüd-hüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?"

21- "Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım, yahut boğazlıyacağım!"

22- Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: "Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru (ve önemli) bir haber getirdim.

23- "Gerçekten, onlara (Sebelilere) hükümdarlık eden, kendisine her türlü imkan verilmiş ve büyük bir tahta sahip olan bir kadınla karşılaştım."

24- "Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar."

25- "Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmezler."

26- "(Halbuki) O büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tapılacak yoktur."

27- (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: "Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız."

28- "Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak."

29- (Süleyman'ın mektubunu alan Sebe melikesi): "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

30- "Mektup Süleyman'dandır, Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla (başlamakta)dır. "

31- "Bana karşı baş kaldırmayın, teslimiyet göstererek bana gelin diye (yazmaktadır)."

32- (Sonra Melike) dedi ki: "Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan hiçbir işi kestirip atmam."

33- Onlar, şöyle cevap verdiler: "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın."

34- Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır" dedi.

35- "Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler."

36- (Elçiler, hediyelerle) gelince Süleyman şöyle dedi: "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz."

37- "(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!"

38- (Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtını bana getirebilir?"

39- Cinlerden bir ifrit, "Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var." dedi.

40- Kitaptan ilmi olan kimse ise, "Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getiririm" dedi. (Süleyman) onu (Melike'nin tahtını) yanıbaşına yerleşivermiş görünce, "Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstağnidir, çok kerem sahibidir."

41- (Süleyman devamla) dedi ki: "Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun; getirin bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayanlardan mı olacak?"

42- Melike gelince, "Senin tahtın da böyle mi?" dendi. O şöyle cevap verdi: "Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik."

43- O'nu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.

44- Ona "köşke gir!" dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini çekti. Süleyman "Bu billurdan yapılmış, şeffaf bir zemindir" dedi. Melike dedi ki: "Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmiştim. Süleyman'ın maiyyetinde, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum."

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 years later...
On 14.01.2008 at 15:01, suphe yazdı:

"Tanrı varsa vardır yoksa yoktur neden inanmak zorundayım"

 

lafa bak Tanrı varsa vardır yoksa yoktur niye inanmak zorundaymış. Tanrı varsa ki şüphesiz var, seni yoktan vareden, bedenini yediğini içtiğini bütün yaşam fonksiyonlarını sana lütfeden O olduğu için O'na ebediyyen minnettarsın be ahmak. baban ve anan sadece doğumunda rol oynadı diye ömrün boyunca onların emeklerine nankörlük etmekten çekiniyorsun üzerlerine titriyorsunda, Yaratan'a karşı onlara duyduğun minnet kadar hatta daha fazlasını nasıl duymazsın? siz gerçekten anlamak istemeyen cahil bir toplumsunuz. 

 

siz, her haltı yiyelim yinede Tanrı bize herşeyi versin diyorsunuz öylemi? hiç öyle sanmayın.


“O dilerse sizi ortadan kaldırır ve yerinize başka mahlûklar yaratır. Bunu yapmak Allah'a zor değildir.” (Fatır Suresi 16-17 Ayetler)

 

tarihinde birani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, birani yazdı:

 

lafa bak Tanrı varsa vardır yoksa yoktur niye inanmak zorundaymış. Tanrı varsa ki şüphesiz var, seni yoktan vareden, bedenini yediğini içtiğini bütün yaşam fonksiyonlarını sana lütfeden O olduğu için O'na ebediyyen minnettarsın be ahmak. baban ve anan sadece doğumunda rol oynadı diye ömrün boyunca onların emeklerine nankörlük etmekten çekiniyorsun üzerlerine titriyorsunda, Yaratan'a karşı onlara duyduğun minnet kadar hatta daha fazlasını nasıl duymazsın? siz gerçekten anlamak istemeyen cahil bir toplumsunuz. 

 

siz, her haltı yiyelim yinede Tanrı bize herşeyi versin diyorsunuz öylemi? hiç öyle sanmayın.


“O dilerse sizi ortadan kaldırır ve yerinize başka mahlûklar yaratır. Bunu yapmak Allah'a zor değildir.” (Fatır Suresi 16-17 Ayetler)

 

Bu şiiride sülo yazmış sevgilisine.

NAZİAT 1.Andolsun çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,
NAZİAT 2.Andolsun rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,
Tarık 1- Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene, o, tokmak gibi vurana o, çıkıverip de yürek hoplatana
(Tîn 95/1-2) “İncire, zeytine, Sinâ Dağı’na ve şu emin beldeye yemin ederim ki biz insanı en güzel dik biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.
Fecr Suresi :1. Tan yerinin ağarmasına andolsun,
2. On geceye andolsun,
3. Çifte ve teke andolsun,
4. Geçip giden geceye andolsun.
5. Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.
ŞEMS -6.Yere ve onu yayıp dümdüz yapana ant içerim ki..

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

güven aşağılığı sen hem kendi götünü hemde ailenin götünü aç da birbirinizle alay edin şerefsiz köpekler.

 

Ayetlerle haşa alay etmekten yalan ve iftiralar atmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. siz şerefsiz kafirlersiniz.

Kur'an'ın haklarında ölüm hükmü verdiği kimselerdensiniz. inşaALLAH bir gün karşıma çıkarsınız o zaman sizi hiçbir yeminiz kurtaramayacak. görürsünüz.

tarihinde birani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 dakika önce, birani yazdı:

güven aşağılığı sen hem kendi götünü hemde ailenin götünü aç da birbirinizle alay edin şerefsiz köpekler.

 

Ayetlerle haşa alay etmekten yalan ve iftiralar atmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. siz şerefsiz kafirlersiniz.

Kur'an'ın haklarında ölüm hükmü verdiği kimselerdensiniz. inşaALLAH bir gün karşıma çıkarsınız o zaman sizi hiçbir yeminiz kurtaramayacak. görürsünüz.

Mahale kavgası:lol:

Alak/ 15-18. And olsun ki onu perçeminden, yalancı ve günahkar perçeminden cehenneme sürükleriz. O zaman taraftarlarını çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, birani yazdı:

Ayetlerle haşa alay etmekten yalan ve iftiralar atmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. siz şerefsiz kafirlersiniz.

Kur'an'ın haklarında ölüm hükmü verdiği kimselerdensiniz. inşaALLAH bir gün karşıma çıkarsınız o zaman sizi hiçbir yeminiz kurtaramayacak. görürsünüz.

2 saat önce tarihinde birani tarafından düzenlendi

İşte tamda bu yüzden dinler insanların yaşamından hızla uzaklaşıyor... insanları birbirlerine öldürten din bizden uzak dursun...

Artı hayatta her şey eleştirilebilir, inandığını iddia edenler kim ki diğerlerinin hayatını tehdit etsin??? rezilliğe bak ya... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, birani yazdı:

güven aşağılığı sen hem kendi götünü hemde ailenin götünü aç da birbirinizle alay edin şerefsiz köpekler.

 

Ayetlerle haşa alay etmekten yalan ve iftiralar atmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. siz şerefsiz kafirlersiniz.

Kur'an'ın haklarında ölüm hükmü verdiği kimselerdensiniz. inşaALLAH bir gün karşıma çıkarsınız o zaman sizi hiçbir yeminiz kurtaramayacak. görürsünüz.

 

 Vay vay vay, bizim pek ahlaklı ve sadece ahlaksız ateistlere hakâret eden herife bakın. Kendini nasıl Türkçesiyle ele veriyor, inceleyelim;

 

"güven aşağılığı sen hem kendi götünü hemde ailenin götünü aç da birbirinizle alay edin şerefsiz köpekler."

Öbür iletilerinde 2. çoğul şahıs kullanılmamasına rağmen, özellikle bu iletide kullanılmış.

"Ayetlerle haşa alay etmekten yalan ve iftiralar atmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. siz şerefsiz kafirlersiniz."

 

A- İkinci cümlede vurgu "şerefsiz kafirlersiniz" yükleminde. Oraya dikkât çekiliyor. Neden acaba?

 

B- İki cümlenin -bilinçdışı da olsa- birbirinin hemen ardından geliyor. Burada iki cümle arasında köprü kurulmuş belli ki.

"Kur'an'ın haklarında ölüm hükmü verdiği kimselerdensiniz. "

 

 Açıkça bir tehdit var burada. Ve insan hakları gasp edilmiş.

 

 Son olarak;

4 saat önce, birani yazdı:

inşaALLAH bir gün karşıma çıkarsınız o zaman sizi hiçbir yeminiz kurtaramayacak.

 Yürü be koçum!

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, ALIENRIPLEY yazdı:

İşte tamda bu yüzden dinler insanların yaşamından hızla uzaklaşıyor... insanları birbirlerine öldürten din bizden uzak dursun...

Artı hayatta her şey eleştirilebilir, inandığını iddia edenler kim ki diğerlerinin hayatını tehdit etsin??? rezilliğe bak ya... 

 

kes ulan sesini. sen, ailemden bile önce gelen Dinime hakaret edeceksin alay edeceksin iftiralar atacaksın sonrada elini kolunu sallayarak yeryüzünde dolaşacaksın öylemi?

 

rezil kepaze olanlar sizlersiniz şerefsiz kafirler. siz eleştirmiyorsunuz siz bile bile yalan ve iftira atıp alay ediyorsunuz. ve siz her haltı yiyip sonra yine hep kendinizi kendi götünüzü kurtarmayı düşünen aşağılıklarsınız. bir kerede gerçekten "biz alay edip napmaya çalışıyoruz" diye vicdanınıza sormuyorsunuz. siz şerefsiz mahluklarsınız. kendi yediğiniz bokları siz çok iyi biliyorsunuz. biz size durduk yere ateistler şöyle böyle demiyoruz, İslam'a saldırmadığınız sürece yaşayın sonra geberin gidin, sonrası zaten ALLAH'a kalmıştır. O , size vadettiğini şüphesiz yerine getirecek, ama siz yeryüzünde de böyle İslam'a karşı şerefsizlik yaparak hainlik, kalleşlik yaparak yaşarsanız buna biz izin vermeyiz, Ayetlerde geçen Hükümleri uygularız.

 

sizinki eleştiri değil eleştiri yapıyoruz diyerek etrafındakilere yuttur sen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, TheRationalAtheist yazdı:

Açıkça bir tehdit var burada. Ve insan hakları gasp edilmiş.

 

 Son olarak;

 Yürü be koçum!

 

sizin hakkınız gasp edilmiyor size layığınız veriliyor, bir insanla alay edip ve ona iftira atmanın bile cezası varken sen insanlığın başından beri gelen Dinleri haşa alaya alıp iftira edersen sana napmamız gerek?

 

insan hakları gasp edilmiş lafa bakın. ne kadarda kendinizi düşünüyorsunuz şerefsizler. bokları yiyen siz sonrasında götü kurtarmak için bahane öne süren yine siz. ne şerefsizsiniz be.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...