Jump to content

ölümün son olması...


Recommended Posts

Ölümün son olmasını kabullenmek ölümden korkmamayı gerektirmez.Ölümden korkmayan bir teist hiç görmedim, öldükten sonra daha iyi bir yere gittiklerini düşündükleri halde!

Can tatlı armant çım.Bak pante yukarıda ne demiş;

egonuz ölene kadar. Öldükten sonra, aynı doğmadan önceki hali yaşayacaksınız.

Demekki bir başka ölümde var,yaşerken... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 52
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

öldükten sonra sevdiklerimizle cennette buluşacağız tesellisini kaybetmek zor olmadı mı...

Ya sevdigin insan senin gibi dusunmediyse?

Ya 'Allah, Muhammed, din, Kuran bunlarin hepsi palavra' deyip inanmadiysa?

Allah yine de o sevdigin kisiyi cennetine mi koyacak?

Sen bosver obur tarafi. Eger sevdigin insanlar varsa, onlari cenneti yeryuzunde yasat.

Hem kendinin hem de sevdiklerinin hayatini cennete cevirmeye bak.

Bu cennet fantazisini insanlara kakalayanlar, iddia ettikleri cennet vaatlerinin hepsini yeryuzunde, gercek hayatin ta kendisinde yasadilar.

"Altin bilezik verilecek size" diyenler, 100 deve kesecek kadar servete sahip oldular,

"Bal, sut irmaklari akacak" diyenler, bal serbetini icip icip kudurdular,

"iri gozlu gencecik hatunlar verilecek size" diyenler 7'den 70'e ne varsa bir gece Ayse'nin, obur gece Safiye'nin koynunda sabahladilar. Digerlerini de siraya koydular.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Can tatlı armant çım.Bak pante yukarıda ne demiş;

egonuz ölene kadar. Öldükten sonra, aynı doğmadan önceki hali yaşayacaksınız.

Demekki bir başka ölümde var,yaşerken... :)

Tabi ki var. Yoksa sen inanmıyor musun?!

Ve hepimizin herşeyde eşit olduğu tek alandır o dünya yaşamı öncesi ve sonrası yaşamımız.

Doğmadan önce de eşittik, öldükten sonra da eşit olacağız.

Komünistler üzülmesin. Birgün herkes eşit olacak. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Can tatlı armant çım.Bak pante yukarıda ne demiş;

egonuz ölene kadar. Öldükten sonra, aynı doğmadan önceki hali yaşayacaksınız.

Demekki bir başka ölümde var,yaşerken... :)

Pante'nin cümlesinden bir başka ölüm var,"yaşerken" mantığını nasıl edindin.Merak içerisindeyim şu an.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tartışmıyoruz.Muhabbet ediyoruz.Dilersen Mevlana felan oku.Karalamış birşeyler bu konuda.Foruma yazmak uzun sürer...

Ben size Montaigne'nin karaladıklarından aktarayım:

ÖLÜM

”Madem ki ölümün ününe geçilemez, ne zaman gelirse gelsin.

Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık!

Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de her şeyin ölümü olacak.

Öyleyse, yüzyıl daha yaşamayacağız diye ağlamak, yüzyıl önce yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir.

Ölüm başka bir hayatın kaynağıdır. Bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik; bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik.

Başımıza bir kez gelen şey büyük bir dert sayılamaz. Bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır?

Ölüm uzun ömürle kısa ömür arasındaki ayrımı kaldırır. Çünkü yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur.

Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşayan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen; genç, akşamın beşinde ölen; yaşlı ölmüş sayılır.

Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimize gülünç gelmez?

Ama, sonsuzluğun yanında, dağların, ırmakların, yıldızların, ağaçların hatta bazı hayvanların ömrü yanında, bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür…

Doğa bunu böyle istiyor. Bize diyor ki:

“Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece çıkıp gidin.

Ölümden hayata geçerken duymadığınız kaygıyı, hayattan ölüme geçerken de duymayın.

Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının koşullarından biridir.

Hayat bir işinize yaramadıysa, boşu boşuna geçtiyse, onu yitirmekten ne korkuyorsunuz?

Daha fazla yaşayıp da ne yapacaksınız?

Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır.

Ömrünüzün her günkü işi, ölüm evini kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de içindesiniz; çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz. Ya da şöyle diyelim:

Hayattan sonra ölümdesiniz; ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin , daha can yakıcıdır.

Hayattan edeceğiniz karı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin.

Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir misafir gibi kalkıp gidemiyorsun?

Niçin günlerine, yine sıkıntılar içinde yaşanacak; yine boşuna gelip geçecek başka günler katmak istiyorsun?

Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür: Ona iyiliği, kötülüğü katan sizsiniz.

Dünyayı size bırakıp gidenler gibi, siz de başkalarına bırakıp gidin.

Hep eşit oluşunuz benim adaletimin esasıdır. Herkesin bağlı olduğu koşullara bağlı olmaktan kim haklı olarak şikayet edebilir? Hem sonra, ne kadar yaşarsanız yaşayın, ölümde geçireceğiniz zamanı değiştiremezsiniz. Ölümden ötesi hep birdir. Beşikte iken ölseydiniz, o korktuğunuz mezarın içinde yine o kadar zaman kalacaktınız.

Hiçten daha az bir şey olsaydı, ölüm hiçten daha az korkulacak bir şeydir denebilirdi .

Ölüm size ne sağken kötülük eder, ne ölüyken. Sağken etmez, çünkü hayattasınız; ölüyken etmez, çünkü hayatta değilsiniz.

Hiç kimse yaşamından önce ölmüş sayılmaz; çünkü sizden arta kalan zaman da, sizden önceki zaman gibi sizin değildir: Ondan da bir şey yitirmiş olmuyorsunuz.”

Bizden önce geçmiş zamanları düşünelim. Bizim için onlar yokmuş gibidir.

Hayatınız nerede biterse, orada tamam olmuştur. Hayatın değeri, uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar var ki, pek az yaşamışlardır. Şunu anlamakta geç kalmayın: Doya doya yaşamak yılların çokluğuna değil, sizin gücünüze bağlıdır. Her gün gittiğiniz yere hiçbir gün varmayacağınızı mı sanıyorsunuz? Avunabilmek için eş dost istiyorsanız; herkes de sizin gittiğiniz yere gitmiyor mu? Ya da geride bıraktıklarınız da daha sonra gelmeyecek mi?

Ömrün bitince, her şey seninle birlikte yok olmuş olacak.

Madem bunun önüne geçmek imkansız, madem herkes neticede aynı akıbete uğrayacak; öyleyse ölümü dert etmek niye?

Link to post
Sitelerde Paylaş

aslında sevdiğimiz kişilerin ölümü ardından beklediğimiz umduğumuz istediğimiz ahiret hayatı sevmediğimiz kişiler için yahut umursamamıdığımız kişiler için o kadar da gerekli gelmiyor insana...

bunu da farkettim ben...

olmasa da olur diyebilmek te bir aşamadır bence...

aslında yaşadığımız her an tekrarı mümkün olmayan bir an olduğu için değerine de paha biçilemez...

bunu da farketmek önemli sanırım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Senin ile tartışmaya çalışırken hata mı ediyorum?

İnsanlar dinden hemen çıkmazlar. Benim gözlemim insanlar önce tasavvufi yorumlara yöneliyorlar. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş gibi... Sonra vahdeti vücutçu, sonra panteist oluyorlar.

Ancak bundan sonra dini düşünceden sıyrılıp felsefi düşünceye yönelebiliyorlar. Felsefe alanında ise, kim bu işlere kafa yoracak deyip kestirmeden gidip nihilizmi seçen de oluyor. Her halükarda bu geçişlerde bocalamak normal...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mutlak/Kesin bir sonuca varmak/varmaya çalışmak ölüm konusunda bana anlamsız geliyor, ölümden sonra yaşam olsa bile...

Varsa gidip görürürüz. Kim ve neler bekliyormuş bizi :)

Ölümden sonrası neden bu kadar önemli ki?

Varlıktan/varoluşumuzdan öncesi nasıl ki bir önem arz etmiyor, ölümden sonrası da en az o kadar önemsiz.

Ölümün son olması fikiriyle de ilgilenmiyorum, hem elimden bir şey gelmez hem de ölümden sonra muhtemelen bilincim yani ben varolmayacağım.

tarihinde Postit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Fiziksel bir yer ve fiziksel bir bedenin olmadığı sanal bir ortam diyebileceğimiz ve zamanın olmadığı bir mekan da iki kapıya açılan (cennet ve cehennem) cennet zevkler en doruklarda yaşanıyor huri şarap meyve sebze kuş eti ne ararsan var..baldan şaraptan akan ırmaklar..Diğer tarafta sesleri dünyadan bile duyulup kaydedilen (!) cehennem yanıp şişteki kuzu misali çevrilen gıdası kaynar su ve irin olan insan ruhları (Sanallık yani) üstelik bazıları sonsuza kadar, sahi sonsuzluk deyince sonsuza kadar acı ve işkance deyince o sanallık sonsuzun ve dolaysıyla acının kendisi olur ve acı işkence bir anlam ifade etmez, aynı gerçeklik cennet ehli içinde geçerlidir sonsuza kadar mutluluk diye bir şey yoktur herşeyin bir doyum noktası vardır entropi, entalpi gibi ama bunları müslüman beyninin anlaması beklenemez,pardon özür beklenir bizde zamanında müslümandık ve bu perdeyi yıktığımıza göre peşimizden gelenlere yıkacaktır...Korkutulan gerçek ölümdür..Birey şunu beyninde kabullenmeli''DOĞALLIK'' doğarken sen ağlarken birileri gülüyordu, Eee sen ölüncede birileri ağlıyor...işte bu sonuç; Hiçliğe GÜVENİN hiç acıtmıyor gerçekten...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ölümün tamamen son olması düşüncesine nasıl alıştınız...

öldükten sonra sevdiklerimizle cennette buluşacağız tesellisini kaybetmek zor olmadı mı...

çok sevdiğiniz biri ölünce yada başına onulmaz işler hastalıklar sakatlıklar gelince bu teselliyi hala arıyor musunuz...

Ne arıyorsun? İstediğin nedir? Yeni keşfettiğin ilmî hakikatlerle, öteden beri muteber olan gerçekleri yıkmadığın müddetçe yaptıklarına sunturlu delilik demekten başka çıkar yol görmüyorum.

Ne arıyorsun? Ebedî hayatı mı? Zavallı Dostum! Bu geçici hayatta ne buldun ki onun ebedîsini arıyorsun? Sana soruyorum: Bu hayatta ne var?

Ah! Filozof Taine ne kadar da haklı. Diyor ki: “İnsanlar yaratılış ve terbiye bakımından delidirler. Akıllı oldukları zamanlar çok nadirdir.”

Ne kadar doğru! Gerçekten insanlarda mercimek kadar akıl olsaydı, değil ebedî hayatı aramak, bu berbat ve geçici hayata bile katlanmayıp, sonu bir eyvahtan ibaret olan bu zevkleri ve hayat külahını Yokluk Sultanı’na sunarlardı.

amak-ı hayalden.

tarihinde hafız reloaded tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Maddeden oluşan bir birleşimin dağılıp başka bir birleşime dahil olması neden bu kadar şaşırtıcı bir sondur?

bende orasını hiç çözemedim bir maddenin yer değiştirmesi neden garipsenir ölmek banada sanada herkesede gelecek gariplik nerde küçük bir çocuk bile becerebiliyor ölmeyi :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

bende orasını hiç çözemedim bir maddenin yer değiştirmesi neden garipsenir ölmek banada sanada herkesede gelecek gariplik nerde küçük bir çocuk bile becerebiliyor ölmeyi :D

Küçük bir çocuktaki Can ile sendeki Can arasında fark yoktur da ondan Mustafa...

Alemi sugradan Alemi Kübraya göç edersin ne olcak yani.... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...