Jump to content

KURANIN TOPLANMASI


Recommended Posts

Kuranda:

"Aceleyle dilini oynatıp durma! Kuranı toplamak bizim üzerimizedir" der.

La tuharrik: Oynatma, hareket ettirme

bihi lisaneke: Onunla (vahiyle birlikte demek istiyor) dilini

li ta'cele bih: Onun için acele

İnna aleyna: Muhakkak ki üzerimizedir

Cem'ahu ve kuranehu: Onu toplamak ve okutmak "Kuran 75/16-17"

Ayetlerin anlamı ve çözümü bu.

Peki Kuranı toplamayı allah üzerine vazife aldıysa, bu görevi peygamberi sağken niye yerine getirmeye başlamadı? Hitap Muhammed'e olduğuna göre, adamın bu işin yapıldığını, kemiklere, derilere, taşlara not alınan kuranın toplanma çalışmasının en azından başladığını görmeye hakkı vardı, değil mi? Allah niye sözünü tutmakta bu kadar ağır kanlı davrandı acaba?

Bu durum, Muhammed'in belki de hiç yaşamadığını, yaşadıysa da önemli biri olmadığını, asıl Kuranı yazan bir ekibin bulunduğunu gösteriyor.

Ben ikinci teze, yani önemli biri olmadığına ağırlık veriyorum. Çünkü öleceğinde kağıt kalem istediği, fakat Ömer'in "sekeratta sayıklıyor, istemez" diye getirilmesine engel olduğu rivayeti var. (Tarihte kırtas olayı diye geçer.) Giderayak başımıza abuk bir vahiy çıkarmasın ve düzeltilmesi zor bir iş açmasın diye söylediklerini yazmalarına engel olmuş. Ölüp gitsin, bu iş de kapansın artık demiş yani. Muhtemelen Kuranı yazan ekibin güçlü bir adamı da Ömer'di...

"İnsanlar Ömer Kurana ilave yaptı diyecek olmasalar, recm ayetini Kurana eklerdim" diyecek kadar güçlü biri. Muhammed artık öldüğü için bu eklemeyi yapmaktan kaçınmış...

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

La tuharrik: Oynatma, hareket ettirme

bihi lisaneke: Onunla (vahiyle birlikte demek istiyor) dilini

li ta'cele bih: Onun için acele

İnna aleyna: Muhakkak ki üzerimizedir

Cem'ahu ve kuranehu: Onu toplamak ve okutmak "Kuran 75/16-17"

Ayetlerin anlamı ve çözümü bu.

Cem etmenin anlamı; birleştirmek, toplamaktır.

Bu ayetteki "cem'ahu", Cebrail'in söylediklerini tekrar edeceğim derken dili dolanan Muhammed'e karşı: "Senin yırtınmana gerek yok, biz onu birleştirerek sana okuturuz, merak etme." anlamındaki birleştirmek ifadesidir.

Muhammed, inandırıcı olması için bu tip senaryoları vardır. Allah'ın kendisine kızması gibi, kör adam gibi.

Bu ayete paralel olarak Bakara 97'yi değerlendirmek gerekir:

De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.

Bu iki ayet arasında çelişki vardır.

İlk ayette Cebrail'in okuduğu ve tekrarlamasını istediği varken, diğerinde Kur'an'ı kalbine indirdiğinden bahsedilir.

Dolayısıyla şu sorunun yanıtı İslamcılarca net olarak verilmez:

Cebrail, Kur'an'ı toplu olarak bir seferde mi getirmiştir, yoksa ayetleri parça parça mı getirmiştir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.

Bu iki ayet arasında çelişki vardır.

İlk ayette Cebrail'in okuduğu ve tekrarlamasını istediği varken, diğerinde Kur'an'ı kalbine indirdiğinden bahsedilir.

Dolayısıyla şu sorunun yanıtı İslamcılarca net olarak verilmez:

Cebrail, Kur'an'ı toplu olarak bir seferde mi getirmiştir, yoksa ayetleri parça parça mı getirmiştir?

vermis oldugunuz örnekle durumun ne kadar vahim oldugunu ortaya koymakla kalmadiniz, ayrica kurandaki cesitli dinleri desifre edecek en önemli ayetlerden birini argüman olarak ortaya sunup, emevi illuminaticileri, abbasi müslümanlari söbelemis oldunuz.:))

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cem etmenin anlamı; birleştirmek, toplamaktır.

Bu ayetteki "cem'ahu", Cebrail'in söylediklerini tekrar edeceğim derken dili dolanan Muhammed'e karşı: "Senin yırtınmana gerek yok, biz onu birleştirerek sana okuturuz, merak etme." anlamındaki birleştirmek ifadesidir.

Muhammed, inandırıcı olması için bu tip senaryoları vardır. Allah'ın kendisine kızması gibi, kör adam gibi.

Bu ayete paralel olarak Bakara 97'yi değerlendirmek gerekir:

De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.

Bu iki ayet arasında çelişki vardır.

İlk ayette Cebrail'in okuduğu ve tekrarlamasını istediği varken, diğerinde Kur'an'ı kalbine indirdiğinden bahsedilir.

Dolayısıyla şu sorunun yanıtı İslamcılarca net olarak verilmez:

Cebrail, Kur'an'ı toplu olarak bir seferde mi getirmiştir, yoksa ayetleri parça parça mı getirmiştir?

Pante çok sağlam bi argüman sundun bu çelişkinin kralı :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki Kuranı toplamayı allah üzerine vazife aldıysa, bu görevi peygamberi sağken niye yerine getirmeye başlamadı?

Başlamadı çünkü Muhammed yaşadığı sürece Ayet'ler devam edecekti. Ayet'lerin, Ayet uydurmanın sonu yoktu. Her duruma göre Ayet gelecek olduğuna göre Muhammed yaşadıkça Ayet'ler devam edecekti. Yani Muhammed hayatta olduğu süre bitmesi, sonlanması ve kitap haline getirilmesi diye bir şey söz konusu değildi. Muhammed öldü, Ayet'ler de orada sonlandı. Kitap kaline getirmek de sonrakilere kaldı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlamadı çünkü Muhammed yaşadığı sürece Ayet'ler devam edecekti. Ayet'lerin, Ayet uydurmanın sonu yoktu. Her duruma göre Ayet gelecek olduğuna göre Muhammed yaşadıkça Ayet'ler devam edecekti. Yani Muhammed hayatta olduğu süre bitmesi, sonlanması ve kitap haline getirilmesi diye bir şey söz konusu değildi. Muhammed öldü, Ayet'ler de orada sonlandı. Kitap kaline getirmek de sonrakilere kaldı...

emevi tarihcileri yineleyen veya destekleyen bu türden tezlere katilmiyorum. peygamber döneminde bir mushaf oldugunu, onun ölümüyle birlikte patlak veren iktidar kavgalarindan kaynakli keci saldirisina ugrayip yok edildigini, bu durumdan yararlanmak isteyenlere ise öylece kapi acildigini düsünüyorum.

tarihinde medicus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

emevi tarihcileri yineleyen veya destekleyen bu türden tezlere katilmiyorum. peygamber döneminde bir mushaf oldugunu, onun ölümüyle birlikte patlak veren iktidar kavgalarindan kaynakli keci saldirisina ugrayip yok edildigini, bu durumdan yararlanmak isteyenlere ise öylece kapi acildigini düsünüyorum.

Kuran Ayet'leri daha eski Arap metinlerden düzenlenmiş ve yeni ilavelerle bu şekle getirilmiş falan diye de düşünebiliriz. Ama düşünmekle olmuyor bu işler. Belge ve kanıt lazım. Gerisi boş laf...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran Ayet'leri daha eski Arap metinlerden düzenlenmiş ve yeni ilavelerle bu şekle getirilmiş falan diye de düşünebiliriz. Ama düşünmekle olmuyor bu işler. Belge ve kanıt lazım. Gerisi boş laf...

belge ve kanit kuranin icinde var! pante'nin verdigi örnek ayet gibi. biz bunlari 90 yillarda yasar nuriye, hüseyin ataylara kadar götürdük. onlarda mü'minli ayetlerin muhammedi, müslümanli ayetlerin ise cakma oldugunu biliyorlar. bugünkü mushaf bir degil bir cok cemaatin veya dinsel olusumun görüslerini yansitiyor. her cemaat veya dinsel olusum ayrica kendi tezleri icin hadisler uydurmus. pektabiki senin yaklasiminda dogru olabilir. kumran ölüdeniz parsömenlerini okurken sanki kurani okuyormusum gibi hisse kapilmistim. örnegin parsömenlerden damaskus/sam yazmasi cok ünlüdür ve kurandan 500 yüz yil öncesine aittir.

demirefe'nin ömer'le ilgili sözlerine katiliyorum. bugün cok kutsanan o kisilerin aslinda tutumlarindan da anlasilir cok baska siyasi görüsleri oldugu bir gercek. muhammed de tipki atatürk gibi öldükten sonra kimsenin umrunda olmamis. hatta herseyi degistirmisler veya geriye dönüsler yasanmis. kabe tekrar yeniden kutsal alan yapilmis vs. yakin tarihi ve özellikle atatürk'le ilgili gelisimleri ve siyasi olusumlari, onlarin topluma yansiyislarini ve bugün geldigimiz noktayi, gecmise isik tutmasi bakimindan örnek olarak verebilirim. bugün neyse dün de o dur! sosyo, siyasi vs. parametreler hic degismez.

tarihinde medicus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Vahiyleri" toplamak ve okutmanın o anda "inen" ve Cebrail'in o anda "getirdiği" sözleri derlemek ile sınırlanmış şekilde anlaşılması imkansız!

"Toplamak ve okutmak bize aittir" diyen biri veya birileri böyle kısıtlı bir anlam kastetmiş olamazlar. Yani toplama işine bir ucundan başlayan, bu işi sürdürür, sürüncemede bırakmaz! Hadi tamamı Muhammed öldükten sonra toplanacak diyelim.

Hanginiz bir kitap yazmak istediğinde oraya buraya aldığı notları dağınık bırakır, bir araya toplamaya başlamaz ve kitabı oluşturmaya başlamaz? Kitabın tümünü içeren notlar tamamlayıncaya kadar beklemeyi kim tercih eder? Düşünün, yüzlerce dağınık ve karmakarışık notlar, kitabın sonunu nasıl bağlayacağınıza dair son notu yazmadan toplamaya derlemeye girişmiyorsunuz!

Saçma değil mi?

Kuran için durum daha vahim! Kemik, taş, tahta, yazılmadığı nesne yok!

Tarihe baksan hükümdarlara yazılan mektuplar kağıda yazılıyor, Hudeybiye anlaşması kağıda yazılıyor, bir Kuran kağıda yazılmayıp önüne gelen nesneye yazılıyor!

Bunda bir gariplik yok mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
belge ve kanit kuranin icinde var!

Bu bir iddia olmaktan öte gitmiyor. Belge sayılamıyor.

Khalkedon bu konuda haklı.

Öncelikle İslam öncesi metinlerin, şiirlerin, varsa arkeolojik bulguların-yazıtların olması şart.

Ki Kur'an'daki bazı sure ve ayetlerin bu metinlerden alınma olduğu kanıtlanabilsin.

Ayrıca en eski Kur'an taslaklarının ya da ilk kitapların bulunması lazım ki, sonradan yapılmış değişiklikler kanıtlanabilsin.

Henüz bu konuda da elde sağlam kanıt yok. San'a Mushafında bir şeyler var ama açığa vurulmadı gibime geliyor. Dr. Puin'i ya susturdular ya çekiniyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İslam öncesi metinler

Bunun önemi var mı? Hammurabi yasalarından beri gelen bir gelenek olduğu kesinken, başka belgeye ihtiyaç yok... Tarih içinde yoğrulan bir insanlık kültürü olduğu su götürmez, bunu Muhammed diye biri yaşadıysa da yazdırmadı yani, bir ekip yazdı, bu apaçık görünüyor. Muhammed önemli biri değildi, çevresindeki ekip tarafından çekilip çevriliyordu. Canı halasının evli kızını istiyordu, ekip işi ayarlıyor, kadını boşandırıyordu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunun önemi var mı? Hammurabi yasalarından beri gelen bir gelenek olduğu kesinken, başka belgeye ihtiyaç yok... Tarih içinde yoğrulan bir insanlık kültürü olduğu su götürmez, bunu Muhammed diye biri yaşadıysa da yazdırmadı yani, bir ekip yazdı, bu apaçık görünüyor. Muhammed önemli biri değildi, çevresindeki ekip tarafından çekilip çevriliyordu. Canı halasının evli kızını istiyordu, ekip işi ayarlıyor, kadını boşandırıyordu...

Bunun için önemi var, senin dediğin için değil:

Kuran Ayet'leri daha eski Arap metinlerden düzenlenmiş ve yeni ilavelerle bu şekle getirilmiş falan diye de düşünebiliriz. Ama düşünmekle olmuyor bu işler. Belge ve kanıt lazım. Gerisi boş laf...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Musa dağa gider, ilahi Tevrat sahifelerini alır ve gelir... Ama her nedense Muhammed'e karılarıyla problem yaşadıkça falan taksit taksit gelir... Neden acaba?

Aslında hikaye benzerdir.

Musa dağa gitmiş, tanrının sesini duymuş ve ateşini görmüştür. Ve talimatlarını almıştır.

Duruma göre talimatlar-emirler parça parça gelir, ama sözlü olarak.

Yazılı olarak ise Mısır'dan çıkışta 10 emir levhalarını alır.

Tevrat'ın Musa'ya geldiği söylenir ama Musa'nın ölümünden sonra yazıldığı bellidir. Tabi gerçekten yaşamışsa.

Muhammed, Eski Ahid'i de Yeni Ahid'i de yazanlardan daha kurnazdır, daha zekidir. Hatta 1200 sene sonra peygamberlik iddia eden Joseph Smith'den de zekidir.

Hikaye anlatır gibi kitap yazmak yerine, Allah'ın ağzıyla kitabı kurgulamıştır ve bunda da başarılı olmuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın ağzıyla kitabı kurgulamıştır

Karmaşık ve net değil. Allah onları kahretsin diyen allah nasıl olur? Allah beddua eder mi? "Elleri kurusun" der mi? Adam havluyla kurulamayacağına göre, allahın kurutması gerekiyor zaten?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...