Pante 0 Ocak 12, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 12, 2012 gönderildi Karmaşık ve net değil. Allah onları kahretsin diyen allah nasıl olur? Allah beddua eder mi? "Elleri kurusun" der mi? Adam havluyla kurulamayacağına göre, allahın kurutması gerekiyor zaten? O kadar hata kadı kızında da olur. Muhammed bazı ayetlerde melekleri de konuşturmuş, yetmemiş kendi de konuşmuş. Bakmış ki artık kılıç zoruyla da olsa egemen, uçkuru bozduğu gibi, dikkatini de bozmuş. Link to post Sitelerde Paylaş
ozgur_dusun 0 Ocak 14, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 14, 2012 gönderildi Nasıl da iftiralar atmışsınız. Allah, Kuran'da Kuran'ı muhafaza edeceğini buyurmuştur. :)keşke rab daha önceki kitaplarını da "değiştirilmeye" karşı korusaydı da inanırları birbirlerine girmeyip, inandıkları tanrı'nın "diğer" kulları ile savaşmasa, kendilerine ve diğer dinlerinden olmayan insanların hayatlarını mahvetmeseymişler. (bu dediğim diğer kitapların değiştirildiğini düşünenlere elbette)Sahi niye korumadı? Bu klasik soru üzerine yorumlar forumun başka başlıklarında mevcut sanırım. Link to post Sitelerde Paylaş
DreiMalAli 0 Ocak 14, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 14, 2012 gönderildi Cem etmenin anlamı; birleştirmek, toplamaktır. Bu ayetteki "cem'ahu", Cebrail'in söylediklerini tekrar edeceğim derken dili dolanan Muhammed'e karşı: "Senin yırtınmana gerek yok, biz onu birleştirerek sana okuturuz, merak etme." anlamındaki birleştirmek ifadesidir. ... Hayali şeylere görev vermek elbette mümkün. O hayaletlerin bu görevi yerine getirdiklerini beklemek de mümkün. Bu yüzden olsa gerek, başlıkta, herkes kendi kafasına göre Allah, Muhammed, Cebrail, vahiy, Ömer vs. gibi tamamen fuzuli şeylere çeşitli roller biçmeye çalışıyor. Oysa elimizde bir kitap var. Bu kitabın, kim olduğunu bilmediğimiz birileri tarafından yazıldığı kesin. Kesin bilmediğimiz noktalardan birisi de, ne zaman ve hangi süre içinde yazıldığı. İçeriğine ait bazı cümlelere 7. yüzyılda raslasak dahi, 10./11. yüzyıldan öncesine ait elimizde tamamlanmış bir kitap (şimdiki ismi ile Kuran) bulunmuyor. Bu temelden yola çıkarak o cümleye bakalım. O cümleleri samimi söylediklerinden yola çıkalım. O cümleyi yazan kişi(ler), kuranı "toplama" ve okutma görevini üslendiklerini belirtiyor(lar). Anlaşılan o ki, şimdiye dek bir şeyler (cümleler?, sayfalar?, cüzler?) "toplamışlar". "Topladıkları" kadarı kullanılıyor. Ama bu "topladıklarını" henüz yeter görmüyorlar. Daha fazlasını "toplama" görevini üslendiklerini ifade ediyorlar, ekleme yapacaklarını bildiriyorlar. Hitap ettikleri kişilere de "Acele etme! Sabırlı ol!" ihtarında bulunuyorlar. Bu toplanıp biraraya getirelen kısmı nerden toplamış olabilirler, daha fazlasını nerden toplayıp eskilerine ekleme yapabilirler? İlk aklıma gelen örnekler: - Çevrede, halk arasında anlatılanlardan. - O çağda mevcut olan başka kitaplardan. - Diğer dillerden çevirilerle. - Veya kendi hayal gücüne dayanan anlatımlarından. ... Sevgiler Link to post Sitelerde Paylaş
Vision 0 Ocak 14, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 14, 2012 gönderildi :)keşke rab daha önceki kitaplarını da "değiştirilmeye" karşı korusaydı da inanırları birbirlerine girmeyip, inandıkları tanrı'nın "diğer" kulları ile savaşmasa, kendilerine ve diğer dinlerinden olmayan insanların hayatlarını mahvetmeseymişler. (bu dediğim diğer kitapların değiştirildiğini düşünenlere elbette)Sahi niye korumadı? Bu klasik soru üzerine yorumlar forumun başka başlıklarında mevcut sanırım. Tanrının Aklı Yetmiyor ki önceki kitapları korumaya. Oda bizim gibi ders alıyor hatalarından. Link to post Sitelerde Paylaş
demirefe 0 Ocak 16, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 16, 2012 gönderildi Ben eğer Muhammed yaşadıysa, Kuran'ın içeriğini tam olarak bilmediğini düşünüyorum. Bunlar bir yandan eski kaynaklardan derleniyor, bir yandan da Muhammed'in karşılaştığı güçlükler, eşlerinin isyanları, yeni eşler almak istemesi, eşi hakkında dedikodu çıkması gibi önemli!! durumlar için yeni ayetler yazmak gerekiyordu. Böylece ayet diye ortaya çıkarılan sözler karma karışık oldu. Neyin önce, neyin sonra yazıldığı, konular hepsi birbirine karıştı, karman çorman oldu. Büyük ölçüde ezber yoluyla bunlar hatırda tutulmaya çalışıldı. Derleme yapanlar muhakkak ki bir ekipti. Muhammed'in Kuran oluşumuna bir katkısı olduğunu sanmıyorum. Ölürken de aman bir şey söyler, vahiy olduğunu iddia eder, nereye ekleyeceğimiz sorun olur diye kağıt kalem getirilmesi isteği reddedildi. Ölünce cenazesine bile bakan olmadı, bir gün bekledi. Alelacele kokmasın diye yatağının yanına gömdüler. İçeriğini Muhammed'in de bilmediği Kuran uzun uğraşlar sonucu bir kılığa sokulmaya çalışıldı ama nafile. Karmakarışık, hiç bir sistematiği olmayan, konudan konuya atlayan, sıkıcı ve lüzumsuz tekrarlar içeren, giriş, gelişim ve sonuç diye bir şeyden bahsetmenin bile söz konusu olmadığı karmakarışık bir anlatımlar yığınıdır. Ne anlattığı bile çoğu kez belirsizdir. Anlatım son derece bozuktur. Müfessirler tarafından bir kılığa sokulmak için olağanüstü çabalar gösterilir. Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Ocak 16, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 16, 2012 gönderildi kuran bir dönemin anlayışını bize yansıtır... onu kimi yazıp kimin derlediğinin çokta fazla bir önemi yoktur... eski insanlar böyle böyle şeyler düşünüyorlarmış hımm ... kurana hadislere birer tarihi veri kaynağı olarak bakabiliriz... Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts