Jump to content

hastanede şahit olduğum iki ölüm anı


Recommended Posts

İnleme

Anladım, e kanser yani, adam ölüyor. Moral sıfır. Bazen nezle grip olduğumuzda bile inim inim inliyoruz. Çünkü yapacak bir sürü iş varken hiç zamanı değildi bu hastalığın, canımızı sıkıyor. Ölecek kanser hastasının morali tabii ki eksilerde olur...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 172
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bana göre herkesin evinde siyanür kapsülü bulunması gerekiyor. İleride savaş, kaos, kriz, kıtlık gibi sebeplerden dolayı hastanelerde kanser veya başka ağrısı yüksek hastalıkların tedavisini görememe ihtimali yüksek, evimizde bulunursa kendimizi ve yakınlarımızı, gereksiz, uzun acılardan kolayca kurtarabiliriz.

Ayrıca geri dönülmez yola giren kanser hastalarını, bu gibi kontrollü yöntemlerle acılarından kurtarılması gerektiğini savunuyorum. Zaten yaşadığı aylar kendisi ve çevresi için kabustan farklı olmuyor, bu kabus ne kadar erken biterse o kadar iyi olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
siyanür

Bir arkadaşımın eşi göğüs kanseri oldu. Genç, hayat dolu, çalışkan, kültürlü bir kadındı. İnanılmaz şekilde kanser vücuduna yayıldı. Ciğerleri, kemikleri, tamamen sardı. Bu hastalığın bu kadar yayılmacı olabilmesi hayret verici. Dayanılmaz ağrılar başladı. Doktor bir ilaç verdi, çok etkili olduğunu, boş ambalajının bile kimse ile temas etmemesini sıkıca tembihledi.

Kadın o ilacı bir süre kullandı. Yarısına geldikten sonra kalanın tamamını içti ve öldü...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir arkadaşımın eşi göğüs kanseri oldu. Genç, hayat dolu, çalışkan, kültürlü bir kadındı. İnanılmaz şekilde kanser vücuduna yayıldı. Ciğerleri, kemikleri, tamamen sardı. Bu hastalığın bu kadar yayılmacı olabilmesi hayret verici. Dayanılmaz ağrılar başladı. Doktor bir ilaç verdi, çok etkili olduğunu, boş ambalajının bile kimse ile temas etmemesini sıkıca tembihledi.

Kadın o ilacı bir süre kullandı. Yarısına geldikten sonra kalanın tamamını içti ve öldü...

Siyanür kapsülü 2 saniyede cortlatıyo daha iyi.:D

tumblr_lnoi3yk6XE1qc2ofoo1_100.jpg

tarihinde Collapse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Siyanür kapsülü

Bilinen en hızlı ölüm şekli! :)

Ama morfin de iyidir! Ölmeden güzel hayaller görürsün! Allahı bile gösterir insana! :lol:

O bahsettiğim ilaç da morfin türeviydi. Haşhaş ekimi yasaklanmasa kolaydı, bir tüm kapsülünü kaynat iç, güzelce uyur, bir daha da uyanmazsın.

Ama bulundurmaya gerek yok ya, lazım olursa bulmak kolay. Hem yasal, hem yasadışı olarak...

Silah gibi, kullanmayı iyi bilecek ama, bulundurmayacaksın. Çoluk çocuk oynar, kaza çıkar. Ben her türlü silahı iyi kullanırım, ama bulundurmuyorum! :D Lazım olursa bulunur...

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben size daha gercekci bir yalan anlatayim.

Gectigimiz yilin son ayinda ben istanbuldaydim. Bir trafik kazasina sahit oldum. Adamin birisi arabaya sikismis, ayagi ve kaburgalari kirilmis, kafasi gözü kan icinde, arkada yengesi oldugunu ögrendigimiz bir kadin oturuyor, kadinin durumu fena degil. Kirik cikik yok ama oda soka girmis durumda.

Adam kendi halini düsünmüyor, yengeme yardim edin, yengem, hamile onu cikarin burdan diyor. O haldeyken adamda en ufak korku panikleme yok, cok sogukkanli.

Kazaya karisan ikinci arabadada bir adam var. Carpmanin etkisi ile kolunun cok agridigini söylüyor (paltosundan dolayi kolunun kirilip kirilmadigini anlayamadim) ve ortaligi yikiyor beni kurtarin diye, yalvariyor, arabanin yanina gelen herkese. Arabasi birinci araca göre cok fazla hasarli degil, ancak kapi acilamiyordu, cami kirip cikarabildik.

Her iki kisininde inanclimi, yoksa kafir ateistmi oldugu belli degil. Birisi oldukca fazla hirpalandigi halde, cok sakin, kendi halini düsünmoyrda, yengesinin karnindaki cocugu düsünüyor.

Machiavelli, ben senin hikayeye inanmadim ya.

Link to post
Sitelerde Paylaş
trafik kazasi

Bu hikaye inandırıcı. Tamamen olabilir. Ağır yaralı adam şokta. Olasılıkla kanında yüksek miktarda endorfin var. Bu hormon morfinden çok daha güçlüdür. Vücut bunu öyle ıvır zıvır durumlar için salgılamaz. Öyle kol kırılmış, yen içinde kalmış filan tırıvırı durumlar için endorfinini sakınır, kıymete bindirir.

Adamın durumu endorfini haketmiş. Vücudu da tamam şimdi olur bak demiş, endorfini kıskanmamış, salgılamış. İnsanın ne kötü durumlara dayanabildiği olur ve hayret uyandırır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hikaye inandırıcı. Tamamen olabilir. Ağır yaralı adam şokta. Olasılıkla kanında yüksek miktarda endorfin var. Bu hormon morfinden çok daha güçlüdür. Vücut bunu öyle ıvır zıvır durumlar için salgılamaz. Öyle kol kırılmış, yen içinde kalmış filan tırıvırı durumlar için endorfinini sakınır, kıymete bindirir.

Adamın durumu endorfini haketmiş. Vücudu da tamam şimdi olur bak demiş, endorfini kıskanmamış, salgılamış. İnsanın ne kötü durumlara dayanabildiği olur ve hayret uyandırır...

Aranızda "fantom ağrısı" (veya "hayâliî ağrı") diye bir kavram duyan oldu mu?

Bu ağrı, eskilerden psikosomatik (ruhun bedeni hastalayabilmesi, veya hayali hastaklık) bir ağrı olarak tanımlanırdı.

Ama sonra bir "gerçeğin" farkına varıldı.

Beyin, "bütün" bir vücuda endekslidir. Böylece tüm vücuttaki her hücreyle sürekli iletişim kurar. Her an her hücreye haber (sinyal) gönderir. Karşılık da alır.

Ama herhangi kişi, bir sebeple, bir uzvunu kaybederse, beyin o uzvun "artık mevcut olmadığını" güncelleyemez.

Ve o uzuv ile iletişim kurmaya devam eder. Uzuvdan yanıt gelmeyince, beyin iletişimde direnir! Sinyallerini şiddetlendirir!

Böylece o insan, olmayan uzuvlarında öyle bir ağrı hissder ki, mevcut uzuvlarda hissedilen ağrı onun yanında şaka gibi kalır.

Bu tür vakalarla, yaşlı bakımı evinde sıkça karşılaşırdık. İkinci Dünya Savaşı'nda bacaklarını veya kollarını kaybeden insanlar hâlâ yaşıyordu. İnlemeleri insanın içini cızlatıyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Psikolojik bir etkide olabilir.

Din bakımından bakarsak ,Genc Amca Cennetin Verdiği Güven ile kendini Kasmaz. Diğeri İse kendini çok kasar tedirgin sinirli vs. buda ters teper tabiki.

Dini karıştırmas isek mesela kan alırken kendimizi kasmamamız önerilir. Fiziken ve psikolojik açıdan rahatlamamız için.

Kendini kasan bir aşı olurken zorlanır. Acı çeker, kazalar meydana gelebilir vs.

placebo etkiside olabilir tabiki..

Link to post
Sitelerde Paylaş

bütün dikişler ,sargıları patlıyor içinden kanla karışık irin fışkırıyordu,serum verilen yerden kuvvetli sızıntılar sıvılar akıyordu

vücudunun heryerinden aynı bir kayadan sızan sular gibi sıvılar çıkıyordu hızlıca ,bir an önce vücudu terkedeyimde gideyim der gibi

daha bir çok kötü detay var ama foruma indirgeme adına kısa özetledim

Şu çok kötü detayları da yazsaydın Machiavelli, çok daha etkili olurdu. :lol:

Adam çırılçıplaktı herhalde ki vücudunun her yerinden irin fışkırdığını görebildin.

Mide kanserinden böyle ölüm duymadım hiç! Duyan var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu çok kötü detayları da yazsaydın Machiavelli, çok daha etkili olurdu. :lol:

Adam çırılçıplaktı herhalde ki vücudunun her yerinden irin fışkırdığını görebildin.

Mide kanserinden böyle ölüm duymadım hiç! Duyan var mı?

sevgili pante,

evet aynen söylediğim gibi,detayları göreyim demişsin pekala,şöyle

5 dakikada bir kusma hali var ve kanla karışık kusarken vücudundaki sargılardan kan irin karışımı geliyor,

belli aralıklarda gelen hemşire ve dr.lar portlarında artık bir işe yaramadığını vucuda serum verilemediğini söylüyorlar

idrarın bağlı olduğu vücuda giriş yeri açılmaya başlamış sargı ve dikiş tutmuyor,idrar çıkışıda sıkıntılı,

gözler dışarı fırlamış bağırtı kesintisiz devam ediyor

vücudun diğer kısımlarındaki morarma kısımları kan deryasına dönüşmüş derinin üzerinden seçilebiliyor çatlaklı yapı şeklinde,

ben 3 yıl oluyor babamıda dayımıda bu hastalıktan kaybettim,

bu kanser o kadar adi bir hastalıkki insana kan kusturur,soğuk ve korkunçtur

benim hissiyatım bir insana uygulanacak en büyük işkence kanserin yanında fındık fıstık kalır.

arkadaşların yazdıklarını okudum tabiki ama biraz laylaylom takılmışlar,kanser hastalığını bildiklerinden emin değilim.

gerçi konumuzun özü kanser değildi ama sordunuz diye yazdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili pante,

evet aynen söylediğim gibi,detayları göreyim demişsin pekala,şöyle

5 dakikada bir kusma hali var ve kanla karışık kusarken vücudundaki sargılardan kan irin karışımı geliyor,

belli aralıklarda gelen hemşire ve dr.lar portlarında artık bir işe yaramadığını vucuda serum verilemediğini söylüyorlar

idrarın bağlı olduğu vücuda giriş yeri açılmaya başlamış sargı ve dikiş tutmuyor,idrar çıkışıda sıkıntılı,

gözler dışarı fırlamış bağırtı kesintisiz devam ediyor

vücudun diğer kısımlarındaki morarma kısımları kan deryasına dönüşmüş derinin üzerinden seçilebiliyor çatlaklı yapı şeklinde,

ben 3 yıl oluyor babamıda dayımıda bu hastalıktan kaybettim,

bu kanser o kadar adi bir hastalıkki insana kan kusturur,soğuk ve korkunçtur

benim hissiyatım bir insana uygulanacak en büyük işkence kanserin yanında fındık fıstık kalır.

arkadaşların yazdıklarını okudum tabiki ama biraz laylaylom takılmışlar,kanser hastalığını bildiklerinden emin değilim.

gerçi konumuzun özü kanser değildi ama sordunuz diye yazdım.

Sevgili Machiavelli, bak şimdi biraz anlaşılır oldu.

"Vücudunun her yerinden sıvılar, irinler fışkırıyor" şeklinde anlaşılan ifadenin mide kanseriyle bağlantısını kurmak olanaksız.

Ağızdan gelenler normal, dikişlerin patlaması da normal, derisindeki değişim ve çatlaklar da.

Benim bir yakınımın midesini aldılar, midesinden acayip şekilli 5-6 kg. ağırlığında çok büyük bir ur çıkmıştı. Ama şimdi sağlıklı bir şekilde yaşıyor.

Bahsettiğin hastanın herhalde diğer organlarına da yayılmış olmalı. O korkunçluğu, feryatları da istiğfar halinden olsa gerek. İstisna bir durum bence.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tür hastalar acı çekmesin diye uyuşturulurlar. Önce hafif uyuşturucularla başlanır, bunlar etkisini yitirdikçe daha güçlü uyuşturuculara geçilir. Olmadı uyutularak acı çekmeleri önlenir. Bu nasıl hastahanedir ki hastayı bağırta bağırta öldürmüşler?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nasıl hastahanedir ki hastayı bağırta bağırta öldürmüşler?

Ben de bunu söylemiştim. Tabii ki vurdumduymazlık, umarsızlık, bencillik, duyarsızlık türümüzde sıklıkla gözlenebilen ahlaki zaaflar. İşin kötü yanı şu ki, hastalıkların, acıların, kötü olayların insanların başına günahları yüzünden geldiği dogması. Kendini tanrının vekili veya temsilcisi sanan dogmatikler önyargı ile duyarsız kalabiliyorlar.

Ağır bir kaza geçirmiş ve sonra iyileşmiş tanıdığım biri vardı. Vücudunda ağır yaraların izleri vardı. Öldü ve ölü yıkayıcı cenazeye ağır işkenceler yapılmış olduğunu, sorgu meleklerinin daha mezarına konmadan sabredemeyip azaba başladıklarını öne sürmez mi?

Dedikodu yayıldı ve adamın çocuklarının tüm sinirleri alt üst oldu. Kimseye babalarının zamanında kaza geçirdiğini anlatamadılar. Kazayı bilenler bile ölü yıkayıcının söylediklerine inanmayı tercih ettiler! Tabii yakından tanımıyorum ama herkes gibi normal bir insandı. Suçlu olduğuna dair bir bilgi yoktu.

Toplumda çok yaygın bir iyi ölüm-kötü ölüm dogması var. Bir insan tesadüfen yüzüstü düşüp ölürse kan dolaşımının durması ve yerçekimi nedeniyle ölüm lekesi denen kararmalar oluşur. Zamanı geçmeden sırtüstü çevrilmezse bu kararmalar kalıcı olur. Artık yüzü kararmıştı diye cehenneme gittiğine herkes inanır. Halbuki olay tamamen bir tesadüf.

Bu dogmaların toplumu sarmalamasından nasıl kurtulunacağı hakkında pek bir şey diyemiyorum. Çünkü bir felaket düzeyinde...

Link to post
Sitelerde Paylaş

çekilen çok büyük acılara rağmen yaşamaya çalışmak yada şöyle diyeyim kendini öldürmemek ile intiharı seçmek arasında ne fark vardır..

bu iki davranıştan hangisi yücedir...

acıya katlanıp yaşamın kendi kendine son bulmasını beklemek mi...

yoksa bu acılardan korkup biran önce buna son vermek mi...

her ne kadar en çok korktuğum şey bu duruma düşmek olsa da o acılara dayanıp direnmenin daha anlamlı ve yücelik içeren bir davranış olduğunu sanıyorum...

canı veren almalı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her insan faklı genetik yapıya sahiptir ve bundan dolayı her insanın ağrı eşiği farklıdır. Her mide kanseri hastası aynı şekilde ölecek diye kural da yoktur. Metastazları farklıdır. Birinde beyin meti vardır şuuru kapalıdır diğerinde belki kemik meti vardır çok ağrılıdır. Öteki hasta uzun zamandır yatalaktır bası yaraları vardır, diğer hasta belki daha kısa zamandır yatalaktır ve daha bası yaraları oluşmamış ya da evinde yatakta daha iyi bakılmıştır. Belki de daha genç olan kanser hastası sepsisteydi? Senin mantığınla gidersek annesinden HIV bulaşmış bir bebeğin ölümü senin ölümünden daha acılı olabilir veya sen hiç pediyatrik onkolojide bulundun mu? Git bak orası günahkar ve inançsız bebelerle kaynar. İşte müslümanın mantık yapısı!

Ben kanserden çok ekst. gördüm çok azı ölüme bu kadar bağırarak gitmiştir. Demek ki Türkiye'de insanların çoğu iyi ve cennetlik. :) Fakat benim anlayamadığım ölmek üzere olan bir insan hakkında yakınlarına "Gençliğinde nasıldı,amca dindar mıydı?" gibi saçma soruları soracak cesareti nasıl bulduğun. Her halde orada o durumda bulunan benim bir yakınım olsa ve bir kendini bilmez böyle sorgulamalar yapsa ben ağız burun demeden girişirdim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fakat benim anlayamadığım ölmek üzere olan bir insan hakkında yakınlarına "Gençliğinde nasıldı,amca dindar mıydı?" gibi saçma soruları soracak cesareti nasıl bulduğun. Her halde orada o durumda bulunan benim bir yakınım olsa ve bir kendini bilmez böyle sorgulamalar yapsa ben ağız burun demeden girişirdim.

sevgili şaman,

15 gün boyunca geceli gündüzlü hastanede bulundum,yakın uzak akrabalar,gelip gidenler,koridorda fısıltılı konuşmalar içeriği şeklinde.

şahit olduğum konuşmalarda ve benim üstü kapalı sözlerim,mesela tanrı yardım etsin dediğimde;'yaw adamın tanrıyla işi yoktu'gibi cümleler.

bunu bir ayrım olarakta belirtmemiştim,

ama arkadaşların tıbbi anlamda kullandıkları metaztaz farkı

ama verilen uyuşturucunun etkileri azlığı çokluğu,bilmiyorum.

sizin bahsettiğiniz kadarda basit bir mantık yok anlatmak istediğimde.

ürperdim,çaresizliği acizliği gördüm ve acımasız sona şahit oldum,

gözlerimi,kulaklarımı kapatmadım,gördüm duydum,hissettim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyin, "bütün" bir vücuda endekslidir. Böylece tüm vücuttaki her hücreyle sürekli iletişim kurar. Her an her hücreye haber (sinyal) gönderir. Karşılık da alır.

Ve o uzuv ile iletişim kurmaya devam eder. Uzuvdan yanıt gelmeyince, beyin iletişimde direnir! Sinyallerini şiddetlendirir!

Böylece o insan, olmayan uzuvlarında öyle bir ağrı hissder ki, mevcut uzuvlarda hissedilen ağrı onun yanında şaka gibi kalır.

Sinyal geri dönemez iken nasıl ağrı hissediyorlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...