Jump to content

Ahlakın Doğuşu Evrimi ve Ateizmde Ahlak


Recommended Posts

Ateistlerin ; en belirgin özelliği birilerinin onlara şunu yahut bunu yap yada yapma denmesine gıcık olmalarıdır.

Buna katlanamıyorlar.Hele yüce bir güç diye nitelenen tanrı ! nın onlara yol gösterme edasıyla ukalalık taslaması dayanılacak şey değil onlar açısından

E doğru tabii, köleliği kim ister? Sürekli dikizlenmeyi kim ister?

Elin oğlu bak bu tanrı, ilah, allah, zeusun dediğidir diye üfürmüşse onun efendiliğini kim ister?

Ateistleri özgürlük savaşçılarına benzerler yahut kendilerini öyle sanırlar.

Dinin ve getirdiği ne varsa muhakkak kötü olmalıdır.İstisnasız yok canım diyenler çıkabilirmi bilmem ama

düşünceleri yorumları bu yöndedir.

İyi dinler de vardır, daha iyi tanrılar, daha güzel peygamberler, daha tatlı cennetler, daha sıcak cehennemler de vardır mutlaka.

Ama bu hepsinin bir peri masalı olduğu gerçeğini değiştirmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 266
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

bakteri katili

Ötesi, kendi hücrelerimin bile katiliyim. Yaşamak için kendi hücrelerimi de öldürüp yeni hücreleri onların yerine geçirmeliyim. Makrofaj hücrelerim, her saniye kanımda dolaşan yaşlanmış veya bozulmuş kendi hücrelerimi de mevta ediyorlar.

E no'olmuş yani? B)

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

384463_10150402508837906_133726832905_8294804_1472697863_n.jpg

henüz 2. sayfadayım.. okuyorum..

"tanrı yoksa herşey meşru kalır" önyargısını besleyen non-teistlerin varlığı kadar

"bilimsel metodoljiye ve analitik felsefeye zarar verenler" az bulunur..

bu önyargıyı besleyenlerin arasında teistler kadar non-teistlerin de olduğunu farketmek yetmez,

bu önyargının yerlebir edilmesi için aktif mücadele etmek gerekir..

tabular ve önyargılar 1 günde oluşmadı, bir günde de yıkılmaz..

okumaya devam ediyorum:

şimdilik sadece anarşizme kin kusmak için "ateizmden beslenen ideolojik hezeyanlar gördüm"

konu direkt sosyoloji ile ilgili olduğu için

yazılan bütün yorumları okumadan yazmamalıydım belki de..

insan sosyal bir canlı evet ama,

ahlakı yaratan ve evrilten de biz insanlardan başkaları değil..

merkür'den jupiter'den ya da gökten zembille inmedi ahlak yeryüzüne..

yorumların tamamını okuduktan sonra devam edeceğim..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ama ateist materyalist de olur. Determinist de olur.

Yanlış olan, nihilist ve anarşist fikirli ateistlerin, tüm ateistlerin kendileri gibi olmalarını istemeleri!

ahanda zehiri buldum yorumların tamamını okuyunca (:

adam resmen bölmüş ateistleri kafasına göre:

bi yana "materyalist/determinist ateistleri" koymuş,

bi yana da "nihilist anarşist ateistleri"

iyi de..

saydığın bu 4 kavram birbiri ile direkt olarak çelişmez ki..

yoksa sen kendi kafandaki ideolojik çelişkileri, bu 4 kavrama mı yükledin ?

materyalizm ve determinizm ve hatta ereksellik bile, bilimsel metodoloji'nin olmazsa olmazlarından zaten..

giriş yazısında konuyla direkt alakalı olmadığı halde

siyasi bir terim olarak burda anarşizm'i kullanan da sen olmuşsun 2. sayfada..

bu da seni ateist olmaktan çıkarmasa da "ideoljik ateist" yapar..

yani senin için siyasi görüşün ateizm'den çok önce geliyor burda görüldüğü kadarıyla..

kimsenin senin ideolojini yasaklama yetkisi de yok (:

ama senin ideolojinin, yetkilere muhtaç kaldığı da görülüyor burda yazdıklarında..

konuya dönersek:

ahlak dediğimiz kavram, ilk insanımsılardan bugüne kadar nesilden nesile aktarılmış olan bir değişken..

kültürel bir olgu evet..

hangi coğrafyada hangi zamanda yaşandığına bakarak x kültürün,

o kültüre yönelik "ahlaki bir yorum" yapılabilir ancak..

amazonda ağaçevlerde yaşayan kabileler var halen bugün bile..

sosyolojide bu tür bir topluluğa dair kültürel bir çıkarsama yapabilmemiz için,

onların üreme şekillerinde kullandığı düğün törenlerine, cenazelerine,

köylerindeki(ormanlarındaki) mimariye, beslenme alışkanlıklarına, eğer varsa cenaze ve sünnet törenlerine,

daha da önemlisi eğitim sistemlerine

ve aile yapısına bakarız..

hangi yaptırımların "ahlaki dayanaklardan" beslendiğine bakarız..

burdan elde edebildiğimiz bilimsel veriler sayesinde,

o topluluğa dair sosyal bir kriter belirleyebiliriz..

örneğin amazondaki o kabileler edep yerlerini(üreme organlarını) bazı bitkilerle örtüyor..

ağaçevlere çıkan merdivenlerden önce erkekler, sonra kadınlar ve çocuklar çıkıyor..

bunu gözlemledikten sonra

deneylememizde gerekir bunun nedenlerini deterministik bir yolla..

sosyal bilimler açısından bakınca

toplulukların kültürel ve/veya ahlaki değerleri sorgulandığında,

bunların hangi "gereklilikler/ihtiyaçlar" doğrultusunda yaşatıldığı

ve nesilden nesile evrilerek sürdürüldüğü önceliğimizdir..

geçmişte, topluluk dahilindeki şu ya da bu bireye değil de,

topluluğun bütününe zarar vermiş olan gelenekler,

-bi öncekine nazaran- daha faydalı ve yeni geleneklere doğru evrilir..

insanların tanrısal/dinsel/geleneksel

ve/veya mistik, spiritüel, metafiziki köklere dayandırılan x "bir ahlak yasasına" ihtiyacı yok..

Link to post
Sitelerde Paylaş

murat-tlv...

ahlak dediğimiz şeyin toplum halinde yaşayışın zamanla bazı davranışları elimine edip bazılarını seçmesiyle ortaya çıktığını belirtiyorsunuz...

toplu yşaama esnasında zararlı bulunan davranışlar elenmiş daha doğrusu bu davranışı benimseyenler elenmiş benimsemeyenler seçilmiş oluyor...

elenmeye sebeb olan davranışlar ahlaksızlık olarak nitelenebilir...

şimdi sorun şu...

günümüzde hala elenmeye sebeb olan davranışlar da görülüyor...

evrimin mantığı da elimizde olduğuna göre bu davranışları belirleyip önlem almak nasıl olmalı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şiirsel anlatımlar abartılı heyecan belirtisidir. O anlatımlarda akıl mantık ve sağduyu zayıf, duygular, tepkiler yoğundur.

Örneğin PKK lıların din, allah, peygamber kavramları ile alay ettikleri daha yeni gazetelere yansıdı. Şimdi benden sen bekliyor musun ki, ben de din, allah, peygamber kavramlarına karşı olduğum ve yeri geldiğinde durum tamamen netleştiği halde bu kavramları inatla savunanlara karşı ironi yaptığım için...

demirefe=PKK (yazmaktan bile tiksiniyorum) mantığı kurup "Vaaay PKK lı kardaşlarım benim" diye eli kanlı, ırkçı yobazı, emperyalist maşası katillere sarılmamı, öpüşüp müttefik olmamı? Bunu mu bekliyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
bölmüş ateistleri

"Kanda başlıca iki çeşit hücre vardır: Alyuvarlar ve akyuvarlar."

"Hop hemşerim, bölücülük yapma!"

"Ama biyoloji..."

"Salla biyolojiyi!"

"İstersen şu mikroskopla..."

"Çarpıtır o zamazingo görüntüleri, bakmam!"

"Ama bak bi de şu alet var, santrifüjle kan hücrelerini..."

"Alet deme bana, alet deme! Sinirim zıplıyor!"

"Eee, ne halin varsa gör be!"

:lol:B)

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

evrimin mantığı da elimizde olduğuna göre bu davranışları belirleyip önlem almak nasıl olmalı...

İnsanın biyolojik evrimi sürmekle birlikte çok daha önemli bir evrimi de biyolojik evrimine eklemiştir: Kültürel evrim.

Bunun da üzerine hızla bir evrim daha eklemektedir: Teknolojik evrim.

Biz insan türünün bu eşsiz evrimine "Bilim ve Teknoloji" adını veriyoruz. İnsanlığın en önemli ve hatta yegane ayrıcalığı budur. Elimizde bilim ve teknolojiden başka hiç bir geçerli araç yoktur. Gelecek bilgi toplumu olacak, felsefe bilim içinde, sanat teknoloji içinde eriyerek tek değer haline gelecektir. Din ise ya yok olacak, ya çok indirgenmiş bir kalıntı biçiminde varlığını bir ölçüde sürdürecek, belki bir teknodin oluşacaktır. İşte tekno müzikle dans ayini yapılan bir din filan şeklinde...

Felsefenin de tümüyle yok olması olanaksızdır. Ama şu anda bile üç insanlık kültürü biçiminden:

1. Bilim 2. Felsefe 3. Din. Bunlar içinde en baskın ve başat bilimdir ve gelecekte bilim hepsini neredeyse silip süpürecek ve tek insanlık kültür değeri olacaktır. Diğerleri önemini kaybedecektir.

Dolayısıyla sorunuza gelirsek: Belirlemeden bahsettiğiniz anda determinizmin 3. ilkesi olan belirlenimcilik devreye girer. Tüm yanıtlarınızı bu ilke verir. Felsefi ve bilimsel determinizm, yegane aracımızdır. Kabul etmeyenler olsa da kabul etmek zorunda kalacaklar.

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın biyolojik evrimi sürmekle birlikte çok daha önemli bir evrimi de biyolojik evrimine eklemiştir: Kültürel evrim.

Bunun da üzerine hızla bir evrim daha eklemektedir: Teknolojik evrim.

Biz insan türünün bu eşsiz evrimine "Bilim ve Teknoloji" adını veriyoruz. İnsanlığın en önemli ve hatta yegane ayrıcalığı budur. Elimizde bilim ve teknolojiden başka hiç bir geçerli araç yoktur. Gelecek bilgi toplumu olacak, felsefe bilim içinde, sanat teknoloji içinde eriyerek tek değer haline gelecektir. Din ise ya yok olacak, ya çok indirgenmiş bir kalıntı biçiminde varlığını bir ölçüde sürdürecek, belki bir teknodin oluşacaktır. İşte tekno müzikle dans ayini yapılan bir din filan şeklinde...

Felsefenin de tümüyle yok olması olanaksızdır. Ama şu anda bile üç insanlık kültürü biçiminden:

1. Bilim 2. Felsefe 3. Din. Bunlar içinde en baskın ve başat bilimdir ve gelecekte bilim hepsini neredeyse silip süpürecek ve tek insanlık kültür değeri olacaktır. Diğerleri önemini kaybedecektir.

Dolayısıyla sorunuza gelirsek: Belirlemeden bahsettiğiniz anda determinizmin 3. ilkesi olan belirlenimcilik devreye girer. Tüm yanıtlarınızı bu ilke verir. Felsefi ve bilimsel determinizm, yegane aracımızdır. Kabul etmeyenler olsa da kabul etmek zorunda kalacaklar.

evrimin ahlakı belirlediğinde hem fikir olduğumuzu kabul edelim...

bu durumda şimdiki insanlarda görülen tüm davranışlar ahlaki dir diyebilir miyiz...

şimdiye kadar görülebildiğine göre elenememiş demektir dolayısıyla ahlakidir gibi bir mantık yürütme geçerli midir...

yani insanların şu anki tüm davranışları doğrudur gibi bir sonuca varmak mümkün mü...

Link to post
Sitelerde Paylaş

tabiatımıza uygun olandır ahlak...

Yaradılışımıza,tabiatımıza uygun olandır Ahlak.

Kimisi yaradılış der kimisi tabiat der.

Ne olursa olsun

İnsanın halakı- fıtratı,tabiatı -tek temel üzerinedir.

Karınca halakı, ahlakı üzerine ben çalışmıyorum diyemez.

Halakının-yaradılışının yahut başka bir değişle tabiatının - dışına çıkamaz.

Bal arısınında durumu da budur.Ahlakı üzerine neyse odur.

Güneş,ay,dünyada Halakı,Ahlakı üzerine neyse onu yapmakla zorunludur.

İnsana gelince

İnsan,ins,üns,ünsiyet sahibidir.Birlikte birbirine ihtiyac duyan çevresindeki hiç bir varlığa benzemeyen.Hayvanı natıktır o.

İnsanın durumu değişiktir.Onda istem ve irade vardır.Seçim hakkı vardır.

"Kendine yapılmasını istemediğin şeyi,sen de başkalarına yapma"

İşte birlikte yaşamanın altın kuralı

"Kendi yakınlarınız bile olsa adaleti ayakta tutan şahitler olun"

"Çoklukla övünmek insanları o kadar oyaladı ki,ölünceye kadar mülkiyet edinme gayretine düştünüz"

Ahlakın,yaradılışın gereği yaşarsan bir ahlak üzerisindir.Yaşamazsan değilsindir.

Çevremizdeki bütün varlıklar.Ahlakları yani yaradılışları gereğine uygun yaşıyorlar.

İnsanda böyle olabilirdi.-Biz isteseydik herkesi inanan yapardık-

Ama yapmadık niye ona 2 yol gösterdik.

ya çevresindekiler gibi Ahlakına uygun yaşayacak -İnsanı kamil,yaradılanların en şereflisi olacak-

ya da Ahlakının dışına çıkıp esfele safilin-Sefilerin sefili,- olacak

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim uzun süredir merak ettiğim bir şey var ateistlerle ilgili.

Bizler, bilimin bize açıkladığı her bilgiyi, özellikle evrimsel açıklaması mevcutsa, hemen sahipleniyoruz. Mesela maymundan gelmiş olmamız bizi rahatsız etmiyor, hiç düşündürmüyor. Öyleyse öyledir diyoruz ve bilmeyenlerle karşı çıkanlara bıkmadan usanmadan anlatmaya çalışıyoruz.

Ya da işte.. biyolojik evrimimizle ilgili bildiğimiz her şeyi sahipleniyoruz.

Ahlak sözkonusu olduğunda neden bu davranışı göremiyoruz acaba? Bu bana çok şaşırtıcı geliyor. Ahlak konusuna duyulan tepki ve sahiplenmekten refleksif olarak kaçınmak çok garip gelmiyor mu size de?

Nedir ahlakla alıp veremediğimiz?

Ben ahlakın da bilimin konusu olduğuna kesinlikle inanıyor, bilimin ahlaki her soruya mutlaka yanıt verdiğinden emin olduğumu söyleyebiliyorum. Bundan hiç vazgeçmeyeceğim elbette ama bu benim sorunum. Konu bu değil.

Benim gördüğüm ve bildiğim bir şey var, o da ahlak konusunda sadece bizim ülkemizin ateistlerinin böyle tepkiler gösterdiği. Genel bir ahlak tanımı yapmak da ahlaklı olmak gerektiğini söylemek de bir suç gibi..

Bu size de şaşırtıcı gelmiyor mu? Bu konu bu forumda yıllardır tartışılır ve daima önemli bir çoğunlukça direnç görür.

Acaba.. genel olarak İslam yüzünden iki yüzlü bir ahlak anlayışına sahip olan Türk ailelerinin içinden geliyor olmamız mıdır neden.. Ahlak bize hep din temelli bir şeymiş gibi aktarıldığında ya da o temele dayandığını biz daha sonra gördüğümüzden dolayı mı tepki gösteriyoruz..

Oysa bildiğimiz genel ahlak kurallarına uymak iyidir, gereklidir. Her insan ahlaklı olsa keşke.. Dürüst olsa, paylaşımcı olsa, düşünceli olsa, art niyet beslemese, teşekkür bile beklemeden yardım etmeyi öğrenmiş olsa, insanlara zarar verecek şeyleri aşağı yukarı kestirecek kadar gelişse vs...

Bunlar kötü şeyler mi acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaradılışımıza,tabiatımıza uygun olandır Ahlak.

Kimisi yaradılış der kimisi tabiat der.

Ne olursa olsun

İnsanın halakı- fıtratı,tabiatı -tek temel üzerinedir.

Karınca halakı, ahlakı üzerine ben çalışmıyorum diyemez.

Halakının-yaradılışının yahut başka bir değişle tabiatının - dışına çıkamaz.

Bal arısınında durumu da budur.Ahlakı üzerine neyse odur.

Güneş,ay,dünyada Halakı,Ahlakı üzerine neyse onu yapmakla zorunludur.

İnsana gelince

İnsan,ins,üns,ünsiyet sahibidir.Birlikte birbirine ihtiyac duyan çevresindeki hiç bir varlığa benzemeyen.Hayvanı natıktır o.

İnsanın durumu değişiktir.Onda istem ve irade vardır.Seçim hakkı vardır.

"Kendine yapılmasını istemediğin şeyi,sen de başkalarına yapma"

İşte birlikte yaşamanın altın kuralı

"Kendi yakınlarınız bile olsa adaleti ayakta tutan şahitler olun"

"Çoklukla övünmek insanları o kadar oyaladı ki,ölünceye kadar mülkiyet edinme gayretine düştünüz"

Ahlakın,yaradılışın gereği yaşarsan bir ahlak üzerisindir.Yaşamazsan değilsindir.

Çevremizdeki bütün varlıklar.Ahlakları yani yaradılışları gereğine uygun yaşıyorlar.

İnsanda böyle olabilirdi.-Biz isteseydik herkesi inanan yapardık-

Ama yapmadık niye ona 2 yol gösterdik.

ya çevresindekiler gibi Ahlakına uygun yaşayacak -İnsanı kamil,yaradılanların en şereflisi olacak-

ya da Ahlakının dışına çıkıp esfele safilin-Sefilerin sefili,- olacak

sayın yüceonus...

neyin ahlaki neyin ahlak dışı olduğunu nasıl belirliyeceğiz...

tabiata uygun olmak yada fıtrata uygun olmak nasıl belirlenebilir...

bu gün her davranışın sahibi kendini ahlaksız görmüyor...

bu yaptığım benim doğama aykırı değil ki yapabiliyorum diyor...

toplmun geneline uygun olmak kriterini baz alsak toplum da genel bir yozlaşmaya girmiş olabilir...

o zamanda o yoz davranış genel kabul gördüğü için ahlaki bulunur...

sizin görüşlerinize çoğunlukla katılmakla beraber meselenin biraz daha açılmasına çalışıyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dininin reddettiği konular sana göre muhakkak kötü değil mi ki, bize dinin getirdiği şeyler muhakkak kötüdür diye baktığımızı itelemeye çalışıyorsun?

Boş konuşuyorsun kuzum.

Sevgiler.

Boşuna konuşabilirim ama boş konuşmam.

ıfeelgood ın dikkat çektiği yere parmak basıyorum sadece.

Dini içeriğe sahip olan herşeyi sil,tü kaka mantığı,sizlerin ne kadar taassub sahibi olduğunuzu gösterir.

Doğruyu,güzeli sırf karşı tarafın litarüterinde var diye red etmek yobazlık değil de nedir.

Dinin red ettiği konularda ,benim bir kıstasım vardır.Ölçüm vardır.Bir usulü vardır.Bu doğal olandır.

Ateistin böyle bir ölçüsü yok,öylede olur böylede

Ama benim dikkat çekmek istediğim nokta

Dini literatüre karşı çıkılsında körü körüne muhalefet edilsinde ne olursa olsun yaklaşımınız.

tarihinde yuceonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim uzun süredir merak ettiğim

Belirlemeleriniz, düşünceleriniz o kadar doğru ki sonuna kadar katılmaktan başka yapılacak hiç bir şey yok. Her kelimesi imzalık.

Ahlak Arapça diye mi rahatsız oluyorlar, nedir dertleri kendileri anlatacaklar yani, biz çözemedik bu ahlak karşıtı şahısları. Neyse dertleri döksünler içlerini de derman bulmaya çalışalım. Derdini söylemeyen derman bulamazmış.

Yok ben de pek ahlak demeyi tercih etmem, tıpkı milliyetçilik demeyi tercih etmeyip ulusalcılık demeyi tercih etmek gibi. Ama bu konuda saplantım da yok. İsteyen moral de diyebilir, ben etik demeyi tercih ederim.

Etik bilimsel oluyor çünkü. Ben daima bilimi felsefeden önde tutarım. Bilim her şeyimizdir, rtemeldir, bazdır, ana araçtır. Ahlak daha felsefi oluyor. Tabii bu arada dini de duruyor. Ama hiç bir şey kesinlikle dinin tekelinde olmadığı için atıyorum:

Ahlak: Dini

Moral: Felsefi

Etik: Bilimsel şeklinde bir gruplama ne yapabiliriz, ne buna gerek var. Arapça tüm diller gibi insanlık kültür ürünü, insan yaratımıdır. Gökte ve yerde konuşulan kutsal bir dil filan elbette değildir.

Yok yani bunu böyle algılayan dinciler kadar ateistler de din dogmasından beynini kurtaramamışlardır! Yarın dinciler evrimi onaylasa... Ateistler evrime de mi cephe alacaklar?

Bu, Sovyetler Birliğindeki Lisenko adında bir cahil sözde bilimcinin, genetiği papaz Mendel bulmuştur, o yüzden yalandır saplantısına kapılarak Stalin'e ispiyon yapıp önemli Sovyet biyologların Sibirya'da esir kamplarında öldürülmelerini sağlamasıdır.

Felsefe dogmasıdır, aynı din dogması gibidir. Ateistin hiç bir dogma ile en küçük işi olmaz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

neyin ahlaki neyin ahlak dışı olduğunu nasıl belirliyeceğiz...

Belirlenmiş olanı belirleyenmezsiniz.Buna ne yetkeniz nede kuvvanız var.

Dış dünyada ki bütün canlı cansız- insan hariç- bütün varlıklar kendilerine yüklenmiş bir programa tabiler.

Bu program -halak- bütünü onların Ahlakını oluşturuyor.

Sorun insanın farkından,özel oluşundan kaynaklanıyor.Yeryüzünde halife olmasından ,olunca ne oluyor, şu an ki durum oluyor.Meleklerin karşı çıktığı şey.İradeyi, seçme hakkını verirseniz olacağı bu sefillerin sefili.Ama bilenin bir bildiği var.

Kitabı iyi okumayı bilmek lazım.Kitap derken matbu bir eserden bahsetmiyoruz.Belirleyemeyeceğimiz belirlenmiş olanın kitabını

Görmek,duymak,anlamak lazım.Oyunun kurallarını bilmek lazım.

Bu kitabı anlatan,açıklayan mesajlara sırt dönmemek lazım.

İnsanlığın yüce önderlerini hafife almamak lazım.

tarihinde yuceonus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Boşuna konuşabilirim ama boş konuşmam.

ıfeelgood ın dikkat çektiği yere parmak basıyorum sadece.

Dini içeriğe sahip olan herşeyi sil,tü kaka mantığı,sizlerin ne kadar taassub sahibi olduğunuzu gösterir.

Doğruyu,güzeli sırf karşı tarafın litarüterinde var diye red etmek yobazlık değil de nedir.

Dinin red ettiği konularda ,benim bir kıstasım vardır.Ölçüm vardır.Bir usulü vardır.Bu doğal olandır.

Ateistin böyle bir ölçüsü yok,öylede olur böylede

Ama benim dikkat çekmek istediğim nokta

Dini literatüre karşı çıkılsında körü körüne muhalefet edilsinde ne olursa olsun yaklaşımınız.

Kusura bakma, hala boş konuşuyorsun.

Dinin reddettiği konularda bir kıstasın falan yok yahu. Nereden atıyorsun.

Cariyelik sistemini reddediyor musun? Neresinde güzel ahlak var? Alanen tecavüze, zorla birlikteliğe, köle ticaretine izin veren bu uygulamayı hangi kıstasa göre onaylıyorsun?

Benzer şekilde başka bir din ümmetiyle savaş sonrası kendi karının, -kadınsan- kızının ve kendinin savaşçılar tarafından bir mal gibi paylaşılıp evlerine götürülmek suretiyle sizi birlikte olmaya zorlasalar ne düşünürsün? (cevabını önemle bekliyorum)

Doğru olmak, dürüst olmak vb. ortak ahlak anlayışı dinlerin ortaya koyduğu bir reform değil.

Sadece İslamiyet'te olan, doğru ve güzel dediğin argümanlardan sadece birini yaz.

Neymiş o güzel olan; ama bizim reddettiğimiz?

Eğer reddediyorsak, körü körüne mi reddediyoruz, yoksa bir fikir ortaya koyarak mı görelim.

Benden alıntı yaparken, diğer sorduğum soruları niye görmezden geliyorsun?

vs. vs.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani biz o ilahi diye yutturulan mesajlara değil sırtımızı dönmek, onları sırtımız hizasında bile tutmuyoruz. Yerleri çöp. O yüce önderler de Muhammed gibi şahıslar oluyor galiba. Onları da değil hafife almak, var olduklarından bile şüpheliyiz. Vardılarsa da olmamakla eşdeğer bir ağırlıkları var. Hafif bile değiller...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...