Jump to content

Eşcinsellik ve farklı kesimlerce homofobi


Recommended Posts

Bilimsel olarak bir hastalik degildir, secim olup olmadigi ise, basindan gecen bir olaydan dolayimi yoksa cinsel bir yonelimden dolayi mi olduguna baglidir.

Bilindigi gibi, erkek demek % 60 erkek % 40 disi, disi demek te % 60 disi ve % 40 erkek hormonel dengesi ile belirlenir. Bunun % 50'ser oldugu durumlarda cinsel yonelim her iki tarafa da kayabilir, kisi hetero, homo ya da bisexuel de olabilir.

Insanoglunun kimin ile ve nasil cinsel iliskiye girmesi gerektigi, dogada bulunmaz. Bu bir etik yonlendirim ve yaptirimdir. Burada bilimsel olan ureme olabilmesinin iki farkli insanoglu gorunumu olan erkek ve disinin cinsel iliskisine bagli olmasidir. Ureme disindaki her turlu cinsel birliktelik eger ortada cocuk yoksa, yetiskinlerden her ikisi de (erkek ya da disi) bu cinsel birliktelige razi ise ortada hukuki bir yaptirim yoktur.

O yuzden escinsellik ne bir hastaliktir, ne de bir secimdir. Kisinin cinsel yonelimidir. Bu yonelimin ne kadarinin fiziksel ne kadarinin zihinsel oldugu ise, kisiye, icinde bulundugu cografya ve toplumun bu iliskiye bakis acisina, birey bilincine ve bireyin kendine verilen her turlu cinsel degerlerine, tabularina ve bunlari kendisinin nasil algiladigina ve bu konuda ne dusunup nasil davranacagina karar vermesine baglidir.

Genelde insanoglu bir konu hakkinda iki turlu yanasim gosterir. Ozel ve genel. Ozel yanasim tamamen kendi ile ilgili olan dusuncesidir, genel ise ya ozelin etkisindeki algidir, ya da geneli dile getirirken, kendi ozelini gale almaz.

Iste bu acidan kendi ozelinde diyelim homesexuel olmayan iki kisiden biri, ya kendi ozeli olarak homosexuellige bakar ve degerlendirir, ya da kendi ozelini katmadan bunu bir algi ve gozlem olarak degerlendirir.

Iste burada diyelim, A sahsi kendi homosexuel ozeli ile konuya baktigindan, homosexuelligin varligini algilasa bile konuya negatif yanasabilir.

B sahsi da kendi homosexuel ozeli ile konuya bakmadigindan, homosexuelligin varligini algilar ve bu varligi algiladigi gibi kabullenir.

Sorun ise hem ozelde hem de genelde boyle bir homosexuel varligini algilayamamak, her yonuyle karsi cikmaktir. Yani "yanlis/hastalik/anormal" v.s. bir algi ile konuya yanasmaktadir. Iste buradaki sorun, kisinin konuya etik yonlendirim ve yaptirim ile bakma sorunudur.

Konunun diger bir yonu hak ve ozgurluklerdir. Iki kisi biri cocuk degil ve de arada bir zorlama yoksa kendi aralarindaki homosexuel cinsel birlesimde bir suc islememektedirler ve bu onlarin hak ve ozgurlugudur. Iste buna karsi cikmak, hak ve ozgurluklere karsi cikmaktir. Bunu algilamak ise hak ve ozgurlukleri algilamaktir.

Konunun bilimsel yani ise, bu iliski gozleminin verdikleridir. Ayrica homosexuelligin genetik oldugu ve veya dogumdaki erkek disi oraninin "%50 oldugu da bilimseldir.

Dolayisiyle konunun, bilimsel, hukuki ve etik boyutlari farklidir. "yanlis/zararli/anormal" v.s. algi bu konudaki sadece etik algidir. Bilimsel ve hukuki olarak taraflardan biri cocuk degilse ve zorle iliskiye cekilmemisse, bir sorun yoktur.

Iste buradaki ana fark, kisinin konuya hem ozel de hem de genelde etik, bilimsel ve kanuni bakis farkindan gelir. Negatiflik etik bakis acisinin hem genelde hem ozelde baskin gelmesidir. Pozitif bakis acisi ise bilimsel bir gozlem ve hak ve ozgurluklere girer.

Bu da pozitif bakanin ne ozelde ne de genelde kendisinin de boyle bir cinsel iliski icinde olup olmadigini ortaya koymaz. Zaten bu iliskiyi ozele tasiyanlar ve uygulayanlar, kendilerini ortaya koyabilirler.

Belki buradaki s1k1nt1 birey olamama ve ulke ve toplumun konuya bakis acisindaki kesin ve acimasiz etik tavridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 363
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Eşcinsellik, insanın canının anal seks istemesi demek değil ki. İnsanın canı anal seks istemez.

Eşcinsellik, karşı cinse her şeyiyle ilgi duymak demektir. Bu insanlar tıpkı kadın ve erkeğin birbirine duyduğu hisleri duyuyor, aşk yaşıyorlar.

İşin seks yanı önemsiz bir ayrıntı. Nedense erkekler buna takıldıkları için eşcinsel ilişkiyi direkt sekse indirgiyor ve erkek eşcinselleri anal seks istekleri olan garip yaratıklar zannediyor.

Onlar bir diğeri erkeği, bir kadının ilgi duyduğu erkeği istediği gibi isterler. Sen heteroseksüel bir erkek olarak bunu hissedemezsin, gidip küt diye anal seks denersen de hayatında tatmadığın bir acıyla baş başa kalır, kendine küfredersin.

Ama bir erkekten hoşlanır, kadınlara duyduğun o duygusal ve cinsel arzuyu duyabilirsen, acıyı tolere edebilmek için önemli bir neden yaratmış olursun. Devamında da toleransın artar, bir süre sonra hissetmeyecek hale gelirsin belki.

Erkek eşcinsel ilişki anal seksten ibaret değil. Hiç anal seks yapmayan veya yapsa da hiç hoşlanmayan eşcinseller var.

Anal seks çok acı veren bir şey. Anüsün etrafındaki sinirler içeride yok. İçeride olan şey bildiğin barsak.

Yani bu duyduklarınız yanlış çünkü empozeler karışıyor işin içine, başka bir dolu şey karışıyor.

İfeel yanlış hatırlamıyorsam psikolog idin yada psikoloji üzerine bilgilisin, anatomi bilgin de güçlüdür diye düşünerek bazı sormak istediklerim var.

1)Anal seksten kadınların haz etmediğini biliyorum ama erkeklerin zevk aldığını söylerler hep, bu tamamen yalan mı? Yani anüs bölgesinin uyarıcı bi özelliği var mı yok mu? Yani hiç bi zevkli yanı olmasa bu adamlar niye anal seks yapsın diye düşünüyorum.

2)Küçük yaşta cinsel tacize uğrayan erkeklerde neden eşcinsellik eğilimi oluyor? Aksine bundan tiksinmeleri gerekmez mi? Psikolojik olarak nasıl bi açıklaması var?

Link to post
Sitelerde Paylaş

1)Anal seksten kadınların haz etmediğini biliyorum ama erkeklerin zevk aldığını söylerler hep, bu tamamen yalan mı? Yani anüs bölgesinin uyarıcı bi özelliği var mı yok mu? Yani hiç bi zevkli yanı olmasa bu adamlar niye anal seks yapsın diye düşünüyorum.

Çoğu hoşlanmayabilir belki ama anal seksten hoşlanan kadınlar da var tabi ama anal seksin yanında aynı zamanda klitorisin de stimule edilmesini severler genelde. Bunun yanında her eşcinsel anal seksten hoşlanır diye birşey de yok. Her gey anal seks yapar bir mittir. Bazıları oldum olası hiç sevmez, bunun yerine oral seksle veya petting ile (sürtme) yetinir, hatta en çok bunu severler. Diğer yandan anal seksten hoşlanan heteroseksüel erkekler de var ama bunu sadece bir kadının yapmasından hoşlanırlar, yani erkeğin bunu yapmasını sevmezler çünkü eşcinsel değiller. Başka bir erkeğin anal seks yapması onları tatmin etmez. Bu tür erkekler kadınsı da değildir, bildiğin erkektir.

2)Küçük yaşta cinsel tacize uğrayan erkeklerde neden eşcinsellik eğilimi oluyor? Aksine bundan tiksinmeleri gerekmez mi? Psikolojik olarak nasıl bi açıklaması var?

Bu da bir mit. Eşcinselliğe dair şu ana kadar kabul edilen teori Sigmund Freudun tanımıydı. Bu kurama göre eşcinsellik, erkeklerde koruyucu bir anne ve ona uzak duran bir babadan tetiklenen bir durumdu. Ancak bunun günümüzde tamamen yanlış olduğu ortaya çıktı.

Bu anlamda cinsel yönelim kişinin kendisinin seçip değiştirebileceği bir durum değil. Örneğin cinsel yönelim ergenlik döneminde hiçbir cinsel deneyim olmadan da ortaya çıkmaktadır. Çocukken tecavüze uğrayan heteroseksüel erkekler heteroseksüel kalır. Eğer çocuk eşcinsel ise eşcinsel olur. Eşcinsellik anne karnındayken gelişen ve oluşan bir şey. Dış ve çevre etkenler sadece eşcinselliğin nasıl yaşanacağını belirler. Çocuk istismarları buna rağmen çoğu zaman kalıcı hasarlara yol açabilir ama cinsel eğilimi ters yöne çevirmez. Nitekim çocukken cinsel istismara uğrayan bir çok heteroseksüel erkek vardır. Bu yüzden eşcinsel olunmaz.

Anne karnında gelişen eşcinseliğin mekanizması

Erkek embriyo Y kromozonundaki üç adet Gen Anti-müller hormonu şifreler

Anne de buna karşı Histocombatibliyt antikoru olusturur

Annenin her erkek çocuğa hamileliğinde vücudundaki Histocombatibilyt Antikorunun konsantrasyonu artar

Annenin oluşturduğu Antikor erkek çocuk embrosunun beyninin erkekleşmesini engeller.

Genital olarak erkektir ama beyinsel olarak erkekleşemez

Bu onların diğer erkeklerden hoşlanmasını, kadınlara karsı ilgisiz kalmasını sağlar

***

Eşscinselliğin, erkek çocukların doğum sırası ile ilgili oldugu artık neredeyse kesin gibidir.

Her erkek çocuğun doğumu, kendisinden sonra doğacak erkek cocugun eşcinsel olma ihtimalini yaklasik olarak % 3 4 oranında artırmaktadır.

Daha önce erkek çocuğa hamile kalmış, bir anne, doğuracağı yeni bir erkek çocuğun eşcinsel olma ihtimalinin kuramsal olarak ilk erkek çocuğa göre daha fazla olduğunu bilmelidir

Mehmet Saltürk, Köln Üniversitesi Genetik Bölümü

Link to post
Sitelerde Paylaş

İfeel yanlış hatırlamıyorsam psikolog idin yada psikoloji üzerine bilgilisin, anatomi bilgin de güçlüdür diye düşünerek bazı sormak istediklerim var.

1)Anal seksten kadınların haz etmediğini biliyorum ama erkeklerin zevk aldığını söylerler hep, bu tamamen yalan mı? Yani anüs bölgesinin uyarıcı bi özelliği var mı yok mu? Yani hiç bi zevkli yanı olmasa bu adamlar niye anal seks yapsın diye düşünüyorum.

2)Küçük yaşta cinsel tacize uğrayan erkeklerde neden eşcinsellik eğilimi oluyor? Aksine bundan tiksinmeleri gerekmez mi? Psikolojik olarak nasıl bi açıklaması var?

piskolog falan degilim ama bu egilimleri olan birisi olarak cevaplamak isterim sorularınızı :)

1- Anal sexden çogu zaman zevk almam. Karşımda sevdiğim, hoşlandıgım birisi olursa ayrı. Anal sex'i çogunlukla para için yapıyorum. Çünkü başka alternatifim yok. SAnırım gayet net bir cevap oldu.

2- Tecavüze ugrayan çocuklar aslında çevre tarafından feminen hareketleri hissedildiği için cinsel istismara ugrayorlar. Tecavüze ugrayan eşcinsel çocuklar büyüdüklerinde bu durumlarına bir suçlu bulmak istediye biliyorlar. Çocukluklarında başlarından geçen bu tecavuzü suçlu olarak görebiliyorlar. Yoksa başlarından geçen tecavüz olayının eşcinsel eğilim yarattığını düşünmüyorum. Başlarından tecavüz olayı geçen ve geçmeyen arkadaşlarım var. Bu olayı belirleyici bir etken olarak görmek yalnış olur bence.

tarihinde irem26 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

dünyada eşcinsel oranı artıyormu,azalıyormu sabitmi.

Solaklık ile aynı oranda. Yani +/- %10 oranında seyrediyor.

Bunun nedeni (her solak eşcinsel olmasa da) solaklık ile eşcinsellik arasında genetik bir ilişkinin, bu gelişimlere dair genlerin kromozomlar üstünde birbirine yakın bölgelerde bulunması ve bu nedenle birlikte kalıtılmasıdır. Çünkü cinsel yönelim gebelik sırasında maruz kalınan androjen hormonunun miktarına bağlıdır. Aynı zamanda kişinin parmak uzunluğunun birbirine olan oranları da kişinin anne karnında ne oranda androjen hormonuna bağlı kaldığını gösterir. Homoseksüel kadınların anne karnında heteroseksüel kadınlara göre daha fazla androjen hormonuna maruz kalındığı bilinmektedir. Bu yüzden homoseksüel kadınların yüzük parmağı ile işaret parmağı arasındaki fark, heteroseksüell kadınlara göre daha fazladır. Yani homoseksüel kadınların yüzük parmağı daha uzundur.

pic-209a1.jpg?w=560

Gelişimsel kararsızlık ve el kullanımı (Developmental instability and handedness) isimli teori, rahim şartlardaki kararsızlığın, kişinin sağ el veya sol el kullanımınıda etkili olduğunu ve sağ veya sol el kullanımı ile eşcinsellik arasındada bir ilişki olduğunu söyler. Her sol el kullanan(solak) eşcinsel değildir, veya her sağ el kullanan heteroseksüel değildir. Genelleme olmamakla beraber istatiksel olarak eşcinsellerin çoğunlukla sol eli kulandığı bulgular arasındadır.

Anlatımlar Mehmet Saltürk'ten (Köln Üniversitesi, Genetik Bölümü)

http://saltuerk.wordpress.com/2011/05/12/genetik-el-fali-parmak-uzunlugu-ne-anlama-geliyor/

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Solaklık ile aynı oranda. Yani +/- %10 oranında seyrediyor.

Bunun nedeni (her solak eşcinsel olmasa da) solaklık ile eşcinsellik arasında genetik bir ilişkinin, bu gelişimlere dair genlerin kromozomlar üstünde birbirine yakın bölgelerde bulunması ve bu nedenle birlikte kalıtılmasıdır. Çünkü cinsel yönelim gebelik sırasında maruz kalınan androjen hormonunun miktarına bağlıdır. Aynı zamanda kişinin parmak uzunluğunun birbirine olan oranları da kişinin anne karnında ne oranda androjen hormonuna bağlı kaldığını gösterir. Homoseksüel kadınların anne karnında heteroseksüel kadınlara göre daha fazla androjen hormonuna maruz kalındığı bilinmektedir. Bu yüzden homoseksüel kadınların yüzük parmağı ile işaret parmağı arasındaki fark, heteroseksüell kadınlara göre daha fazladır. Yani homoseksüel kadınların yüzük parmağı daha uzundur.

pic-209a1.jpg?w=560

Gelişimsel kararsızlık ve el kullanımı (Developmental instability and handedness) isimli teori, rahim şartlardaki kararsızlığın, kişinin sağ el veya sol el kullanımınıda etkili olduğunu ve sağ veya sol el kullanımı ile eşcinsellik arasındada bir ilişki olduğunu söyler. Her sol el kullanan(solak) eşcinsel değildir, veya her sağ el kullanan heteroseksüel değildir. Genelleme olmamakla beraber istatiksel olarak eşcinsellerin çoğunlukla sol eli kulandığı bulgular arasındadır.

Anlatımlar Mehmet Saltürk'ten (Köln Üniversitesi, Genetik Bölümü)

http://saltuerk.wordpress.com/2011/05/12/genetik-el-fali-parmak-uzunlugu-ne-anlama-geliyor/

Bunlar kanıtlanmamış iddialardır. İltifat etmeyin. Spekülasyon bile değillerdir.

Fantezidirler.

Sol yanlı olmak başlı başına bir olaydır ve eşcinsellikle ilgili değildir.

Parmakların uzunluğu ile eşcinsellik bir dereceye kadar ilgili olabilir ama onlarla varılan sonuç ve uzunluklarına ve şekillerine göre cinselliği sınıflandırmak çok saçmadır.

Eşcinselliğin genetik doğası bilinmemektedir.

Çünkü eşcinseller hemen her zaman heteroseksüel ana babanın dölüdürler.

Ve eşcinseller karşı seksle çiftlesşeler bile yeni nesillerde devam etmezler.

Eşcinsellik görerek, eğitilerek öğrenilmez. Bir insan eşcinsel doğar.

Eşcinsellik konusunda çok sayıda teori vardır ama hiçbiri henüz kanıtlanamamıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar kanıtlanmamış iddialardır. İltifat etmeyin. Spekülasyon bile değillerdir.

Fantezidirler.

Sol yanlı olmak başlı başına bir olaydır ve eşcinsellikle ilgili değildir.

Parmakların uzunluğu ile eşcinsellik bir dereceye kadar ilgili olabilir ama onlarla varılan sonuç ve uzunluklarına ve şekillerine göre cinselliği sınıflandırmak çok saçmadır.

Eşcinselliğin genetik doğası bilinmemektedir.

Çünkü eşcinseller hemen her zaman heteroseksüel ana babanın dölüdürler.

Ve eşcinseller karşı seksle çiftlesşeler bile yeni nesillerde devam etmezler.

Eşcinsellik görerek, eğitilerek öğrenilmez. Bir insan eşcinsel doğar.

Eşcinsellik konusunda çok sayıda teori vardır ama hiçbiri henüz kanıtlanamamıştır.

Doğru, cinsel eğilimler ile nöroloji arasındaki ilişkiye dair birden çok modeller vardır. Bunlardan Gelişimsel Kararsızlık ve El oranı sadece biridir. Merak edenler için diğer modeller:

  • Doğum öncesi prenatal androjen modeli (Prenatal androgen model)

  • 2D:4D parmak oranı (2D:4D digit ratio)

  • Auditory evoked potentials (Duyumsal çağrışımlar potansiyeli)

  • Fraternal birth order effect (Kardeş doğum sırası etkisi)

Bunların yanında hipotalamus büyüklüğü, beyin asimitresi, ön komisurde (beyindeki beyaz maddelerle sinirlerin birleştiği nokta) eşcinsel ve heteroseksüel insanlar arasında yapı farklılıkları bulunduğu bilinmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunların yanında hipotalamus büyüklüğü, beyin asimitresi, ön komisurde (beyindeki beyaz maddelerle sinirlerin birleştiği nokta) eşcinsel ve heteroseksüel insanlar arasında yapı farklılıkları bulunduğu bilinmektedir

Bu farklar eşcinsel olsunlar olmasınlar, bütün insanlar arasında vardır.

Bu farkları cinsellikle ilişkilendirmek bilimsel bir yaklaşım değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu farklar eşcinsel olsunlar olmasınlar, bütün insanlar arasında vardır.

Bu farkları cinsellikle ilişkilendirmek bilimsel bir yaklaşım değildir.

Beyindeki bazı yapılar kadınlarda ve erkeklerde prensip ve istisnasız olarak farklıdır. Örneğin ön hipotalamusun suprakiazmatik çekirdeği (SCN). Homoseksüel insanlar buna bağlı olarak beyin tomografilerinde de görüldüğü gibi atypical cinsiyet simetrileri gösterirler.

PET and MRI show differences in cerebral asymmetry and functional connectivity between homo- and heterosexual subjects

http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?tool=pmcentrez&artid=2453705

Erkeği erkek, kadını da kadın yapan unsur üreme organları değil beyin yapısıdır. Cinsiyet beyinde başlar ve en büyük cinsel organ aslında beynin kendisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beyindeki bazı yapılar kadınlarda ve erkeklerde prensip ve istisnasız olarak farklıdır. Örneğin ön hipotalamusun suprakiazmatik çekirdeği (SCN). Homoseksüel insanlar buna bağlı olarak beyin tomografilerinde de görüldüğü gibi atypical cinsiyet simetrileri gösterirler.

PET and MRI show differences in cerebral asymmetry and functional connectivity between homo- and heterosexual subjects

http://www.pubmedcentral.nih.gov/articlerender.fcgi?tool=pmcentrez&artid=2453705

Erkeği erkek, kadını da kadın yapan unsur üreme organları değil beyin yapısıdır. Cinsiyet beyinde başlar ve en büyük cinsel organ aslında beynin kendisidir.

Biz yalnız kadın ve erkek arasındaki farklardan bahsetmiyoruz.

Kadınların beyni erkeklerin beyninden ortalama 100 gram küçüktür.

Bu değindiğiniz farkları bununla açıklamak mümkündür.

Ayrıca beyin erkekler ve kadınlar arasında da farklara sahiptir.

Eşcinsellerdeki beyin asimetrisi eşcinselliğe spesifik değildir.

Yani PET veya MRI ile bir insanın eşcinsel olup olmadığı anlaşılamaz.

Kadınlar ve erkekler arasında olduğu gibi, her cins içinde de varyasyonlar vardır.

Uzun boylu erkeklerin beyni biraz daha büyüktür, örneğin.

Eşcinsellik için belirleyici bir anatomik substrat aramanız nafile.

Öyle bir alt yapı yoktur. MRI veya PET ile bir insanın homo veya hetero seksüel olduğunu saptayamazsınız.

Parmakların durumu da kesin değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yani anüs bölgesinin uyarıcı bi özelliği var mı yok mu?

Makatın kendisi aslında uyarıcı bir bölge değildir. Aynı şekilde kalın bağırsak duvarları da. Prostata uyarıcı ve stimule olan bölgedir ve cinsel haz verebilir. Bazı ereksiyon sorunları erkeklerde prostatın stimüle edilmesiyle çözümlenebilir. Kadınlarda prostat olmadığı için anal seksten zevk alabilmeleri için aynı zamanda klitorisin de stimüle edilmesine ihtiyaç duyarlar.

Kadınlarda klitoris dışında bir erojen bölge daha vardır o da idrar borusudur. Orgazm sorunu çeken bazı kadınlar idrar yoluna saç takısı gibi kısa ve dar araçlar sokarak orgazm olabilirler ve idrar borusunun uygun araçlarla stimüle edilmesi bazen doktorlar tarafından da tavsiye edilmektedir. Normal olan yollardan orgazm olamayan kadınlarda bu yöntem kolaylık sağlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Erkeği erkek, kadını da kadın yapan unsur üreme organları değil beyin yapısıdır. Cinsiyet beyinde başlar ve en büyük cinsel organ aslında beynin kendisidir.

Bu felsefi bir görüş. Daha fazla bir anlamı yok.

Her türlü insansal etkinlk beyinde başlar.

Cinsiyet bir istisna değildir.

Beyni cinsel organ da yapabilirsiniz, düşünen ve planlayan bir organ da..

Ya da katil bir organ da. Bir suçlu da..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz yalnız kadın ve erkek arasındaki farklardan bahsetmiyoruz.

Kadınların beyni erkeklerin beyninden ortalama 100 gram küçüktür.

Bu değindiğiniz farkları bununla açıklamak mümkündür.

Ayrıca beyin erkekler ve kadınlar arasında da farklara sahiptir.

Eşcinsellerdeki beyin asimetrisi eşcinselliğe spesifik değildir.

Yani PET veya MRI ile bir insanın eşcinsel olup olmadığı anlaşılamaz.

Kadınlar ve erkekler arasında olduğu gibi, her cins içinde de varyasyonlar vardır.

Uzun boylu erkeklerin beyni biraz daha büyüktür, örneğin.

Eşcinsellik için belirleyici bir anatomik substrat aramanız nafile.

Öyle bir alt yapı yoktur. MRI veya PET ile bir insanın homo veya hetero seksüel olduğunu saptayamazsınız.

Parmakların durumu da kesin değildir.

Evet ama zaten salt beyin ağırlığı veya beyin büyüklüğü ölçü olarak alınmıyor ki.. Bu zaten yanıltıcı olurdu. Beynin vücuda (vücut ağırlığına) olan oranı ölçü olarak alınıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet ama zaten salt beyin ağırlığı veya beyin büyüklüğü ölçü olarak alınmıyor ki.. Bu zaten yanıltıcı olurdu. Beynin vücuda (vücut ağırlığına) olan oranı ölçü olarak alınıyor.

Neyi nasıl aldığinızın önemi yok.

Ben size bu yazdığınız farklar eşcinsellik için spesifik değildir diyorum.

Yani şimdiye kadar eşcinselliğin doğasını anlamak için yapılan bütün araştırmalar nafiledir.

Hiçbiri eşcinselliğin gizemini aydınlatamamıştır.

Beynin vücut ağırlığına oranı fazla bir şey ifade etmez. Ne ifade ettiği de kesin değil zaten.

Bu oran farelerde ve yunuslarda insanlardan büyüktür.

Uzun boylu olmak biraz farkeder. Uzun boylularda beyin kısa boylu olanlara oranla biraz daha büyüktür.

Nedeni de miyelinle açıklanabilir. Başka açıklamaları da olabilir.

Bu tartışmalarda önemli olan eşcinsellğin anatomik bir alt yapısının olmamasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu felsefi bir görüş. Daha fazla bir anlamı yok.

Her türlü insansal etkinlk beyinde başlar.

Cinsiyet bir istisna değildir.

Beyni cinsel organ da yapabilirsiniz, düşünen ve planlayan bir organ da..

Ya da katil bir organ da. Bir suçlu da..

Cinsellik beyinde başlıyor Hacı. Kendini biyolojik cinsiyetin gibi erkek hissedebilmen için beyin yapısının ve ölçülerinin de "male" (eril) olması gerekiyor. Eğer beynin bir dişi beyni ise bunun sonucu, eril cinsiyete sahip olmana rağmen kadın gibi hissetmek ve erkekleri çekici bulmak. Bu yüzden eşcinseller boşa demiyor biz doğuştan beri kendimizi böyle hissediyoruz. Hipotetik olarak bir erkeğin beynini operasyonla bir kadınınkiyle değiş tokuş et, kadın erkek, erkek de kadın hissedecektir kendini. Pipisi varmış yokmuş veya hormonlar olması gerektiği gibiymiş hiç fark etmiyor.

tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyi nasıl aldığinızın önemi yok.

Ben size bu yazdığınız farklar eşcinsellik için spesifik değildir diyorum.

Yani şimdiye kadar eşcinselliğin doğasını anlamak için yapılan bütün araştırmalar nafiledir.

Hiçbiri eşcinselliğin gizemini aydınlatamamıştır.

Beynin vücut ağırlığına oranı fazla bir şey ifade etmez. Ne ifade ettiği de kesin değil zaten.

Bu oran farelerde ve yunuslarda insanlardan büyüktür.

Uzun boylu olmak biraz farkeder. Uzun boylularda beyin kısa boylu olanlara oranla biraz daha büyüktür.

Nedeni de miyelinle açıklanabilir. Başka açıklamaları da olabilir.

Bu tartışmalarda önemli olan eşcinsellğin anatomik bir alt yapısının olmamasıdır.

Bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiği doğru.. Muhakkak cinsel yönelimlerin genetik ve kalıtımla bir ilişkisi vardır ve bu da zaman içinde daha iyi açıklığa kavuşturulacaktır. Gerçek şu an sandığımızdan daha farklı olabilir tabi..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...