Jump to content

Kuran da Dağlar


Recommended Posts

Biraz önce Kuran'da "dağ" kelimesinin geçtiği ayetlerle ilgili bir arama yaptırdım. Özellikle bir ayet dikkatimi çekti:

"Fussilet (10) O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti. "

Kuran'a göre bırakın dağların sabit olmasını, dağların yaratılması işlemi tek seferde, ve dört evre sonunda yaratılmış. Yani artık yeni bir dağ yaratılmayacak. YAratılışın 6 günü içindeki 4 gününde dağlar yaratılmış ve bu işlem bitmiş.

Kuran, kıta hareketlerini bir kenara koyun, dağ oluşumunun yavaş, uzun bir süreçte olduğunu bile bilmiyor. Ve bu sürecin hala devam ettiğini. Kurana göre dağlar Dünya yaratılırken yaratıldı ve yaratılması sonra erdi.

tarihinde CharlesDarwin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

4 evre lafı tamamen uydurmadır. Meallerde parantez içinde bulunan kelimeler Kuran'ın orjinal metninde bulunmazlar. Kuran dağların 4 gün içinde yaratıldığını iddia eder.

Kuran'da yaratılış bazı ayetlere göre 2 gün sürerken, bazı ayetlere göre 6 gün sürmüştür. Kuran'da Allah'ın 1 günü insanın 1000 yılına denktir denir.

Parantezle ayetleri çarpıtan mealcileri değil de Kuran'ı referans alırsak, Kuran'a göre dağların oluşumu sadece 4 x 1000 = 4000 yıl sürmüştür.

Oysa dağlar milyonlarca yıllık levha hareketleri sonucunda oluşmuştur. 4000 yetersiz bir süredir. Kuran'a göre dağlar depremi önleyen ve sabit yapılardır.

Gerçekler oldukça farklıdır. Dağlar yerin en hareketli parçalarıdır. Dağlar depremi önlemek bir yana depremler ve faylar sonucunda oluşmuştur. Dağlık yerlerde çok deprem olur.

Kuran'da dağlarda özel bitkilerin yetişmesinden söz edilmiş. Bunun anlamı açık. Arabistan çöl olduğundan bitkiler sadece bol yağışlı dağlarda yetişiyor. Rızıktan kastı da budur.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dağların oluşumlarına bakın.. Günümüzde bile dağlar hala oluşmaktadır.. Öyle yaratılma falan yok.. Yaratılan şey yaratılır olur biter..

Kurandaki soylem Kurandan once kuranin aşağıladığı dinlerdede mevcuttur..

Tengri, tag birle yerig basurdı. Yani Tanrı, dağ ile yeri bastırıp daha sağlam yaptı. Yeri basan, tutan dağdır; Halkı basan, tutan Handır!

Bunlar Orta Asya Türklerinin atasözleridir, dağların onların mitolojisinde ki yerini öğrenmek için bu linki araştırabilirsiniz. Ayrıca Çin, Hint, İran, Sami mitolojilerinde de dağın haşmetinden ve özelliklerinden bahseder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani:

"Dağları görür de sabit sanırsın. Ben de öyle sanmıştım ey resulüm. Ama bir de baktım dağların kimi hâla yükseliyor, kimi aşınıp küçülüyor. Önceki sana gönderdiğim dağların sabit kazıklar olduğunu söylediğim ayetleri de geri alamıyorum. Her ne kadar sana bir ayeti değiştirmek istediğimde yerine iyisini gönderirim demiş olsam da bunun da bir sınırı var. Tüm gönderdiklerim hatalıymış da diyemem ya ey habibim!

Neyse işte, durumu idare et. Zaten müminlerin böyle şeylere pek kafaları basmaz. Onlar cihat edip bana gelip hurilerin kucağına atlamaktan başka bir şey düşünmezler.

Bütün meleklerle birlikte salat ve selam eder, gözlerinden öperim ey benim habibi resulüm."

demesi gerekiyormuş! :lol:

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

4 günde yaratılan dağlar değildir. Daha önce yer 2 günde yaratılmış, sıra yerin düzenlenip biçimlenmesine gelmiştir.

10. ayet yerin biçimlendirilmesiyle ilgilidir ki buna dağların haricinde denizleri, gölleri, ırmakları, ovaları ve besin kaynaklarını, bitkileri ve hayvanları da ilave etmek gerekir.

Bu meal, Diyanetin hatalı meallerinden biridir ve sanki 4 günde dağlar yaratılmış gibi anlaşılmaktadır.

Ayrıca Füssilet suresindeki 9, 10,11 ve 12 ayetleri birlikte ele alınmalıdır. Doğru meal diğer ayetlerle birlikte şöyledir:

9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.

10. Ve orada, onun üzerinde sabit dağlar oluşturdu. Ve orayı bereketli kıldı. Orada isteyenler için rızıkları eşit olarak dört günde takdir etti.

11. Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yere, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler.

12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

Şimdi bu ayetlerdeki çelişkileri, yanlışları konuşalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

9. ayette, henüz ortada hiçbirşey yokken 2 günde yer yaratılıyor, ama yerin biçimi konusunda bir bilgi yok, dümdüz mü, yoksa top gibi yuvarlak mı, belli değil.

10. ayette dağlar, rızklar falan 4 günde yaratılıyor.

11. ayette duman halindeki göğe yönelmiş. Bu duman halindeki gökte nereden çıktı şimdi? Onu ne zaman yarattı ya? Yoksa hep var mıydı bu duman?

Bu yer ve gök ilk zamanda canlıymışlar galiba. Belirli bir iradeleri de varmış üstelik. Daha sonra ölmüş olmamlılar, aradan bayağı uzun zaman geçti çünkü.

12. ayette de nereden çıktığı belli olmayan dumanı 2 günde 7 gök olarak yarattı deniyor ama buna pek yaratma denmez. O gök duman olarak zaten varmış, Allah sadece düzenleme yapmış.

Sonra da en yakın göğü noel ağacı gibi kandillerle süslemiş. Nedir bu kandiller peki? Yıldız mı?

Eee, 2+4+2=8 gün ediyor, hani 6 günde yaratmıştı? Ayrıntılara girince 6 güne sığmamış olay demek ki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir diğeri ise, evrende minnacık bir noktadan ibaret olan Dünya'nın yaratılması 6 gün sürmüşken, milyarlarca ışık yılı çapındaki evrenin yaratılması ise sadece 2 günde bitiyor.

Ayrıca hani o "ol" deyince herşey oluyordu, neden bu kadar zahmet?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir diğeri ise, evrende minnacık bir noktadan ibaret olan Dünya'nın yaratılması 6 gün sürmüşken, milyarlarca ışık yılı çapındaki evrenin yaratılması ise sadece 2 günde bitiyor.

Ayrıca hani o "ol" deyince herşey oluyordu, neden bu kadar zahmet?

Evet, etti 2

Ne diyordu ayette:

Nisa-82. “Hala Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.”

Birçok çelişkiyi Kur'an'ın tümünde değil, sadece 3-4 ayetinde buluyoruz.

Devam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

4 gün değil 4 gün içinde veya sonunda demek istiyor.

2 gün yer ondan sonra dağlar, tepeler ve canlılar 4. gün bitiyor.

2 gün de göklerin 7 kat düzenlenmesi.

Konu dağlar ama.

Yok öyle birşey.

O 4 güne, baştaki 2 günü ekleyerek 8 gün çelişkisini ortadan kaldırmaya çabalıyorlar.

Ayet açık, 4 günde düzenleme-biçimlendirme var, yaratma yok.

Yaratma 9. ayettedir.

Onun doğrusu da 2 gündesadece yeri değil, yeri ve göğü 2 günde yaratmasıdır.

Ardından 4 gün dünyanın düzenlenmesi ve sonra da 2 gün göğün düzenlenmesidir.

Muhammed burada Tevrat'takinden farklı bir bilgi verebilmek için göğün düzenlenmesini ayrı tutmuş olabilir.

O çabayı görmek için Elmalılı tefsirinden bakalım:

10- Hem onda üstünden baskılar yaptı; dağlar, yeryüzünün kabuğunu tabanına çiviler gibi kazıklar. Bu "vav", istinafiyedir, fiiline atıf değildir, çünkü fasıl vardır. Ve onda bereketler meydana getirdi. Yeryüzünde hayır ve hayrata elverişli şeyler, sular madenler, doğma ve gelişme kuvvetleriyle bitkiler ve hayvanlar gibi feyz ve bereket kaynaklarını yetiştirdi. Ve onda azıklarını da takdir buyurdu, yani bitkilerin ve hayvanların yaşamak için muhtaç oldukları yağmur ve diğer hasılatı da miktar ve sayılarıyla tayin buyurup yeryüzünde biçimine koydu. Dört gün içinde, yani bütün bunları dört gün içinde yaptı. Yahut dört gün içinde olarak yaptı. Önceki "iki"de içinde dahil olmak üzere, "dört" ki, bunda da gösterdiğimiz şekilde öbürleri gibi iki mânâ vardır. Birisi, madenlerin ve dağların yaratılması nöbeti, biri de bitkilerin ve hayvanların yaratılması nöbeti ki iki önceki ile dört olur. Birisi de dan hal olmasıdır ki, dört mevsimi göstermiş olur, bu şekilde önceki iki burada dahil olmuş bulunur. Benim aciz anlayışıma göre burada bu mânâ, öbüründen daha ön plânda, ifadenin akışına daha uygundur. Çünkü yeryüzünün bereketleri ve rızıkları her sene bu dört mevsim içinde yetişir. Sayısı ve miktarı ile biçimini bunlar içinde alır, bu sebepten dolayı nin, ve fiillerine bağlanması dahi aynı mânâyı ifade edebilir. Ve bu mânâca şu kayıt da açık olur. Bütün araştıranlar için eşit olmak üzere dört gün, çünkü her yerde rızık isteyenlerin hepsinin rızkı bu dört mevsim içinde yetişir, rızıklar eşit olmazsa da günler eşittir. Dört mevsim hepsi için dörttür. Burada ye müteallık (bağlı) olmaması ve meseleyi soranlar mânâsına olması da düşünülebilir.

Bu dört günü, önceki "iki"ye ekleyerek, toplamını "altı" olmak üzere tefsir etmeyi uygun görmüyorlar, çünkü bu şekilde gökyüzünün zikrolunacak iki günüyle günlerin toplamı sekize ulaşıyor. Oysa birçok âyetlerde "O gökleri ve yeri altı günde yarattı." (A'raf, 7/54) buyurulmuş olmakla bu günler, o altı günün beyanı olduğuna göre o sayıyı aşmamak gerekir.

Dağ konusu bellidir.

Dinler içinde dağ kültü vardır. İslam'da da vardır, diğer dinlerde de. Dağ kutsaldır, o yüzden de sıkça bahsedilir, tanrıyla konuşmak için, dua için dağa çıkılır.

Bunun ötesinde üzerinde konuşulacak bir yanı yoktur. Ayette değinilmesinin sebebi de bu önemidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayetlerde zaman kavramını anlatmak için "yevm" sözcüğü kullanılmaktadır. Lugatta "gün" olduğu gibi "evre" manasına da gelmektedir. 6 gün olarak bahsedilmesi tüm zamanın 6 eşit parçaya bölünmesi olarak anlaşılmamalıdır.

Ortada bir hakikat varmış ve keşfedilmesi gerekiyormuş gibi davranılmadığında ipin ucu kaçıyor. Orada kullanılan yaratıldı manasından bugünkü karakteristik hallerine sahip olduğunu anlayabiliriz. Ya da dağ kavramının kabaca oluştuğu tarihten de bahsediliyor olabilir.

---

İslam inancına göre ayetler ve hadisler yüklü manalar içeren gerçek işaretleridirler. Kolaylıkla çarpıtılabilinir, onlardan çıkacak bir hakikati bulmayıp yanlışlama yöntemiyle yaklaşıldığında fayda elde edilemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bitkiler güneş yaratılana kadar karanlıkta nasıl fotosentez yapıyorlar?

Yerde herşey yaratılıp bittikten sonra en son yıldızların yaratılması nasıl oluyor?

Biraz kopuğum sanırım. Ayetlerden örnek verir misin? Mantık olarak evren unsurlarının daha önce oluşması gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım daha önce hiç kuran okumamışsın.

Bu başlığın ilk mesajında verildi. Fussilet 9,10,11...

Muhteşem zeki allahın son iki günde melekleri ile birlikte yıldızları göğün tavanına asıyorlar.

Evet. Göze yanlış geldiğini inkar edemeyeceğim. Hakkında biraz araştıracağım. Hayrola.

Link to post
Sitelerde Paylaş

4. çelişki 12. ayette.

Onu da ben vereyim:

12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.

Bu ayette 2 çelişki birden var aslında.

1. si;

Boldlanmış fiilllere dikkat edersek, ayetteki "yarattı" ve "bildirdi" sözcüklerini içeren ilk cümlenin 3. tekil şahıs tarafından kurulduğunu,

"süsledik" ve "koruduk" sözcüklerini içeren 2. cümlenin ise 1. çoğul şahıs tarafından kurulduğunu görürüz.

"Kur'an Allah sözüdür" denir ama ayette ilk cümle Allah'a aitse, 2. cümle kime aittir?

Buna tek yanıt verilebilir, melekler ya da Cebrail. Bunun dışında bir yanıt ayette gramer yanlışı olduğunu ortaya koyar.

Ayetteki 2. cümle meleklere aitse bu durumda Kur'an'ın hatta ana kitap denilen levhi Mahfuz'un da sadece Allah tarafından değil, melekler tarafından da yazıldığı sonucu çıkar.

2.si;

Allah yeri ve göğü yaratıyor. Yer dediğimiz dünya yıldızların yanında çok küçük bir gezegen, yıldızın uydusu.

O uyduyu Allah yaratıyor ama iş yıldızlara geldiğinde, yıldızlarla yakın göğü süslemek meleklere kalıyor.

Çünkü yıldızların çok küçük olduğu zannediliyor, dünyaya nazaran çok küçük. Öyle ki dünyaya düşüp duruyorlar.

Hatta şeytanların taşlanmasına yarıyorlar. Ateş taşı. Melekler şeytanı görünce nişan alıp yıldızı ateşliyor ve hedefi vuruyor. :D Böylece şeytanlardan korumuş oluyorlar.

Yıldızları dünyadan küçük düşünmek büyük bir çelişkidir.

Muhammed, dünyanın küçük bir gezegen olduğunu bilseydi, koskoca göğe 2 gün, minicik dünyaya 4 gün zaman vermezdi.

Ve başka ayetlerde cenneti tarif ederken "Genişliği göklerle yer kadar olan" demezdi. Güneşi bir çamur gözesinde batacak şekilde tarif etmezdi.

Sonuç olarak Füssilet 9-12 ayetleri astronomi katliamıdır. Tümüyle bilim dışıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...