Jump to content

Recommended Posts

  • İleti 49
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sevgili freand gerçekten 38 atp değilmiymiş?Valla asıl şimdi şaşırdım.Kaynağını yazarsan sevinirim

1.sınıfta biyokimya dersinde ve biyofizik dersinde bunu detaylı olarak anlatmışlardı diye hatırlıyorum. Fizyolojide de aynısını öğreniyoruz. Liseden çıktığımızda hocalara 38 konusunda sorduğumuzda ''biz 20 sene önce öyle öğretiyorduk'' demişlerdi.

688 sayfalık kalın ders kitabını kitaplıktan çıkardım ve elimde tutuyorum. Dihidroksiaseton fosfat/gliserol 3-fosfat mekik sistemi kullanılırsa 30, malat/aspartat mekik sistemi kullanılırsa 32 ATP oluşumu vardır diye yazıyor.

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

1.sınıfta biyokimya dersinde ve biyofizik dersinde bunu detaylı olarak anlatmışlardı diye hatırlıyorum. Fizyolojide de aynısını öğreniyoruz. Liseden çıktığımızda hocalara 38 konusunda sorduğumuzda ''biz 20 sene önce öyle öğretiyorduk'' demişlerdi.

688 sayfalık kalın ders kitabını kitaplıktan çıkardım ve elimde tutuyorum. Dihidroksiaseton fosfat/gliserol 3-fosfat mekik sistemi kullanılırsa 30, malat/aspartat mekik sistemi kullanılırsa 32 ATP oluşumu vardır diye yazıyor.

Bu seneki lise ders kitabı elimde yok.Ders kitabları değişti diye biliyorum.Ama bir önceki kullanılan ders kitabını buldum.Orda da 38 yazıyor.Yani 2 sene önce bile 38 diye öğretiliyormuş.İlginç!

Ya bu arada yazdıkların sadece ETS için değil oksijenli solunum için geçerli değil mi?

tarihinde nefridium tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu seneki lise ders kitabı elimde yok.Ders kitabları değişti diye biliyorum.Ama bir önceki kullanılan ders kitabını buldum.Orda da 38 yazıyor.Yani 2 sene önce bile 38 diye öğretiliyormuş.İlginç!

Ya bu arada yazdıkların sadece ETS için değil oksijenli solunum için geçerli değil mi?

ETS zaten oksijenli solunumda işlev görüyor. Aslında 38 olmadığının fark edilmesi NAD ve FAD kofaktörleriyle ilgili. Oksijenli ve oksijensiz solunumun ortak basamağı olan glikolizde ve oksijenli solunumun 2.basamağı olan krebs çemberinde NAD ve FAD gibi kofaktörleri indirgenerek NADH ve FADH2'ye dönüşüyor. Bunlar ETS'ye gidip yeniden yükseltgenirken elektronlarını ETS'ye veriyor. ETS'de giden elektronun enerjisi de ADP + P = ATP reaksiyonu için kullanılıyor. Şimdi gelelim değişikliğin olduğu yere. Eskiden bir NADH molekülünün 3 ATP, bir FADH2 molekülünün 2 ATP çıkardığı düşünülürdü. Oysa yapılan yeni çalışmalar NADH'ın 2,5 ATP; FAD'ın da 1,5 ATP çıkardığını gösteriyor. Aslında bu giden buçukluklar ETS'de bazı elektronların kaybolmasından kaynaklanan verim düşüklükleri. Kaybolan elektronlar reaktif oksijen türlerine gidiyor ve ATP üretim verimi azalıyor. Milli eğitim kitaplarında kaybolan elektronlardan kaynaklanan verim kayıpları ve mitokondri zarından geçişlerde aktif taşıma için harcanan ATP'ler hesaba katılmamış. Doğrusu elbette 30/32 ATP'dir. 38 seçeneğini işaretleyenlere sınavda puan vermezler. :)

tarihinde freand tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ETS zaten oksijenli solunumda işlev görüyor. Aslında 38 olmadığının fark edilmesi NAD ve FAD kofaktörleriyle ilgili. Oksijenli ve oksijensiz solunumun ortak basamağı olan glikolizde ve oksijenli solunumun 2.basamağı olan krebs çemberinde NAD ve FAD gibi kofaktörleri indirgenerek NADH ve FADH2'ye dönüşüyor. Bunlar ETS'ye gidip yeniden yükseltgenirken elektronlarını ETS'ye veriyor. ETS'de giden elektronun enerjisi de ADP + P = ATP reaksiyonu için kullanılıyor. Şimdi gelelim değişikliğin olduğu yere. Eskiden bir NADH molekülünün 3 ATP, bir FADH2 molekülünün 2 ATP çıkardığı düşünülürdü. Oysa yapılan yeni çalışmalar NADH'ın 2,5 ATP; FAD'ın da 1,5 ATP çıkardığını gösteriyor. Aslında bu giden buçukluklar ETS'de bazı elektronların kaybolmasından kaynaklanan verim düşüklükleri. Kaybolan elektronlar reaktif oksijen türlerine gidiyor ve ATP üretim verimi azalıyor. Milli eğitim kitaplarında kaybolan elektronlardan kaynaklanan verim kayıpları ve mitokondri zarından geçişlerde aktif taşıma için harcanan ATP'ler hesaba katılmamış. Doğrusu elbette 30/32 ATP'dir. 38 seçeneğini işaretleyenlere sınavda puan vermezler. :)

Yok bende ETS nin O2 li solunuma ait olduğunu biliyorum.Ama işin mantığını anladım.10 NADH2x2,5=25;2FADH2x1,5=3

25+3+2(krebsten)+2(glikolizden)=32

Sağolasın

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tür deneyler beni tatmin etmiyor açıkçası. Paylaştığınız için teşekkür ederim. Bir prokaryotik hücrede gezintiye çıkabilmek için bu cümlenin sonundaki noktadan yüzlerce kat küçülmeniz gerekir. Sizi hücrenin dışında tutan dayanıklı ve esnek bir zar var. Bir fabrikayı çevreleyen tuğla bir duvar gibi hücrenin içindekileri koruyor. Bu zar o kadar incedir ki üst üste 10.000 tane koyarsanız ancak bir kâğıt kalınlığında olur. Yine de hücre zarının yapısı bir duvardan çok daha karmaşıktır. Ne yönden?

Hücre zarı, fabrikayı koruyan duvar gibi hücreyi içinde bulunduğu ortamın olası tehlikelerinden korur. Bu zarda minik gözenekler vardır, bu sayede oksijen gibi küçük moleküller içeri girip çıkabilir ve hücre nefes alabilir. Hücre zarı aynı zamanda, hücreye zarar verebilecek daha karmaşık moleküllerin hücrenin izni olmadan içeri girmesini önler, içerideki yararlı moleküllerin de hücreyi terk etmesini engeller. Hücre zarı tüm bunları NASIL başarır?

Tekrar fabrikayı düşünün. Fabrikanın kapılarında, giren çıkan ürünleri denetleyen güvenlik görevlileri vardır. Hücre zarının içine yerleştirilmiş özel proteinler de bir anlamda hücrenin kapıları ve güvenlik görevlileridir.

Bu proteinlerden bazılarının (1) ortasında, hücreye sadece belirli tür moleküllerin girip çıkmasına izin veren bir delik vardır. Başka proteinlerin (2) ise zarın bir tarafındaki ucu açık, diğer tarafındaki ucu kapalıdır. Bu proteinler ancak belirli bir maddenin girebileceği bir yuvaya (3) sahiptir. Bu madde yuvaya girdiğinde proteinin diğer ucu açılır ve maddeyi zarın öteki tarafına geçirir (4). Tüm bu işlemler en basit hücrenin zarında bile gerçekleşir.

Bazı saygın bilim insanları “basit” bir hücrenin bile yeryüzünde kendiliğinden meydana gelmiş olamayacak kadar karmaşık olduğunu söylüyor. Ancak bazıları kesin mi kesin bir dille doğa dışı bir müdehale olmadan deneme yanılma/ yapboz oyunu gibi olmuştur şeklinde bir yargıda bulunabiliyor. Deneysel olarak kesin bir şekilde ortaya koyulmadan, böyle bir şey gözlenmeden kesin vargılara varmanın bilimsel tavırla bağıntısız olduğu bir gerçek.

Cevabınız için teşekkür ederim. Yukarıda alıntıda bulunduğuklarım üzerinde konuşmak ister misiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...