Jump to content

Kuranın şiirselliği ve çelişkisi


Recommended Posts

Bir çelişkiye değinmek istiyorum.

Kuran hem şiiri yasaklayıp şairide yerin dibine sokuyor, hemde kuranın kendisi(özellikle bazı sureler) şiirsel bir dille yazılmış bulunuyor.

Acaba muhammed ne düşünüyordu?

"Biz Muhammed’e şiir öğretmedik .Zaten şiir ona yakışmazdı." O sadece açıkça ve sade bir şekilde söylenen Kuran’dır. Yasin-69.ayet

''Şairler'e gelince,şairlik sadece sapıklıktır"ŞUARA SURESİ 224.AYET

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 75
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir çelişkiye değinmek istiyorum.

Kuran hem şiiri yasaklayıp şairide yerin dibine sokuyor, hemde kuranın kendisi(özellikle bazı sureler) şiirsel bir dille yazılmış bulunuyor.

Acaba muhammed ne düşünüyordu?

"Biz Muhammed’e şiir öğretmedik .Zaten şiir ona yakışmazdı." O sadece açıkça ve sade bir şekilde söylenen Kuran’dır. Yasin-69.ayet

''Şairler'e gelince,şairlik sadece sapıklıktır"ŞUARA SURESİ 224.AYET

Şair-şiir bizim anladığımız manada değil dostum o devirde,sanat değil.Şairlik demek peygamberlik demekti.Cinlerle irtibata geçen bu şairler aldıkları bilgileri insanlara şiir olarak aktarırdı.Aslında bu bağlamda Muhammed de şairdir,Muhammed'in cini de Cebraildir.Bu cinlerin herkesle konuşmadığı sadece seçtiği insanlarla konuştuğu,öte alemden bilgi getirdiği inancı vardı.

Kur'an şairliği sapıklık ilan ederken Muhammed'den başka peygamberlik iddiası olanları sapık olarak ilan etmiştir,tek şair olarak kendini öne çıkarmıştır.Dolayısıyla bence bir çelişki yok.

tarihinde Dark Prince tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şair-şiir bizim anladığımız manada değil dostum o devirde,sanat değil.Şairlik demek peygamberlik demekti.Cinlerle irtibata geçen bu şairler aldıkları bilgileri insanlara şiir olarak aktarırdı.Aslında bu bağlamda Muhammed de şairdir,Muhammed'in cini de Cebraildir.Bu cinlerin herkesle konuşmadığı sadece seçtiği insanlarla konuştuğu,öte alemden bilgi getirdiği inancı vardı.

Kur'an şairliği sapıklık ilan ederken Muhammed'den başka peygamberlik iddiası olanları sapık olarak ilan etmiştir,tek şair olarak kendini öne çıkarmıştır.Dolayısıyla bence bir çelişki yok.

Şair kavramı ozamanlar dediğin gibiyse dediğin gibi pek bir çelişki olmuyor. Ancak bu şairlikten kasıt yinede bildiğimiz şairlik olduğunu düşünüyorum, çünkü kuranda buna karşı tam bir ibare yok. Sonuç olarak eğer günümüzdeki şiirlerden birini o zamanda okursan taşlanabilirdin.. Ozamanki şiirler bugünkü şiirlerin atası niteliğinde diyebilirmiyiz?

tarihinde Darwinist1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'i eleştiren şiirler yazan Ka'ab adında bir şair vardı. Muhammed, companionlarıyla birlikte adama süikast düzenlenmesi için planlar yaptı. En sonunda adam öldürüldü. Şairin kafası kesildi ve bir kap içinde Muhammed'e gönderildi. Muhammed rakiplerinden bir tanesini daha bertaraf etmenin verdiği huzurla yoluna devam etti. Ayetler vahiy katipleri denen bir ekip tarafından yazıya geçiriliyordu. Ayet olarak yazılanlar çoğunlukla Araplar arasında zaten önceden beri mevcut olan hikayelerdi. Kuran ayetleri olarak daha önceden bilinen şeylerin yazıldığını görenler, Muhammed'i yeni bir şeyler söylenmediği için eleştiriyor ve bunlar eskilerin masallarıdır diyorlardı. Muhammed ve ekibi bunun üzerine anlattıklarının eskilerin masalları olmasının, aynı tanrının vahyi olmasından kaynaklandığını iddia etti. Tevrat'tan çok sayıda kıssa ve öykü Kuran'a alındı. Ne var ki anlatılanlar Tevrat'taki gibi düzenli değil dağınık anlatılıyor, tasvirlerde çelişkiler oluyordu. Muhammed uzun süre Kuran'ı tevrata benzetmek için uğraştı. Mekke döneminde Muhammed ve ekibinin potansiyel müşterileri pagan Araplardı. Pagan Arapların dine çekilmesi için paganların en büyük tanrısı olan Allah'ın adı kullanılmaya başlandı. Ondan önceki surelerde Allah kelimesinin yerine Yahudiler RAB kelimesi kullanılırdı. Rab kelimesinin kullanılması Araplar arasında hoşnutsuzluğa yol açıyordu. Biliniyor ki İslamiyet öncesi Araplar da tanrı olarak Allah'a inanıyordu. Allah 360 tanrının en büyük ve güçlüsüydü. İslam, Arap paganizminin zamanla monoteist bir din haline gelmesiyle oluşmuştur. Önce diğer tanrıların varlığı kabul edilmiş ama onlara ibadet etmek yasaklanmıştır. En sonunda diğer tanrıların varlığına inanmak da yasaklanmıştır. İslam'ın Allah'tan başka tanrı olmadığına dair vurgusunun kökeni burasıdır. Namaz, oruç, hac, şeytan taşlama gibi ibadetler putperest ibadetleridir. Pagan Araplar da 5 vakit namaz kılar, Kabe'yi tavaf eder ve şeytan taşlarlardı. Medine'ye hicret edilmesinden sonra müslümanlar paganlar yerine Medine'nin tüccar sakinleri olan Yahudilerle karşılaştı. Fussilet suresinde Arap inancına göre kainatın 2 günde yaratıldığını anlatan ayetlerin yerine, kainatın 6 günde yaratıldığını söyleyen Tevrat kökenli inanışlar sokuldu. Bu çelişkili ayetler günümüz Kuran'ında hala vardır. İlk dönemlerde Yahudilere ılımlı davranıldı. Kuran'ın tevratın tanrısından geldiğini ispatlamak Muhammed ve ekibinin en büyük hedefi olmuştu. Tevrat'taki kıssalar ve yaratılış öyküleri dağınık bir şekilde Kuran'da yerini aldı. Ne var ki Yahudiler Kuran'ın kendi tanrılarından gelmiş olabileceğine ikna olmadılar. Muhammed ve ekibine Kuran ve tevrattaki çelişkiler gösterdiler. Kuran'ın dilinin tanrı tarafından gelen bir kitap için çok basit olduğunu, Arapça yazılı vahyin gelemeyeceğini, vahiylerin İbranice gelmesi gerektiğini anlattılar. Kuran'daki dilin bayağılığının sebebini ve dilinin halk dili olan Arapça olmasını açıklayamayan Muhammed ve adamları topu Allah attılar ve ''Kuran'ı anlayasınız diye apaçık bir Arapça gönderdik'' ayetleri yazıldı. Burada Allah isterse dili ağır bir kitap gönderebilirdi lakin insanlar kolay anlasın diye basit ve açık gönderdi demek istediler. Yahudilerin ticaretten elde ettikleri hazineleri ve büyük servetleri vardı. Müslümanların iştahı kabarıyordu. Müslümanlar kervanları yağmalamaya ve Yahudilerin mallarına el koymaya başladı. Baız Yahudi kabileleri sürgüne gönderildi. Beni Kureyza kabilesi o kadar şanslı değildi. Muhammed ve adamlarının önderliğindeki müslüman kuvvetler Beni Kureyza kabilesinin bütün erkeklerini ve erkek çocuklarını kılıçtan geçirdiler. Başlarını kestiler. Ali'nin öğle sıcağında kafa kesmekten yorulduğu rivayet edilir. Kadınlar ve kız çocukları cariye yapıldılar. Dün akşam kocaları gözlerinin önünde idam edilen kızlar şimdi kocalarının katili olan müslümanların koynunda cariye olmuştu. İslam, kurucusu tarafından kılıç zoruyla yayılmış tek dindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şair kavramı ozamanlar dediğin gibiyse dediğin gibi pek bir çelişki olmuyor. Ancak bu şairlikten kasıt yinede bildiğimiz şairlik olduğunu düşünüyorum, çünkü kuranda buna karşı tam bir ibare yok. Sonuç olarak eğer günümüzdeki şiirlerden birini o zamanda okursan taşlanabilirdin.. Ozamanki şiirler bugünkü şiirlerin atası niteliğinde diyebilirmiyiz?

Evet Kur'an'da bir ibare yok ama güvenilir kaynaklar böyle söylüyor.İslam'da bizim bildiğimiz manada şairlik yasak değildir bildiğim kadarıyla,İslam'a aykırı olmayan şiirler hoş karşılanır.Eğer Kur'an bildiğimiz manada şairliği lanetlemiş olsaydı zaten İslam'da yeri olmazdı ve Kur'an da şiirsel olduğu için dediğin gibi büyük çelişki doğururdu bu durum.

Eğer atasından kasıt daha ilkel olduklarıysa bence diyemeyiz çünkü o zamanlarda da gayet güzel şiirler yazılabiliyormuş hatta Cashiliye şiirinin Kur'an'dan daha üstün olduğunu söyleyen araştırmacılar var.Şiirlerin atası bildiğimiz kadarıyla(yazı en fazla o zamana kadar gittiği için) Sümer olabilir.

Kur'an Cahiliye şiirlerinden çok çalıntı yapmıştır,Ay'ın yarılması ayetlerinden tutun da Zülkarneyn kıssasına kadar çoğu şeyi şiirlerden aşırmıştır.Rivayetlere göre İmrul Kays ve Ümeyye bin Ebi Salt hayranıdır,bu şairlerin şiirleriyle iç içedir,Ümeyye'nin 100 kadar şiirini okutup dinlemiştir adını unuttuğum birine.Kur'an'a kaynaklık etmiş şiirler hakkında bir yazım var(genişletilecektir);

http://dinsizdeist.blogspot.com/2011/04/kurann-kaynagislam-oncesi-siirler.html

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'i eleştiren şiirler yazan Ka'ab adında bir şair vardı. Muhammed, companionlarıyla birlikte adama süikast düzenlenmesi için planlar yaptı. En sonunda adam öldürüldü. Şairin kafası kesildi ve bir kap içinde Muhammed'e gönderildi. Muhammed rakiplerinden bir tanesini daha bertaraf etmenin verdiği huzurla yoluna devam etti. Ayetler vahiy katipleri denen bir ekip tarafından yazıya geçiriliyordu. Ayet olarak yazılanlar çoğunlukla Araplar arasında zaten önceden beri mevcut olan hikayelerdi. Kuran ayetleri olarak daha önceden bilinen şeylerin yazıldığını görenler, Muhammed'i yeni bir şeyler söylenmediği için eleştiriyor ve bunlar eskilerin masallarıdır diyorlardı. Muhammed ve ekibi bunun üzerine anlattıklarının eskilerin masalları olmasının, aynı tanrının vahyi olmasından kaynaklandığını iddia etti. Tevrat'tan çok sayıda kıssa ve öykü Kuran'a alındı. Ne var ki anlatılanlar Tevrat'taki gibi düzenli değil dağınık anlatılıyor, tasvirlerde çelişkiler oluyordu. Muhammed uzun süre Kuran'ı tevrata benzetmek için uğraştı. Mekke döneminde Muhammed ve ekibinin potansiyel müşterileri pagan Araplardı. Pagan Arapların dine çekilmesi için paganların en büyük tanrısı olan Allah'ın adı kullanılmaya başlandı. Ondan önceki surelerde Allah kelimesinin yerine Yahudiler RAB kelimesi kullanılırdı. Rab kelimesinin kullanılması Araplar arasında hoşnutsuzluğa yol açıyordu. Biliniyor ki İslamiyet öncesi Araplar da tanrı olarak Allah'a inanıyordu. Allah 360 tanrının en büyük ve güçlüsüydü. İslam, Arap paganizminin zamanla monoteist bir din haline gelmesiyle oluşmuştur. Önce diğer tanrıların varlığı kabul edilmiş ama onlara ibadet etmek yasaklanmıştır. En sonunda diğer tanrıların varlığına inanmak da yasaklanmıştır. İslam'ın Allah'tan başka tanrı olmadığına dair vurgusunun kökeni burasıdır. Namaz, oruç, hac, şeytan taşlama gibi ibadetler putperest ibadetleridir. Pagan Araplar da 5 vakit namaz kılar, Kabe'yi tavaf eder ve şeytan taşlarlardı. Medine'ye hicret edilmesinden sonra müslümanlar paganlar yerine Medine'nin tüccar sakinleri olan Yahudilerle karşılaştı. Fussilet suresinde Arap inancına göre kainatın 2 günde yaratıldığını anlatan ayetlerin yerine, kainatın 6 günde yaratıldığını söyleyen Tevrat kökenli inanışlar sokuldu. Bu çelişkili ayetler günümüz Kuran'ında hala vardır. İlk dönemlerde Yahudilere ılımlı davranıldı. Kuran'ın tevratın tanrısından geldiğini ispatlamak Muhammed ve ekibinin en büyük hedefi olmuştu. Tevrat'taki kıssalar ve yaratılış öyküleri dağınık bir şekilde Kuran'da yerini aldı. Ne var ki Yahudiler Kuran'ın kendi tanrılarından gelmiş olabileceğine ikna olmadılar. Muhammed ve ekibine Kuran ve tevrattaki çelişkiler gösterdiler. Kuran'ın dilinin tanrı tarafından gelen bir kitap için çok basit olduğunu, Arapça yazılı vahyin gelemeyeceğini, vahiylerin İbranice gelmesi gerektiğini anlattılar. Kuran'daki dilin bayağılığının sebebini ve dilinin halk dili olan Arapça olmasını açıklayamayan Muhammed ve adamları topu Allah attılar ve ''Kuran'ı anlayasınız diye apaçık bir Arapça gönderdik'' ayetleri yazıldı. Burada Allah isterse dili ağır bir kitap gönderebilirdi lakin insanlar kolay anlasın diye basit ve açık gönderdi demek istediler. Yahudilerin ticaretten elde ettikleri hazineleri ve büyük servetleri vardı. Müslümanların iştahı kabarıyordu. Müslümanlar kervanları yağmalamaya ve Yahudilerin mallarına el koymaya başladı. Baız Yahudi kabileleri sürgüne gönderildi. Beni Kureyza kabilesi o kadar şanslı değildi. Muhammed ve adamlarının önderliğindeki müslüman kuvvetler Beni Kureyza kabilesinin bütün erkeklerini ve erkek çocuklarını kılıçtan geçirdiler. Başlarını kestiler. Ali'nin öğle sıcağında kafa kesmekten yorulduğu rivayet edilir. Kadınlar ve kız çocukları cariye yapıldılar. Dün akşam kocaları gözlerinin önünde idam edilen kızlar şimdi kocalarının katili olan müslümanların koynunda cariye olmuştu. İslam, kurucusu tarafından kılıç zoruyla yayılmış tek dindir.

Yazın Kuran'ı kötülemiş ama sanki Tevrat'ı övmüş. Bir ateist için yanlı bir yazı olmuş.

Aynı zamanda madem Kuran, Arapların eski inanışlarına göre yazıldı, neden o zaman Muhammed'e Araplar türlü işkenceler yaptı da, Muhammed hicret etmek zorunda kaldı? Bu da bir çelişki değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazın Kuran'ı kötülemiş ama sanki Tevrat'ı övmüş. Bir ateist için yanlı bir yazı olmuş.

Aynı zamanda madem Kuran, Arapların eski inanışlarına göre yazıldı, neden o zaman Muhammed'e Araplar türlü işkenceler yaptı da, Muhammed hicret etmek zorunda kaldı? Bu da bir çelişki değil mi?

Tevrat'ı övecek halim yok. Tevrat'ın savunulacak bir tarafı da yok. Kabul etmek gerekiyor ki gerek üslubu, gerek anlatım tarzı gerek de detaylara inişi bakımından ESki Ahit Kuran'dan iyidir. İçeriğini savunamam elbette.

İslam'ın pagan Arap dininden türemesine dair bir sürü delil hadislerde, vesikalarda ve hatta ayetlerde saklıdır. İslam, pagan dinindeki küçük tanrıların reddedilip sadece Allah'a inanılan halidir.

İslam öncesi dönemdeki Araplar da Allah'a inanırdı. Allah'ın tanrıların en güçlüsü olduğunu düşünürdüler. Efsaneleri, öyküleri, ibadetleri, ritüelleri, yasaları müslümanlarla hemen hemen aynıdır.

Hicreti herkes bilir de olayların perde arkasına bakmak lazım. Garanik olayını biliyor musun? Bu olayda müslümanlar ve paganlar birlikte Allah'a secde etmiştir. Muhammed, Lat, Uzza ve Menat'ın varlığını kabul etmiştir.

Paganlar ve müslümanlar hep bir arada ''Lat, Uzza ve Menat'ı gördünüz mü? Onlar ulu turnalardır ve şefaatleri umulur'' demişlerdir. Olayın üzeri sonradan şeytan dürttü bahanesiyle kapatılmıştır.

Muhammed'in peygamberliğini ilan ettikten sonra müşriklerin gönlünü kazanmak bahanesiyle Lat, Uzza ve Menat'tan şefaat dilemesi olayına Garanik olayı denir. Olay hadislerden bilinmektedir.

http://panteidar.wordpress.com/2009/11/03/garanik-olayi/

Link to post
Sitelerde Paylaş
Benim yazım.

Mükemmel bir islam tarihi özeti olmuş.

Ben öyle abartıldığı gibi müslümanlarla Mekkeliler can düşmanı olmuş, bir ölüm kalım savaşı yapılmış ve güç bela, kahramanlıklarla filan müslümanlar kazanmış olduğuna da inanmıyorum. Araplar zengin yahudilerin mallarına göz dikmişlerdi ve kabileleri bir araya getirip güçlenmek için çok tanrıları teke indirdiler. Böylece bir baskı ve otorite kurdular. Amaç yahudilerin zenginliğine el koymaktı.

İktidar değişirken illa aralarında çatışmalar olmuştur ama işin özünde arapların yahudileri altetmek istemesi var. Yahudileri halledip güçlenince arabistan dışına yayıldılar. İslam bu!

Yahudiler çok sonra topraklarının çok azını kurtarabildiler müslümanlardan ve anayurtlarına dönebildiler. Ben doğrusu Schindler List filminin finalinde yahudilerin "Yeruşalem" ilahisi söyleyerek Kudüs'e yürümeleri sahnesinde ürperdim. Onlar için ne müthiş bir an olduğunu tahmin edebildim bunun...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şair-şiir bizim anladığımız manada değil dostum o devirde,sanat değil.Şairlik demek peygamberlik demekti.Cinlerle irtibata geçen bu şairler aldıkları bilgileri insanlara şiir olarak aktarırdı.Aslında bu bağlamda Muhammed de şairdir,Muhammed'in cini de Cebraildir.Bu cinlerin herkesle konuşmadığı sadece seçtiği insanlarla konuştuğu,öte alemden bilgi getirdiği inancı vardı.

Kur'an şairliği sapıklık ilan ederken Muhammed'den başka peygamberlik iddiası olanları sapık olarak ilan etmiştir,tek şair olarak kendini öne çıkarmıştır.Dolayısıyla bence bir çelişki yok.

E=mc2 Derken Anştayn onu demek istememiştir.

Hitler Yahudileri sevin demiş ama onu öyle anlamamışlardır.yakmışlar..

Kuran aslında her şey allahtandır yazarken öyle demek istememiş Allah da nedir demek istemiştir..

Aslında Haklısınız Kuranda Onu derken Başka bişeyi..Başka bişey derken öbür şeyi..öbür şey derken de Babamızın hamile kaldığını söylemek istemiştir..

Ne demek istediğinizi ne zaman öğreneceksiniz...

Ya Yazdığı şeyi söyleyemeyen bir kitabın Allahın kitabı olduğuna inanıyorsun..doktor ne diyecek bekliyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'i eleştiren şiirler yazan Ka'ab adında bir şair vardı. Muhammed, companionlarıyla birlikte adama süikast düzenlenmesi için planlar yaptı. En sonunda adam öldürüldü. Şairin kafası kesildi ve bir kap içinde Muhammed'e gönderildi. Muhammed rakiplerinden bir tanesini daha bertaraf etmenin verdiği huzurla yoluna devam etti. Ayetler vahiy katipleri denen bir ekip tarafından yazıya geçiriliyordu. Ayet olarak yazılanlar çoğunlukla Araplar arasında zaten önceden beri mevcut olan hikayelerdi. Kuran ayetleri olarak daha önceden bilinen şeylerin yazıldığını görenler, Muhammed'i yeni bir şeyler söylenmediği için eleştiriyor ve bunlar eskilerin masallarıdır diyorlardı. Muhammed ve ekibi bunun üzerine anlattıklarının eskilerin masalları olmasının, aynı tanrının vahyi olmasından kaynaklandığını iddia etti. Tevrat'tan çok sayıda kıssa ve öykü Kuran'a alındı. Ne var ki anlatılanlar Tevrat'taki gibi düzenli değil dağınık anlatılıyor, tasvirlerde çelişkiler oluyordu. Muhammed uzun süre Kuran'ı tevrata benzetmek için uğraştı. Mekke döneminde Muhammed ve ekibinin potansiyel müşterileri pagan Araplardı. Pagan Arapların dine çekilmesi için paganların en büyük tanrısı olan Allah'ın adı kullanılmaya başlandı. Ondan önceki surelerde Allah kelimesinin yerine Yahudiler RAB kelimesi kullanılırdı. Rab kelimesinin kullanılması Araplar arasında hoşnutsuzluğa yol açıyordu. Biliniyor ki İslamiyet öncesi Araplar da tanrı olarak Allah'a inanıyordu. Allah 360 tanrının en büyük ve güçlüsüydü. İslam, Arap paganizminin zamanla monoteist bir din haline gelmesiyle oluşmuştur. Önce diğer tanrıların varlığı kabul edilmiş ama onlara ibadet etmek yasaklanmıştır. En sonunda diğer tanrıların varlığına inanmak da yasaklanmıştır. İslam'ın Allah'tan başka tanrı olmadığına dair vurgusunun kökeni burasıdır. Namaz, oruç, hac, şeytan taşlama gibi ibadetler putperest ibadetleridir. Pagan Araplar da 5 vakit namaz kılar, Kabe'yi tavaf eder ve şeytan taşlarlardı. Medine'ye hicret edilmesinden sonra müslümanlar paganlar yerine Medine'nin tüccar sakinleri olan Yahudilerle karşılaştı. Fussilet suresinde Arap inancına göre kainatın 2 günde yaratıldığını anlatan ayetlerin yerine, kainatın 6 günde yaratıldığını söyleyen Tevrat kökenli inanışlar sokuldu. Bu çelişkili ayetler günümüz Kuran'ında hala vardır. İlk dönemlerde Yahudilere ılımlı davranıldı. Kuran'ın tevratın tanrısından geldiğini ispatlamak Muhammed ve ekibinin en büyük hedefi olmuştu. Tevrat'taki kıssalar ve yaratılış öyküleri dağınık bir şekilde Kuran'da yerini aldı. Ne var ki Yahudiler Kuran'ın kendi tanrılarından gelmiş olabileceğine ikna olmadılar. Muhammed ve ekibine Kuran ve tevrattaki çelişkiler gösterdiler. Kuran'ın dilinin tanrı tarafından gelen bir kitap için çok basit olduğunu, Arapça yazılı vahyin gelemeyeceğini, vahiylerin İbranice gelmesi gerektiğini anlattılar. Kuran'daki dilin bayağılığının sebebini ve dilinin halk dili olan Arapça olmasını açıklayamayan Muhammed ve adamları topu Allah attılar ve ''Kuran'ı anlayasınız diye apaçık bir Arapça gönderdik'' ayetleri yazıldı. Burada Allah isterse dili ağır bir kitap gönderebilirdi lakin insanlar kolay anlasın diye basit ve açık gönderdi demek istediler. Yahudilerin ticaretten elde ettikleri hazineleri ve büyük servetleri vardı. Müslümanların iştahı kabarıyordu. Müslümanlar kervanları yağmalamaya ve Yahudilerin mallarına el koymaya başladı. Baız Yahudi kabileleri sürgüne gönderildi. Beni Kureyza kabilesi o kadar şanslı değildi. Muhammed ve adamlarının önderliğindeki müslüman kuvvetler Beni Kureyza kabilesinin bütün erkeklerini ve erkek çocuklarını kılıçtan geçirdiler. Başlarını kestiler. Ali'nin öğle sıcağında kafa kesmekten yorulduğu rivayet edilir. Kadınlar ve kız çocukları cariye yapıldılar. Dün akşam kocaları gözlerinin önünde idam edilen kızlar şimdi kocalarının katili olan müslümanların koynunda cariye olmuştu. İslam, kurucusu tarafından kılıç zoruyla yayılmış tek dindir.

Güzel bir anlatım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlatımlara göre Şair Kab bin Zuhayr Hz Muhammede düşmandı.İslam aleyhine şiirler yazıyordu.Muhammed Kabın görüldüğü yerde katlini ferman olarak çıkardı.Kaab Önce Muhammedden kaçtı.Ama daha sonra kaçmaktan vazgeçti. Bir sabah Medineye gitti.Muhammed Mescitte idi .Ona yazdığı meşhur SUAT BENAT Yada KASİDEİ BÜRDEYİ[/ okudu.]Muhammed onun Kaab olduğunu anladı ve Hırkasını çıkararak onun önüne attı.Kaab bin Zuhayr hem bağışlanmış hemde mükafatlandırılmıştı.Kanaatimce Şuara suresindeki ayet Şairleri kötülemek amacından çok onların hallerini açıklar.Onlar sapkın ve şaşkın şaşkın vadilerde gezerler .E Bi şarkıdada demezmi:

Bir o yana bir bu yana gezme şakın

Tenhalarda menhalarda tozma şaşkın

Aşk ehli şaşkındır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlatımlara göre Şair Kab bin Zuhayr Hz Muhammede düşmandı.İslam aleyhine şiirler yazıyordu.Muhammed Kabın görüldüğü yerde katlini ferman olarak çıkardı.Kaab Önce Muhammedden kaçtı.Ama daha sonra kaçmaktan vazgeçti. Bir sabah Medineye gitti.Muhammed Mescitte idi .Ona yazdığı meşhur SUAT BENAT Yada KASİDEİ BÜRDEYİ[/ okudu.]Muhammed onun Kaab olduğunu anladı ve Hırkasını çıkararak onun önüne attı.Kaab bin Zuhayr hem bağışlanmış hemde mükafatlandırılmıştı.Kanaatimce Şuara suresindeki ayet Şairleri kötülemek amacından çok onların hallerini açıklar.Onlar sapkın ve şaşkın şaşkın vadilerde gezerler .E Bi şarkıdada demezmi:

Bir o yana bir bu yana gezme şakın

Tenhalarda menhalarda tozma şaşkın

Aşk ehli şaşkındır.

Kelle korkusu olmasa gelir miydi? İslam'ı ve Muhammed'i eleştiren şiirler yazdığı için katlinin helal olduguna dair ferman çıkaran mıymış alemlere rahmet için gönderilen?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kelle korkusu olmasa gelir miydi? İslam'ı ve Muhammed'i eleştiren şiirler yazdığı için katlinin helal olduguna dair ferman çıkaran mıymış alemlere rahmet için gönderilen?

Turan Dursunun Muhammed ile ilgili menkıplarında Onun Yüz silerek ölüm cezası verdiğide vardır. Düşünün adamların gözlerini oydurup kulak ve burnlarını dudaklarını kestiriyorsunuz. Yüz yok oluyor.Ve Evet böylece Alemlere rahmet olunuyor!?Bu Peygamberler şayet vücut ikliminde oluşan genlerse Kesinlikle İnsan beşeri yönüne düşmanlar.

Hayat abın cana gıda eyledim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kelle korkusu olmasa gelir miydi? İslam'ı ve Muhammed'i eleştiren şiirler yazdığı için katlinin helal olduguna dair ferman çıkaran mıymış alemlere rahmet için gönderilen?

Merhaba Sevgili Şaman;

Kab Bin Eşref meşhur ve o dönmemin popüler şairlerindendi. Özellikle bedir savaşından sonra kıskançlık ve düşmalıgı tetikleyen şiirleri ile gündemde kaldı. Şiirlerin O dönem arapların yaşamında ne kadar önemli oldugunu çogumuz biliyoruz. Kab Müslümaları düşman ilan etmişti. Düşman olan birisine müsamaha gösterilmesini kimse beklemesin. Hatırlayın 12Eylül'ü her iki taraftan binlerce insan hunharca öldürüldü. Örneklediğim sizin yazdıgınız cümleler ile aynı.Savaşta kimse kimseye merhamet etmez. Bedir'in rövanşı Uhud'da acıdılarmı müslümanlara?

Bir hatırlatma ! Bedirde esir düşenler sonrasında fidye karşılıgı ve islamı kabul edenler serbest bırakıldı. Fidye karşılıgı serbest bırakılanların bir çogu Uhud'da ve Hendek'te peygambere karşı tekrar savaştı.Beni Nadr yahudilerini öldürmek yerine sürgün etme kararı alan müslümanlar eğer o gün onları öldürselerdi Hendek kuşatma savaşında 10.000 kişilik kureyş ordusu yarıya inecek Beni kurayza yahudileride antlaşmaya sadık kalacaklardı. Şimdi Bu Beni kurayza 'nın ortadan kaldırılma konusunda müslümanların haklı oldugunu gösteren önemli bir ayrıntıdır.

SAYGILARIMLA

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kab Bin Eşref

Bu nasıl mantık ya? 12 eylülde cinayetler işlendi. Kab kimi öldürmüştü? Şiir yazıyorduysa Muhammed de şiir yazıyor, hem de şiirlerinde etmediği hakaret yoktu? O da yazsa, o da yazsaydı, kimin şiiri üstün gelirse!

12 eylül ile kıyasladığına göre Abdi İpekçi de öldürülmeyi haketti yazılarıyla öyle mi? Sizin bu kafa sittin sene geçse değişmez. Aziz Nesin de kuranı allah göndermedi dedi diye yakılmayı haketti değil mi?

Muhammed fidye aldıysa demek Ebu Süfyan'ın mallarını Bedir'de yağmalayamayınca beş parasız kalmış, ondandır. Müslümanların Mekke'de kalan mallarına Ebu Süfyan mı el koymuştu? Niye kervanını yağmalamaya çıkmışlardı? Mekke mallarına el koyduysa güç toplar, mallarını geri istersin. Yok öyle bir şey! Muhammed yağmacılık yapmıştır. Bütün ömrünü yağmacılıkla geçirmiştir.

Yahudileri hiç ağzına alma! Beni Nadr savaşmayınca sürgün edildi ve muhammed daha zırhını çıkarmadan Kurayza üstüne yürümesi için cebrailin geldiğini iddia etti. Bu kez kan dökebilmek için hurmalıkları yaktırdı. Ganimet olacak hurmalıkların yanması homurdanmalara yol açınca hemen bir ayet uydurup allah yaktırdı dedi.

Kurayza tahrike rağmen savaşmayınca etekleri açılıp bakılarak ertgen olduklarına karar verilen çocuklar dahil hepsinin başlarını kestirdi. Daha yeni kocalarını babalarını kaybeden kadınların kızların ertesi gün olmadan ırzına geçildi.

Bugün arap israil düşmanlığı varsa muhammedin bu yahudi katliamı yüzünden var. Yarımadada hiç yahudi bırakmadı, sürgün etti ve katlettiler.

Senin ortadan kaldırılma dediğin bu soykırım! Utancından yerin dibine geçmen gerekirken bir de katliamcılık, soykırımcılıkla övünüyorsun.

Dogmada insanlık olmaz. Dogma insanlığın düşmanıdır.

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...