Jump to content

Kuranın şiirselliği ve çelişkisi


Recommended Posts

Kabahat Muhammedde değil. Allahta!Yahu Ben yaşıyorum ben varsam Varlığımı ve yaşadığımı sana gösteririm.Ha Göstermeden Bir Elçi göndereceğim.Ve Bu Elçiye İnananlar Cennetle mükafatlandırılacak,yaşarken ödüllendirilecek.İnanmayanlar ise Cehennemle uyarılıp Katledilecek yada haraca bağlanılacaklar?Bu Adaletmi?Kafasızlığa ödül Şüpheye dayalı düşünceye ceza! Bumu adil olan Allah?

tarihinde gerçekçi53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 75
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu nasıl mantık ya? 12 eylülde cinayetler işlendi. Kab kimi öldürmüştü? Şiir yazıyorduysa Muhammed de şiir yazıyor, hem de şiirlerinde etmediği hakaret yoktu? O da yazsa, o da yazsaydı, kimin şiiri üstün gelirse!

12 eylül ile kıyasladığına göre Abdi İpekçi de öldürülmeyi haketti yazılarıyla öyle mi? Sizin bu kafa sittin sene geçse değişmez. Aziz Nesin de kuranı allah göndermedi dedi diye yakılmayı haketti değil mi?

Muhammed fidye aldıysa demek Ebu Süfyan'ın mallarını Bedir'de yağmalayamayınca beş parasız kalmış, ondandır. Müslümanların Mekke'de kalan mallarına Ebu Süfyan mı el koymuştu? Niye kervanını yağmalamaya çıkmışlardı? Mekke mallarına el koyduysa güç toplar, mallarını geri istersin. Yok öyle bir şey! Muhammed yağmacılık yapmıştır. Bütün ömrünü yağmacılıkla geçirmiştir.

Yahudileri hiç ağzına alma! Beni Nadr savaşmayınca sürgün edildi ve muhammed daha zırhını çıkarmadan Kurayza üstüne yürümesi için cebrailin geldiğini iddia etti. Bu kez kan dökebilmek için hurmalıkları yaktırdı. Ganimet olacak hurmalıkların yanması homurdanmalara yol açınca hemen bir ayet uydurup allah yaktırdı dedi.

Kurayza tahrike rağmen savaşmayınca etekleri açılıp bakılarak ertgen olduklarına karar verilen çocuklar dahil hepsinin başlarını kestirdi. Daha yeni kocalarını babalarını kaybeden kadınların kızların ertesi gün olmadan ırzına geçildi.

Bugün arap israil düşmanlığı varsa muhammedin bu yahudi katliamı yüzünden var. Yarımadada hiç yahudi bırakmadı, sürgün etti ve katlettiler.

Senin ortadan kaldırılma dediğin bu soykırım! Utancından yerin dibine geçmen gerekirken bir de katliamcılık, soykırımcılıkla övünüyorsun.

Dogmada insanlık olmaz. Dogma insanlığın düşmanıdır.

Merhaba; Ben hiç bir insanın katl edilmesinden yana değilim. Sadece Sana Yaşanılan Hayattan Örnek Verdim.(U.M -A.İ-T.D)Cinayetleri Türkiye'nin Bir Ayıbı Olarak Tarihte Yerini Almıştır. Bu Benim Onaylamadıgım Bir şeydir.

Bedirde Develere Yüklü değerli mallar sadece ebu sufyana ait değildi o büyük bir kervandı. Mekke'de ki Zengin Kureyş Kervanıydı. Peki Muhacirlerin Mekkede bıraktıkları mallara ne oldu biliyormusun.Bu detayları bildiğinize göre onuda biliyorsundur detaya inmiyorum.

Beni kurayza'yı (yahudileri) ağzına alma demişsin. Beni kurayza antlaşmayı niçin bozdu? Muhammed (s.a.s) ile aralarındaki antlaşmaya niçin sadık kalmadılar? 10 bin kişilik bir ordu medineye soy kırım için gelmedide ne için geldi ? amaçları oradaki müslümanları tamamen yeryüzünden silmek değilmiydi? Akabinde peygamber 10 bin kişi ile mekke üzerine yürüdü. Bir iki ayrıntı dışında neredeyse hiç kan dökmeden fetih gerçekleşti.

tarihinde Özgü® tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba; Ben hiç bir insanın katl edilmesinden yana değilim. Sadece Sana Yaşanılan Hayattan Örnek Verdim.(U.M -A.İ-T.D)Cinayetleri Türkiye'nin Bir Ayıbı Olarak Tarihte Yerini Almıştır. Bu Benim Onaylamadıgım Bir şeydir.

Bedirde Develere Yüklü değerli mallar sadece ebu sufyana ait değildi o büyük bir kervandı. Mekke'de ki Zengin Kureyş Kervanıydı. Peki Muhacirlerin Mekkede bıraktıkları mallara ne oldu biliyormusun.Bu detayları bildiğinize göre onuda biliyorsundur detaya inmiyorum.

Beni kurayza'yı (yahudileri) ağzına alma demişsin. Beni kurayza antlaşmayı niçin bozdu? Muhammed (s.a.s) ile aralarındaki antlaşmaya niçin sadık kalmadılar? 10 bin kişilik bir ordu medineye soy kırım için gelmedide ne için geldi ? amaçları oradaki müslümanları tamamen yeryüzünden silmek değilmiydi? Akabinde peygamber 10 bin kişi ile mekke üzerine yürüdü. Bir iki ayrıntı dışında neredeyse hiç kan dökmeden fetih gerçekleşti.

Beni Kureyza olayında, anlaşmayı hangi tarafın bozduğu falan önemli değil. Anlaşma bu, uyulur da, bozulur da. Sonuçta sana teslim olmuş, kaderini sana bırakmış bir halk var karşında. Zalim olmayan, birazcık insanlığı olan bir hükümdar bu durumda ne yapar: Ya bütün mallarına ve silahlarına el koyup sürgün eder, ya da kalmalarına izin verir ama bütün silahları toplar, yönetim kademesinden birkaç kişiyi cezalandırır, sonra da oraya belirli bir miktarda kuvvet bırakıp, onları vergiye bağlar.

Ya Muhammed ne yapıyor: Ergenliğe yeni girmiş çocuklar dahil hiçbir ayırım yapmadan kabilenin bütün erkeklerinin kafasını kestiriyor, silah tutamayacak kadar yaşlı erkeklerle çocukları köle, kadınları ve kızları cariye yapıyor, bütün mallarını, mülklerini,servetlerini de müslümanlar arasında paylaştırıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beni Kureyza olayında, anlaşmayı hangi tarafın bozduğu falan önemli değil. Anlaşma bu, uyulur da, bozulur da. Sonuçta sana teslim olmuş, kaderini sana bırakmış bir halk var karşında. Zalim olmayan, birazcık insanlığı olan bir hükümdar bu durumda ne yapar: Ya bütün mallarına ve silahlarına el koyup sürgün eder, ya da kalmalarına izin verir ama bütün silahları toplar, yönetim kademesinden birkaç kişiyi cezalandırır, sonra da oraya belirli bir miktarda kuvvet bırakıp, onları vergiye bağlar.

Ya Muhammed ne yapıyor: Ergenliğe yeni girmiş çocuklar dahil hiçbir ayırım yapmadan kabilenin bütün erkeklerinin kafasını kestiriyor, silah tutamayacak kadar yaşlı erkeklerle çocukları köle, kadınları ve kızları cariye yapıyor, bütün mallarını, mülklerini,servetlerini de müslümanlar arasında paylaştırıyor.

Size göre önemli olmayabilir antlaşmanın kimin tarafından bozuldugu.Tarih için bu çok önemlidir. bugün antlaşmaya sadık kalmayan bir topluluk ile yarın nasıl güven duyup aynı şehirde yaşarsın. Eğer Nuaym Yahudi ve kureyş liderlerini birbirine düşürmeseydi ! şimdi çok farklı şeyler yazıyor olacaktık. Aynı hoşgörü daha önce beni nadr yahudilerine gösterilmişti. Bu Kabile medine' şehrini işgalde rol alan bir kabileydi. Kureyş Ordusu 4.bin civarında idi buna eklenen Benu Süleym, Gatafan, Fezare, Mürre, Aşça, Süleym, Sa'd ve Esedogullari kabileleri de ittifaka dahil oldu Sonuç. Arap yarimadasi belki de o güne kadar böyle büyük bir orduya sahit olmamisti sayı 10Bin'e ulaşmıştı. O Gün Allah'n yardımı gelmeseydi aynı işlemler medineli müslümanlara misli ile yapılacaktı. Neticede Bir Savaşın İçindesiniz. Savaşlar bu tür olaylara her zaman zemin hazırlar.

Uhud'da Musab'lar Hamza'lar Enes'ler Hanzala'lar bir bir toprağa düşerken hiç biriniz soykırım ifadesini kullanmıyorsunuz.

O GÜN TOPRAĞA DÜŞEN FİLİZLER BU GÜN YEŞERMEKTEDİR EZİLMEKLE BİÇİLMEKLE ASLA TÜKENMEYECEKTİR.

SAYGILARIMLA

Link to post
Sitelerde Paylaş

Size göre önemli olmayabilir antlaşmanın kimin tarafından bozuldugu.Tarih için bu çok önemlidir. bugün antlaşmaya sadık kalmayan bir topluluk ile yarın nasıl güven duyup aynı şehirde yaşarsın. Eğer Nuaym Yahudi ve kureyş liderlerini birbirine düşürmeseydi ! şimdi çok farklı şeyler yazıyor olacaktık. Aynı hoşgörü daha önce beni nadr yahudilerine gösterilmişti. Bu Kabile medine' şehrini işgalde rol alan bir kabileydi. Kureyş Ordusu 4.bin civarında idi buna eklenen Benu Süleym, Gatafan, Fezare, Mürre, Aşça, Süleym, Sa'd ve Esedogullari kabileleri de ittifaka dahil oldu Sonuç. Arap yarimadasi belki de o güne kadar böyle büyük bir orduya sahit olmamisti sayı 10Bin'e ulaşmıştı. O Gün Allah'n yardımı gelmeseydi aynı işlemler medineli müslümanlara misli ile yapılacaktı. Neticede Bir Savaşın İçindesiniz. Savaşlar bu tür olaylara her zaman zemin hazırlar.

Uhud'da Musab'lar Hamza'lar Enes'ler Hanzala'lar bir bir toprağa düşerken hiç biriniz soykırım ifadesini kullanmıyorsunuz.

O GÜN TOPRAĞA DÜŞEN FİLİZLER BU GÜN YEŞERMEKTEDİR EZİLMEKLE BİÇİLMEKLE ASLA TÜKENMEYECEKTİR.

SAYGILARIMLA

Hadi ona da eyvallah diyelim. Adamların tek amacı müslümanları toptan kesmekti, eğer galip gelselerdi, bütün müslümanları doğrayacaklardı diyelim. Ama sen galip geldin, bu dediklerinin aynısını sen yaptın. Eee, ne farkın kaldı şimdi onlardan? Hatta sen onlardan daha da zalim oldun, çünkü teslim olmuş, kolu kanadı kırılmış bir halkın tüm eli silah tutan erkeklerini katlettin, diğerlerini köle yapıp ya pazarda sattın, ya da kendin kullandın. Böyle mi insanlığa örnek olacaksın? Ki olaylar senin dediğinden çok daha farklı cereyan etmiştir. Senin asıl derdin Mekkelilerdi. Beni Kurayzalılar topu topu 1500-2000 kişilik (kadın, çoluk, çocuk ve ihtiyarlarda dahil) bir kabileydi. Adamlar Mekkelilerle müslümanlar arasında sıkışıp kalmışlar, hayatta kalmak için bir tarafa yanaşmışlar sadece.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadi ona da eyvallah diyelim. Adamların tek amacı müslümanları toptan kesmekti, eğer galip gelselerdi, bütün müslümanları doğrayacaklardı diyelim. Ama sen galip geldin, bu dediklerinin aynısını sen yaptın. Eee, ne farkın kaldı şimdi onlardan? Hatta sen onlardan daha da zalim oldun, çünkü teslim olmuş, kolu kanadı kırılmış bir halkın tüm eli silah tutan erkeklerini katlettin, diğerlerini köle yapıp ya pazarda sattın, ya da kendin kullandın. Böyle mi insanlığa örnek olacaksın? Ki olaylar senin dediğinden çok daha farklı cereyan etmiştir. Senin asıl derdin Mekkelilerdi. Beni Kurayzalılar topu topu 1500-2000 kişilik (kadın, çoluk, çocuk ve ihtiyarlarda dahil) bir kabileydi. Adamlar Mekkelilerle müslümanlar arasında sıkışıp kalmışlar, hayatta kalmak için bir tarafa yanaşmışlar sadece.

Bu Böyledir işte kabul etsende etmesende değişmez gerçektir. Ya öleceksin ya öldüreceksin 3.cü seçenek yok.

Evet benim derdim mekkeliler olmalıydı ! ama ben kendi şehrimde bir ihaneti hesaba katmadım. ihanet varsa çarpışma kaçınılmazdır.Beni kurayza mekkede gayet rahattı sıkışık felanda değildi çünkü antlaşma büyük bir titizlikle uygulanıyordu. Her şey iyi güzelken niçin kureyş tarafını tercih ettiler. Oysa biliyorlardı bu işgalin sonu hüsranla biterse ebu süfyan onları peygamberin merhametine terk edip gideceğini.

Bunu örnekleri çokca yaşındı sizin konuda 23.mesajınızda vurguladıgınız olay Hayber'de yaşandı. Fetihten sonra Peygamber (s.a.s) çiftçilikten ve bahçecilikten iyi anladıklarını her yıl hasadın yarısını vergi olarak verip Hayberde kalmayı teklif ettiler. Peygamberde bu teklifi kabul etti..

Amacı soykırım olsaydı O Gün Hayberde hiç bir canlı sag çıkamazdı.

SAYGILARIMLA

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özgür bey savaşta tabi ki ölümler olacak da durum farklı. B.Kureyza, teslim olmayı ve sürgünü kabul ettiği halde öldürüldü. Hem de eline hiç kılıç almamış masum insanlar ve çocuklar da katledildi. Suç kişiseldir. Bu yargısız infaz.

Sevgili TheQuestioningman ;

Beni kurayza ile medineli insanlar iç içe yaşıyorlardı. bugün size ihanet eden bu topluluk ile yarın nasıl tekrar yüz yüze bakıp güven duyabilirsiniz. yarın aynı şeylerin tekrar edilmesi apaçık değilmi.daha önce yahudilere müsamaha gösterilmişti aynı yahudiler uhud ve hendekte müslümanlara karşı savaştılar. o gün kurayza askerleri affedilirse bir sonraki savaşta büyük bir güç olarak islamın karşısında duracaklardı. Ayrıca Eline kılıç almayan çocukların öldürüldüğü ibaresi yanlıştır.O savaşta eli silah tutan erkek yahudiler öldürüldü.

Sevgi Ve Saygılarımla.

tarihinde Özgü® tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili TheQuestioningman ;

o gün kurayza askerleri affedilirse bir sonraki aavaşta büyük bir güç olarak islamın karşısında duracaklardı.

Sevgi Ve Saygılarımla.

Sevgili ÖzgüR, Kureyza askerlerini inanın ben de affetmezdim. Burada sorun sivillerin de katledilmesi. Etekleri açılıp ergen olduğu varsayılan, eline hiç kılıç almamış çocuklar ve belki müslüman yanlısı yaşlılar da öldürüldü.

Belki o gün Kureyza kabilesi olduğu için öldürülen çocuklardan bazıları, yaşlılardan bazıları müslüman olacaktı ve cennete gidecekti. Zan ile hüküm vermenin neresi adil? Ya suçluysa diye kafa kesilir mi?

Saygılar sunarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Toplu katliamı, kadınların, kızların ırzına geçilmesini, insanların mal gibi köle pazarlarında savunuyorsan artık sana söylenecek bir söz kalmamıştır. Vicdanı körelmiş birine ne söylenebilir ki?

Irz'dan Bahsediyorsun. bana hiç kimse müslümanlar şunun bunun ırzına geçmiştir demesin. bu yazdıgın senin söylediğinden öteye gitmez. Ayetler Zina Konsunda müslümanlrı şiddetle uyarırken ve topluluk kendisine bu ayetleri rehber edinmişken ölüme gülerek koşuyorsa onlarda zina ırza geçme beklemen beyaza siyah demen gibi birşeydir. benim vicdanım hala bir karıncayı bile inciltemeyi kabul etmezken ben sana daha ne söyleyebilirmki ?

SAYGILARIMLA.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili ÖzgüR, Kureyza askerlerini inanın ben de affetmezdim. Burada sorun sivillerin de katledilmesi. Etekleri açılıp ergen olduğu varsayılan, eline hiç kılıç almamış çocuklar ve belki müslüman yanlısı yaşlılar da öldürüldü.

Belki o gün Kureyza kabilesi olduğu için öldürülen çocuklardan bazıları, yaşlılardan bazıları müslüman olacaktı ve cennete gidecekti. Zan ile hüküm vermenin neresi adil? Ya suçluysa diye kafa kesilir mi?

Saygılar sunarım.

Güzel arkadaşım.. bizler peygamberi (s.a.s) sıradan bir insan gibi kabul etseydik şu an müslüman olmazdık. Onun seçilmiş kişi oldugna inandıgımız için kurayza konusunda onu haklı görüyoruz. insan oldugumuz için vicdanımı masa üstüne koyup onu konuşturuyorum. kim haklı bu savaşta. vicdanım bana peygamber(s.a.s) haklı oldugunu söylüyor.

SAYGILARIMLA.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Irz'dan Bahsediyorsun. bana hiç kimse müslümanlar şunun bunun ırzına geçmiştir demesin. bu yazdıgın senin söylediğinden öteye gitmez. Ayetler Zina Konsunda müslümanlrı şiddetle uyarırken ve topluluk kendisine bu ayetleri rehber edinmişken ölüme gülerek koşuyorsa onlarda zina ırza geçme beklemen beyaza siyah demen gibi birşeydir. benim vicdanım hala bir karıncayı bile inciltemeyi kabul etmezken ben sana daha ne söyleyebilirmki ?

SAYGILARIMLA.

Sen Beni Kureyza'da ele geçirilen kadınların, kızların ne yapıldığını sanıyorsun? Cariyeler hizmetleri yanında başka hangi amaçlar için kullanılıyor? Kuran'a soralım biz en iyisi:

Müminun:

5. Onlar ki, ırzlarını korurlar.

6. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.

Bak Beni Kureyza Yahudiler'i ölümü beklerken ne diyorlar:

“Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın” Vakıdi, Meğazi, 2/250

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vakıdi, Meğazi, 2/250 Böyle yazıyorsa benim ona uymamı benden bekleme. İnanan insanlar'ın bakışaçısı açık ve nettir. şimdi şu günlerde yolda yürüdüğüm zaman bir kadın veya genç bir kız gördüğümde başımı önüme eğerim edepten. nedeni ise benim dinim bana bunu öğretti..

Sevgiler..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vakıdi, Meğazi, 2/250 Böyle yazıyorsa benim ona uymamı benden bekleme. İnanan insanlar'ın bakışaçısı açık ve nettir. şimdi şu günlerde yolda yürüdüğüm zaman bir kadın veya genç bir kız gördüğümde başımı önüme eğerim edepten. nedeni ise benim dinim bana bunu öğretti..

Sevgiler..

Yolda yürürken gördüğün hür kadınlar sana zaten haramdır. Burada sorun yok. Ama savaş ganimeti olarak satılan cariyelerden satın aldıkların sana helaldir. Nikah kıymadan ilişkiye girmek caizdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vakıdi, Meğazi, 2/250 Böyle yazıyorsa benim ona uymamı benden bekleme. İnanan insanlar'ın bakışaçısı açık ve nettir. şimdi şu günlerde yolda yürüdüğüm zaman bir kadın veya genç bir kız gördüğümde başımı önüme eğerim edepten. nedeni ise benim dinim bana bunu öğretti..

Sevgiler..

Vakıdi'ye bir kulp buldun ama Kuran ayetine gık diyemedin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vakıdi'ye bir kulp buldun ama Kuran ayetine gık diyemedin.

Yolda yürürken gördüğün hür kadınlar sana zaten haramdır. Burada sorun yok. Ama savaş ganimeti olarak satılan cariyelerden satın aldıkların sana helaldir. Nikah kıymadan ilişkiye girmek caizdir.

Her İkinizide cevap vrereyim ....

Şu ayetlerde, iki çeşit evlilikten söz edilmektedir: Biri –hür- kadınlar, diğeri cariyelerle olan evlilik.

“Onlar/Müminler, mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri ile ilişki kurarlar”(Müminûn, 23/5-6).

“Eğer (birden çok evlilikte kadınlar arasında) adaleti gerçekleştirmekten endişe ederseniz, bir kadınla veya eliniz altında olan cariyelerle yetinin”(Nisa, 4/3).

- Cariyelerle ilgili olan evlilik, ayette: “eliniz altında bulunanlar” şeklinde ifade edilmiştir. Buna “milkü’l-yemin” veya “akdu’l-milk” da denilir.

Neden cariye için nikah akdi gerekmez? Çünkü; milk akdi, nikah akdinden daha güçlüdür. Nikah akdi, bir menfaat akdidir. Milk akdi ise, önce ilgili şahsın kendisine sahip olmak vardır. Menfaat akdi ise buna bağlı olarak gerçekleşmiş olur. Kölelik ve cariyelik İslam’ın getirmediği, ama önce ıslah ettiği ve zamanla tamamen kalkmasını hedeflediği bir statü idi; dünya milletlerinin de aynı noktaya gelmeleri sonunda geri dönüşsüz olarak tarihe karıştı. Efendinin, cariyesinden cinsî yönden istifade etmesinin, cariyenin hesabına iki mühim hikmet ve faydası vardır. Birincisi ve en mühimi, esir düşen ve sahipsiz kalan bu kadınların bu vesile ile ihmal edilmeleri önlenmiş olur. Çünkü, aksi takdirde, cariyelerin fuhşa düşmeleri, zinaya girmeleri ihtimali kaçınılmaz olduğu gibi, efendisinin evine de bağlı kalmış olur.

Diğer bir faydası, cariyenin efendisinden bir çocuğu olduğu takdirde "çocuğun annesi" mânâsına "ümmü'l-veled" sayılmaktadır. Cariyeden doğan bu çocuk hür kabul edilir. Çocuğun doğumu ile annesi de, efendisinin ölümünden sonra mirasçılarına geçmeyip hürriyetine kavuşmaktadır. Çocuk olmasaydı, efendisi de azat etmeseydi, diğer mallar gibi cariye de miras olarak kalacaktı.

Efendinin, cariyesi ile karı koca olmaları da şart değildir. Efendi, onu sadece bir hizmetçi olarak istihdam edebilmektedir. Ayrıca, cariyenin kocası esirler arasında ise, eşlerin nikâhları devam edeceğinden, efendinin bu cariye ile münasebette bulunması caiz değildir. Hattâ erkek başka birisinin, kadın da bir başkasının yanında köle ise, yine efendi, yanında bulunan bu kadın köleden cinsî yönden faydalanamaz.1

Bu meselelerle birlikte, Kur'ân-ı Kerim, erkek ve kadın kölelerin birbirleriyle evlendirilmesini de teşvik etmiştir. Nur Sûresi'nde meâlen şöyle buyurulur:

"Bir de içinizden bekârları ve kölelerinizle cariyelerinizden sâlih olanları evlendiriniz. Eğer fakir iseler, Allah onları kendi lütfundan zengin eder."2 Böylece kölelerin kendi aralarında bir nevi eşitlik sağlanmış olur.

Her vesile ile kölenin hürriyetine kavuşturulmasını tavsiye eden dinimiz, cariyenin de nikahlanarak ev hanımı yapılmasını teşvik etmiştir. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asv) bu hususu şöyle ifade ederler:

"Sizden cariyesi olan biriniz onu en güzel bir şekilde terbiye eder, yetiştirir de sonra azat edip onunla evlenirse, onun için iki sevap vardır."3

Bu açıklamalar göz önüne alınırsa, İslâmın köle ve cariyeleri ne kadar himaye ettiği, onların haklarını koruduğu açıkça görülecektir. Cariye sadece "kadınlığından" istifade edilen bir insan olarak da görülmemektedir. O aynı zamanda evin bir ferdi, ailenin bir parçasıdır. Ailenin, hanımından sonra evin en sorumlu kadınıdır.

tarihinde Özgü® tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Diğer bir faydası, cariyenin efendisinden bir çocuğu olduğu takdirde "çocuğun annesi" mânâsına "ümmü'l-veled" sayılmaktadır. Cariyeden doğan bu çocuk hür kabul edilir. Çocuğun doğumu ile annesi de, efendisinin ölümünden sonra mirasçılarına geçmeyip hürriyetine kavuşmaktadır. Çocuk olmasaydı, efendisi de azat etmeseydi, diğer mallar gibi cariye de miras olarak kalacaktı.

Buna söylenecek birşey yok, savunayım derken suçu itiraf etmek diye buna denir işte.

Efendinin, cariyesinden cinsî yönden istifade etmesinin, cariyenin hesabına iki mühim hikmet ve faydası vardır. Birincisi ve en mühimi, esir düşen ve sahipsiz kalan bu kadınların bu vesile ile ihmal edilmeleri önlenmiş olur. Çünkü, aksi takdirde, cariyelerin fuhşa düşmeleri, zinaya girmeleri ihtimali kaçınılmaz olduğu gibi, efendisinin evine de bağlı kalmış olur.

Müslümanlar ne kadar da cariyenin iyiliğini düşünüyorlarmış, insanın gözleri yaşarıyor doğrusu. O zaman erkek köleleri de düşünmek gerek, cariyeyi düşünüpte erkek köleleri düşünmemek olmaz. Değil mi ya, onlarında zinaya düşme ihtimalleri var. Onlarda evin hanımı ile yatıp kalksınlar. Madem iyilik yapıyorsunuz tam olsun.

Mısır Mukavkısının Muhammed'e gönderdiği Mariya ve Şirin'in hikayesini silmişsin, hoşuna gitmedi galiba Muhammed'in hediye olarak cariye alıp kullanması, diğerini de arkadaşlarından birine hediye etmesi. Peygambere bak, kendine hediye edilen cariyeyi afiyetle kullanıyor, ayrıca diğerini de arkadaşlarına hediye etmeyi unutmuyor.

Bu mariya adlı cariyenin Muhammed'le ilişkileri de hayli karışıklığa sebep olmuştur. Muhammed'in karılarından Hafsa bir Muhammed'i Mariya ile sevişirken yakalamıştır, hem de kendi gününde ve kendi evinde. Bunun hikayesini de sonra anlatırım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buna söylenecek birşey yok, savunayım derken suçu itiraf etmek diye buna denir işte.

Müslümanlar ne kadar da cariyenin iyiliğini düşünüyorlarmış, insanın gözleri yaşarıyor doğrusu. O zaman erkek köleleri de düşünmek gerek, cariyeyi düşünüpte erkek köleleri düşünmemek olmaz. Değil mi ya, onlarında zinaya düşme ihtimalleri var. Onlarda evin hanımı ile yatıp kalksınlar. Madem iyilik yapıyorsunuz tam olsun.

Mısır Mukavkısının Muhammed'e gönderdiği Mariya ve Şirin'in hikayesini silmişsin, hoşuna gitmedi galiba Muhammed'in hediye olarak cariye alıp kullanması, diğerini de arkadaşlarından birine hediye etmesi. Peygambere bak, kendine hediye edilen cariyeyi afiyetle kullanıyor, ayrıca diğerini de arkadaşlarına hediye etmeyi unutmuyor.

Bu mariya adlı cariyenin Muhammed'le ilişkileri de hayli karışıklığa sebep olmuştur. Muhammed'in karılarından Hafsa bir Muhammed'i Mariya ile sevişirken yakalamıştır, hem de kendi gününde ve kendi evinde. Bunun hikayesini de sonra anlatırım.

Konunun dağılmasını istemediğim için sildim o bölümü.İstersen o konu hakkındada konuşabiliriz. peygamber hanımları atılan iftiralardan uzakdır. Aynı dönemlerde büyük iftira aişe içinde atılmadımı şu kolye olayı. Sonuç ne oldu iftirayı atanlar bir bir deşifre edildi..

Sevgili searcher1; sanada banada şurada pc başında oturup yazmak kolaydır. istedğimizi yazarız buna inanılır yada inanılmaz. Fakat gerçek bizim yazılarımaz ile değişmez. Anladın sen onu..

Gecen Hayırlı Olsun.. Görüşmek üzere. saygılar.

tarihinde Özgü® tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin iftira dediklerin İslam tarihinin gerçekleridir. Zaten hiçbir müslümanda bunları inkar etmez.

Tahrim/1. "Eşlerinin rızasını gözeterek, Allah'ın sana helal kıldığı şeyi ni­çin kendine yasak ediyorsun? Allah bağışlayandır, acıyan'dır."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:

1- Mariye ile ilgili rivayetler:

a- İbn Cerîr et-Taberî'nin İbn Abdurrahîm kanalıyla Zeyd ibn Eslem'den rivayetle tahric ettiği bir haberde o şöyle anlatıyor:

Allah'ın Rasûlü (sa) bir gün hanımlarından birinin odasında oğlu İbrahim'in annesiyle temasta bulundu. Onu gören hanımı:

"Ey Allah'ın elçisi, benim evimde, benim yatağımda ha?" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah onu (İbrahim'in annesini) kendisine yasakladı. Bu sefer de hanımı:

"Ey Allah'ın elçisi, sana helâl olan bir şeyi kendine nasıl yasaklarsın?" dediyse de Rasûl-i Ekrem (sa) onunla bir daha asla birleşmiyeceğine dair hanımına yemin etti ve bunun üzerine: "Ey O Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu gözeterek Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi neden kendine haram ediyorsun?" âyet-i kerimesi nazil oldu.[4]

b- Taberî'nin Saîd ibn Yahya kanalıyla İbn Abbâs'tan rivayetle verdiği haber biraz daha detaylı. Bu rivayette İbn Abbâs şöyle anlatıyor: Ben, Hz. Ömer'e:

"Allah Tealâ'nın haklarında "Eğer her ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz gerçek­ten kaymış olan kalbleriniz düzelmiş olur..." buyurduğu iki kadın kimdir?" diye sordum.

"Onlar Aişe ve Hafsa'dır." deyip şöyle devam etti:

"Sözün başlangıcı İbrahim'in kıbtî olan annesi hakkındaydı. Hz. Peygamber (sa), Hafsa'nın sırası olduğu günde ve onun odasında İbrahim'in annesiyle temasta bulunmuştu. Hafsa onları kendi odasında o şekilde bulunca:

"Ey Allah'ın elçisi, benim gü­nümde, benim nöbetimde ve benim yatağımda ha? Eşlerinden hiçbirine yapma­dığın bir şeyi (bir kötülüğü) bana yaptın." dedi. Rasûlullah (sa):

"İstemez misin ki ben onu kendime haram kılayım da bir daha ona hiç yaklaşmıyayım." buyur­du. Hafsa'nın:

"Evet isterim." demesiyle de Hz. Peygamber onu (cariyesini) ken­dine haram kıldı ve:

"Bunu başka birisine sakın söyleme." buyurdu. Ancak Hafsa bu sırrı saklıyamayıp Hz. Aişe'ye söyledi de Allah Tealâ onun, bu sırrı açığa vurduğunu bildirdi ve

"Ey O Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu gözete­rek Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi neden kendine haram ediyorsun?" âyet-i ke­rimesini indirdi.[5]

c- Muhammed b. Mansur et-Tûsî, Ali b. Amr b. Mehdî'den, o Hüseyn b. İsmail el-Mehamilî'den, o Abdullah b. Şebib'den, o İshak b. Muhammed'den, o Abdullah b. Ömer'den, o Ebu'n-Nasr Mevla Ömer b. Abdillah'tan, o Ali b. Abbas'tan, o İbn Abbas'tan, o da Ömer'den bize şunu rivayet etti:

"Rasulullah (s.a.v.) oğlunun annesi olan Mariye ile, Hafsa'nın evinde cinsî mü­nasebette bulundu. Hafsa, Rasulullah (s.a.v.)'ı ve Mariye'yi kendi evinde buldu. Dedi ki:

"Onu benim evime niçin soktun? Hanımlarının arasında bunu bana neden yaptın? Benim sana olan sevgimden mi yaptın?" Rasulullah (s.a.v.) ona:

"Sen bunu Aişe'ye söyleme. Eğer Mariye'ye bir daha yaklaşırsam, o bana haram olsun." buyurdu. Hafsa dedi ki:

"O, senin cariyen olduğu halde sana nasıl haram olur?" Rasulullah (s.a.v.) ona yaklaşmamaya yemin etti ve Hafsa'ya buyurdu ki:

"Bunu kimseye söyleme."

Hafsa bu konuyu Aişe’ye söyledi. Rasulullah (s.a.v.) da kadınlarına bir ay yak­laşmamak üzere yemin etti ve onlardan yirmi dokuz gece uzak kaldı (ila yaptı). Allah Teala da bu âyeti indirdi."[6]

d- Enes'ten sahih bir senetle Nesâî ve Hâkim anlattı. Enes:

“Rasûlullah'ın cariyesi vardı, onunla cima ederdi. Hafsa ve Aişe Rasulullah’ın (s.a.v.) onu nefsine haram kılmasını arzu ederdi. Bunun üzerine Allahü Teâlâ, Tahrim: 66/1 âyetini indirdi.” [7]

e- Ebu Hüreyre hadîsinden zayıf bir senetle Taberânî anlattı:

“Rasûlullah Mariye'yle Hafsa'nın evinde cinsî münâsebette bulundu. Hafsa eve geldi, Mariye'yi Rasûlullah ile beraber buldu. Dedi ki:

“Diğer hanımlarının evinde değil de benim evimde mi?” Aleyhisselâm:

“Mariye'ye dokunursam o bana haram olsun ey Hafsa, bunu gizle.” buyurdu. Hafsa evinden çıktı, Âişe'ye geldi ve durumu ona anlattı. Allahü Teâlâ, Tahrim: 66/1-2 âyetlerini indirdi

tarihinde searcher1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...