Jump to content

newcomb paradoksu...


Recommended Posts

İnsan ilişkileri çerçevesinde Palo Alto Ekolü mensuplarından Watzlawick tarafından işlenen Newcomb paradoksu, mükemmel bir öngörünün mümkün olup olamayacağı tartışmalarında ortaya çıkan bir paradokstur.

Bu paradoksa göre belirli bir durumun aktörleri (ekonomistler, vs), kendilerini az ya da çok bildikleri bir geleceğe göre ayarlamak istediklerinde, bu geleceği bir veri olarak alırlar; oysa bu geleceği belirleyen onlardır. Bir başka deyişle, aktörler, bizzat kendilerinin tasarladıkları, kendilerinden dışa yansıttıkları bir geleceği işaret noktası olarak almaktadırlar (Bootstrapping olgusu).

Newcomb problemi şu şekilde özetlenebilir: İki kutu alalım; bunlardan birinde 1,000$ var, ikincisinde ise ya 1,000,000$ var ya da hiç bir şey yok. Siz, oyuncusunuz ve iki seçeneğiniz var: Bunlardan a1, iki kutuyu birden almak; a2 ise ikinci kutuyu tercih etmek. Senaryoya göre, oyunda sizden başka, geleceği öngören bir Kâhin (veya Kader) var.

Bildiğiniz kadarıyla bu Kâhin o ana kadar, sizin ve başkalarının seçimlerini öngörme konusunda hiç yanılmadı. Bu oyunda Kâhin, siz birinci seçeneği (a1) seçerseniz, Kâhin bunu öngörecektir ve ikinci kutuyu boş bırakacaktır ve bu durumda sadece 1,000$'ınız olacaktır. İkinci seçeneği (a2) seçerseniz, Kâhin bunu da öngörmüş olacaktır ve ikinci kutu içine 1,000,000$ koyacaktır. Siz de bunları biliyorsunuz ve Kahin'in öngörme kapasitesine inancınız tam. Ne yaparsınız?

Burada iki bakış açısı mümkün. Birincisine göre, a2'yi seçmek gerekir; zira a1'i seçerseniz, Kâhin bunu öngörmüş olacaktır ve ikinci kutuyu boş bırakacaktır; bu durumda garantili 1,000,000$ (a2'yi seçmek) yerine, sadece 1000$'ınız olacaktır.

İkinci bir bakış açısı da makul görünüyor ve bu paradoksun kaynağını oluşturuyor. Buna göre, siz tercihinizi yaparken, ikinci kutuda, bir milyon dolar, zaten ya var ya yoktur. Bu durumda iki kutuyu birlikte alırsanız, ikinci kutu ister boş, ister dolu olsun, iki duruma göre de bin dolar daha fazla kazanacaksınız. Eğer iki kutu da doluysa a1'i seçmekle 1,001,000$; a2'yi seçmekle, sadece 1000$ kazanırsınız.

Bu iki argümantasyon tarzı, iki farklı zaman kavramına dayanmaktadır. Birinci görüştekilere göre iki olay (sizin tercihiniz ve Kâhin'in parayı koyup koymaması) nedensellik planında birbirinden bağımsızdır, aralarında sadece olasılıksal bir ilişki vardır. Bu, tersine çevrilebilir bir zaman anlayışı içerir ve burada, geçerli değildir. Newcomb problemi, aşağıda görüldüğü gibi, tutuklular ikilemine benzetilebilir.

Ego açısından bakıldığında oyun şu şekilde görünmektedir:

1. a1 oynadığımda en azından 1000$'ın olur.

2. 1,001,000$ kazanabilirim, ama bu, nedensel olarak bana bağlı değil.

3. 1,000,000$ kazanabilirini, ama sadece, 1,000$'dan vazgeçersem 3'. Veya 1,001,000$ kazanabilirim, ama eğer Kâhin benim 1,000$'dan vazgeçeceğimi öngörürse.

Burada Kâhin yerine bir başka oyuncu konması düşünüldüğünde, oyun tutuklular ikilemine dönüşür. Bu nedenle, problemi analiz eden Lewis, iki kutuyu da almak gerektiğini savunur (Dupuy, 1992). Bazıları ise Kâhin'in öngörüsüne güvenmek ve bu nedenle de, sadece ikinci kutuyu almak gerektiğini öne sürer; ama bu tutuklular ikilemindeki işbirliği seçeneğinden farklı bir şey değildir.

Lewis'e göre bu davranış irrasyoneldir; tutuklular ikileminde de görüldüğü üzere, bu davranışın rasyonel bir nitelik taşıması için, bizim eylemimizle diğer oyuncunun eylemi arasında sadece olasılıksal değil, aynı zamanda nedensel bir bağ olması gerekir. Newcomb probleminde de durum aynıdır.

Dupuy'a göre, eğer gelecekten bu ana gelerek, yani bir amaca yönelik olarak düşünülürse, ikinci kutuyu almak gerekir; ama eğer aksi halde, yani eylem zamanında kalırsak, iki kutuyu da almak gerekir.

Harvard Üniversitesi'nden filozof Nozick'in "bu paradoksa ilişkin analizlerini temel alan Watzlawick'e göre ise paradoksu dostlarınız veya öğrenciler üzerinde denerseniz, iki gruba ayrılacaklardır. Kendi bakış açınızın doğruluğunu tekrarlamak sorunu çözmemektedir.

Watzlawick'e göre sorun bizim gerçekliğimizin bir düzeninin olup olmadığında düğümlenmektedir. Bunun üç mümkün cevabı vardır:

Birinci cevaba göre; bu gerçekliğin hiçbir düzeni yoktur, gerçeklik aynı Ölçüde düzen ve kaostur, yaşamımız ise psikotik bir kabustur. İkincisine göre; biz, varoluşsal eksik bilgi (disinformation) durumumuzu, bir düzen yaratarak telafi ederiz; bu düzeni bizim icat ettiğimizi unutur ve 'gerçeklik' olarak niteleriz.

Üçüncüsüne göre; bağımlı olduğumuz, ama bizden bağımsız olan bir üst gücün yarattığı bir düzen vardır ve bu üst güçle iletişim kurmak, insan için en önemli amaçtır. İnsanların çoğu, birinci olasılığı dikkate almazlar. Ama hiç kimse diğer iki şıktan birini veya diğerini belirsiz veya bilinçdışı bir şekilde de olsa dikkate almaktan kaçınamaz.

Newcomb paradoksu bu hususla ilgilidir: Ya III. şıkkın tanımladığı gibi, gerçekliğin kesinlikle ve kaçınılmaz bir şekilde düzenlendiğine inanırsınız ve sadece ikinci kutuyu alırsınız; veya önceden belirlenmeyi kabul etmeyip II. şıkkı benimsersiniz, 'a posteriori nedensellik' (gelecek olayların anı ve geçmişi belirlemesi) olmadığını düşünürsünüz ve iki kutuyu birden alırsınız. Sorun bir bakıma özgür irade ve determinizm sorunsalına göndermektedir.

Link

Link to post
Sitelerde Paylaş

ilk defa californialı fizikçi william newcomb tarafından ortaya atılan, daha sonra princeton'daki bir davette matematikçi david kruskal tarafından robert nozick'e anlatılan ("nereden biliyorsun?" demeyin, oradaydım elbet, kulak misafiri oldum sohbetlerine), ve de nozick'in doktora tezinde kendisinden bahsetmesi, daha sonra da 1969'da journal of philosophy'de hakkında bir makale yayımlamasıyla müthiş yankı uyandıran, dünya çapında üne kavuşan, o günden beri de hararetle tartışılan, fakat bir türlü çözülememiş, üstünde görüş birliği sağlanamamış muhterem paradoks. nozick'e bu paradoksu duyduğu davet için "hayatımda katıldığım en önemli davet" dedirten paradoks. kısaca tekrarlamak gerekirse, önünüzde 2 kutu var, a ve b kutuları. b kutusunda ş1,000, a kutusunda da ya hiçbir şey, ya da 1 milyon dolar var. size ya sadece a kutusunu, ya da her iki kutuyu da alma seçeneği veriliyor. işin ilginç yönü, size bu soruyu soran varlık, yapacağınız seçimi önceden tahmin edebilen, ve de tahminlerinde %99 gibi yüksek bir doğruluk oranı tutturabilen bir yaratık (bunun bir cin, beyninizi tarayabilen yüksek teknoloji ürünü bir makine, veya tanrı olduğunu düşünebilirsiniz, hiç fark etmez.). bu yaratık (ki ona bu noktadan sonra "mahmut abi" diyeceğiz), daha önce de sizin seçimleriniz hakkında doğru tahminlerde bulunmuş, ve de onun tahmin yeteneğine gerçekten güveniyorsunuz. ve mahmut abi eğer sadece a kutusunu alacağınızı tahmin ederse a kutusuna 1 milyon dolar koyuyor, her iki kutuyu da almayı seçeceğinizi tahmin ederse a kutusunu boş bırakıyor. mahmut abi dün sizin seçiminiz hakkında bir tahminde bulunmuş ve a kutusunu ona göre 1 milyon dolarla doldurmuş (ya da boş bırakmış), sonra da kutuları kitlemiş, ve de sevgilisini koluna takıp fethiye'ye tatile gitmiş. şimdi iş sizin seçiminizi yapmanıza geliyor: sadece a kutusunu mu istiyorsunuz, yoksa her iki kutuyu da mı? nedir tercihiniz?

ilk anda "sadece a kutusunu alırım" seçeneği doğru gibi görünüyor, zira eğer sadece a kutusunu alırsanız mahmut abi bunu %99 ihtimalle önceden tahmin etmiş ve o kutuya 1 milyon dolar koymuş olacak. (aynı şekilde eğer iki kutuyu da almaya kalkarsanız mahmut abi bunu tahmin ederek %99 a kutusunu boş bırakmış olacak).bir şey daha ekleyelim: bu oyunu sizden önce oynamış olan arkadaşlarınızla konuştuğunuzda, tek kutuyu seçenlerin büyük çoğunluğunun (diyelim ki %99) dolar milyoneri olduğunu, her iki kutuyu da seçenlerin ise olmadıklarını da öğreniyorsunuz, bu da sadece a kutusunu seçmenin ne kadar akıllıca olacağı gerçeğini bir kere daha yüzünüze çarpıyor.

fakat, mahmut abi tahminini dün yaptı ve ona göre a kutusuna dün 1 milyon dolar koydu veya koymadı. sizin seçiminiz bu noktadan sonra a kutusunun içeriğini değiştirmeyecek; mahmut abi ne yapmış olursa olsun, eğer her iki kutuyu da seçerseniz, sırf a kutusunu seçtiğinizde olduğunuzdan 1000 dolar daha zengin olacaksınız. sadece a kutusunu seçmek, size sunulan 1000 dolara "istemem, kalsın" demekten başka bir şey olmayacak. şöyle düşünün: kutuların arkası camdan yapılmış, ve masanın öbür tarafında eşiniz oturuyor ve de her iki kutuda da ne olduğunu görüyor. o, kutuların içinde ne olduğunu görerek, ne yapmanızı isterdi? her durumda "iki kutuyu da al!" diye bas bas bağırmaz mıydı, yalvarmaz mıydı? yalvarırdı, ben olsam yalvarırdım en azından..

işte, "newcomb paradoksu"nu paradoks yapan da bu zaten. seçiminizin ne olması gerektiği konusunda gayet inandırıcı ve sağlam iki argüman var, ve bunlar birbirine zıt iki sonucu destekliyorlar. ilki "beklenen fayda"yı en üst düzeyde çıkarma* prensibinden hareket ediyor: eğer mahmut abi'nin tahminleri %99 oranında doğru çıkıyorsa, sadece a kutusunu seçmenin beklenen faydası 99 x ş1,000,000 + .01 x ş0 = ş990,000. her iki kutuyu da seçmenin beklenen faydası .99 x ş1,000 + .01 x 1,001,000 = ş11,000. ş990,000 > ş11,000, o zaman sadece a kutusu seçilmeli. diğer argüman ise "üstünlük prensibi"* üzerine kurulu: eğer bir seçim her durumda başka bir seçimden üstün sonuçlar veriyorsa, o seçim tercih edilmelidir. bu durumda da 2 kutuyu da almak, sadece a kutusunu almaktan her zaman (a kutusu boş da olsa, dolu da olsa) 1000 dolar fazla kazanmanıza sebep olacaktır, o yüzden her iki kutuyu da alın gidin, 1000 dolar cebinize fazladan kâr kalır, reina'da güzel bir akşam yemeği yersiniz.

mantıken her iki argüman da aynı anda doğru olamaz, fakat ikisi de yanlış değil. buyrun buradan yakın...

nozick 1969'da yayımladığı makalesinde şöyle demiş: "bu problemi derslerde olsun, arkadaş çevrelerinde olsun, birçok insana sordum; ve de sorduğum herkes sorunun cevabının çok açık ve bariz olduğunu söylediler. ne var ki, insanların yarısı tek kutuyu, diğer yarısı da her iki kutuyu da alma taraftarıydı, ve de büyük çoğunluk kendisi gibi düşünmeyenlerin ahmaklık, şapşallık ettiğini düşünüyordu, nasıl bu kadar basit bir gerçeği göremediklerine şaşıyordu." martin gardner aynı paradoksu 1973'te scientific american'da yayımladığında, ve de okuyucularına "siz ne yapardınız?" diye sorduğunda, okuyucalardan sürüyle mektup gelmiş, ve de cevap verenlerin yaklaşık %70'i "tek kutu" seçiminden yana olduklarını söylemiş. (cevap verenlerin arasında isaac asimov da varmış ve o "sırf o yaratığa - ki bu yaratığı asimov tanrı olarak görmüş - kıllık olsun diye her iki kutuyu da alırdım, özgür irademi böyle ifade ederdim, nanik çekerdim tanrı'ya" demiş.) paradoksu ilk ortaya atan newcomb ise tek kutuculardanmış. nozick ise önce çift kutuculardanmış, fakat daha sonra kendi kendine "eğer b kutusunda 1,000 değil 1 dolar olsa, herkes tek kutucu olur. 1,000 değil 900,000 olsa, herkes çift kutucu olur, demek ki kimse cevabını gerçekten mantıksal temellere dayandırmıyor. eee, o zaman sıçayım böyle paradoksun içine." demiş (son cümleyi ben uydurdum elbet, koca nozick'e yakışır mı öyle "paradoksun içi" falan demek.)

ortaya atıldığından beri geçen 40 yılda bu paradoksa verilen cevapların, bulunduğu iddia edilen çözümlerin haddi hesabı yok. hatta bu paradoksu zaman içersinde schrodingerin kedisine, maxwellin cinine, mahsun kırmızıgülün parmak izine bağlayanlar çıkmış. lakin, daha bilim ve felsefe dünyalarını tatmin eden bir çözüm bulunmuş değil bu paradoksa. (tabii her paradoksun çözümü olacak diye bir şey de yok.). bu yönüyle de 2,500 yıldır kafa kurcalayan zeno paradokslarına rakip olacakmış gibi görünüyor şimdilik.

bu paradoksu meşhur eden, akademik dünyanın görüş alanına sokan robert nozick, ölmeden kısa bir süre önce şöyle yazmış: "ne kadar güzel bir problem. keşke benim olsaydı." sen de pek melankolikmişsin bob.. (ama hissiyatını paylaşmıyor değilim.)

(benbirpipodegilim

alıntı ekşi sözlük

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konular ders kitaplarına bile girmiştir hatta dersi vardır: Oyun Kuramı.

Eğlencelidir ve daha çok ekonomistler ve pazarlamacılar kullanır. Sosoyal konularda ve reklamcılıkta da kullanılır oyun kuramı teknikleri ama ilk defa tanrı inancıyla bağdaştırıldığını görüyorum.

Bu paradoks belirsizlik ilkesine farklı bir yaklaşım gibi sanki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

40 yıllık paradoksun çözümünü veriyorum, bu paradoks da burada kapansın.

Tek kutuyu alırdım. İki kutuyu alanlar avuçlarını yalayacaktır.

Sen soruda oyun yapıcı olarak oraya oraya üstün varlığı yahut üstün bir bilgi verilmiş birini koymuşsun, bi de onla da dalga mı geçeceksin. Hem sizin neyi seçeceğinizi biliyor, hem de sonra bi de buna % 75 oran mı koyuyorsunuz gafiller...

1. O varlık, seni yaratan Tanrı'dır, geleceğini bilmektedir. İki kutuyu seçecek tıynette biriysen şansın %50 (+ $1000).

2. O varlık, geleceğe gidip gelebilen bir zaman gezginidir. Burada multiverse teorisi devreye girer. Özgür iradenle iki kutuyu seçersen şansının %50 olduğu bir evrene girersin %100 hayal olur. Tek kutuyu seçersen şansının %100 olduğu evrene girersin.

İki durumda da tek kutuyu seçmek hayırlıdır.

Ve evet, dinlilerin hep söz ettiği çözüm: Kader sorununda derler ya: 'Senin Cennet'e mi Cehennem'e mi gideceğin belli. Dünya'da bunun sebeplerini görüyoruz.

Buna 2nci şıkta bir açılım yaptım farkettiyseniz; iki geleceğin var, özgür iradenle ikisini de seçebilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...