şahika 0 Oluşturuldu: Mart 1, 2012 Raporla Share Oluşturuldu: Mart 1, 2012 (düzenlendi) Emin Çölaşan Sözcü gazetesindeki bugünkü yazısında Fetullah Gülen'in nasıl sıkı bir 28 şubat savunucusu olduğunu hatırlatıyor.Mağduru oynamak da yine bunlarda ama. yazıdan bazı bölümler : İşte size 18 Nisan 1997 tarihli bazı gazetelerin manşetleri Hürriyet “Beceremediniz, artık bırakın… Gülen, Refahyol’a emaneti iade edip çekilme çağrısında bulundu.” Milliyet “Gülen de uyardı. Şok çıkış. Beceremedik deyip hemen seçime İslamcı Akit: “Gülen: Hükümet gitsin.” Fethullah o sırada Türkiye’de. Henüz ABD’ye gitmiş değil. Üstelik bugünkü gibi güçlü de değil. Henüz devleti ele geçirmemiş. O yüzden korku içinde. Nur cemaatinin önde gelenlerinden Fethullah Gülen, Refahyol hükümetine ‘Bu isi beceremedik, yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Emaneti götüremiyorum, emaneti al diyerek millet adına bu fedakârlığı yapın’ çağrısında bulundu. Gülen, Türkiye’yi yönetenlerin gerekli performansı gösteremediğini, ülkenin ustura sırtında olduğunu savundu ve şöyle dedi: ‘Hazreti Ebubekir ve Ömer Bin Abdülaziz bunu birkaç defa yaptılar. Minbere çıkıp ‘Bu ağır yükü biz götüremiyoruz, size devrediyoruz. Halk alsın, kime verirse versin’ dediler.” Askerler için şöyle diyor: ” “Kuvvet ellerinde olduğu halde çok zeki ve muhakemeli (düzgün, tutarlı, anlayışlı} davranıyorlar. Kuvvet, güç gösterisi şeklinde öne çıkmıyor. Sonra demokrasi de daha dengeli geliyor bu açıdan… Sekiz yıllık kesintisiz eğitim imam hatip okullarına zarar vermez.” Askerlerin 28 Şubat eylemine destek veren Fethullah’ın bu sözleri, istifa etmemekte direnen Refah Partisini kızdırdı Birbiri ardına demeçler verip onu kınadılar. İşte bir örnek: İstanbul milletvekili Mehmet Ali Şahin (AKP döneminde Meclis Başkanı) ” Konuşması talihsizliktir. Bazı yerlere (askerlere) mesaj gönderiyor. Benden zarar gelmez, ben sistemle uyum içindeyim diyor. Siyasetle ilgilenmediğini söylüyor ama siyasetin içinde yer alıyor. Onun imam hatip liselerine rakip bir kolejler zinciri var. Onlara (askerler tarafından) dokunulmaması için çaba harcıyor. Fethullah hoca bu sözleriyle. Müslümanlık deyince tüyleri diken diken olanları son derece sevindirmiştir.” eki, ama o günlerde Türkiye de ikamet buyuran ve 28 Şubat sürecine destek veren Fethullah gerçekten 28 Şubatçı mıydı’? O günün koşullan öyle olmasını gerektiriyordu! Askerler güçlüydü, Refahyol hükümetinin istifası isteniyor ve bizim Fethullah da, başına bir iş gelmesin diye ister istemez 28 Şubat’çıların yanında yer almayı başarıyordu! Peki, başka neler demişti 16 Nisan 1997 tarihi, manşetlere geçen o televizyon programında? Kısaca özetliyorum: “Din Allah’la insan arasındadır. Sokaklarda tef çalıp zikir yapanlar oldu. (O dönemdeki Aczmendileri kastediyor) Dinin siyasasallaştırılması rejim için tehlike olmaktan çok din için tehlikelidir. (Refahyol hükümetini kastediyor.) Siyasi görüşle yola çıkanlar her şeylerini dine alet etmek ister. Çok tehlikelidir. Başbakanın laik olup olmadığını bilemem!.. Dinin böyle şov malzemesi yapıldığını daha önce bu kadar yoğun ölçüde gördüğümü söyleyemem… Sekiz yıllık eğitimi tehlikeli görmüyorum… MGK kararlan gelecekte huzur sağlayacaksa, isabetli olmuştur… Ben dünyanın en fakir insanlarından biriyim.” (Yıllardır ABD de yüzlerce dönümlük arazideki çiftlik evlerinde hizmetkârları ile birlikte krallar gibi yaşıyor. Türkiye’ye gelemiyor) http://www.kemalistler.org/fethullah-28-subatci-olabilirmi.html/ Mart 1, 2012 tarihinde şahika tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
RenovAtio 0 Mart 1, 2012 gönderildi Raporla Share Mart 1, 2012 gönderildi Aslında 28 Şubat süreci, tam anlamıyla Fethullan Gülen cematinin bir siyasi başarısızlığı demek daha doğru olur. 28 Şubat olmasaydı AKP hiç var olmazdı, AKP aslında bir ikinci Refahyol hükümeti, ancak Refahyol gibi "şeriatif" bir düzen yerine, kendi tabirleriyle "ılımlı islam", tarzıyla ilerlemekte. Necmettin Erbakan'da Tayyip gibi ilerlemiş olsaydı şuan halen daha hükümetin başında bulunan parti olacaktı. Lakin artık onların dönemi bitti, Erbakan'cılar nerede hata yaptıklarını anlamaları uzun sürmedi. RP'nin hatası, tüm kesime hitap etmemesi ve israil ile olan (Arka plan) anlaşmazlığı, tüm halk üzerinde egemen olabilecek bir politika izlemekten yoksun olması sadece radikal din ve şeriatif kesimlere hitap etmek belli bir süre kontrol sağlar ancak ülke genelinde politik bir bütünlük sağlamaz. RP'nin bu başarız politikası, Fethullah gülen cemaatinin ikinci bir lider arayışına sokmuş ve Recep Tayyip erdoğan'nın doğuşu kesinleşmiştir. Aldığı emirleri kayıtsız şartsız yerine getirecek, toplumun tüm kesime hitap edecek (en azından %60 bir çoğunluk) ve arka plandan diğer ülkelerle ters düşmeyecek ileriye dönük bir lider olması gerekiyordu. Erbakan daha dine yatkın ve dinin kurallarını (islam) hükümet makanizmasından üstün tutan ve karşı din mensuplarına yaklaşım olarak daha temkinli bir liderdi, Erdoğan ise dini sadece halkı kontrol altında tutmak ve diğer karşı hükümetlerle ilişki bakımından daha uyumlu bir lider olarak yorumlanabilir. Nitekim "Davos" çıkışı nekadar bir danışıklı dövüşte olsa, aslında arap dünyasına empoze edilecek olan "Erdoğan"'nın "ılımlı islam" modeli olacaktır, yeni dünya düzeninde. Erbakan'nın bu hatası ona kendi sonunu getirdi, 28 Şubat bir darbe değildi, sadece muhalif gücün ortadan kaldırılması operasyonu ve BOP'nin başlangıç bölümüydü. BDP, CHP, MHP vs. artık kimse bu partilerden birşey beklemesin, onların zamanı geçti, TSK görevini 28 Şubat'ta tamamladı ve artık oda sahneden çekildi, AKP'nin normal seçimlerle düşecegine inananlar sadece kendilerini kandırırlar (burda amaç AKP'yi savunmak değil sadece nasıl bir oyun içinde olduğunuzu anlatmak)... Link to post Sitelerde Paylaş
bawer 0 Mart 1, 2012 gönderildi Raporla Share Mart 1, 2012 gönderildi feto isini bilir. ruzgari arkasina alma isini iyi yapar. Link to post Sitelerde Paylaş
fishéyé 0 Mart 6, 2012 gönderildi Raporla Share Mart 6, 2012 gönderildi 28 Şubat'ta doğan olmasın nolur daha fazla vahşete gerek yok!Ciddiyim 3 çocuk felan ne iş ayıp oluyor... Link to post Sitelerde Paylaş
muslumbaba 0 Mart 9, 2012 gönderildi Raporla Share Mart 9, 2012 gönderildi Bunu biz biliyoruz, bu adamların ne kadar omurgasız ne kadar riyakar olduğunu biliyoruz... Link to post Sitelerde Paylaş
EXODUS. 0 Nisan 12, 2012 gönderildi Raporla Share Nisan 12, 2012 gönderildi Gülen 28 Şubat'ta ne demişti? Fethullah Gülen 28 Şubat sürecini nasıl değerlendirmişti?Gülen 29 Mart'ta Samanyolu TV'de yaptığı konuşmada ''Asker Anayasal yetkisini kullandı'' diyordu.. http://haber.gazetevatan.com/gulen-28-subatta-ne-demisti/443133/1/Gundem Link to post Sitelerde Paylaş
kozmopolit 0 Nisan 12, 2012 gönderildi Raporla Share Nisan 12, 2012 gönderildi Fethullah Güven'in 12 Eylül'ü onayladığını ve desteklediğini de unutmamak gerek.. http://www.youtube.com/watch?v=qoglQgRsYyg Link to post Sitelerde Paylaş
kozmopolit 0 Nisan 13, 2012 gönderildi Raporla Share Nisan 13, 2012 gönderildi (düzenlendi) Bazı komplo haberlerine göre yeni başlayan 28 Şubat operasyonun altında TSK'li generallerin tutuklanmalarının yanı sıra AKP - cemaat çekişmesinde 28 Şubat'ı öven Fethullah Gülen'in de yargılanıp saf dışı bırakılması veya itibarının sıfırlanması düşüncesi yatabilir. 28 Şubat sürecinde, Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar. Hatta onlar, bazı sivil kesimlerden daha demokrat diyen Gülen de yargılanır mı? Nisan 13, 2012 tarihinde kozmopolit tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
evrensel-insan 0 Nisan 13, 2012 gönderildi Raporla Share Nisan 13, 2012 gönderildi Siyasetin her turlu yogun gundemine, en son 28 Subat"postmoderndarbe" olarak algilanan hareketin gozaltilari gerceklesti. Ilk elde sadece askeri kanadi ilgilendiren bu gozaltilari sorusturmanin nerelere uzanacagi, yani siyasi ve soylal ve medya olarak kimleri ve hangi kurum ve kuruluslari icerecegi merak konusu. Bu sorgulamanin bir "intikam/hesaplasma" olup olmayacagi da merak konusu. Ilginc olan su anda iktidar ic cekismesinde yasanan RTE/A,gul dinci ve cemaatci ikileminde de bu konu gundemde. Cunku o gunlerde, bu "postmodern" darbeyi cemaat kanadi ve F.Gulen'de desteklemisti. Sorusturmanin zamanlamasinin da H.Kilic'in aciklamasi sonrasi olmasi, acaba "iktidar bu sorusturmayi daha once yapamizdi cunku yargiyi tamamen ele gecirememisti" temelli bir dusuncenin "bugun artik yargi tamamen iktidarin ve de RTE kanadinin elinde" izlenimini de ortaya koyuyor. Gorunen oki, "postmodern darbe" "postmodern yargi" ile sorgulanacak. Ayrica unutmamak gerekir ki; bugun iktidarin, devlet ve hukumet bunyesinde o gun bu "postmodern" darbeyi yapanlar ve savunanlar arasinda olanlar var. Bunun bir ornegi su anki Ankara Valisi. Acaba iktidarin RTE kanadi, iktidarin A.Gul kanadina "meydan mi okuyor?" Bu sorusturma da, RTE'nin "esbaskan" olmasinin bir rolu ve direktifi var mi/yoksa bu tamamen bir RTE sorusturmasi mi? Suriye konusu gundemde iken, bu sorgulama ne anlama geliyor? Iktidarin bu kendi ic cekismesinde, ABD ve emperyalist gucler, kime neye gore destek verecek? Evet, Turkiye siyaseti yeni gelisimlere "gebe" Ulkenin siyasi gundemi o kadar farkli konulari iceriyor ve o kadar yogun ki, hem takip etmek, hem guncel kalmak; hem de guncelinin bir oncesini unutturmamasi ve gundemden dusurmemesi adina, cok onemli. Siyasal fasizmin kendi ic cekismesinden "arinip" tek ses olma cabasi gundeme dusen yeni bir olayla gun yuzune cikiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts