Jump to content

Kur'an'da Cennet


Recommended Posts

neden saçma olsun ki..senin savlarından çok çok daha mantıklı..olmayan bir yerden bu dünyaya gelmişsin,daha bu dünyanın neden niçin varolduğunu bilmiyorsun ve kalkmış cennet yoktur diyebiliyorsun..bundan daha saçma ne olabilirki..sen önce bu dünyada ne işin var onu açıkla bize? madem yoktun neden varoldun? dünya varsa neden bambaşka dünyalar da var olmasın?

Saçma olan senin bu düşüncen.

Cennetin olduğunu dünyaya nasıl geldiğimizle ispatlamaya kalkışmaktan daha büyük saçmalık olur mu?!

Konuyla ilgili çelişkilere bakmıyorsun da, nasıl doğduk, nasıl oldukla kafalama yapmaya kalkışıyorsun.

Karşında Işık evi, Kuran Kursu çocukları yok.

Hadi diyelim ki evrim mevrim yok. Tanrı iradesiyle olduk. Bu cenneti niye kanıtlasın? Belki cennet değil, reenkarnasyon var.

Ayrıca tanrının olması, cennetin varolması ne Kur'an'ı kanıtlar ne de Muhammed'in peygamberliğini.

Çünkü tanrı inancı da, cennet inancı da ondan binlerce sene önce zaten mevcuttu.

Bahai peygamberi Bahaullah da Allah'ı, cenneti anlatıyor Kitab-ı Akdes'in de. Evrenesoğlu da anlatıyor. Ama onların peygamber olduklarına inanmıyorsun.

Ee, Muhammed'e ne diye inanılsın ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 68
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

neden saçma olsun ki..senin savlarından çok çok daha mantıklı..olmayan bir yerden bu dünyaya gelmişsin,daha bu dünyanın

neden niçin varolduğunu bilmiyorsun ve kalkmış cennet yoktur diyebiliyorsun..bundan daha saçma ne olabilirki..sen önce bu

dünyada ne işin var onu açıkla bize? madem yoktun neden varoldun? dünya varsa neden bambaşka dünyalar da var olmasın?

Bahsettiğiniz nerdeyse her şeyin olduğu göklere çıkıldı. Allah, cennet, cenhennem vb diye bahsettiğiniz her şeyin olduğu göklere... İnsanlar gitti hatta aya bile gidildi. Güneş sistemi hatta samanyolu galaksisinin dışında bile resimler çekildi ve sizin bahsettiğiniz hiç bir şeye rastlanmadı. Şu bahsettiğiniz kitapları saymaz isek sizin idda ettiğiniz şeyler birer masaldan öte değildir ki bu durumda bile tutupta mantıktan bahsediyorsunuz. Bu bahsettiğiniz ve övdüğünüz mantığın aslında mantık değil sadece hayal gücü olduğunun farkına bile varamadan yapıyorsunuz bu işi....

Ayrıca dünya diye tanımladığınız şey nedir? İnsanların yaşayabiliceği bir gezegen ise evet var bu bilimsel olarak kanıtlandı ama bu varlığın hiç bir dinde geçmemesi apayrı bir mevzu ki tabi orada insanların olduğunu veya öldükten sonra oraya gidildiğini düşünüyor iseniz tabi buda hayal dünyanızın gerçeklikle biraz bağlantı kurma çabası olur ki bu durumda bile öldükten sonraki yolculuk olduğu için yinede masal kavramının dışına çıkamıyıcaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ali-İmran-136. İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!

Kur'an'da cenneti anlatan birçok ayette "altlarından ırmaklar akan" ifadesi yer alır.

Çöl insanlarının bol suya hasretlerini ırmaklardan bahsederek kullanmak iyi fikir de; bu ırmakların cennetin altından akması da neyin nesi?

Örneğin dünyadaki nehirlerin dünyanın altından aktığını düşünelim, ne işimize yarardı ki?

Kimse çıkıp "altlarından derken içinden demek isteniyor" demesin.

Nitekim bütün mealler "altlarından" iken Diyanet işleri tahrifatçılığa soyunmuş ve ayeti "içinden" diye değiştirmiş.

Sanki içinden diye yazınca düzeltmiş olduklarını sanıyorlar. İçinden demek de yanlış ifade.

Cennetin çeşit çeşit ırmaklarla dolu olduğunu ifade etmek yerine böyle çarpık-anlamsız ifade kuran tanrı olabilir mi?

Mümkün mü herşeyi bilen, alimlerin alimi olan tanrının bu tür bir ifade kullanmış olması?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saçma olan senin bu düşüncen.

Cennetin olduğunu dünyaya nasıl geldiğimizle ispatlamaya kalkışmaktan daha büyük saçmalık olur mu?!

Konuyla ilgili çelişkilere bakmıyorsun da, nasıl doğduk, nasıl oldukla kafalama yapmaya kalkışıyorsun.

Karşında Işık evi, Kuran Kursu çocukları yok.

Hadi diyelim ki evrim mevrim yok. Tanrı iradesiyle olduk. Bu cenneti niye kanıtlasın? Belki cennet değil, reenkarnasyon var.

Ayrıca tanrının olması, cennetin varolması ne Kur'an'ı kanıtlar ne de Muhammed'in peygamberliğini.

Çünkü tanrı inancı da, cennet inancı da ondan binlerce sene önce zaten mevcuttu.

Bahai peygamberi Bahaullah da Allah'ı, cenneti anlatıyor Kitab-ı Akdes'in de. Evrenesoğlu da anlatıyor. Ama onların peygamber olduklarına inanmıyorsun.

Ee, Muhammed'e ne diye inanılsın ki?

karşımda kim var biliyorum,sen de biliyorsun..

Kitab-ı Akdesi kabul eden, Avesta'yı da kabul eder, Arzhang'ı da kabul ve bu liste uzayıp gider..

Sen de bilirsin ki Semavi dinlerde gönderilen Peygaberlere sizin gibi insanlar inanmamış zamanında.."bize Peygamberliğini nasıl ispatlarsın" gibi sorular sormuşlar haliyle..Hz.Muhammed(c.c.),Hz.İsa(a.s.) ve Hz.Musa(a.s.) Allah(c.c.)'ın izniyle birçok mucize getirmişlerdir..Peygamberliğin alametlerinden biri de budur..

Bahai peygambere sorarlar o zaman mucize getir diye..getiremezse hepsi hikayedir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bahai peygambere sorarlar o zaman mucize getir diye..getiremezse hepsi hikayedir..

Senin efendine de öyle demişler: "Mucize getiremezsen hikayesin" demişler.

Getiremeyeceği için şöyle yazmış:

"Bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır."

Mucize ısrarları devam edince bu defa şöyle yazmış:

"Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın cahillerden olma!

Yani hikaye!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin efendine de öyle demişler: "Mucize getiremezsen hikayesin" demişler.

Getiremeyeceği için şöyle yazmış:

"Bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır."

Mucize ısrarları devam edince bu defa şöyle yazmış:

"Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın cahillerden olma!

Yani hikaye!

Ümmi bir Peygamber bu dediklerini nasıl yazmış?

Onun ümmi olduğunu dönemin inkarcıları bile biliyordu,zaten öyle olmasaydı senden önce onlar bunu herkese duyururlardı..ve hiçbir kaynakta bunun tersi yoktur..

bu küçük bir mucize sadece..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ümmi bir Peygamber bu dediklerini nasıl yazmış?

Onun ümmi olduğunu dönemin inkarcıları bile biliyordu,zaten öyle olmasaydı senden önce onlar bunu herkese duyururlardı..ve hiçbir kaynakta bunun tersi yoktur..

bu küçük bir mucize sadece..

ay ikiye yarıldı.

şimdi dağılın ve imana gelin pis ateistler. Bunların gözüne perde çekilmiş

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence oradaki gök bildiğimiz gök bence.

Niye ırmaklar akan bir yer de sıcacık sobaların olduğu bir yer değil. Sormadan edemiyorum. Bir eski mo nun sıcacık sobaya ırmaktan daha çok ihtiyacı var reenkarnasyona benzettim bir an yanılıyor da olabilirim.

tarihinde analiz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ümmi bir Peygamber bu dediklerini nasıl yazmış?

Onun ümmi olduğunu dönemin inkarcıları bile biliyordu,zaten öyle olmasaydı senden önce onlar bunu herkese duyururlardı..ve hiçbir kaynakta bunun tersi yoktur..

bu küçük bir mucize sadece..

Sizi böyle ümmiydi, okuma yazma bilmiyordu diye aldatıyorlar. Aynı "çok fakirdi, ölürken bir avuç buğdayı vardı sadece" diye aldatmaları gibi.

Sanki okuma yazma bilmediği kanıtlı-belgeli bir durummuş gibi.

Ümmi, kendilerine kitap gönderilmemiş bireyler olarak geçiyor, iyi incele.

Ali İmran-20. (...) Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere de ki: (...)

Mucizeymiş. Peh!

Muhammed Hamidullah'ı oku da gör bakalım, okuma yazma biliyormuymuş bilmiyormuymuş...

Hudeybiye anlaşmasında "resulullah" sözcüğünü putperestler kabul etmeyince Muhammed onu silmiş yerine Muhammed bin Abdullah yazmış. Demek ki okuyup yazabiliyormuş.

Geri zekalımıydı ki onca sene etrafında katipler varken, Ali varken okuma yazmayı öğrenememiş..

Ölüm döşeğindeyken "Bana bir kağıt kalem getirin" dediğinde ne yapacaktı, yiyecek miydi onları?!!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ali-İmran-136. İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!

Kur'an'da cenneti anlatan birçok ayette "altlarından ırmaklar akan" ifadesi yer alır.

Çöl insanlarının bol suya hasretlerini ırmaklardan bahsederek kullanmak iyi fikir de; bu ırmakların cennetin altından akması da neyin nesi?

Örneğin dünyadaki nehirlerin dünyanın altından aktığını düşünelim, ne işimize yarardı ki?

Kimse çıkıp "altlarından derken içinden demek isteniyor" demesin.

Nitekim bütün mealler "altlarından" iken Diyanet işleri tahrifatçılığa soyunmuş ve ayeti "içinden" diye değiştirmiş.

Sanki içinden diye yazınca düzeltmiş olduklarını sanıyorlar. İçinden demek de yanlış ifade.

Cennetin çeşit çeşit ırmaklarla dolu olduğunu ifade etmek yerine böyle çarpık-anlamsız ifade kuran tanrı olabilir mi?

Mümkün mü herşeyi bilen, alimlerin alimi olan tanrının bu tür bir ifade kullanmış olması?

Benim burada yorumum cennetin tabanının şeffaf olduğu yönünde. Böylece alttan akan ırmak görülebilir :D Böyleyse eğer ırmaktan akan sudan yararlanamadıktan sonra neye yarar tartışılır tabi :)

Ayrıca kuranda cennette denizin, okyanusun olduğu da yazıyor mu? Sadece ırmak mı var? Ben belki okyanusun engin ufkuna bakıp rahatlamak istiyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim burada yorumum cennetin tabanının şeffaf olduğu yönünde. Böylece alttan akan ırmak görülebilir :D Böyleyse eğer ırmaktan akan sudan yararlanamadıktan sonra neye yarar tartışılır tabi :)

Ayrıca kuranda cennette denizin, okyanusun olduğu da yazıyor mu? Sadece ırmak mı var? Ben belki okyanusun engin ufkuna bakıp rahatlamak istiyorum :)

Bahr denizdir. Bildiğin gemilerin yüzdüğü deniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ali-İmran-136. İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!

Kur'an'da cenneti anlatan birçok ayette "altlarından ırmaklar akan" ifadesi yer alır.

Çöl insanlarının bol suya hasretlerini ırmaklardan bahsederek kullanmak iyi fikir de; bu ırmakların cennetin altından akması da neyin nesi?

Örneğin dünyadaki nehirlerin dünyanın altından aktığını düşünelim, ne işimize yarardı ki?

Kimse çıkıp "altlarından derken içinden demek isteniyor" demesin.

Nitekim bütün mealler "altlarından" iken Diyanet işleri tahrifatçılığa soyunmuş ve ayeti "içinden" diye değiştirmiş.

Sanki içinden diye yazınca düzeltmiş olduklarını sanıyorlar. İçinden demek de yanlış ifade.

Cennetin çeşit çeşit ırmaklarla dolu olduğunu ifade etmek yerine böyle çarpık-anlamsız ifade kuran tanrı olabilir mi?

Mümkün mü herşeyi bilen, alimlerin alimi olan tanrının bu tür bir ifade kullanmış olması?

bizim evin altından dere geçiyor...

yani hemen alt tarafında...

çok yakın yani....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cennetin büyüklüğü konusunda size bir fikir vermesi açısından bir hadisi şerif nakledeyim: Cehennemden en son çıkan günahkar müslümana bu dünyanın 10 misli büyüklüğünde cennet verilecektir.

Bu dünyanın on misli büyüklüğündeki cennette sadece bir müslüman mı yaşayacak? :blink:

Bir müslüman ve gerisi cariye yani :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cennetin büyüklüğü konusunda size bir fikir vermesi açısından bir hadisi şerif nakledeyim: Cehennemden en son çıkan günahkar müslümana bu dünyanın 10 misli büyüklüğünde cennet verilecektir.

hoşgeldin...

epeydir gözükmedin...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...