Jump to content

Evrenin oluşumu ile ilgili teoriler.


Recommended Posts

  • İleti 80
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

evrenin oluşumu teorileri nelerdir,özellikle cevabı sizden almak istiyorum.oku araştıraha bunumu bilmiyorsun demeyin,sizden alayımki,sizin aranızda kabul göreni bir tesbit edelim.şimdiden teşekkürler.

ben yaradılışla açıyorum.

Çok bilimsel bir teori ile açmışsın !...

Link to post
Sitelerde Paylaş

neyse ben vereyim bari kimseden ses seda yok.

Büyük Patlama: Gaz ve toz bulutu halinde olan evrenin büyük bir patlama sonucu olustuguna yönelik teori. Patlamaya neyin neden oldugu açiklanamiyor.

Metaverse Teorisi: Milyonlarca evren var. Ancak içlerinde en mükemmel olani bizimki ve yasam sadece burada mevcut.

Evrensel Tasarim: Vanilla Sky, The Matrix filmlerindeki gibi evrenimiz bir baska varlik ya da topluluk tarafindan olusturulmus bir simulasyondan ibaret.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kozmik mikrodalda arkaplanın ışımasının zamanla kızıla kaymasının delili olduğu Big-Bang(Büyük Patlama) diğer kuramlardan tartışmasız derecede öndedir.

teşekkürler.bu gayet net oldu,favorimdir ama başka teoriyi savunan varmı merak ettim,bakalım bigbang neymiş.

vikipediadan alıntı;

Büyük Patlama ya da Big Bang, evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören[1] kozmolojik model.[2] İlk kez 1920lerde Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître [3] tarafından ortaya atılan, evrenin bir başlangıcı olduğunu varsayan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde[4] kabul görmüştür.

Teorinin temel fikri, halen genişlemeye devam eden evrenin geçmişteki belirli bir zamanda sıcak ve yoğun bir başlangıç durumundan itibaren genişlemiş olduğudur. Georges Lemaîtrein önceleri ilk atom hipotezi olarak adlandırdığı bu varsayım günümüzde büyük patlama teorisi adıyla yerleşmiş durumdadır. Modelin[2] iskeleti Einsteinın genel görelilik kuramına dayanmakta olup, ilk Big Bang modeli Alexander Friedmann tarafından hazırlanmıştır. Model daha sonra George Gamow ve çalışma arkadaşları tarafından savunulmuş ve ilk nükleosentez olayı eklenmek suretiyle [5] geliştirilerek sunulmuştur.[1]

Link to post
Sitelerde Paylaş

kuran kaynaklı yaradılış teorisine göre evren yoktan yaratılmıştır.ayet yer ve gök demektedir.yer dünyadır,gök atmosfer,ama aynı zamanda yer aşağısı,gök yukarısıdır ki buda evren oluyor.

(EnamSuresi, 101)O gökleri ve yeri yoktan var edendir...

1. bedîu : örneği olmaksızın yoktan yaratan

2. es semâvâti : semâlar, gökler

3. ve el ard : ve arz, yeryüzü

yaradılış teorisine göre evren yoktan yaratıldığı gibi bu yaratılış büyük bir kuvvet sayesinde gerçekleşmiştir.bu kuvvet evrenin doğuşuna neden olmuştur.aynı zamanda bu kuvvet evreni genişletmiştir.

zariyat 47 Ve sema; Biz onu büyük bir kudret ile bina ettik. Ve muhakkak ki (onu) genişletici olan elbette Biziz.

1. ve es semâe: ve sema, gökyüzü

2. beneynâ-hâ: onu biz bina ettik

3. bi eydin: bir kudretle, büyük bir kuvvetle

4. ve innâ : ve muhakkak ki biz

5. le : elbette

6. mûsiûne : genişletici olan

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaradılış teorisine göre,evren 6 günde yaratıldı,

araf 54 Semaları ve arzı altı günde yaratan, muhakkak ki sizin Rabbiniz Allah'tır.

1. inne : muhakkak

2. rabbe-kum : sizin Rabbiniz

3. allâhu ellezî : Allah'tır ki o

4. halaka : yarattı

5. es semâvâti : semalar, gök katları

6. ve el ardı : ve yeryüzü

7. fî sitteti eyyâmin : altı günde

yaradılışda birgün 50000 dünya yılıdır.bu şöyle anlatılır.

meariç 4 Melekler ve ruh, O'na, süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir.

1. ta'rucu : uruc eder, yükselir

2. el melâiketu : melekler

3. ve er rûhu : ve ruh

4. ileyhi : ona

5. fî yevmin : günde, gün içinde

6. kâne : oldu

7. mikdâru-hu : onun miktarı, süresi

8. hamsîne : elli (50)

9. elfe : bin (1000)

10. senetin : sene

yani evren 6x50000=300000 yılda yaratılmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

zariyat 47 Ve sema; Biz onu büyük bir kudret ile bina ettik. Ve muhakkak ki (onu) genişletici olan elbette Biziz.

Eski çeviriler böyle değil. Elmalılı çevirisi: Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz

Ayrıca diğer dillerde ki çevirilerde böyle değil. Örneğin Ingilizce: We have built the Firmament with might: and We indeed have vast power.

Nedense yeni çeviriler genişlemeden bahsediyor. Yarın evrenin aslında genişlemediğini bulunursa ne olacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş

biz geniş kudret sahibiyiz ayetini göğü genişletiyoruz yaptılar. göğü bina yaptık diyor bu zaten genişlemeye ters.

Şüphesiz biz genişletmekteyiz diye çevrilen cümle için yapılan başlıca yorumlar şunlardır:

a) Biz vüsat yani genişlik ve kudret sahibiyiz. Semadaki bu ihtişamı sağlamakla kudretimizden bir şey eksildiği sanılmamalıdır; dilesek daha da genişletiriz. Bakara Suresinin 255 ve Kaf Suresinin 38. ayetlerindeki içerik ve üslûp bu manâyı çağrıştırmaktadır.

B) Hiçbir şeye muhtaç olmadığımız gibi nimetleri bol bol ihsan eden de biziz. Sıkıntıları giderir, darda kalanlara genişlik veririz.

c) Evreni genişletmekteyiz. Bu yorum daha çok uzay cisimlerinin birbirinden uzaklaştığı ve aralarındaki mesafenin gitgide arttığı yönündeki bilimsel tespitten hareketle ortaya konan genişleme teorisi ışığında yapılmıştır.

Kuran Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir, Heyet: Prof.Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, Prof. Dr. İ. Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Ankara/2007, Zariyat/47

Görüldüğü üzere konunun uzmanları evrenin genişlemesi manâsını tek mümkün anlam olarak değil -aksine- en düşük ihtimal olarak görmektedir.

Elmalılı M. Hamdi Yazır ayetteki ilgili kısmı şu şekilde açıklamıştır:

Ve hiç şüphesiz biz çok genişliğe malikiz. Bunun iki manâsı vardır: Birisi kudret genişliğini ifade eder. Kudret ve kuvvetimiz öyle geniştir ki semayı bina ile tükenmedikten başka onu daha çok genişletebilir. Bu manâ hem Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir. (Fâtır, 35/35) hem de Onun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır. (Bakara, 2/255) ayetlerinin manâlarını andırır. Birisi de zenginliği, nimet ve nimet vermede genişliği ifade eder. Biz darlıkları genişletiriz. Yalvaran, darda kalmışlara icabet eden, sıkıntıları açan, ihtiyaçları gideren, fakirleri zenginleştiren, nimet vereniz demek olur.

Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, Zariyat/47

Ömer Nasuhi Bilmen, ayeti

Ve göğü bir kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki biz elbette kaadirleriz.

olarak çevirmiş ve şu açıklamayı eklemiştir:

Şöyle ki: (Ve göğü bir kuvvetle) Pek muazzam olan bir kudretle, bir şiddetle (bina ettik) varlık alanına getirdik (ve şüphe yok ki, biz) yâni: Büyüklük ve yücelikle vasıflanmış olan ilahî zatını (elbette kaadirleriz.) Böyle nice alemleri meydana getirmeğe kaadiriz. Evet.. Yüce zatın kudret ve hakimiyeti pek geniştir; mahlûkatı idareye, onların yaşamalarını, geçimlerini sağlamaya fazlasiyle kâfidir.

musiune kuvvet, takat, genişlik sahibi demektir.

Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri, Zariyat/47

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eski çeviriler böyle değil. Elmalılı çevirisi: Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz

Ayrıca diğer dillerde ki çevirilerde böyle değil. Örneğin Ingilizce: We have built the Firmament with might: and We indeed have vast power.

Nedense yeni çeviriler genişlemeden bahsediyor. Yarın evrenin aslında genişlemediğini bulunursa ne olacak?

evet haklısın bu kelimenin manası çok değişken,arapça sözlüklerde yok.ama aşağı yukarı genişlikle ilgili gibi.tam olarak genişleticiyiz manasındada değil gibi.joker bir kelime.anlamı şudur diye fazla diretmemek lazım.buda arapçanın bir cilvesi.

tarihinde dindarsurpriz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrensel Tasarim: Vanilla Sky, The Matrix filmlerindeki gibi evrenimiz bir baska varlik ya da topluluk tarafindan olusturulmus bir simulasyondan ibaret.

Vanilla Sky filmini daha izlemedim, izlemeyi düşünüyorum. Ancak sen sanki filmin içeriğinden bahsettin, bahsettiğin şey filmin sürprizi değildir umarımm..! :huh:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bahsedilen genişliğin, evrenin genişlemesi ile yakından uzaktan ilgisi yok. Bildiğiniz teist tavrı. Bilimsel gelişmeler sözde tanrılarının söyledikleri ile uymayınca bilime yamamaya çabası. Bu konuda son derece sahtekar olduklarını biliyoruz.

Esas anlamını geçip genişletici anlamını kabul ettik desek yine de yapılan yama dikiş tutmaz.

Muhammed Dünya'nın düz olduğunu ve Evren'den önce yaratıldığını sanıyordu. Yani Dünya'yı göklerden önce yaratıp, yarattığı göğü yerden yukarı yükselttiğini Kuran ile ifade eden tanrı söz konusu. Bahsedilen genişlik için en fazla bu yorumu yapabilirsiniz.

Buyrun yamalarından bir örnek;

Yüce Allah on dört asır önce indirdiği Kur'an-i Kerim'de kendi yaratışıyla ilgili bazı sırları haber vermektedir. Bu sırlar hem Kur'an'ın Allah sözü olduğunu kanıtlamakta hem de doğa bilimlerindeki gelişmenin önünü açmaktadır.

"Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten Biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz..."

(Rad, 13/41)

"... Fakat simdi, Bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mi?.." (Enbiya, 21/44)

Dünyayı düz zanneden Muhammed, yeryüzünün bittiği noktalardan tanrının eksilttiğini iddia ediyor. Zira kafası çalışan bir tanrı, dünyanın herhangi bir sınırının olmadığını biliyor ve "çevresinden/etrafından" ifadelerini kullanmamalı değil mi? Bu ancak dünyanın düz olduğunu sananın dile getireceği bir cümle. Peki durum böyle mi dersiniz?

Küresel ısınmayla birlikte kutuplardaki buz tabakaları erimekte ve okyanuslardaki deniz suyu seviyesi yükselmektedir. Artan su miktarı da daha fazla karayı kaplamaktadır. Deniz kıyıları sular altında kaldıkça, yeryüzünün toplam yüz ölçümü veya kara miktarı da azalmaktadır. (Dr. Mazhar U. Kazi, 130 Evident Miracles in the Qur'an, Crescent Publishing House, New York, USA, 1998, s. 115)

Bu ayetlerde bahsedilen eksilme geniş zaman içeriyor. Sürekli bir eksilme mevcut. Babalar günümüze uyarlamış.

Buzların erimesinden dolayı denizler yükseldiği için karalar eksilmiş oluyormuş.

Buzul çağında ne olmuşmuş?

Bu çıkarımları yapanın doktor ünvanı var.

Böyle saçma şey mi olur demek yerine inanç uğruna bir insanın geldiği nokta.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrenin oluşumu teorileri nelerdir?

Evrenin kökenine dair Bing Bang ve yaratılış mitolojisi dışında daha başka teoriler de vardır.

1.Sabit Evren Teorisi:

1948 yılında Fred Hoyle tarafından atılan bir teoriye göre, galaksiler arasındaki boşlukta, yeni madde sessizce ama sürekli olarak yoktan var olur. 1965 yılında daha sonra Hoyle, kendi teorisinin saçma olduğunu kamuya söyleyerek bu teoriyi terk eder.

2. Salınımlı Evren Teorisi

Evrenin oluşumuna dair George Gamow tarafından ortaya atılan başka bir fikirdir. Bu hipotez, evrenin sonunda çökeceğini ve çöktüğü zaman başka bir Big Bang olayının bunu takip edeceğini veya tekrar başlayacağını söyler. Temel fark, ilk Bing Bang meydana gelirken madde bu birinci patlamada oluşmamış veya patlama sonucu hiçbir şey evrendeki maddelere dönüşmezken, daha sonra gelecekte olan patlamadaysa evrendeki tüm madde küçücük bir noktada yoğunlaşacak ve bu durum da yeniden bir patlama ile sonlanacaktır.

3. Nebular Hipotezi (Planetesimal Teorisi de denir)

Bu hipotez, evrendeki gazların girdap gibi kendi çevrelerinde dönerken bu gaz girdaplarının güneş ve gezegenleri meydana getirdiğini söyler. Evrenin oluşumu hakkındaki teorilerden yedi tanesi daha sonra büzüşüp küçülerek güneşe dönen gaz kütlelerinin olmasını gerekli kılar. Ancak zaten bu kavramın altında yatan temeller elde edilen bulgularla çürütülmüştür. Birçokları güneşteki materyallerle gezegenlerin ve onların uydularının oluştuğunu öne sürer. Ancak gezegenlerin her birinin elemental bileşimi güneşten ve birbirlerinden farklıdır. Bu yüzden biri diğerinden gelmiş olamaz. Ayrıca güneşin bu durumda gezegenler ve uyduları savurup yörüngeden çıkaracak kadar son derece hızlı dönmesi gerekirdi, oysaki şu an güneş çok yavaş döner.

4. Fizyon Teorisi (Parçalanma Teorisi)

Fizyon Teorisi, güneşin patlaması ile gezegenlerin ve ayların kendisinden koparak savrulduğunu öne sürer. Ancak böyle bir varsayımda patlama sonucu güneşten kopan gezegen ve uyduların sonsuza kadar savrulmaları ve dışarıya doğru uçmaları gerekirdi. Bu durumda onlar savrulma hızını durdurup güneşin etrafında bir yörünge çizmeye başlayamayacaklardı.

5. Yakalanış Teorisi (Capture Theory)

Gezegenler ve aylar başı boş bir şekilde evrende dolanırken güneşin yörüngesine girip güneş tarafından yakalandıklarını ve daimi bir yörüngeye oturulduklarını söyler. Ancak böyle olmuş olsaydı güneşin etrafından belirli bir yörüngeye girmeyip aksine sahip olduğu ağır kütlesi yüzünden güneşe doğru yol alıp güneş tarafından çekilecek ve sonunda çarparak güneş tarafından absorbe edileceklerdi. Bu durumda ne güneşin etrafında ne de birbirlerinin çevresinde dönebileceklerdi. Bunun yanında şimdiye kadar Güneş sistemine dışarıdan gelerek yerleşen veya giren yeni gezegenler veya bugün bizim gezegenimizin yörüngesine girip konulan yeni uydulara asla tanık olunmamıştır. Bugün güneş sistemimizde gezegenlerin çevresinde en az 150 tane uydunun var olduğu biliniyor.

6. Akresyon Teorisi (Birikimli Büyüme Teorisi)

Bu teori, evrendeki küçük materyal parçalarının yavaş yavaş bir araya geldiğini ve sonunda gezegenimizi oluşturduğunu söyler. Sonra daha fazla parçalar bir araya gelerek bu kez Ay'ı oluşturdu ve oluşan Ay Dünyamız etrafında dönmeye başladı. Bu fikir de gerçeklere oldukça uzaktır. Gezegenler, uydular ve asteroitler dikkatle düzenlenmiş yörüngeler üzerinde hareket ederler. Göktaşları doğrusal devinim içinde hızla yol alırlar. Hiçbir materyal parçası evrende başı boş dolaşmadığı gibi bu parçalar da birbirlerine yavaş yavaş eklenip sonradan takılamazlar.

7. Gezegensel Çarpışma Teorisi

Bu teoriye göre, dünyamız küçük bir gezegenle çarpışıp Ay'ı oluşturdu. Ama böylesine bir etki gezegenimizi tamamen yok edecekti. Böylesine güçlü bir çarpışma etkisi, çevremizde bir tur atabilen bir Ay'ı nasıl üretebilir ki? Ayrıca bizim uydumuz için geçerli olan şeyin aynısı güneş sistemimizdeki tüm 150 ay için de tekrar edilmesi gerekirdi. Bu teori, güneş sistemimizdeki tüm 150 uydunun bu yolla oluşabilmesi için gerekli olan çarpışma sayısı için, binlerce gezegenin olmasını gerektirecektir. Oysaki güneş sistemimiz sadece 8 gezegene sahip. Diğer yandan neden böyle oluşumlar bugün yaşanmıyor veya başka bir yerden uçup gelen bir gezegen başka bir gezegene çarpmıyor?

8. Stellar Çarpışma Teorisi

Bu teori iki yıldızın birbirleriyle çarpışıp gezegenlerimizi ve uydularını meydana getirdiğini söyler. Ancak böyle olsaydı çarpışan yıldızlar sonradan duraksamaz veya biri ortadan kalkmaz, aksine biri diğer yıldızın çevresinde dönerken diğeri ise onu tekrar çarpışacakları ana kadar uysallıkla beklerdi. onları almak placidly bekliyordu güneşler biri. Bu durumda gezegenler ve uydular ya güneşten çok uzağa fırlatılır ya da güneş tarafından çekilerek güneşin içine çökerlerdi.

9. Gaz Bulutu Teorisi

Bu teori gaz bulutlarının güneşin yerçekimi kuvveti tarafından uzaydan dışarıdan bir yerden çekilmiş olduğunu söyler. Bu gaz kütleleri daha sonra duraksayarak yoğunlaştıkça gezegen ve uyduları oluşturmuş ve bu katılaşan kütleler de daha sonra birbirleri etrafında dönmeye başlamışlar. Ancak gazlar kümeleşip yığınlaşmazlar ve güneşe doğru düzlemsel bir hareket içindeyken daha sonra dairesel bir yörünge çizmezler.

10. Nısbi Parça veya Oran Teorisi

Bu teoriye göre bizim evrenimiz başka bir evrenin kimyasal yapısının sadece küçük bir bölümüdür. Bizim galaksi dediğimiz şeyler dış evrenin protonlarının çevresinde dönen sadece bir elektron olabilir. Bu protonlar çok ağır ve büyük oldukları için ışık bu protonlardan kaçamadığından onları bu yüzden göremiyor veya algılayamıyor olabiliriz. Bu anlamda evrenimizdeki 1 milyar yıl diğer evrende 1 saniyeye denk gelebilir ve bu boyutlarda evrenimiz diğer bir evrenin sadece atom altı yani subatomik bir bölümü olup içinde bulunduğumuz evren bir protonun bir defada orbitine yeni bir elektron almış olması olayı olabilir. Bu anlamda algıladığımız evren, bir galaksinin göremediğimiz karanlık bir maddenin merkezinin etrafında dönmesi gibi, diğer evrenin çevresinde dolaln bir elektron olup bu atomik yörüngeyi tamamladığı bir süreye ve bu orana denk gelebilir. Yani dışarıdan bakıldığında 13 milyar yıl yaşındaki evrenimiz sadece 1 saniye daha eski olarak görülüyor olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vanilla Sky filmini daha izlemedim, izlemeyi düşünüyorum. Ancak sen sanki filmin içeriğinden bahsettin, bahsettiğin şey filmin sürprizi değildir umarımm..! :huh:

bende izlemedim,alıntıydı benim fikir değil.hep merak edip bir türlü izleyemediğim filimdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Big Bang kesinleşmiştir. Kimse Big Bang'i tartışmıyor. Üzerinde herkes hemfikirdir. Yapılmak istenen, Big Bang'in öncesi hakkında varsayımlarda bulunabilmektir. Tartışılan bu artık. Big Bang üzerinde hiç bir tartışma yoktur, kesindir. Tıpkı evrim gibi. Evrim teorisini cahillerden başka kimse tartışmaya açmaz. Kesindir. Hiç bir şüpheye yer yoktur.

Big Bang öncesi ile ilgili en çarpıcı kuram, eski evren kalıntısı iki karadeliğin çarpışması kuramıdır. Big Bang'e bunun yol açtığı kuramı yani. Çok ayrıntılı incelemelere, simülasyonlara tabi tutulmuş ve bağımsız kuramcılar tarafından ayrı ayrı desteklenmiştir. Bu kuram ve üzerinde birbirinden bağımsız inceleme yapan kuramcıların görüş birliğine varması, teistler üzerinde şok etkisi, panik yarattı.

Teizmin çökmesinin, ağzını açıp teistim demenin çok ayıp karşılanacağı bir dünya kapıda. Kapıyı çaldı bile...

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bahsedilen genişliğin, evrenin genişlemesi ile yakından uzaktan ilgisi yok. Bildiğiniz teist tavrı. Bilimsel gelişmeler sözde tanrılarının söyledikleri ile uymayınca bilime yamamaya çabası. Bu konuda son derece sahtekar olduklarını biliyoruz.

Esas anlamını geçip genişletici anlamını kabul ettik desek yine de yapılan yama dikiş tutmaz.

Muhammed Dünya'nın düz olduğunu ve Evren'den önce yaratıldığını sanıyordu. Yani Dünya'yı göklerden önce yaratıp, yarattığı göğü yerden yukarı yükselttiğini Kuran ile ifade eden tanrı söz konusu. Bahsedilen genişlik için en fazla bu yorumu yapabilirsiniz.

Buyrun yamalarından bir örnek;

ben kimseden alıntı yapmadan özgün bir veri sunuyorum.bu yüzden yazdıklarını şimdilik doğru kabul ediyorum,ama araştırmam gerek.

Dünyayı düz zanneden Muhammed, yeryüzünün bittiği noktalardan tanrının eksilttiğini iddia ediyor. Zira kafası çalışan bir tanrı, dünyanın herhangi bir sınırının olmadığını biliyor ve "çevresinden/etrafından" ifadelerini kullanmamalı değil mi? Bu ancak dünyanın düz olduğunu sananın dile getireceği bir cümle. Peki durum böyle mi dersiniz?

Bu ayetlerde bahsedilen eksilme geniş zaman içeriyor. Sürekli bir eksilme mevcut. Babalar günümüze uyarlamış.

Buzların erimesinden dolayı denizler yükseldiği için karalar eksilmiş oluyormuş.

Buzul çağında ne olmuşmuş?

Bu çıkarımları yapanın doktor ünvanı var.

Böyle saçma şey mi olur demek yerine inanç uğruna bir insanın geldiği nokta.

Selamlar.

ben kimseden alıntı yapmadan özgün bir veri sunuyorum.bu yüzden yazdıklarını şimdilik doğru kabul ediyorum,ama araştırmam gerek.önbilgim müslümanlara göre dünyanın düz olmadığı yönünde.

genişleme mevzuuna çok takılmıyorum.çünkü bu kelime nedense sözlükte yok.muallakta bir kelime.big bang teoriden etkilenip,genişletilmektedir şeklinde çevrilmiş olabilir.ama kesin birşey diyemem.ama evrenin allah tarafından belirli bir zaman dilimene yayılarak ani bir başlangıçla yaratıldığı kuşku götürmezdir sanırım kuran açısından.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...