Jump to content

İMAN nedir?


Recommended Posts

Allah'ın varlığına ve birliğine, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, Ahiret gününe ve Kadere (hayrın ve şerrin yaratılmak bakımından Allah'tan olduğuna inanmaktır.

Bu konu en önemli meseledir. İbadetler daha sonra gelir. Mesela bir insan Allah yarın ne olacağını bilemez derse bu kişi sabahtan akşama namaz kılsa, her gün oruç tutsa yeri EBEDİ cehennemdir. Burada uzun zamandır bulunuyorum ve malesef forumda bu meselede ayağı kayan müslüman görüyorum. İnşaAllah bu konu çok faydalı olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 524
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yahudiler ve hristiyanlar da Allah'a inanır ama bu inançları Kuran'da kabul görmemiştir. Hristiyanlar teslis yüzünden, yahudiler de Hz. Uzeyr as. a haşa Allah'ın oğlu dediler. Bu sebeple ebedi cehennemliktirler. Buna böyle inanmayan bir müslüman da ebedi cehenneme gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok haklısın Cübbeli. Mesela namaz gereksiz diyen kişi kafir olur, ebedi cehenneme gider, ama gereklidir dedikten sonra kılmayanlar bir süre yanar, yandıktan sonra cennete girer.

Hakkat bu ateistler buradaki birçok müslümandan İslam'ı daha iyi biliyor. Buna birkez daha tanık oldum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah'ın varlığına ve birliğine, Meleklere, Peygamberlere, Kitaplara, Ahiret gününe ve Kadere (hayrın ve şerrin yaratılmak bakımından Allah'tan olduğuna inanmaktır.

Bu konu en önemli meseledir. İbadetler daha sonra gelir. Mesela bir insan Allah yarın ne olacağını bilemez derse bu kişi sabahtan akşama namaz kılsa, her gün oruç tutsa yeri EBEDİ cehennemdir. Burada uzun zamandır bulunuyorum ve malesef forumda bu meselede ayağı kayan müslüman görüyorum. İnşaAllah bu konu çok faydalı olur.

Allah (c.c.) razı olsun. Güzel bir paylaşım. Bu mesele pek mühim. Cehennemle uyarmak için açtığım başlığı tavanarasına attılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli

iman etmiş fakat gerekliliğini kabul etmesine rağmen keyfi sebeplerden namaz kılmayan veya oruç tutmayan yada arada bir kılıp arada bir kılmayan birisi günahkar olur fakat dinden çıkmaz diye biliyorum acaba yanılıyor muyum?

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman olmak için gereken şartlar:

1- "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu" Manası: "Ben şahadet ederim ki Allah'tan başka bir şey yaratan, kanun koyan, itaat edilen ve ibadet edilen ilah yoktur ve ben şehadet ederim ki Hz. Muhammed, Allah’ın kulu ve Allah’ın gönderdiği kuralları bize bildiren ve açıklayan Peygamberidir." Bir insanın Müslüman olması için ilk önce Kelimeyi Şehadet dediğimiz bu cümleleri dili ile söyleyip kalbinden de tasdik etmesi evet bu böyledir diye inanması gerekir.

2- Allah’ın var olduğuna şeksiz şüphesiz acaba demeden kesinlikle inanman.

3- Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye, kadere, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmak.

4- Allah’ın varlığına, tek olduğuna, ortağı olmadığına, her şeyi yoktan var ettiğine, bütün varlıkların bir başlangıcı ve bir sonu olduğuna ama Allah’ın başlangıcı ve sonu olmadığına, zamanda ne kadar geriye gidersen git veya ne kadar ileri gidersen git her daim Allah’ın var olduğuna ve olacağına inanmak.

5- Allah’ın geçmişimizi ve geleceğimizi bildiğine, konuştuklarımızı veya içimizden geçirdiklerimizi bildiğine, yerin dibinden uzayın en üst noktasına kadar her şeyi görüp idare ettiğine inanmak.

6- Allah’ın çocukları, hanımı, babası ve de akrabaları olmadığına, unutmak, uyumak, yiyip içmek gibi insani özellikleri olmadığına inanmak.

7- Allah için zor veya kolay diye bir iş yoktur. Dilerse bu dünya gibi milyonlarcasını içindeki insanlarla beraber bir anda yaratıp, yedirip içirir. Dilerse bir anda hepsini yok edebilir. Hiç bir şeye muhtaç olmadığı gibi yardımcıya da ihtiyacı yoktur.

8- Allah’ın özellikleri en olgun derecededir. Bilgisinde artma veya eksilme olmaz. Yaratmadığı şeyleri de eğer yaratsaydı nasıl olacağını bilir. Zatında bir değişiklik, artma, eksilme asla düşünülemez.

9- Allah yarattığı mahlûkattan biri ile konuşacağı zaman Allah'ın emri ile Levh-i Mahfuz'da yazılan Kadîm kelâmına delâlet eden kelime ve harflerle yazılmış bulunan kelâmı ile konuşur. Bu da ancak vahiy ile yahut perde arkasından yahut bir peygamber gönderip de kendi izniyle dilediğini vahyetmesi suretiyle olur.

10- Allah, bir organ tesiri olmadan, hava ulaşmadan, tahmin ve hayal yolu ile de olmaksızın tam bir idrâk ile karanlık gecede siyah karıncanın sert bir kaya üzerindeki sessiz yürüyüşünü görür ve işitir.

11- Allah, iradesiyle olmuş ve olacak şeyleri diler. Dünyada ve ahirette küçük büyük, az çok, hayır yahut şer, fayda yahut zarar, tatlı yahut acı, iman yahut küfür, bilinen yahut bilinmeyen, itaat yahut isyan ne varsa hepsi ancak O'nun iradesi ile ve hikmetine uygun olarak, takdirine ve yaratıkları içindeki hükmüne mutabık olarak meydana gelir.

12- Allah'ın dilediği şey olur, dilemediği şey olmaz. Allah dilediğini istediği gibi yapandır. Allah'ın dilediğini geri çeviren yoktur, kulları arasında verdiği hükmü iptal edecek yoktur. Allah'ın iradesi ve yardımı olmadan O'na isyandan kaçış yoktur; O'nun muvaffak kılması ve dilemesi olmadan hiçbir kul için itaatini kazanmak mümkün değildir. Kötülükten kaçış, itaata muvaffak oluş, ancak Allah'ın yardımı iledir. Kurtuluş ve sığınış ancak Allah'adır. Bütün yaratıklar bu âlemde bir zerreyi Allah'ın iradesi dışında bir kere hareket ettirmek, yahut durdurmak isteseler buna güç yetiremezler, Allah'ın iradesinin zıttına bir iradeye sahip olamazlar.

13- Allah ‘ın isimleri ve sıfatları vardır. Bunlar sonradan olma değildir ve son bulacak da değildir. Artma ve eksilme göstermez. Yani ezeli ve ebedidir. Allah hiçbir şey yaratmadan önce de Halık’tı (Yaratıcı) , Rezzak’tı (rızık veren). Yaratıkların sıfatları ise böyle değildir. Allah bilir, fakat bizim bilgimiz gibi değil. Allah'ın gücü yeter, fakat bizim gücümüz gibi değil. Allah görür, fakat bizim gördüğümüz gibi değil. Allah, konuşur, fakat bizim konuşmamız gibi değil. Bizler aletler, uzuvlar ve harfler yardımı ile konuşuruz. Allah ise aletsiz ve harfsiz olarak konuşur. Harfler yaratılmıştır. Allah Kelâmı ise yaratılmış değildir.

14- Allah bir şeydir, fakat diğer şeyler gibi değildir. Burada Allah bir şeydir, sözünden kastedilen, Allah zatı ile ve sıfatı ile vardır. Ancak Allah, zat ve sıfat bakımından yaratılmış eşya gibi değildir.

15- Allah zamanlardan bir zaman, mekânlardan bir mekân içinde değildir çünkü zaman ve mekân Allah’ın yarattığı şeylerdir. Allah ise hiçbir varlık yok iken de ezelde var idi.

16- Allah, sınırlı değildir, sayılmış değildir, şekillenmiş değildir, parça değildir, bir mekânda yerleşmiş değildir, mürekkep değildir, sonlu değildir. Maiyet, mâhiyet, keyfiyet, renk, tat, koku, hararet, soğukluk, yaşlık, kuruluk ve benzeri beşeri vasıflarla vasıflanmaz. Allah bir mekânda değildir. Yukarıda değildir, aşağıda değildir, başka cihetlerde değildir (O her yerdedir). Allah üzerinden zaman geçmez. Allah bir şeyin içine girmiş değildir, bir şeyin mahalli de değildir.

17- Allah'ın zatına ve sıfatına lâyık bir şekilde eli vardır, yüzü vardır, nefsi vardır. Allah'ın Kuran'da zikrettiği yüz, el, ve nefs kelimeleri bunların hepsi keyfiyetsiz olarak Allah'ın sıfatlarıdır. Elden maksat Allah'ın kudreti, yahut nimetidir, denilemez. Zira bu türlü açıklamalarda Allah'ın sıfatlarını iptal vardır. Lâkin Allah'ın eli, keyfiyetsiz olarak sıfatıdır. Allah'ın gazap ve rızası da yine keyfiyetsiz olarak Allah'ın sıfatlarıdır. Yâni bu sıfatların nasıl olduğunu biz bilemeyiz, ancak Allah kendisi bilir.

18- Her müslümanın, Allah'ın bütün üstün sıfatlara sahip olduğuna ve eksiklik olarak bilinen sıfatların hepsinden de uzak olduğuna inanması farzdır. Bu üstün sıfatları iki gurupta inceleyeceğiz. Birinci gurup sıfatlar sadece Allah’ın zâtına mahsus olan, yaratıklarından herhangi birine verilmesi mümkün olmayan sıfatlardır. Bu sıfatların zıtları Allah hakkında asla düşünülemez.

a- Vücûd. “Var olmak” demektir. Allah vardır, varlığı başkasından değil, zâtının gereğidir, varlığı zorunludur. Vücûdun zıddı olan yokluk Allah hakkında düşünülemez.

b- Kıdem. “Ezelî olmak, başlangıcı olmamak” demektir. Ne kadar geriye gidersek gidelim O'nun var olmadığı bir zaman düşünülemez çünkü zaman denilen şeyi de O yaratmıştır.

c- Beka. “Varlığının sonu olmamak, ebedî olmak” demektir. Allah'ın sonu yoktur.

d- Muhâlefetün li'l-havâdis. “Sonradan olan şeylere benzememek” demektir. Allah'tan başka her varlık sonradan olmuştur. Allah, sonradan olan şeylerin hiçbirisine hiçbir yönden benzemez.

e- Vahdâniyyet. “Allah Teâlâ'nın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir ve tek olması, eşi, benzeri ve ortağının bulunmaması” demektir.

f- Kıyâm bi-nefsihî. “Varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için bir başka varlığa ihtiyaç duymamak” demektir.

İkinci gurup sıfatlara sübûtî sıfatlar denir. Allah yaratmak sıfatı hariç, diğerlerinden kullarına da sınırlı olarak ihsan etmiştir. Bu sıfatlarında da, hiç değişiklik olmaz. Bunlar da, zati sıfatlar gibi ezelidirler. Mahlûklar sonradan yaratıldığı için, mahlûklara olan bağlantıları ise geçicidir, yani ezeli değildir. Onun diri olması, bilmesi, işitmesi, görmesi, kudreti, dilemesi ve söylemesi kullarınkine hiç benzemez, bunların sadece isimleri benzer. Onun zatını ve sıfatlarının hakikatini anlamak mümkün değildir. Sübütî sıfatlar sekiz tanedir:

a- Hayat. "Diri ve canlı olmak" demektir. Yüce Allah diridir ve canlıdır. Her şeye, kuru ve ölü toprağa can veren O'dur. Ezelî ve ebedî bir hayata sahiptir. Hayat sıfatının zıddı olan "ölü olmak" Allah hakkında düşünülemez.

b- İlim. "Bilmek" demektir. Allah her şeyi bilendir. Olmuşu, olanı, olacağı, gelmişi, geçmişi, gizliyi, açığı bilir. Allah'ın bilgisi yaratıkların bilgisine benzemez, artmaz, eksilmez. O, her şeyi ezelî ilmiyle bilir. Allah, her şeyi olacağı için bilir. Yoksa her şey Allah bildiği için olmaz. İlim sıfatının zıddı olan cehil (bilgisizlik), Allah hakkında düşünülmesi imkansız olan bir sıfattır.

c- Semi’. "İşitmek" demektir. Allah işiticidir. Gizli, açık, fısıltı halinde, yavaş sesle veya yüksek sesle ne söylenirse Allah işitir, duyar. Bir şeyi duyması, o anda ikinci bir şeyi işitmesine engel değildir. İşitmemek ve sağırlık Allah hakkında düşünülemez.

d- Basar. "Görmek" demektir. Yüce Allah her şeyi görücüdür. Hiçbir şey Allah'ın görmesinden gizli kalmaz. Saklı, açık, aydınlık, karanlık ne varsa Allah görür. Görmemek (körlük) Allah hakkında düşünülemez.

e- İrade. "Dilemek" demektir. Allah dileyicidir. Allah varlıkların konumlarını, durumlarını ve özelliklerini belirleyen varlıktır. Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. İrade sıfatının zıddı olan iradesizlik Allah hakkında düşünülemez.

f- Kudret. "Gücü yetmek" demektir. Allah sonsuz bir güç ve kudret sahibidir. Kudret sıfatının zıddı olan acizlik ve güç yetirememek Allah hakkında düşünülemez. O'nun kudretinin yetişemeyeceği hiçbir şey yoktur. Kainatta her şey Allah'ın güç ve kudretiyle olmaktadır.

g- Kelam. "Söylemek ve konuşmak" demektir. Allah konuşan varlıktır. Allah bu sıfatı ile peygamberlerine kitaplar indirmiş, bazı peygamberler ile de konuşmuştur. Ezelî olan kelam sıfatının mahiyeti bizce bilinemez. Ses ve harflerden meydana gelmemiştir. Kelamın zıddı olan konuşmamak ve dilsizlik, Allah hakkında düşünülemez. Allah kelam sıfatıyla emreder, yasaklar ve haber verir.

h- Tekvin. "Yaratmak, yok olanı yokluktan varlığa çıkarmak" demektir. Yüce Allah yegane yaratıcıdır. O, ezelî ilmiyle bilip dilediği her şeyi sonsuz güç ve kudretiyle yaratmıştır. Kainatta Allah'ın yaratmadığı hiçbir şey yoktur. Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek tekvîn sıfatının sonuçlarıdır.

19- Tevrat, İncil, Zebur ve Kuran gibi adet tayin etmeksizin Allah katından indirilen bütün kitaplara inanmak ancak Kuran dışında diğer kitapların değiştirildiğine, Kuran’ın ise bir harfinin bile değişmediğine ve ekleme yapılmadığına inanmak.

20- Meleklerde cinsiyet yoktur, yiyip içmezler, emre asla itaatsizlik etmezler. Günah işlemekten korunmuşturlar. Her şekle girebilen havaî latif bir cisme sahiptirler. İkişer, üçer, dörder kanatları vardır. Meskenleri göklerdir.

21- Allah tarafından gönderilen bütün peygamberlere inanmak.

22- Öldükten sonra dirilmeye inanmak. Allah akıllıları dirilteceği gibi, delileri, çocukları, cin ve şeytanları, hayvanları, haşereleri ve kuşları da diriltecektir.

23- Kadere inanmak iman esaslarındandır. Hayrın faydasının, şerrin zararının Allah’tan olduğuna inanmak da kadere imana dahildir. Allah'ın kaza ve kaderine rıza göstermek gerekir.

24- Hesap, amellerin tartılması Cennet ve cehennemin varlığına, kıyametin, duraklarından olan Sırat, havuz ve diğerlerinin varlığına da inanmak.

25- Bütün hayırların ve kötülüklerin Allah tarafından takdir edildiğini kabul ederiz. Çünkü Kuran’da : “Bununla beraber onlara bir iyilik gelse bu Allah’tandır, derler. Bir musibet geldiği zaman ise bu senin uğursuzluğundandır derler. De ki: hepsi (iyilik ve kötülük) Allah'tandır.” Her kim hayır ve şerrin Allah'tan başkası tarafından takdir edildiğine inanırsa Allah'ı inkâr etmiş olur.

26- Dünyada ve âhirette Allah'ın dilemesi, kaderi, kazası, bilgisi yazgısı ve Levh-i Mahfuz'da yazısı olmaksızın hiçbir şey var olmaz. Ancak, Allah'ın yazması, o şeyi açıklama şeklinde olup hükmetmek suretiyle değildir. Yani Allah, her şey hakkında, böyle böyle olacak, diye yazmıştır; fakat, şöyle şöyle olmalıdır, diye yazmamıştır.

27-Allah, yok olan şeyi yokluk halinde yok olarak bilir. Ve o şeyi var ettiği zaman nasıl olacağını da bilir. Var olan şeyi, varlık halinde mevcut olarak bilir. Yine Allah, var olan şeyin nasıl yok olacağını bilir. Allah, ayakta olanı ayakta bilir, oturduğu zaman oturma halinde bilir. Allah'ın bilgisinde bir değişiklik olmaz. Allah için sonradan bir bilgi de hasıl olmaz.

28- Allah, yaratıkları, küfür ve imandan boş olarak yarattı, sonra onları emir ve yasaklar ile muhatap kıldı. Kâfir olan kendi işiyle ve inkârıyla kâfir oldu. İman eden de kendi fiili, ikrar ve tasdiki ile iman eder. Allah insanları, kendisine itaat etmeye de isyan etmeye de kabiliyetli kılmıştır. Allah'ı inkâr eden kendi inadı ve iradesi ile inkâr eder, Allah da o küfrü yaratır. Allah Teâlâ, kâfirin küfrüne yardımcı olmaz, rıza da göstermez. Bu Allah'ın adaletinin gereğidir. Allah, fazileti icabı, kendine iman eden ve iyi amellerde bulunan kişilere de yardımcı olur, onları başarıya ulaştırır.

29- Kulların bütün işleri Allah'ın dilemesi, bilgisi, kazası ve kaderi ile meydana gelir. Tâat ve ibadetlerin hepsi Allah'ın emri, muhabbeti rızası, bilgisi, dilemesi, kazası ve kaderi ile sabit olur. Bütün kötülükler de Allah'ın bilgisi, kazası, takdiri ve dilemesiyle olur. Fakat, Allah bunlara razı değildir, bu işleri istemez. Sözün kısası, güzellik kulun kendi işidir. Dünyada övülmeyi ahirette ise sevaba nail olmayı gerektirir. Çirkin işler de yine kulun işlerinden olup dünyada kötülenmeyi, ahirette ise azabı gerektirir. Şu var ki kötülükler Allah'ın rızası ile meydana gelmez. Ancak kazası ve iradesi ile meydana gelir. İrade, meşiet ve takdir kulların bütün işlerine tâalluk eder. Rıza, muhabbet ve emir ancak güzel işlere tâalluk eder, çirkin işlere tâalluk etmez. Meselâ; Allah kullarından bazılarının kâfir olacaklarını bildiği halde onlara iman etmeyi emretmiştir. Ebû Cehil, akılsız değildi. Allah'ın varlığı ve birliğini tasdik etmeğe ve itiraf etmeğe gücüm yetmiyordu, diyemez. Sıhhat bakımından sağlam olduğu halde namazını kılmayı terk eden kimse de: namaz kılmaya gücüm yetmiyor, diyemez. Hulâsa, kul, işi kaza ve kadere bırakarak kendi kudreti dahilinde bulunan işlerinden dolayı mazeret dileyemez. Kul eğer hayır yapmak isterse Allah, onun için hayır yapma gücünü yaratır. Eğer kul iradesini kötüye kullanarak kötülük yapmak isterse, Allah, kulda kötülük işini yapma kudretini yaratır. Daha başka bir deyiş ile hayır yapmak üzere kula verdiği gücü Cenabı Allah kötülük yapacağı zaman elinden almaz. Çünkü bu güç dünyada yaşadığı müddet kulun kendinden ayrılmaz bir güçtür.

30- Bütün Peygamberler bile bile küçük ve büyük günah işlemekten, küfürden ve çirkin işlerden korunmuşlardır. Peygamberlerin evveli Hz. Âdem, sonuncusu Hz. Muhammed Mustafa (sav)'dır. Peygamberler, açık mucizeler ve ayetlerle takviye edilmişlerdir.

31- Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi Ebû Bekr es Siddîk sonra Ömer b. Hattab sonra Osman b. Affan sonra Ali b. Ebû Tâlib (ra.)'dir.

32- Ne kadar büyük olursa olsun, helal olduğuna inanmadıkça hiçbir müslüman, işlediği herhangi bir günah sebebiyle kafir olmaz. İman ile ölen her Müslüman günahı ne kadar çok olursa olsun cehennemde ebedi kalmaz. İslam’dan başka bir din üzere ölenler cennete asla giremez.

33- İbadetler sadece Allah için yapılır, Cehennem korkusuyla, Cennete girme sevdasıyla veya bir dileği yerine gelmesi için ibadet eden mümin olamaz.

34- Peygamberlerin, meleklerin, velilerin, âlimlerin, şehitlerin, fakirlerin ve belâlara karşı sabreden müminlerin ölmüş küçük çocuklarının mahşer günü günahkar Müslümanlara şefaat etmesi haktır.

35- Kıyamet gününde amellerin özel bir tartı aleti ile tartılması, kulların el, ayak gibi azalarının konuşturulması, Hz. Peygamberin (sav.) havuzu, Sırat köprüsü, amel defteri haktır. Cennet ve Cehennem şu anda mevcuttur.

36- Şeytanın kullardan zorla imanı çalma gibi bir yetkisi yoktur, kul kendi arzusu ile imanı terk eder. Terk edince şeytan imanı bu kuldan yok eder.

37- Münker ve Nekir meleklerinin kabirde soru sorması haktır. Kabire konulan ölüye münker ve nekir melekleri şöyle soru soracaklar: “Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir? Kabirde ruhlar cesedin tümüne, yahut bir kısmına topluca yahut ayrı ayrı olarak iade edilecektir. Kabirdeki soru sorulma işi, ruhların iadesinden sonra olacaktır. Kabrin kafirler için daralması ve gerek kâfirlere gerekse müslümanların bir kısmına kabirde azap edilmesi haktır.

38- Miraç haktır. Hz. Peygamber'in beden ve ruh ile birlikte göğe doğru Allah'ın dilediği yüksek makamlara kadar çıkması gerçektir. Deccalın çıkması, Ye'cüc ile Me'cüc'ün çıkması, güneşin batıdan doğması, Mehdi ve İsa (as.) nın gökten inmesi ve sağlam haberlerle geldiği üzere diğer Kıyamet alâmetlerinin ortaya çıkması haktır, olacaktır.

39- Kul akıllı ve ergin olduğu müddetçe ölene kadar Allah’ın yasakları ve emirleri onun sorumluluğundan düşmez.

40- Hakimiyet Allah’ındır. Egemenlik Allah’ındır. İslam’ın emirlerinden başka bir hükmü, başka bir yönetim tarzını en iyi idare kabul etmek, bu devirde Allah’ın emirleriyle devlet idare edilemez diye düşünmek Müslüman düşüncesi değildir.

41- Bir kimse, eğer dünyada ben Allah'ı gözümle görüyorum, yahut Allah benimle şifahen konuşuyor, derse muhakkak kâfir olur. Ancak rüyada keyfiyetsiz, yönsüz ve şekilsiz olarak Allah'ı görmek caizdir.

42- Bir insan ne şekilde ölürse ölsün, ister intihar etsin ister başkası öldürsün sonuçta eceli ile ölmüştür. Allah bilmiş, takdir etmiş ve hükmetmiştir. Vakitsiz öldü, ah-vah gibi sözler müslümanın söyleyeceği sözler değildir.

43- Rızık iki türlüdür, haram ve helal herkesin rızkını Allah verir. Kimse başkasının rızkını yiyemez.

44- Dirilerin ölülere duası, onlar adına sadaka vermesi ölülere fayda verir. Ayrıca ibadetlerin sevabını ölüye bağışlamak caizdir ve bağışlanan sevap ölüye ulaşır.

45- Sihir ve göz değmesi gerçektir. Nazar boncuğu takmak veya asmak Allah’a ortak koşmaktır.

46- Allah beni affetmez diyerek ümit kesmek ya da tam tersi ben kesin cennetliğim demek küfürdür.

47- Kâhinlerin, falcıların gelecekten verdikleri haberlere inanmak küfürdür. Aynı şekilde yıldız falı, tarot vs.

48- Bir kimse namazda Arapça okumaya gücü yettiği halde eğer Kuran'ı Arapça’dan başka dilde okursa bu kişi dinden çıkar.

49- İster küçük olsun, ister büyük olsun, haram olduğu kesin delilerle sabit olan bir işin helâl olduğunu kabul etmek küfürdür. Örneğin güzele bakmak sevaptır diyip namahrem kadınlara bakmak insanı dinden çıkartır. Bu böyle olduğu gibi, bu kötülüğü önemsememek de küfürdür. Öyle ki kolaylıkla hiç aldırmadan, tekrar be tekrar o kötülüğü işler ve onu mubah gibi kabul ederse bu küfürdür. Bunun gibi şeriatla alay etmek de küfürdür. Çünkü şeriatla alay etmek, peygamberlere inanmamanın işaretidir.

50- Bir kimse kendi isteği ile inanmadığı halde küfür kelimesini söylerse kâfir olur. Çünkü hükmüne razı olmasa da o, bu kelimeyi söylemeye razı olmuştur. Bu sebeple ona kâfir denilir. Bilmemek sebebiyle mazur tutulamaz. İlim adamlarının çoğunluğuna göre bu hüküm böyledir. Küfür kelimesini konuşan kimsenin bu sözüne razı olarak gülen kimse de kâfirdir.

51- Günümüzde malesef çok sık yapılan ve farkında olmadan kişiyi dinden çıkaran bir olay da şudur: İslam’ı fazla bilmeyen ve bunu da bir eksiklik olarak görmeyen insanlar konu dinden açılınca cahilliğine bakmadan kafasına göre konuşup dinin yasakladığı şeyi aklına yatmamasından dolayı hemen inkar ediyor. Örneğin erkeğin ipek giymesi haramdır veya altın yüzük takması haramdır dediğinizde itiraz edip: “ Ya ipek giymekte ne var altın takmada ne var diyerek.” Diyerek dinden çıkıyor. Bu konuda insanın yapması gereken bilmediği konuda mantık yürütmek yerine susmalı ve doğrusunu araştırıp öğrenmelidir. O an için aklına yatmasa bile eksikliği aklında bulmalı, dinde bulmamalıdır.

52- Sakal bırakmak, misvak kullanmak, sarık sarmak, yerde ve sağ elle yemek Peygamberimizin yaptığı işlerdendir. Artık bu devirde bu işler olmaz, Peygamber de bugün yaşasaydı diş fırçası kullanırdı, sinek kaydı tıraş olurdu demek insanı dinden çıkarır. Yapmıyorsan da yapana saygı duy. Asla yapanı küçümseme.

53- Bir kimse tef çalarak yahut müzik eşliğinde Kuran okursa kâfir olur. Haram bir iş yaparken Bismillah dese kafir olur. Mesela piyango bileti alırken, içki içerken, zar atarken Besmele getirmek insanı kafir yapar.

54- Bir kimse Allah bana on vakit namaz kılmayı emretseydi kılmazdım dese, Oruç iki ay olsaydı tutmazdım dese, Cehennem olmasa ibadet etmezdim dese ya da Allah’ın yasakladığı bir şeye keşke yasak olmasaydı diye içinden geçirse, dinin emirlerinden herhangi birini ve din alimlerini önemsemese, hafife alsa kafir olur.

55- Allah, Kuran’da Bakara suresinin 286. ayetinde mealen: “Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez.” Buyuruyor. Şayet bir kimse, bu devirde 5 vakit namaz kılmak çok zor, yazın sıcaklarda oruç nasıl tutulur gibi sözler söyleyerek dinin emirlerini bir eziyet gibi, güç yetirilmesi zor bir iş gibi düşünürse haşa Allah’ı kullarına gücünün üstünde sorumluluk yüklemiş gibi gördüğünden dolayı kafir olur. Bu dinin emirlerini 7 yaşında bir çocuk bile kolayca yapabilir.

56- Dini konularda espiri yapmak, fıkra anlatmak veya bunu yapanlara göz yummak, gülmek insanı kafir yapar.

57- Müslümanların yaşantısında olmayan, diğer dinlerin veya dinsizlerin özel günlerine, kutlamalarına iştirak etmek, o günlerde hediyeleşmek, o güne has bir adet edinmek yahut hiçbir şey yapmasa bile kalben onlara özenmek, ne güzel bir iş yapıyorlar demek insanı dinden çıkartır. Yılbaşı kutlamalarında eve çam ağacı alıp süslemek, hindi alıp pişirmek, nevruzlarda ateş yakıp üstünden atlamak gibi. Eğer bir yahudiyi Kurban Bayramı’nda koyun almış görseniz acaba bu adam Müslüman mı oldu diye düşünürsünüz.

58- Kuran’da: “ Allah katında tek din İslam’dır. “ mealinde ayet vardır. Bir kimse Yahudi ve hıristiyanlar da iyi insanlar ise cennete girer diye düşünürse, Yahudi ve hıristiyanı veya bir ateisti profesör bile olsa ayakkabı boyayan bir müslümandan üstün tutarsa kafir olur. Çünkü Kuran’da: “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır.” Buyuruluyor.

59- Dinen haram işleyen bir kimseye: “ Allah’tan kork veya Allah’tan korkmuyor musun?” denilse ve o haram işleyen kişi: “ Hayır, korkmuyorum.” Dese kafir olur.

60- Şarkı, türkü dinlemek haramdır. Hayır değildir diyen harama helal dediği için kafir olur.

61- Bir kimse: “Falanca olmadan, yahut sen olmadan Allah bana Cennet verse girmem; yahut falanca ile birlikte Cennet'i dahi istemem; yahut Allah'a kavuşmayı isterim, fakat Cenneti istemem, dese kâfir olur. Çünkü Allah'ın iradesine karşı gelmiş olur.

62-Gözümün görmediği şeye inanmam, Îmânım gevredi, anladıysam arab olayım, Allah vahy ile Ali'yi halîfe tâyin etti, diğerleri hakkını gasbetti, kötü kimseye (Öküz aleyhisselâm) demek, özürlü kimseler için, imalat hatası demek; birisini kötülemek maksadıyla (Allahlık Ali Bey) demek; namaz kılmam ama kalbim temiz demek; kendisine Hans, Corc, Micheal gibi gayri müslim ismi ile çağırılmasını istemek, falanca, Allah’ın unuttuğu insanlardandır, falanca şu hastalıktan ölür, seni elimden Allah bile kurtaramaz demek, Allah beni niye yarattı zira bana dünyada bir şey vermedi demek insanı kafir yapar.

63- Müslüman birisinin ağzına küfretmek insanı kafir yapar zira o Müslüman Kuran okuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

iman etmiş fakat gerekliliğini kabul etmesine rağmen keyfi sebeplerden namaz kılmayan veya oruç tutmayan birisi günahkar olur fakat dinden çıkmaz diye biliyorum acaba yanılıyor muyum?

Doğru biliyorsun. İçkinin haram olduğunu kabul ettikten sonra her akşam içen adam bile dinden çıkmaz; ama içki haram değildir diyen dinden çıkar ve ebedi cehenneme gider.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli

iman etmiş fakat gerekliliğini kabul etmesine rağmen keyfi sebeplerden namaz kılmayan veya oruç tutmayan yada arada bir kılıp arada bir kılmayan birisi günahkar olur fakat dinden çıkmaz diye biliyorum acaba yanılıyor muyum?

Doğrudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok haklısın Cübbeli. Mesela namaz gereksiz diyen kişi kafir olur, ebedi cehenneme gider, ama gereklidir dedikten sonra kılmayanlar bir süre yanar, yandıktan sonra cennete girer.

Sana ilk defa bir konuda katılıyorum ya, artık gam yemem.. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahudiler ve hristiyanlar da Allah'a inanır ama bu inançları Kuran'da kabul görmemiştir. Hristiyanlar teslis yüzünden, yahudiler de Hz. Uzeyr as. a haşa Allah'ın oğlu dediler. Bu sebeple ebedi cehennemliktirler. Buna böyle inanmayan bir müslüman da ebedi cehenneme gider.

Evet Allah'ın birliğine inanmak birinci şart. Ama milyarlaca hristiyanın sonsuza kadar cehennemde yanacağı bana mantıklı gelmiyor. Allah biliyor herkesin içini..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbeli Ahmet Hoca'yı bu dialogcular hapse tıktılar. Yurtdışından finanse edilen ılımlı İslam safsatasının zulmü bu. Dialog adı altında şeriatı zedeleyenlere Allah(c.c.) lanet etsin!

Evet Cübbeli Ahmet Hoca'ya bence de ifitira atıldı ama Cübbeli Hoca'nın dediklerine itibar etmiyorum şahsen. Bana samimi gelmiyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

MAİDE : 17- Muhakkak ki, "Allah, ancak Meryemoğlu İsa Mesih'tir" diyenler kâfir olmuşlardır. (Onlara) de ki: " Allah, Meryemoğlu İsa Mesih'i, anasını ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O'na kim engel olabilir? " Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece Allah'a aittir. O, dilediğini yaratır. Allah, her şeye kadirdir.

Doğrucu kafirler cennete girer mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet Cübbeli Ahmet Hoca'ya bence de ifitira atıldı ama Cübbeli Hoca'nın dediklerine itibar etmiyorum şahsen. Bana samimi gelmiyor..

Bence kaset olayı kesin iftira. Kaç dakikalık bilgisayarda yapma filmler çekiyorlar da kısa bir komplo videosu mu çekemeyecekler? Allah kurtarsın. Merak ettim hangi sözünü beğenmiyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte buyrun burdan yakın.

Ya mantık alıyor mu her hafta kliseye gitmiş, kendi inandığı tanrıya ibadet etmiş, iyilik yapmış sürekli ama sırf İslam'ı bilmedi diye sonsuza kadar cehennemliktir demek. Bunu ancak yobazlar der.

Allah insanın içini bilir, kimse onun yerine kesin hüküm vermesin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet Allah'ın birliğine inanmak birinci şart. Ama milyarlaca hristiyanın sonsuza kadar cehennemde yanacağı bana mantıklı gelmiyor. Allah biliyor herkesin içini..

İslam da en büyük günahlardan birisi, yaratıcıya, onun bildirdiğinin dışındaki özellikleri atfekmektir.

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...