Jump to content

İSLAM’IN ORTAYA ÇIKIŞ NEDENLERİ


Recommended Posts

Bazı konular tartışılmaz. Örneğin; Siz ateistler henüz ahirete bile inanmıyorsunuz. Bu sebeple bu Dünyayı önemsemeniz gibi bir durum söz konusu olamaz. E Dünya'yı önemsemeyen, sonunun yokluk olduğunu düşünen bir kişide doğal olarak hiçbir düşüncesinde samimi olamaz. Hatta siz ateistlerin yaşaması bile felsefenize çok aykırı ve zıt düşmektedir. Kur'an yaklaşık 1400 yıl öncesinde Dünya'nın genişlediğini ortaya koymuştur. Hem siz kendi görüşlerinize göre yok olup gitmeyecek misiniz? Neden islam'a müdahele ediyorsunuz. Sizin yolunuz doğruda başkalarını ateistliğe yaklaştırınca cennete mi gideceksiniz? Bu forumu açmanız ve İslama karşı aşağılayıcı olmanız felsefenize tamamen aykırı. Kendi felsefi görüşlerinize bile uygun davranmıyorsunuz. Nasıl olsa yok olup gitmeyecek misiniz? Neden forum açmakla, İslamla uğraşıyorsunuz. Sizin bu yaptığınız tuğla olmadan bina yapmaktır. Lütfen aşağıdaki yazıyı okuyun:

Yüce bir yaratıcının akılalmaz olması akılalır olmasından daha mantıklı. Bu konu hakkında kesin bir sonuca ulaşmak zor. Haliyle önümüzde 2 seçenek kalıyor.

1.Allah var, evreni o yaratmıştır.

2.Allah yok, evren kendi kendine oluşmuştur.

Başka bir alternatif yok. Elimizdeki bilgi ise big bang teorisi.

Big Bang: Evren başlangıçta bir çekirdekti. Sonra genişledi ve günümüzde de genişlemekte.(Zariyat suresi 47. ayet "Göğü kendi ellerimizle kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.")

Evren başlangıçta bir çekirdekti.

1-)Bu çekirdek kendiliğinden mi oluştu?

2-) Bu çekirdeği bir varlık mı yarattı?

1. durumu ele alırsak; "Bu çekirdeği ne meydana getirdi?" sorusu ortaya çıkar. Bu noktada kafa karışır. Bulunduğumuz Dünya'yı baz alırsak buna cevap vermemiz olanaksız olur. Bunun ardından işin içine "sonsuz" kavramı giriyor ve ortaya şöyle bir soru çıkıyor. "Evren sonsuz yıl önce varsa sonsuz yıl nasıl geçer. Sonsuz zamanın geçmesi mümkün müdür?"

Cevap: Evrende halen birçok olay meydana gelmektedir ve gelecektir.

Örneğin: Dünya'nın yok olması; bilimsel olarak Dünya bir gün yok olacaktır. Fakat evren adına sonsuz zaman geçseydi, Dünya'nın önceden yok olması gerekirdi. Çünkü sonsuz zaman diliminde olabilecek bütün ihtimaller meydana gelmeliydi. (Bu bizi "yoktan var olma" gerçeğine götürür.) Yani evreni başlatan bir şey var.

2. durumu ele alırsak yine "sonsuzluk" kavramını düşünelim; Bu şekilde şu sorular ortaya çıkacaktır;

A-)"Eğer Allah'ta ezeli ise yani her zaman var ise; Allah adına sonsuz yıl nasıl geçmiştir?"

B-)"Bahsettiğimiz çekirdeği yaratan bir ilah var ise o ilah nasıl ortaya çıktı?"

CevapA :Evren adına sonsuz zamanın geçemeyeceğine yukarıda açıklık getirdim ve bu bizi bir ilahın varlığı gerçeğine götürüyor. Başka bir açıdan bakarsak ta ilahı ilah yapan gizemliliği ve akıl yetirilemezliğidir. Mesela sonsuz sayısı;

Sonsuz+1=Sonsuz

Sonsuz-1=Sonsuz

Bu konuya aklımız yetmiyorda buna karşılık Allah'ın varlığına aklımızın yetmesi biraz saçma olmaz mıydı? Ne yani "Sonsuz sayı" meselesi "Bir ilah" meselesinden daha mı karışık daha mı gizemli? Kişisel düşüncem olarak Allah'tan daha gizemli bir varlık olacağını düşünmüyorum.

Öncede belirttiğim gibi;

"Allah var, evreni o yaratmıştır." ya da "Allah yok, evren kendi kendine oluşmuştur."

Bu ikisinin dışında bir alternatif yok.

CevapB: Bir düşünelim; Evren adına sonsuz zamanın geçemeyeceğini belirtmiştim. Bu zaten bizi bir ilahın varlığına götürmüştü. Bununla birlikte bir ilahın yaratılmış olması mantıksızdır. Çünkü; Yaratılmak noksan bir sıfattır. Muhtaçlığı beraberinde doğurur.

Allah'ın sonsuz yıldan beri var olması mantıksız gelebilir.

Ancak yaratılmış ve ya yokken ortaya çıkmış olması bundan daha mantıksız bir durumdur.

Umarım yardımcı olabilmişimdir. (Hakikati görmeniz dileğiyle...)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 157
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Gunumuzun dunyasindan bakarak, Kurani gerici bir zihniyet urunu olarak gormemiz tarih bilinçsizligin gostergesidir. Her ortamin kendi sartlarina özgu tabu ve ölçuleri olup, mutlak iyi veya mutlak kötu diye bir sey yoktur. Bu tamamen goreseldir, ve herkesin iyisi ve kötusu kendisinin gözlerinde en isabetli ve munasip olanlardir. Ne varki bu asla bilimsel bir sey degil sadece ve sadece kulturel bir algidir. Su asagidaki linkde bu konu uzerine bir tartisma baslattim.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=55820

Orta çagda, Kuranin veya Muhammedin getirdikleri kurallarin hepsi birer sosyal devrimdi. Sanki Arap yarimadasinda kadinlar seçim için sandiga gediyorlardida, onlarin elinde bu haklari alindi gibi meseleye bakilirsa, bu tamamen anakronik ve çarpik bir bakis açisidir.

O çagda, kadinlarin miras hakki yoktu. Hatta erkek çocuklarinin çogu kabilelerde sadece buyuk olani mirasa el koyuyordu.

Hirsiz veya zina eden karsi kabile tarafindan ölduruluyordu, ve kan davasi baslayip, kabileler dunya yuzunden silinmesine kadar kan dökuluyordu...

Zengin erkekler istedigi kadar kadinla evlenebiliyordu. Ancak fakirler sik olarak kendini hadimlastiriyordu.

Bir kadin dul olunca uzerine aspabini atan erkek ona sahip oluyordu, ve kadin buna karsi çikamiyordu...

Iste bu ortamda, kuran " Sizin için KISASDA hayat var " diyerek, vendetta ve kan davalarini önleyici olarak sadece suçlularin cezalandirilmasina izin vererek dur diyordu.

Muhammedin sosyal reformlari çokdur. Bazilari sunlardir :

* Kadinlara mirasdan pay taninmasi.

* Hirsizlarin iki sahitle tespit edilmesi sarti.

* Kadinlarin tek tarafli bosanma hakki (hall).

* Savasda mutilasyon, silahsiz insanlari öldurme, iskencenin yasaklanmasi.

* Kadinin izni olmadan evlendirilmemesi.

* ...

Hatta, islam dunyasinda bagnazligin kök salmis olmasina ragmen, Kurandaki cezalarin uygulanmasi hadislerdeki Muhammede atfedilen sözler yorumlanmadan alinirsa, zorunlu olmadiklari anlasilmaktadir.

" Bir muslumanin kani ancak su uç sey için SERBESTTIR : - Kasitli ve planlanmis olarak bir muslumani ölduren insan, evli oldugu halde zina yapan insan, ve muslumanliktan çikip bize karsi silah kaldiran insan, bu ise ya öldurulur, ya uç gun bir direge baglanir (ve ölmeyecek miktarda yiyecek ve su vererek), ya da surgun ediir. "

Bu çok saglam olarak kabul ettikleri hadise göre, bunlar zorunlu degil "helaldir". Nitekim hadis kaynaklari, zina itirafiyla gelen insanlari Muhammedin israrla tekrar tekrar tövbe etmeleri için geri çevirdigi, ve ancak çok israrci olunca Tevrata göre, iki yahudiye uygulanan biçimde cezalandirdigini göruyoruz. Hatta taslanma sirasinda kaçan Maiz'in kovularak taslanip ölduruldugunu duyunca "Neden serbest birakmadiniz ? Belki tövbe ederdi "dedigini okuyoruz !

Benzer sekilde Muhammedin amcasi Hamzayi ölduren Vahsiyi islama davet eder, ve öldurtmez. Diyeti tercih edermis.

Yine Hudeybiyede dinden çikanlarin Mekkeye dönmeleri için kabileler arasi ahid imzalayarak, onlarin serbest birakilmasina izin vermistir.

Butun bunlardan, Muhammedin zihninde, amacin kan davalarini önleme amaçli sinirli cezalandirma IZNI verdigi, ancak bu cezalari asla zorunlu olarak görmedigi çok açik bir sekilde ortadadir. Degilse, zina edenleri geri çevirmesi, katilleri affetmesi ve dinden çikanlari silahsiz olarak sebrest birakmasi tamamen anlamsiz olurdu. Demek, bu sadece bir bagnaz, ve orta çagdan kalma bir intikamci ve kan sevdalisi bir zihniyetin vesilesiyle, bu konularda en kati tutum neyse surekli onu seçmenin sonucudur.

tarihinde Frelser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu gülünç iletilerle mi savunuyorsunuz bağnaz ve ilkel bir din olan İslam'ı..

Kadınları özgürlüğe kavuşturduğuna inanıyorsunuz İslam'ın yani...

Siz kafayı yemişsiniz.. İslam aklınızı dumura uğratmış.

Etrafınıza bakmıyor musunuz?

Nerede yaşıyorsunuz? Hiç mi Müslüman kadın görmediniz? Hiç mi Kur'an okumadınız?

Bu palavralara inanmamızı mı istiyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarda açikladigim gibi, Kuran'i bu gunun adet ve yasam tarziyla bakarsaniz, sanki geriye gidis, kaba kuvveti marifet bilen, kadini asagilayan bir eser gibi görebilirsiniz. Ancak, antropoloji, tarih-bilim ve sosiyo-kulturel olarak bakinca, tam aksine, yenilikci, kan davalarini durdurma amaçli, kadinlara yeni haklar veren bir devrim içeren, faki ve dullara sefkati, sadakayi öngören bir eser oldugunu göreceksiniz. Bunu Montgommery Watt, Muhammedin içtimai devrimleri olarak genisçe irdelemektedir... Ve diger tarihcilerde altini çizmekteler.

Bugunku islam alemindeki yozlasmis bagnaz zihniyeti baska bir konu. Kuranin kendi ortamina göre degerlendirilmesi halinde, onun içtimai reformlar yaptigini çok net görecektir. Kaldi ki, iyi ve kötu kavramlari evrensel, iyiden kötuye duzey evrelerden geçerken ilerleyis varmis gibi algilanmasi, asla bilimsel degildir. Bir tutumun iyi, yada kötu konusunda, her yer, her dönemde iyi yada kötu kabul edilen evrensel bir tek örnek bile verilememektedir. Her toplum, kendi adet ve uygulamalarin en isabetli, akilli, kesin dogru olduklari konusunda emindir. Bu, sosiyo-antropolojik olarak, toplumlarin bekasi için tabiat tarafindan sinirsel olarak olusmus olan bir içtimai-psikolojik dogasidir. kisacasi birisinin iyisi, digerini tabusu olabilmekte. Bunu ispat edilmis bir olgu gibi algilamak, etnoloji, sosyolojo ve antropoloji konusunda cehaletin belirtisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarda açikladigim gibi, Kuran'i bu gunun adet ve yasam tarziyla bakarsaniz, sanki geriye gidis, kaba kuvveti marifet bilen, kadini asagilayan bir eser gibi görebilirsiniz. Ancak, antropoloji, tarih-bilim ve sosiyo-kulturel olarak bakinca, tam aksine, yenilikci, kan davalarini durdurma amaçli, kadinlara yeni haklar veren bir devrim içeren, faki ve dullara sefkati, sadakayi öngören bir eser oldugunu göreceksiniz. Bunu Montgommery Watt, Muhammedin içtimai devrimleri olarak genisçe irdelemektedir... Ve diger tarihcilerde altini çizmekteler.

Bugunku islam alemindeki yozlasmis bagnaz zihniyeti baska bir konu. Kuranin kendi ortamina göre degerlendirilmesi halinde, onun içtimai reformlar yaptigini çok net görecektir. Kaldi ki, iyi ve kötu kavramlari evrensel, iyiden kötuye duzey evrelerden geçerken ilerleyis varmis gibi algilanmasi, asla bilimsel degildir. Bir tutumun iyi, yada kötu konusunda, her yer, her dönemde iyi yada kötu kabul edilen evrensel bir tek örnek bile verilememektedir. Her toplum, kendi adet ve uygulamalarin en isabetli, akilli, kesin dogru olduklari konusunda emindir. Bu, sosiyo-antropolojik olarak, toplumlarin bekasi için tabiat tarafindan sinirsel olarak olusmus olan bir içtimai-psikolojik dogasidir. kisacasi birisinin iyisi, digerini tabusu olabilmekte. Bunu ispat edilmis bir olgu gibi algilamak, etnoloji, sosyolojo ve antropoloji konusunda cehaletin belirtisidir.

Nasıl bakarsanız bakınız, İslam ilkel, bağnaz, geri, karanlık bir dindir. Cahiliye dönemi denen dönem İslam'a oranla çok daha aydınlıktır..

İslam ayrıca bütün bağnaz Arap geleneklerini bünyesinde barındıran ve oları günümüze taşıyan bir ilkelliktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben reform örnekleri verdim. Kaldi ki, henuz sizin yasam tarzinizin daha yakisikli, daha mukemmel ve dogrulugu bilimsel olarak kanitlanmis gibi davranmakla, sadece bakis açisindaki darligi, tipki dinci bagnazlar gibi, sergilemektesiniz. Ha o bagnazlar, ha affedersiniz bir ateist bagnaz. Herkes kendi ahlak yapisini en munasip ve isabetli oldugundan kendisi gibi emindir. Ben nasil disarida duvarlarda surune surune, perisan aspaplar içinde dolasan bir kadin görunce uzuluyorsam, bir dincide sokakta karsi cinsden biriyle dilile öpusen me minciklasan iki gencin hayvan gibi davrandiklarini dusunecektir... Bu tabu, veya uygulamalar toplumdan topluma degisen, ve birisi digerinden daha bilimsel veya mantikli davranislar degil, sadece sosyo-antropolojik tutumlardan ibarettir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben reform örnekleri verdim. Kaldi ki, henuz sizin yasam tarzinizin daha yakisikli, daha mukemmel ve dogrulugu bilimsel olarak kanitlanmis gibi davranmakla, sadece bakis açisindaki darligi, tipki dinci bagnazlar gibi, sergilemektesiniz. Ha o bagnazlar, ha affedersiniz bir ateist bagnaz. Herkes kendi ahlak yapisini en munasip ve isabetli oldugundan kendisi gibi emindir. Ben nasil disarida duvarlarda surune surune, perisan aspaplar içinde dolasan bir kadin görunce uzuluyorsam, bir dincide sokakta karsi cinsden biriyle dilile öpusen me minciklasan iki gencin hayvan gibi davrandiklarini dusunecektir... Bu tabu, veya uygulamalar toplumdan topluma degisen, ve birisi digerinden daha bilimsel veya mantikli davranislar degil, sadece sosyo-antropolojik tutumlardan ibarettir.

İyi de ben hiç kendi yaşam tarzından bahsettim mi?

Ben sadece İslam'ın sapkınlığından bahsettim. Siz benim yaşam tarzım hakkında en ufak bir bilgiye sahip değilsiniz ama bu gerçek sizin sorumsuz yorumlar yapmanızı önlemiyor. Benim ve diğer ateistler hakkında sorumsuz yorumlar yapıyorsunuz. Ben ve diğer ateistlerin çoğunun siz Müslümanlardan daha dürüst, namuslu yaşadığımızdan şüphe etmeniz için bir neden yok. Öpüşen gençleri suçlayan bir zihniyetin bizi de suçlamasını ben sıradan bir ahlak anlayışı olarak görüyorum. Bu iyi bir ahlak değil. Gösterişe önem veren bir ahlak. Öpüşenlerden rahatsız olanın rahatsızlık nedenini anlamak çok zor. Cinsel olarak uyarıldığı için mi rahatsız oluyor acaba?

Kadın saçı ve bacağı görünce ereksiyon olan bir zihniyeti simgeliyorsunuz korkarım..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sizin namussuz, veya sorumsuz degelrele sahip oldugunuzu yamadi sadece, benimsediginiz degerlerin, digerinkilerinkinden ustun olup olmadigini bilimsel olarak ispat etmis gibi bir hava estirdiginizin altini çizdim. Evet, benim için mutal iyi, veya mutlak kötu diye bir sey, veya kötuden iyiye surekli ilerleme duygusunun yanlis oldugunu, ve bu kavramlarin tamamen goresel oldugunu ifade ediyorum, o kadar. pek iyi, siz benim musluman olup olmadigimi nereden biliyorsunuz ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sizin namussuz, veya sorumsuz degelrele sahip oldugunuzu yamadi sadece, benimsediginiz degerlerin, digerinkilerinkinden ustun olup olmadigini bilimsel olarak ispat etmis gibi bir hava estirdiginizin altini çizdim. Evet, benim için mutal iyi, veya mutlak kötu diye bir sey, veya kötuden iyiye surekli ilerleme duygusunun yanlis oldugunu, ve bu kavramlarin tamamen goresel oldugunu ifade ediyorum, o kadar. pek iyi, siz benim musluman olup olmadigimi nereden biliyorsunuz ?

Sizin ne olduğunuzu bilmek benim için önemli değil. Herşey olabilirsiniz. Yukardaki iletiyi yazan birinin yeterince akıllı olmadığını bilmek yeter bana..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben reform örnekleri verdim. Kaldi ki, henuz sizin yasam tarzinizin daha yakisikli, daha mukemmel ve dogrulugu bilimsel olarak kanitlanmis gibi davranmakla, sadece bakis açisindaki darligi, tipki dinci bagnazlar gibi, sergilemektesiniz. Ha o bagnazlar, ha affedersiniz bir ateist bagnaz. Herkes kendi ahlak yapisini en munasip ve isabetli oldugundan kendisi gibi emindir. Ben nasil disarida duvarlarda surune surune, perisan aspaplar içinde dolasan bir kadin görunce uzuluyorsam, bir dincide sokakta karsi cinsden biriyle dilile öpusen me minciklasan iki gencin hayvan gibi davrandiklarini dusunecektir... Bu tabu, veya uygulamalar toplumdan topluma degisen, ve birisi digerinden daha bilimsel veya mantikli davranislar degil, sadece sosyo-antropolojik tutumlardan ibarettir.

Arkadaşım, lütfen saçmalayıp durmayın, azıcık aklınızı kullanın, muhakeme yeteneğinizi kullanın. Böyle akıl ve mantık dışı, üstelik büsbütün çağ dışı gerçekleri günümüz bilgi ve değerleriyle kıyaslayarak doğruya ulaşmaya çalışan veya gösterenlere saldırmak için "amanın da kime göre neye göre doğru" sığlığına sığınmayın.

Hukuk var. Günümüz evrensel ahlak normları var. Kadını recm etmek, kırbaçlamak, çuvala sokarak görünmez kılmak, hırsızlık yapanların kolunu kesmek, çok kadınla evlenmek, kadınların okumasını çalışmasını ve hatta sokağa çıkmasını engellemek, eşcinselleri türlü işkencelerle katletmek, çocuklarla evlenmek, sizden olmayanları dışlayıp öldürmek vb her tür anlayış kötüdür ve bu tartışmaya bile açık değildir.

Bu anlayışı genel şeriatı yapmış ülkeler vardır ancak biliriz ki korkunç bir yanlışın içindedirler. Değişip normalleşmelerini isteriz, bekleriz, temenni ederiz.

Bunlar tartışılacak şeyler değil. Saçmalamanın da bir sınırı var. Şeriatçı bir manyak gelip bu rezillikleri savunduğunda ona söylenecek ve gösterilecek şey bellidir, oturup onun değerlerine saygı göstermez ve kabul etmeyiz. Siz saygı duyuyor ve anlayışla karşılıyorsanız, üstüne bir de "neye köre-kime göre doğru" diye sorguluyorsanız tuhaflık sizdedir.

tarihinde XUser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yazinizla, sadece kendi görus tarzinizin daha isabetli, daha güzel oldugunu ifade edip, digerlerinin çirkin oldugunu söylemekten baska elle tutulur hiç bir bilimselligi olmayan bir etnosantrik tutum örnegi vermekten baska bu sözleriniz bize hiç bir sey anlatmamaktadir. Eger bu söyledikleriniz bir kültürel ve sosyal etki altinda dogruluguna inanilan ama kesin bir bilimsel tespite dayanmayan bir tutum oldugunu iddia ediyorsan, bunu ispat etmen konusunda sana ricada bulunurum. Bu "herses böyle diyo, demek dogru" zihniyeti, ayni kafayla bagnaz dinci insanlarin tutumunun ateis versiyonu sadece... Antropolojik, etnolojik, sosyolojik ve hatta felsefi olarak, bu yasam tarzlari arasinda bir üstünlük veya alçaklik yoktur. Herkesin yasam tarzi kendi ortaminda daha iyi, daha münasip ve adaletlidir. Sen bir arslan bir yavru ceylani bogazlarken, aman bu kabul edilemez diyormusun ? Veya bir örümcek, bir kelebegi enzimlerle erite erite emdiginde kiniyormusun ? Bir karincanin bir böcegi uyusturup, gunlerce diri diri yedigini yeriyormusun ? Bu tarz tartismalarla, kimse kimseyi asla ikna edemez.

Iyi ve kötü kavramlari, fertler ve toplumlarin yerel ve zamansal sartlara göre, fertlere ve toplumlara daha fazla faydalar ve daha az zararlar getiren tutumlarin, tabu ve tamamen göresel iyi-kötü kavramlarinin, bilinç-üstü, dogal olarak yerlesmesiyle, topluluklar içi tutarlilik ve düzen saglanmasi için, antropo-sosyolojik olarak yerlesik olan bir doga sonucu böyledir. Mesele bundan ibarettir. Herkesin güzeli kendine güzel, bu ispat edilen bir sey asla degil. Ispat edilen bir sey oldugunu iddia eden varsa etsin, bizde o ispatin tutarliligini inceleyelim.

tarihinde Frelser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala aynı saçmalığa devam ediyorsunuz, üstelik çarpıtmalar eklemenin dozunu artırarak.

Burada ahlak tartışılmıyor. İslam, günümüz değerleriyle incelendiğinde elbette en acımasız biçimde eleştirilecektir, 131. iletimde neyin neden kötü olduğunu ve tartışmaya bile açılamayacağını belirttim. Hırsızlık yapan birinini kolunu kesmeyi savunamayız mesela, bu davranışın doğru mu yanlış olduğu konusunda tereddütümüz olmaz, modern hukuk var der çıkarız.

Evet, benim bakış açım elbette daha isabetli, daha doğru ve daha güzel. Sizin yazdıklarınıza "saçmalık" demişsem, ondan sonra da kendi düşüncelerimi belirtmişsem; bu, kendi düşüncemin doğru olduğuna hükmetmemdendir, değil mi? Bu düşünceleri sizinkilere karşı yazdığıma göre?

Bu arada nasıl "entrosentrik" oluyor düşüncelerim, onu da bir açıklayeverin zahmet. Ben evrensel hukuk ve ahlak normlarından bahsederken herhangi bir ayrıntıya girmezken bu sonuca varabilmiş olmanız, başta sözünü ettiğim muhakeme yeteneğinizin bozuk olmasından.

tarihinde XUser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrensel hukuk sistemini siz mi belirlediniz ? Guçlu olan görusunu empoze eder. Islam dunyasinda evrensel hukuk kendi hukuklari zannedildigi gibi baska yerlerdede her toplum ayni iddiadadir. Bu saldirgan uslubunuz seviyenizi göstermektedir. Kalabalik olan daha hakli mantigi, sadece o toplumsal ortak meylin etkiyle yerlesmektedir. Yarin islam daha baskin olsa, ve onlar daha guçlu olsa, onlarin adetleri digerlerince taklid edilecektir ve benimsenecektir. Bir zaman manikesi olsa sizi orta çaga gönderip bu prensiplerinizle onlari ikna etmekle görevlendirmeyi çok isterdim. O zaman evrensel hukukun kokusunu daha yakindan alirdiniz. Iyi sabahlar. :)

tarihinde Frelser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Frelser,

Saçmalamayın lütfen demiştim, bir kere daha yinelemekten başka bir şey gelmiyor elimden. Konuyu saptırdıkça saptırdınız.

Özel olacak ama yine de söyleyeyim, ne olduğu çok açık, çok net, tüm normal zihinlerce bilinen ve tartışmaya dahi açık olmayan birtakım gerçekler-doğrular hakkında felsefe yapmak, benim en tahammül edemediğim şey.

"Ahlaki görecelik" denen safsataya sığınıp da "amanın da neye göre-kime göre doğruymuş" anlayışsızlığıyla -örneğin- hırsızlık yapanın kolunu kesmek veya nikah olmaksızın seks yapan kadını toprağa gömerek taş atmak suretiyle düzenlenen yüce törenlerle öldürmek gibi davranışları tolere etmek akla aykırı. Yok böyle manyak bir felsefe..

Bu ilkellik midir, yozluk mudur, katilliği kutsamak mıdır? Evet.. Bitti.

Vaktiyle engizisyon mahkemelerinde cadı diye insanları astılar, idam masraflarını da asılanların geride bıraktığı ailelerinden tahsil ettiler. Yani dünya çok korkunç aşamalardan geçti ve biz tarihi nasıl okuması gerektiğini bilen insanlar olarak hepsini anladık.

Fakat şimdi burada başka bir şeyden sözediyoruz, siz ise ısrarla hadis yazıyorsunuz. Ama yukarıda da söylediğim gibi, muhakeme yeteneğiniz sorunlu zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pekiyi, bu iddialarinizi nasil kanitlayacaksiniz ? Yani bu hirsizin elinin kesilmesinin, ve sairenin senin ve çok insan için kabul edilmemesi, bunun kötu bir sey oldugunu kanitlamaz. Örnegin, çok kimse vergi vermek istemez, mumkunse tum gelirini bildirmez... Baska örnek vereyim, kurtaj sirasinda daha suçun bas harfini bilmeyen el kadar insan dogranarak yok ediliyor. Bir insani dogramak annesinin karnindayken munasipde karindan çikincami vahsi oluyor ? Bir insani 20, 30 sene, ölunce veya intihar edinceye kadar duvarlar arkasina kapatmak çok mu sirin ve insanca bir ceza ? Sayin X, bunlar kultur meselesi. Su ilkelde, su medeni demek bu gerçegi degistirmiyor.

tarihinde haci tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Belki hirsizlik kuçuk bir suç, az hapis yeter diyeceksin ? Buda göreseldir. Kimine göre kuçuk sayilan suç (zengin ulkelerde bu çok buyuk bir tehdit degil), baska yerde çok buyuk bir suç sayilir... Ne demek istedigimi anlamak istersen bir banka soyma suçunun, bir kiza tecavuz etme suçuyla huluken öngörulen cezalarini karsilastirabilirsin... Söylemis oldugum gibi, o fakir topluluklarinda zenginlesme arttikca, hirsizlarin affedilmesi, ve toplumsal bilinç altinda bu suç giderek daha kuçuk görulecektir. Burada elbette farkli parametrelerde oyun oynamada.

Baska bir örnek verelim. Orta çagda, fakirlerle zenginler arasinda uçurum vardi. Zengin fakiri hirpalar, azarlar, ezerdi... Bu ortamda, kölelik toplumsal bilin-altinda makul kabul ediliyordu. Ne zaman fakirlerle zengiler arasindaki uçurum daraldi, yavas yavas kölelik sorgulanmaya baslandi. Nitekim giderek azaldi. Moritanyada kölelige karsi batinin baskisiyla kampanya baslatildi... Köleler sahiplerinden alinip hurriyetine kavusturuluyordu. Kiza zaman sonra, kölelerin eski sahiplerine döndukleri farkedildi. Meger, çalisacak, barinacak imkanlari olmadigi için, eski hayatlarinda dönerlermis... Demek ki, iyi kötu kavramlari tamamen göresel, ve mutlak her zaman için geçerli olan degerler degil. Aksini söyleyen dusunurse, bunu asla ispat edemeyecektir. Sadece "hersey çok net" diyerek sosyal ve kulturel ortaminin etkisi altindan çikip bu hakikati belki asla kabullenemeyecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haklisiniz, konudan sapmisiz, farketmemistim. Daha önce dikkatimi çekmis olsaydiniz bu konu disina devam etmezdim. Ben ilk açilis mesajindaki islamin en karanlik antik çagdan kalma degerleri devami oldugu konusunda antropo-sosyolojik açidan bir yaklasim paylasmak istemistim, galiba çok uzattik. Artik konu disina çikmamakta daha gayretli olacagim. Forumdan uzaklastirmama umarim gerek kalmaz. Saygilar.

tarihinde Frelser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam, insanlık tarihinin en karanlık zamanlarından birinde ve ulaşılması en zor yerlerden biri olan çöl ortamında ortaya çıkarak çevreye yayılan, ilkel toplumlara ait antik değer yargıları ile, ritüel, gelenek ve göreneklerinin hemen hiç değişmeden günümüze kadar ulaşmasından sorumlu, her türlü yeniliğe bütünüyle kapalı bir dindir.

Yadh ben Achour, islami adetler ve hukukunun yenilige butunyle kapali olmadigini, ve sabit bir biçimde kalmadigini yazmaktadir ve asagida zikrediken eserinde inceleyerek ve sikica örneklendirerek bunu göstermektedir. Hukuk uzmani olan ben Achour, diplomatik ve sosyolojik konjokture nazaren islam degerlerinin ve hukukunun degistigini, hatta seriatin adape oldugunu tarihsel, bol örneklerle göstemektedir. Yozlasmis sikca öne çikarilan azinlik olan islami bir zihniyet her ne kadar bunun aksi kanisina neden olsada, aslinda çok deger ve uygulamalarin degise geldigini, bu yönde tanzimatlar, reformlar ve yeni yorumlar isiginda surekli evrelesme oldugunu anlatmaktadir. (Yadh Ben Achour, "Le rôle des civilisations dans le système international, Droit et relations internationales. Bruylant, et éditions de l’université de Bruxelles, 2003.)

Islam aleminde, örf ve adetlerin, Yasribdeki yahudi geneleginden etkilenerek, islami bir orthoparaxis gibi algilanmasi, sanki yegane amacin politik egemenlik olup, maneviyat ve inanç, ahlak degilde, bir siyasi duzenleme amaciyla algilanip enstrumantalize edilmesi, gerçektende islam alemini bir hayli, ils dönemde hakikaten reformlar olan, ancak zaman ve mekan konjonkturunde ortak yeni kulturel deger degismelerine ayak uyduramayan bir sureç içinde yuzmustur... Kan davalarini önleme amaçli, o ilkel topluluklarda bir sinirlama olan suçluya sahsi kisas cezasi, veya zina için namus davasi nedeniyle aileleler ve kabileler arasi çatismalar önleme amasiyla öngörulen kan davasini önleyici sahsi cezalar, örfler degistikce, ve sosyo-antropolojik sartlar degistikçe, zaman disi kalmis, çogu islam devletlerinde yavas yavas terkedilegelmis olan pratiklerdir...

tarihinde Frelser tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...