Jump to content

Bir Pedofili Ayeti Daha!


Recommended Posts

Aslinda ilginc, Kurndaki anlam "karmasasi, arapca dilinden mi, Kuran'i yazandan mi, yoksa "anlasilmasi istenmediginden mi" boyle yazilmis belli degil.

Sonucta bir sey yeteri kadar dil temelinde acik olmaz ise, yorumlara acik olur.

Bu acidan birincisi arapca dilinin linquistik ve etimolojik kokenlerini ve lingual her turlu dil yapisini iyi bilmek gerekir.

Iste o zaman bir turkce tercumenin de saglikliligi ortaya cikar.

Kurandaki dil, en düşük akıllıların bile anlayacağı kadar şeyleri barındırmasından en basit dildir. En kısa yoldan, en basit anlatımla, en samimi sonuçlar çıkartılabilir. Ama, bunu gerçekten anlamaya çalışanlara bu açıktır. Anlamak için yaklaşmayanlara ise, çok karmaşık, çok dağınık gelir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 363
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Emin ol senden iyi biliyorum ne kadar kıvırtkam olduklarını,benim amacım kodum mu oturtmak :)

Sen kendini hala Tyson zannetmeye devam et. Riglerde iplerden kurtaramıyorsun kendini...

Dilden,yazandan,yazdırandan mı bilmiyorum ama Tanrı'dan olmadığını biliyorum,neresinden tutarsan elinde kalıyor mubarek :D

Kodummu oturacaksın haberin yok. Nerden biliyorsun Allah'tan olmadığını?

İki üç cümlelik ayet bile ne biçim kafamı karıştırıyor kaç gündür yav,bir türlü çözüme ulaşamadım daha,bir de apaçık demezler mi :)

Sen bu kadarını anlayamazsan, kuranı nasıl tartışıp, kodummu oturtacaksın karanlık prens...

Sen iyisi karanlık kral ol, prens kaldıkça bunu beceremeyeceksin galiba...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Afrodit,

Neye çok yazık, niçin çok yazık?

Talak 4. ayetini siz yorumlarmısınız? Bizde farklı bir bakış açısı yakalayabilelim ve varsa hatamızı düzeltip, size teşekkür edelim...

Sadece yazık deyip, geride durmak size yakışmaz diye düşünüyorum. Buyurun lütfen, talak 4. ayeti açıklamaya...

Yazıyı yazan üye için "çok yazık dedim".

Kendi üyeliğinden yazmayıp da başkasının üyeliği ile yazdığı için.

Konuyla ilgisi yoktu yani.

Kişisel bir mevzu idi...

Kişiye kızdım ve yaptığı şey yüzünden "yazık çok yazık" dedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet ama yetim kadınların hükmü ayrı verilmiş,yetimlerin hükmü ayrı verilmiş,Allah burada bir ayırım yapmaya çalışmış ama bozuk olmuş tabiki.Evet olgunlaşmadan da evlenilebileceği ortaya çıkıyor.Yani kız ergenliğe girer girmez evlenme çağına da girmiş oluyor anlaşılan,bu da sübyancılıktır.

Evet reşitlik aynen öyle ama evlenme çağı nedir Kur'an'a göre?Dediğin gibi Kur'an'da ne yazık ki böyle bir bilgi de yok,ama bu her topluma göre farklılık gösterir,misal ülkemizde 18'dir,İran'da 9'dur vs. yani bu geleneklere göre yorumlanabilir sanırsam.

Bir de olaya şöyle bakalım,evlenme çağına girince olgunlaşmışsa(akli yönden) miras verilebiliyor,14-15 yaşındaki çcouklara hiçbir toplum miras vermez bildiğim kadarıyla.Miras verilebilecek en ideal yaşlar 20li yaşlar olduğuna göre,o paraya sahip olabilecek kapasite varsa verilir.

Yani bence evlenme çağı 9-10 olamaz,çünkü bu yaşlardakilerin olgunlaşma ihtimali yoktur,Kur'an'a göre ise olgunlaşma belirtisi gösterebilecek bir yaşdır ki bu da Türkiye'de 18'dir,yine de olgunlaşma olmazsa olgunlaşıncaya kadar vermeyin diyor.

Eğer İran'daki gibi 9 oluyorsa çocuklar en geç 9 yaşında evlendirilebilir sonucu çıkıyor bu Nisa-127'den.

Cennet fantezilerine baktığımızda da yine böyle bir şey çıkıyor. "Memeleri yeni tomurcuklanmış kızlar" deniyor. Memeleri yeni çıkan kızlar da ortalama 9-10 yaşlarında olur ki yine 18 yaş altı küçük kızlara işaret eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurandaki dil, en düşük akıllıların bile anlayacağı kadar şeyleri barındırmasından en basit dildir. En kısa yoldan, en basit anlatımla, en samimi sonuçlar çıkartılabilir. Ama, bunu gerçekten anlamaya çalışanlara bu açıktır. Anlamak için yaklaşmayanlara ise, çok karmaşık, çok dağınık gelir.

Bir seyin anlasilmasi ve o seye acik beyin ile yaklasilmasi icin imanin ve inancin olmamasi gerekir. Zaten o seye imanlarinin inanci ile teslim olmuslar icin, sadece o sey bu imani pekistirme adina okunur ve anlanir. Bu acik bir teslimiyettir. Anlamak degil, "kabul edecek sekilde anlamaktir."

Kisaca yazilani degil; anlamak istenenin anlandigidir. Ya da verilmek istenenin yerine alinmak istenenin anlandigidir.

Bana buraya istedigin ayeti yaz. Ben onun dilbilgisi ve turkce olarak neden daha acik ve net sekilde ortaya konmadigini gostereyim.

Ayrica bir seyin anlasilmasi ve anlamak istendigi sekilde anlasilmasi baskadir, dogrulugu, gecerliligi, kabulu ve uygulanirligi baskadir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalnız ayetin ilk cümlesine bakarsak ayette kadınlar için fetva veriliyor. Yani yetimler dendiğinde işin içine erkek çocuklar da giriyor mu girmiyor mu belli değil.

Bir de kuranda kız çocuk için vildan kelimesi kullanılır dendi forumda. Peki o zaman bu ayetin ilk cümlesinde geçen nisa kelimesi yerine vildan ya da arapçada kız çocuk ne anlama geliyorsa o kelimenin yer alması gerekmez mi?

Evet, ben de senin gibi ayni sorulari soruyorum. Yalniz kuranin erkek hakimi bir icerikte oldugu algilanirsa, buradaki bahsedilen buyuk bir ihtimalle kizlar oluyor.

Ama dedigin gibi bunu kanitliyacak olan, ayetin orijinalide "arapcada kiz cocuk anlamina gelen kelimenin kullanip kullanilmadigini" bu konunun ilgilenenleri bizlere bildirir herhalde.

Bir de biliyorsun, ogunku arapca ile bugunku arapca da ayni degil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisa 6. ayet sebebiyle Kur'an'da sübyancılık olduğunu düşünmüyorum artık.Zavallı çocukların kim oldukları belli değil ama Nisa 6'ya göre de sübyancılıkla ilgili olamazlar.O yüzden Kur'an'da sübyancılık yoktur.

Çok sık fikir değiştirmem doğruyu aramamdan dolayıdır,bir fikre sabitlenip de yanlış da olsa o fikri savunamam.Nisa 6. ayetten sonra birinin beni Kur'an'da sübyancılık olduğuna inandırabileceğini sanmıyorum ama gözümden kaçan şeyler de olabilir.

Evet ama yetim kadınların hükmü ayrı verilmiş,yetimlerin hükmü ayrı verilmiş,Allah burada bir ayırım yapmaya çalışmış ama bozuk olmuş tabiki.Evet olgunlaşmadan da evlenilebileceği ortaya çıkıyor.Yani kız ergenliğe girer girmez evlenme çağına da girmiş oluyor anlaşılan,bu da sübyancılıktır.

Evet reşitlik aynen öyle ama evlenme çağı nedir Kur'an'a göre?Dediğin gibi Kur'an'da ne yazık ki böyle bir bilgi de yok,ama bu her topluma göre farklılık gösterir,misal ülkemizde 18'dir,İran'da 9'dur vs. yani bu geleneklere göre yorumlanabilir sanırsam.

Bir de olaya şöyle bakalım,evlenme çağına girince olgunlaşmışsa(akli yönden) miras verilebiliyor,14-15 yaşındaki çcouklara hiçbir toplum miras vermez bildiğim kadarıyla.Miras verilebilecek en ideal yaşlar 20li yaşlar olduğuna göre,o paraya sahip olabilecek kapasite varsa verilir.

Yani bence evlenme çağı 9-10 olamaz,çünkü bu yaşlardakilerin olgunlaşma ihtimali yoktur,Kur'an'a göre ise olgunlaşma belirtisi gösterebilecek bir yaşdır ki bu da Türkiye'de 18'dir,yine de olgunlaşma olmazsa olgunlaşıncaya kadar vermeyin diyor.

Eğer İran'daki gibi 9 oluyorsa çocuklar en geç 9 yaşında evlendirilebilir sonucu çıkıyor bu Nisa-127'den.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir seyin anlasilmasi ve o seye acik beyin ile yaklasilmasi icin imanin ve inancin olmamasi gerekir. Zaten o seye imanlarinin inanci ile teslim olmuslar icin, sadece o sey bu imani pekistirme adina okunur ve anlanir. Bu acik bir teslimiyettir. Anlamak degil, "kabul edecek sekilde anlamaktir."

Kisaca yazilani degil; anlamak istenenin anlandigidir. Ya da verilmek istenenin yerine alinmak istenenin anlandigidir.

Bana buraya istedigin ayeti yaz. Ben onun dilbilgisi ve turkce olarak neden daha acik ve net sekilde ortaya konmadigini gostereyim.

Ayrica bir seyin anlasilmasi ve anlamak istendigi sekilde anlasilmasi baskadir, dogrulugu, gecerliligi, kabulu ve uygulanirligi baskadir.

Bne de yazımda, anlamak için yaklaşmak demişim zaten. Anlamadan, iman edilmesi ön kabulü yok yazımda... Kuranda bunu sitemez zaten. Önceki bilgi ve kabulleri sıfırlayıp anlamak için yaklaşmaktan bahsediyorum aynı zamanda... Bu nedenle, anlamak istediğini anlamak için kurana yaklaşmak istendiğini söyleyemezsiniz?

İsteğin üzerine yazayım o halde; Nisa 6. ayeti yorumla o halde buyur. Yada talak 4. ayeti. bunlar kuranda evlilik ve boşanma anıyla ilgili hükümleri düzenler ve yaşlar verilmez. Bu ayetlerde neden yaşlara değinmez kuran?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisa 6. ayet sebebiyle Kur'an'da sübyancılık olduğunu düşünmüyorum artık.Zavallı çocukların kim oldukları belli değil ama Nisa 6'ya göre de sübyancılıkla ilgili olamazlar.O yüzden Kur'an'da sübyancılık yoktur.

Çok sık fikir değiştirmem doğruyu aramamdan dolayıdır,bir fikre sabitlenip de yanlış da olsa o fikri savunamam.Nisa 6. ayetten sonra birinin beni Kur'an'da sübyancılık olduğuna inandırabileceğini sanmıyorum ama gözümden kaçan şeyler de olabilir.

Nisa 6. ayetteki evlilik için olgunluğu, talak 4. ayeti ve talak 4. ayetide bakara 228. ayeti destekler. Bu ayetler hep birlikte değerlendirildiğinde evlilik ve küçük kızlarla evlilik olmadığı konusunda taşlar yerine konulur.

Ama, kendi inancını sağlam kılmak isteyen, bunu sadece kendi inancının sağlamlığını anlayarak delillendirmek yerine başka inancı yanlışlayarak yapmak isterki, buradaki ateistlerin en belirgin davranışı ve en belirgin sorunudur.

Hatta bunda, herhangi bir dini iyi anlamadan yaşarken dönenlerin daha ileriye götürdükleri görülürki, bunlarında psikolojileri kaybettiklerinin değerli olduğunun gösterilmesinden şekillenmektedir.

Zorda kalan bir insanın, rahat bir insanı görmekten dolayı katlanamadığı durum için, başka zorda kalan insanları görerek teselli bulmaya çalışması gibi sosyopsiko bir sorundur bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, ben de senin gibi ayni sorulari soruyorum. Yalniz kuranin erkek hakimi bir icerikte oldugu algilanirsa, buradaki bahsedilen buyuk bir ihtimalle kizlar oluyor.

Ama dedigin gibi bunu kanitliyacak olan, ayetin orijinalide "arapcada kiz cocuk anlamina gelen kelimenin kullanip kullanilmadigini" bu konunun ilgilenenleri bizlere bildirir herhalde.

Bir de biliyorsun, ogunku arapca ile bugunku arapca da ayni degil.

Siz, kuranda çelişki yada cinsellik başta olmak üzere saçmalaık bulacağım derken iyice zavallı duruma düşüyorsunuz heberiniz yok.

Kuranda küçük kızlarla evlilik olmadığını nisa-6. ayeti ve Talak 4. ayeti ile örnekli olarak ispatlayacağımı (inşallah yarın) öncelikle belirteyim.

Şimdi iddilarınıza hazine sanarak sarıldığınız ayet bakın size yanlışınızı nasıl gösteriyor.

NİSA-127

Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor.” Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, (1) zavallı çocuklara (2) ve yetimlere (3) âdil davranmanıza (4) dair, size okunmakta olan âyetler de (5) bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

Bu ayette 3 ayrı kişi ele alınmakta ve onlara haksızlık yapılmamasının, adil davranılmasının gerekliliğinin kuran ayetleri ile anlatıldığı söylenir.

Şimdi ayeti en iyi şekilde anlamak için adım adım gidelim:

1- "...Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara,..." denilerek başlanmıştır.

Burada, kısa bir açıklama yapıp bu kısma döneyim.

Her yerde olduğu gibi islam olan bölgelerde de babasını kaybeden yetimler (erkek-kız) olmaktadır.

İşte islam olan yerlerde; bu yetimler, (varsa yakını olan) bir tecrübeli erkek tarafından gözetilir, korunup, eğitilip, büyütülürler. Evlenme çağına gelene kadarda olgunlaşıp olgunlaşmadıkları konusunda denenirler. (nisa-6) Bu işleri yükümlenen kimse yetimlerin velisi olur.

İslama göre; Veli olan varlıklı biri ise yetimleri, bunlara kalan mirasa dokunmadan kendi imkanlarından finanse ederek büyütmesi gerekir. Fakir ise yetimler için yaptıkları harcamaları yetimlerin mirasından karşılayarak aynısını yapması gerekir.

Olması gereken yukarıdaki durumlara bazen uymayanlar ve yetimlerin malları üstüne konmak isteyen uyanıklar çıkabilmektedir.

İşte bu kimseler, yetimlere mallarını doğrudan vermese hemen islami yönetim tepesine binerek çeşitli yaptırımlarla birlikte yetimlere mirasın transferini sağlayacaktır. Ancak, bu uyanıklar bu durumdan da kurtulma için yetimlere mirası vermemenin yolu, çözümü olarak onlarla evlenmeyi keşfederler.

İşte ayetin (1) ile işaretlediğim kısmındaki yazı bu duruma işaret etmektedir. Yani bu durumda olan birinci kişi tespit edilmektedir.

Uyanık veli, miras vermek istemediği ama açıktanda yapamadığı durum için yetim kızla, miras vermemek için evlenmek ister... Kısaca 1. kişi miras verilmeden (vermemek için) evlenilen yetim kızdır.

Burada, miras ve evlenme bu kişi ile sınırlı kalmakta, bitmektedir. Bundan sonraki kişilerin miras yada evlenmekle ilgileri yoktur. Onlar hepimizin tahmin edeceği normal durumda bulunan kimselerdir.

2- "..., zavallı çocuklara..."

Burada 2. kişi; (miras ve evlenmeyle ilgisi olmayan) fakir, düşkün, gariban vb. şekilde isimlendirebileceğimiz kız/erkek çocuklarıdır.

3- "...ve yetimlere..."

Burada 3. kişi ise (miras ve evlenmeyle ilgisi olmayan) yetim kalan kız/erkek çocuklardır.

Şimdi buraya kadar olan anlatımı toparlayacak olursak; ilkinde miras vermemek için evlenilmek istenen kız çocuğu, ikincisinde herhangi bir kız yada erkek gariban çocuk, üçüncüsünde ise herhangi bir kız yada erkek yetim vardır.

İŞTE KADINLAR HAKKINDA FETVA VERİLMESİ İSTENİNCE PEYGAMBER FETVA VERMİYOR VE FETVANIN (YUKARIDAKİ KİMSELER ÖRNEKLENDİRİLEREK) ALLAH TARAFINDAN AYETLERLE VERİLDİĞİ ANLATILIYOR.

BU ÖRNEKLERLEDE NEREDE VE NASIL AÇIKLADIĞINA DELİL GETİRİLİYOR.

Yani, kadınlar için fetva yerine ayetlerden anlatım gören insanların ikna olması için; "bakın, şu kimselere adil davranılması istenen ayetler vardı ya, işte o ayetlerde kadınlarla ilgili bilgiler yer alıyor deniliyor.

Başka fetva istemeyin, beklemeyin deniyor....

Sanırım anlaşılır olmuştur.

Not: Kadınlarla ilgili ayetlerde (nisa suresinin çoğu, ahzab 50, talak 4 vb.) ayetlerdir. Peygamber fetvası yerine kadınlarla ilgili hükümler ve kararlar için bu ayetlere bakılması gerekir.

tarihinde aorskaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

*************** KÜÇÜK KIZLA EVLİLİK OLMADIĞINI İSPATINA DAİR DEVAM YAZISI - 1

Bu ayette sadece zavallı çocuklar (1) değil, yetim kızlarda (2), yetimlerde (kız/erkek) cinsellikle ilgilendirilemez.

Çünkü bu ayet, kadınlarla ilgili fetva isteyene, bu kişilerin durumlarının açıklandığı ayetlere başvurmalarını işaret eder.

Yani ayet, fetva isteğini kendi cevaplamaz. Başka ayette bu isteğinizin cevabı verilmiştir, o ayetlerde şu (yetim kızlar, zavallı çocuklar, yetimlerle ilgi anlatımlar olan ayetler varya işte bu ayetlerdir denilerek) ayetlerdir. O ayetlerde bu kimselerin durumunu açıklayan Allah, aynı ayetlerde kadınlarla ilgili bilgileri de vermiştir der.

Şimdi anlaşılmış olmalıdır her halde...

tarihinde aorskaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

KÜÇÜK KIZLA EVLİLİK OLMADIĞINI İSPATINA DAİR DEVAM YAZISI - 2

Bir konuyu düzenleyen ayetler içinden bazıları, konunun çekirdeğini oluştururken, diğerleride eklerini, yada daha da pekişmesini, daha itiraz edilemez duruma gelmesini sağlayabilir.

Kuran terminolojisinden ve edebiyatından bahsetmeyeceğim bile... Ama kuranda konuların bir çekirdek hükmünü oluşturan ayetler olabilir, buna zamanla itirazlar, yada açıklamaları karşılamak üzere başka ayetlerle destekler verilebilir. Örnekleyecek olursak; kuranda kısas konusu ile ilgili çekirdek ayetlerle yetinmeyip, itiraz yada başka isteklerle kısas uygulayacılarına zorluk çıkartanlara açıklama olarak gelen bakara 178 örnek verilebilir.

Kısasta; "cana can, göze göz...." diyen ayetlere rağmen, cana karşılık canı alandan başkasının canlarının alınması önerisi, isteği yada itirazı üzerine konuya son nokta konulmak üzere bakara 178 ile, hüre karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi) denilmiştir.

Bu nedenle asıl ayet bu ötekiler hikaye diyen yok. Asıl ayetler bunlar, ancak öteki ayetlerde bu ayetlere eklenerek konuya son şeklini veriyorlar diyen biri var. Bu nedenle hitabını ona göre yap bir daha... Ayetlerin ne olduğunu, hepsinin aynı önemde olduğunu biliyoruz.

BAKARA 228

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hâli (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helâl olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Şimdi sen ukalaca tavırlarla beni anlamadığın konularda yanlışa düşmekle itham etmeyi bırakta ayete iyi bak. kırmızı boyalı kısımda her şey özetleniyor dikkat edersen. Ama dikkat etmiyor, sonra ahkam mkesiyorsun.

Boşanmış kadınlar deyimini ele alırsak sadece bu kısım bile açıklamayı kendi kendine yeteri kadar yapıyor.

1- Bakara 228 de boşanma durumu vardır. Yani boşanma kararının verilmesi anı değil, boşanmanın gerçekleşmiş olmasından sonraki durumlara baklılması sözkonusudur.

2- Bu ayette sadece boşanmış kadınlar denmektedir. Yani kadınlar arasında hiçbir ayrım yapılmamakta, boşanmış olan bütün kadınlara seslenilmektedir. Senin iddia ettiğin gibi sadece normal kadınlara seslenme yoktur. Boşanan bütün kadınlara seslenme vardır.

Bu nedenle bu ayette bahsedilen boşanmış kadınlar deyiminin içine;

a-)menapoza girmiş ve boşanmış kadınlar

b-)boşanmış normal kadınlar

c-)boşanmış hastalıklı (hormonal, çift cinsiyet, prematüre vb.)kadınlar girmektedir.

kısaca boşandıktan sonraki bir durum var burada. Hakbuki talak 4 boşanmadan önceki bir anı yani boşanma anını düzenler ve bu nedenle evlenebilecek bütün kadınlara boşanma esnasında değinmektedir.

3)Bu ayette boşanmış kadınlara seslenilerek bunların kendi kendilerine yapması gerekenleri yaparak beklemeleri istenir.

4- halbuki talak 4. ayetinde ise boşanmadan önceki durumlar yaşanmaktadır. Yani boşanma, bu sürelerden sonra olacaktır. Bu da bakara ayetindeki kadınlarınkinin boşanmadan önceki halini düzenler. Herhangi bir şekilde talak 4. ayete göre beklenmeden ( örneğin kadının boşanma anından hemen önce adet gördüğü bilinerek) boşanma olursa, kadınların kendilerini kontrol ederek 3 ay beklemeleri emredilir. buda boşanmış olsa bile hamile olması halinde çocuğun soyunun tespiti açısından gerekli olmaktadır.

TALAK 4. ayet:

Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.

Bu ayetide analiz ederek maddeler halinde anlatıma devam edelim.

5- Talak 4. ayeti incelersek; burada kadınlara değil onları boşayacak makama seslenildiğini görürüz. Bu bakımdan da talak 4 te evlenebilecek bütün kadınların yer alması gerekir. (bakara 228 de seslenilen bütün kadınlar yerine sadece birisi olsaydı bile) "o bakarada yer alıyor ya burada gerek yok" diyemeyiz. Çünkü orada boşanması biten kadınlar anlatılmaktadır.

6- Talak 4 de adete bakarak, adet görmemişse bekleme ve sonra boşanma var. Bakara 228 de ise önce boşanma sonra adete bakma var.

Şimdi umarım herkes anlamıştır.

Sevgili arkadaşıma da, kendi hırsına engel olabilmesini, ikazlara göre yeniden durumu analiz edebilmesini rica ediyorum. Çünkü, bu cevabı vermeden önce, bakara 228 de boşanmadan sonraki durum var, boşanma esnasından bahsedilmez ona göre bak demiştim. Ama, hırs insanı köreltebiliyor ve inatlaştırabiliyor. Halbuki dinden konuşuyorsak en doğruyu bulmak için en çok çabayı harcamalı, iddiaları, görüşleri iyi anlayabilmeliyiz.

Sana daha önce bakara 228 ile talak 4 farklı şeylerdir, şunlara bakta ben hatalı isem bana göster, sana teşekkür edeyim, aksi halde sen görüşünü değiştir insanlar doğruyu görsünler diyen bana, dediğim dedik diyen birisi suçlamasını bile yaptın yahu! Şimdi utandınmı yaptığından bari...

Şimdi bunları söylemek için fetva mercinde olmaya gerek olmadığını görebildinmi bari?

Şimdi cevabını yeniden bekliyorum arkadaşım...

Selam...

Link to post
Sitelerde Paylaş

bide şey vardı... "sandalyeye oturt.. ayakları yere deyiyosa tamamdır" :lol:

bu nerden çıkmıştı

sANDALYE DEĞİLDİR YAHU, BAR TABURESİ FALANDIR... SİZ HANGİ SAÇMALIKLARA İNANMAK İSTİYORSUNUZDA ONU ARIYORSUNUZ ANLAMIYORUM. kURAN GERÇEKLERİ İÇİNİZE SİNMİYOR OLABİLİRMİ?

Bu nedenle, kuranı sindiremeyeceğiniz için uzak kalıp, saçma sapan, salak-sapık rivayetleri din kabul etmeye devammı edeceksiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bne de yazımda, anlamak için yaklaşmak demişim zaten. Anlamadan, iman edilmesi ön kabulü yok yazımda... Kuranda bunu sitemez zaten. Önceki bilgi ve kabulleri sıfırlayıp anlamak için yaklaşmaktan bahsediyorum aynı zamanda... Bu nedenle, anlamak istediğini anlamak için kurana yaklaşmak istendiğini söyleyemezsiniz?

İsteğin üzerine yazayım o halde; Nisa 6. ayeti yorumla o halde buyur. Yada talak 4. ayeti. bunlar kuranda evlilik ve boşanma anıyla ilgili hükümleri düzenler ve yaşlar verilmez. Bu ayetlerde neden yaşlara değinmez kuran?

Birincisi sen yaniliyorsun. 4+4+4 de acik ve net olarak aciklandi. "Kurani okuyacaklar, ama anlamayacaklar" yani arapca ogretilmeyecek, sadece arapca nasil okutulacagi ogrenilecek, ayni papagan gibi.

Cunku Kuran'i yazanin algisina gore, disi, kadin olarak erkege hediye edilmis bir kullanim aracidir/malidir/metasidir. Erkek kadina ne isterse yapar, bunu bu dunyada yapar, hurileri de oteki dunyada.

Boyle bir zihniyette, yas belirlemek "kadina bir deger vermek" anlamina geleceginden; ustelik her bir kizin biyolojik gelisim yasi farkli olacagindan boyle bir seye gerek duyulmamis. Sadece o da her nasilsa; biyolojik ergenlik onerilmistir.

Ama o da" sanki kiz kacacak" gibi uc sene onceden garanti altina alinmistir.

Diger bir konuda, cocuklarin buyuklerine (imam nikahli kocalarina) karsi daha itaatkar olmasi ve istenilen kisilige kolayca burundurulebilmesi konusudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adet görenlerin iddeti 3 adet dönemi,Bakara-228

Görmeyenlerin ki ise 3 aydır-Talak 4

Boşanmadan önce ve boşandıktan sonra diye birşey yoktur.Bunlar aorskayanın kendini ispatlamak için ortaya attığı saçma sapan iddialar.Her iki ayette boşanmış kadınlarla ilgilidir.

Boşanma gerçekleşir ama kadın 3 ay veya 3 adet dönemi bekler her türlü.Ve bu süreçte başka bir evlilik yapamaz.

Bakara 228 adet düzeni olan kadınları anlatır keza 3 adet dönemi bekler diye vurgu var.Bunlar adet görüyorki adet süresi sayabilsinler.

Talak 4'te ise adet düzeni olmayanların 3 şehr -3 ay beklemesi var.Bunlar adetten sayım yapamıylar.

İddet boşanmış kadının evden ayrılmadan önce beklemesi gereken süredir.Boşanma gerçekleşir ama evde bekler ki cinsel açıdan ve rahimde bir kalıntı olmasın.Cinselliği kesip bunu ilan ettikleri an boşanmışlardır.Ve iddet süresi işler.Boşanmadan önce iddet yoktur.

tarihinde gamiolci tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Namaz kılıp müslüman olacağına söz vermiştin...... Düzelmeye çalışsan bile.....

Aors, senin psikolojik olarak denge durumunda olduğunu hiç sanmıyorum. Nasıl bir saptırmaca gayreti içindesin sen böyle?

Ne düzelmesi yahu? Ben sana meydan okuyorum bilader, namaz iman filan işin iddia kısmı! Bunun tüm tapulu mallarımı, banka hesaplarımı iddiaya koyuyorum demekten bir farkı yok, anlamıyor musun?

Bu bir hodri meydan! Bir iddia! Meydan okuma! Daha nasıl anlatayım bilmiyorum. Sen Türkçe bildiğine emin misin?

Ne düzelmesi ne eğilmesi yahu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu ayet, kadınlarla ilgili fetva isteyene, bu kişilerin durumlarının açıklandığı ayetlere başvurmalarını işaret eder.

Yok deve! Hatta devenin de hamudu artık yani!

تَنكِحُوهُنَّ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْوِلْدَانِ وَأَن تَقُومُواْ لِلْيَتَامَى (tenkihûhunne vel mustad’afîne minel vildâni, ve en tekûmû lil yetâmâ) "nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ve çocuklardan aciz olanlar hakkında"

yahu, çüş mü oha mı bişşşş mi ne yeterli gelir ne bileyim be! Daha nasıl açık söylesin, bunu da mı açıklayacağız? Kabak gibi anlam işte! Bunun eğilip bükülebilir neresi var yahu?

İstenen fetva şu: Biz bu çocukları mehir filan vermeden nikahı basıp yatağa atıyoruz ama allah buna kızıyor mu acaba? Hani mehir vermek farz ya!

Allah da fetvayı basıyor: Evet mehiri farz kılmıştım, onu vermeden olmaz! Bir sadaka kabilinden bir hurma filan atın, basın nikahı, atın yatağa!

Müslümanların anlayışı biraz kıttır, açık söyleyeyim: Fetvayı tabii ki allah mallah değil, kuranı yazan yağmacı bedevi araplar veriyor!

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

cana karşılık canı alandan başkasının canlarının alınması önerisi, isteği yada itirazı üzerine konuya son nokta konulmak üzere bakara 178 ile, hüre karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi) denilmiştir.

Öyle süper ötesi saçmalıyorsun ki, über saçma, ultra saçma yani! Bundan daha saçma söz olamaz! Bunun kadına karşı erkeğin kısas edilemeyeceği, köleye karşı hürün kısas edilemeyeceği anlamı o kadar açık, o kadar net ve o kadar nasıl diyeyim yahu, gözüne girecek kadar kesin, kıvırtacak milim pay yok!

Bunda da kıvırtmak artık tanımsız bir acayiplik! Bunda kıvırtandan her şey beklenir. Bunda kıvırtan, adamı yer, kuranda insan yeyin yazıyor der yani! Nerde yazıyor desen, ben okudum yazıyor, siz göremiyorsunuz, görünmez yazıyla yazıyor der artık!

Çüş ya! Biş artık yani! Oha! Başka diyecek söz bulamıyorum!

Yahu adam köleyi öldürdü! Köleye karşılık ancak köle kısas edilir bu ayete göre, hür edilemez yahu! Bu kadar apaçık, adamı tutup köleye karşılık kısas edemiyorsun, bitti yani, ötesi yok!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nisa 6. ayet sebebiyle Kur'an'da sübyancılık olduğunu düşünmüyorum artık.Zavallı çocukların kim oldukları belli değil ama Nisa 6'ya göre de sübyancılıkla ilgili olamazlar.O yüzden Kur'an'da sübyancılık yoktur.

Çok sık fikir değiştirmem doğruyu aramamdan dolayıdır,bir fikre sabitlenip de yanlış da olsa o fikri savunamam.Nisa 6. ayetten sonra birinin beni Kur'an'da sübyancılık olduğuna inandırabileceğini sanmıyorum ama gözümden kaçan şeyler de olabilir.

Nisa 6 ayetinde evlilik için (zihinsel) olgunluk şartı aranmaz. Sadece malların kişiye teslim edilebilmesi için (zihinsel) olgunluk şartı aranır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...