Jump to content

Kuran Sübyancılığı Yasaklar mı?


Recommended Posts

Son birkaç gündür bir sübyancılık mevzusudur almış başını gidiyor. Sünnetçiler rivayetlere dayanıp sübyancılığı savunurken, sadece Kurancılar ise rivayetleri red edip Kuran'da da sübyan evliliğinin olmadığını bahsediyorlar. Peki Kuran'da sübyan evliliğinden bahsedilmemesi Kuran'ın sübyan evliliğini yasakladığı anlamına mı gelir? Kuran'da sübyan evliliğini açıkça yasaklayan ayetler var mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 61
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

BUNU OKU

TALAK 4.ayet

Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla,(1) henüz âdet görmeyenler (2 veya 3) hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların (4) bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.

Boşanma ve burada ortaya çıkan duruma göre evlenme çağı ile ilgili ipucunu iki kısımda anlatacağım.

KISIM 1

Burada problemin, ““henüz”” kelimesinin yanlış ilgilendirilmesinden kaynaklandığını görürüz. Bu ayette geçen ““henüz”” kelimesi, boşanma anı ile ilgilidir. Çünkü ayet, boşanma ayetidir ve “henüz”le kastedilen boşanma anıdır.

Ama ““henüz”” kelimesini ayetin boşanma ayeti olduğu göz ardı edilerek küçük kızlarla ilgilendirirsek, normal kadınları ayetin dışına atmış oluruzki, adetten kesilen ve hamile olduğu belli olan kadınlar dışında, normal kadınların boşanmasının anlatılmamasını kabul etmiş oluruz.

Halbuki, boşanmanın konusunu diğer kadınlardan daha çok bu kadınlar oluştururlarki, ayetinde bunları atlaması mümkün değildir. İşte bu mümkün olmadığından, “henüz” kelimesi boşanma anını gösterir ve “henüz” yani boşanma anında adet görmemiş (hamile olma ihtimali olan) kadınlar için 3 ay beklenmesi istenir.

Gerçektende, diyelimki boşanmaya karar verildi ve kadının hamile olup olmadığı bilinmiyor. “henüz” yani boşanma anında kadının adet görmüş olduğu bilinse hamile olmadığına karar verilebilir ve 3 ay beklemeye gerek kalmaz.

Aynı şekilde, “henüz” yani boşanma anında kadın adet görmemişse hamile olabileceği düşünülerek 3 ay beklenmeli ve bu süre sonunda hamile olup olmadığı anlaşılacağından ona göre boşanmaya hükmedilmelidir.

Şimdi burada “henüz” ile küçük kızların kastedilmeyip, boşanma anının kastedildiğini bildiğimizde, “henüz”ün yanında; sadece adet görmeyenlerin kaldığını, yani küçük kızların devre dışı kaldığını ve onların boşanmasından bahsedilmediği görülmektedir.

Zaten, evlenme ile ilgili olgunluk şartını da hatırlayınca ( nisa-6.ayet), o ayetinde burada boşanma ile ilgili küçük kızların kastedilmediğini desteklediğini görürüz. Talak 4. ayetinde; Küçük kızların boşanmasından bahsedilmemekte, diğer bir anlatımla, boşanmada küçük kızlar yer almamakta olduğundan, kuranda; bunların evlenmelerininde düzenlenmediğini, evlenmelerinin istenmediğini görmüş oluruz. Yine bu ayetinde nisa-6.ayeti desteklediği açıkça ortadadır.

KISIM 2

Bu anlatılanlar kuranda; sübyanla evlilik olamayacağını kısaca kanıtlamaktaysa da hala anlayamayanlar için 2. kısımı yazmaya çalıştığımı söylemeliyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BUNU OKU

Şimdi iddilarınıza hazine sanarak sarıldığınız ayet bakın size yanlışınızı nasıl gösteriyor.

NİSA-127

Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor.” Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, (1) zavallı çocuklara (2) ve yetimlere (3) âdil davranmanıza (4) dair, size okunmakta olan âyetler de (5) bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

Bu ayette 3 ayrı kişi ele alınmakta ve onlara haksızlık yapılmamasının, adil davranılmasının gerekliliğinin kuran ayetleri ile anlatıldığı söylenir.

Şimdi ayeti en iyi şekilde anlamak için adım adım gidelim:

1- "...Kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras)ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara,..." denilerek başlanmıştır.

Burada, kısa bir açıklama yapıp bu kısma döneyim.

Her yerde olduğu gibi islam olan bölgelerde de babasını kaybeden yetimler (erkek-kız) olmaktadır.

İşte islam olan yerlerde; bu yetimler, (varsa yakını olan) bir tecrübeli erkek tarafından gözetilir, korunup, eğitilip, büyütülürler. Evlenme çağına gelene kadarda olgunlaşıp olgunlaşmadıkları konusunda denenirler. (nisa-6) Bu işleri yükümlenen kimse yetimlerin velisi olur.

İslama göre; Veli olan varlıklı biri ise yetimleri, bunlara kalan mirasa dokunmadan kendi imkanlarından finanse ederek büyütmesi gerekir. Fakir ise yetimler için yaptıkları harcamaları yetimlerin mirasından karşılayarak aynısını yapması gerekir.

Olması gereken yukarıdaki durumlara bazen uymayanlar ve yetimlerin malları üstüne konmak isteyen uyanıklar çıkabilmektedir.

İşte bu kimseler, yetimlere mallarını doğrudan vermese hemen islami yönetim tepesine binerek çeşitli yaptırımlarla birlikte yetimlere mirasın transferini sağlayacaktır. Ancak, bu uyanıklar bu durumdan da kurtulma için yetimlere mirası vermemenin yolu, çözümü olarak onlarla evlenmeyi keşfederler.

İşte ayetin (1) ile işaretlediğim kısmındaki yazı bu duruma işaret etmektedir. Yani bu durumda olan birinci kişi tespit edilmektedir.

Uyanık veli, miras vermek istemediği ama açıktanda yapamadığı durum için yetim kızla, miras vermemek için evlenmek ister... Kısaca 1. kişi miras verilmeden (vermemek için) evlenilen yetim kızdır.

Burada, miras ve evlenme bu kişi ile sınırlı kalmakta, bitmektedir. Bundan sonraki kişilerin miras yada evlenmekle ilgileri yoktur. Onlar hepimizin tahmin edeceği normal durumda bulunan kimselerdir.

2- "..., zavallı çocuklara..."

Burada 2. kişi; (miras ve evlenmeyle ilgisi olmayan) fakir, düşkün, gariban vb. şekilde isimlendirebileceğimiz kız/erkek çocuklarıdır.

3- "...ve yetimlere..."

Burada 3. kişi ise (miras ve evlenmeyle ilgisi olmayan) yetim kalan kız/erkek çocuklardır.

Şimdi buraya kadar olan anlatımı toparlayacak olursak; ilkinde miras vermemek için evlenilmek istenen kız çocuğu, ikincisinde herhangi bir kız yada erkek gariban çocuk, üçüncüsünde ise herhangi bir kız yada erkek yetim vardır.

İŞTE KADINLAR HAKKINDA FETVA VERİLMESİ İSTENİNCE PEYGAMBER FETVA VERMİYOR VE FETVANIN (YUKARIDAKİ KİMSELER ÖRNEKLENDİRİLEREK) ALLAH TARAFINDAN AYETLERLE VERİLDİĞİ ANLATILIYOR.

BU ÖRNEKLERLEDE NEREDE VE NASIL AÇIKLADIĞINA DELİL GETİRİLİYOR.

Yani, kadınlar için fetva yerine ayetlerden anlatım gören insanların ikna olması için; "bakın, şu kimselere adil davranılması istenen ayetler vardı ya, işte o ayetlerde kadınlarla ilgili bilgiler yer alıyor deniliyor.

Başka fetva istemeyin, beklemeyin deniyor....

Sanırım anlaşılır olmuştur.

Not: Kadınlarla ilgili ayetlerde (nisa suresinin çoğu, ahzab 50, talak 4 vb.) ayetlerdir. Peygamber fetvası yerine kadınlarla ilgili hükümler ve kararlar için bu ayetlere bakılması gerekir.

tarihinde pharmacist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

BUNU OKU

Ayette henüz kelimesi filan yoktur.

Lem yahıyd hiç adet görmeyen demektir.

Ayet-adetten kesilmiş-(menopoz),hamile ve hiç adet görmemiş kadınlardan bahseder.

Adetten kaynaklı bekleme süresi diğer sürelerde belliydi bu ayette adet düzeni olmayan kadınlar sıralanmış.

tarihinde herakles79 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sübyancılık haram (yasak) ise Allah neden haram (yasak) evliliklerden bahsederken sübyan evliliğinden bahsetmemiş. Yoksa unutmuş mu?

"Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir."

"Harpte elinize geçmiş kadınlar hariç olmak üzere, nikâhlı kadınlarla evlenmeniz de haram kılınmıştır. Bu, üzerinize Allah'ın yazdığıdır. Bunlar dışındakileri, mallarınızı vererek almanız; şunu bunu dost tutmayarak iffetli yaşamanız, zina etmemeniz şartıyla size helal kılınmıştır. Kendilerinden nimetlendiğiniz kadınların mehirlerini onlara bir hak olarak verin. Mehir kesişmeden sonra karşılıklı hoşnutluğa bağlı hallerde üzerinize günah yoktur. Allah, her şeyi bilir, tüm hikmetlerin sahibidir."

Bırakın yasaklamayı izin bile veriyor!!!!!

tarihinde kullanıcı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayette henüz kelimesi filan yoktur.

Lem yahıyd hiç adet görmeyen demektir.

Ayet-adetten kesilmiş-(menopoz),hamile ve hiç adet görmemiş kadınlardan bahseder.

Adetten kaynaklı bekleme süresi diğer sürelerde belliydi bu ayette adet düzeni olmayan kadınlar sıralanmış.

Normal kadınlar nerde?

onların boşanma şekli ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'da sübyancılık yok diyenler okusun:

Mevdudi, Tefhimu’l Kuran, Talâk/4 (oku)

Büluğa ermediği için hayız görmeyen veya bazı nedenlerle geç hayız gören ya da çok büyük bir istisna olup da hiç hayız görmeyen kadınlar, hayızdan kesilmiş kadınlar gibi talaktan sonra 3 ay iddet beklerler.

Kur’an’ın bu açıklamasına göre burada “Mudhale” (kocasıyla gerdeğe girmiş) bir kadının sözkonusu olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü eğer mübaşeret olmasaydı iddet sözkonusu olmazdı. (Bkz. Ahzab: 49) Bu yüzden henüz hayız görmeye başlamamış kızların iddetinin beyan edilmesinden anlaşıldığına göre bu yaştaki kızlarla evlenmek ve kocalarının kendileriyle cinsel ilişkide bulunması caizdir. Dolayısıyla Kur’an’ın caiz gördüğü bir davranışı hiçbir Müslüman’ın yasaklamaya hakkı yoktur.Taberi, Taberi Tefsiri, Talâk/4 (oku)

Âyet-i kerimede “Hiç adet görmeyenler de böyledir.” buyurulmaktadır. Bundan maksat küçük yaşta evlenen ve zifafa girdikten sonra boşanan kadınlardır. Bunlar adet görmedikleri için iddetleri aylarla ölçülür; bu da 3 aydır. Nitekim Süddi, Katade ve Dehhak bu kısmı aynı şekilde izah etmişlerdir.

İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 17/437-438.

“Asla ay hali olmayanlar” ile kastedilen küçük yaştakilerdir. Bunların da iddetleri üç aydır. Buna göre haber hazfedilmiştir. Bu durumdakinin iddetinin ay hesabı ile yapılmasının sebebi bunda adetin olmayışıdır.

Ömer Nasuhi Bilmen, Kuran Tefsiri, Talâk/4′ (oku)

Ve o kadınlar ki altmış veya elli beş yaşında oldukları için hayzdan kesilmişler veya pek genç oldukları için henüz hayz görmeğe başlamamışlardır. Eğer bunların boşandıkları vakit iddetleri hususunda şüpheye düşmüş iseniz biliniz ki onların iddetleri 3 aydır. Bu kadar müddet bekleyince kendilerini boşamış olan kocaları ile bağları tamam kesilmiş olur; artık başkaları ile evlenebilirler.

Seyyid Kutub, Fizilal’il Kuran, Talâk/4-5 (oku)

Boşanma sonrası bekleme döneminin süresine ilişkin bu sınırlandırma hayız görmeyen, bir de hamile olmayan kadınlar içindir. Hayız görmeme durumu hem hayızdan kesilmiş kocamış kadınlar hem de yaşının küçüklüğünden veya bir hastalıktan dolayı henüz hayız görmeyen kadınları kapsıyor.

İbn Kesir Tefsiri, Talâk/4

Henüz âdet yaşına erişmemiş olan küçük kızların da âdetten kesilmiş hanımlar gibi üç ay iddet bekleyeceklerini bildiriyor.

Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Talâk/4

“Bunların iddetleri 3 aydır..” ayeti nazil olunca da birisi ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Resulü.. Peki hayız görmeyecek derecede küçük olanların iddeti ne kadardır?” deyince “Henüz adetini görmemiş bulunanlar…” ayeti nazil oldu.. Ki bu, “Bunlar da hayızdan kesilmiş yaşlı kadınlar gibi olup iddetleri 3 aydır.” demektir.

Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazi, Furkan Tefsiri, İlim Yayınları, Talâk/4

Yaşı küçük olduğundan ötürü hayız görmemekte olan kadınlara gelince bunların da iddetleri aynı şekilde 3 aydır.

Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları, Talâk/4 (oku)

Henüz bulûğ çağına gelmemiş olanların iddeti de hayız çağını geçmiş olanlar gibi 3 aydır.

Ebül-Leys Semerkandi, Tefsirü’l-Kur’an, Talâk/4 (oku)

Sizden birisi âdetten kesilmiş bir kadın alır da iddetinde şüphe ederse onun bekleme müddeti 3 aydır. Bunu işiten bir sahabi ise şöyle sordu: “Ya Rasulallah! Balığa olmamış bir kızın iddeti ne kadardır?” demesiyle de âyetin devamı geldi. Onlar da âdetten kesilmiş kadınlar gibi 3 ay bekler.

Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t Tefasir (Ensar Neşriyat), Talâk/4

Aynı şekilde küçüklüğünden dolayı hayız görmeyenlerin iddeti de 3 aydır.

Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini – Kuran Dili, Talâk/4 (oku)

Bunlar gerek 17 yaşından küçük olup henüz büluğa ermemiş olduklarından dolayı hayız görmemiş olanları ve gerek büluğ yaşının en üst sınırı olan 17 yaşını geçmiş, binaenaleyh yaş itibariyle büluğa ermiş oldukları halde âdet görmeyenleri kapsamaktadır.

Ali Küçük, Besairu’l Kuran, Adım Yayınevi, Talâk/4

Yaşlılıklarından dolayı hayızdan kesilmiş, hayızdan ümidi kesilmiş, hayız görme dönemi bitmiş ve henüz hayız görmemiş, hayız görecek yaşa gelmemiş kadınların iddetleri hususunda bir şüpheye düşerseniz bilesiniz ki onların iddetleri 3 aydır.

Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kuran Tefsiri (Anadolu Yayınları), Talâk/4

Ubey b. Kâb (R.A.), Peygamber Efendimize: «Ya Resûlallah! Kadınların iddetiyle ilgili ayet inince Medineli bazı kişiler “Ayhalinden ümidi kesilenle henüz ayhali olmayan kadınların ve bir de hamile kadınların iddeti hakkında Kur’ân’da bir açıklama ve hüküm yoktur!” diyorlar. Bu hususta ne buyurursunuz?» diye sorunca ilgili âyetler indi.(…) Yaşı küçük olduğundan henüz ayhali görmüyorsa o da boşandıktan sonra 3 ay bekler.

Konyalı Mehmed Vehbi, Büyük Kuran Tefsiri (Üçdal Neşriyat), Talâk/4′ün tefsiri (oku)

Yani elli-ellibeş yaşını tecavüz etmekle (geçmekle) hayızdan ve çocuktan ümidi kesilmiş me’yus ve yaşlı olan kadınlara ve henüz sinn-i rüşde baliğ olmamış sabiyye olanlara talâk verip de iddetinde şekkederseniz onların iddetleri eğer talâk ayın bidâyesine tesadüf ederse o ayın ibtidası ve ayın ortasına tesadüf ederse gün hesabiyle 3 aydır.

Görüldüğü gibi farklı asırlarda yaşamış, farklı milletlere, mezheplere, kültürlere ait, kimisi ilk Kuran müfessirlerinden olan kimisi çağımızda yaşayan, içlerinde Türkiye Cumhuriyeti’nde Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olanın da bulunduğu bunca tefsir alimi Talâk/4′ün henüz küçük olduğundan dolayı âdet görmeyen kızları da kapsadığında hemfikirler.

Sonuç olarak Kuran hariç hiçbir kaynak kabul etmeyip ayetin sadece lafzına da baksak, ayetle ilgili rivayet edilen hadisleri de incelesek, alimlerin görüşlerini de alsak sonuç aynı: Talâk/4 henüz küçük olduğu için hayız görmeyen kızların boşanma durumunu da düzenliyor.

Kaynak: http://www.islamiyasam.com/modules/Evlilik_ve_Aile_Hayati/12.htm

tarihinde TheQuestioningman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kurana göre zinanın cezası 100 değnektir.

Peki sübyancılığın cezası nedir? Sübyancılık zinadan daha hafif bir günah mı? Ya da sübyancılık günah mıdır kurana göre?

Astıgm iletileri okursanız cevabı orda...Birde kuranda olgunluk sart ayeti vs hepsını bir bütün olarak degerlendırdıgınzde görmüş olacaksınz....

Kac gündür bende bu konuya yoğunlaştım...Sonuc olarak anlaşılmıyacak birşey kalmadı..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Astıgm iletileri okursanız cevabı orda...Birde kuranda olgunluk sart ayeti vs hepsını bir bütün olarak degerlendırdıgınzde görmüş olacaksınz....

Kac gündür bende bu konuya yoğunlaştım...Sonuc olarak anlaşılmıyacak birşey kalmadı..

Sübyancılığın cezası nedir? Soru çok mu zor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

6500 kere cevap verdik, 600 tane ayrı başlık var... Boşuna bir başlık daha açmışsın...

doğrucu ben baktım daha mesaj sayın 2574mü ne

bu durumda 6500 kere cevap vermiş olmuyorsun. Ama 600 tane ayrı başlık vardır inanırım

her gün yenisi açılıyor çünkü

pedofoli varmı-pedofoli yokmu-sübyancılık varmı-sübyancılık yokmu-kuranda varmı-kuranda yokmu-muhammed pedofolimi-değilmi-haydaa neden değil-aslında olmalı-bence pedofoli-hayır kadreşim nerden çıkardınız-ayet var-ayet varmı-ayet yokmu-nasıl olmaz kardeşim var işte-ya bırak allasen-hayret bişi yaa-.............................

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...