Jump to content

aorskaya hadisleri hazmedemiyor peki şu ayeti?


Recommended Posts

Suçu tespit etmek için toplum muhakemesi gerekli, cezayı kimin uygulaması gerektiği için değil. Burada günümüz uygulamasından bahsetmiyoruz, 7 yy. arap toplumundan bahsediyoruz. Suç sabit olduktan sonra cezayı ister kişi bizzat kendi uygular, isterse toplum uygular.

Biz yine ayete dönelim: "Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün?" Musa, akıl hocasının bir çocuğu öldürmesine değil, suçsuz bir çocuğu öldürmesine itiraz ediyor. Senin dediğin gibi olsaydı, Musa,"o çocuk suçlu bile olsa senin onu öldürmeye hakkın yok, önce mahkemede yargılanmalı, eğer suçluysa o zaman öldürülmeli" derdi. Ama ne diyor, "bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün?"

1- Ben ne günümüz uygulamsından ne de senin gibi 7. asır tolumlarından bahsetmiyorum. Sen hala toplumlardan bahsediyorsun? Konu kuran ne diyor? Sen şimdi de kuranı bırakıp, insan pratiklerinden bahsediyorsun.

Kuranda, toplumun (mahkemenin) ceza uygulaması varmış değilmi? Kuran eksik değilmiş değilmi?

2- Ayete yine neden döndüğünü yazmayınca ayeti neden yazıyorsunki? Tekrar sormak istediğin nedir, niçin yazamadın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 584
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1- Ben ne günümüz uygulamsından ne de senin gibi 7. asır tolumlarından bahsetmiyorum. Sen hala toplumlardan bahsediyorsun? Konu kuran ne diyor? Sen şimdi de kuranı bırakıp, insan pratiklerinden bahsediyorsun.

Kuranda, toplumun (mahkemenin) ceza uygulaması varmış değilmi? Kuran eksik değilmiş değilmi?

Kuran'ın neresi tamam ki? Toplumunda ceza uygulaması vardır, şahıslarında. İsra/33'de ne diyor: Velisine yetki vermişizdir diyor, yetki ne demek? Veliye verilen bir hak. Adam kendine verilen yetkiyi ister kendi kullanır, isterse başkasına veya topluma devreder. Olayı bir de senaryo ile anlatayım, daha açık olsun. Birisi geldi, adamın kardeşini gözleri önünde öldürdü, adam da tuttu kardeşini öldüreni orada öldürüverdi. Yanında da bir sürü tanık var olaya. Şimdi bu adama ceza verebilir misin Kuran hükmüne göre? Kuran adama vermiş yetkiyi, o da kullanmış. Var mı İsra/33 ayetine aykırı bir durum?

Biz yine ayete dönelim: "Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün?" Musa, akıl hocasının bir çocuğu öldürmesine değil, suçsuz bir çocuğu öldürmesine itiraz ediyor. Senin dediğin gibi olsaydı, Musa,"o çocuk suçlu bile olsa senin onu öldürmeye hakkın yok, önce mahkemede yargılanmalı, eğer suçluysa o zaman öldürülmeli" derdi. Ama ne diyor, "bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün?"

2- Ayete yine neden döndüğünü yazmayınca ayeti neden yazıyorsunki? Tekrar

sormak istediğin nedir, niçin yazamadın?

Ayete neden döndüğüm ayeti yazdıktan sonra yazdıklarımda var.

Aklıma gelmişken şunu da ilave edeyim. Bu Musa peygamberdi, di mi? Ne kişiliksiz, korkak, vicdansız, ve sünepe bir peygamber bu? Herifin birlikte seyahat ettiği kişi suçsuz bir çocuğu öldürüyor, Musa'da cılız bir itiraz var sadece. Adam höt dedi mi hemen çenesini kapatıp, bir katilin peşinden gitmeye devam ediyor. Suçsuz bir çocuğun öldürülmesi ne demek be? Ben olsam daha herif çocuğu öldürmeye teşebbüs etmeden gırtlağına sarılırım, ne ne yapıyorsun diye? Hadi onu yapamadı, daha ne diye adamın peşinden gitmeye devam ediyor, git adamı şikayet et bari. Peygamberi böyle olan tanrının kendisi nasıl olur acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuran'ın neresi tamam ki? Toplumunda ceza uygulaması vardır, şahıslarında. İsra/33'de ne diyor: Velisine yetki vermişizdir diyor, yetki ne demek? Veliye verilen bir hak. Adam kendine verilen yetkiyi ister kendi kullanır, isterse başkasına veya topluma devreder. Olayı bir de senaryo ile anlatayım, daha açık olsun. Birisi geldi, adamın kardeşini gözleri önünde öldürdü, adam da tuttu kardeşini öldüreni orada öldürüverdi. Yanında da bir sürü tanık var olaya. Şimdi bu adama ceza verebilir misin Kuran hükmüne göre? Kuran adama vermiş yetkiyi, o da kullanmış. Var mı İsra/33 ayetine aykırı bir durum?

Bak searcher,

Eminimki sen bundan daha fazla anlayabilecek birisin. Ama inadına kafandakini terketmek istemediğinden, kendini başka anlamalara kilitliyorsun.

Birinin velisine yetki verilmesi, velinin o cezayı bizzat vermesini sağlamak değildir. Veliye, ölen yakınının katilinin, cezalandırılmasını yada af edilmesini belirleme, isteme yetkisi verilmesidir. Yine veliye; "katıl af edildikten yada infaz edildikten sonra katilin yakınlarına, geride kalanlarına hasımlık yapılmamasını emreder.

İslamda cezaların mahkeme tarafından infaz edilmesi bir başka nedeni daha vardır. Ne kadar haklı sebeple olursa olsun, birinin cezası başka biri tarafından infaz edilirse, infaz edilenin yakınları bunu gurur, onur, kan davası haline getirebiliceğinden, infaz mahkemece yapılır. Bu durumda infaz edilenin yakınları istesede karşısında bu eylemlere muhatap olacak kimseyi değil mahkemeyi bulacaktır. Ayrıca mahkeme işin içinde olduğundan vicdanlar daha kolay kabul edecektir sonucu ve olay bu noktada sonlanacaktır.

Şahıslar kendisi adaleti sağlamaya çalışırsa, kan davaları, intikamlar kaçınılmaz olarak artar ve toplumsal yaşam tehlikeye girere, kaos yaşanır.

Şimdi anlamış olmanı umut ediyorum.

Ayete neden döndüğüm ayeti yazdıktan sonra yazdıklarımda var.

Aklıma gelmişken şunu da ilave edeyim. Bu Musa peygamberdi, di mi? Ne kişiliksiz, korkak, vicdansız, ve sünepe bir peygamber bu? Herifin birlikte seyahat ettiği kişi suçsuz bir çocuğu öldürüyor, Musa'da cılız bir itiraz var sadece. Adam höt dedi mi hemen çenesini kapatıp, bir katilin peşinden gitmeye devam ediyor. Suçsuz bir çocuğun öldürülmesi ne demek be? Ben olsam daha herif çocuğu öldürmeye teşebbüs etmeden gırtlağına sarılırım, ne ne yapıyorsun diye? Hadi onu yapamadı, daha ne diye adamın peşinden gitmeye devam ediyor, git adamı şikayet et bari. Peygamberi böyle olan tanrının kendisi nasıl olur acaba?

Sen yine bu ayette mahkeme arama yanlışına düşmüşsün. Sana bu ayette mahkemeden bahseden olmadıki, mahkemeler genel olarak belirlenir. Her ayette deli gibi mahkemeden bahsedilmez. Bu ayetle ilgili olarak da nefsi müdafa örneğini vererek konuyu açıklamıştım. Sen nerede nefsi müdafa dediğinde ise arkadaşınla senin başına gelenleri örnekleyerek anlatmıştım.

Yeniden kısaca Musa ve bilge adam kıssasını hatırlayalım.

Musa adama tabiki neden öldürdün, mahkeme vardı, mahkeme öldürmeliydi demeyecek. Çünkü musa, yanındaki adamla birlikte hiç tanımadıklarını sandığı bir adamla karşılaşıyor ve yanındaki adam hemen onu öldürüyor. Musa şaşkın... Bir cinayet var ona göre...Musa sorguluyor, çünkü yanındaki adam böyle bir şey yapabilecek adam değildir musa'ya göre. Musa düşünüyor, ya bu adama saldırmadı, canına kastetmedi, o zaman bunu neden öldürdü? Anlamaya çalışıyor sorunu ve adama bu nedenle; "ya cana karşılık olmadan, yani canın tehlikeye girmeden, nefsi müdafa bile yapmana gerek olmayan bir durumda sen neden adamı öldürdün?" diyor.

Dikkat et, ayeti düzgün ve adım adım anlamaya çalış. Zaten olup biten bir cinayet var musaya göre ve musa bunu kabul edemiyor, çünkü saldırı karşılığı, yani nefsi müdahale karşılığı öldürme yok. O zman Musanın sorusu mantıklı oluyor ve nefsi müdafa sorgulamsı ortaya çıkıyor.

Eğer ayette, musanın tanık olduğu ve her detayını bildiğini sandığı, bilmediği sebep olmadığını sandığı öldürme olmadan sohbet yada tartışma şeklinde konuşmalar olsaydı, nefsi müdafaya itirazlarınızı anlayabilirdim. Ama burada hayır, nefsi müdafa anlatımıda var...

Sen arkadaşınla bilmediğinizi sandığın kişilerin bulunduğu bir yere gitsen, kapıdan girer girmez de arkadaşın yallah deyince birini öldürse, sen de musayla aynı şekilde sorgulamazmısın? Aynısını hepimiz yaparız.

- olum sen manyakmısın, suçsuz adamı neden öldürdün? sana saldırdıda kendimi korudun sanki? neden öldürdün ha?

- ya sus biraz. senin bilmediğin hususlar var. şimdi saldırdığı için öldürmedim. Daha önce bana .... yapmıştı. Bende onun için öldürdüm.

- ha öylemi, bak bu kısmı bilmiyordum. Ben de kendine saldırılmadan birini öldürecek kimse olarak görmediğimden seni bunları söyledim. Demekki benim bilmediğim şeyler varmış...

İşte bu örneklerle de nefsi müdafanında dahil olduğu "sizin şer sandığınız olayda hayır olabilir." mesajı bu ayetle verilmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allahın odunu Aklın yetmiyorsa cevap verme..

15 gündür namaz diyorsun tek satır yok..herkes okumuyor mu sanıyorsun..

cevap yok laf kalabalığı..

Matematik hatasını gösteriyoru..

MATEMATİĞE BİLE LAFLA CEVAP VERİYORSUNUZ..

mirastaki çelişkinide asarım ben merak etme..

Tek Cevabınız olamaz zaten..insanlar okusun diye yazıyoruz..

Sizin işiniz Atom bombasının iyi olduğunu anlatmaktan bile zor..anlatabilirmisin ancak kendini kandırırsın..

namazın ne olacağı anlatılmayan bir kitapla insanları ve kendinizi kandırırsınız..

MİRAS KONUSUNDAKİ TUTARSIZLIKLAR

Kur’an’a göre miras paylaşımında vasiyetin geçerli olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bakara-180. Sizden birisine ölüm yaklaştığında, eğer ardında mal bırakacaksa, vasiyet etmek farz kılındı. Bu vasiyetin anne ve baba ile akrabaya uygun şekilde yapılması gerekir. Bu, takvâ sahipleri üzerine bir borçtur.

Bu ayete göre vasiyetin farz olduğunu ve bir Müslüman öldüğünde bıraktığı vasiyetin geçerli olduğunu düşünüyorsanız aldanırsınız. Ne vasiyet ederseniz edin hükmü yoktur. Miras paylaşımı aşağıdaki ayetlere göre yapılır:

Nisa/ 11-12. Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır…. (diye devam ediyor)

Bir surede vasiyet iniz geçerli mirasınızı istediğiniz gibi dağıtın diyor.Diğer bir surede mirasınızı benim size söylediğim şekilde dağıtacaksınız diyor..Böyle bir hatayı Allah yapmayacağına göre kuran Allahın kitabı olabilir mi?

NİSA SURESİ-7-Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Allah, bırakılanın azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir.

NİSA SURESİ-11-Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder.

Aynı surede bu peşpeşe ayete bakarmısınız.

İkiside Ana baba ve çocuk arasında ki miras emrini içeriyor.

Birinde Ana Baba dan çocukların alacağı diyor.

Diğerinde Çocukların Ana Baba dan alacağı miras diyor.

Fakat ikisinde Alınacak oran farklı.Birinde erkekle kadın eşit pay alır diyor.Diğerinde kadın yarım alır.

Kuran diyenler Namaz kılmayı bıraktılarmı?

Kuranda göremedik hala namazın hangi vakitlerde..kaç rekat ve nasıl kılınacağı ayetlerini..

Allah muhammede helal ettiği karıları yazcağına bunu yazsaydı olmazmıydı?

tarihinde abdullahabdal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bak searcher,

Eminimki sen bundan daha fazla anlayabilecek birisin. Ama inadına kafandakini terketmek istemediğinden, kendini başka anlamalara kilitliyorsun.

Birinin velisine yetki verilmesi, velinin o cezayı bizzat vermesini sağlamak değildir. Veliye, ölen yakınının katilinin, cezalandırılmasını yada af edilmesini belirleme, isteme yetkisi verilmesidir. Yine veliye; "katıl af edildikten yada infaz edildikten sonra katilin yakınlarına, geride kalanlarına hasımlık yapılmamasını emreder.

İslamda cezaların mahkeme tarafından infaz edilmesi bir başka nedeni daha vardır. Ne kadar haklı sebeple olursa olsun, birinin cezası başka biri tarafından infaz edilirse, infaz edilenin yakınları bunu gurur, onur, kan davası haline getirebiliceğinden, infaz mahkemece yapılır. Bu durumda infaz edilenin yakınları istesede karşısında bu eylemlere muhatap olacak kimseyi değil mahkemeyi bulacaktır. Ayrıca mahkeme işin içinde olduğundan vicdanlar daha kolay kabul edecektir sonucu ve olay bu noktada sonlanacaktır.

Şahıslar kendisi adaleti sağlamaya çalışırsa, kan davaları, intikamlar kaçınılmaz olarak artar ve toplumsal yaşam tehlikeye girere, kaos yaşanır.

Şimdi anlamış olmanı umut ediyorum.

Senin bu söylediklerinin hiçbirisi Kuran'da yok. Sana günümüz hukuku tarafından verilen "bir yargılama olmalı" anlayışı ile ayeti değerlendiriyorsun hep. Ayette veya Kuran'ın başka yerinde senin değindiğin ayrıntıların hiçbirisi yok, Allah bile senin kadar düşünememiş.

İsra/33:Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. Ayette direk velisine yetki verdik diyor, topluma değil, ama o da gidip sadece suçluyu öldürsün, azgınlık edip de adamın bütün sülalesini doğramasın diyor.

Sen yine bu ayette mahkeme arama yanlışına düşmüşsün. Sana bu ayette mahkemeden

bahseden olmadıki, mahkemeler genel olarak belirlenir. Her ayette deli gibi

mahkemeden bahsedilmez. Bu ayetle ilgili olarak da nefsi müdafa örneğini vererek

konuyu açıklamıştım. Sen nerede nefsi müdafa dediğinde ise arkadaşınla senin

başına gelenleri örnekleyerek anlatmıştım.

Yeniden kısaca Musa ve bilge

adam kıssasını hatırlayalım.

Musa adama tabiki neden öldürdün, mahkeme

vardı, mahkeme öldürmeliydi demeyecek. Çünkü musa, yanındaki adamla birlikte hiç

tanımadıklarını sandığı bir adamla karşılaşıyor ve yanındaki adam hemen onu

öldürüyor. Musa şaşkın... Bir cinayet var ona göre...Musa sorguluyor, çünkü

yanındaki adam böyle bir şey yapabilecek adam değildir musa'ya göre. Musa

düşünüyor, ya bu adama saldırmadı, canına kastetmedi, o zaman bunu neden

öldürdü? Anlamaya çalışıyor sorunu ve adama bu nedenle; "ya cana karşılık

olmadan, yani canın tehlikeye girmeden, nefsi müdafa bile yapmana gerek olmayan

bir durumda sen neden adamı öldürdün?" diyor.

Dikkat et, ayeti düzgün ve

adım adım anlamaya çalış. Zaten olup biten bir cinayet var musaya göre ve musa

bunu kabul edemiyor, çünkü saldırı karşılığı, yani nefsi müdahale karşılığı

öldürme yok. O zman Musanın sorusu mantıklı oluyor ve nefsi müdafa sorgulamsı

ortaya çıkıyor.

Eğer ayette, musanın tanık olduğu ve her detayını

bildiğini sandığı, bilmediği sebep olmadığını sandığı öldürme olmadan sohbet

yada tartışma şeklinde konuşmalar olsaydı, nefsi müdafaya itirazlarınızı

anlayabilirdim. Ama burada hayır, nefsi müdafa anlatımıda var...

Aklıma gelmişken şunu da ilave edeyim. Bu Musa peygamberdi, di mi? Ne kişiliksiz, korkak, vicdansız, ve sünepe bir peygamber bu? Herifin birlikte seyahat ettiği kişi suçsuz bir çocuğu öldürüyor, Musa'da cılız bir itiraz var sadece. Adam höt dedi mi hemen çenesini kapatıp, bir katilin peşinden gitmeye devam ediyor. Suçsuz bir çocuğun öldürülmesi ne demek be? Ben olsam daha herif çocuğu öldürmeye teşebbüs etmeden gırtlağına sarılırım, ne ne yapıyorsun diye? Hadi onu yapamadı, daha ne diye adamın peşinden gitmeye devam ediyor, git adamı şikayet et bari. Peygamberi böyle olan tanrının kendisi nasıl olur acaba?

Musa'yı savunmak için bir sürü yazmışsın ama hiçbirşeyi açıklamadan. Adam suçsuz bir çocuğu Musa'nın gözü önünde öldürüyor, Musa'dan sadece cılız bir itiraz var o kadar. Adam "Sen sus." deyince sus pus olup adamı takip etmeye devam ediyor. Hem öldürülen bir çocuk yahu, bir çocuk öldürülecek ne suç işlemiş olabilir? Adam bilmem kaç gün sonra açıklama yapıyor, açıklamasına hiç girmeyeyim. O başka bir yüz karası. O birkaç gün boyunca Musa, bir katille dolaşmaya devam ediyor, hem de elinde hiç bir açıklama olmadan.

Sen

arkadaşınla bilmediğinizi sandığın kişilerin bulunduğu bir yere gitsen,

kapıdan

girer girmez de arkadaşın yallah deyince birini öldürse, sen de

musayla aynı

şekilde sorgulamazmısın? Aynısını hepimiz yaparız.

-

olum sen

manyakmısın, suçsuz adamı neden öldürdün? sana saldırdıda kendimi korudun sanki?

neden öldürdün ha?

- ya sus biraz. senin bilmediğin

hususlar var. şimdi

saldırdığı için öldürmedim. Daha önce bana ....

yapmıştı. Bende onun için

öldürdüm.

- ha öylemi, bak bu kısmı

bilmiyordum. Ben de kendine saldırılmadan

birini öldürecek kimse olarak

görmediğimden seni bunları söyledim. Demekki benim

bilmediğim şeyler

varmış...

İşte bu örneklerle de nefsi müdafanında dahil

olduğu "sizin

şer sandığınız olayda hayır olabilir." mesajı bu ayetle

verilmektedir.

Şu verdiğin şu örnek hiç Musa ile akıl hocasının olayına uyuyor mu? Çocuğu durup dururken gırtlaklayan bilge adam dediğin katil, Musa'ya hiçbir açıklama yapıyor mu olaydan sonra? Senin verdiğin örneğin diğer bir sakat tarafı olayı hep katil açısından ele alıp, onun açıklamasını yeterli görmen, madalyonun diğer yüzüne hiç bakmaman. Nereden biliyorsun katilin doğru söylediğini?

Gerçi ben sana ne söylesem söyleyeyim, sen asla bu olaydaki çarpıklığı göremezsin. Çünkü sen doğarken Kuran ne derse doğrudur mantığı ile programlanmışsın. Senin için sonuç bellidiri eldeki verileri de daima o sonuca uydurmaya çalışırsın, bense eldeki verilere bakar, oradan sonuca ulaşırım. O yüzden ben Musa'nın yoldaşının bir çocuğu öldürmesini, Musa'nın da buna cılız bir itirazdan başka itiraz etmemesini insanlık dışı büyük bir suç olarak görürüm, sen ise bunu görmezden gelip mazeret üretmeye çalışırsın. Oysa bir çocuğun öldürülmesinin hiçbir mazereti yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...