Jump to content

TANRI veya YANILGISI


Recommended Posts

anlatabilirsin ama anlatmıyorsun yani. ilginç

Eğer bir şeyin tasarım olduğunu kabul ediyorsan, seni buna götüren bazı ipuçları olmalı.

Bir ev bir tasarımdır. Ancak bir mağara tasarım mıdır?

Eğer insan genomunun büyük parçası, hiçbir işe yaramayan genlerle dolu ise bu bir tasarım olamaz. Bunun yanında milyarlarca yıl içindeki evrim içinde, bu genlere virus DNA ları da ekleniyorsa. Ve sana kötü bir haber, DNAmıza eklenen bu virus DNAları bizlerin şempanzelerle ortak atadan geldiğimizi trilyonda bir hata ile kanıtlıyor. Belki daha az hata payı ile. Ancak sen araştırma yapmak yerine inanmayı tercih ettiğin için bilemezsin.

Bilmeyen adam inanır.

Evrim teorisinin mutlaka yaratıcıya aykırı olmadıgını defalarca söyledim.

Evrim teorisi başlı başına bir insanı ateist yapıyorsa o insanın ciddi bir eksikliği vardır..

''Var oluşsal süreci'' acıklamaya çalışan evrim yaratıcının kullandıgı metod neden olmasın?

Trılyonda bir hata payına inanıp sempanzeden geldgımıze inanan birinin bigbang ın hassas patlamasının su an kı canlılıga izin vermiş olmasının olasılıgının küçüklüğünü ( sıfırları saymak ıcın mevcut evrende ki parcacklar (atom parcacıkları ve ısık parcacagı olan fotonlar) yetmıyor) gördüğü halde neden yaratıcya inanmıyor?

''Zaman'' ile ilgili şu iletide ki kırmızı kısmı acar msıın dedım....

''''özellikle bana "zaman nasıl yaratılır" kısmını örneklendirmeden direkt anlatırsan, ateist olmaktan vazgeçeceğim.

çünkü beni ateist yapan yegane nedenlerden biri, bu sorunun kendisinin, insan aklının nasıl yaratılma düşüncesini yarattığını anlatmasıdır.''''

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 2,4k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

cooldelta71, on 15 July 2013 - 01:33 AM, said:

bir yaratıcının var olup olmadığını yaratıcı olan kendisini tüm insanlığa göstermediği sürece bilinemez bilimin bunu temellendirceği bir argümanıı da yoktur ben bir bilim adamı değilim ama böyle düşünüyorum

dünyanın yaşı 4,5 milyar yıl

dinazorlar 220 milyon yıl önce yaşamış

ilk insan kalıntıları (fosil) 7 miyon yıllık ve çoğunluğu ÇAD KENYA gibi güney afrika ülkelerinde bulunmuş

insanlık tarihi m.ö 3500 yıllarına dayanıyor ve neredyse net bilgiler elde ede biliyoruz yazının bulunması sayesinde

bizimi bilimimiz daha yeni 100 bile yok neredeyse ve ilk fosiller 1900 yılların sonlarına doğru bulunmuş

şimdi hal böyle iken milyar yıllık geçmişi olan bir dünyü ile milyon yıllık geçmişi olan yaşantıları şu kısacık süreçte her şeyin cevabı verecek bilimi nerden bulacağız her şeyin bir zamanı var elbet o günler de gelecek biz görürmüyüz bilemem

ortada dolaşan bilgilerin bir kısmı hala teori kesin net ve mutlak doğru değil

Yeryuzunde hiç insan olmazsa 7 milyon yılda tesadufen bir insan oluşacagına inanıyor musun?

sen benim yazdıklarımı nerenle okuyorsun kardeş

ben iletimde ilk insan ırkı 7 milyon yıl önce yer yüzünde görülmüştür diye bir şey yazmışmıyım

aksine bulunan insan fosili 7 milyon yıllık demişim değilmi. senin saçma kitaplarını kalsak insan oğlunun yaratılması 10 bin yada 7 bin yıllık olduğunu söyler milyon nerde, bin ler nerede

birazcık okusan araştırsan bulabilirsin ama beynin örümcek yuvasına dönmüş

yapılan araştırmalar sonucundan bundan 65 milyon yıl önce 10 km çapında ve saatte 54.000 km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış olan göktaşının neticesinde yaşamın yüzde 70 inden fazlasının yok olduğu bilgisi yapılan araştırmalar neticesinde ortaya konuluyor

şimdi böyle iken biz insanın varlığının temelini 7 milyon yıl öncesine dayandırabilirmiyiz arada daha 58 milyon yıl var ve dahası yaşamın tamamı yok olmamış verilen bilgi yüzde 70 den fazlası deniliyor geriye yüzde 29 ve eksisi kalıyor...

insan yaşamı bu yüzde 29 luk kısımda da varlığını devam ettirmiş olabilir mi olamaz mı bunu ancak yeni fosiller bulup karbon testinden geçirdikten sonra anlayabiliriz

daha öncede söylediğimi gibi bilimimiz daha çok yeni emekleme döneminde 4,5 milyar yıllık dünya tarihini göz önüne aldığımızda daha çoooooooook kat edilecek yolumuz varrrr

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana Mars da hayat neden yok diye sormuştum. Sen Allah'ın bir tercihi dedin.

Bizlerin tasarım olmadığımız, koşulların canlılık için uygun olan bi gezegende yaşamamızdan bellidir.

Çevrene bir bak. Canlılardan dışında tasarım gibi duran başka birşey var mı? Yolda bir saat görsen, neden "acaba bunu Allah mı yarattı" diye sormazsın da "kim düşürdü" dersin.

Ama bizim bu dunyada varlıgımzı surdurmemız için mars dahil bir cok gezegen ve galaksının o düzenin bir parcası olması gerekıyor aksı takdırde dunya varlıgını devam ettirebilir mi?

Şartlara baglı canlılık var bu kabul(nedenlere baglı da dıyebılırız) , önemli soru bu ince şartların neden var oldugu ve bu şartların sayısının muazzam sayıda olması ve hassaslıgı bir AKLIN varlıgını gösterıyor bize.Tesaduf demek beyne ihanettir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

cooldelta71, on 15 July 2013 - 01:33 AM, said:

bir yaratıcının var olup olmadığını yaratıcı olan kendisini tüm insanlığa göstermediği sürece bilinemez bilimin bunu temellendirceği bir argümanıı da yoktur ben bir bilim adamı değilim ama böyle düşünüyorum

dünyanın yaşı 4,5 milyar yıl

dinazorlar 220 milyon yıl önce yaşamış

ilk insan kalıntıları (fosil) 7 miyon yıllık ve çoğunluğu ÇAD KENYA gibi güney afrika ülkelerinde bulunmuş

insanlık tarihi m.ö 3500 yıllarına dayanıyor ve neredyse net bilgiler elde ede biliyoruz yazının bulunması sayesinde

bizimi bilimimiz daha yeni 100 bile yok neredeyse ve ilk fosiller 1900 yılların sonlarına doğru bulunmuş

şimdi hal böyle iken milyar yıllık geçmişi olan bir dünyü ile milyon yıllık geçmişi olan yaşantıları şu kısacık süreçte her şeyin cevabı verecek bilimi nerden bulacağız her şeyin bir zamanı var elbet o günler de gelecek biz görürmüyüz bilemem

ortada dolaşan bilgilerin bir kısmı hala teori kesin net ve mutlak doğru değil

sen benim yazdıklarımı nerenle okuyorsun kardeş

ben iletimde ilk insan ırkı 7 milyon yıl önce yer yüzünde görülmüştür diye bir şey yazmışmıyım

aksine bulunan insan fosili 7 milyon yıllık demişim değilmi. senin saçma kitaplarını kalsak insan oğlunun yaratılması 10 bin yada 7 bin yıllık olduğunu söyler milyon nerde, bin ler nerede

birazcık okusan araştırsan bulabilirsin ama beynin örümcek yuvasına dönmüş

yapılan araştırmalar sonucundan bundan 65 milyon yıl önce 10 km çapında ve saatte 54.000 km hızla Meksika'nın Yukatan Yarımadası açıklarında Dünyaya çarpmış olan göktaşının neticesinde yaşamın yüzde 70 inden fazlasının yok olduğu bilgisi yapılan araştırmalar neticesinde ortaya konuluyor

şimdi böyle iken biz insanın varlığının temelini 7 milyon yıl öncesine dayandırabilirmiyiz arada daha 58 milyon yıl var ve dahası yaşamın tamamı yok olmamış verilen bilgi yüzde 70 den fazlası deniliyor geriye yüzde 29 ve eksisi kalıyor...

insan yaşamı bu yüzde 29 luk kısımda da varlığını devam ettirmiş olabilir mi olamaz mı bunu ancak yeni fosiller bulup karbon testinden geçirdikten sonra anlayabiliriz

daha öncede söylediğimi gibi bilimimiz daha çok yeni emekleme döneminde 4,5 milyar yıllık dünya tarihini göz önüne aldığımızda daha çoooooooook kat edilecek yolumuz varrrr

4.5 milyar yıl beklesek sence bir insan tesadufen oluşur mu tüm kompleksliğiyle
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden sadece bu başlıkta? Yani başka bir başlıkta adamın başının etini yemeye devam mı edeceksin? Ona kendi tanrını mı pazarlamaya girişeceksin başka başlıklarda?

Ateist forumda yaratıcının varlıgını tartısmak sana neden tuhaf geliyor :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır, evrim teorisi yaratıcı olmadan, bütünüyle canlıların nasıl geldiğini bizlere açıklıyor. Bu teori, tüm sihirli elleri ortadan kaldırıyor ve canlıların oluşumunun doğal yollardan olduğunu açıklıyor. Ve kanıtlıyor. Sadece açıklamakla kalmıyor, kanıtlıyor. Hiçbir aşamasında bir müdahale görülmüyor. Hatta hangi mutasyonların ne şekilde olduğu bile görülebiliyor.

Ancak şunu diyorsan, evrim de evrenin kurallarına göre işliyor. Evreni tek bir bütün olarak düşünüyorum ve kuralların koyucusu bir tanrıyı kabul ediyorum dersen, o konuda haklısın. Evrim böyle bir tanrıyı elemez. Ama İslamla, özellikle maymunlardan türemek konusunda, Adem ve Havva inancı ile bağdaşmaz. Evrim direkt olarak şempanzelerle akraba olduğumuzu, bizlerin de onlar gibi hayvan olduğunu söyler.

Tanrıyı inkar etme noktasında ise benim için zamanın yaratılma kıstası önemli. Yaratılma, kavram açısından "önce yoktu, sonra var oldu" anlamına gelir. Olay zaman içinde cereyan eder. Zamanın olmadığı bir ortamda eylem de olmaz. Yaratmak da bir eylemdir.

Şöyle düşün. Farzet ki zamansızlığa Tanrının yanına çıktın. Evren şu an var olduğuna göre, Tanrının makamından aşağıya bakınca evreni de görebilirsin. Ama tanrıya şöyle bir soru soramazsın. "Daha önce bu evren yok muydu?" Zamansızlıkta daha önce-sonra gibi kavramlar yoktur. O yüzden bu soru saçmadır. Ya da tanrının henüz evreni yaratmadığı zamansızlıktasın. Tanrıya "evreni ne zaman yaratacaksın" diye soramazsın. Unutma zamansızlıkta zaman kavramları kullanamazsın.

İnsan aklı gelişmiş olsa bile, çözemediği problemler karşısında mantık üretir. Tanrı ve yaratma kavramları bunlardan bazılarıdır. İnsan aklının kendisini tatmininden başka birşey değildir. Ancak böyle bir mantık yaratsa da yukarıdaki gibi mantık açmazları ortaya çıkarabilir.

Kendi zihnimizin mantık oyunlarını, gerçekler olarak kabul ederiz. Bizim aklımızın oyunları, evrenin saf gerçeklerini bağlamaz. Evren bizden önce nasıl var olduysa, bizden sonra da var olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

illa bunu bir yaratıcıya dayandırmak zorunda mısın?

4.5 milyar yıl değil 4.5 trılyon yılda olsa tesadufen olmaz...

Cünkü insanın ve evrenın yaratılmasında muazzam bir bilinclilik varken tesadufte o bilincliliğin olmaması bir cevap aslında...

Tek secenek yaratıcıdr...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama bizim bu dunyada varlıgımzı surdurmemız için mars dahil bir cok gezegen ve galaksının o düzenin bir parcası olması gerekıyor aksı takdırde dunya varlıgını devam ettirebilir mi?

Şartlara baglı canlılık var bu kabul(nedenlere baglı da dıyebılırız) , önemli soru bu ince şartların neden var oldugu ve bu şartların sayısının muazzam sayıda olması ve hassaslıgı bir AKLIN varlıgını gösterıyor bize.Tesaduf demek beyne ihanettir..

Niye olsun ki, sana göre kanunları yaratan tanrı değil mi? Sadece Güneş Dünya ve Ayı yaratsaydı olmaz mıydı yani?

Ayrıca muazzam büyüklükteki bir evrende tesadüf önemlidir. Bizlerin burada olması trilyonda bir ihtimalse, emin ol gökyüzünde o kadar gezegen var ki biri piyangoyu tutturabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır, evrim teorisi yaratıcı olmadan, bütünüyle canlıların nasıl geldiğini bizlere açıklıyor. Bu teori, tüm sihirli elleri ortadan kaldırıyor ve canlıların oluşumunun doğal yollardan olduğunu açıklıyor. Ve kanıtlıyor. Sadece açıklamakla kalmıyor, kanıtlıyor. Hiçbir aşamasında bir müdahale görülmüyor. Hatta hangi mutasyonların ne şekilde olduğu bile görülebiliyor.

Ancak şunu diyorsan, evrim de evrenin kurallarına göre işliyor. Evreni tek bir bütün olarak düşünüyorum ve kuralların koyucusu bir tanrıyı kabul ediyorum dersen, o konuda haklısın. Evrim böyle bir tanrıyı elemez. Ama İslamla, özellikle maymunlardan türemek konusunda, Adem ve Havva inancı ile bağdaşmaz. Evrim direkt olarak şempanzelerle akraba olduğumuzu, bizlerin de onlar gibi hayvan olduğunu söyler.

Tanrıyı inkar etme noktasında ise benim için zamanın yaratılma kıstası önemli. Yaratılma, kavram açısından "önce yoktu, sonra var oldu" anlamına gelir. Olay zaman içinde cereyan eder. Zamanın olmadığı bir ortamda eylem de olmaz. Yaratmak da bir eylemdir.

Şöyle düşün. Farzet ki zamansızlığa Tanrının yanına çıktın. Evren şu an var olduğuna göre, Tanrının makamından aşağıya bakınca evreni de görebilirsin. Ama tanrıya şöyle bir soru soramazsın. "Daha önce bu evren yok muydu?" Zamansızlıkta daha önce-sonra gibi kavramlar yoktur. O yüzden bu soru saçmadır. Ya da tanrının henüz evreni yaratmadığı zamansızlıktasın. Tanrıya "evreni ne zaman yaratacaksın" diye soramazsın. Unutma zamansızlıkta zaman kavramları kullanamazsın.

İnsan aklı gelişmiş olsa bile, çözemediği problemler karşısında mantık üretir. Tanrı ve yaratma kavramları bunlardan bazılarıdır. İnsan aklının kendisini tatmininden başka birşey değildir. Ancak böyle bir mantık yaratsa da yukarıdaki gibi mantık açmazları ortaya çıkarabilir.

Kendi zihnimizin mantık oyunlarını, gerçekler olarak kabul ederiz. Bizim aklımızın oyunları, evrenin saf gerçeklerini bağlamaz. Evren bizden önce nasıl var olduysa, bizden sonra da var olacaktır.

Bu iletinee ayrıntılı cevap verecegım yarın,şimdi müsadenle uyuyorum...(başlıkta karşılastıgım nadır de olsa güzel iletilerden biri ayrıca)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Niye olsun ki, sana göre kanunları yaratan tanrı değil mi? Sadece Güneş Dünya ve Ayı yaratsaydı olmaz mıydı yani?

Ayrıca muazzam büyüklükteki bir evrende tesadüf önemlidir. Bizlerin burada olması trilyonda bir ihtimalse, emin ol gökyüzünde o kadar gezegen var ki biri piyangoyu tutturabiliyor.

Bu iletine de cevap verecegım , şimdilik bu ıkısını sormuş ol....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateist forumda yaratıcının varlıgını tartısmak sana neden tuhaf geliyor :D

Boşa kürek çekmekten başka bir işe yaramaz da ondan. Birisi çıkar tanrı var, öbürü yok der. Sonra başlarlar geyik yapmaya ve bu şöyle devam eder...gider.

-Bence tanrı var.

+Bence yok.

-Bence tanrı var.

+Bence yok.

-Bence tanrı var.

+Bence yok.

....

Sen buna tartışma mı diyorsun?

Yok, hani bir tanrı varsa çıkar, kendini gösterir, sana ne oluyor, onu anlamıyorum?

Gerçi senin derdin belli, daha önce de defalarca söylemiştim. Senin niyetin tanrı diye arap putunu insanları kakalayıp sevap kazanmak, sonsuza kadar hurilerle alem yapmak ve sadist Allah'ınla beraber yanan insanları seyretmek. Sana göre bütün bu evrenin, insanlığın amacı bu. Ne kadar da ilahi bir amaç(!)

Link to post
Sitelerde Paylaş

4.5 milyar yıl değil 4.5 trılyon yılda olsa tesadufen olmaz...

Cünkü insanın ve evrenın yaratılmasında muazzam bir bilinclilik varken tesadufte o bilincliliğin olmaması bir cevap aslında...

Tek secenek yaratıcıdr...

4.5 milyar yıl önce teoriye göre büyük patlamanın oluşu kaosun meydana gelişi bilinçli patlamamıydı ve arkasından bir düzenin gelişi ve gezegenlerin oluşması her birinin bir yörüngesinin oluşu ve daha sonrasında bundan 65 milyon yıl önce 10 km çapında bir göktaşının meksikaya düşmesi sonucu bilinen ikinci kaos ve arkasından tekrar bir düzenin gelişi ve canlılğın tekrar ( yada sağ kalanların devamı ) yeryüzünde hüküm sürmesi ve halen gökyüzünde dolaşan gök cisimlerinin ne zaman ve hangi gezegene çarpacağı belli olmayan belirsizlik ortamında bilinçten bahsetmen çok uçuk ve tuhaf iddialar :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Boşa kürek çekmekten başka bir işe yaramaz da ondan. Birisi çıkar tanrı var, öbürü yok der. Sonra başlarlar geyik yapmaya ve bu şöyle devam eder...gider.

-Bence tanrı var.

+Bence yok.

-Bence tanrı var.

+Bence yok.

-Bence tanrı var.

+Bence yok.

....

Sen buna tartışma mı diyorsun?

Yok, hani bir tanrı varsa çıkar, kendini gösterir, sana ne oluyor, onu anlamıyorum?

Gerçi senin derdin belli, daha önce de defalarca söylemiştim. Senin niyetin tanrı diye arap putunu insanları kakalayıp sevap kazanmak, sonsuza kadar hurilerle alem yapmak ve sadist Allah'ınla beraber yanan insanları seyretmek. Sana göre bütün bu evrenin, insanlığın amacı bu. Ne kadar da ilahi bir amaç(!)

Bence daha fazla saçmalama sagduyu...

Yaratıcının varlıgı veya yoklugu rasyonel veriler üzerinden değerlendirilmeli...

Bir ateist temellendirmeden(tesaduf dııyorsa tesadufun varlıgı nasıl oluşturdugunu temellendirebilmeli) ben yok olduguna inanıyorum derse benim için sorun kalmamıştır...

Sen de tam bunu yapıyorsun aslında başından beri...

Bu başlıgın da konusu tam da bu.

Konu hakkında söyleyecek birşeyinin olmadıgını defalarca gördüm...

Senin bir deist oldugunu düşünüyorum o yüzden, kutsal kitaplar dışında tartışmayı bilmiyorsun...

Benim derdim varsa eger yaratıcının yoklugu hakkında rasyonel söyleyebilecegınız şeyler onları duymak..

Link to post
Sitelerde Paylaş

4.5 milyar yıl önce teoriye göre büyük patlamanın oluşu kaosun meydana gelişi bilinçli patlamamıydı ve arkasından bir düzenin gelişi ve gezegenlerin oluşması her birinin bir yörüngesinin oluşu ve daha sonrasında bundan 65 milyon yıl önce 10 km çapında bir göktaşının meksikaya düşmesi sonucu bilinen ikinci kaos ve arkasından tekrar bir düzenin gelişi ve canlılğın tekrar ( yada sağ kalanların devamı ) yeryüzünde hüküm sürmesi ve halen gökyüzünde dolaşan gök cisimlerinin ne zaman ve hangi gezegene çarpacağı belli olmayan belirsizlik ortamında bilinçten bahsetmen çok uçuk ve tuhaf iddialar :)

Arkadaş kusura bakma ama artık saçmalık düzeyinde yorum yapıyorsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş

CHARLESDARWİN:

''Hayır, evrim teorisi yaratıcı olmadan, bütünüyle canlıların nasıl geldiğini bizlere açıklıyor. Bu teori, tüm sihirli elleri ortadan kaldırıyor ve canlıların oluşumunun doğal yollardan olduğunu açıklıyor. Ve kanıtlıyor. Sadece açıklamakla kalmıyor, kanıtlıyor. Hiçbir aşamasında bir müdahale görülmüyor. Hatta hangi mutasyonların ne şekilde olduğu bile görülebiliyor.''

Bu paragraf için kısmen doğru diyebiliriz...

Örnegın varlıgımızın altında kanunları, biyolojık bir cok mekanizmayı görüyor olmamızı ben de kabul ediyorum...(Bunu doğal yollar olarak belirtmişsin)

Örnegin proten sentezi için bana sentez mekanizmasını cok rahat acıklayabilirisn..

Mevcut doğa kanunları da bu senteze imkan tanıdıklarından onu da acıklamanın bir parcası yapabilirisn...

Benim itirazım bunların hiçbirine olamaz...

İtirazım şu olur:

Varlıgımızı kanunlara ve o mekanızmalara baglayıp acıklayınca varlıgımızı temellendirmiş olmadıgımızdır....

Kanunların ve o işleyen mekanızmaların kendilerinin de temellendirilmesi ve sorgulanması gerekiyor...

Örnegin bir arabanın farlarının neden gece yandıgını söyleyen birine kaputun altında ki ve fara kadar olan kısımlarda ki mekanizmaları gösterip acıklamak her ne kadar dogruysada o mekanizmaların neden öyle oldukları hakkında bir acıklama barındırmıyor ve o mekanizmaları temellendirmiyor....

Ayrıca şu sorulara o mekanizmanın kendisi bir cevap veremiyor

1-Gece karanlıgı nerden biliyor

2-Gündüz ışıgın varlıgını nerden biliyor.Neden gündüz yanmamaları için seçenek mevcut

3-Neden farlar tam olması gerektiği yerde duruyor(eger yan tarafta durmuş olsa bu anlamsız olurdu)

4-........

Bu soruların sayısı arttırılabilir...

Görüldüğü üzere o mekanizmaların TASARIMININ yanında ANLAMLI olmalarının da bir cevaba ihtiyacı vardır.

TASARIMLARI bir akıl gerektiriyorken ANLAMLI olmaları da bir akıl gerektiriyor...

Evrim bize mekanizmaları anlattıgından bu sorulara cevap vermiyor...

Evrimin canlıların var oluşunu acıklamaya çalıştıgını da göz önüne alırsak ve düşünmeye canlılık öncesinden başlamamız gerektiğinden evrimi herşeye cevap olarak görmenin ne kadar tutarsız oldugunu görebiliriz...

Mevcut TASARIM ve ANLAMI daha ilk an ve ilk oluşum olan BİGBANG için de sorabilriiz işte tam da burda evrimin hiç bir cevabının olamayacagını görebiliriz...

Ayrıca evrimin yaratıcının varlığına karşı olmadıgının hatta yaratıcının canlılık için kullandıgı metodun taa kendisi olabileceğini de daha önce belirttim...

Kısacası biz evrim ile herşeyi acıklayamıyoruz kısmi açıklama yapıyoruz...

Ve halen varlıgımızın temellendirilmesi gerektiğinin farkında olmalıyız(kanunların ve o mekanizmalarının temellendirilmesinin gerektiği gibi)

Son olarak ''müdahalenin görülmemesi'' yine TASARIMCISININ olmadıgı anlamına gelmiyor...

Biz de arabaya bindigimiz an ve sonrasında onun mühendisini göremiyoruz...

Arabanın varlığı ve mekanızmalarının kompleksiğini temellendirirken MÜHENDİSİNİN varlıgını kabul ediyoruz...

Şunu da belirtmek isterim mevcut evren tasarlanmıştır ama kurulan bir saat gibi saatin duracağı son ana kadar bir müdahaleye ihtiyac yoktur DİYEMEYİZ...

Evrenin genişlemesi ve her bir anın diğerine uymaması her an bir müdahalenin oldugunu bize gösteriyor...(Yaratıcı her an iş başında)

Yani adeta karsımızda her an son model olan bir arabanın varlıgından onun mühendisinin heran iş başında oldugunu anlamamız gibi....

''Ancak şunu diyorsan, evrim de evrenin kurallarına göre işliyor. Evreni tek bir bütün olarak düşünüyorum ve kuralların koyucusu bir tanrıyı kabul ediyorum dersen, o konuda haklısın. Evrim böyle bir tanrıyı elemez. Ama İslamla, özellikle maymunlardan türemek konusunda, Adem ve Havva inancı ile bağdaşmaz. Evrim direkt olarak şempanzelerle akraba olduğumuzu, bizlerin de onlar gibi hayvan olduğunu söyler.''

Evreni neden ayrı düşünelim ki...Eger canlılık varsa öncesinde ki tüm oluşumlardan bağımsız oldugunu kim düşünebilir..

Bigbangte ki hassas patlama dahil bir cok olayı canlılıgın oluşması için bir neden olarak ele almak zorundayız....

Ve mevcut kanunlarda canlıgıgın oluşumuna imkan verdıgınden bu kanunları da aynı cercevede degerlendırmek zorundayız...

Adem havva inancı ile bağdaşmamasına gelince:

Topragın şekillendirilmesi(ilk canlı olarak) ve insanın oluşturulmasını bir süreç olarak yorumlayabilirz...

İlk oluşum ve insan arasında bir sürenin gectıgını kabul edebiliriz...

Ama şunu da belirtmek istiyorum mutasyonların ve doğal seleksiyonun türleri birbirne dönüştürdüğüne dair yetersiz bilgi barındırdıgının farkında olman gerekiyor...

Yani türlerin dönüşümü hakkında evrim ikna edici düzeyde değil halen...

Madem bu iki mekanizma ve şartlar sayesinde türler dönüşüyor bunu bizim de yapabilmemiz gerekiyor...

Tanrıyı inkar etme noktasında ise benim için zamanın yaratılma kıstası önemli. Yaratılma, kavram açısından "önce yoktu, sonra var oldu" anlamına gelir. Olay zaman içinde cereyan eder. Zamanın olmadığı bir ortamda eylem de olmaz. Yaratmak da bir eylemdir.

Şöyle düşün. Farzet ki zamansızlığa Tanrının yanına çıktın. Evren şu an var olduğuna göre, Tanrının makamından aşağıya bakınca evreni de görebilirsin. Ama tanrıya şöyle bir soru soramazsın. "Daha önce bu evren yok muydu?" Zamansızlıkta daha önce-sonra gibi kavramlar yoktur. O yüzden bu soru saçmadır. Ya da tanrının henüz evreni yaratmadığı zamansızlıktasın. Tanrıya "evreni ne zaman yaratacaksın" diye soramazsın. Unutma zamansızlıkta zaman kavramları kullanamazsın.

İnsan aklı gelişmiş olsa bile, çözemediği problemler karşısında mantık üretir. Tanrı ve yaratma kavramları bunlardan bazılarıdır. İnsan aklının kendisini tatmininden başka birşey değildir. Ancak böyle bir mantık yaratsa da yukarıdaki gibi mantık açmazları ortaya çıkarabilir.

Kendi zihnimizin mantık oyunlarını, gerçekler olarak kabul ederiz. Bizim aklımızın oyunları, evrenin saf gerçeklerini bağlamaz. Evren bizden önce nasıl var olduysa, bizden sonra da var olacaktır.

Zaman nedir?

Bu soruya cevap vermeden yaratıcıyı ve yaratmayı zaman üzerinden sorgulamak ne kadar doğru?

Zamanın ne oldugu hakkında geçmiş bir cok filozof ve bilim insanı görüş belirtmiş olmasına ragmen yine bir zemine oturtulmamıştır...

Ama son bilimsel veriler (özellikle einstein ve formulleri (izafiyet kuramı )),(entropi) sayesinde zamanın ne oldguu hakkında isabetli yorum yapmak mümkün hale gelmiştir..

Einstein zamanın madde ve uzayla ilşkisini ortaya koymuş ve bunlara bağımlı oldugunu göstermiştir...

İzafiyet kuramında da zamanın hız ile değişebileceğini göstermiş zamanın artık stabil olmadıgını izafi oldugunu ispat etmiştir...

Sonrasında da atom saatleri ile zamanın izafi oldugu gözlemlenebilmiştir...

İzafiyet kuramında oldugu gibi ışık hızına yakın bir aracta seyehat edersek zaman yavaşlar...

Evrenın artık her yerınde zamanın aynı oldugunu(oysa kanunlar evrenın her yerınde aynıdır) söylemek mümkün değildir...

Peki zaman bir kanun mu?

Hayır....

Zaman aslında kanunların bir sonucudur..

Zamanı şöyle tanımlayabiliriz: Değişimin bir ölçüsü...

İşte burda ki değişim en önemli ayrıntıdır...

Zamanın oluşması için iki şey olmalı (madde ve uzay cercevesınde)

1-Hareket(bigbang ile hareket başlar(elektron hareketi ve kuantum düzeyinde ki hareketler vs)

2-Değişim(entropi)(değişimde harekete bağlı)

Entropi:Bir termodınamık kanunudur..Düzensizliğin tek yönlü ve sürekli artııgını gösterir bize...

Yani gelecek geçmişe göre sürekli daha düzensizdir...

Zaten entropinin oluşmasının temelinde hareketin varlığınıda görüyoruz çünkü hareket neticesinde düzensizlik artıyor..

İşte zaman da bu kanunların bir sonucudur....

şöyle ki:

Bir şey gelecekte daha düzensiz olacaktır(entropi sayesinde)

Gelecek ve geçmişi tanımlamak için düzensizlik farkını ele alıyoruz ve biz buna ZAMAN GEÇMİŞ diyoruz....

Bir odada kaldıgımızı düşünelim....

1000 yıl uyusak ve uyansak...

Cevremizde ki hiçbirşeyin değişmediğini düşünelim(entropiyi askıya alalım)

O zaman bir zamanın gectıgını nasıl anlarız?

Tabıkı de anlayamayız...

Madde-uzay ve kanunlar bigbang ile başladıgından bunların bir sonucu olan zamanında bigbang ile başladıgını anlamak cok kolay aslında....

O yüzden zaman bir yaratıktır...

Maddenin ,uzayın ,kanunların yaratıcyı bağlayamadıgı gibi zamnın da yaratıcyı bağlaması düşünülemez...

Yaratıcının yarattığına bağımlı olması fikri bir algı sorunudur...

Ama bizi ve evren deki tüm varlıkları(canlı-cansız) zaman bağlar...

Bizim için zorunlu oldugundan dolayı yaratıcıcyı da bu zorunluluk cercevesıne sokma YANILGISI yapıyoruz....

Evvela tanımlar(örnegın zamanın ne oldugu) hakkında yanlış bilgiler ve yaratıcıyla ilgigli yanılgılar(zamana bagımlı oldugu) bu sapmalara neden oluyor...

Yapmış oldugun yanlış tanıma örnek:''Zamanın olmadığı bir ortamda eylem de olmaz''

Hayır....

Eylem zamana bagımlı değildir...

Zaman eyleme bagımlıdır...

Eylemin oldugu ama zamanın gecmedıgı bır fıkırden bahsedilebilir(entropi askıya alınıp yaşanınca değişim olmaz ve neticesinde zamandan bahsedemeyiz)

''Yaratıcı hakkında ki yanılgı'' içinde yapıla gelen yanlış şudur:

Biz ''bagımlı oldugmuz şeylerin'' yaratıcıyı da bağladıgını düşünmemiz...

Yaratıcı eğer onlara bagımlıysa onların hiçbirini yaratamazdı...

Yaratıcının makamında zamansızlıktan bahsetmek mümkünken , o makam ile ilgili önce sonradan bahsetmek de tutarsızlıktır...

Önce sonra bigbang ile başlayan bizim evren için gecerlidir...Bizim evren ve kanunları yaratıcının makamını baglamaz...

Zamanda kanunların bir sonucu netıce itibarıyle bır yaratık oldugundan o da o makamı baglamaz....

Son olarak son cümlene cevap vereyim:

''Evren bizden önce nasıl var olduysa, bizden sonra da var olacaktır. ''

Evren evvela bizden önce hep var değildi(bigbang ile başladı) o yüzden nasıl var oldugunu temellendırmek gerek.....

Bizden sonra da var olacaktır demen bilime ihanettir...

Çünkü mevcut bilimsel veriler dogrultusunda evreni bir sonun beklediğini biliyoruz...(entropi bile başlı başına evrenın bir sonunun oldugunu gösteriyor çünkü düzensizlk en neticesinde evrenın sonu olacaktır)

Yani evren ne ezelidir ne de ebedi....

O zaman başlık adına ve konunun gidişiyle alakalı bu sorulan soruyu biz de soralım:

''Madem sonum yokluk bu varlık niye?''

tarihinde doctorr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben yaratıcının varlığını sorguluyorum bu başşlıkta...

Kutsal kitaplardan gelen bir soru olunca pek tabıkı cevap verıyorum...

Forumun da gayesı buyken neden bunu yapıyorsun demen tutarsızlık...

Yaratıcı falan sorgulamıyorsun. Allah satıyorsun. Nurcu tadında bir Müslümansın, kaçak dövüşerek Tanrı sorguladığını söylüyor ve insanları bir süre manipüle ediyorsun. Ama ne olduğun kısa sürede anlaşılıyor, insanlar sinirleniyor, senden iğreniyor. Yüzsüzsün çok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaratıcı falan sorgulamıyorsun. Allah satıyorsun. Nurcu tadında bir Müslümansın, kaçak dövüşerek Tanrı sorguladığını söylüyor ve insanları bir süre manipüle ediyorsun. Ama ne olduğun kısa sürede anlaşılıyor, insanlar sinirleniyor, senden iğreniyor. Yüzsüzsün çok.

camur atma konu hakkında yorum yap eger yapabilirsen...

Aksı halde sinek vızıltısı der gecerim...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...