Jump to content

TANRI veya YANILGISI


Recommended Posts

Hayalmühendisi:79

Ol kelimesinin anlamı daha başka ve derin olamaz mı ? belkide bütün yasalara, zamana, maddeye ol demiştir. O zamandan beri hiç karışmıyordur.

Ben de tanrı anlayışını anlayabilmek için soruyorum zaten; o nedenle şimdilik dedim. Yani anlamak istediğim kuralları yani yasaları, tanrı kendisi mi koymuş, koymuşsa gerekçesi nedir.

tarihinde osho tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 2,4k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Pharmacist:80

Sevgili kardeşim, siz ben deistik bir tanrı anlayışına sahibim dediğiniz için, ben de bu deistik tanrının nasıl bir tanrı olduğunu merak ettim. Ama Kuran'ın tanrısını kabul ediyorsanız o zaman ona göre konuşabiliriz. Yok bir tanrı olması gerektiğini düşünüyorum ama nasıl bir tanrı olması gerektiği, hatta var olması konusunda bile emin değilim diyorsanız size soracağım sorular değişir.

Sorduğunuz soruya İslami anlayışa kani olduğum zamanlarda vereceğim cevap şu idi: Allahın iki çeşit yaratması vardır: Biri birdenbire, nedensiz; diğeri yasalar birlikte, nedenlere bağlı. Birinci kısım olan, nedensiz yaratılan şeyler, Arş, Kürsü, Levh, Kalem, Cennet, Cehennem, Muhammedin nuru vb.

Fakat bu yoktan yaratma kavramı sorunlu. Yoktan var olma imkansızdır. Kelamda bile kudreti ilahiyye muhale taalluk etmez; yani imkansızı yaratmaz, denilmiştir. İbni Rüşd vb bu nedenle yaratmayı, dönüşme anlamında kabul etmişlerdir. Ki o zamanlar düşününce ben de bu yola kani olmuştum. Böyle olunca köken teke inmiş oluyor. Yani evrenin kökenine tanrıda diyebilirsin. Ama bu dinlerin, kişisel bilince ve anladığımız anlamda öngörüye sahip bir tanrısı değil. Bilmediğimiz bir tür bilinci olabilir.

Aşağıdaki mesajımda daha fazla ayrıntı bulabilirsiniz:

http://www.ateistfor...showtopic=49197

tarihinde osho tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi sorunun cevabına gelelım iş insanda bitiyor...

Ahzab Sûresi, 72 ayette; “Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor.”

şimdi bak BÜYÜK EMANET işin sırrı burda...demek kı insan diger tüm canlılardan farklı bi özelliğe sahip

Bu da şu demek İNSAN ALLAHın BAZI SIFATLARININ CÜZİ MIKTARDASINA SAHİP...

Sadece Allaha ait sıfatlarda var(sıfatı selbıye) ama konumuz o degıl

İnsanda cüzi mıktarda olan ALLAH ın sıfatları şunlar:(bunlara sıfat ı subutıyye denır)

1-hayat 2-ilim 3-semi(işitme) 4-basar(görme) 5-irade(akılı da kapsayan secme hakkı) 6-kudret 7-kelam

İşte ALLAHIN BU SIFATLARDAN İNSANA CÜZİ MIKTARDA VERMESI BÜYÜK EMANET

o zaman şu sonucu cıkarabılırız artık bizde cüzi mıktarda var olan sıfatlar üzerinden teşbihler yapıp yaratıcıyı bulabiliriz...

sevgiler...

Bulabiliriz tabii. Her şeye bir gerekçe uydururuz, akıl dışı ne varsa punduna getirir bir yaratıcı yaratırız.

İtinayla hem de.. Fizik yasaları, mantık kuralları, akla uygunluk vs vs. hepsini çöpe yollar, ille de her kaba uydurabileceğimiz akışkanlıkta bir Tanrı yaratabiliriz.

Demek istiyorum ki, işimize geldiğinde "onu insan aklımızla anlayamayız" demeli, işimize geldiğinde de "birazcık kendi iradesinden de vermiş bize, onu anlayabilirz" diye kaçabilmeliyiz.

Yeter ki ara..

Allah akla girdi mi, akıl mantık, bilgi bilim tatile çıkıyor ve işin garip yanı bu, olması gereken olarak görülüyor.

Allah nerede Allah? Önce onu bir gösterin.

Siz daha bunu yapmadan onun indirdiğini söylediğiniz kitabı referans alarak ayrıntılara dalıyorsunuz.

Kur'an'dan bize ne..

Link to post
Sitelerde Paylaş

ol dyince oluyor pekı neden 6 günde yaratmıştır...

Bu bızım algımıza hıtap etmek ıcın olabılır mı?

Bu dunyanın kurallarıyla bizi yetiştirip dıger dunyaya hazırlama olabılır mı...

Bizim algımız o kadar kıt mı? Neden 6 gün? Neden böyle kısa bir sayı vermiş de "yıllar sürdü, yavaş yavaş yaptım" dememiş.

Böyle söylese de onu sorgulamayacaktınız, inanmayanlara karşı da avantajlı olacaktınız.

Allah dünyanın yaşını bilmiyormuş, gelecekte bilimcilerin bunu keşfedeceğini görememiş demek ki.

E hani ezeli ve ebediydi bu?

Kendi yarattığı insanın algısını ve bilgiye ulaşma yetisini öngörememesi, sıfatlarıyla çelişiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

PHARMACIST

siz kesın olarak ınanmıyor musunz yaratıcıya...

yanı kendınızı hıc deıst olarak gör muyor musunuz?...

Dinlerı benımsemedgnızı bılıyorum...

ama ya yaratıcı?

Varlıgını aklen mı kabul etmıyorsunz yoksa bırcogu gıbı işlerini sorgulayıp o bu işleri yapmamalı diye mı kabul etmıyorsunz?

Yaraticidan ne algiliyorsun?

Yaraticinin "kabulu" nden ne algiliyorsun?

Yaraticinin yaratani kisir dongusune nasil bakiyorsun?

"Yaratmak ve yaratilmak" kime/neye goredir?

"Yaratis ve yaratilis" farki nedir?

Bir "yartatici" ya anlam ve icerigi kim verir?

Istersen bu sorulara yanit vererek basliyabilirsin. Benim yanitlarim da senin yanitlarina yonelik olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bulabiliriz tabii. Her şeye bir gerekçe uydururuz, akıl dışı ne varsa punduna getirir bir yaratıcı yaratırız.

İtinayla hem de.. Fizik yasaları, mantık kuralları, akla uygunluk vs vs. hepsini çöpe yollar, ille de her kaba uydurabileceğimiz akışkanlıkta bir Tanrı yaratabiliriz.

Demek istiyorum ki, işimize geldiğinde "onu insan aklımızla anlayamayız" demeli, işimize geldiğinde de "birazcık kendi iradesinden de vermiş bize, onu anlayabilirz" diye kaçabilmeliyiz.

Yeter ki ara..

Allah akla girdi mi, akıl mantık, bilgi bilim tatile çıkıyor ve işin garip yanı bu, olması gereken olarak görülüyor.

Allah nerede Allah? Önce onu bir gösterin.

Siz daha bunu yapmadan onun indirdiğini söylediğiniz kitabı referans alarak ayrıntılara dalıyorsunuz.

Kur'an'dan bize ne..

Bakın bilincin oldugunu daha önce yazdım...

Başlık burda duruyor tekrarlamanın anlamı yok..

Burda ispat etme derdımde yok..Ortada bilinc olmadan anlam ve kuralların olamayacagını söyledım(siz aksini idda ettiginiz halde bunu nereye dayandırdıgınızı halen söylemedınız)genlere ve kanunlara dayandırıp aynı hatayı yapmayın..

Benım apolloya cevabımdı o ayrıca ..size degıl..

Ben varlık delıllerını görunce neden baglantı kurmasın dedım ve bu benı bı arayışa sürükledii

Sonuc olarak islamda kı ALLAH tanımlaması benım aradıgım yaratıcıyla tamm uyumluydu..KURAN la sorularıma cevap bulmaya basladım.Burdakı cevaplar mantıgımın istedıgı boyuttaydı.MANTIK görecelı bi kavram benımsememenız sizi baglar.ama bu bızım tartısmamızn konusu degıl...

olaya bütünsel bakmak gerek..ben şuan onu yapmaya calısıyorum...belkı o yüzden anlaşamıyoruz...

Yaratıcının var oldugunu anlamaya baslayınca Kuranı da okuyunca(ki onun sözü) taşlar yerıne oturmaya basladı...

Kuran ile ilgili sadece bu sitede yüzbinlerce ileti var demek öyle basit bı kitap degıl

Aklım mantıgım hislerim de buna onay verıyır ve kendımı kandırdıgımı kesınlıkle dusunmuyorum...

Benım gıbı olun demıyorum kı..görüşlerimi paylaşıyorum...

Böle saldırgan uslublarla karsılasmak nıye onu anlamış degılım(sizden bahsetmıyorum)

Link to post
Sitelerde Paylaş

IFeelGood

Cocugunuzu kucagınıza alıp gözlerının içine bakınca yaşamış oldugunuz o annelık hislerini...

En sevdıgnız mekanlarda mesela denızın dalgalarının sesını işitip güneşin batışını izlerken duymuş oldugunuz o hislerii..

Anne babanızı uzun müddet görmeyınce kalbınızde onlara karsı olusan o yogun hisleri..

Eşinizin size sevdıgınız süprizleri yaptıgında duymuş oldugunuz o hislerii...

ve buna benzer tüm hislerin BIGBANGin size HEDİYESİ oldugunu düşünüyorsanız saygı duyarım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beni okumuyorsunuz derken bu başlık altında onu yapmıyorsunuz sorularımın cevaplarını göremıyorum...

Şimdi evvela nurcu kimliğine bürünmüşsünüz veya said nursi okuyorsunuz demeniz o sorulara verilen bi CEVAP olamaz...

Ben islami okumaya Kuranla basladım...gazali,ibni arabi,ibni haldun dan(vs vs) kesitler okudum...

Said nursinin de felsefe ve islama ne kadar hakim oldugunu ve bir cok islami düşünceyi bi araya topladıgını göz önüne alırsak okunmasında bı sakınca duymadım.Yararlanılması gereken islami düşünürlerden sadece biri...Ama dili geregı cok faydalanamadıgımda kesin..

Temellendirme konusunda size katılmıyorum..Çünkü karsımda cevap olarak duran paragraflarda bu temelendırmeyı göremedim...

Eger dogayı YASALARINA insanı GENLERINE baglayarak temellendirdiginizi düşünüyorsanız orda yanılıyorsunuz...

İkimizinde ortak noktası şu ikimizde fizik kurallarını ve insanın genetik alt yapısını kabul edıyoruz...Olayların bu zincirleme reaksiyonlarının bi sonucu oldugunu biliyoruz...Bu yuzden sizinle bu noktada çelişmediğimizden forumun genelınde yapılan bilim ve ilime yoksun teist karalamasının ne kadar yersiz oldugunu bir kez daha belirtmek istiyorum...Çünkü bizde bilimin bu gerceklerını mutlak kabul edıyor ve onun üzerinden soruyoruz...

Şimdi bi arabayı göze alalım...Elektrik aksamını,aktarma organlarını,motorunu,fren sistemini vsvs göz önüne alalım..

Ben size araba nasıl duruyor aksı halde kaza yapardık dıyınce:FREN SİSTEMİNE bak onun sayesınde...

Ben size araba nasıl hareket edıyor aksı halde ulaşımımı saglayamazdım dıyınce:MOTORUNA bak onun sayesınde...

Ben size arabanın parcaları arasında kı uyumu soruyorum aksı halde bütünü saglayıp hareket edemez diyince:ELEKTRIK AKSAMINA bak onun sayesınde demenız DOGRUYSADA bu FREN SISTEMINI MOTORUNU ELEKTRIK AKSAMINI TEMELLENDIRDIGINIZ ANLAMINA GELMEZ...

Aynen insanı genlerıne dogayı yasalarına maletmek bunun gibidir...

Şimdi ben peki nasıl temellendiriyorum ona gelelim...

Anlamların anlamsızlıktan cıkamayacagını bılıyorum...(bunu siz neyle temellendiriyorsunuz)

Düzenin kaos tan cıkamayacagınıda biliyorum...(bunu siz neyle temellendiriyorsunuz)

Bunların var olması ve düzenin saglanması için BİLİNCİN var olması gerektıgını görüyorum....

Çünku arabanın özellıklerınden mühendisini bulmak ne kadar kolaysa evren ve insandan onları meydana getırenı de bulmak aynı kolaylıktadır...

Arabanın cevreyle olan ilişkisine kendisi karar vermedı ki veremezde...

Peki bu araba dışarda kı yakıtı nerden bılıyoduda kendıne yakıt deposu yerleştirdi?

Bu araba dışardakı yağışı nerden bılıyoduda kendıse silecek yerleştirdi...

Bu araba gecenın karanlıgını nerden bılıyoduda kendısene far yerleştirdi...

BU SORULARIN CEVAPLARINI ELEKTRIK AKSAMI, FREN SISTEMI VE MOTORUNA MAL ETMEK TEMELLENDIRMEK DEGILDIR...

BEN CEVRESINIDE BILEN BILINC SAHIBI BİRİ VAR DIYINCE TEMELLENDIRMIS OLUYORUM...

Yukarda kı soruların aynısını insan için soralım...

Midem dışardakı yıyecek iceceklere göre dizayn edılmiş...

Beynim zaten bı yazılım hersey elektırıksel impluslarla beyne iletiliyo ve beyne bu implusların karsılıgı yüklenmiş...

Aksı halde o implusların cevabını nerden bilcektı de ona göre karşılık vercekti..

Cevresını bilen bi yazılımcı olmazsa bunu nasıl temellendireceksiniz?

Kulagımın frekans ayarı cevremle uyum ıcerısınde aynı sekılde diger tüm duyularım....(burda da aynı BİLİNC söz konusu)

Şimdi evrimin var oluşsal süreci acıkladıgını biliyoruz...

İlk oluşum için ortaya atılan yorumlardan---- protein corbası ve bunun sonucunda kendını kopyalayan DNA veya tRNA iceren o ilkel yapıyı göz önüne alırsak bu kadar basit bir yapının BASIDE indirgendiğini düşünüyorum oysa öyle degıl...

Kendını kopyalama özellıgı olan bir oluşum ne kadar basıt dıye tabır edılsede(bızım gıbı ultrakopmleks yapılara göre basit denılıyo ayrıca) BI ARABANIN KOMPLEKSIGINDEN KAT KAT DAHA KOMPLEKSTIR...

İşte o bile BİLİNCİN ürünüdür....

Bu yazını çok beğendim. Yapıcı anlamda düşünen biri bunları yazabilir ancak. Herşeyi okuduktan sonra Said Nursiyi okumayı ihmal etme. Zaten okuduğun belli oluyor. Bütün sorularına cevap alırsın. Bu yazını izin verirsen Ruh konusuna alıntılamak istiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konuya ilaveten bir kaç fikir daha söylemek isterim... her zaman söylediğim gibi Tanrı fikri, bilimin cevaplayabileceği bir soru değildir. Ve asla kadim bilgeliklerle kesişemez. Belki bağlantılar kurulabilir ama birbirlerinin cevabı olamazlar.

Bilim şüpheye dayanır; bunun temelindeki eğitimde şüphelerin eğitimidir bir nevi... Bilim şüpheye yaslanır, şüphe olmadan gelişemez. Dindarlık güvene dayanır, güven olmadan gerçekleşemez. Bunlar taban tabana zıt yönlerdir. Temelde Yola çıkış kavramları çok farklıdır.

Mesela, eğer bilimsel bir araştırmaya güveni sokarsanız işin özünü kaçırmış olabilirsiniz. Hiçbir şey elde edemeyebilirsiniz hiçbir şey keşfedemeyeceksiniz. Oradaki yöntemin kendisi şüphedir. Şüphe ve şüphe ve şüphe duymak zorundasınız; şüphe edemeyeceğiniz, yani şüphe edilemeyecek bir şeye takılana kadar şüphe duymaya devam etmek zorundasınız. Ancak o zaman, çaresizlik içindeyken onu kabullenmek durumundasınız ama yine de yarın yeni bulgular ortaya çıkıp her şeyi bir kenara atmak gerekeceğine ilişkin bir şüphe tohumu ile birlikte.

Yani sadece bir süre için...

Bilim hiçbir zaman nihai hakikate ulaşmaz, sadece muğlak, yaklaşık bir hakikate varır. Sadece bir süreliğine hakikat olarak kabul edilir çünkü kim bilir; yarın araştırmalar yeni bulgular, yeni veriler ortaya çıkarabilir. O nedenle bilim sadece muğlak, keyfi hipotezlere varır. Newton'un keşfetmiş olduğu şey, Albert Einstein tarafından çöpe atılmıştır ve onun keşfettiği şey başka birisi tarafından çöpe atılacaktır. Bilimdeki yöntem şüphe duymaktır. Güvene gerek yok. Ancak bir şüphe etme olasılığı yoksa güvenmen gerekir ve bu bile muğlaktır, geçici bir süre içindir, bir çeşit çaresizliktendir. Ne yapabilirsiniz? Çünkü şüphede daha ileri gitmeniz mümkün değildir. Her yönden baktın denedin, ölçtün, gözlemledin... ve tüm şüpheler dağıldı ve bir çeşit kesinlik ortaya çıktı. Hakikate ulaştığını sandın... Yani bir süre için...

Din taban tabana ters bir boyuttur. Aynı bilimde şüphenin yöntem olması gibi, dinde de yöntem güvendir. Güven ne demektir? Varoluştan ayrı değiliz, onun bir parçasıyız, burası bizim evimiz demektir. Bizim ona ait olduğumuz, onun bize ait olduğu, evsiz olmadığımız, Evrenin annelik yapan bir evren olduğudur. Düzeni temel alır. Düzen güven verir. Düzen olduğuna inanmak isteriz. Olmayana inanmak istersiniz...

Sözde dindar insanlar bilimle mücadele etmekteler, Yobazlar bilimle mücadele halinde. Bu çok aptalca bir tartışma çünkü Din Dünyası bilimden güvene yaslanmasını istedi. Ve şimdi de bilim intikam alıyor; artık bilim de dinin şüpheye, belirsizliğe, mantığa dayanmasını istiyor. İnsanoğlu aynı hatayı tekrar tekrar yapmaya devam edip duracak kadar kör bir halde oradan oraya savruluyor. Orta Çağı bugüne getiren din adamları kör ve aptaldı; şimdi kendisini bilim adamı zanneden insanlar aynı aptallığı yeniden yapıyorlar.

Son olarak bir fıkra...

Nasreddin Hoca'nın yaşadığın yerin kadısıdır. İlk davası mahkemeye geldi ve bir tarafı dinledi. Sonra da, "Tamam, şimdi kararımı dinleyin" dedi. Mahkeme kâtibi şaşırdı çünkü karşı tarafı henüz dinlememişti.

Nasrettin Hoca'ya doğru eğilip, "Efendim ne yapıyorsunuz? Diğer tarafı dinlemediniz!" dedi.

Nasreddin de dedi ki: "Ne demek istiyorsun, diğer taraf mı? Kafamı mı karıştırmak istiyorsun sen? Şimdi her şey net! Ve diğer tarafı dinlersem kafam karışacak. O zaman karar vermek çok zor olacak."

tarihinde hayalmuhendisi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...