Jump to content

Tanrının var olma olasılığı nedir? - 1


Recommended Posts

Alt Başlık: Metafizik kavramlar, Tanrı ve Tasarımcı

Bu soruyu yanıtlamak için ilk önce bir tanrı tanımı yapmamız gerekmektedir. Ancak belli bir dine mensup insanlar arasında (örneğin Müslümanlar arasında) bile her şeyiyle belirlenmiş kişiden değişmeyen bir tanrı tanımı yoktur. Çünkü insanlar, kendi hayat görüşlerine, yaşadıkları toplumun kültürüne, yaşamlarına ve buna bağlı olarak gereksinimlerine, sahip olduğu bilgiye, eğer bir dine inanıyorsa (yani deist değil, teist ise) o dinin tanımlarına ve daha bir çok sebepte dahil olmak üzere bu etkilerin karışımıyla kendine özel bir tanrı tanımı oluşturur. Bu yüzden bu yazıda tanrıyı, evreni yaratan (zorunlu olarak doğaüstü) bir varlık olarak tanımlayacağım.

Tanrı, metafizik bir kavramdır. Metafizik kavramlar, ancak fenomenleri doğal sebeplerle açıklayamadığımız veya açıklayamayacağımızı düşündüğümüz zaman kendilerinin doğru olduğunu iddia ederler. Eğer bir fenomeni, doğal sebeplerle açıklayabilirsek, metafizik kavramların doğruluk iddiası ortadan kalkar. Buradan da fark edebileceğiniz üzere metafizik kavramların varlığını sağlayan şey, fenomenleri doğal sebeplerle açıklayacak delillerin hiçbir zaman bulunamayacağına dair duyulan inançtır. O zaman metafizik kavramların varlığı, cahilliğe dayanmakta değil midir?

Tanrının metafizik bir kavram olması 2 sorunu da yanında getirir. İlk sorun tanrının nedeni olmak istediği fenomenlerin doğal yollarla açıklanması imkansız olsa bile (ki şunu ana kadar öyle bir şey olmadı; olacağa da hiç benzememektedir. Çünkü evren büyük patlamadan itibaren birikimsel bir süreç ile bu hale gelmiştir. Doğal yollarla gelişen ve değişen bir evrenin doğal yollarla açıklanamaması ancak ya bizim bilimsel tezlerimizden birinde hata yaptığımızı ya da elimizdeki bulguların yeterli olmadığını gösterir ki bu da geriye tanrı kavramını kullanma şansını (şu anlık) sağlayan tek bir soru bırakır. Bu evrenin var olmasına neden olan bir yaratıcı var mıdır?) bunu yapanın tanrı olduğunu ispatlayamayız. Çünkü başka metafizik kavramlar da ortaya atılıp tanrının, sebebi olduğunu iddia ettiği fenomenlerin sebebi olduğu iddia edilecek; ancak tanrı da dahil olmak üzere ortaya atılmış olan tüm metafizik kavramlara ait delil olmayacağı için (metafizik kavramların delilsizlikten ortaya çıktığını belirtmiştik) hiçbirinin doğruluğu kanıtlanamayacaktır. Sadece herhangi birisinin doğru olduğuna inanabiliriz. Ancak bunun hiçbir önemi olmayacaktır.

İkinci sorun ise bilimin tanrı kavramını neredeyse gereksiz saymasıdır (bilim her zaman bir hata yapmış olma olasılığına karşı bir hata payı bırakır. Ancak bazı önermeler o kadar çok delille desteklenir ki tersini iddia etmek neredeyse aptallıkla eşdeğerdir). Bilim, yöntembilimsel doğalcıdır. Yöntembilimsel doğalcılık, açıklanmak istenen şeyin açıklamasını (nedenini) ilk olarak doğal yollarda aramaktır. Eğer açıklanmak istenen şey, hiçbir şekilde doğal yollarla açıklanamıyorsa o zaman metafizik kavramları da değerlendirmeye alabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir şey vardır. Bilim, birikimsel bir süreç olarak işler ve bunun sonucu olarak da evreni açıklayan kapsamlı bir sistem ortaya çıkarır. Eğer şu anda elimizdeki bulgular bazı şeyleri açıklamaya yetmiyorsa, bu hiçbir zaman yetmeyecek demek değildir. Bulgularımız arttıkça sorunu çözebiliriz. Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir. Peki bu söz aynı zamanda (tanrı da dahil olmak üzere) metafizik kavramlar için de geçerli midir? Yanıt, hayırdır. Çünkü metafizik kavramlar bilgilerimizdeki boşluklardan doğarlar. Diğer bir deyiş ile onun varlığını destekleyen şey kanıtsızlıktır. Eğer bilgi boşluğumuzu kapatırsak metafizik kavram yok olacaktır. O zaman tanrı cahilliğimizi kapatmak için yarattığımız bir perde olmasına karşın aslında cahilliğimizin tam bir yansıması olan bir kavram da değil midir?

Bu güne kadar tanrının varlığını kabul ettirmek için en çok kullanılan iddia Bir iğne ustasız, bir resim ressamsız kendi kendine oluşamazken bu kadar karmaşık olan bu evren nasıl bir yaratıcı olmadan var olabilir? dir.

Bir iğnenin veya resmin karmaşıklığı onun bir yaratıcısının olduğunu göstermez. Bütün gözlemler ve bunun sağladığı deliller iğnenin veya resmin bir yaratıcısı olduğu yönündeyse onun bir yaratıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Biz resim yapan insanlar görüyoruz ve resimlerin kendi kendilerine oluştuklarını gösteren hiçbir delile rastlamadık. İşte bu yüzden diyebiliriz ki Resimlerin bir yaratıcısı vardır. Ancak bir çiçek veya yıldız tamamı ile doğal (tanrısız) bir şekilde kendiliğinden oluşmaktadır. Tanrı tarafından yaratılmış bir çiçek de görmedik. Yaratılış ile doğal oluşum arasındaki fark birisinin tasarlanıp, diğerinin tasarlanmamış olmasıdır. Evren doğal bir şekilde birikimsel bir şekilde gelişmekte ve değişmektedir, tıpkı biz insanlar gibi. Evrende gördüğümüz bütün karmaşık dediğimiz yapılar da bu birikimsel sürecin bir ürünüdür. Basitten karmaşığa doğru alınan bir yoldur bu. Ancak tanrının birikimsel bir süreçle var olmamış yani hep aynı derecedeki karmaşıklığa sahip olduğu iddia edilmektedir. Eğer bunu böyle kabul edebileceksek neden evrenin de hep var olduğunu iddia edemeyelim? Tek gereken bir ilk etkidir ki evrenin bunu kendi içinde barındırması ve bu sayede büyük patlamanın gerçekleşmesi, tanrı fikrinden daha muhtemeldir. Hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz, kesin bir tanımı olmayan (nedenlerin önceden belirtmiştik) tanrı kavramının neden var olduğu iddiası gerekçelendirilmelidir. Sanırım bizim de inanmamız beklenen bu kavram hakkında sorular sormaya hakkımız vardır. Başlangıç olarak tanrı hep var mıydı? Neden evreni yarattı? Eminim ki inançlı insanlar bu 2 soruya da, bunun gibi diğer sorulara da yanıt vereceklerdir. Ancak bu yanıtlar delille değil mantıksal yordam ile olacaktır; daha doğrusu hatalı bir mantıksal yordam. Çünkü mantıksal yordam, bilmediğimiz şeyleri bildiklerimizle açıklamaya çalışmaktır. Bilmediğimiz şeyleri, tanrı gibi bilmediğimiz başka şeylerle açıklamaya çalışmak ise anlamsız bir atıp tutma oyunudur ve sorunu daha da büyütmekten başka bir işe yaramamaz. Evrenin nasıl oluştuğunu açıklamaya çalışırken, cevabı test edilemez (doğrulanamaz), yanlışlanamaz ve kesin bir tanımı olmayan kavramın getirdiği sayısız soru, ana soruyu hem gölgede bırakır hem de çözülemez hale getirir. Olasılıklar havuzunun dışından bir yanıt seçmenin hatta yaratmanın mantıklı bir tarafı yoktur.

Not: Yazının devamı, yazının sonundan da fark edebileceğiniz üzere olasılıklar üzerine olacaktır.

Yazıya ulaşabileceğiniz diğer linkler:

http://gencosecmen.blogspot.com/2012/04/tanrnn-var-olma-olaslg-nedir-1.html

https://www.facebook.com/notes/genco-secmen/tanr%C4%B1n%C4%B1n-var-olma-olas%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1-nedir-1/366527656727222

Uzun süredir yoktum. Artık aktif bir şekilde geri döndüm. Herkese tekrardan merhaba.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 175
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu güne kadar tanrının varlığını kabul ettirmek için en çok kullanılan iddia Bir iğne ustasız, bir resim ressamsız kendi kendine oluşamazken bu kadar karmaşık olan bu evren nasıl bir yaratıcı olmadan var olabilir? dir.

Bir iğnenin veya resmin karmaşıklığı onun bir yaratıcısının olduğunu göstermez. Bütün gözlemler ve bunun sağladığı deliller iğnenin veya resmin bir yaratıcısı olduğu yönündeyse onun bir yaratıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Biz resim yapan insanlar görüyoruz ve resimlerin kendi kendilerine oluştuklarını gösteren hiçbir delile rastlamadık. İşte bu yüzden diyebiliriz ki Resimlerin bir yaratıcısı vardır. Ancak bir çiçek veya yıldız tamamı ile doğal (tanrısız) bir şekilde kendiliğinden oluşmaktadır. Tanrı tarafından yaratılmış bir çiçek de görmedik. Yaratılış ile doğal oluşum arasındaki fark birisinin tasarlanıp, diğerinin tasarlanmamış olmasıdır

"bir iğnenin bile ustası varken..."'e karşılık olarak "e öyleyse tanrı'nın da bir yaratıcı olmalı" demek ne derece doğrudur? Soroya soruyla cevap vermek nasıl bir mantıktır?

Bir iğnenin veya resmin karmaşıklığı nasıl bir yaratıcısı olduğunu göstermez? Böyle birşey olabilir mi? Tanrı tarafından yaratılmış bir çiçek göremedik diye tanrı yoktur demek "ben van gogh'u görmedim öyleyse bu resim tesadüfen oluşmuştur" demek gibi birşey.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"bir iğnenin bile ustası varken..."'e karşılık olarak "e öyleyse tanrı'nın da bir yaratıcı olmalı" demek ne derece doğrudur? Soroya soruyla cevap vermek nasıl bir mantıktır?

Bir iğnenin veya resmin karmaşıklığı nasıl bir yaratıcısı olduğunu göstermez? Böyle birşey olabilir mi? Tanrı tarafından yaratılmış bir çiçek göremedik diye tanrı yoktur demek "ben van gogh'u görmedim öyleyse bu resim tesadüfen oluşmuştur" demek gibi birşey.

Soruya soruyla cevap vermedim. Tanrı'nın da bir yaratıcısı olmalı iddiasını bu yazıda kullanmamıştım. Nereden çıkardın pek anlayamadım doğrusu. Bir şeyin karmaşıklığı onun bir yaratıcısı olması gerektiğini göstermez elbette. Yazıda da belirttim, evren birikimsel bir süreç ile basitten karmaşığa doğru ilerlemektedir. Karmaşık şeyleri tümdengelim yaparak anlayabiliriz. Neden aramak yerine hemen yaratıcıya sarılmanın anlamı yoktur.

Ben genel olarak resimler dedim. Resimlerin kendi kendine oluştuğunu veya yapıldığını hiç görmedik. Buna nazaran resim yapan binlerce belki de milyonlarca insan gördük. Yıldız karmaşık bir yapıdır ve doğal yollarla diğer bir deyiş ile tanrıya gerek olmadan kendi kendine oluşur. Basit şeyler birleşerek karmaşık şeyleri oluştururlar. Bunun için bir yaratıcıya gerek yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanri insanoglu aklinin bir yaratimi kavram olarak vardir.

Akil olarak vardir.

Inanc olarak vardir.

Fenomen olarak yoktur, gozlem vermez.

Bilimsel olarak; bilissel teolojik noncognitivizmdir. Yani tanri kavrami tartismasi ve tanrisal yanasim ve tanrisal zihniyet olarak bu kavramin var/yok ve inanc tartismasi; anlamsiz, luzumsuz, gereksizdir.

Epistemolojik olarak tanri kavrami ona anlam ve icerik veren aklin bu anlam ve icerik temelinde kurdugu olumlu/olumsuz bagdir.

Genel olarak tanri kavraminin tartismasi bilissel teolojik noncognitivizmdir. Cunku insanoglu tarihler boyu bir suru coklu/tekli, soyut ya da ozdeslestirilmis bir somut, ya da goruntu verilmis bir put pitoresk olarak cesitlidir.

Ayrica, tanri kavraminin, yaratici, yaratan, akilli tasarimci, olanlayici/programlayici v.s. temelli teleolojik anlam ve iceriklendiren cesitleri de vardir.

Dolayisi ile bir tanri kavraminin varliksal ve inancsal tartismasindan once; kisinin kendi inanc tarafi olarak kendi olumlu/olumsuz bagini belirtmesi adina "tanri nedir/hangi tanri?" temelli sorulara aldigiu yanit tarafini belirler.

Ayrica "hangi tanri" teolojik ve din felsefesi temelli ozel bir tanriya yonelik bir tartismadir, Mesela Allah, Gog, Yehova, Vishnu, Zeus v.s.

Kisaca tanrinin sadece kavramsal var olma olasiligi vardir. Bu da insanoglu aklinin yarattigi mistik, efsanevi, mitolojik ve fizik otesi anlam cve iceriklendirilen bir fizik otesi karakteridir. Karekterin bilinebilirligi, o karektere verilen anlam ve icerik ile paraleldir.

Inanclilar ozel tanrilarini akillarinda inandiklari ya da inandirildiklari bir dogru olarak tutarlar ve bu akilda yer etmis tanrilarini yine akillari ile bir fenomenal yapi ile ozdeslestirerek kendi inanclarinda gerceklestirirler. (Tanri=Kuran orneginde oldugu gibi)

Tanrinin varligini tartisan felsefe varlik felsefesi olan metafizigin teolojisidir. Bu tartismada aklin varladigi ve somut olarak ozdeslestirerek kendine gerceklestirdigi tanri; cesitli izmlerle cesitlidir.

Tanri varligini fenomenal olarak iceriklendiren ideolojik inancsal dogru-hyloteizm (madde=tanri) temelli panteizmdir. Burada evren=tanridir.

Bunun maddeden basliyan tanrilastirilmis cesitlerinde tarihler boyu insanoglu bir suru fenomene yer vermistir. Gunumuzdeki baslicalari; varolus, evren, evrim, doga madde ve nesnel tanrilardir.

Tanri varligini numenal olarak gerceklestiren-samanizmdir. Ayrica Kant insanoglu numenal yetisini tanrisina bahsetmistir.

Ben bir birey olarak bu konuda hem bir serbest dusunur, hem bir nonteist, hem de bilissel teolojik noncognitivizm taraftariyim.

Serbest dusunurun, temeli sadece bilime, nedenlemeye ve mantiga dayanir. Nonteist tanrisi olmayan, tanrisiz demektir. Buradaki serbest dusunurluk, tanri kavramini tanridisindan tum tanrilastirma eylemi ile birlikte sorunsal resmini ortaya koymak ve ozel ya da genel bir tanri varligi ve inanci icin ise "Ben senin A tanrina yonelik/karsi bir inanc beslemiyorum/tasimiyorum" demektir.

Ya da "herhangibir sekilde tanrilastirmaya inanc beslemiyorum/tasimiyorum" demektir. Nonteizm, disbelief degil; nonbelieftir.

Ateizmin A sinin hem anti hem non hem bireysel hem de toplumsal icerikleri vardir. Ben bu temelde hicbir ozel ya da genel tanriya ve her turlu aklin tanrilastirmasina inanc beslemeyen/tasimayan bir A teistim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tersini sorsak kanıtınız varmıdır?

Tanrı'nın olmama olasılığı var mıdır?

Tanrı'nın olma olasılığı olduğu gibi, olmama olasılığı da vardır. Ancak yazıda da bahsettim, tanrı metafizik bir kavram olduğu için delili yoktur. Kanıt gösterilmeden üretilmiş bir kavramın tersinin kanıtlanmaya da ihtiyacı yoktur. Fakat bu yazıda kesin bir sonuca bağlamadım; bağlamayı da düşünmüyorum. Okuyan kişi kendi kararını verebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanri insanoglu aklinin bir yaratimi kavram olarak vardir.

Akil olarak vardir.

Inanc olarak vardir.

Fenomen olarak yoktur, gozlem vermez.

Bilimsel olarak; bilissel teolojik noncognitivizmdir. Yani tanri kavrami tartismasi ve tanrisal yanasim ve tanrisal zihniyet olarak bu kavramin var/yok ve inanc tartismasi; anlamsiz, luzumsuz, gereksizdir.

Epistemolojik olarak tanri kavrami ona anlam ve icerik veren aklin bu anlam ve icerik temelinde kurdugu olumlu/olumsuz bagdir.

Genel olarak tanri kavraminin tartismasi bilissel teolojik noncognitivizmdir. Cunku insanoglu tarihler boyu bir suru coklu/tekli, soyut ya da ozdeslestirilmis bir somut, ya da goruntu verilmis bir put pitoresk olarak cesitlidir.

Ayrica, tanri kavraminin, yaratici, yaratan, akilli tasarimci, olanlayici/programlayici v.s. temelli teleolojik anlam ve iceriklendiren cesitleri de vardir.

Dolayisi ile bir tanri kavraminin varliksal ve inancsal tartismasindan once; kisinin kendi inanc tarafi olarak kendi olumlu/olumsuz bagini belirtmesi adina "tanri nedir/hangi tanri?" temelli sorulara aldigiu yanit tarafini belirler.

Ayrica "hangi tanri" teolojik ve din felsefesi temelli ozel bir tanriya yonelik bir tartismadir, Mesela Allah, Gog, Yehova, Vishnu, Zeus v.s.

Kisaca tanrinin sadece kavramsal var olma olasiligi vardir. Bu da insanoglu aklinin yarattigi mistik, efsanevi, mitolojik ve fizik otesi anlam cve iceriklendirilen bir fizik otesi karakteridir. Karekterin bilinebilirligi, o karektere verilen anlam ve icerik ile paraleldir.

Inanclilar ozel tanrilarini akillarinda inandiklari ya da inandirildiklari bir dogru olarak tutarlar ve bu akilda yer etmis tanrilarini yine akillari ile bir fenomenal yapi ile ozdeslestirerek kendi inanclarinda gerceklestirirler. (Tanri=Kuran orneginde oldugu gibi)

Tanrinin varligini tartisan felsefe varlik felsefesi olan metafizigin teolojisidir. Bu tartismada aklin varladigi ve somut olarak ozdeslestirerek kendine gerceklestirdigi tanri; cesitli izmlerle cesitlidir.

Tanri varligini fenomenal olarak iceriklendiren ideolojik inancsal dogru-hyloteizm (madde=tanri) temelli panteizmdir. Burada evren=tanridir.

Bunun maddeden basliyan tanrilastirilmis cesitlerinde tarihler boyu insanoglu bir suru fenomene yer vermistir. Gunumuzdeki baslicalari; varolus, evren, evrim, doga madde ve nesnel tanrilardir.

Tanri varligini numenal olarak gerceklestiren-samanizmdir. Ayrica Kant insanoglu numenal yetisini tanrisina bahsetmistir.

Ben bir birey olarak bu konuda hem bir serbest dusunur, hem bir nonteist, hem de bilissel teolojik noncognitivizm taraftariyim.

Serbest dusunurun, temeli sadece bilime, nedenlemeye ve mantiga dayanir. Nonteist tanrisi olmayan, tanrisiz demektir. Buradaki serbest dusunurluk, tanri kavramini tanridisindan tum tanrilastirma eylemi ile birlikte sorunsal resmini ortaya koymak ve ozel ya da genel bir tanri varligi ve inanci icin ise "Ben senin A tanrina yonelik/karsi bir inanc beslemiyorum/tasimiyorum" demektir.

Ya da "herhangibir sekilde tanrilastirmaya inanc beslemiyorum/tasimiyorum" demektir. Nonteizm, disbelief degil; nonbelieftir.

Ateizmin A sinin hem anti hem non hem bireysel hem de toplumsal icerikleri vardir. Ben bu temelde hicbir ozel ya da genel tanriya ve her turlu aklin tanrilastirmasina inanc beslemeyen/tasimayan bir A teistim.

Yazının başında da belirttim; tanrıyı sadece bu yazı için, evreni yaratan yaratıcı olarak tanımladım. Tanrıların sadece kavramsal olarak bir gerçekliği olduğunu düşünmüyorum. Tarihte'de bir yer tutarlar. Tanrılar, insanların gereksinimlerine ve arzularına göre şekillenmişler, bilmedikleri şeylerin de nedeni sayılmışlardır. Bir kavramdan biraz daha fazlası olmalı böyle bir şey. Ama bu onu gerçek yapmaz. Aklımızda var olan şeyleri hayata uygularsak bu onları etken yapar ve sadece kavram olmaktan biraz da olsa kurtarır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın olma olasılığı olduğu gibi, olmama olasılığı da vardır. Ancak yazıda da bahsettim, tanrı metafizik bir kavram olduğu için delili yoktur. Kanıt gösterilmeden üretilmiş bir kavramın tersinin kanıtlanmaya da ihtiyacı yoktur. Fakat bu yazıda kesin bir sonuca bağlamadım; bağlamayı da düşünmüyorum. Okuyan kişi kendi kararını verebilir.

1- En temel problem insandaki "Merak" duygusudur. İnsan doğduğu andan itibaren sorular sorar ve sürekli merak halindedir. Bunun sebebi acizliğidir. Herşeyi bilerek doğmadık ve bildiklerimiz bizi tasarlayanın öğrettikleri kadardır. bu nedenle ötesi sadece İnançtır. ve İnanç kanıt gerektirmez. Ya inanırsın ya inanmazsın.

2- Kanıt dediğiniz şey nedir? Ne olsaydı Tanrı'ya inanırdınız? Ya da gözünüzle görseydiniz inanırmıydınız? kanıt derken içini doldururmusun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazının başında da belirttim; tanrıyı sadece bu yazı için, evreni yaratan yaratıcı olarak tanımladım. Tanrıların sadece kavramsal olarak bir gerçekliği olduğunu düşünmüyorum. Tarihte'de bir yer tutarlar. Tanrılar, insanların gereksinimlerine ve arzularına göre şekillenmişler, bilmedikleri şeylerin de nedeni sayılmışlardır. Bir kavramdan biraz daha fazlası olmalı böyle bir şey. Ama bu onu gerçek yapmaz. Aklımızda var olan şeyleri hayata uygularsak bu onları etken yapar ve sadece kavram olmaktan biraz da olsa kurtarır.

Kusura bakma ama bu bir kavramsal olgudur ve epistemolojik yapilandirilmis gercekliktir. O yuzden tartisma disidir. Tanrinin kavramsal varliginin en buyuk kaniti bu sitedir. Lugatlardir ve dunya insanliginin tartistigi teolojik tartismadir. Tartisilan hersey kavram olarak vardir. Bir sey kavram olarak yoksa, ifadesi de, algisi da, bilgisi de olmaz.

O yuzden tanrinin epistemolojik ve kavramsal varligi karsi cikilmaz bir yapilandirilmis gercekliktir.

Olmayan bir kavram tartisilmaz. Senin bu basligi acman bile tanri kavraminin varliginin bir delilidir.

Onemli olan bu kavram ile kisinin kurdugu bagdir. Ihtiyaci olmayanlar zaten olumlu/olumsuz bir tanri kavrami bagi kurmaz. Tanri kavramini sadece bilimsel ve bilissel olarak toplumlar uzerindeki sosyolojik ve psikolojik izlenimlerinin gozleminin insanlik adina sorunlarini getirir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı'nın olma olasılığı olduğu gibi, olmama olasılığı da vardır. Ancak yazıda da bahsettim, tanrı metafizik bir kavram olduğu için delili yoktur. Kanıt gösterilmeden üretilmiş bir kavramın tersinin kanıtlanmaya da ihtiyacı yoktur. Fakat bu yazıda kesin bir sonuca bağlamadım; bağlamayı da düşünmüyorum. Okuyan kişi kendi kararını verebilir.

Yukaridaki ifade agnostisizmin ifadesidir. Eger olma olanagi inanci one cikarsa teist agnostisizm, olmama olanagi one cikarsa ateist agnostisizmdir.

Ayrica her tanrinin kendine gore bir ispati yani fenomeni vardir. Mesela Allah'in varligi=Kuran'dir. God'un varligi=Isadir v.s.

Somut bir verisi olmayan ya da somut bir veri ile ozdeslesmeyen hic bir tanri inanci olamaz.

Cunku inanc gercek ozdesliginin dogrulayicisi somut bir veridir.

Butun inanclarin kendilerine dogru olarak gerceklestirdikleri bir fenomenleri vardir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1- En temel problem insandaki "Merak" duygusudur. İnsan doğduğu andan itibaren sorular sorar ve sürekli merak halindedir. Bunun sebebi acizliğidir. Herşeyi bilerek doğmadık ve bildiklerimiz bizi tasarlayanın öğrettikleri kadardır. bu nedenle ötesi sadece İnançtır. ve İnanç kanıt gerektirmez. Ya inanırsın ya inanmazsın.

2- Kanıt dediğiniz şey nedir? Ne olsaydı Tanrı'ya inanırdınız? Ya da gözünüzle görseydiniz inanırmıydınız? kanıt derken içini doldururmusun?

Tanrı hakkında iddia edilen her şey yalan olmasaydı, tarih boyunca bilmediğimiz her şeye tanrı yaptı demeseydik, hakkında bilimsel bir kanıt olsaydı(evreni yaratmış olsaydı bilimsel bir kanıt bulurduk, belki buluruz ha? Pek sanmıyorum). Tanrıya inanmıyorum. Eğer onu algılayamıyorsam, onun hakkında hiçbir kanıt yoksa ona inanmam için bir sebep de yoktur. Cehennemde yanacağımı düşünüyorsan, bu kadar yüce bir varlığın kendi varlığından dürüstçe şüphe duyanları cezalandıracağını düşünüyorsan, tanrın iddia ettiğin gibi yüce değil demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukaridaki ifade agnostisizmin ifadesidir. Eger olma olanagi inanci one cikarsa teist agnostisizm, olmama olanagi one cikarsa ateist agnostisizmdir.

Ayrica her tanrinin kendine gore bir ispati yani fenomeni vardir. Mesela Allah'in varligi=Kuran'dir. God'un varligi=Isadir v.s.

Somut bir verisi olmayan ya da somut bir veri ile ozdeslesmeyen hic bir tanri inanci olamaz.

Cunku inanc gercek ozdesliginin dogrulayicisi somut bir veridir.

Butun inanclarin kendilerine dogru olarak gerceklestirdikleri bir fenomenleri vardir.

Ben tanrının kesinlikle olmadığını düşünüyorum ama hata yapabileceğimi de kabul etmek zorundayım. Ancak bu konuda bu hata payı çok düşüktür. Yazının amacı nedeniyle olabildiğince ortadan bakmaya çalışıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tanrı hakkında iddia edilen her şey yalan olmasaydı, tarih boyunca bilmediğimiz her şeye tanrı yaptı demeseydik, hakkında bilimsel bir kanıt olsaydı(evreni yaratmış olsaydı bilimsel bir kanıt bulurduk, belki buluruz ha? Pek sanmıyorum). Tanrıya inanmıyorum. Eğer onu algılayamıyorsam, onun hakkında hiçbir kanıt yoksa ona inanmam için bir sebep de yoktur. Cehennemde yanacağımı düşünüyorsan, bu kadar yüce bir varlığın kendi varlığından dürüstçe şüphe duyanları cezalandıracağını düşünüyorsan, tanrın iddia ettiğin gibi yüce değil demektir.

Tamam da bilimsel kanıtın yine içi boş kaldı. Evreni yaratıp yaratmadığını hangi gözleme dayanarak anlayabilirsin? bu sadece örnek. kanıt derken neyi kastediyorsun mesela?

Ayrıca seni yakmaz sen istemezsen. buna talip olan sen olduğun için gerisi Takdir-i İlahidir. Kimin ne olacağı belli değil. en azından bizim zaman dilimimiz içinde. bunu deneylemen için ölmen gerek. bu da ne zaman olursa artık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben tanrının kesinlikle olmadığını düşünüyorum ama hata yapabileceğimi de kabul etmek zorundayım. Ancak bu konuda bu hata payı çok düşüktür. Yazının amacı nedeniyle olabildiğince ortadan bakmaya çalışıyorum.

doğru bir yaklaşım tarzı. tebrik ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanoğlu neden kendi yazmış olsun? buna ihtiyacı mı vardı?

Tanrılar, din olmadan var olamaz. Din, toplumu birleştiren unsurlardan biridir(aynı şekilde ayıran da olabilir). Dinler de ahlak kuralları olmadan var olamazlar. Yani anlayacağın üzere dinler toplumu belli bir düzene oturtmak ve/veya tutmak için gereklidir. Tanrı tanımı da halkın gereksinimlerine göre olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...