Jump to content

"A" ve "T" nin "AT" dan haberi yok


Recommended Posts

Varlık nedir diye sorduğumuzda maddedir diyebiliriz.

Madde nedir dediğimizde elementlere kadar ve daha altlarına ineriz.

Elementlerle oluşan maddelerde ise elementlerin tek başına sahip olmadığı bir çok özelliğin varolduğunu görürüz.

Tıpkı "AT" gibi. "A" ve "T" harflerinin "AT" la uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Tıpkı katı-sıvı-gaz fazları gibi. Elementlerin katıdan, sıvıdan haberi bile yoktur. Ama bir araya geldiklerinde aynı elementler dahi, farklı davranışlaraa bürünürler.

Tıpkı beyin gibi. Nöronlar arasında sinaps bağlantıları, 0-1 iletişimine dayanır. Ancak nöronlar çevreyi işlerken 0-1 mantığından öte, puslu mantık kullanırlar.

Katmanlı bir varlık mimarisiyle karşı karşıyayız. Bütünün özellikleri parçalarında bulunmayabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi, güzel de, bundan nasıl bir sonuç çıkarıyorsun?

Önemli olan orası.

İlginç geliyor. Bilinci anlamaya çalışıyorum. Henüz bir sonuç yok.

"Determinist iki birimin yine determinist bağlantısından, determinist olmayan bir birim olabilir mi?"

Aradığım cevap bu. Düşünce, benlik, bilinç ve duyguları kavramada kuantum dünyasının sağduyu ile örtüşmeyen ilkeleri mi belirleyici, yoksa kuantum mikro dünyasına inmeden de açıklanabilirler mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

0-1 yazınca aklıma şu alıntı geldi

Rabbimiz, "İsmimi çevrende şu zikreden meleklerden öğrenebilirsin." dedi. Bu ayrıca ilk sınavdı safiyullah için.

Melekler o sırada kendi matematik dilleriyle "1, 0, 1 ve/veya 0" diye zikretmekteydiler. Meleklerin sayısal dilindeki bu ifadeyi Safiyullah sözele çevirdi ve (1=AL, var olan ise 0=LA, yok olan demektir ve Hu=Vahyin kaynağı olduğuna göre tamamı AL+LA+Hu olur. O halde Rabbim ALLAHüwe dir dedi. .Melekler bu sayı ve ses dönüşümüne çok şaşırmışlardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç geliyor. Bilinci anlamaya çalışıyorum. Henüz bir sonuç yok.

"Determinist iki birimin yine determinist bağlantısından, determinist olmayan bir birim olabilir mi?"

Aradığım cevap bu. Düşünce, benlik, bilinç ve duyguları kavramada kuantum dünyasının sağduyu ile örtüşmeyen ilkeleri mi belirleyici, yoksa kuantum mikro dünyasına inmeden de açıklanabilirler mi?

Kaosu bilirsen bütün bunları açıklayabilirsin?

Kuantım fiziğinin bu olgulara katkısı sadece spekülasyondan ibaret.

Ortada bilimsel bir gözlem yok.

Değişgenlerin çokluğu determinizmi kaosa yönlendiriyor.

Kaos ise kendiliğinden örgütlenmenin temelini oluşturuyor.

Ortaya otokatakinetik sistemler çıkıyor.

Bu arada entropi ve maksimum entropi üretimi yasaları devreye giriyor.

Yani doğada bilincin ve beyinle ilgili aktivitelerin ortaya çıkması için gerekli malzeme ve kanunlar mevcut.

Maddenin davranışlarında gizem aramaya gerek yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaosu bilirsen bütün bunları açıklayabilirsin?

Kuantım fiziğinin bu olgulara katkısı sadece spekülasyondan ibaret.

Ortada bilimsel bir gözlem yok.

Değişgenlerin çokluğu determinizmi kaosa yönlendiriyor.

Kaos ise kendiliğinden örgütlenmenin temelini oluşturuyor.

Ortaya otokatakinetik sistemler çıkıyor.

Bu arada entropi ve maksimum entropi üretimi yasaları devreye giriyor.

Yani doğada bilincin ve beyinle ilgili aktivitelerin ortaya çıkması için gerekli malzeme ve kanunlar mevcut.

Maddenin davranışlarında gizem aramaya gerek yok.

Burda yazdıklarını biliyorum ama bunlarla akademik derecede ilgilenler dahi bazı konuları açıklayamıyor ki; kuantum fiziği ile spekülasyon yapıyorlar.

Bilincin maddeye bağımlı olduğunu biliyoruz ama, kuantumdan bağımsız olduğunu bilmiyoruz.

Ayrıca otokatakinetikle ilgili yazıların güzeldi. (tanrıyı reddetme anlamında değil.)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuantum dünyasının yasalarının sağduyu ile örtüşmediği sadece bir iddiadır. Einstein fiziği ile kuantum fiziğinin farklılığı boyutsal yani makro ve mikro farklılıktan kaynaklanıyor olabilir. Yasalarının uyumsuz değil uyumlu yada mantığa uygun olduğu sonuncunun ileride ortaya çıkmayacağı ne belli? Einstein fiziğinin sorunlu yada eksik olmadığı ne belli? Mutlaka açılımlar ve yeni anlayışlar ortaya çıkacaktır zamanla. Yerimizde sayacak değiliz ya.

Bir belgeselde parçacıkların dalga yada tanecik olarak hareket etmediklerini, aynı anda bu iki halin parçacıkta var olduğunun gözlemlendiğini anlatıyordu. Taneciğin etrafında dalga görüntüsü olarak gösteriliyordu durum.

Benim anladığım evren insanın düşüncesinden daha esnek. İnsandır katı düşünen. Bizler katı düşündüğümüz için katı dünya ve katı dünya yasaları var. Tabii kaçınılmaz olarak tek gerçek budur diyoruz.

Peki biz evrenin kendisi gibi esnek düşünebildiğimizde ne olacak? Uçan kaçan bir evrende savrulup duracak mıyız? Hiç sanmıyorum. Evrenin müthiş sürprizleri olduğunu düşünüyorum. Eminim harika bir macera olacak. Ama zorlu elbette.

tarihinde baglanti789 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaosu bilirsen bütün bunları açıklayabilirsin?

Kuantım fiziğinin bu olgulara katkısı sadece spekülasyondan ibaret.

Ortada bilimsel bir gözlem yok.

Değişgenlerin çokluğu determinizmi kaosa yönlendiriyor.

Kaos ise kendiliğinden örgütlenmenin temelini oluşturuyor.

Ortaya otokatakinetik sistemler çıkıyor.

Bu arada entropi ve maksimum entropi üretimi yasaları devreye giriyor.

Yani doğada bilincin ve beyinle ilgili aktivitelerin ortaya çıkması için gerekli malzeme ve kanunlar mevcut.

Maddenin davranışlarında gizem aramaya gerek yok.

Kaos demek herşeyi anlaşılır hale mi getiriyor yani?

Kaos dedik diyelim ne olacak? Olay çözüldü dağılın arkadaşlar mı diyeceğiz?

Hem bilimsel olarak kabul görmüş bir teori midir kaos acaba?

Hani siz bize hep bunu sorarsınız ya.

Yoksa altı üstü o da bir tezden ibaret midir?

Maddede gizem aramaya gerek yoksa ne diye kıvranıyoruz o zaman?

Bunca sorgulama ve yırtınma niye?

Bilim neden ucunu bucağını bulamıyor evrenin ve olup bitenin?

Fizikçiler neden madde nedir bilmiyoruz diyorlar acaba?

Gizem kelimesi belki itici. Anca genede işe yarıyor bu tartışmada.

Gizemin ta kendisi işte madde. Hem ondan yapılmışsın. Hem onu deneyimleyip duruyorsun. Ama nedir çözemiyorsun.

Daha ne olsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu yoruma bayıldım.

Teşekkür ederim.

Bu sonuca şu sebeple vardım.

Çift yarık deneyini izleyenler bilir. Gözlemci yokken duvarda dalga deseni oluşuyor. Gözlemci varken iki parçacık tanecik gibi hareket ediyor.

Benim iddiam şudur. Tüm gözlemciler insan olduğu için ve beklentilerde tanecik hareketine göre olacağından gözlemci varken aynı şey sürekli tekrarlanacaktır.

Ama düşüncesi daha açık ve düşünce kontrolü yapabilen birisi gözlemcilik yaparsa ve dalga hareketi beklentisini düşüncesinde tutarsa gözlemci olarak dalga desenini gözlemleyeceğini düşünüyorum. ,

Yani kuantum dünyada bizim beklentilerimiz belirleyici oluyor. Çünkü madde küçük. Düşünceden kolaylıkla etkilenebiliyor.

Ancak iş bizim madde dünyamıza gelince öyle olmuyor. Bunun hep böyle kalacağını sanmıyorum. Teknolojiyle ve zamanla madde ile ilgili çok şaşırtıcı şeyler yapabileceğimiz aşikar. Bugünden bunlarla ilgili çalışmalar ve gelişmeler var.

KUANTUM MEKANİĞİ VE SAĞDUYU isimli konuda yazdıklarım bunlar. Bu deney ve benim deneyi yorumlayışım böyle. Bu sebeple yukarıda ki yorumu yaptım. Yani bu yorumum bir sürecin ürünü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayat felsefeme yakın yorum yapmışsınız, o yüzden çok hoşuma gitti.

Mallesef insan düşüncesini bir mastara göre çalıştırıyor. Ancak ne zaman o mastardan kurtulursa o zaman beynini daha etkin kullanabilir.

Bunu şuna benzetiyorum. Sanki elinde sadece 1 metre var. Bir şeyi ölçeceğin zaman o metreyi kullanıyorsun. Ölçtüğün şey bir metreden büyük ise "benim aklım bundan sonrasına ermez, bundan sonra sonsuzluk vardır, bundan sonra bu deneyi yapmak imkansızdır, belki ileride teknoloji gelişince (2 metrelik metre yapılınca) bunu anlayabiliriz" gibilerinden düşünür çoğu insan...

Ancak o 1 metreyi, 1 metreden uzun bir şey ölçmek için iki kere kullanmayı akıl etmez. Zaten bunu akıl edenler dünyada çok ender olmuşlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaos demek herşeyi anlaşılır hale mi getiriyor yani?

Kaos dedik diyelim ne olacak? Olay çözüldü dağılın arkadaşlar mı diyeceğiz?

Hem bilimsel olarak kabul görmüş bir teori midir kaos acaba?

Hani siz bize hep bunu sorarsınız ya.

Yoksa altı üstü o da bir tezden ibaret midir?

Maddede gizem aramaya gerek yoksa ne diye kıvranıyoruz o zaman?

Bunca sorgulama ve yırtınma niye?

Bilim neden ucunu bucağını bulamıyor evrenin ve olup bitenin?

Fizikçiler neden madde nedir bilmiyoruz diyorlar acaba?

Gizem kelimesi belki itici. Anca genede işe yarıyor bu tartışmada.

Gizemin ta kendisi işte madde. Hem ondan yapılmışsın. Hem onu deneyimleyip duruyorsun. Ama nedir çözemiyorsun.

Daha ne olsun?

Bilinmeyen başka gizem başka

Bilinmeyen = bilimsel

Gizem = metafizik = bilinemeyecek olan

Bilim biinmeyenin bilineceğinden hareket eder.

Benden de bu kadar

tarihinde osho tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...