Jump to content

Kuranın 7 Kat Gök Bilgisi Gerçek Dışı


Recommended Posts

7 kat gök. Bu söylemi Kuranda sürekli görürsünüz. Sanki bilindik bir bilimsel bilgiymiş gibi hepimiz de sindirmişizdir. Gerçekte 7 kat gök var ve Kuran bundan bahsediyormuş gibi. Aslında 7 kat gökten Kuran bahsettiği zamanlar tam da göğün 7 katlı olduğu düşünülüyordu.

Bu nereden geldi? Kurandan bin yıl önce gökyüzüne bakan insanlar gök cisimlerini gördüler. Bunlar Güneş, Ay ve yıldızlardı. Ancak yıldızlardan 5 i farklı görünüyordu. Onlar diğerleri gibi sabit durmuyorlar sürekli bir devinim içindeydiler. Hareket ediyorlardı. Tıpkı Güneş ve Ay gibi. O zamanlar gezegen kavramı yoktu ve bunların hareketlerine anlam verilemiyordu.

İlk kez M.Ö 400 yıllarında eski Yunan medeniyetinde, Dünya merkez olmak üzere 7 kat gök tanımını görüyoruz. 7 adet kat vardı ve herbir katta Güneş,Ay,Venüs,Merkür,Mars,Jupiter,Saturn Dünya çevresinde dönüyorlardı. Hatta bunları kristal kürelerin içinde olduğunu söyleyenler bile vardır.

Bu eski bilginin Kurandan ayrıldığı nokta ise Kurana göre en yakın gök yıldızlardan oluştuğu halde, (Mulk 5. ayet) Eski yunanlılar en uzak kürenin yani arka fonun yıldızlardan oluştuğunu düşünüyorlardı; ki bu, Kurana göre daha gerçekti. Çünkü yıldızlar gezegenlerin önünde değil normalde Dünya'ya göre arkasındadır. Kuran kendisinden bin yıl öncesinin doğru bilgisini dahi yanlış almış, bu bilginin aksini iddia etmiş ve çok büyük bir hata yapmıştır.

Günümüze gelecek olursak bu bilgiyi sadece bilim tarihi kitaplarında okuyoruz. Gök cisimlerinden sadece Ay'ın Dünya'nın çevresinde döndüğü; diğerlerinin Dünya gibi Güneş çevresinde yörünge hareketi yapan gök cisimleri oldukları, bunların da sayılarının 5 den daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Özetle Kuran'ın 7 kat gök tasavvuru astrnomik bilgilerle örtüşmemektedir. Gerçekte 7 kat gök yoktur. Hiçbir çağdaş astrnomi kitabında bunu göremezsiniz. Ancak 2 bin yıl öncesinde yazılmış olan Yunan astronomi kitaplarında ve bundan bin yıl sonra yazılan Kuranda görebilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 122
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

kurandaki yazılı olan doğrudur.atmosfer veya evren insanın neye yorduğu önemli değil.ama atmosferinde katmanları 7 civarı buda enteresan.tüm yıldızların bulunduğu bölge için yakın gök tabiri var.bu açıdan bakarsak,yıldızların olmadıgı gök katmanlarıda var.ama bunu bilim tesbit etmemiş olabilir.nede olsa 1000 sene önce uzay hakkındada bilgimiz yoktu.1000 sene sonra neleri keşfedeceğiz belli değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sence yıldızlar atmosferdeler mi? Sence yıldızlar nedir diye sorsam ne cevap vereceksin?

Bu arada atmosferin 5 katmanı vardır. Hatta 5. katmanı ekzosfer bir katman bile değildir.

harun yahyadan iki şey okuyup konu açmayın kardeşim.nerde yazıyor kuranda yıldızlar atmosferde.yakın semada diyor.yakın semanın atmosfer olduğunuda nereden çıkarıyorsun. :(

Link to post
Sitelerde Paylaş

yıldızların olmadıgı gök katmanlarıda var.ama bunu bilim tesbit etmemiş olabilir.

:D Sen kafayı yemişsin bilader... Hem çok cahilsin, hem de öğreneyim diye kafanı bir saniye bile çalıştırmıyorsun. Sizin gibi dogmatik cahiller bu ülkenin utancı. Yüz karası ilkel dogmatiklersiniz. Sizin yüzünüzden ülkemden, halkımdan utanç duyuyorum.

Derdiniz gücünüz "aman dogmalarıma dokunmayın! Dogmalarıma cici deyin de sonra ne yaparsanız yapın! Tek dogmalarıma amaaan, ciciii, ne şekeeer deyin. Sonra ne halt ettiğiniz beni ilgilendirmez!"

İnanılmazsınız. İnanılmayacak derecede cahil ve düşüncesizsiniz...

Yahu ne yıldızların olmadığı gök katmanı yahu, sen kafanı peynir ekmeğe mi katık ettin? Bu cahilliğin zır düzeyi iddiayı nasıl kafanda canlandırabiliyorsun? Bilimden zerre kadar da mı kafanda bir nasip yok senin be?

tarihinde demirefe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

7 kat gök. Bu söylemi Kuranda sürekli görürsünüz. Sanki bilindik bir bilimsel bilgiymiş gibi hepimiz de sindirmişizdir. Gerçekte 7 kat gök var ve Kuran bundan bahsediyormuş gibi. Aslında 7 kat gökten Kuran bahsettiği zamanlar tam da göğün 7 katlı olduğu düşünülüyordu.

Bizim günes sistemimizdeki gezegenlerden bahsetmis olsa.....yanlis....bugün 9 gezegen oldugu biliniyor....

Insanlarin kafasini karistirip....bizim aklimiz ermez...allah bilir....dedirtmek icin yazilmis herhalde....

Evet Allah bilir ama kuran bilmiyor.

tarihinde Mike650 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

harun yahyadan iki şey okuyup konu açmayın kardeşim.nerde yazıyor kuranda yıldızlar atmosferde.yakın semada diyor.yakın semanın atmosfer olduğunuda nereden çıkarıyorsun. :(

Kuranda yıldızlar göğün birinci katındadır diyor. Siz de 7 kat gök atmosferin katlarıdır diyorsunuz ya, yıldızlar da atmosferde oluyor öyleyse.

tarihinde taopaipai tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

"Gök katmanı" diye bir kavram sözkonusu bile olamaz bilim açısından. Gök katmanları diye atmosferden söz edenler de zırvalamaktan başka bir şey yapmıyor. Gök - atmosfer anlam eşitliği, geçmişteki doğru veri (bilgi) eksikliğinden gelen bir algı yanılgısıdır. " Gök" yalnızca bir görüntünün adıdır. Sadece maddelerden oluşan varlıkların katmanlarından sözedilebilir .

CharlesDarwin haklıdır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Göklerin yaratılışı Kuran'da nasıl tarif ediliyor? Nasıl tarif edildiğini anlayabilmemiz için Fussilet 11- deki ''e'etiya'' kelimesinin doğru anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bu kelime ''ikiniz gelin'' anlamına (Bakara 260 - ye'tiyneke sa'yan) gelebileceği gibi ''ikiniz verin'' anlamına da gelebilir. Elif, te ve ye'den oluşan bu kelime ''zekat verirler'' derken de kullanılır: Atu zzekat. (Bu kelime kitap verilenlerde de kullanılır) Şimdi burada niçin gelin yerine verin anlamını tercih ediyorum?

Fussilet 11- Sonra, dumanlı göğe istiva etti (yani gök ile aynı hizaya veya aynı yüksekliğe veya seviyeye geldi veya eşit oldu), sonra da göğe ve yeryüzüne: "İsteyerek veya istemeyerek bana verin" dedi. İkisi de: "İsteyerek verdik" dediler.

Göğe istiva eden Allah'ın yani göğün yüksekliği ile aynı seviyeye gelen Allah'ın gökyüzüne ''gel'' demesi mantıksız olur. Diyanet mealinde ''buyruğuma gelin'' diye tercüme ediyorlar halbuki buyruk kelimesi Fussilet 11'de yok. Yani gökyüzüne istiva eden yani gelen Allahın gökyüzüne gel demesi mantıksızdır. Şöyle bir örnek vereyim, siz ali'nin yanına gidiyorsunuz, ali'nin elini sıkıyorsunuz ve alinin elini sıkarken aliye ''gel'' diyorsunuz. Son derece mantıksız değil mi?

peki, Allah gökyüzünden ve yeryüzünden neyi vermelerini istiyor?

Fussilet 12. ayet'e göre Allah yeryüzü ve gökyüzüne bana verin dedikten sonra onları yedi gök olarak yaratma işini bitiriyor. Fe kaZa hünne seb'a semavatin..... Onları, yani yeryüzü ve gökyüzünü yedi gök olarak kaza etti yani yaratma işini tamamladı, bitirdi. (Ahzab 36- ...iza kaZa llahü ve resulehü emran... Allah ve resulü bir emri veya buyruğu Kaza ettiği yani söylemeyi tamamladığı bitirdiği zaman.)

Yani elinizde bir adet yeryüzü ve bir adet de gökyüzü var, ve siz bu ikisinden yedi gök var ediyorsunuz. Peki yeryüzünün göklerle ne ilgisi var?

Fatır 41- Allah gökleri ve yeri uzaklaşırlar diye veya uzaklaşmasınlar diye tutar, yani aradaki mesafeyi muhafaza eder. Bu ayetteki ''tezuula'' ze ve le harflerinden oluşur, ve zeval kelimesi ile aynı kök'e sahiptir. Mesela ''elçiye zeval olmaz'' denir. Yani elçiyi uzaklaştırmak, kovmak olmaz.

Bugün biz bilim adamlarının sayesinde uzaydaki galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığını biliyoruz, yani gökteki veya uzaydaki bir yıldıza baktığımızda bizden hızla uzaklaşan bir cisme bakıyor olabiliriz. Kurana göre yıldızlar uzaklığı değişmeyen gökte (yakın göğü kandillerle, lambalarla süsledik. fussilet 12.) olduğuna göre yıldızların dünya ile arasında olan mesafe değişmemelidir. Yani kuran'a göre bütün gök cisimleri dünya'ya eşit mesafededir. Güneş, ay ve yıldızlar dünyaya eşit mesafededir. Hepsi bir düzlemdedir. Yani güneş ay ve yıldızları bir yorganın veya yatak örtüsünün üzerindeki süslemeler olarak düşünebilirsiniz. Kuran'a göre gökyüzü yani uzay uzaklığı mesafesi sabit olan bir düzlemdir. Yani evinizin tavanı gibi de düşünebilirsiniz. Evinizin tavanı yakındayken büyük görünür ama uzaklaştığını farz edersek bir süre sonra çok zor görebileceğimiz bir nokta haline gelir.

Gök bir düzlem olduğuna göre yeryüzünün de bir düzlem olmaması için hiçbir neden olamaz. Yeryüzü yayılmış genişletilmiş bir düzlemdir. tıpkı bir çarşafın yayılması gibi veya bir yufka hamurunun genişletilmesi gibi.

Yeryüzünün göklerle ne ilgisi var diye sormuştum.

Hicr 16- And olsun ki, gökte burçlar meydana getirdik, onları bakanlar için süsledik.

Mülk 5- And olsun ki, yakın göğü kandillerle (yıldızlarla) süsledik, onları (o yıldızları) şeytanlara atılan şeyler yaptık ve şeytanlara çılgın alev azabını hazırladık.

(Yıldızları atmosfere giren meteorlarla karıştırmışlar.)

Burç; uzaklardan rahatlıkla görülebilen kalelerin yüksek kısımları veya kuleleridir. Bunlar rahatlıkla görülebildikleri için burç olarak tanımlanmışlardır. Aynı şekilde yakın gökte de burçlar varmış. Gökte burçlar varsa, o burçların yani o yapıların içinde canlı varlıkların da olması gerekir. Burçlar koyu karanlıkta görülemeyeceği için dışardakiler görebilsinler diye ateş veya lamba yakarak Burçların bulunması kolaylaştırılmalıdır. Biz bu burçları yani yapıları çok uzakta oldukları için göremiyoruz fakat ışığını görebiliyoruz. (Bunlar masal, çok fazla mantık aramayın.)

Kuran'a göre melekler yeryüzünde ikamet etmezler, meleklerin ikametgahı gökyüzü veya göklerdir. Adem meleklere eşyaların isimlerini söylemiştir, öyleyse Adem meleklerle aynı ortamda bulunmuştur. Yani Adem gökyüzündeki cennette meleklerle beraber yaşamıştır ve Adem cennetteki çamurdan yaratılmıştır.

Ademe ailesi ile birlikte gökyüzündeki cennetten yeryüzüne inmesi emrediliyor.

Bakara 36-... onlara "Birbirinize düşman olarak inin (aşağı yere düşün), yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz" dedik.

Adem ve ailesi yeryüzüne yerleşmeden önce neredeydi dersiniz? Tabii ki gökteki cennette.

Öyleyse gökte bir kara parçası yani cennet olmalıdır.

Peki biz göğe baktığımızda neden cenneti göremiyoruz?

Gökyüzü bir düzlem veya bir yüzey olduğuna göre bu düzlemin üst tarafında bir başka düzlem daha olmalıdır. Yani madeni bir paranın, mesela bir tl'nin iki yüzeyi gibi. Biz gökyüzüne baktığımızda bir kara parçası yani cenneti göremediğimize göre cennet göğün alt yüzeyinde değil üst taraftaki yüzeyinde olmalıdır.

Peki bizim gündüz gördüğümüz masmavi gökyüzü bir kara parçası olmadığına göre nedir? Bizim gördüğümüz bir denizdir yani tatlı su denizi. Sizler yağmur nasıl yağıyor sanıyorsunuz?

Hud 40- Nihayet emrimiz geldiği ve tennur feveran ettiği (Tandırın alevleri yükseldiği) vakıt dedik ki.....

Allah niçin toprağın içinde ateş yakılmasını emrediyor? Tabii ki aşağıdaki denizin buharlaşması, bulutların oluşması ve yağmurun yağması için.

Şimdi gelelim Fussilet 12'ye Allah yerin ve göğün verdiği parçaları üst üste koyarak yedi katlı bir bina inşa ediyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özetle Kuran'ın 7 kat gök tasavvuru astrnomik bilgilerle örtüşmemektedir. Gerçekte 7 kat gök yoktur. Hiçbir çağdaş astrnomi kitabında bunu göremezsiniz. Ancak 2 bin yıl öncesinde yazılmış olan Yunan astronomi kitaplarında ve bundan bin yıl sonra yazılan Kuranda görebilirsiniz.

Yukarıdaki durum, ateistlerin, mevcut anlayışa karşı çıkıp aynı zamanda, karşı çıktıkları görüşü referans alıp anti tezlerini bu görüş etrafında biçimlendirmeleri ile ilgili kronik saplantıya iyi bir örnektir.

Anti tez ileri sürülürken ortaya konulan çıkış noktası, yaygın anlayışın tutarsızlığını ifşa etmek üzere olsaydı, bu tutum tutarlı olarak kabul edilebilirdi. Ama tutum, Kuran'ın tutarsız bilgi içerdiği yönüne doğru sapınca, metodik olarak uygulanan yöntemin nerede sekteye uğradığını ifşa etmek gibi bir durum ortaya çıkıyor.

37:6 "Biz Dünya semâsını yıldızlardan süslerle donattık."

İçeriğe dönmek gerekirse, "sema" (gök) sözcüğü, Kuran'da genel olarak "arz"ın (yeryüzü) dışındaki ortamı betimlemek için kullanılır. Buna atmosfer dediğimiz gaz kütlesi de dahildir. 37:6 ayeti üzerinden gidersek, "Dünya seması" ifadesinin kullanma biçiminden, içinde bulunduğumuz semanın bahsi geçen 7 semadan sadece biri olduğunu anlayabiliriz. Buradan, bilim dediğimiz gözlem, deney ve bilgi birikiminin sadece tek bir evren sınırları dahilinde oluştuğunu ve bu nedenle diğer semaların mevcut Kuran kurgusu gereği, bulunduğumuz evrenden izole edildiği görüşünü çelişki ve tutarsızlık arzetmeden rahatça ortaya koyabiliriz. Netice itibariyle "7 sema" ifadesi, Kuran'ın kendi konumu ve kurgusu dahilinde tutarlıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kurandaki yazılı olan doğrudur.atmosfer veya evren insanın neye yorduğu önemli değil.ama atmosferinde katmanları 7 civarı buda enteresan.tüm yıldızların bulunduğu bölge için yakın gök tabiri var.bu açıdan bakarsak,yıldızların olmadıgı gök katmanlarıda var.ama bunu bilim tesbit etmemiş olabilir.nede olsa 1000 sene önce uzay hakkındada bilgimiz yoktu.1000 sene sonra neleri keşfedeceğiz belli değil.

Muhammed seni görse yıl 2012 hala inananlar var derdi :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıdaki durum, ateistlerin, mevcut anlayışa karşı çıkıp aynı zamanda, karşı çıktıkları görüşü referans alıp anti tezlerini bu görüş etrafında biçimlendirmeleri ile ilgili kronik saplantıya iyi bir örnektir.

Anti tez ileri sürülürken ortaya konulan çıkış noktası, yaygın anlayışın tutarsızlığını ifşa etmek üzere olsaydı, bu tutum tutarlı olarak kabul edilebilirdi. Ama tutum, Kuran'ın tutarsız bilgi içerdiği yönüne doğru sapınca, metodik olarak uygulanan yöntemin nerede sekteye uğradığını ifşa etmek gibi bir durum ortaya çıkıyor.

37:6 "Biz Dünya semâsını yıldızlardan süslerle donattık."

İçeriğe dönmek gerekirse, "sema" (gök) sözcüğü, Kuran'da genel olarak "arz"ın (yeryüzü) dışındaki ortamı betimlemek için kullanılır. Buna atmosfer dediğimiz gaz kütlesi de dahildir. 37:6 ayeti üzerinden gidersek, "Dünya seması" ifadesinin kullanma biçiminden, içinde bulunduğumuz semanın bahsi geçen 7 semadan sadece biri olduğunu anlayabiliriz. Buradan, bilim dediğimiz gözlem, deney ve bilgi birikiminin sadece tek bir evren sınırları dahilinde oluştuğunu ve bu nedenle diğer semaların mevcut Kuran kurgusu gereği, bulunduğumuz evrenden izole edildiği görüşünü çelişki ve tutarsızlık arzetmeden rahatça ortaya koyabiliriz. Netice itibariyle "7 sema" ifadesi, Kuran'ın kendi konumu ve kurgusu dahilinde tutarlıdır.

Mutlaka öyledir. Üst evrenlerden bahsetmiştir Kuran. Hatta Kurandan bin sene önce yaşamış eski Yunan düşünürler de mutlaka üst evrenlerden bahsetmişlerdir. Pisagor 7 kristal küreden bahsederken bu kristal küreler elbette ki evren dışıdır.

Salla, nasıl olsa dinle alakalı yalanlar tutuyor. Gene kanıtlanabilir bilgiden çıkıp kimsenin bilemeyeceği alanlarda gezerek kendinizi sözde haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz. Ne de olsa ancak bu şkilde Kuranın belini doğrultabiliyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mutlaka öyledir. Üst evrenlerden bahsetmiştir Kuran. Hatta Kurandan bin sene önce yaşamış eski Yunan düşünürler de mutlaka üst evrenlerden bahsetmişlerdir. Pisagor 7 kristal küreden bahsederken bu kristal küreler elbette ki evren dışıdır.

Salla, nasıl olsa dinle alakalı yalanlar tutuyor. Gene kanıtlanabilir bilgiden çıkıp kimsenin bilemeyeceği alanlarda gezerek kendinizi sözde haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz. Ne de olsa ancak bu şkilde Kuranın belini doğrultabiliyorsunuz.

"7 kat sema" ifadesinin Kuran'da kullanım biçimi ve anlatış tarzı olarak, "7 evren" şeklinde anlaşılmasının daha uygun olduğunu ortaya koydum. Bu nedenle Kuran açısından tutarsız olan yaklaşımınız, 7 kat semayı bulunduğumuz evrende arayan sizin gibi saplantılı ve katı inançlara sahip müslümanları bağlar..

O nedenle aranızdan şimdilik çekileyim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok yorulmayın dostlar, geniş bir inceleme bu konularda yapıldı. Buyrun kuran ve astronomisi hakkında detaylı bilgi.Tıpkı kalbi beyin sanan çağının bilgisi gereği kuran astronomidede aynı çağın hatalı bilgileri ile donatılmış derleme bir kitaptır.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=27786

Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yedi gök diye bir şeyin olmadığını biraz okumuş, Astronomi ile ilgilenmiş ve biraz da din'in ve inancın tesirinden kurtulabilmiş herkes görür. Ben bu başlıkta kuranı yazan insanların veya kurandaki bilgilere kaynaklık eden toplumun kainatı veya evreni nasıl gördüğünü veya nasıl tarif ettiğini kendi bakış açımdan göstermeye çalıştım. Yanlış bir şey yaptıysam forumu yönetenler gereği neyse onu yapabilirler, benim için sorun olmaz. Sizin kast ettiğiniz başlıkta da yazabilirdim ama konu anlaşılması biraz zor olduğu için insanlar sakin kafayla ilk önce benim yazdıklarımı okusun istedim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...