Jump to content

Muhammed kurana uymuyor


Recommended Posts

bakın olayın detayında aslında yuvanın yıılmayıp herşeyin olması gerektiği gibi olduğuu her ıkı tarafında hatta efendımızın ıstemedıgı halde bunun cahılıye devrıyle gelmış bırcok hukmu yıkmak ıcın Allah arafından ıstenıldıgı cok acıkk ve net belırtılmıs lutfe okuyun zıra buraya boş yazı yazmaktan Allaha sıgınırım....

Senin aldigin bu kaynaklarda olayi bir sürü bahanelerle pamuk kilifa sokmaya calisilmis....

gecimsizlik falan yoktu.....yok azad edilen kölesinin karisi kendi kizi gibi olmadigini ispat etmek icin evlendi falan

bunlar bahane.....

isin gercegi......Peygamber bir gün zeyd yokken zeydin evine gidiyor ( zeydin evde olmamasi raslantida olabilir )

ve zeynebi yikanirken, yani ciplak görüyor...( zeynebi mutlaka dikizlemis olacak...yoksa evin icini nasil görsün ? )

zeynebin güzel vücüdünu gördükten sonra, zeyde....karini bosa onunla ben evlenecegim diyor....

zeyd karsi cikiyor, ama peygamber zeyde yaptigi iyilikleri sayiyor....( nankör olma der gibi )

iste benim kaynagim

hadislerden bilinen muhammed'in birgün zeyd'in evine girmesi ve zeynep'i ciplakken görmesi ardından da evlenmek istemesidir.

neyse muhammed zeynep'i anasından babasından değil zeyd'den istiyor. yani kocasından istiyor. küttübü sitte'de durum şöyle anlatılmakta:

" resulullah (sav), zeyd (ra)`e: "git onu bana (kendinden) iste\" dedi. zeyd gitti, zeyneb`e geldiği zaman hamurunu yoğuruyordu. zeyd der ki: "onu gördüğüm zaman içimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. sırtımı ona çevirerek, geri geri yaklaştım ve: "ey zeyneb! beni resulullah (sav) gönderdi. seni istiyor" dedim."

Kaynaklar

^ a b İbnül-Esir, Üsdül-Gâbe, C. II, S. 368

^ http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Enstitu&SubSection=EnstituSayfasi&Date=30.11.2001&TextID=356

^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, C. III, S. 139-140

^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, C. III, S. 143

tarihinde Mike650 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin aldigin bu kaynaklarda olayi bir sürü bahanelerle pamuk kilifa sokmaya calisilmis....

gecimsizlik falan yoktu.....yok azad edilen kölesinin karisi kendi kizi gibi olmadigini ispat etmek icin evlendi falan

bunlar bahane.....

isin gercegi......Peygamber bir gün zeyd yokken zeydin evine gidiyor ( zeydin evde olmamasi raslantida olabilir )

ve zeynebi yikanirken, yani ciplak görüyor...( zeynebi mutlaka dikizlemis olacak...yoksa evin icini nasil görsün ? )

zeynebin güzel vücüdünu gördükten sonra, zeyde....karini bosa onunla ben evlenecegim diyor....

zeyd karsi cikiyor, ama peygamber zeyde yaptigi iyilikleri sayiyor....( nankör olma der gibi )

iste benim kaynagim

hadislerden bilinen muhammed'in birgün zeyd'in evine girmesi ve zeynep'i ciplakken görmesi ardından da evlenmek istemesidir.

neyse muhammed zeynep'i anasından babasından değil zeyd'den istiyor. yani kocasından istiyor. küttübü sitte'de durum şöyle anlatılmakta:

" resulullah (sav), zeyd (ra)`e: "git onu bana (kendinden) iste\" dedi. zeyd gitti, zeyneb`e geldiği zaman hamurunu yoğuruyordu. zeyd der ki: "onu gördüğüm zaman içimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. sırtımı ona çevirerek, geri geri yaklaştım ve: "ey zeyneb! beni resulullah (sav) gönderdi. seni istiyor" dedim."

Kaynaklar

^ a b İbnül-Esir, Üsdül-Gâbe, C. II, S. 368

^ http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Enstitu&SubSection=EnstituSayfasi&Date=30.11.2001&TextID=356

^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, C. III, S. 139-140

^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, C. III, S. 143

veriğin kaynaklar neyden bahsediyoooo özelllıkle verdiğin link ???? veya sen bu frumu takıp edenlerın aaa kaynak vermıs tmam dogru dıye gecıstırıp kabul edeceğinin mi düşündüm bak sana acıklama ve tirmizi den sahıh kaynak ve diğer kaynaklar....

Hicretin 5. senesi, Zilkâde ayı.

Hz. Zeynep binti Cahş, Resûl-i Ekrem Efendimizin halası Ümeyme binti Abdülmuttalib`in kızı idi. Daha önce Peygamber Efendimizin evladlık edindiği Hz. Zeyd bin Hârise ile evlenmişti. Bu evliliğin dünürlüğünü de bizzat Resûl-i Ekrem Efendimiz yapmıştı.62

Hz. Zeynep ve ailesi böyle bir evliliği istemedikleri halde sırf Peygamber Efendimizin ısrarı üzerine rıza göstermişlerdi.

Hz. Zeyd, izzetli zevcesi Hz. Zeynep`i kendisine mânen küfüv (denk) bulmuyordu. Bu durum mânevî imtizaçsızlığa sebep oluyordu. Nitekim evliliklerinin birinci yılı henüz bitmişken, Hz. Zeyd, Peygamber Efendimize gelerek, "Yâ Resûlallah! Ben, âilemden ayrılmak istiyorum" dedi.

Peygamberimizin cevaben, "Zevceni tut boşama! Allah`tan kork" buyurdu.63

Fakat Hz. Zeyd, ferasetiyle Hz. Zeynep`in yüksek bir ahlâkta yaratılmış olduğunu ve bir peygamber hanımı olacak fıtratta bulunduğunu hissetmişti. Kendisini de ona zevc olacak fıtratta mânen küfüv bulmadığı için boşadı.

Peygamber Efendimiz, mânevî geçimsizlik sebebiyle Hz. Zeyd ve Hz. Zeynep arasındaki evliliğin son bulmasından son derece üzüldü. Çünkü, bu evliliği kendisi arzu etmişti. Durumun düzeltilmesi, mahzun Zeynep (r.a.) ile hâdiseden dolayı üzülen akrabalarının gönlünün alınması gerekiyordu.

Hz. Zeynep`in iddeti (boşandıktan sonra beklemesi gereken müddet) dolmuştu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz birgün Hz. Âişe Validemizle oturmuş sohbet ediyordu. Bu esnada kendisine vahiy geldi. İnen âyetlerde Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyordu:

"Zeyd o hanımla alâkasını kesince Biz onu sana nikâhladıktâ ki evlâtlıklarının boşadığı hanımlarla evlenmenin mü`minler için günah olmayacağı anlaşılsın. Allah`ın emri işte böylece yerine getirilmiştir.

"Allah`ın kendisi için takdir ettiği şeyi yerine getirmesinde Peygamber için bir vebâl yoktur. Daha önce geçen peygamberler hakkında da Allah`ın kanunu böyledir. Allah`ın emri, tâyin edilmiş ve değişmez bir hükümdür."64

Vahiy hali sona erince, Kâinatın Efendisi Peygamber Efendimiz (a.s.m.) gülümsedi, "Allah`ın, onu bana gökte nikâhladığını, Zeynep`e, kim gidip müjdeler?" buyurdu.

Âyet-i kerimelerden açıkça anlaşılacağı gibi, Cenâb-ı Hak, Hz. Zeynep`i zevceliğe alması için Peygamberimize emir vermiştir. Resûl-i Ekrem Efendimiz de bu emre uyarak Hz. Zeynep`i zevceliğe almıştır. Âyet-i kerimedeki "Biz onu sana zevce yaptık" beyanı bu nikâhın bir akdi semavi olduğuna açıkça delâlet ediyor. Demek ki, bu nikâh, harikulâde, örf ve zahiri muâmelelerin üstünde sırf Allah`ın emriyledir ki, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Allah`ın emrine boyun eğmiştir. Nefsî arzularla hiçbir ilgisi yoktur.

Bu evliliğin mühim bir hikmeti

Cenâb-ı Hakkın emriyle, Peygamber Efendimizle (a.s.m.) Hz. Zeynep arasında kurulan bu evliliğin ehemmiyetli bir şer`i hükmü olduğu gibi, Bütün mü`minleri ilgilendiren bir hikmet ve fayda tarafı da vardı. Bu da konu ile ilgili gelen vahyin: "Tâ ki, evlâtlıklarını, kendilerinden alâkalarını kestikleri zevcelerini almakta mü`minler üzerine günah olmasın" meâlindeki kısmında beyan buyurulmuştur.

Çünkü, Cahiliyye Devrinde, bir kimse birisini evlât edindiği zaman, halk, evlâtlığı, onun adıyla anar ve evlâtlık, öz evlât gibi o kimsenin mirasından faydalanırdı. Haliyle bu inanca göre, evlâtlığın boşadığı kadını, onu evlât edinen kimse alamazdı, bu haramdı.

İşte, Peygamber Efendimizin, Allah Teâlânın emrine uyarak, Hz. Zeynep`i zevceliğe almasıyla Cahiliyye Devrinin bu inanç ve âdetinin bâtıl olduğunu ortaya kondu. Böyle bir durumda mü`minler için de vebâl ve günahın söz konusu olamayacağı belirtildi.

Münafıkların Dedikoduları

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) Hz. Zeynep`le evlenince, her meselede fırsat kollayıp, Müslümanlar arasında fitne ve fesatı çıkarmaya can atan münafıklar, bu meselede de ileri geri konuşmaya başladılar. Cahiliyye Devri inancına göre, evlâtlığın boşadığı karısını almayı haram sayıp, bunu Resûl-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) aleyhinde dedikodu vesilesi yapıp, "Muhammed, evlâdın karısıyla evlenmeyi haram kıldı. Kendisi ise oğlu Zeyd`in boşadığı karısıyla evlendi" diyerek yaygaraya başladılar.65 Gelen vahiy bu hususa da açık bir şekilde şöyle cevap veriyordu.66

"Muhammed hiçbirinizin babası değildir; o Allah`ın Resûlüdür ve peygamberlerin sonuncudur. Allah ise herşeyi hakkıyla bilir."67

Peygamberlerin, ümmetlerine bir baba gibi nazar ve hitapları risâlet vazifesi itibariyledir, beşeri şahsiyetleri itibariyle değildir. Bu bakımdan, elbette onlardan zevce almanın uygun olmayacağından bahsedilemez. Kur`ânı Kerim, zihinlerde bu hususta uyanacak herhangi bir istifhamı bertaraf etmek maksadıyla, meâlini aldığımız son âyet-i kerime ile mânen şöyle demektedir:

"Peygamber rahmeti İlâhiye hesabıyla size şefkat eder, pederâne muâmele eder ve risâlet namına siz Onun evlâdı gibisiniz. Fakat şahsiyeti insaniye itibariyle pederiniz değildir ki, sizden zevce alması münasip düşmesin! Ve sizlere `oğlum` dese, ahkâmı şeriat itibariyle siz onun evlâdı olamazsınız!"68

Böyle bir çok cihetlerden hikmetleri bulunan ve hayırlara vesile olan bu pâk ve nezih evliliğe toz kondurmak ve bununla da Resûl-i Kibriyâ Efendimizin yüce şahsiyetine gölge düşürmek niyetiyle çırpınıp duranların, hüsni niyetten ne kadar uzak ve maksadı hareket ettikleri, elbette ki, bu izahlarımız neticesinde, basiret ve feraset sahibi mü`minlerin gözünden kaçmaz.

Düğün Ziyafeti Ve Bir Mu`cîze

Evliliklerinde Ashabına düğün ziyafeti tertiplemek, Resûl-i Ekrem Efendimizin bir âdeti idi. Bu âdet, Müslümanlar arasında da günümüze kadar sünnet olarak devam edip gelmiştir.

Fahr-i Kâinat Efendimiz, Hz. Zeynep`le evlendiği gün, Enes bin Mâlik`in annesi Ümmü Süleym, kendilerine yağda kavrulmuş biraz Medine hurması gönderdi. Gönderilen hurma küçük bir kap içinde ancak Peygamber Efendimiz ve Hz. Zeynep`e kâfi gelebilecek kadardı.

Hâdiseyi, bu bir avuç hurmayı getiren "Hâdimi Nebevî" ünvaniyle şöhret bulan Hz. Enes bin Mâlik şöyle anlatır:

"Nebî (a.s.m.) götürdüğümü kabul etti ve `Bana, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali`yi (r.a.) çağır` diye emretti. Bu arada daha birçok kimsenin ismini zikretti. Resûlullahın azıcık bir yiyecek için birçok kimseyi çağırmayı bana emretmesine şaştım. Ama emrine aykırı hareket edemezdim. Onların hepsini çağırdım.

"Bu sefer, `Bak, Mescid`de kim varsa, onları da çağır` dedi. Öyle yaptım. Mescid`e gidip, orada namaz kılan kimi buldumsa onlara, `Resûlullahın düğün ziyafetine buyurunuz` dedim.

"Geldiler. Nihayet sofra doldu. Bana, `Mescid`de kimse kalmadı mı?` diye sordu. `Hayır` dedim.

"Bu sefer, `Bak, yolda kim varsa, onları da çağır` dedi.

"Çağırdım. Odalar da doldu. `Gelmeyen kimse kaldı mı?` diye sordular.

"Hayır, yâ Resûlallah!" dedim.

"`Haydi çanağı getir` buyurdu.

"Getirip önüne koydum. Elini çanağın üzerine koyup bereket duâsında bulundu. Bundan sonra, `Onar onar halkalansınlar ve herkes kendi önünden yesin` buyurdu.

"Dâvetliler emredilen şekil üzere oturarak doyuncaya kadar yediler. Böylece bütün dâvetliler bölük bölük gelip yiyip gittiler."Ben çanaktaki hurmaya bakıyordum. Sofada ve odalarda bulunanların hepsi ondan doyuncaya kadar yedikleri halde çanaktaki hurma getirdiğim gibi duruyordu.

"Resûlullah bana, `Ey Enes! Kaldır` diye emretti.

"Ben de çanağı kaldırdım. Sonra da annemin yanına vardım. Hâdiseyi. olduğu gibi anlattım. Annem de bana, `Hiç hayret etmene gerek yok! Eğer, Allah ondan bütün Medinelilerin yemesini dilemiş olsaydı, hepsi de yer ve doyarlardı` dedi."69

Peygamberimiz Hz. Muhammed`in (a.s.m.) dini, dâveti ve risaleti umumî olduğu için, hemen hemen Kâinatın her nevinden mucîzelere mazhar olmuştur. Duâsıyla yemeklerin bereketlenmesi hususunda da birçok mucîzeler göstermiştir. Mevzu ile ilgisi bakımından bu mucîzeyi burada naklettik. Ve, duâ ediyoruz:

"Yâ Rab! Resûl-i Ekremin (a.s.m.) bereketi hürmetine bize ihsan ettiğin maddî ve mânevî rızkımıza bereket ihsan eyle!"

Hicâb Âyetinin Nâzil Olması

Hz. Zeynep`in düğün yemeğine dâvet edilenler, dağılmış, sadece üç kişi kalmıştı. Bunlar oturup konuşmaya dalmışlardı. Peygamber Efendimiz bu durumdan hoşlanmadı. Kalkıp Hz. Âişe`nin odasına kadar gitti. Sonra birbiri ardınca Ezvâc-ı Tâhiratın da odalarına uğradı. Biraz sonra konuşanlar gitmişlerdir zannıyla döndü. Fakat, onlar hâlâ konuşmalarına devam ediyorlardı. Resûl-i Ekrem Efendimiz, onlara birşey diyemedi. Tekrar, Hz. Aişe Vâlidemizin odasına doğru gider gibi davrandı. Bu sırada onlar da kalkıp gittiler. Peygamber Efendimize haber verilince hemen geri döndü. Hücre-i Saâdete girdi.

Daha önceleri de Hz. Ömer, "Yâ Resûlallah! Hanımlarınızı perde arkasına alsanız. Zira, huzurunuza her çeşit insan gelir, gider" derdi. Fakat, Cenâb-ı Hak tarafından herhangi bir emir gelmediğinden Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Hz. Ömer`in bu sözüne karşı sükût ederdi. Hattâ bir gün Ezvâc-ı Tâhirattan Hz. Sevde`yi dışarda görmüş ve "Ey Sevde! Biz seni tanıdık" demişti.70 Bu sözü, Hicab hakkında İlâhî emrin gelmesini şiddetle arzu etdiği için sarfetmişti.

Hz. Zeyneb`in düğün yemeğinde de yukarıda bahsettiğimiz hâdise meydana gelince, hicâb âyeti nâzil oldu:

"Ey îmân edenler! Yemek için dâvet olunmadan Peygamberin evine girip de orada yemek vaktini beklemeyin. Dâvet edildiğinizde ise girin; fakat yemeğinizi yedikten sonra sohbete dalmadan dağılın. Bu hareketleriniz Peygambere eziyet verir; o da size bunu açıklamaktan sıkılır. Allah ise hakkı açıklamaktan çekinmez. Peygamberin hanımlarından birşey istediğinizde de perde arkasından isteyin. Hem sizin kalbiniz, hem de onların kalbi için bu daha temiz bir harekettir. Ne Allah`ın Resûlüne eziyet vermeniz, ne de ölümünden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız size ebediyen câiz değildir. Muhakkak ki bu Allah katında pek büyük bir günahtır."71

Nâzil olan bu âyet-i kerimeyi Peygamber Efendimiz dışarı çıkıp halka okudu. Bunun üzerine Ezvâc-ı Tâhirat da perde arkasına çekildiler.72

Bundan sonra, neseb ve süt emme yönünden akraba olanlarla, hizmetçi ve hürriyetlerine kavuşmak için anlaşma yapmış bulunanlar dışındakilerle Ezvâc-ı Tâhirat gerektiği zaman ancak perde arkasında konuşur görüşürlerdi.73

Bir gün Peygamber Efendimizin yanında Hz. Ümmü Seleme ile Hz. Meymune bulunuyordu. Bu esnada âmâ olan Abdullah ibni Ümmi Mektum (r.a.) içeri girdi. Peygamberimiz hanımlarına, "Perde arkasına çekiliniz" diye emretti.

Onlar, "Yâ Resûlallah, o âmâ değil midir? Gözleri görmez ve bizi tanımaz" dediler.

Peygamber Efendimiz, "Siz de âmâ mısınız? Onu görmüyor musunuz?" buyurdu.74

Müslüman Kadınlara Tesettürün Emredilmesi

Bir kısım edepsiz münafıklar, köle kadınlara sataşırlardı. Zaman zaman sâir kadınları da, köle zannıyla rahatsız ederlerdi.

Bunların, mü`minlerin hanımlarını da rahatsız ettikleri olurdu. Neden böyle yaptıkları sorulduğunda ise, "Biz onları köle sanmıştık" diyerek mazeret uydururlardı.

Bu hâdiseler üzerine Müslüman kadınların örtünmelerini emreden şu âyet-i kerime nâzil oldu:

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü`minlerin hanımlarına söyle, evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların hür ve iffetli hanımlar olarak tanınmaları ve eziyete uğramamaları için daha uygundur."75

62. Tabakât, 8:101.

63. A.g.e., 8:101; Tirmizî, Sünen, 5:354; ibn-i Kesir, Tefsir, 3:491.

64. Ahzab Sûresi, 37-38.

65. Cahiliyye Devrinin bu evlâd edinme âdeti Kur`ân-ı Kerîmin şu mealdeki âyet-i kelimeleriyle ortadan kaldırılmıştır. `... Allah evlâtlıklarınızı, oğullarınız hükmünde kılmamıştır. Bunlar sizin ağzmızdaki mânâsız bir sözden ibarettir. Allah ise hakkı bildiriyor ve kullarını doğru yola iletiyor.

`Onları kendi babalarına nisbet edin; Allah katında doğru olan budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, zâten onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Bu hususta unutarak veya bilmeyerek yaptığınız hatadan dolayı sizin için bir günah yoktur; siz ancak kasten yaptıklarınızdan mes`ulsünüz. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.` (Ahzab Sûresi, 4-5.)

66. Tirmizî, Sünen, 5:352.

67. Ahzab Sûresi, 40.

68. Mektûbat, s. 28-29.

69. Müslim, 2:1051.

70. A.g.e., 4:151.

71. Ahzab Sûresi, 53.

72. Müslim, 4:151.

73. Tabakât, 8:177.

74. A.g.e., 8:178.

75. Ahzab Sûresi, 59.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kusura bakmada....bu kadar derine, detaylara girmeye hic gerek yok......

bunlari yazmak icin bir sürü emek sarf etmisin....emegine saygim var....

ama önemli olan neticedir, özettir....sen ve kuran disi kitaplar istedikleri kadar

muhammedi koruma altina almaya calissanizda olmuyor.....nereden tutarsan tut....patlak veriyor...

zeynep zeydin karisi degil herhangi bir kadinda olabilirdi.....

Soru...Muhammed baskasinin karisina göz koydumu ? cevap...evet

Soru....Muhammed yuva yiktimi...cevap...evet....

Soru ..Muhammed baskasinin karisininla evlendimi...cevap ..evet

Isteyen istedigi kadar kivirsin....yok o olay öyle degilde söyle oldu.....falan filan.....

nasil olmussa olmus....sonuc degismez......sen istedigin gibi inanmakta tabiki hürsün....

Bu olay bana ve dünyada bircok insana göre ahlaksizliktir.

Kendi kendine vahiyler yazip...bunu allah gönderdi....diye kendi ahlaksizligini hakli cikarmaya calismalar....yemezler.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

olayi bu kadar detayli anlatman...sonucu degistirmiyor....Muhammed zeydin yuvasini yikti ve

karisini koynuna aldi......böyle ahlaksiz birini nasil hala peygamber olarak kabul edebiliyorsunuz

hayret dogrusu.....bir tanidiginiz gelini ile evlense kim bilir nasil elestirirsiniz.

Bir Atheist'in boyle bir yazi yazmasi aslinda gulunc. "Ahlaksiz" ne demek?. Canlilar evrim tarafinda,genlerini cogaltmak ve yasatmak icin karsi cinsle birlesmeye programlandigini bir atheist nasil bilemez? . Muhammed eger Zeyd'in "bosandigi" karisi ile genlerini yasatma icgudusu geregi evlenmisse bunun Atheist dusunce bakimindan neresi yanlistir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir Atheist'in boyle bir yazi yazmasi aslinda gulunc. "Ahlaksiz" ne demek?. Canlilar evrim tarafinda,genlerini cogaltmak ve yasatmak icin karsi cinsle birlesmeye programlandigini bir atheist nasil bilemez? . Muhammed eger Zeyd'in "bosandigi" karisi ile genlerini yasatma icgudusu geregi evlenmisse bunun Atheist dusunce bakimindan neresi yanlistir?

Karsi cins bir baskasinin karisi ise ve o kari ile beraber olmak icin o yuvayi yikiyorsa....

Siz Dincilere göre ahlaksizlik olmayabilir....yazilanlari iyi oku.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karsi cins bir baskasinin karisi ise ve o kari ile beraber olmak icin o yuvayi yikiyorsa....

Siz Dincilere göre ahlaksizlik olmayabilir....yazilanlari iyi oku.

Ahlaksizlik???

Kendinle celisiyorsun yada atheism'i anlamiyorsun.. Kimyasal maddelerin randomly (tesaduf) sonucu bir araya gelmesiyle olusmus, amaci genlerini bir sonraki nesile gecirmek ve uremek olan bir canli neden ahlakli olmak zorundadir? Evrim acisindan bakildiginda icgudusunu takip ederek kendisine mumkun oldugu kadar cok karsi cinsle birlesme sansi yaratan canli basarili canlidir.

tarihinde beaver tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kusura bakmada....bu kadar derine, detaylara girmeye hic gerek yok......

bunlari yazmak icin bir sürü emek sarf etmisin....emegine saygim var....

ama önemli olan neticedir, özettir....sen ve kuran disi kitaplar istedikleri kadar

muhammedi koruma altina almaya calissanizda olmuyor.....nereden tutarsan tut....patlak veriyor...

zeynep zeydin karisi degil herhangi bir kadinda olabilirdi.....

Soru...Muhammed baskasinin karisina göz koydumu ? cevap...evet

Soru....Muhammed yuva yiktimi...cevap...evet....

Soru ..Muhammed baskasinin karisininla evlendimi...cevap ..evet

Isteyen istedigi kadar kivirsin....yok o olay öyle degilde söyle oldu.....falan filan.....

nasil olmussa olmus....sonuc degismez......sen istedigin gibi inanmakta tabiki hürsün....

Bu olay bana ve dünyada bircok insana göre ahlaksizliktir.

Kendi kendine vahiyler yazip...bunu allah gönderdi....diye kendi ahlaksizligini hakli cikarmaya calismalar....yemezler.....

Mike yukarıda boru gibi bir yazı forum kuralları dışına cıkmadan da kaynak belirttim.... SEn????..... mevzu yukarıda açıkmve net ordan al ve şurası yanlış de öyle kişisel görüşlerini ortaya koyarak şu mu evet yok bu mu hayır neden şundan kaynak BEN:) Böyle bişey yok....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mike yukarıda boru gibi bir yazı forum kuralları dışına cıkmadan da kaynak belirttim.... SEn????..... mevzu yukarıda açıkmve net ordan al ve şurası yanlış de öyle kişisel görüşlerini ortaya koyarak şu mu evet yok bu mu hayır neden şundan kaynak BEN:) Böyle bişey yok....

Boru gibi yazimi ? ne demek istiyorsun ? hakaretli, küfürlü konusmak,atismakmi istiyorsun ?

tarihinde Mike650 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Boru gibi yazimi ? ne demek istiyorsun ? hakaretli, küfürlü konusmak,atismakmi istiyorsun ?

mike ben art nıyetlılere koz vermem:) hayır yazının cok kalıtelı oldugunu belirten bir mecazi kelıme kullandım hakaret etmedım heyecanlanma:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

mike ben art nıyetlılere koz vermem:) hayır yazının cok kalıtelı oldugunu belirten bir mecazi kelıme kullandım hakaret etmedım heyecanlanma:)

Tayfun...bende sana boru gibi cevaplar yazdım.....:-)

Senin kaynaklarında....peygamberin Zeynebi çıplak gördügünü....Zeydden karısını istedigini yazmıyor...

ama....diyelimki....yazdıklarının hepsi dogru......o dogrular olan olayı değistiriyormu ?

Sadece iyi niyetlice yuva bozdugunu....iyi niyetlice baskasının karısını altına aldıgını

yazıyor....

Siz dinciler neden acık acıga itiraf etmiyorsunuz....Peygamberimiz karıya kıza düskündü deyin...

Zamparaydı deyin.....kendisi bile kurana uymuyordu deyin...beğendiği karıya,bana vahiy geldi diyordu deyin.hic kıvırmadan itiraf edin

acık acıga....kıvırınca sonuclar degismiyor....

Yok yardım amaclı evlenmiş.miş...yok karılarıyla cinsel iliskiye girmemiş miş....

bunlara saf dinciler inanır,Çocuklar inanır

Link to post
Sitelerde Paylaş

bak sana acıklama ve tirmizi den sahıh kaynak ve diğer kaynaklar....

Sevgili tayfun,

Uzun uzun yapıştırmışsın yine.

Muhammed'i aklamaya çalışmışsın.

Peki sen Muhammed'i Ayşe anan kadar tanıyabilir misin?

Yapıştırdığın sayfalarca paragrafları yazanlar Ayşe anandan iyi bilir mi?

“görüyorum ki,”senin allah’ın yalnız senin şeyinin keyfi için koşturuyor.” (kaynak: buhari, tefsir/7; tecrid, hadis/1721; müslim, rıda/49,50-hadis/1464; ibni mace, nikah/57-hadis/200; ahmet ibn-i hanbel, 6/134, 158, 261)

Bu da İslam kaynaklarının iddia ettiğine göre sahih bir hadis. Kuttub-i Sitte hadisi.

Şimdi bu adam şeyinin keyfine ayet yazıp durmuş. Hem de en yakınındaki karılarından biri tarafından dile getirilmiş. Elbette böyle bir şahsiyet yuva da bozar, evlatlığının karısına da göz koyar.

Keşke alıntı yaptığın şahıslar bu hadisi de koysa idi.

Koyamazlar değil mi?

Koyarlarsa işlerine geldiği gibi dizayn ettikleri farklı bir Muhammed'i sunamazlardı.

Taa içinize işlemiş riyakarlık.

Sevgiler.

tarihinde Ulaş'ın sesi bu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili tayfun,

Uzun uzun yapıştırmışsın yine.

Muhammed'i aklamaya çalışmışsın.

Peki sen Muhammed'i Ayşe anan kadar tanıyabilir misin?

Yapıştırdığın sayfalarca paragrafları yazanlar Ayşe anandan iyi bilir mi?

görüyorum ki,senin allahın yalnız senin şeyinin keyfi için koşturuyor. (kaynak: buhari, tefsir/7; tecrid, hadis/1721; müslim, rıda/49,50-hadis/1464; ibni mace, nikah/57-hadis/200; ahmet ibn-i hanbel, 6/134, 158, 261)

Bu da İslam kaynaklarının iddia ettiğine göre sahih bir hadis. Kuttub-i Sitte hadisi.

Şimdi bu adam şeyinin keyfine ayet yazıp durmuş. Hem de en yakınındaki karılarından biri tarafından dile getirilmiş. Elbette böyle bir şahsiyet yuva da bozar, evlatlığının karısına da göz koyar.

Keşke alıntı yaptığın şahıslar bu hadisi de koysa idi.

Koyamazlar değil mi?

Koyarlarsa işlerine geldiği gibi dizayn ettikleri farklı bir Muhammed'i sunamazlardı.

Taa içinize işlemiş riyakarlık.

Sevgiler.

Hadisin tamamı şöyledir: Hişam (bin Urve) babasından naklen anlatıyor: Havle binti Hakîm, kendini Peygamber'e hibe eden kadınlardan biriydi. Bunun bu davranışı üzerine Âişe:

Kadın kendini erkeğe hibe etmekten haya etmiyor mu? dedi.

"Resulum! Eşlerinden dilediğini bir süre ihmal edip dilediğini de yanına alabilirsin. Kendisinden bir süre uzak durduğun eşlerinden birini tekrar yanına almanda sana bir vebâl yoktur. Bu hal onların sevinmeleri, mahzun olmamaları, yaptığın muameleden hepsinin hoşnud olmaları bakımından daha münasiptir. Allah kalplerinizde olan her şeyi bilir. Allah alîmdir, halîmdir/her şeyi hakkıyla bilir, müsamahası boldur(Ahzâb, 33/51) âyeti inince de Âişe:Yâ Rasülallah! Vallahi bana öyle geliyor ki, Rabb'in (kadınların değil) ancak Senin arzunu/rızanı, hoşnutluğunu tahakkuk ettirmek için böyle çabuk davranıyor dediğini belirtmiştir(Buharî, Nikah,29; Müslim, Reda 49).

İbn Hacerin-Kurtubîden naklen- belirttiğine göre, hadiste yer alan heva kelimesi rıza manasında kullanılmıştır. Çünkü, Hz. Aişe O heva ve hevesinden konuşmaz(Necm, 53/3) mealindeki ayette belirtildiği üzere, Hz. Peygamberin heva -hevesinin söz konusu olmayacağını çok iyi bilmektedir. Ancak, bu konuda -kendilerini Resulullaha hibe den- kadınlara karşı duyduğu öfke ve fazla kıskançlık onu bu tabiri kullanmaya sürüklemiştir(İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi).

Konu İlgili ayette meal olarak yer alan Bu hal onların sevinmeleri, mahzun olmamaları, yaptığın muameleden hepsinin hoşnud olmaları bakımından daha münasiptir ifadesi Hz. Peygamberin eşlerinin hoşnutluklarının daha fazla göz önünde bulundurulduğunu göstermektedir. Hz. Aişenin o ifadesi biraz hissi gibi görünüyor. Bir insan olarak o anda eşler arasında olabilen bir konuşma tarzını tercih etmiş, onunla kendilerini Resulullah'a hibe eden kadınlara karşı duyduğu kıskançlık damarını tatmin etmiştir. Bu duygusal davranışı Hz. Aişenin o mualla konumunu asla zedelemez.

Burada cinsellik kavramını ön plana çıkarmak isabetli değildir. Hz. Aişenin ifadesinde yer alan heva sözcüğü, cinsellikle ilgili heva değil, genel olarak onun hoşnutluk ve rızasının gözetildiğini, bununla da Allahın resulünü ne kadar sevdiğini, ona ne kadar değer verdiğini vurgulayan bir ifadedir. Nitekim, İmam Nevevî de Hz. Aişenin bu ifadesini şöyle açıklamıştır: Yani; Allah senin bütün işlerini kolaylaştırıyor, zorluklarını gideriyor, zaten bunun için seni (peygamber olarak)seçmiştir(Nevevî, ilgili hadisin şerhi).

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hadisin tamamı şöyledir...

Olmadı tayfun. Bu açıklamalar kurtarmaz. "Muhammed kendi heva ve hevesinden konuşmaz" ayeti kısaca, "bunlar tanrı sözüdür, Muhammed kendisi uydurmuyor" demektir. Dolayısıyla Ayşe, Muhammed'e değil tanrısına hitaben "senin şeyinin keyfine yönelik ayet gönderiyor" demekte. Yani konuyu Necm 3'e göre ele aldığın vakit de; Ayşe zaten "bunları sen yazıyorsun" demiyor. Sözleri doğrudan tanrısına gidiyor.

Diğer yandan cümlenin anlam bütünlüğünde "heva" sözcüğünün anlamı son derece açık. Bahsi geçen ayette hoşnutluk ve rızanın kendi karıları ile ilgili olduğunu unutmamak gerekir. Hal böyleyken cinsellik olarak algılamamamız gerektiği gibi bir bahaneyi ileri sürmek mümkün değil. Muhammed, kendisini hibe eden kadınlarla sevişmeyecek mi sevgili tayfun?

Müslümanların huyudur riyakarlık.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmadı tayfun. Bu açıklamalar kurtarmaz. "Muhammed kendi heva ve hevesinden konuşmaz" ayeti kısaca, "bunlar tanrı sözüdür, Muhammed kendisi uydurmuyor" demektir. Dolayısıyla Ayşe, Muhammed'e değil tanrısına hitaben "senin şeyinin keyfine yönelik ayet gönderiyor" demekte. Yani konuyu Necm 3'e göre ele aldığın vakit de; Ayşe zaten "bunları sen yazıyorsun" demiyor. Sözleri doğrudan tanrısına gidiyor.

Diğer yandan cümlenin anlam bütünlüğünde "heva" sözcüğünün anlamı son derece açık. Bahsi geçen ayette hoşnutluk ve rızanın kendi karıları ile ilgili olduğunu unutmamak gerekir. Hal böyleyken cinsellik olarak algılamamamız gerektiği gibi bir bahaneyi ileri sürmek mümkün değil. Muhammed, kendisini hibe eden kadınlarla sevişmeyecek mi sevgili tayfun?

Müslümanların huyudur riyakarlık.

Sevgiler.

evliliklerinin sadece 1 i hariç sıcaklıkların mükemmel derecede fazla oldugu(Cinsel açıdan araştırınız) bir yerde 50 yaşından sonra insanın cinsel arzularının azaldığı köreldiği bir zamanda yapan bir insana bu bahsettiğin yakıstırmaları objektıf hıcbır vıcdan kabul edemez ilk evliliğini yapana kadar ne kadar iffetli yaşadığı dost düşman herkes tarafından belli olan insanların çolugunu çocugunu hanımını kızını emanet ettiği bir insana bu yakıstırmaları düşünen bir akıl yapamaz... gelin inadı bırakın gerçeği görün...

Link to post
Sitelerde Paylaş

evliliklerinin sadece 1 i hariç sıcaklıkların mükemmel derecede fazla oldugu(Cinsel açıdan araştırınız) bir yerde 50 yaşından sonra insanın cinsel arzularının azaldığı köreldiği bir zamanda yapan bir insana bu bahsettiğin yakıstırmaları objektıf hıcbır vıcdan kabul edemez ilk evliliğini yapana kadar ne kadar iffetli yaşadığı dost düşman herkes tarafından belli olan insanların çolugunu çocugunu hanımını kızını emanet ettiği bir insana bu yakıstırmaları düşünen bir akıl yapamaz... gelin inadı bırakın gerçeği görün...

Cinsel arzuların yaşlılıkla azaldığını nereden çıkardın? Meme okşamak, bacak okşamak, elele dolaşmak, öpüşmek, bakışmak, oynaşmak istemenin yaş aldıkça köreldiğini gösteren bir araştırma bilmiyorum.

Cinsellik deyince "bir delik var, bir de o deliğe girebilen bir değnek. Değneği deliğe sokunca cinsellik oluyor" gelmesin artık aklınıza.

Üstelik 50 yaş birleşme için geç bir yaş değil. Hele ki her gece bilmem kaç karısını dolaşıp sevişen biri için hiç değil.

Enes anlatıyor: Peygamber, 9 ya da 11 karısı varken, gecenin ya da gündüzün belli saatinde tümünü dolaşıyor ve hepsiyle cinsel ilişkide bulunuyordu.”

Enes’e soruluyor: – “İyi ama, Peygamber buna güç yetirebiliyor muydu?”

Enes karşılık veriyor: “Evet. Biz aramızda, Peygambere 30 erkek gücil (şehveti) verildiğini konuşurduk.” (Buhari)

Adamın şehveti tavan.

Zeyd de Zeynep'i emanet ediyordu herhalde. Ne de olsa Zeynep, babasının geliniydi; kızıydı.

Sonuç ortada.

Sevgiler.

tarihinde Ulaş'ın sesi bu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cinsel arzuların yaşlılıkla azaldığını nereden çıkardın? Meme okşamak, bacak okşamak, elele dolaşmak, öpüşmek, bakışmak, oynaşmak istemenin yaş aldıkça köreldiğini gösteren bir araştırma bilmiyorum.

Cinsellik deyince "bir delik var, bir de o deliğe girebilen bir değnek. Değneği deliğe sokunca cinsellik oluyor" gelmesin artık aklınıza.

Üstelik 50 yaş birleşme için geç bir yaş değil. Hele ki her gece bilmem kaç karısını dolaşıp sevişen biri için hiç değil.

Adamın şehveti tavan.

Zeyd de Zeynep'i emanet ediyordu herhalde. Ne de olsa Zeynep, babasının geliniydi; kızıydı.

Sonuç ortada.

Sevgiler.

Cinsel Problemı olan insan evlililerini şehvetin tavan yaptığı bir dönemde yapardı 50 den sonra değil....Akıllı olsan araştırırdın neden butun hz aişe hariç diğerleri duldu...???

Cinsel arzuların yaşlılıkla azaldığını nereden çıkardın? Meme okşamak, bacak okşamak, elele dolaşmak, öpüşmek, bakışmak, oynaşmak istemenin yaş aldıkça köreldiğini gösteren bir araştırma bilmiyorum.buna cevap vermıyorum 60 yaşındakı bir adamla 25 yaşındakı bir adamın cinsel arzusunun aynı oldugunu söylemek kadar,cinsel arzunun yaşa bağlı değişmediğini söyleme kadar cürretkarsın helal olsun bu kadar rahat sallamak ::)

Şu buhariden alını yaptıgın hadisin kaynagını ver hadis numarasını bölümünü bakalım belkı yıne terbiyesizlik yapmışsındır...hz zeynep ile ilgili evliliği kaynaklarla defalarca gözünüze soktuk... Bak gör forumda....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cinsel Problemı olan insan evlililerini şehvetin tavan yaptığı bir dönemde yapardı 50 den sonra değil....Akıllı olsan araştırırdın neden butun hz aişe hariç diğerleri duldu...???

Cinsel arzuların yaşlılıkla azaldığını nereden çıkardın? Meme okşamak, bacak okşamak, elele dolaşmak, öpüşmek, bakışmak, oynaşmak istemenin yaş aldıkça köreldiğini gösteren bir araştırma bilmiyorum.buna cevap vermıyorum 60 yaşındakı bir adamla 25 yaşındakı bir adamın cinsel arzusunun aynı oldugunu söylemek kadar,cinsel arzunun yaşa bağlı değişmediğini söyleme kadar cürretkarsın helal olsun bu kadar rahat sallamak ::)

Şu buhariden alını yaptıgın hadisin kaynagını ver hadis numarasını bölümünü bakalım belkı yıne terbiyesizlik yapmışsındır...hz zeynep ile ilgili evliliği kaynaklarla defalarca gözünüze soktuk... Bak gör forumda....

Ah be sevgili tayfun. Ah be sevgili tayfun. Ne desek boş değil mi?

Neyse konuyu uzatmıyor ve istediğin kaynağı veriyorum: Buhari; e's-sahih-tecridi Sarih tercemesi, Hadis no:192

Bak bir de ne varmış:

Muhammed nerede ilgisini çeken güzel,bir kadin görse, hemen eve gider; Zeyneb'le yatardi. Böylece sehvetini giderirdi. Câbir lbn Abdullah anlatiyor: - "Peygamber bir kadin gördü; hemen Zeyneb'e gitti. Ki Zeyneb o sirada bir derisini ovup isliyordu. Peygamber hemen cinsel ihtiyac'ini gördü. Sonra arkadaslarinin yanina çikti. Ve söyle konustu: - Kadin, seytan biçiminde çikar karsiya. Ve yine seytan biçiminde dönüp gider. Bu nedenle sizden herhangi biriniz bir kadin gördü mü, hemen karisina gidip onunla yatsin. Çünkü bu (cinsel iliski), o kisinin içindekini (kabaran sehvetini) söndürür." (Bkz. Müslim, e's- Sahih, Kitabu'n-Nikâh/9-10, hadis no: 1403; Ebu Davud, Sünen, Kita- bu'n-Nikâh/44, hadis no: 2151; Tirmizî, Sünen, Kitab'r-Ridâ'/9, hadis no: 1158.)

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ah be sevgili tayfun. Ah be sevgili tayfun. Ne desek boş değil mi?

Neyse konuyu uzatmıyor ve istediğin kaynağı veriyorum: Buhari; e's-sahih-tecridi Sarih tercemesi, Hadis no:192

Bak bir de ne varmış:

Sevgiler.

Ne varmış... İnsanları islam ile ilgili herşeyi öğretmek için gelen bir peygamberin eğer gözünüze başka bir hayal ilişirse hemen eşinizin yanına gidin ki size haram olanın yerine helaliniz var sevginizi arzunuzu size helal olanla paylaşın demiş sorun bu mu?????

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tayfun...bende sana boru gibi cevaplar yazdım.....:-)

Senin kaynaklarında....peygamberin Zeynebi çıplak gördügünü....Zeydden karısını istedigini yazmıyor...

ama....diyelimki....yazdıklarının hepsi dogru......o dogrular olan olayı değistiriyormu ?

Sadece iyi niyetlice yuva bozdugunu....iyi niyetlice baskasının karısını altına aldıgını

yazıyor....

Siz dinciler neden acık acıga itiraf etmiyorsunuz....Peygamberimiz karıya kıza düskündü deyin...

Zamparaydı deyin.....kendisi bile kurana uymuyordu deyin...beğendiği karıya,bana vahiy geldi diyordu deyin.hic kıvırmadan itiraf edin

acık acıga....kıvırınca sonuclar degismiyor....

Yok yardım amaclı evlenmiş.miş...yok karılarıyla cinsel iliskiye girmemiş miş....

bunlara saf dinciler inanır,Çocuklar inanır

Onu herkes biliyor zaten..Müslümanlar böyle şeylerden iğrenmez..utanmazda..

hatta gurur duyarlar..Bu senin söylediğin akıllı zeki ve çağdaş insanlar için geçerlidir..

daha Düne kadar doğuda 13 yaş civarındaki kızları başlık parasıyla satarlardı..

Sen bir Dedenin Dayının Amcanın karşı çıktığını gördünmü..

Küçük büyük kadınlar islamda insan olarak görülmez..boşa yoruluyorsun...

Burada önemli olan...

Kutsal dedikleri kitaba..Muhammed kendi uydurduğu ayetleri kendi yararına sokmuş olmasıdır..

Kutsal bir yerden gelmediği belli olan Muhammedin karı kız işleri ve karılarıyla ilişkilerinde Allahı kullanmış olduğunun belli olmasıdır.

Allah Muhammedin işcisi olmuştur..açık açık böyledir..

Allahın Kadınlar bile vermez..bakire küçük kızlar verecek diye eşlerini tehdit ettiğini söyler.

Koskaca Allahı ..Muhammedin kendi karı kız işlerini halleden çalışanı olarak gösterilmesidir.

tarihinde abdullahabdal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Onu herkes biliyor zaten..Müslümanlar böyle şeylerden iğrenmez..utanmazda..

hatta gurur duyarlar..Bu senin söylediğin akıllı zeki ve çağdaş insanlar için geçerlidir..

daha Düne kadar doğuda 13 yaş civarındaki kızları başlık parasıyla satarlardı..

Sen bir Dedenin Dayının Amcanın karşı çıktığını gördünmü..

Küçük büyük kadınlar islamda insan olarak görülmez..boşa yoruluyorsun...

Burada önemli olan...

Kutsal dedikleri kitaba..Muhammed kendi uydurduğu ayetleri kendi yararına sokmuş olmasıdır..

Kutsal bir yerden gelmediği belli olan Muhammedin karı kız işleri ve karılarıyla ilişkilerinde Allahı kullanmış olduğunun belli olmasıdır.

Allah Muhammedin işcisi olmuştur..açık açık böyledir..

Allahın Kadınlar bile vermez..bakire küçük kızlar verecek diye eşlerini tehdit ettiğini söyler.

Koskaca Allahı ..Muhammedin kendi karı kız işlerini halleden çalışanı olarak gösterilmesidir.

ufff defalarca açıkladık yukarıdaaaaa papağanlık yapıp yapıp durmayın... AT gözlüklerini çıkarınca kuranın başka daha nelere değindiğini görür de belki saplandıgın bataklıktan cıkarsın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...